kurra hafiz nedir / Kurra Hafız ne demek?

Kurra Hafiz Nedir

kurra hafiz nedir

Kurra Hafız ne demek? Kurra Hafızı nedir? Kurra Hafızı kime denir?

Kurra hafız nedir sorusu internette sıklıkla yanıtı aranan konuların başında geliyor. Kuran'ı tümüyle ezberlemiş olan ve ezberden okuyabilen kimselere hafız dendiği bilinmektedir. Peki Kurra hafızı ne demektir, hangi anlama gelir? İşte detaylar

KURRA HAFIZ NE DEMEK?

Hafız kelimesi Arapçada "korumak, ezberlemek" anlamına gelen hıfz kökünden türemiş bir sıfattır ve "koruyan, ezberleyen" demektir. Hadislere göre Peygamber efendimizin verdiği yedi kıraat ve on rivayet üzerine okumayı bilen kişilere Kurra Hafız denir.

KURRA HAFIZ VE HAFIZ HAKKINDA BİLGİLER

Arapça'da "korumak, ezberlemek" mânasındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız (çoğulu huffâz) sözlükte "koruyan, ezberleyen" anlamına gelip Kur'an'ın tamamını ezberleyene hâfız denilmiştir. Hâfız kelimesi, Kur'ân-ı Kerîm'de sözlük anlamında birçok âyette yer almakta (bk. M. F. Abdülbâki), üç âyette Allah'ın sıfatı olarak geçmektedir (Yûsuf 12/64; el-Hicr 15/9; el-Enbiyâ 21/82).

Hz. Peygamber, hâfızları Abese sûresinde sözü edilen (80/) "sefere-i kirâm"a benzetmiş ve hâfızların cennette onlarla beraber olacağını müjdelemiştir (Müsned, VI, ; 11; Buhârî, "Tefsîr", 80/1; Tirmizî). Buhârî'nin ashabın kurrâsıyla ilgili babda kaydettiği rivayetlerden , Kur'an'ı kısmen veya tamamen ezberleme anlamında "kıraat" kelimesinin kullanıldığı anlaşılmakta (EI2 [İng.], V, ), bazı rivayetlerde ise Kur'ân-ı Kerîm'in tamamını ezberlememiş olsa bile ahkâmı konusunda geniş bilgi sahibi olanlara da kurrâ denildiği görülmektedir.

Resûl-i Ekrem'in çeşitli kabilelere gönderdiği ashâb-ı suffeden olan hocalara "kurrâ" adı veriliyordu. Bu anlamda Bi'rimaûne'de şehid edilenlere de kurrâ denilmiştir (Buhârî, "Vitir", 7; Müslim, "Mesâcid", ). Buhârî'de yer alan bir rivayete göre yaşlı ve genç kariler Hz. Ömer'in meclisinde bulunur, halife onlarla istişare ederdi. Hakem Vak'ası'nın ardından Hz. Ali'ye karşı mücadeleye girişen Hâricîler arasında kurrâ bulunduğundan söz edilirse de Ahmed b. Hanbel'in bir rivayetinden anlaşılacağı gibi bunlar genellikle okuma yazması olan, içlerinde hâfızların da yer aldığı kimselerdi.

Hz. Ali bu hâfızları bir eve davet etmiş ve daha önce Kûfe'ye gönderilen örnek mushaftan âyetler göstererek onları iknaya çalışmıştır (Müsned, I, 86). Daha sonra, mânasını anlamasa bile Kur'an'ı ezberleyen ve kıraat vecihlerinden bir veya birkaçı hakkında bilgi sahibi olanlara kurrâ denilmiştir. Abdülhay el-Kettânî tâbiîn döneminden sonra ilmin zayıfladığını, insanların Kur'an ilimlerini bir bütün olarak öğrenmekten âciz kaldıklarını, böylece Kur'an ilimlerini bölümlere ayırdıklarını; bir grubun mânaları anlamaya ve bunlar üzerinde düşünmeye yönelmeden Kur'an'ın dil özelliklerini, harflerin mahreçlerini, âyet, sûre, hizb, nısf, rub' ve secde sayılarını öğrenmeye çalıştığını, âyetleri onar onar öğretme, ezberletme, benzer kelimeleri ve âyetleri tesbit gibi şeklî konularla ilgilendiğini ve bunlara kurrâ denildiğini ifade eder (et-Terâtîbü'l-idâriyye, III, 3). İbn Haldûn'a göre kurrâ kelimesinin yerini sonradan "fukahâ" ve "ulemâ" kelimeleri almıştır (Mukaddime, II, ).

Hâfız karşılığında ayrıca hâmil de kullanılmıştır. Hz. Peygamber'in bir hadisinde, Kur'an'ı ezberledikten sonra unutmayan hâmil-i Kur'ân'a saygının dolaylı olarak Allah'a saygı demek olduğu ifade edilir (Ebû Dâvûd, "Edeb", 20). Kelime çoğul olarak da (hameletü'l-Kur'ân) bazı hadislerde geçmektedir (Dârimî, "Rü?yâ", 13, "Fezâ?ilü'l-Kurân", 33). Kur'an'la meşgul olanlara ehlü'l-Kur'ân ve sâhibü'l-Kur'ân da denilmiş, bir hadiste ehl-i Kur'ân, "ehlullah ve Allah'ın has kulları" olarak nitelendirilmiştir. Diğer bir hadiste, sâhibü'l-Kur'ân'ın âhiretteki derecesinin bildiği âyetler sayısınca yüksek olacağı belirtilmiştir (İbn Mâce, "Edeb", 52; Ebû Dâvûd, "Vitir", 20; Tirmizî, "S_evâbü'l-?ur?ân", 18).

Hz. Peygamber'den gelen rivayetlerde Kur'an'ın öğrenilmesi ve başkasına öğretilmesi teşvik edilmiştir. Bu rivayetlerin en kapsamlısı, "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir" meâlindeki hadistir (Buhârî, "Fezâ?ilü'l-?ur?ân", 21; Ebû Dâvûd, "Vitir", 14,15,19; Tirmizî, "S_evâbü'l-?ur?ân", 15). Kur'an öğrenimiyle ilgili teşviklerin çoğu onu sadece ezberlemeyi değil mânasını anlamayı, muhtevasına vâkıf olup gereğince amel etmeyi amaçlamaktadır. "Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lutfunu (rızık) aramak üzere yeryüzünde dolaşacak, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaktır. O halde Kur'an'dan kolayınıza gelenini okuyun" (el-Müzzemmil 73/20) meâlindeki âyetten anlaşılacağı üzere Kur'an'ın tamamının ezberlenmesi farz kılınmamıştır. Ancak her müslümanın yeterli miktarda âyet ezberlemesi namazın farzlarından olan kıraatin bir gereğidir. Resûl-i Ekrem bu asgari bilgiden mahrum olanları harabeye benzetir (Müsned, I, ; Dârimî).

Resûlullah'ın ders halkasında bulunan sahâbîlerden kaçının Kur'an'ın tamamını ezberlediği hususunda değişik rivayetler vardır. Buhârî'nin ashabın kurrâsıyla ilgili kaydettiği bir rivayete göre Hz. Peygamber Kur'an'ın dört kişiden alınmasını tavsiye etmiştir. Bunlar Abdullah b. Mes'ûd, Ebû Huzeyfe'nin mevlâsı Sâlim, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ'b'dır (Buhârî, . Aynı yerde geçen diğer bir rivayette Enes b. Mâlik Kur'an'ı "cemeden" sahâbîlerin sayısını dört olarak vermektedir ki bunlar Übey b. Kâ'b, Muâz, Zeyd b. Sâbit ve Ebû Zeyd'dir. Sonuncu kişinin ismi üzerinde ihtilâf edilmiş ve bunun Evs'ten Sa'd b. Ubeyd, Hazrec'den Kays b. Seken veya Sâbit b. Zeyd olduğu rivayet edilmiştir (Aynî, XVI, ). Kaynaklar adı geçen kişileri ashabın hâfızları arasında zikreder. İbn Sa'd'ın bir rivayetinde Sa'd ve Ebû Zeyd farklı kişiler olarak gösterilir. İbn Habîb ashaptan Kur'an'ı cemedenleri altı kişi olarak sayar. Bunlar Sa'd b. Ubeyd, Ebü'd-Derdâ (Uveymir b. Kays b. Zeyd), Muâz b. Cebel, Ebû Zeyd Sâbit b. Zeyd, Übey b. Kâ'b ve Zeyd b. Sâbit'tir (el-Mu?abber, s. ).

Kur'an'ı cemetmenin ne anlama geldiği konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bunlar arasında Kur'an'ın değişik kıraatlerini bilme, onu hıfzetme ve yazılı metnini elinde bulundurma sayılabilir (Aynî, XVI, ). Kastallânî, Hz. Peygamber dönemindeki dört hâfızın ismini kaydeden Enes rivayetinde geçen "Kur'an'ı cemetti" sözünü "hâfızasına yerleştirdi, ezberledi" şeklinde açıklar (İrşâdü's-sârî, VI, ). Nevevî ise buradaki "cem'" kelimesini "kıraat" olarak yorumlar (Teh?îb, II/2, ). İbn Sa'd'ın Hz. Osman'ı tanıtırken naklettiği, onun namazda Kur'an'ın tamamını ezbere okuduğuna dair üç ayrı rivayette ezbere okuma işi "hatm", "kıraat" ve "cem'" kavramlarıyla ifade edilmiştir (e?-?aba?at, III, ). Aynı müellifin, "Resûlullah zamanında Kur'an'ı cemedenler" başlığı altında verdiği bilgilerden bu bölümde hâfız olanları kastettiği anlaşılmaktadır (a.g.e., II, ). Burada kaydedilen rivayetlere göre Muâz b. Cebel, Übey b. Kâ'b, Zeyd b. Sâbit, Ebü'd-Derdâ, Ebû Zeyd, Sa'd b. Ubeyd, Hz. Osman, Temîm ed-Dârî, Ubâde b. Sâmit, Ebû Eyyûb el-Ensârî ashabın hâfızlarındandır. Bunlardan Hz. Osman gibi bazılarının Resûl-i Ekrem'in vefatından sonra hâfız olduğunu söyleyenler de vardır (a.g.e., II, ). Aynî ise otuza yakın hâfız sahâbînin adını zikretmekte olup kadınlardan Ümmü Varaka, Hz. Âişe, Hafsa ve Ümmü Seleme bunlar arasındadır (?Umdetü'l-?arî, XVI, ). Sahâbîler genellikle Kur'an'dan on âyetlik bölümleri ezberler, bunların mânasını ve bu âyetlerdeki emir ve yasakları öğrenmeden diğerlerine geçmezlerdi (Kurtubî, I, 39).

Kuran ı KerimKuranDiniGündemGüncelHaberler

HÂFIZ

Koruyan, saklayan, muhâfaza eden anlamında Allah'ın güzel isimlerinden birisi. Koruyan, himâye eden, gözeten anlamlarına gelmek üzere Allahu

Teâlâ hakkında kullanılır. Kur'ân-ı Kerîm'de, "Allah, hâfızların (koruyanların) en hayırlısıdır" (Yusuf, 12/64) ve "O zikri (Kur'ân'ı) biz indirdik biz' ve Onun koruyucusu da el bette biziz!"(el-Hicr,15/9) buyurulmaktadır.

Kur'ân-ı Kerîm'in tamamını ezberleyen kimselere de "hâfız" denilir."Hâfız-ı Kur'ân, Hâfız-ı Kelâm" ifadesi bunlar için kullanılır. Kur'ân'ın tamamını ezberleyenlere "tam hâfız", yarısını ezberleyenenlere de "yarım hâfız" denir. Çoğulu, "huffâz, hafaza ve hâfizûn" olarak kullanılır.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in sağlığında Kur'ân âyetleri ve hadisler yazıyia tesbit edilmiş ve ezberlenmiştir. Kur'ân'ın toplanmasını hızlandıran sebeplerden birisi de hâfızların cihad alanlarında şehid olmalarıdır.

Bir hadis-i şerifte hâfızların özelliği belirtilmekte ve Kur'ân'ı ezberlemek teşvik edilmektedir. Hz. Âişe'den nakledilen bu hadiste "Kuran'ı ezbeıleyerek okuyan hâfız kişi es-Seferetü'l Kirâm olan (vahiy getiren) meleklerle beraberdir" (Buhârî, Kitâbü't-Tefsir, ) buyurulmaktadır.

Hadiste de, muhaddisin bir üst derecesini teşkil edenlere hâfız denilir. Hâfızlarla ilgili değişik tammlar yapılmaktadır.

Celâleddin el-Mizzî: "Hâfız, bildiği râvîlerin sayısı bilmediğinden çok olandır" şeklinde tarif eder.

İbn Seyyidi'n-Nâs' ise şöyle tanımlar: "Kendi üstadlarını ve üstadlarının üstadlarını tabaka tabaka bilen ve her tabakada bildiği bilmediğinden çok olandır."

Hadis hâfızlarında bazı özellikler aranmaktadır: Allah Rasûlü'nün sünnetlerini bilmek; yollarına vâkıf olmak; isnadları birbirinden ayırma yeteneğine sahip olmak; sıhhatlerinde ittifak edilen ve nakillerinde ihtilâf edilen sünnetleri ezberlemek; müdrec lâfızları tanımak; hadiste geçen ifadeden râvinin sahâbe veya tâbiînden olduğunu anlamak.

Hadis tenkitçileri, hâfızlarda aranan özelliklerin zorluğuna dikkat çekerek her devirde çok az hâfızın olacağını hatta olamayacağını belirtmişlerdir.

Hâfızların ezberlemeleri gerekli olan hadislerin sayısı hakkında da tam bir görüş birliği yoktur. Hâfızın en az yirmi bin hadîsi ezbere bilmesi gerektiği zikredilmektedir. Bu sayı bazılarına göre ikiyüz bindir. Bu konuda kesin bir rakam vermek mümkün olmamakla beraber hâfızların bilmeleri gereken hadîs sayısının yüzotuz bin ile. yediyüz ellibin arasında olduğu belirtilmektedir.

Abdurrahman b. Mehdî (öl. ), İbn Ebî Şeybe (öl. ), İbn Asâkir (öl. ), Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (öl. ), İbn Ebî Hâtim er-Râzî (öl. ), İbn Abdi'l-Berr (öl. ) belli başlı hâfızlardandır.

Ayrıca kütüphanelerde okuyuculara aradığı kitabı veren ve kitaplarla ilgili sorumluluğu olan kitapları koruyan kişilere de "hâfız-ı kütüb" adı verilirdi.

Hâfız kelimesi, Kur'ân'ı ezberleyen kişileri duyulan yakınlık nedeniyle bazılarına isim olarak verilmiş, bazı insanların da adlarının başına ünvan olarak eklenmiştir. Şâirler de bu kelimeyi mahlas olarak kullanmışlardır.

Halk arasında câmi görevlilerine genellikle hâfız denilmektedir. İki gözü görmeyen kimseler de bazı yörelerde bu adla anılmaktadır. Bunların Kur'ân ve hadis hâfızlığıyla ilgisi yoktur.

Hâfızlığın güçlü olması gerektiğine dikkat çeken Muallim Naci, bir beytinde şöyle demektedir:

"Yedi yüz kerre yanılmak ne demek bir cüzde,

Böyle olmaz a benim hâfızım ezber dediğin."

Cemil ÇİFTÇİ


Kurra Hafız Ne Demektir

Kurra Hafız Ne Demektir

Kayıtsız Üye
Kurra Hafız Ne Demektir Tam Manasıyla bana Kurra Hafızın ne anlama geldiğini Açıklayabilir misiniz ?


Cevap: Kurra Hafız Ne Demektir

Desert Rose
Kurra kelimesinin anlamı, Kurra kime denir?

KURRA&#;, Çok Kur&#;an okuyan anlamına gelen ve farklı bağlamlarda kullanılan bir terimdir.
Kırâat İlmi, "Kur&#;ân-ı Kerîm&#;in kelimelerinin okunuş şekillerini, râvîlerine isnâd ederek bildiren bir ilimdir" (İbnü&#;l-Cezîrî, Muncidu&#;l-Mukrîîn, 3). Kıraar ilmini bilenlere yani Kuranı 10 türlü okuyabilenlere KURRA denir.

Kurra kelimesi kıraattandır. Kıraat, okumak ve tilavet manasınadır. Okuyana Kâri&#; denir, cem&#;i Kurra&#;dır. Kurra, Kur&#;an&#;ı ezberleyen hafızlar ve onu başkalarına öğretmekle tanınmış kimselerdir. Bir de "Karrâ" kelimesi vardır ki, tecvit ve tertil üzere güzel okuyan kimseye denir: Tilâvet ve tertil, kıraat manasınadır. Kur&#;an hakkında hepsi kullanılır.


Cevap: &#;>: Kurra Hafız Ne Demektir

Kayıtsız Üye
Bilgi için teşekkürler ne demek olduğunu öğrendim


Cevap: Kurra Hafız Ne Demektir

Kayıtsız Üye
çok güzel bilgi teşekkürler


Kayıtsız Üye
Yapmiş oldugunuz çalişmadan dolayı sizleri tebrik ederim.


@hmet
kurra hafız ne demek, kime denir?
Hem hafız hem kıraat ilmi bilenlere KURRA HAFIZ denir.


Kayıtsız Üye
Rabbim sizden razı olsun bende merak ediyor ama sormaya da utanıyordum


Kayıtsız Üye
Kari&#; ve hafız demek, kuran okumayı ve ilimleri bilen kişi dmeek


nadir
Allah razı olsun bende merak ediyordum kurra hafız ishak danış yazınca merak etmiştim çok güzel bir ses gerçekten


Kayıtsız Üye
Kardeşim 10 kıraat okuyabilen hafızlara kurra hafız denir


Kayıtsız Üye
Kurranın ne anlama geldiğini öğrenmiş oldum teşekkürler.


Kayıtsız Üye
Eksik hocam bu bilgi kıraat ilmini bilmekle kurra olunmaz kıraat farklı bir ilim kurralik farklı bir ilimdir .


kurra hafız ne demek, kurra hafız, kurra hafız nedir

Bu kategoride yer alan İşverenimle sorunlar yaşıyorum,nasıl davranmam gerekli bilmiyorum. başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Arapça’da “korumak, ezberlemek” mânasındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız (çoğulu huffâz) sözlükte “koruyan, ezberleyen” anlamına gelip Kur’an’ın tamamını ezberleyene hâfız denilmiştir. Hâfız kelimesi, Kur’ân-ı Kerîm’de sözlük anlamında birçok âyette yer almakta (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ḥfẓ” md.), üç âyette Allah’ın sıfatı olarak geçmektedir (Yûsuf 12/64; el-Hicr 15/9; el-Enbiyâ 21/82). Hz. Peygamber, hâfızları Abese sûresinde sözü edilen (80/) “sefere-i kirâm”a benzetmiş ve hâfızların cennette onlarla beraber olacağını müjdelemiştir (Müsned, VI, ; Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 11; Buhârî, “Tefsîr”, 80/1; Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 13).

Buhârî’nin ashabın kurrâsıyla ilgili babda kaydettiği rivayetlerden (“Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 8), Kur’an’ı kısmen veya tamamen ezberleme anlamında “kıraat” kelimesinin kullanıldığı anlaşılmakta (EI2 [İng.], V, ), bazı rivayetlerde ise Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını ezberlememiş olsa bile ahkâmı konusunda geniş bilgi sahibi olanlara da kurrâ denildiği görülmektedir. Resûl-i Ekrem’in çeşitli kabilelere gönderdiği ashâb-ı suffeden olan hocalara “kurrâ” adı veriliyordu. Bu anlamda Bi’rimaûne’de şehid edilenlere de kurrâ denilmiştir (Buhârî, “Vitir”, 7; Müslim, “Mesâcid”, ). Buhârî’de yer alan bir rivayete göre (“İʿtiṣâm”, 2) yaşlı ve genç kāriler Hz. Ömer’in meclisinde bulunur, halife onlarla istişare ederdi. Hakem Vak‘ası’nın ardından Hz. Ali’ye karşı mücadeleye girişen Hâricîler arasında kurrâ bulunduğundan söz edilirse de Ahmed b. Hanbel’in bir rivayetinden anlaşılacağı gibi bunlar genellikle okuma yazması olan, içlerinde hâfızların da yer aldığı kimselerdi. Hz. Ali bu hâfızları bir eve davet etmiş ve daha önce Kûfe’ye gönderilen örnek mushaftan âyetler göstererek onları iknaya çalışmıştır (Müsned, I, 86). Daha sonra, mânasını anlamasa bile Kur’an’ı ezberleyen ve kıraat vecihlerinden bir veya birkaçı hakkında bilgi sahibi olanlara kurrâ denilmiştir. Abdülhay el-Kettânî tâbiîn döneminden sonra ilmin zayıfladığını, insanların Kur’an ilimlerini bir bütün olarak öğrenmekten âciz kaldıklarını, böylece Kur’an ilimlerini bölümlere ayırdıklarını; bir grubun mânaları anlamaya ve bunlar üzerinde düşünmeye yönelmeden Kur’an’ın dil özelliklerini, harflerin mahreçlerini, âyet, sûre, hizb, nısf, rub‘ ve secde sayılarını öğrenmeye çalıştığını, âyetleri onar onar öğretme, ezberletme, benzer kelimeleri ve âyetleri tesbit gibi şeklî konularla ilgilendiğini ve bunlara kurrâ denildiğini ifade eder (et-Terâtîbü’l-idâriyye, III, 3). İbn Haldûn’a göre kurrâ kelimesinin yerini sonradan “fukahâ” ve “ulemâ” kelimeleri almıştır (Mukaddime, II, ).

Hâfız karşılığında ayrıca hâmil de kullanılmıştır (Lisânü’l-ʿArab, “ḥml” md.). Hz. Peygamber’in bir hadisinde, Kur’an’ı ezberledikten sonra unutmayan hâmil-i Kur’ân’a saygının dolaylı olarak Allah’a saygı demek olduğu ifade edilir (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 20). Kelime çoğul olarak da (hameletü’l-Kur’ân) bazı hadislerde geçmektedir (Dârimî, “Rüʾyâ”, 13, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 33). Kur’an’la meşgul olanlara ehlü’l-Kur’ân ve sâhibü’l-Kur’ân da denilmiş, bir hadiste ehl-i Kur’ân, “ehlullah ve Allah’ın has kulları” olarak nitelendirilmiştir (Müsned, III, , ; Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 1). Diğer bir hadiste, sâhibü’l-Kur’ân’ın âhiretteki derecesinin bildiği âyetler sayısınca yüksek olacağı belirtilmiştir (İbn Mâce, “Edeb”, 52; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 20; Tirmizî, “S̱evâbü’l-Ḳurʾân”, 18).

* TDV İslâm Ansiklopedisi’nin yılında İstanbul’da basılan cildindeki, numaralı sayfalarda yer alan “Hâfız” maddesi.

Hz. Peygamber’den gelen rivayetlerde Kur’an’ın öğrenilmesi ve başkasına öğretilmesi teşvik edilmiştir. Bu rivayetlerin en kapsamlısı, “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir”

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir