kul ya eyyühellezine / Ahzâb Suresi ayeti - Ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima | Kuran ve Meali

Kul Ya Eyyühellezine

kul ya eyyühellezine

Bakara Suresi Oku - Bakara Suresi Anlamı, Tefsiri, T&#;rk&#;e ve Arap&#;a Okunuşu (Diyanet Meali)

Haberin Devamı

Bakara Suresi Ölülere Okunur mu?

Din adamlarından bazılarına göre Bakara Suresi ölülere dua etmek maksadı ile okunabilir.

Bakara Suresi Özellikleri

Bakara Suresi Kuran-ı Kerimdeki en uzun suredir. Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlar Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra nazil olmuştur. Medine'de ilk ayet olması bakımından da son derece önemlidir. Farklı birçok konuya değinen Bakara Suresi, Kuran-ı Kerimdeki en faziletli surelerden biridir.

Bakara Suresi Şifa İçin Okunur mu?

Kurandaki her sure Allah kelamı olduğu için iman eden kullara hem şifa hem de bereket getirir. Hanedeki hastanın daha çabuk iyileşmesi ve şeytanın vesveselerinden korunmak için de okunabilir.

Bakara Suresi ve Uzun Bağışlanma Duası

Uzun Bağışlanma duasından önce ya da sonra Bakara Suresi okunabilir. Müminler dua ve sureleri peş peşe okuyarak Allah'a daha çok zikretmiş olur. Allah'ı zikretmek ise Kuran-ı Kerim'in emirlerinden biridir.

Bakara Suresini Üzerinde Taşımak

Bakara Suresi müminleri kaza ve belalardan korur. İsteyenler üzerinde taşıyabilir, isteyenler evlerine ya da iş yerlerine asabilir. Evlerin ve dükkanların bereketini arttırır, kişilerin iç sıkıntılarını dindirir.

Bakara Suresi Ne Zaman Okunmalı?

Bakara Suresinin bir kısmı ya da tamamı namaz esnasında okunabilir. Uyumadan önce, sıkıntı anında ve Allah'a hamd etmek için de okunabilir.

BAKARA SURESİ DİYANET MEALİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Elif Lâm Mîm. ﴾1﴿ Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. ﴾2﴿ Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. ﴾3﴿ Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar. ﴾4﴿ İşte onlar Rab'lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır. ﴾5﴿Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar. ﴾6﴿ Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. ﴾7﴿ İnsanlardan, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" diyenler de vardır. ﴾8﴿ Bunlar Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. ﴾9﴿ Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır. ﴾10﴿ Bunlara, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde, "Biz ancak ıslah edicileriz!" derler. ﴾11﴿ İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir. ﴾12﴿ Onlara, "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise, "Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?" derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. ﴾13﴿ İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz" derler. ﴾14﴿ Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir. ﴾15﴿ İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. ﴾16﴿

Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir. ﴾17﴿ Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. ﴾18﴿ Yahut onların durumu, gökten yoğun karanlıklar içinde gök gürültüsü ve şimşekle sağanak halinde boşanan yağmura tutulmuş kimselerin durumu gibidir. Ölüm korkusuyla, yıldırım seslerinden parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. ﴾19﴿ Şimşek neredeyse gözlerini alıverecek. Önlerini her aydınlatışında ışığında yürürler. Karanlık çökünce dikilip kalırlar. Allah dileseydi, elbette onların işitme ve görme duyularını giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾20﴿ Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız. ﴾21﴿ O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah'a ortaklar koşmayın. ﴾22﴿ Eğer kulumuza (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin). ﴾23﴿ Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kafirler için hazırlanmıştır. ﴾24﴿

İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!" diyecekler. Halbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾25﴿ Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, "Allah örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?" derler. (Allah) onunla bir çoklarını saptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır. ﴾26﴿ Onlar, Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah'ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşeri ve ahlâki bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. ﴾27﴿ Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah'ı nasıl inkar ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda ona döndürüleceksiniz. ﴾28﴿ O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir. ﴾29﴿

BAKARA SURESİ DİYANET MEALİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

BAKARA SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bakara Suresi Oku - Bakara Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)


Bakara Suresi Oku - Bakara Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Bakara Suresi Oku - Bakara Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Bakara Suresi Oku - Bakara Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
BAKARA SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

BAKARA SURESİ AYET SAYISI

Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup âyettir.

Ezberlemek, Okumak ve Dinlemek İsteyenler için Namaz Sureleri

HUCURAT

1.

Ya eyyühellezıne amenu la tükaddimu beyne
yedeyillahi ve rasulihı vettekullah innellahe semıun alım

2.

Ya eyyühellezıne amenu la terfeu asvateküm
fevka savtin nebiyyi ve la techeru lehu bil kavli ke cehri ba&#;dıküm
li ba&#;dın en tahbeta a&#;malüküm ve entüm la teş&#;urun

3.

İnnellezıne yeğuddune asvatehüm ınde
rasulillahi ülaikel lezınemtehanellahü kulubehüm lit takva lehüm
mağfiratüv ve ecrun azıym

4.

İnnellezıne yünaduneke miv verail hucürati
ekseruhüm la ya&#;kılun

5.

Ve lev ennehüm saberu hatta tahruce ileyhim
le kane hayral lehüm vallahü ğafurur rahıym

6.

Ya eyyühellezine amenu in caeküm fazikum bi
nebein fe tebeyyenu en tüsıybu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma
fealtüm nadimın

7.

Va&#;lemu enne fıküm rasulellah lev yütıy&#;uküm
fı kesırim minel emri le anittüm ve lakınnellahe habbebe ileykümül
ımane ve zeyyenehu fı kulubiküm ve kerrahe ileykümül küfra vel
füsuka vel ısyan ülaike hümür raşidun

8.

Fadlem minellahi ve nı&#;meh vallahü alımün
hakım

9.

Ve in taifetani minel mü&#;minınaktetelu fe
aslihu beynehüma fe im beğat ıhdalüma alel uhra fe katilületı tebğıy
hatta tefıe ila emrillah fe in faet fe aslihu beynehüma bil adli ve
aksitu innellahe yühıbbül müksitıyn

İnnemel mü&#;minune ıhvetün fe aslihu beyne
ehaveyküm vettekullahe lealleküm türhamun

Ya eyyühellezıne amenu la yeshar kavmün min
kavmin asa ey yekunu hayram minhüm ve la nisaüm min nisain asa ey
yekünne hayram minhünn ve la telmizu enfüseküm ve la tenabezu bil
elkab bi&#;sel ismül füsuku ba&#;del iman ve mel lem yetüb fe ülaike
hümüz zalimun

Ya eyyühellezıne amenütenibu kesıram minez
zanni inne ba&#;daz zanni ismüv ve la tecessesu ve la yağteb ba&#;duküm
ba&#;da e yühıbbü ehadüküm ey ye&#;küle lahme ehıyhi meyten fe
kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahıym

Ya eyyühen nasü inna halaknaküm min zekeriv
ve ünsa ve cealnaküm şüubev ve kabaile li tearafu inne ekrameküm
ındellahi etkaküm innellahe alımün habır

Kaletil a&#;rabü amenna kul lem tü&#;minu ve
lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in
tütıy&#;ulahe ve rasulehu la yelitküm min a&#;maliküm şey&#;a innellahe
ğafurur rahıym

İnnemel mü&#;minunellezıne amenu billahi ve
rasulihı sümme lem yertabu ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı
sebılillah ülaike hümüs sadikun

Kul etüallimunellahe bi dıniküm vallahü
ya&#;lemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü bi külli şey&#;in alım

Yemünnune aleyke en eslemu kul la temünnu
aleyye islameküm belillahü yemünnü aleyküm en hedaküm lil ımani in
küntüm sadikıyn

İnnellahe ya&#;lemü ğaybes semavati vel ard
vallahü basıyrum bima ta&#;melun

Ahzab Suresi Okunuşu - Ahzab Suresi Arap&#;a Yazılışı, T&#;rk&#;e Anlamı, Meali ve Tefsiri

Ahzab Suresi Okunuşu - Ahzab Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali ve Tefsiri

İçinizden kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. Biz, ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.

Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.

Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

Siz evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.

Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.

Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun. İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.(6)

Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.

Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah'ın vahiylerini tebliğ eden, Allah'tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. Allah, hesap görücü olarak yeter.

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin.

O'nu sabah akşam tespih edin.

O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, mü'minlere çok merhamet edendir.

Allah'a kavuşacakları gün mü'minlere yönelik esenlik dileği "Selâm"dır. Allah, onlara bol bir mükâfat hazırlamıştır.

45, Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut'a(7) verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın.

Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.

Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.

Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, mü'min kadınlardan ve sahip oldukları cariyelerden ötürü bir günah yoktur. Ey Peygamber hanımları! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla şahittir.

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar.(8) Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.

Şüphesiz Allah ve Resûlünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lânet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.(9)

Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

60, Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine'de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.

Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın.

İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.

Şüphesiz Allah, kâfirlere lânet etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır.

Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.

Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resûl'e itaat edeydik" diyecekler.

Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."

"Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânete uğrat."

Ey iman edenler! Siz Mûsâ'ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıştı. Mûsâ, Allah katında itibarlı bir kimse idi.

70, Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.

Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.(10)

Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

2-Bakara Suresi  Ayeti Kerime MealleriA. G&#;LPINARLI :Ey inananlar, size rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yiyin ve ancak ona tapıyorsanız karşılık olarak şükredin.ADEM U&#;UR :Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah´a kulluk ediyorsanız O´na şükredin.AL&#; FIKR&#; YAVUZ :Ey müminler, size verdiğim rızıkların temiz ve helâlından yeyin ve Allah’a şükredin, eğer hakikaten ona tapıyorsanız. BEK&#;R SADAK :Ey Inananlar! Sizi riziklandirdigimizin temizlerinden yiyin; yalniz Allah´a kulluk ediyorsaniz, O´na sukredin.CELAL YILDIRIM :Ey imân edenler! Sizi rızıklandığımız şeylerin iyi ve temiz olanından yeyin. Eğer yalnız Allah´a tapıp kulluk ediyorsanız O´na şükredin.D&#;YANET :Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.D&#;YANET VAKFI :Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah´a kulluk ediyorsanız O´na şükredin.D&#;YANET &#;SLER&#; :Ey İnananlar! Sizi rızıklandırdığımızın temizlerinden yiyin; yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız, O'na şükredin.ELMALILI M. HAMD&#; (ORJ&#;NAL):Ey o bütün iman edenler! size kısmet ettiğimiz rızıkların hoşlarından yeyin ve Allaha şükreyleyin eğer ancak ona tapıyorsanız ELMALILI M. HAMD&#; SADE. :Ey iman edenler, size kısmet ettiğimiz rızıkların hoşlarından yiyin ve Allah´a şükredin, eğer yalnızca O´na tapıyorsanız!G&#;LTEK&#;N ONAN :Ey inananlar, size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O´na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Tanrı´ya şükredin.H. BASR&#; &#;ANTAY :Ey îman edenler, size rızk olarak verdiğimiz şeylerin (maddeten ve manen) en temiz olanlarından yeyin, Allaha şükredin, eğer (hakıykaten) ona kulluk ediyorsanız.MUHAMMET ESED :Ey imana ermiş olanlar! Size rızk olarak sağladığımız iyi şeylerden nasiplenin ve Allah´a şükredin, eğer gerçekten O´na kulluk ediyorsanız.&#; NASUH&#; B&#;LMEN :Ey imân edenler! Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin tertemiz olanlarından yiyiniz ve Allah´a şükrediniz. Eğer siz ancak O´na ibadette bulunuyorsanız.SUAT YILDIRIM :Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz ve helâlinden yiyiniz! Eğer yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, O’na şükrediniz.S&#;LEYMAN ATE&#; :Ey inananlar, size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yeyin, Allah´a tapıyorsanız, O´na şükredin. Y. N&#;R&#; &#;ZT&#;RK :Ey iman sahipleri! Size verdiğimiz rızkların temizlerinden yiyin ve - eğer kendisine kulluk ediyorsanız - Allah´a şükredin.F&#;Z&#;LAL :Ey müminler, size verdiğimiz rızıkların tertemiz (helâl) olanlarından yiyin ve eğer gerçekten sırf Allah´a kulluk ediyorsanız, O´na şükredin.&#;BN&#; KES&#;R :Ey iman edenler; size rızık olarak veridğimiz şeylerin temiz olanlarından yeyin, Allah´a şükredin, eğer O´na kulluk ediyorsanız.TEFH&#;M&#;L KURAN :Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O´na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah´a şükredin.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir