Mehmet Karahanlı ( 5 Şubat Mart ) Kurtlar Vadisi dizisinde Zafer Ergin tarafından canlandırılmış karakter.
"Kurtlar Konseyi"nin başkanıdır ve dizideki en büyük babadır. Büyük Ortadoğu'nun en büyük patronudur. Çok zeki ve aristokrat bir karakterdir. 10 hamle sonrasını görebilen Baron görevine yılında getirildi. Selefi İran yüzünden aforoz edilmişti.
Gençlik yıllarında Doğu Eşrefoğlu tarafından eğitilmiş bir istihbaratçıdır. Devlet için ortağı Aslan Akbey ile beraber pek çok hizmette bulunmuştur. Bu görevlerinin en önemlisi Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatı'nı silahlandırmaktır. Fakat daha sonra Doğu Bey tarafından Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra aldığı ikinci görevi olan Masonları çökertmek görevi sırasında güce olan zaafı nedeniyle saf değiştirmiş ve devlete ihanet etmiştir. Masonik güçler tarafına geçen Karahanlı, çeşitli kademeleri başarıyla geçerek Büyük Orta Doğu Baronu olmuştur.
Mehmet Karahanlı, ilk başlarda siyasi meseleleri konsey içinde konsey üyeleri ile görüşmezdi, Onun yerine Şevko'nun sefirliğini, Süleyman Çakır'ın gidişatını konsey ile paylaşır bu ikilinin durumu için karara varırdı. Mehmet Karahanlı, Türkiye'deki en büyük mafyanın başında yer alıyordu, Konseydeki herkes herkesle en az 20 yıllık dostluk içerisindeydi. Karahanlı, Konsey'e yeni üye olarak Tombalacı Mehmet'i getirmiş ve Süleyman Çakır ve Şevko'yu onların himayesine vermiştir. Daha sonra Tombalacı kafasına göre kararlar alıp Çakır'ın kumarhanesini taratmış ve birçok insanı öldürtmüştür. Bunun üzerine Baron Mehmet Karahanlı, Tombalacı Mehmet'i Konsey'den uzaklaştırmıştır. Baron'un emriyle Kılıç, Tombalacıyı ülkeyi terketmesi için bir tekneye bindirmiş ama Kılıç'a, Tombalacının teknesinin yerini Çakır'a bildirmesini emretmiştir. Böylece Çakır, Tombalacıyı yakalayarak Çakır'ın tarattığı kumarhanesinde beyzbol sopasıyla döverek öldürmüştür. Mehmet Karahanlı, Polat Alemdar'ın yaptıkları kendi emirlerine ve konseydekilerin yaptığı şeylere ters düşünce öldürülme emri çıkması için kalemini kıracağı sıra Laz Ziya buna engel olmak için kızıyla nişanladığını söyler ve Baron bu kararından vazgeçer. Baron'un ilerleyen zamanlarda verdiği kararlar Laz Ziya ve Hüsrev Ağa'nın istekleri dışında gerçekleşmiş ve Laz Ziya ile Hüsrev Ağa, Baron'a karşı müttefik olmuştur. Hüsrev Ağa'nın daha ileri gidip Baron'a saygısızlık ve hakaret etmesinden dolayı Kılıç, Hüsrev Ağa'yı öldürür. Konseyde 2 kişi eksilmişken Testere Necmi'nin de Çakır'ı öldürtme emrini vermesi onun ölümüne yol açar. Polat Alemdar, Testere'yi seyahat ettiği teknede ele geçirip omzuna sıkarak denize atar. Aslan Akbey onu denizden çıkararak bir eve mahkum eder. Aslan Akbey öldükten sonra kurduğu düzenek ile tüm sığınakları ve Testere'nin mahkum tutulduğu ev patlar ve konseyden bir üye daha eksilir. Bunların üzerine Baron Karahanlı, konseye 2 yeni üye getirmiştir. Bunlar; Tuncay Kantarcı ve İplikçi Nedim'dir.
Mehmet Karahanlı, dizide pek çok insanın bildiğinin aksine bizzat Dünya'nın düzenini değiştirmeyi planlayan bir amacı olan Tapınak Şövalyeleri'ni bertaraf edip dünyada hâkim bir güç haline gelmekti ancak zaafı onu ele verdi. Tek zaafı yıllar önce Aslan Akbey tarafından kaçırılan oğlu Efe Yakup Karahanlı, (Polat Alemdar veya Ali Candan)'dır. Oğluna karşı olan zaafı onu bitirmiştir.
Irak Savaşı'nda Türkiye'de Meclisi etkileyip 1 Mart tezkeresini çıkartamadığı ve Tapınak Şövalyeleri'ne destek vermediği için onlar tarafından öldürülmüştür. Onun ölümü dünyada yeni bir sayfa açmıştır.
Kuvayı Milliyeye katli vaciptir fetvası çıkartan Vahdettinin şeyhülislamı vatan haini Mustafa Sabri sonunda kinini Kahirede kusmaya başladı, ve Müslüman Kardeşler kurucusu Hasan El Bennayla tanışıklığını hatta kuruluşta Vahdettinin yardımları-paraları olduğu dahi söylenir, ve sonra Said Nursinin dahi Hasan El Bennayla ilişkiye girdiği dahi yazılıp çizilir, yani Türkiyedeki İslamcı hareketin Müslüman Kardeşler sevdası köklü bir ideolojik gelenekten gelir!
Ve İngilizlere çalışmaya başlayan Müslüman Kardeşler Arap dünyasında başta milli sosyalist ve Baas hareketine savaş aşar, ve Orta-Doğuda dengeler İsrail lehine değişir ve sonunda sıra Türkiyedeki rejimin ilga edilmesine gelir, bu hikaye böyle gider!
Yani iki-üç gün önce Tayyipin Sisiyle el sıkışması normal değildir, gaza sıkışan Avrupaya akacak gazın Akdeniz güzergahı için İsrail ve Amerika talimatıyla küslük kalben imanen değil resen ortadan kaldırılmıştır!
Okuyucu, gördüğü bir fotoğrafı derinliğine okuyabilmesi için biraz gayret sarf etmeli, konuya girelim, şöyle:
Hablemitoğlunun azmettiricisi Levent Göktaş ünlü iş adamı İnan Kıraçın ortağı, aynı zamanda Aydın belediye başkanı Çerçioğlunun avukatı, bu ilişki türü ne anlama geliyor, bir örnekle açalım!
CHPli Menemen Belediye Başkanı, CHPli vekiller, başta Tuncay Özkan da var, tarafından bir kumpasa uğruyor, kumpas şu: CHPliler kendi belediye başkanlarını sahte imzayla hapse attırıyorlar, peki konu ne, konu da şu: satışı milyar dolar tutan bir arsa, ve, Menemen belediye başkanı makamından ediliyor ve imza sahte çıkıyor ancak mahkeme sürüyor ve makamına iade edilemiyor işte bu süreçte o ünlü arsa, kendisine sahte imza düzenleyenler tarafından cebe indiriliyor!
Bunların hepsi derin ilişkilerin mahiyeti hakkında bize bir fikir veriyor!
Sezgin Baran Korkmaz da şu anda Amerikada karaparadan hapiste, ve, Türk kamuoyunda kendini Robin Hood diye lanse etmişti, işte bu arkadaşta İnan Kıraçın tahsil edilemeyen paracıkları kalmıştı ve devreye Levent Göktaş giriverdi!
Hablemitoğlu iddianamesi sonrası medyaya bakıyoruz, sessiz, bu ilişkiler ağını deşecek yürek yemiş tek bir kişi de mi olmaz, mesela, Levent Göktaşın milli savunma sanayine silah satan bir şirketi var, bu şirket nedir ortakları kimlerdir (bir çok şirketi var), soran tek kişi yok, bir sorabilsek sorunun devamını getireceğiz, Levent Göktaşa bu şirket bir ödül olarak mı verildi?
Bilemeyiz ama soru üstüne soru deşebiliriz, mesela iddianameyi hazırlayan savcının içinde bulunduğu durumu da anlamalıyız, mesela örgütün adına gladyo diyemez, derse, Natoyla papaz oluruz, mesela, olaya teşne olmuş kamu görevlilerini diyelim içinde bakanlar var mı, siyasi sıkışmışlığı yüzünden iddianameye yazamaz, mesela, Levent Göktaş Mumcuoğluyla aralarında neler konuşmuşlar, adı saklanan kayrılan kamu görevlileri var mı, varsa, savcı bu isimleri yazabilir mi ve bizler bilsek dahi .öt korkusundan söyleyebilir miyiz?
Ama İnan Kıraçı tanıyanlar var Efendi kitabının yazarı Soner Yalçın ve Hürriyetin eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök.. Pekala İnan Kıraçın fonları iş ilişkileri ve karakterini aydınlatıcı bilgiler pekala yazıp çizebilirler, bu da .öt ister!
Meşhur dizi Kurtlar Vadisinin pususu yine sisiyle gerçeki örtüyor!
Kurtlar Vadisini yöneten konseyin başında da ünlü baronların baronu Mehmet Karahanlı vardı?
Hadi gerçeğini öğrenemedik peki dizi bize Mehmet Karahanlı karakteriyle neyi kimi anlatıyor!
Görünmeyen, Kemalist, mason, Amerika derin devletiyle ilişkiler içinde, ve sonra film gereği, ki, gerçek hayata da uyuyor, siyasetler değiştikçe fikirleri de tarafı da değişiyor ve tetikçileri yönlendiriyor!
Mehmet Karahanlı bu ülkede en çok tanınan en çok izlenen reyting rekorları kıran bir dizinin baş kahramanı gerçekte kimdir tabii ki en iyi senaryo yazarı Soner Yalçın bilir!
Hem Levent Göktaşın kendisini hem iş ilişkisindeki ortaklarını hem tetikçi çevresini en iyi bilen isimler kalkıp bir de Kurtlar Vadisi dizisi çekiyor, ve bu benzerlikler ve bu suskunluklar ve bu gerçeki söylemeyip ama dizinin sisli puslu havasıyla algı oluşturan bu insanlar bugün ağızlarını açıp tek laf etmiyorlar! Gerçek değildi, deyin, şakaydı, deyin, aramızda eğleniyorduk, deyin, ama bu kadar tıpatıp benzerlikler için bir şey söyleyin, attık ama tuttu, deyin!
Ve ülkemizde faili meçhul yani katilleri hala bulunamamış bir seri cumhuriyetçi aydın öldürülmüş, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Taner Kışlalı, vs. ve Hablemitoğlu, şu vaziyete bakın, bilip de konuşmayanlar bir de kendilerine Atatürkçü diyor ve yazı ve makalelerinde Cumhuriyetçi bu aydınların kendilerini ve fikirlerini savunuyorlar! Çok tuhaf değil mi?
Dizinin önemli bir bölümünde de Timur Satrancı devreye giriyor, Timur satrancı şu demek, oyuncu sayısı ve dama kareleri daha fazla yani daha çetrefil ve karmaşık!
Yani iddianamenin failleriyle dizinin oyuncuları arasında yani bizler de bu sisli puslu karanlıklar içinde yaşamış adı geçen fail ya da kahramanlarla bizim de ilişkilerimiz olmuş, mesela ben, Enver Altaylı ve çevresini tanırım, mesela, Fetö döneminde haftada bir yanıma gelip gizemli istihbarat bilgiler sallayan bir tetikçinin adını şimdi failler arasında görüyor ve ürperiyorum, bizi de gözetlemişler, bizi de makasa almışlar, kimlerin emriyle bizi yakından izlemiş takip etmişler, ya da bugün bu soruları soramazsak yarın hangi karanlığın içinde güme gideceğiz!
Memleketini seven her yazar, paranoyak olmalıdır, içinde şeytani bir huzursuzluk olmalıdır, aptal ve enayi olmamalıdır, konu hukuk olunca, arkadaşını ideolojisini çevresini ve çıkarını ve partisini hiç ama hiç düşünmemelidir, hayal kırıklıklarını söyleyebilmelidir, patronlardan bağımsız yazabilmelidir, kimseye borcu diyeti olmamalıdır, dengelere göre konuşan onun bunun adamı olmamalıdır, işkenceler hapisler tehditler şantajlar görse de hakikatten vazgeçmemelidir, çünkü hakikat sorumluluğun insan olmanın vicdanın ve bu dünyaya gelmenin en büyük anlamıdır!
Bu ülkede binlerce yazar ve gazete ve internet sitesi var, Veryansın TVden ve Nihat Gençten başka mayın eşeği yok mu?
Bir yazar, bile bile göz göre göre akla uygun gerçeğe uygun olmayan her şeye sorular sorabilmeli, evet, vatansever bir yazar gerçek bir mayın eşeği olabilmeli!
Bir yazarın en ağrına giden şey enayi yerine konulması algı manipülasyonunda aptallar gibi kullanılmasıdır!
Kullanıldığını söyleyemeyenler bildiklerini gördüklerini hatta şüphelerini dile getiremeyenlerin onuru ve bir kişiliği olamaz!
Çünkü, olayları ve kahramanları biraz daha deşin arkasında sarayın sevgili kulu Mücahit Aslandan CHPnin sevgili başdanışmanı Rasim Bölüceke ve Tuncay Özkanlara ve yoruldum artık, nicesine kadar ve bugünkü İslamcı iktidarı ve bugün Altılı Masayı dizayn eden güçlerin ortak kanki aynı karanlık bedenin organları olduğunu göreceksiniz!
Yani, sevgili okuyucu, aydınlarımızı öldüren ve siyasetimizi dizayn eden bu korkunç felaketler karşısında çığlık çığlığa veryansın etmeyenler Kurtlar Vadisinin asıl katilleri ve tetikçileridir!
(Cumhuriyetin ve Cumhuriyete inanmış eyvallahsız yazarların namı yürüsün diye, bu yazılar devam edecek..)