kurbaga masalı / İki Kurbağa Masalı | Çocuk Masalları

Kurbaga Masalı

kurbaga masalı

Minik Kurbağa

minik kurbaga masali

 

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal  iken, pireler berber iken ben babamın beşiğini tıngır, mıngır sallar iken birden ip koptu, beşik devrildi, babamın kafası yarıldı. Eyvah ! Kaç kaçabilirsen, dön köşeyi neyse sözü fazla uzatmayalım, masaldır bunun adı, tadını kaçırmayalım&#;..

 Bir göl kıyısında yaşayan bir kurbağacık varmış.

Bir bahar günü, üzüntülü bir şekilde gölün kıyısında oturuyormuş. Kendisinin hiç güzel olmadığını düşünüyormuş. Gölün sularında kendisini görünce :

&#; &#;Hiç güzel değilim. &#; demiş. Birden kendisine sazlığın oradan birinin seslendiğini duymuş. Bir saz kamışının ona el sallayıp, çağırdığını görmüş. Minik kurbağa zıplaya, zıplaya kamışın yanına gitmiş. Kamış minik kurbağaya :

-&#;Yukarı gelsene minik kurbağa&#; demiş. Kurbağacık tırmanmaya başlamış, Yukarı doğru tırmandıkça saz göle doğru eğiliyormuş. Minik kurbağa sazın kırılmasından korkup :

-&#;Kırıldın mı &#; demiş saza.

-&#;Kırılmadım sana salıncak oldum&#; demiş saz ve sallanarak kurbağayı eğlendirmeye devam etmiş. Gölün kıyısındakiler ikisini seyredip:

-&#; Ne kadar iyi anlaşan iki arkadaş &#; diye düşünmüşler. Bütün gün kurbağacık ve saz kamışı eğlenmişler. Akşam olunca saz kurbağaya gene gelmesini onunla oynamanın çok eğlenceli olduğunu söylemiş. Kurbağacık yuvasına giderken gölün ortasındaki nilüfer kurbağaya;

-&#; Bugün çok oynadın yoruldun gel biraz üzerimde dinlen&#; demiş. Kurbağacık nilüferle biraz sohbet ettikten sonra güzel olmadığını düşünerek boşu boşuna üzüldüğünü herkesten saklandığını düşünmüş. Birileriyle arkadaş olmanın ne kadar güzel olduğunu,  arkadaşlarını sevince onların da kendisini seveceğini fark etmiş o günden sonra kendisini hiç çirkin hissetmemiş, arkadaşlarının çirkinliğe değil sevgisine önem verdiklerini anlayıp çok mutlu olmuş.

Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.

Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂

Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play&#;den Bir Masal uygulamamızı indirin.

Kurbağa Prens Masalı ve Hikayesi Oku: Okurken de eğlen!

Haberin Devamı

Küçük prenses bir gün gölün kenarında çiçek toplayıp, oyun oynuyormuş ve elindeki oyuncak top göle düşmüş. Bir türlü alamıyormuş. O sırada gölün içerisinden bir kurbağa çıkmış:

-Eğer benimle arkadaş olursan, yiyeceklerini benimle paylaşırsan o topu sana geri getiririm, demiş.

-Tamam, diye cevap verim küçük prenses.

Topunu alıp koşarak eve dönmüş ve kurbağaya verdiği sözü unutmuş. Akşam bütün aile yemeğe oturunca sarayın kapısında bir kurbağa sesi duyulmuş. Prenses verdiği sözü hatırlamış ama kurbağaya dokunmak ve onunla vakit geçirmek istemiyormuş. Duymamazlıktan gelip çorbasını içmeye devam etmiş.

Ancak kral bu kurbağayı duymuş ve onu içeri davet etmiş. Kurbağanın konuştuğunu görünce şaşırıp:

-Ne istiyorsun küçük kurbağa, demiş.

Haberin Devamı

-Kızının bana bir söz verdi ama tutmadı, demiş.

Haksızlığa dayanamayan kral kızına kızmış ve verdiği sözü yerine getirmesini istemiş. O günden sonra kurbağa ve prenses ayrılmaz bir ikili olmuşlar. Zamanla prenses kurbağayı çok sevmeye başlamış.

Bir gün yine gölde oynarlarken kurbağa ayağını incitince onu eline almış ve öpmüş. Küçük, yeşil kurbağa birden çok yakışıklı bir prensese dönüşmüş. 

Prens ve prenses çok geçmeden birbirlerine olan aşklarını ilan etmişler ve evlenmişler.

Hiçler havuzunda yine yeni bir günmüş ve her şey ama her şey aynıymış… Hava Atmayı Seven Eski Larva yeni Kurbağamız, sessiz sakin havuzun yosunlu yeşil duvarlarını ve gökyüzünün maviliğini, beyazlığını, rüzgarın bulutları, yaprakları oradan oraya savruluşunu izlerken, kulağına bazı konuşmalar duyulmuş. Hemen bu konuşmalara dikkat kesilmiş. Birkaç kurbağa toplanmış bir deliğin başında dışarıda yapacakları, oynayacakları oyunların planlarını yapıyorlarmış.

Bu konuşmalara önce anlam veremez, boş gözlerle bakarken, farklı bir şeyler olduğunu hissedip saklanmış ve sesin geldiği yeri izlemeye başlamış. Genç kurbağaların dışarı çıkmak için keşfettikleri gizli yolu görmüş ve bu gizli yoldan kimseler görmeden dışarı çıkabileceğini o an anlamış. Ne var ki o diğer kurbağalar gibi bütün gün dışarılarda gezip karnı acıktığında geri gelmeyi düşünmüyormuş. Onun hayalleri çok başkaymış.

O uzaklara, daha uzaklara, çok uzaklara gitmek; yıldızları, güneşi, doğayı, diğer canlıları, farklı diyarları hatta; Rana Kurbağanın bile hatırlamadığı, belki de görmediği yerleri görmek istiyormuş.

‘’Hem oraları gezer öğrenirsem diğer kurbağalara hava atacak bir şeyler de bulabilirim ve eski havalı günlerime dönebilirim’’ diye düşünüyormuş…

Hava Atmayı Seven Kurbağa artık dışarıyı görebilecek olmanın heyecanı ile bütün gece uyumadan sabahın olmasını beklemiş ve güneşin ilk ışıkları ile kendini dışarı atmış. Öyle heyecanlıymış ki etekleri zil çalıyormuş. O çamurlu, ıslak, kaygan delikten nasıl hızla dışarı kayarak çıktığını fark etmemiş bile… Hiç etrafını incelemeyi de akıl edememiş.

Kocaman ağaçlar, renkli çiçekler, yeşil otlar, taşlar, kayalar hepsi aklını başından almaya yetmiş. Kendisine verilen hiçbir nasihati kulakları duymamış. Hoplaya zıplaya saatlerce tek başına etrafı incelemeye başlamış, taaa ki karnı acıkıncaya kadar…

İşte o an bütün büyü bozulmuş sanki, o koca orman gözüne çok ürkütücü gelmeye, o heybetli ağaçlar birer canavara dönüşmeye başlamış.

‘’Nereye geldim ben? Şimdi ne yapacağım? Daha önce yemekler hep önüme hazır geliyordu. Avlanmak nedir, ne yenir, ne içilir? Hiçbir şey bilmiyorum. Elimden hiçbir iş gelmez, bilgim yok, becerim yok. Tek bildiğim hava atmak ve etrafta hava atacak hiç kimse yok! Meğer hiçler havuzunda kendimi ne çok önemsemişim. Aslında bir hiç gibi yaşayan onlar değil benmişim. Şimdi bu dağlarda tek başıma nasıl ayakta kalırım? Senelerdir farkında olmadan Omurgalı insanlara sırtımı dayamış, ekmek elden su gölden keyfime bakıyormuşum&#; Şimdiyse zavallı, muhtaç, yeteneksiz, beceriksiz bir kurbağa olduğumu görmek çok üzücü ve üstelikte sanırım bedeli çok ağır olacak&#; Hazıra öylesine alışmışım ki kendimi yapayalnız ve ortada kalmış hissediyorum&#;’’

 Zavallı Hava Atmayı Seven Kurbağamız böyle kara kara düşünürken gökyüzü kararmış ve sığınacak bir yer bulamadan ormanda gece hayvanlarının sesi duyulmaya başlamış. Bugüne kadar hiç duymadığı kadar korkunç sesler&#; ‘’Ormanın böyle bir yer olacağını düşünememiş olmam ne kadar hayret verici. Oysa ne kadar farklı hayaller kurmuştum.’

Derken yanında daha önce görmediği çok farklı bir kurbağa belirmiş&#;

-Hey, ben seni tanıyorum. Rana Kurbağadan dinlemiştim. Bu renkler, bu güzellik başka bir kurbağaya ait olamaz. Sen Zehirli Ok Kurbağası olmalısın. Çooook eski zamanlarda Rahiplerin ya da Kralların kendilerini tanrı olarak tanıttığı zamanlarda yani halkı kandırmak için güneş tutulması gibi matematiksel hesapların, bilimsel bilgilerin yazılı olduğu kitaplara senin zehrin sürülürmüş ve Kitaba dokunan senin zehrin sayesinde gerçekten ölürmüş. Halk &#;Tanrı Kral sizi suçlarınızdan dolayı cezalandıracak‘’ denilerek korkutulup, sindirilirmiş. Kadim bilgilerin olduğu kitaba dokunanların öleceği bilgisi kitabın üzerine yazılır ve sıradan insanların bu bilgilere ulaşması engellenirmiş. İnsanlar yüzlerce yıl, Kralların Tanrı ya da tanrı çocukları olduğuna inandırılmış.

-Evet, bu doğru, peki sen kimsin?

-Ben Hiçler çiftliğinde yaşıyordum, kayboldum ve ormanda nasıl yaşanır bilmiyorum…

Acaba Hava Atmayı Seven Kurbağamız hayatta kalabilecek mi? Hiçbir becerisi olmayan Kurbağamız yeni yeteneklere sahip olabilecek kadar vakti kalacak mı?  Hayatta kalmayı başarırsa, geri dönmek isteyecek mi?

Keyifli Düşünmeler…

Dilek

Not: Yazılarımın tamamını okumak için bloğumaburadanulaşabilirsiniz.

Bir Kurbağa Masalı (1)

Bir Kurbağa Masalı (2)

Bir Kurbağa Masalı (3)

 

Bir Kurbağa Masalı (1)

 

Bir Kurbağa Masalı (2)

 

Bir Kurbağa Masalı (3)

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

Kurbağa Prens Masalı Oku - Kurbağa Prens Masalı Ana Fikri ve Karakterleri

Kurbağa Prens masalı kült masallar dendiğinde akla ilk gelenlerden bir tanesidir. Oldukça eski bir zamana ait olan Kurbağa Prens masalı yüzyıllar boyunca küçük çocuklara anlatılmış ve her bireyin beğenisini kazanmıştır. Çocuk gelişiminde masal okumanın önemi büyüktür, bu nedenle masallar aslında sadece çocukları eğlendirme amacı gütmez. Kurbağa Prens masalı gibi kült masallar aynı zamanda çocukları eğitmeyi amaçlar.

Kurbağa Prens Masalı Oku

Bir varmış bir yokmuş dönemin birinde yedi güzel kıza sahip bir kral yaşarmış. Kralın kızları arasından en güzel olan da en küçük olanlarıymış. Havanın güzel olduğu zamanlar bu kız sarayın dibindeki serin gölün etrafında altın topu ile oyun oynarmış. Bir gün bu güzel kız topunu havaya diktiğinde çok beklenmedik bir olay meydana gelmiş. Top olduğu gibi göle düşmüş! Bunun üzerine kralın kızı çok üzülüp ağlamaya başlamış.

Kızı tanıyan ve olayların birinci dereceden şahidi olan kurbağa kızın ağlamasına dayanamayıp ona "burada bekle, ben senin topunu alıp getireceğim!" demiş. Küçük kız bunun üzerine çok sevinerek kurbağaya dönüp haykırmış "Oley, yaşasın! Çok teşekkür ederim kurbağa bey!" Kurbağa da kızın sevincini gördükten sonra "ama bir şartım var" demiş. Her dediğinin olmasına çok alışan kral kızı bu cevap üzerine çok şaşırarak "Nasıl yani, şartın nedir?" diye sormuş. Fırsatını kovalayan kurbağa da küçük kıza dönüp "Altın topunu sana getiririm ama bazı şartlarım var. Eğer sana topunu alıp getirirsem benimle arkadaş olacak, yemeğini paylaşacak ve beni geceleri yatağına alacaksın!" demiş. Küçük kız da topun heyecanlıya kurbağanın teklifini kabul etmiş.

Kurbağa dediğini yapıp topu kralın kızına getirmiş, ama kız topu alır almaz kurbağaya sırtını dönüp saraya koşmuş. Sarayda ailesi akşam yemeğini yemek üzerelermiş. Tam yemeğe başlanacak iken aile kapıdan bir vraklama sesi duyarak irkilmiş. Küçük prenses önce oraya bakmamış ve yemeğine devam etmiş. Fakat sonra kralın merakı üzerine prenses krala her şeyi olduğu gibi anlatmış. Babası çok üzülerek "söz verdiğin zaman tutmak zorundasın kızım" demiş. Kız hiç istemese bile kral sofrada kurbağaya bir yer açmış.

Yemekten sonra kız odasına uyumaya gitmek istemiş ama kurbağa da ona katılmak istemiş. Kız kurbağayı tam reddedecekken kral "unutma, sözünü tutmak zorundasın" diye prensesi uyarmış ve prenses kurbağayı odasına götürmüş. Kurbağayla beraber uyumaya başladıkları an kurbağa çok ama çok yakışıklı bir prens olmuş.

Kız çok korksa bile prens, prensese dönerek şöyle söylemiş "korkmana gerek yok prenses, bir cadı bana kötülük ederek beni kurbağaya çevirdi. Ancak bir prenses ile bu büyüyü bozmam lazımdı, sayende kurtuldum!" demiş. Prenses bunu duyunca çok ama çok mutlu olmuş.

Prens ve prenses bu olayın üzerinden kısa bir süre sonra kralın da rızasını alarak evlenmiş ve ömür boyu mutlu mesut yaşamışlar…

MASAL OKU - Çocuklar İçin En Güzel, Kısa, Uzun, Uyku Getiren, Zeka Geliştirici Masal, Öykü ve Hikaye Oku - Dinle

Küçük Kurbağa Hikayesi

Küçük kurbağa masalı yukarıda anlatımı yapıldığı gibidir. Buradaki ana mesaj çocukların aslında verdiği sözleri tutmaları ve tutamayacağı sözleri vermemelidir. Küçük kız eğer sözünü tutmasaydı yakışıklı prensle asla tanışıp evlenemeyecek, belki de hayat boyu gerçek aşkı bulamayacaktı. Kral, bir baba olarak kızına doğruyu öğütlemiş ve bunun sonucunda da kızı mutluluğu bulmuştur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir