Kulak Kristalleri Oynaması Hangi Bölüme Gidilir

ANKARA

Türkiye İş Bankası iştiraki olan Bayındır Hastaneleri Kulak Burun Boğaz (KBB) Baş ve Boyun Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nuri Özgirgin, "Kulak çınlaması tamamen de geçebiliyor, dolayısıyla kulak çınlamasının 'tedavisizliği' veya 'tedaviye olan direnci' konusunda bunun artık çok doğru bir algı olmadığını söyleyebilirim." dedi.

Bayındır Sağlık Grubu tarafından, Uluslararası Vertigo Derneği himayesinde "Otoloji'de 8'inci Kış Toplantısı" gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Özgirgin, bu yılki kış toplantısının gündeminin "tinnitus" yani "kulak çınlaması" konusu olduğunu söyledi.

Kulak çınlamasının değerlendirilmesi ve tedavisinde çok yeni ve farklı yöntemlerin geliştirildiğini belirten Özgirgin, bu hastalığın belki de senedir Türkiye'de irdelenmeyen bir konu olduğunu ifade etti.

Bu nedenle "Otoloji'de 8'inci Kış Toplantısı"nın bu yılki konusunun kulak çınlaması olduğunun altını çizen Nuri Özgirgin, toplantının bu açıdan önemine işaret etti.

Konuya ilişkin AA muhabirinin yönelttiği soruları yanıtlayan Özgirgin, kulak çınlamasının toplumun büyük bir kesiminde bulunduğunu dile getirerek, "Bazı hastalar kulak çınlamasını yüksek şiddette hissediyor, bazı hastalar ise gündüz arka plan gürültüsünün yoğunluğu nedeniyle hissedilmeyen ancak yatağa girdikleri zaman gece sessizliğinde kendilerini rahatsız edecek düzeyde kulak çınlaması olduğundan yakınıyorlar." diye konuştu.

Kulak çınlamasının birçok boyutunun olduğunu, "şuna dikkat etmeleri gerek" demenin doğru olmayacağını belirten Prof. Dr. Özgirgin, şöyle devam etti:

"Tabii ki işitmeyle ve iç kulak yapılarıyla çok ilgili bir durum. Örneğin çok şiddetli gürültüye maruz kalan bir kişide, askerlik eğitimi sırasında kulağın korunmadan atış yapılması çok şiddetli travma oluşturup, kulak çınlaması şikayetine neden olabiliyor. Havaalanlarında uçak yer hizmetlerinde çalışanlarda o gürültü, fabrika çalışanlarında kulağı korumadan çalışılan durumlarda maruz kalınan yüksek gürültü iç kulakta travmaya neden olup, arkasından çınlama şikayetine neden olabiliyor. Bazı ilaçlar da kulak çınlamasına neden olabiliyor ama çoğu zaman da kulak çınlamasının oluşumuna hiçbir neden bulamayabiliyoruz."

Özgirgin, "kulak çınlaması geçmez" diye bir algı olduğuna değinerek, "Aslında durum öyle değil. Belki kulak çınlamasına doğrudan etkili ilacımız yok ama artık gelişen teknoloji içinde elimizde çok güçlü enstrümanlar var kulak çınlamasına müdahale edilebilecek. Tamamen de geçebiliyor, dolayısıyla kulak çınlamasının 'tedavisizliği' veya 'tedaviye olan direnci' konusunda bunun artık çok doğru bir algı olmadığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.

"Evine yürüyerek taburcu ediyoruz"

Bayındır Sağlık Grubu KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Kliniği olarak modern kulak çınlaması tedavi konseptlerini uygulayarak hastalara yaklaştıklarını vurgulayan Nuri Özgirgin, "Olayı küçümsemiyoruz, bir ilaç verip gönderme eğiliminde olmuyoruz. İşin özüne inip, hastalarımıza modern tektikleri uyguluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Özgirgin, Bayındır Hastanesi bünyesinde Denge Merkezi'nin de bulunduğunu belirterek, genel nüfusta önemsenecek düzeyde baş dönmesi olan hastaların olduğunu söyledi.

Denge sorununun, baş dönmesinden biraz daha farklı olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Özgirgin, şunları kaydetti:

"Denge problemi gerçekten ayrıcalıklıdır. Denge sorunu genellikle göz ardı edilen bir konu. Biz bu grup hastalara doğrudan yaklaşımda bulunup, onları hem evde egzersizlerle ama daha çok hastanemizdeki Denge Rehabilitasyon Merkezi'nde tedaviye alıyoruz.

Yaklaşık 18 seanslık bir tedavi uygulaması sonrasında, denge fizyoterapisti arkadaşımızın da desteğiyle yakın takibimizde özel tektiklerle daimi olarak kontrol ederek, hastaların göz, nörolojik sistem ve beyin sapındaki denge çekirdekleri koordinasyonunu sağlıyoruz. Böylece iki kişinin koluna girerek ve zorlukla yürüyerek kliniğimize başvuran hastaları, tek başına hiçbir destek olmadan dengesini toparlamış vaziyette, evine yürüyerek taburcu ediyoruz."

"Denge merkezinde tedavisini yapıyoruz"

Bayındır Hastanesi KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tuncay Özçelik de kulak çınlamasının özellikle belli bir yaştan sonra nüfusun yüzde 10'unu kapsadığını söyledi.

Özçelik, kişilerdeki dengeyi sağlayan unsurları anlatarak, "Çok sık karşılaştığımız, 'kristallerin yerinden oynaması' dediğimiz ya da iç kulaktaki sıvılardaki basınç değişiklikleri kişide önemli bir denge problemine yol açabiliyor." şeklinde konuştu.

Belirli bir yaştan sonra denge problemlerinin ortaya çıkabildiğini belirten Doç. Dr. Özçelik, şu ifadeleri kullandı:

"Bunların bir kısmını çok basit müdahalelerle tedavi edebiliyoruz. Mesela bu kristallerin yerinden oynamasını, hangi kanaldaki kristalin yerinden oynadığını test ederek, onu bir manevrayla yerine getirip kişiyi kısa sürede normal hayatına döndürebiliyoruz.

Vertigo'da da kişinin dengesi bozuluyor ve bu dengeyi sağlamak için hastayı denge merkezimize alıp, belli testlerle hangi bölgede problemin olduğunu saptayarak ona göre yeni bir denge rehabilitasyon programıyla, belli bir süre içerisine eski dengeli haline getirebiliyoruz."

Özçelik, vertigo rahatsızlığının mutlaka çaresinin bulunduğunun altını çizerek, "Bu çareyi de bulmak birtakım gelişmiş testlerle mümkün ve Bayındır Hastanesi denge laboratuvarında bunları ayrıntılı bir şekilde yapıyoruz. Elde ettiğimiz sonuçlarla da hastanın rehabilitasyonunu yapıyoruz." diye konuştu.

Tuncay Özçelik, "Belirli ilaçların çınlama yaptığını söyleyerek, doktor kontrolü olmadan ilaç kullanmamak gerekiyor. Özellikle kulak çınlamalarında belirli grup antibiyotikler, ağrı kesiciler önemli faktör." dedi.

Toplantıda ayrıca, Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgür Yiğit dernekle ilgili bilgi verirken, alanında uzman doktorlar da kulak çınlamasına ilişkin çalışmaları hakkında görüşlerini paylaştı.

Muhabir: İlkay Güder

İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı ve Odyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu, pozisyonel vertigonun çoğunlukla kadınlarda rastlandığını belirterek, 'Halk arasında pozisyonel baş dönmesi olarak bilinen tarzdaki vertigo ilaçla tedavi edilemez. Kulaktaki kristallerin oynaması mekanik tedaviyle düzeltilir.' değerlendirmesinde bulundu.

Şerbetçioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, vertigonun baş dönmesine neden olan diğer rahatsızlıklardan farkına dikkati çekerek, 'Vertigoda kişi daha önce hiç hissetmediği şekilde çevresinde, genellikle gözlerini açtığında dönme hissi, gözlerini kapattığında ise kendi içinde dönme hissi ve buna eşlik eden mide bulantısı, ölüm korkusu, soğuk terleme gibi duygular yaşar. Vertigo halk arasında bir hastalıkmış gibi tanıtılmasına karşın, hastalık adı olamayacak kadar karmaşıktır. Vertigo hastası bir kere bile yaşadığı bu duyguyu ömür boyu unutmaz.' ifadesini kullandı.

Vertigonun genetik bir bağı olmadığını kaydeden Şerbetçioğlu, şunları kaydetti:

'Bünye yapıyor. Migrenin baş ağrısı dışındaki tipleri ve Meniere hastalığı da vertigoyla seyredebilir. Kristallerin oynaması vertigoya yol açan bir hastalıktır ve vertigoya neden olur. Meniere Hastalığı dediğimiz iç kulak basıncının artmasının sonucunda, vertigo ve işitme kaybı aynı anda ortaya çıkıyor. Migren ise herkes tarafından baş ağrısı yapan bir hastalık olarak tanınıyor ise de aslında bazı hastalarda baş dönmesine de yol açabiliyor. Migren hastaları denge bozukluğuna yakalanabiliyor. Bunların sonucunda ortak tablo vertigo adı altında özetleniyor. Yani vertigo geniş bir şemsiyenin altında toplanan bir grup hastalığın sonucudur.'

- Kadınlar risk grubunda

Şerbetçioğlu, migrenin hastalığı nüfusun yüzde 'sında görülürken, vertigonun yüzde rastlandığını kaydederek, 'Vertigonun en sık rastlanan tipi kristallerin oynaması tablosudur. Çocuklarda ve gençlerde az görülüyor. Çünkü onların beyinleri oldukça esnek ve yeni değişikliklere kolay adapte olabiliyor. Ama orta yaşlardan sonra vertigo kapıda bekliyor. Kristallerin oynaması tablosu daha sık olarak kadınların karşılaştığı bir tablo. Kadınlarda kristallerin zarar veren nedenlerden birisi hormonal dengesizlikler. Hormonlar kalsiyum metabolizması üzerinden kristallere zarar veriyor.' bilgisini verdi.

Şerbetçioğlu, 'Eskiden kristal oynamasının nedeninin kafa darbeleri olduğunu düşünürdük. Ama günümüzde bakıyoruz hiç kafa darbesi yemeyen insanda da kristaller yerinden oynayabiliryor. Mesela 12 saat sürekli yatıyorsunuz. Bu baş yaklaşık 12 saat hareketsiz kalıyor demektir. Sürekli bir kulağının üstünde yatanların bu tip vertigoya yakalanma riski daha fazla. Uzun süren yolculuklar da zararlı. Bu tip hareketsizlik veya aşırı hareketlilik yaratan durumlar vertigoyu ortaya çıkartabiliyor.' değerlendirmesinde bulundu.

- İlaçlar, kulağa da mideye de zarar veriyor

Vertigonun tedavisinin her hastaya ve hastalığa göre farklı olduğuna işaret eden Şerbetçioğlu, ilaçların çok az durumda tedaviye götürdüğünü belirtti.

Şerbetçioğlu, tedavi yöntemlerine ilişkin şunları kaydetti:

'Mesela kristaller oynamışsa, bu durum mekaniktir. Mekanik bir durum da yine mekanik bir tedaviyle düzeltilmeli. Örneğin kristallerin oynaması tablosunu ortaya çıkaran Dix-Hallpike denilen başın aniden 90 derece çevrilmesi manevrasını yaptırdığımızda, yarım daire kanallarına kaçmış olan kristalleri harekete geçirmiş oluyoruz. Ardından başı normal tarafa derecede çevirdiğimizde kristaller zararsız hale getirilebiliyor. Tabii bu mekanik tedavinin uzman hekim kontrolünde yapılması gerekiyor.

Migrende ise yaşam tarzının düzenlenmesi, atakların sıklığının azalmasını sağlıyor. Çünkü ilaçlar, ve ağrı kesiciler zararlı. Kullanılan ilaçlar, işitme kaybına neden olabilirken, mideye de zarar verebiliyor. Hatta ülser başlamasına bile neden oluyor. Biz hastalığın yerleşmeden önce çaresinin bulunmasını öneriyoruz. Yerleştikten sonra onun tedavisi zor, zahmetli ve masraflı. Diğer vertigo nedenlerinin tersine, migren tablosu genetik geçişle seyrediyor. Açlık, uykusuzluk çekildiğinde, kirli havalı yerlerde vakit geçiriyorsanız, lodosla çok karşılaşıyorsanız, güneşe gözünüzü dikiyorsanız, aşırı televizyon izliyorsanız, migreniniz tetiklenebilir.'

- 'Hastalıklar zincirine neden olabilir'

Vertigonun tedavi edilmediği takdirde hastalıklar zincirine neden olduğunu belirten Şerbetçioğlu, 'Tedavi edilmezse, düşmelere, sakatlanmalara neden olabiliyor. Masum bir baş dönmesi yaşlılıkta düşmeye, düşme ise kalça kırığına neden oluyor. Bu zincirin oluşmasıyla hastalık ağırlaşıyor. Öte yandan bu belirtiler başladığında dışarı çıktığında nasıl bir tabloyla karşılaşacağını bilemediği için hastalar eve kapanıyorlar. Bu nedenle sosyal izolasyona ve depresyona giriyorlar. Genellikle olumsuz psikolojinin vertigo hastalıkları üzerinde etkisi bulunmasa da vertigonun psikoloji üzerine olumsuz etkisi var.' ifadelerini kullandı.

Şerbetçioğlu, eğer hastanın konuşma kusuru, uyuşma, görme kusuru, çift görme veya bilinç yitimi de varsa nöroloji uzmanına başvurması gerektiğini vurgulayarak, 'Bunlar yoksa kulak burun boğaz bölümüne görünmeli. Öte yandan beyinle ilgili bir duyu yitimi varsa hastaların acil servise değil doğrudan nörolojiye gitmesi lazım. Çünkü acil servis tanı konmadan ilaç tedavisi uygulayarak hastalığın seyrini bozuyor. Seyri bozulan hastalıkta neden olan tabloyu keşfetmekte zorlanıyoruz.' dedi.