21-23 Haziran 2019 tarihlerinde VanGevaş Ada Sahili’nde düzenlenmesi planlanan “Doğu’nun ilk ve tek gençlik festivali ''Gezgin Fest Van” isimli festivale tepkiler gelmeye devam ediyor.
SOSYAL MEDYADAN TEPKİ YAĞDI
Özelikle sosyal medya üzerinden tepkil gösteren vatandaşlar, Kur’an-ı Kerim’de geçen ayetler üzerinden alay edilerek insanlara dinsizliğin aşılandığını ve içkinin su gibi aktığı festivalde “Asıl amacın insanları içki ve müzikle meşgul edip günaha sokarak amaçsız ve gayesiz bir gençlik ortaya çıkartmaktır.” yorumlarında bulundu.
AYETLER İLE ALAY ETTİ
Geçen yılki festivalde İranlı sanatçı Mohsen Namjoo’nun Tekvir Suresi'nin ilk ayetlerini gitar eşliğinde ve ciddiyetsiz bir şekilde seslendirdiği görüldü. Yine aynı sanatçı Mohsen Namjoo’nun Damavand albümündeki "val sakhi" isimli yaklaşık 6 dakikalık bu eserinde Şems Suresi'nden "vessemai vema beneha" ayeti ile başladığı ortasında iseDuha Suresi'ni "vele seyfe yu'tıke rabbuke feterda" ayetini okuyarak bitirdiği arka fonda gitarı sürekli çalarak sonra şarkıya devam ettiği daha sonrasında ise Müzemmil Suresi'nden birkaç ayet okuduğu görüldü.
İHLAS SURESİ İLE ALAY EDEN DUMAN DA ORADA
Bu arada bu seneki konserde Duman Grubu da var. Duman geçtiğimiz yıllarda İhlas suresindeki 'lemyelidvelemyuled' ifadesini, 'lemyelid ve löp yutar' şeklinde telaffuz ederek alay etmiş ve tepkilere neden olmuştu.
Değerli kardeşimiz,
Müminlerin ne zaman bir eksikliği olsa, bir hatası olsa, fıtratı harekete geçer ve vicdanında kendisini sorgulamaya başlar; yeter ki kendisine dürüst olsun.
Hepimiz her an bir sürü hata yapmaktayız; peygamberlerde dahi “zelle”, yani gayrı iradi hata olduğunu düşünürsek bizlerin eksiksiz, hatasız ve günahsız olmamız elbette ki mümkün değildir.
İşte onun içindir ki Allah’a çokça tövbe etmeli, O’ndan her fırsatta mağfiret ve af dilemeliyiz.
İşte sizde de böyle olmuş. Şu veya bu sebepten yanınızda bir günah işlenirken bir şekilde basiretiniz bağlanmış, sessiz ve hareketsiz kalmışsınız. Oysa aynen dediğiniz gibi yapmanız gerekeni Kuran mealen açık bir şekilde ifade etmektedir:
“Ve muhakkak ki O, size Kitapta: 'Allah’ın ayetleri ki, onların inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, bundan başka bir söze daldıkları zamana kadar onlarla beraber oturmayın; o takdirde doğrusu siz de onlar gibi olursunuz!' diye bir ayet indirmiştir. Şüphesiz ki Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya toplayıcıdır!”(Nisa, 4/140)
Bir başka ayet-i kerimede ise gene mealen şöyle buyurulmuş:
“Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğün zaman ise, artık onlar ondan başka bir söze daldıkları zamana kadar kendilerinden yüz çevir! Buna rağmen şeytan bunu gerçekten sana unutturursa, artık hatırladıktan sonra o zalimler topluluğuyla beraber oturma!”(Enam, 6/68)
Yani siz, cumaya giden ve Müslüman olduğunu kabul ettiğiniz birinden o yanlış sözleri duyduğunuz esnada basiretiniz bağlanmış, şeytan da buradan çalışmış ve sizin hareketsiz ve sessiz kalmanızı sağlamış.
Ancak, imanınız sayesinde hemen akabinde vicdanınız harekete geçmiş ve “İman edenlere karşı şeytanın da tuzağının, hilesinin aslında zayıf olması”(Nisa, 4/ 6) sebebiyle hakikati görüp pişman olmuşsunuz. Dolayısıyla münafıklık söz konusu değildir. Hatanızın farkına varmışsınız, muhtemelen tövbe ve istiğfar ettiniz ve inşallah O’nun rahmetiyle gene O’nun mağfiretine mazhar oldunuz.
- Peki böyle durumlarda ne yapmalıyız?
Meallerini verdiğimiz ayetler çok açık. Münasip bir lisan ile imanımıza ters gelen bu sözlerin konuşulduğu ortamlarda bulunamayacağımızı, onların da fevkalade yanlış bir iş yaptığını net ve edepli bir şekilde ifade edip, şayet illa devam edeceklerse kalkmak zorunda olduğunuzu söylemelisiniz. Çünkü:
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar ise birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. İyiliği emreder, kötülükten yasaklarlar...”(Tevbe, 9/71)
Bu konuları konuşmayı size tercih ediyorlarsa zaten siz yanlış kişilerle berabersiniz demektir. Yok sizi o boş ve yanlış konulara tercih ederlerse, o zaman umulur ki Allah belli bir zaman içinde onlara hidayet nasip eder ve bir şekilde siz de buna vesile olmuş olursunuz. Hadiste mealen denmiş ki:
“Bir kişinin hidayetine vesile olman, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.” (Kenzu’l-Ummal, h. no: 28802)
Öte taraftan ailevi ve sosyal hayatın icapları gereği insanlarla görüşmek konuşmak ayrı şeydir, dostluk başka şeydir. İslam’a ve size hakaret etmeyen her inanç mensubu ile görüşebilirsiniz ve hatta görüşmelisiniz ki karşınızdaki İslam’ın güzelliklerine sizde şahit olsun ve hak yolunu bulsun.
Ama dostluğa gelince, sadece müminlerle dostluk kurabilirsiniz.
“Ey iman edenler! Eğer imana karşı küfrü tercih edip seviyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dahi gerçek dostlar edinmeyin! Artık içinizden kim onları o halde iken gerçek dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” (Tevbe, 9/23)
Unutmayalım ki yaşadığımız olayların hiçbirisi tesadüfi değildir, şöyle ki;
Biz yanımızda İslam’a hakaret edilirken, Allah’ın emrini münasip bir dille tebliğ edip etmeyeceğimiz, karşımızdakini uyarıp uyarmayacağımız konusunda imtihan edilirken, aynı şekilde hakaret eden kişi de de bu vesileyle kendisine İslam tebliğ edilirken buna nasıl karşılık verdiği ile imtihan ediliyor.
Sonunda buradaki davranışlara göre de hepimiz hesap vereceğiz.
İstisnasız her olaya Allah’tan bir an olsun gaflet etmeyerek böyle bakabilirsek hem manen çok rahatlarız hem de imanımızı sürekli olarak inkişaf ettirebiliriz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
► Şüphesiz ki (Allah), Kitap’ta size (şu hükmü) indirdi: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman, başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber (aynı mecliste) oturmayın. (İnkâr etmeden ya da konuyu değiştirmedikleri hâlde aynı ortamda oturursanız) şüphesiz ki siz de onlar gibi (kâfir/müşrik) olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde toplayacak olandır. (4/Nisâ 140)
Kişi arkadaşlık yaptığı insanlara ve çevre edindiği topluluğa dikkat etmelidir. Aynı ortamı paylaştığımız insanların, küfür veya fısk içerikli konuşmalarına iştirak etmesek dahi, inkâr etmeksizin o ortamda bulunmamız, Allah (cc) katında bizi onlarla aynı duruma düşürmektedir. Ayrıca bk. 6/En’âm, 68; 9/Tevbe, 65-66.
► Ayetlerimize (alaya alma ve yalanlamayla) dalanları gördüğünde -başka bir söze dalıncaya dek- onlardan yüz çevir. Şayet şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra zalimler topluluğuyla beraber oturma! (6/En'âm 68)
bk. 4/Nisâ, 140; 9/Tevbe, 65-66
► Andolsun ki sözlerini onlara soracak olsan: “Lafa dalmış, eğleniyorduk.” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ı, ayetlerini ve Resûl’ünü mü alaya alıyorsunuz?” (9/Tevbe 65)
► Özür dilemeyiniz! Muhakkak ki imanlarınızdan sonra kâfir oldunuz. Sizden bir grubu bağışlasak bile, suçlu günahkârlar olmaları nedeniyle bir diğer gruba azap edeceğiz. (9/Tevbe 66)
Allah’ı (cc), Resûl’ünü (sav), Kur’ân’ı veya dinin herhangi bir şiarını alaya almak, imanı bozan ve kişiyi küfre sokan unsurlardandır. Günümüzde dini alaya alan filmler, fıkralar ve dinin şiarları hakkında yapılan ölçüsüz şakalar bu ayetin kapsamındadır. Mümin, böylesi çirkin davranışlardan kaçındığı gibi bu davranışların sergilendiği ortamlardan da şiddetle kaçınmalıdır. (bk. 4/Nisâ, 140)