Kurban kesmek vacip mi, farz mı sorularına yanıt aranıyor. Milyonlarca Müslüman Kurban Bayramı'nı idrak etmeye hazırlanırken Kurban ibadetini yerine getirmek isteyenlerin akıllarına Kurban kesmek farz mı? Kurban kesmek vacip mi? Kurban kesmek sünnet mi? Kurban kesmek müstehap mı? Kimler kurban kesmeli? soruları geliyor. Peki, kurban kesmenin hükmü nedir? Kurban kesmek farz mı oluyor yoksa vacip mi olur? Ayrıntılar haberimizde
Kurban ibadetinin mahiyeti ve hükmü nedir?
Sözlükte yaklaşmak, Allah'a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah'a yaklaşmak ve O'nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, ). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.
Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk'a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, ). Bu ibadetin ruhunda Hakk'a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.
Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, ). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, ). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, ). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, ; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, ). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
Kurban, Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/).
Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: "Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac, 22/28), "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34), "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, , ; Müslim, Edâhî, 17).
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, ).
Yolcu (seferî), kurban kesmekle mükellef değildir (el-Fetâva'l-Hindiyye, V, ). Ancak kesmesi hâlinde sevabını kazanır. Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir. Seferî olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın makbul olmasına engel değildir.
Seferî iken kurban kesenler; bayram günleri içinde memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Kurban bayramının başında mukim iken kurban kesmeden bayram günlerinde sefere çıkana da vacip olmaz. Sefer hâlinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine dönenlerin kurban kesmeleri gerekir (Kâsânî, Bedâi', V, 63).
Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre, seferîlik durumunda da aynı hüküm geçerlidir (Nevevî, el-Mecmû', VIII, ).
seafoodplus.info - Gündem
Farz, Allah’n kesin emirleridir. Farzlar usulüne uygun ve Allah rzas için samimiyetle yerine getirilirse kii büyük sevap kazanr. Vacip kelimesi ise Allah’n emirlerini ifade eder. Fakat bu defa kii bu vacip davranlar ikinci derecede yapmak zorundadr. Vacip davranlarn kesinlii farz kadar açk deildir. Vacip olan davranlar, sünnet davranlardan daha üstündür.
Kurban kesmek farz m sünnet mi sorusu da akllara gelebildii için dini açdan sünnet nedir ona da deinelim. Sünnet kelimesinin sözlük anlam yol ve adettir. slam hukukçularna göre ise sünnet; Peygamberimizin Kur’an dnda olan sözleri ve davranlardr.
Peki, kurban kesmek kimlere düer? Kurban kesmek Diyanet açklamasna göre: Akl sal yerinde, bülua ermi (ergen olmu), dinen zengin saylacak kadar mal varlna sahip ve mukim olan her müslümann görevidir.
Kurban kesmek mezhep görülerine göre kimi zaman farz kabul edilir kimi zaman da vacip. Dini kaynaklarda yer alan bilgilere göre Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vaciptir. Bu durum ise u hadisle açklanmtr:
“Kim genilik ve imkân bulur da kurban kesmezse, bizim namazgahmza yaklamasn.”
Kurban kesmek ile ilgili Din leri Yüksek Kurulu açklamas aynen u ekildedir:
Kurban ibadetinin mahiyeti ve hükmü nedir?
Sözlükte yaklamak, Allah’a yaknlamaya vesile olan ey anlamlarna gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklamak ve O’nun rzasna ermek için ibadet maksadyla, belirli artlar tayan hayvan usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvan ifade eder (bn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, ).
Kurban bayramnda kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.
Akl sal yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin saylan mümin, ilâhî rzay kazanmak gayesiyle kurbann kesmekle hem Cenab- Hakk’a yaklamakta, hem de maddi durumlarnn yetersiz olmas sebebiyle kurban kesemeyenlere yardmda bulunmaktadr (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; bn Nüceym, el-Bahr, VIII, ). Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yaknlk ve halka fedakârlkta bulunma anlay vardr. Kurban, bir müslümann bütün varln, gerektiinde Allah yolunda feda etmeye hazr olduunun bir nianesidir.
Mezheplerin çouna göre udhiyye kurban kesmek sünnettir (bn Rüd, Bidâye, I, ). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görü, kurbann vacip olduudur (Merînânî, el-Hidâye, VII, ). Kurban, -fkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumlarn belirli simgesi ve iar saylan ibadetlerden biri olarak asrlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatnda önemli bir yer tutmaktadr.
Din leri Yüksek Kurulu
Kurban kesmek, maddi durumu yerinde olan kiilere düen bir dini görevdir. Kiinin borçlar çoksa ve maddi durumu ancak evini geçindirmeye yetiyorsa kurban kesmekle görevli deildir. Hanefi dnda kalan mezheplere göre de kurban kesmek sünnet olarak kabul edilmektedir. Gücü yetenin kurban kesmesi gerektii ifade edilir. Hatta u hadisler de mezhep görülerini desteklemektedir:
“Peygamber (a.s.) ile birlikte duruyorduk. Onun öyle dediini iittim: “Ey insanlar! Her aile halfana her sene bir kurban düer.”
Hacda kurban kesmek farz m diye düünenler de olabilir. “Temettu veya kran haccna niyet edenlerin kurban kesmesi gerekir.” açklamas Diyanetten gelen bir açklamadr. Kurban kesme imkan yoksa oruç tutulur. Hac ibadetindekilerin udhiye yani Kurban Bayram içinde kesilen kurban kesmeleri ise vacip deildir.
Peki, doan çocua kurban kesmek farz m? Kurban kesmek birçok niyetle olabildii gibi çocua ükür niyetiyle de yaplabilmektedir. Yeni doan çocuk için kesilen kurbana akika kurban denir ve akika kurban sünnettir. Kurban çeitleri arasnda adak kurban kesmek farz m sorusuna cevap verelim. Adak kurban kesmek vaciptir.
Her kutsal dinde olduu gibi slamiyet inancnda da ibadet etmenin belirli artlar, usulü vardr. Allah’a yaknlamann, emirlerini yerine getirmenin sevabna nail olabilmek ve hayrl bir kul olabilmek adna inananlar yapacaklar ibadet esnasnda bu görev hakknda aratrma yaparlar. Biz de, kurban kesmenin artlar hakknda en çok merak edilenleri derledik:
Kurban kesmenin artlar ile ilgili Din leri Yüksek Kurulu açklamas aynen u ekildedir:
Kimler kurban kesmekle yükümlüdür?
Kurban kesmek, akl sal yerinde, bülua ermi (ergen olmu), dinen zengin saylacak kadar mal varlna sahip ve mukim olan her müslümann yerine getirecei malî bir ibadettir (Merînânî, el-Hidâye, VII, ).
Temel ihtiyaçlarndan ve borcundan baka gr altn veya deerinde para ya da eyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevslî, el-htiyâr, IV, ; bn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, ). Ayrca kurban mükellefiyeti için aranan nisabn üzerinden, zekâtn aksine bir yl geçmesi art deildir.
Din leri Yüksek Kurulu
Bu bilgilerden hareketle kurban kesmenin artlar u ekilde özetlenebilir:
Kurban kime düer? Kurban kesmek maddi gücü yerinde olan, akl salna sahip ve Müslüman kiilere vacip görülür. Maddi durumunun yeterli olmas ise u ekilde belirtilir:
Kurban kesmek fazileti öncelikle maddi durumu kurban kesmeye yeterli olmayan, yeterince et tüketemeyen dar gelirli insanlar insanlar için etkilidir. Müslümanlarn Allah’a yaklamasn, inancna kar balarn kuvvetlendirmesini salar; ayrca kulluk bilincini pekitirmi olur.
Kurban kesme artn karlayabilen, dinen varlkl saylan fertler kurban kesip kurban etlerini yaknlarna ve ihtiyaç sahiplerine paylatrdnda kurban kesmenin fazileti vücut bulmu olur.
Kurban kesmek farz m Diyanet kurbann dini dayanana dair ne diyor diyenleri aydnlatmaya çalalm. Diyanet’in açklamasndan ksa bir kesit öyledir: “Kurban, Kur’an- Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbann meru bir ibadet olduuna dair Kur’an- Kerim’de deliller mevcuttur.”
Kurban kesmek Kur’an’da var m? diye soran okurlarmz için bu soruyu ayetlerle açklamak daha doru olacaktr. Kurban kesmekle ilgili ayetler:
lginizi çekebilir: Kurban Bayram Namaz Saat Kaçta? Nasl Klnr?
Kurban Ba Kabul Eden Güvenilir 9 Vakf
Kurban Kesme Duas Nasl Yaplr? Ayeti, Türkçesi
Kurban Bayram Hakknda En Çok Merak Edilen 20 Bilgi
Kurban Bayram Nedir, Nasl Ortaya Çkt? Anlam, Önemi
Kurban Nasl Kesilir? slami Kurallara Uygun Kurban Kesimi
Değerli kardeşimiz,
Hanefi mezhebinde servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde kimin şahsına ait parası varsa onun kurban kesmesi gerekir. Bu ister erkek ister kadın olsun. Şayet bir ailede hem kadının hem de erkeğin ayrı ayrı sermayeleri varsa, dinen zengin sayılan kişi kurban kesmelidir. Her ikisi de zengin ise, ikisi de kurban kesmelidir.
Kurban kesmek dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir. Kurbanda zenginliğin ölçüsü ise şöyledir:
Zaruri ihtiyaçlarından fazla olarak, elinde 85 gram altın veya bunların değerinde para ve mal bulunan kimse zengindir.
Zekâtta olduğu gibi, kurban nisabı üzerinden bir sene gibi bir müddetin geçmesi şart değildir. Ayırca koyun, keçi ve sığır gibi otlayan hayvanlar ve ticaret malları nisap miktarında hesaba dahil edilir. Bu malların çoğalan ve artan cinsten olması da şart değildir. Mesela yirmi tane koyunu olan bir kişinin koyunlarının toplam tutarı altın nisap miktarını buluyorsa, bu insan zengin demektir. Yine elinde nisap miktarına ulaşan ticaret malı bulunan bir kimse de kurban hususunda zengin sayılır ve kurbanı keser.
Diğer taraftan oturduğu evden başka bir gayrimenkulu olan bir insan, onun kira geliriyle aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinde nisap miktarına ulaşan bir meblağ mevcut olursa ona da kurban kesmek vacip olur.
Bunun gibi, borçlu olan bir insan elindeki malını borcuna verdiği takdirde geriye nisap miktarı kadar bir meblağ kalabiliyorsa, buna da kurban kesmek icap eder. Hatta yazlık ve kışlık olarak iki takım elbisesinin dışında nisap miktarına ulaşabilecek başka elbiseleri olan kimse de bu hususta zengin sayılmaktadır. Bazı fıkıh kitaplarımızda şöyle bir hüküm de vardır:
"Bir kimsenin kendi oturduğu evden başka bir evi olursa, onu ticaret veya kira için kullanmasa bile yine onun için kurban vacip demektir."
Kurban kesmesi vacip olan kimsenin Kurban Bayramı'ndan önce olduğu gibi, Kurban Bayramı'nın 1., 2. ve 3. günleri içinde de nisap miktarına ulaşan bir mala sahip olması yeterlidir. Yâni, nisap miktarını tutan malın üzerinden bir yılın geçme şartı aranmaz. Meselâ Kurban Bayramı'nın birinci günü ihtiyaçlarının dışında eline nisap miktarına ulaşan bir para geçen kimsenin kurban kesmesi vâciptir.
Zekâtta olduğu gibi, zarurî (aslî) ihtiyaçlar şunlardır:
Oturulan ev, evde kullanılan eşya, binek vasıtası, iş ve sanatta kullanılan malzeme ve âlet, kışlık ve yazlık elbise, bir aylık, başka bir görüşe göre bir senelik yiyecek ve içecek gibi erzak.
İşte bunlardan fazla olarak elinde nisap miktarı kadar malı olan kimseye kurban kesmek vaciptir.
Ayrıca, “Kurbansız olur mu, kurban insanın sağlığına düşer.” sözünün dinî bir dayanağı yoktur. Hattâ insan zengin olsa da sağlıklı olmayıp hasta veya sakat olsa bile, yine kurban kesmesi vaciptir. Diğer yönden kurbanın şartları arasında hiçbir yerde “sağlık” aranmaz. Yalnız kurban kesecek kimse, şu niyette bulunabilir:
“Ya Rabbi, aslında bize ihsan ettiğin bu kadar nimetin karşılığında kendimi sana kurban etmem gerekirdi, yalnız sen insan kurban edilmesini haram kıldın. Benim yerime bu hayvanı kesiyorum.”
Bu sözler kişinin hâlis niyetini ve ihlâsını gösterir.
Borç para alınarak kurban kesilmez. Şayet insan Kurban Bayramı günlerinde kurban kesebilecek bir zenginliğe ulaşırsa, ancak o zaman kurban kesmesi vacip olur.
“Mahalleden, komşulardan ayıp oluyor.” diye borca girip kurban kesmek de doğru değildir. Çünkü Cenab-ı Hak, kula takatının üstünde bir mükellefiyet yüklemez.Böyle bir düşünce ihlâsı da zedeler. Çünkü bu takdirde başkaları görsünler, onlara karşı ayıp olmasın diye kurban kesilmektedir ki, kulluk şuuruna aykırı düşer.
Fakat, zengin olmamakla beraber kurbanlık bir hayvan alacak kadar parası olan kimse kurbanı alır, keser, etini de çoluk çocuğuyla birlikte yer. Bununla yine sevaba girer.
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet