Bu gece, "Berat Kandili" gecesidir.
Berat'n kelime manas, "köleyi azad etme belgesi, kefalet belgesi, diploma"dr. mtiyaz, rütbe ve nianlar sahibine yazl olarak bildiren "ferman"dr. Anlatma göre, Hazreti Muhammed Efedimize "peygamberlii" bu gece "müjdelenmi"tir. Kur'an- Kerim bu gece indirilmitir.
Kur'an- Kerim'in indirilii, "Duhan Suresi"nin ilk ayetinde öyle yazldr: "Ha'mim, apaçk olan kitaba and olsun ki biz O'nu mübarek bir gecede indirdik. Dorusu biz insanlar uyarmaktayz. Tarafmzdan bir emirle her himmetli i o gecede hükmedilir."
Ancak ayette sözü geçen gecenin "Berat" gecesi mi, yoksa "Kadir" gecesi mi olduu konusunda "birlik" salanamamtr.
Din bilginlerinin tefsirine göre Kur'an- Kerim'in toptan indirimi ile ksmi indirimi farkl olduundan, hem Berat gecesi ve hem de Kadir gecesi için söylenenler dorudur.
Kad ve Ebu's - Suud'a göre, "Kur'an ilk defa Kadir gecesi cümleten (toptan) Levh'den dünya semasna indirildi. Cebrail (a.s.) ise sefereye (yazc meleklere) imla etti. Sonra da
Berat gecesi balayarak, yirmi üç senede Peygamber Efendimize ksm ksm indirildi."
Bu tereddütü slam alimleri yllardr tartr.
Sayn okuyucularma "dini anlatm çerçevesinde" bu tartmalardan bir özet vermek istiyorum. "Rivayet olunur ki: Atiyye-i Haruri, Kur'an'da yer alan, "Gerçekten biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik." (Kadr, 97/1) ifadesi ile "Gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik." (Duhan, 44/3) ifadesi, arasndaki çelikiye iaret ederek bnü Abbas Hazretlerine sordu: Yüce Allah, Kur'an' aylarn hepsinde indirmi iken bu nasl sahih olur? bnü Abbas (r.a.) Hazretleri de dedi ki: "Kur'an cümleten (toptan) Levh-i mahfuzdan Beyti Ma'mura indi ki o dünya semasdr. Sonra onun arkasndan olaylarn çeitlerine göre, durumdan duruma nazil oldu."
Demek ki Kur'an'n bir toptan inii, bir de ksm ksm inii vardr. Toptan inmesi bir defada olmutur. Buna daha çok "nzal" deyimi uygundur. Peygambere ksm ksm inmesi ise yirmi üç seneyi almtr. Buna da "Tenzil" deyimi uygundur.
Bunlarn ayn manada kullanlmalar yadrganmad gibi, "Tenzil"in her necmi (ksm ksm inmesi) ayrca düünüldüü zaman yine "nzal" denilmek uygun olacandan, birinin bir gecede (Berat), birinin de dier bir gecede (Kadir) olmas iki rivayetin uzlatrlmasna daha uygun gelecektir. u halde "mübarek gece"nin "Berat Gecesi" olmas, "Gerçekten biz onu Kadir Gecesi indirdik" (Kadr 97/1) buyurulmasna aykr olmayacaktr. Müslümanlarn bu geceyi "Berat" ve "Sakk" gecesi olarak adlandrmalar ile ilgili anlatm ise öyledir: "Kur'an'da 'Mü'minun' suresinin 72'nci ayetinde, ücret ve karlk anlamna kullanlan 'haraç', tamamen alndnda, harac alan verenin beraetlerini (temize çkmalarn) dile getiren 'sakk' (bir senet) yazp eline verir. Ayn ekilde Allah Teala da bu gece mümin kullarna 'berat' yazar."
Tefsirlere göre bu gecenin be özellii vardr: (1) Her hikmetli (deerli) i aça çkar. (2) Her kim ki rekat namaz klar ise Allah ona melek gönderir. Otuzu cenneti müjdeler. Otuzu cehennemden korur. Otuzu dünya afetlerinden korur. Ve dier onu da eytandan korur. (3) Bu gece Kelb kabilesinin koyunlarnn kllar saysnca rahmet iner. (4) Yüce Allah bu geceyi hakkyla ihya edip af dileyenlere mafiret eder. (5) Bu gecede Resulullah (S.A.V.)'a afaatn tamam verilmitir. Peygamber Efendimiz bu gece ile ilgili öyle buyururlar: "aban aynn onbeinci gecesi olduu zaman geceyi ibadetle ihya edin. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü Allah Teala o gece güne douncaya kadar dünya alemine rahmet nazaryla bakar ve buyurur ki:
- Yok mudur istifar eden, mafiret edeyim.
- Yok mudur dert ve musibete duçar olan, ifasn vereyim.
- Daha ne gibi dilekleri olanlar varsa istesinler vereyim."
Bu gece, Kameri aylarn sekizincisi olan aban aynn 14'ünü, 15'ine balayan gecedir. Allah ksmet eder ise, 15 gün sonra Ramazan' idrak edeceiz.
Tüm Müslümanlarn bu önemli gününü ve gecesini kutlarm.
Tarih: 06 Mart İbadet Hayatımız
Berat Arapça berâe/berâet (البرائة) kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, “iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması” anlamına gelir.
Şâban ayının on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi için Arapça eserlerde “şâbanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (الصك = belge) gecesi” mânalarına gelen terkipler kullanılmaktadır.
Bazı âlim ve müfessirler Duhân sûresinin 3. ayetinin Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Bu takdirde Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfûzdan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de âyetlerin peyderpey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır.
Cenab-ı Hak, rivayete göre Kur’an’ın Levh-i Mahfuz’dan dünyaya indirildiği Berat gecesi için Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor;
“Apaçık Kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.” (Duhan, 44/) Böyle bir geceyi ganimet bilip dua, zikir ve ibadete yönelerek amel defterini zenginleştirmek, Allah’ın kulları için bulunmaz bir fırsattır.
Resûlullah (s.a.v.) buyurdular:
"Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?” buyurur.” (İbn Mâce, H. no: )
Peygamberimizden (s.a.v.) gelen bir rivayette ise "Allah Taala, Şa'ban ayının onbeşinci gecesi (kullarına rahmetle) nazar eder. Müşrikle, müşahin (kindar bencil) bu aftan yararlanamazlar." (İbn Mace, İkâmetü’s-Salât, ( I, ) Hadis No)
Hz. Âişe (r.a.) şöyle buyurmuştur:
"Bu gece (Şaban'ın onbeşinci gecesi) Hz. Peygamber’i (odanın içinde) aramaya başlamıştım ki (O’nu) başını secdeden kaldırırken buldum. Buyurdu ki: “Ey Aişe, Allah ve Rasulü’nün seni korkutmasından mı korktun? dedim. Hz. Aişe validemiz “Diğer hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim” dedi. Peygamberimiz buyurdu ki Allah Teâlâ Şabanın gecesinde (bu gecede) dünya semasına iner, Ben-i Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları bağışlar." buyurdu. (İbn Mace, İkametü’s-Salat, , (I, ), seafoodplus.info)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu gecede af dışı kalanları şu hadisleri ile bildirmektedir:
"Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban'ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna."(İbni Mâce, İkame, )
***
"Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna."(et-Tergîb ve't-Terhib, II/)
***
"Allah Teâlâ Şâban'ın on beşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar."(İbni Mace, İkametü's-Salât, ; Tirmizî, Savm, )
İslam ve İhsan
PAYLAŞ:
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Erkam Medya © islam&ihsan
Berat Gecesi'nin Mahiyeti ve Önemi:
Yıllık bir program çerçevesinde yürütülen ticari faaliyetler, yıl sonunda o program esaslarına göre kontrol ve teftiş edilir, kâr zarar hesapları yapılır. Kesin hesabın tespitinden sonra da gelecek yılın programı hazırlanarak son şeklini alır. Her yıl tekrar edilen bu kontrol ve tespit işlemleri sayesinde, ekonomik hayatta istikrarlı ve sağlam bir ilerlemenin temini mümkün olur.
Bu misalin ışığında manevi hayatımıza ve faaliyetlerimize bakalım. Dünya, ahiret hayatının kazanılması için yaratılmış bir manevi ticaret yeri olduğuna göre, o ticaretle ilgili faaliyetlerin de yıllık muhasebesinin yapılması gayet tabiidir. İşte bu muhasebenin vakti üç ayların içindedir. Berat Kandili ile başlayıp Kadir Gecesi'yle biten devreye rastlar.
Duhan sûresinin 2., 3. ve 4. âyetlerinin Berat Gecesi'nden bahsettiği bildirilmektedir. Âyetlerin meali şöyle:
"O apaçık kitaba and olsun ki, biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur."
- Bu hikmetli işler nelerdir ve ayetin manası nedir?
Bu ayetler hakkında iki görüş vardır. Çoğu tefsir bilginlerinin görüşüne göre, bu mübarek gece Kadir Gecesi'dir. İkrime bin Ebi Cehil'in de dahil olduğu bir grup âlim ise; bu gecenin Berat Gecesi olduğunu söylemişlerdir. Her iki tefsiri birleştiren diğer bir görüşe göre de hikmetli işlerin ayırımının yapılmasına Berat Gecesi'nde başlanmakta ve bu işlem Kadir Gecesi'ne kadar devam etmektedir.
Yıllık Kader Programı
İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırd edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir:
- Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur. Herkesin ve herşeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir.
- Rızıkla alakalı defterler Mikail Aleyhisselâma verilir.
- Savaşlarla ilgili defterler Cebrail Aleyhissalama verilir.
- Ameller nüshası dünya semasında görevli melek olan İsrafil'e verilir ki bu büyük bir melektir.
- Ölüm ve musibetlerle ilgili defter de Azrail Aleyhisselâma teslim edilir.
Fahreddin er-Râzî"nin açıklamasına göre bu defterlerin düzenlenmesi Berat Gecesi'nde başlar, Kadir Gecesi'nde tamamlanarak her defter sahibine teslim edilir.1
Berat Kandili'nin"bütün senede bir kudsi çekirdek hükmünde ve beşer mukadderatının programı nev'inden olması cihetiyle Leyle-i Kadrin kudsiyetinde" olması bu manalara dayanmaktadır.2
Kur'ân'ın bu gecede indirilmesi meselesine ise şöyle bir açıklama getirilmektedir:
Berat Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in levh-i mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna inzal denir. Kadir Gecesi'nde ise Peygamberimiz (asm)'e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da tenzil denir.
Berat Gecesi'nin Özellikleri
Tefsirlerde bu gece ile ilgili olarak şu şekilde izahlar yer almaktadır: Vergi ödendiği zaman nasıl ki vergi borçlusuna borcundan kurtulduğunu gösteren bir belge veriliyorsa, Allah Azze ve Celle de Berat Gecesi'nde mü'min kullarına berat yazar. Zaten bu gecenin dört adı vardır:"Mübarek Gece", "Berae Gecesi", "Sakk (belge ve senet) Gecesi" (Allah Teâlâ bu gece mü'min kullarına beraet yazar)", "Rahmet Gecesi."
"Berat, beraet" kelimesi "el-berâe" kelimesinin Türkçe'deki kullanılış şeklidir. Beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir. "Berâet" iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması anlamına gelmektedir. Mü'minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup İlâhî bağışa ermeleri umulduğu için de Berat Gecesi denmiştir.
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'dan Mekke'deki Kâbe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Berat Gecesi'nde gerçekleştiğini kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.3
Berat Gecesi'nin beş ayrı özelliği vardır:
1. Bütün hikmetli işlerin ayırımına başlanması.
2. Bu gecede yapılacak ibadetlerin diğer vakitlere nispetle kat kat sevaplı olması.
3. İlahi rahmetin bütün âlemi kuşatması.
4. Allah'ın af ve bağışlamasının coşması.
5. Peygamberimiz (asm)'e tam bir şefaat yetkisinin verilmiş olması.
Bir rivayette bildirildiğine göre Resulullah (asm) Şâban'ın on üçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat niyaz etti, üçte biri verildi. On dördüncü gecesi niyaz etti üçte ikisi verildi. On beşinci gecesi niyaz etti, hepsi verildi. Ancak Allah'tan devenin kaçması gibi kaçanlar başka
Zemzem kuyusunun bu gecede açık bir şekilde coşup çoğalması da bu manaları kuvvetlendiren kutsal bir işaret olarak yorumlanmaktadır.4
Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesi'nin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde nazara vermektedir.
"Şâban'ın gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir:
'İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.'
Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder."5
Çünkü o gece İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakk'a iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.
Bu Gece Af Dışı Kalanlar
Peygamber Efendimiz (asm) bu gecede af dışı kalanları şu hadisleri ile bildirmektedir:
"Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban'ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna."6
"Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna."7
"Allah Teâlâ Şâban'ın on beşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar."8
Üç aylara ayrı bir ruh ve mâna içinde giren Peygamber Efendimiz (asm) özellikle Şaban ayına özel bir özen gösterir, başka zamanlarda görülmemiş bir derecede ibadete ve âhiret işlerine yönelirdi. Bu ayın çoğu günlerini oruçlu geçirirken, geceleri de diğer gecelerden çok farklı bir şekilde ihya ederdi.
Bir Berat Gecesi'nde uyanıp da Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamı yanında bulamayan Hz. Aişe (ra) kalkarak Efendimizi aramaya başladı. Sonunda Peygamberimizi Cennetü'l-Bakî mezarlığında başını semaya kaldırmış halde buldu. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam mübarek hanımına Berat Gecesi'nin faziletini şöyle anlattı:
"Muhakkak ki, Allah Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder."9
İşlenen sevaplı amellerin değeri başka zamanlarda on ise, Berat Kandili'nde yirmi bindir. Meselâ başka zamanlarda okuduğumuz bir tek Kur'ân harfine on sevap veriliyorsa, bu gecede her bir harfine yirmi bin sevap verilmektedir.
Bu bakımdan tam bir ihlâsla çalışıp ihyasına gayret gösterebildiğimiz takdirde, Berat Kandili elli senelik bir ibadet hayatının sevabını bir gece içinde bize kazandırabilir.
"Onun için elden geldiği kadar Kur'ân ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır."10
Tek kişinin çalışma ve kazanma gücü, maddi hayatta olduğu gibi manevi hayatta da sınırlıdır diyorsak, bunun çaresi vardır. Aynı gayeyi paylaşan ve dünyada aynı maksatla yaşayan mü'min kardeşlerimizle birlikte teşkil ettiğimiz manevi şirket; bize hesabından âciz kalacağımız sonsuz bir manevi serveti kazandırabilir. Üstelik maddi kazançlarda kâr, ortaklar arasında bölünerek küçüldüğü hâlde, mânevi kârda böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Çünkü manevi faaliyetler nurludur. Nur ise maddi eşya gibi küçülmez ve bölünmez.
Berat Gecesi ibadeti
Gecenin manevi değeri dolayısıyla namaz, Kur'ân tilaveti, zikir, tesbih ve istiğfarla geçirilmesi, bu gece vesilesiyle muhtaçlara yardım ve benzeri hayırlı amellere özel bir önem verilmesi müstehaptır.
İmam-ı Gazali Hazretleri el-İhyâ'da, Berat Gecesi'nde yüz rekât namaz kılınması hakkında bir rivayete yer verse de, hadis âlimleri bu namazın sünnette yerinin olmadığını, böyle bir namazın Hicret'ten sene sonra Kudüs'te kılınmış olduğu tesbitinde bulunurlar. Hatta İmam Nevevi böyle bir namazın sünnette bulunmadığı için bid'at bile olduğunu ifade eder.
Bunun yerine kaza namazının kılınması daha isabetli olacaktır. Bununla beraber kılındığı takdirde de sevabının olmadığı anlamına gelmez. Çünkü ibadet alışkanlıklarının iyice azaldığı zamanımızda, insanların bu vesileyle namaza yönelmelerini hoşgörü ile karşılamak faydalı olacaktır.
Berat Gecesi Duası
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allah'ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin."11
Berat Duası
Bazı mana büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:
"Allah'ım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz onun katındadır.'"12
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesi'nin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz edelim
Kaynaklar:
1 Hülâsâtü'l-Beyân, XIII/
2 Şualar, s,
3 TDİ."Berat" maddesi.
4 Hak Dini Kur'an Dili, V/
5 İbni Mâce, İkame,
6 İbni Mâce, İkame,
7 et-Tergîb ve't-Terhib, II/
8 İbni Mace, İkametü's-Salât, ; Tirmizî, Savm,
9 Tirmizî, Savm
10 Şualar, s
11 et-Tergib ve't-Terhîb, II/,
12 Ra’d Suresi, 39; Mecmuatü’l-Ahzab, I/