kuranı kerimde deniz ile ilgili ayetler / Deniz ile ilgili ayetler, Deniz ayetleri

Kuranı Kerimde Deniz Ile Ilgili Ayetler

kuranı kerimde deniz ile ilgili ayetler

Kuranda deniz

Kuranda deniz ile alakali tahmini 42 ayet geçiyor - Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz. - Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır. - Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun. - Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın. - De ki: "Bizi bu tehlikeden kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız" diye gizli ve aşikâr O'na yalvarıp dururken, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır? - Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık. - Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz. - Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk. - Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O'dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. İşte o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarır ve dindar olurlar: "Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız." derler. - Ve sonra İsrailoğulları'nı denizden aşırdık. Firavun, düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına düşürdü. Ta ki, suda boğulmaya başlayınca "İnandım, gerçekten de İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka tanrı yoktur. Ben de ona teslim olanlardanım." dedi. - Allah öyle bir Allah'tır ki; gökleri ve yeri yarattı, gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli meyveler çıkardı; emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, ırmakları da emrinize verdi. - Yine denizden taze et (balık) yiyesiniz ve ondan takındığınız süs eşyasını çıkarasınız diye, denizi emrinize veren Allah'tır. Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun. Lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için Allah böyle yapmıştır. - Rabbiniz, lütfundan nasib arayasınız diye, sizin için denizde gemileri yürüten kudret sahibidir. Şüphesiz O, size çok merhametlidir. - Denizde başınıza bir felaket geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardığınız bütün putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür. - Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık. Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. - Ey Muhammed! Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim, yahut senelerce gideceğim." - Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu. - Adam: "Gördün mü! dedi. Kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O denizde garip bir yol tutup gitmişti." - "Gemi, denizde çalışan bir kaç yoksula aitti. Onu kusurlu kılmak istedim, çünkü onların ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı." - Deki: "Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti, bir mislini daha yardımcı getirsek bile." - Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin." - (Musa ona şöyle) dedi: "Haydi çekil git. Artık senin için hayat boyunca, 'benimle temas yok' diye söylemen var (bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın). Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız." - Onun için dalgıçlık yapan ve bundan başka işler de gören şeytanlardan da onun buyruğu altına verdik. Onların hepsini biz gözetiyorduk. - Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akıp giden gemileri hep sizin buyruğunuz altına verdi. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o (koruyup havada) tutuyor. Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir. - Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut. Bir biri üstüne karanlıklar İnsan, elini çıkarıp uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah, nur vermemişse, artık o kimsenin ışık ve aydınlıktan nasibi yoktur. - Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir serhat koyan O'dur. - Bunun üzerine Musa'ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi, - (Onlar mı hayırlı) yoksa, yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarında nehirler akıtan, onun için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah'ın yanında başka bir ilâh mı var? Hayır onların çoğu (hakikatları) bilmiyorlar. - (Onlar mı hayırlı) yoksa, karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yağmurun) önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah'ın yanında başka bir ilâh mı var? Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. - Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler. - Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep olsa, yine de Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. - Görmedin mi ki Allah, âyetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler, Allah'ın nimetiyle denizde akıp gidiyor. Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır. - Hem iki deniz eşit olmuyor. Şu tatlı, hararet keser, içerken (boğazdan) kayar; şu da tuzlu, yakar kavurur. Bununla beraber her birinden taze bir et yersiniz ve bir ziynet çıkarır, giyinirsiniz. Allah'ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri de görürsün. Gerek ki şükredeceksiniz. - Denizlerde yüce dağlar gibi gemilerin yürümesi de O'nun kudretinin delillerindendir. - Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur." - Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi, sizin de O'nun lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize vermiştir. - Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık. Firavun ise o sırada (inadından dolayı pişmanlık duyarak) kendi kendini kınıyordu. - Kaynatılmış denize, (andolsun ki) - (Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar. - Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur. - Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde), - Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,
Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı

Furk&#;n Suresi - 53 . Ayet Tefsiri

Ayet


  • وَهُوَ الَّذٖي مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ هٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهٰذَا مِلْحٌ اُجَاجٌۚ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخاً وَحِجْراً مَحْجُوراً

    ﴿٥٣﴾

Meal (Kur'an Yolu)


﴾53﴿

Biri tatlı ve susuzluğu giderici, diğeri tuzlu ve acı olan iki denizi karışacak şekilde salıveren ve ikisi arasına bir engel, aşılmaz bir perde koyan O’dur.

Tefsir (Kur'an Yolu)


Araya giren çok kısa fakat son derece önemli uyarı ve bilgilerin ardından ilâhî kudretin kanıtları olan kevnî bilgilere ve delillere devam edilmektedir. âyetteki bahr kelimesi, meâlinde de gösterdiğimiz gibi “deniz” anlamındadır. Ancak –Muhammed Esed’in de haklı olarak belirttiği üzere– (II, ) Kur’an’da bu kelime yer yer nehir veya büyük su kütlesi için de kullanılmaktadır. Âyette de ifade buyurulduğu gibi yüce Allah’ın yasaları uyarınca tatlı sular, ırmaklar denizlere akmakta; bununla birlikle, günümüzde deniz araştırmalarının açıkça kanıtladığı üzere bazı denizlerde tatlı su ile tuzlu suyun karışmadığı görülmekte, âyetteki ifadeyle âdeta bu iki su kütlesinin arasında “bir engel, aşılmaz bir perde” bulunmakta; bilimin bu yeni keşfinin Kur’an tarafından çok açık ifadelerle ortaya konması Kur’an’ın açık bir mûcizesi olarak değerlendirilmektedir (bilgi için bk. Maurice Bucaille, s. ).


Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa:

Kur'an-ı Kerim Portalı

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz

Bağlantılar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Uygulamalar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Deniz ile ilgili ayetler

 

Deniz ayetleri oku, kuran meali dinle

  • Bakara Suresi, ayet:Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun'un adamlarını -gözlerinizin önünde -boğduğumuzu hatırlayın.
  • Bakara Suresi, ayet:Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
  • Maide Suresi, ayet:Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaşanlara bir yarar olarak helal kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan korkup-sakının.
  • En'am Suresi, ayet:Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır.
  • En'am Suresi, ayet:De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz."
  • En'am Suresi, ayet:O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için Biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık.
  • Araf Suresi, ayet:İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: "Ey Musa, onların ilahları (var; onlarınki) gibi, sen de bize bir ilah yap." O: "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi.
  • Araf Suresi, ayet:Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. 'Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında', balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, 'cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında' ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.
  • Yunus Suresi, ayet:Karada ve denizde sizi gezdiren O'dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O'na 'gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)' olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız."
  • Yunus Suresi, ayet:Biz, İsrailoğulları'nı denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğulları'nın kendisine inandığı (İlah'tan) başka İlah olmadığına inandım ve ben de Müslümanlardanım" dedi.
  • İbrahim Suresi, ayet:Allah, gökleri ve yeri yaratan ve gökten su indirip onunla size rızık olarak türlü ürünler çıkarandır. Ve onun emriyle gemileri, denizde yüzmeleri için size, emre amade kılandır. Irmakları da sizin için emre amade kılandır.
  • Nahl Suresi, ayet:Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir.
  • İsra Suresi, ayet:Sizin Rabbiniz, fazlından aramanız için denizde gemileri sizin için yürütür. Gerçekten O, size karşı merhametli olandır.
  • İsra Suresi, ayet:Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O'nun dışında taptıklarınız kaybolur-gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür.
  • İsra Suresi, ayet:Andolsun, Biz Ademoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
  • Kehf Suresi, ayet:Hani Musa genç yardımcısına demişti: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim."
  • Kehf Suresi, ayet:Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
  • Kehf Suresi, ayet:(Genç-yardımcısı) Dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."
  • Kehf Suresi, ayet:"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."
  • Kehf Suresi, ayet:De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.
  • Taha Suresi, ayet:Andolsun, Biz Musa'ya vahyetmiştik: "Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, onlara denizde kuru bir yol aç, yetişilmekten korkmadan ve endişeye kapılmadan."
  • Taha Suresi, ayet:Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."
  • Enbiya Suresi, ayet:Onun için denizde dalgıçlık yapan ve bundan başka iş(ler) de gören şeytanlardan kimseleri de (emrine verdik). Biz onların koruyucuları idik.
  • Hac Suresi, ayet:Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir.
  • Nur Suresi, ayet:Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
  • Furkan Suresi, ayet:İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur.
  • Şuara Suresi, ayet:Bunun üzerine Musa'ya: "Asanla denize vur" diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.
  • Neml Suresi, ayet:Ya da yeryüzünü bir karar yeri kılan, onun arasında ırmaklar var eden ve ona (yeryüzü için) sarsılmaz dağlar yaratan ve iki deniz arasında bir ara-engel (haciz) koyan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Hayır onların çoğu bilmiyorlar.
  • Neml Suresi, ayet:Ya da karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Allah, onların şirk koştuklarından Yücedir.
  • Rum Suresi, ayet:İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.
  • Lokman Suresi, ayet:Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
  • Lokman Suresi, ayet:Görmüyor musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, gemiler Allah'ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir! Hiç şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.
  • Fatır Suresi, ayet:İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün.
  • Şura Suresi, ayet:Denizde yüksek dağlar gibi seyreden gemiler O'nun ayetlerindendir.
  • Duhan Suresi, ayet:"Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
  • Casiye Suresi, ayet:Allah; Kendi emriyle gemiler akıp gitsin ve O'nun fazlından ararsınız diye, sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz.
  • Zariyat Suresi, ayet:Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıyordu.'
  • Tur Suresi, 6. ayet:Kabarıp, tutuşan denize,
  • Rahman Suresi, ayet:Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
  • Rahman Suresi, ayet:Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler O'nundur.
  • Tekvir Suresi, 6. ayet:Denizler, tutuşturulduğu zaman,
  • İnfitar Suresi, 3. ayet:Denizler, fışkırtılıp-taşırıldığı zaman,

D harfi ile başlayan konular listesi

Copyright © - seafoodplus.info

İletişim

 

Yüce Kitabımızda bazı gıdaların İlahi Kudret’in açık delili olduğu nazara verilirken, bazı gıdaların da insana önemli bir rızık veya şifa olduğu vurgulanır. Rabbimizin bize fermanında ismi geçen veya tavsiye edilen gıdalara karşı da hepimizde ayrı bir ilgi ve alaka vardır. Hikmetini bilmesek de rızkı yaratan Rabbimiz tavsiye ettiği için mutlaka bizim için faydalıdır duygu ve düşünceleri ile yer ve ayrı bir lezzet alırız. İşte Kuran’ı Kerim’de ismi geçen, hatta yenmesi tavsiye edilen gıdalardan biri de balıktır.

Nahl Suresi, âyette; “İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren O’dur. Gemilerin denizde (suları) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfünü aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir.”

Fatır Suresi, Ayette ise; “İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır (boğazı yakar). Hepsinden de taze et (balık) yersiniz ve giyeceğiniz süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan (nasibinizi) arayıp da şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün” buyruluyor.

Her iki ayette de denizlerin yaratılış hikmetlerinden birinin de insanların taze balık yemesi olduğu vurgulanır. Rabbimiz koça denizleri bizim taze balık yememiz ve bu nimetlere karşılık da şükretmemiz için yaratmış. Bizi rızıklandıran Rabbimizin balık yemeye bu kadar açık teşvik etmesi, balığın önemini ve faydalarını bilmesek bile, balığı önemli bir gıda yapmaya yeter ve artar bile. Bununla birlikte ilmî veriler de balığın önemli bir gıda ve şifa sebebi olduğunu söyler. Şimdi konu ile ilgili bilgilere çok ayrıntıya girmeden kısaca göz atalım:

 

Balık eti sindirimi kolay bir protein kaynağıdır

Balık eti hem protein oranı, hem de kalitesi olarak mükemmel bir gıdadır. Balık eti % oranında protein ihtiva eder ve bütün elzem aminoasitleri bulundurur. Ayrıca balık eti bağ dokusunun az olmasından dolayı sindirimi de diğer etlerden daha kolaydır. Bu faydalarla yaratılan balık, özellikle yaşlı ve hastalar için diyet eti olarak da tavsiye edilen bir nimettir.

 

Balığın vitamin ve mineral muhtevası yüksektir

Balıklar suda eriyen B1, B2, B3, B6, B12 ve yağda eriyen A, D ve E vitaminleri bakımından zengindir.  Balık fosfor, magnezyum, çinko ve diğer minerallerce de mükemmel bir gıdadır. Ayrıca diğer besinlerde az bulunan iyot ve selenyum gibi mineralleri de çoklukla bulundurur.

 

Balık eti, beyin, zekâ ve göz gelişiminde önemlidir

Balık yağında bulunan EPA ve DHA hücre zarının fiziksel özelliklerini etkiler, reseptörler ve enzimler gibi zar proteinlerinin fonksiyonlarını olumlu yönde değiştirir. Bu iki yağ asidi sinir sistemi, göz retinası ve beyin gelişiminde de önemli rol oynar. Bu yağ asitleri aynı zamanda anne sütünde de oldukça fazla bulunarak çocukların sağlıklı büyümesi ve zekâ gelişiminde gereklidir.1-2

 

Balık hamilelik ve emzirme dönemlerinde de çokça tüketilmelidir

Hamilelik döneminde tüketilen balık, ceninin beyin gelişimine katkı sağlar, erken doğum ve bebeğin zayıf doğma ihtimalini azaltır. Dünya Sağlık Örgütü, hamile kadınların ilk üç ayda 50 mg, sonraki aylarda ise mg’dan fazla, özellikle son 3 ayda ise daha çok omega3 yağ asidi almaları veya daha çok balık tüketmeleri gerektiğini bildirmiştir.3

 

Balık etine, kanser gelişimini önleyici özellik verilmiştir

Balık yağının farelerde akciğer, kolon, meme ve prostat kanserlerini yavaşlattığı tespit edilmiştir. Ayrıca balık yağı kullanımı ile kemoterapi ilaçlarının etkinliğinin arttığı, tümör gelişiminin yavaşladığı da tespit edilmiştir.4

Balık yağının hücre yenilenmesinde, diyabet, AIDS gibi daha birçok hastalıklarda etkili olduğu bildirilmiştir.

Sözün kısası; balık için “mükemmel bir gıda ve her derde deva” dense yeridir. Balık etinin bu özellikleri bilinince, Rabbimizin, balık etine neden dikkatimizi çektiği daha iyi anlaşılmaktadır.

Kişi başına yıllık balık tüketimi Japonya’da 65 kg, ABD ve Avrupa birliği ülkelerinde ortalama 28 kg, ülkemizde ise yaklaşık 8 kg civarındadır.

Görüldüğü gibi halk sağlığı açısından balık tüketiminin önemini bilen toplumlar bu nimetten bolca istifade etmektedirler. Yüce Rabbimiz tatlı su, deniz ve balık nimetini memleketimize cömertçe ihsan etmesine ve açıkça da tavsiye etmesine rağmen, balık tüketimimizin azlığı ve bu kıymetli nimete karşı müstağni kalmamız herhalde cehaletin eseridir.

Gelecek yazımızda, pekçok hastalığa şifa olarak da yaratılan balık etinin bu özelliğinden bahsedeceğiz inşaallah.

 

 

Kaynaklar

1. Carlson vd.  , .  World  Review  of Nutrition  and  Dietetics,  66,

2. Bourree , Biomedicine and Pharmacotheraphy, 61,

3. Arnold , The New York Academic Science, ,

4. Hardman , Journal of Nutrition, 34(12),

5. McKenney vd , American Journal of Health-System Pharmacy, 64(6),

6. Das , Medical Science Monitor, 11(6),

 

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir