kuru buz asit mi baz mı / Kuru Buz için Kimyasal Formül Nedir?

Kuru Buz Asit Mi Baz Mı

kuru buz asit mi baz mı

Kuru buz ne işe yarar?

İçindekiler:

  1. Kuru buz ne işe yarar?
  2. Kuru buz asidik mi?
  3. Kuru buz dolaba konur mu?
  4. Kuru buz buzlukta ne kadar dayanır?
  5. Kuru buz amorf mu?
  6. Buz hangi katı?
  7. Kuru buz buzlukta erir mi?
  8. Kuru buz evde yapılır mı?
  9. Kuru buz içeceğe katılır mi?
  10. Buzun geç erimesi için ne yapmalıyım?

Kuru buz ne işe yarar?

Kuru buz, karbondioksitin katı formudur . Öncelikle bir soğutma maddesi olarak kullanılır. Avantajları, su buzundan daha düşük sıcaklık ve herhangi bir kalıntı bırakmama (atmosferdeki nemden kaynaklanan arızi don dışında). Mekanik soğutmanın mümkün olmadığı yerlerde donmuş gıdaları korumak için kullanışlıdır .

Kuru buz asidik mi?

Kuru buzunasit miyoksa baz olduğu hep merak edilir. Kuru buzaslında karbondioksit olduğu için kuru buzbir asit türüdür.

Kuru buz dolaba konur mu?

Kuru buzözel üretilmiş sıkı ve yoğunluğu çok fazla olan strafor (köpük ) Kutu içerisinde size göndermiş olduğumuz gibi ve mümkünde derin dondurucuda muhafaza edilmelidir. Uçucu bir yapısı olduğu için Derin dondurucuda kaldığı süreçte te eksilmeye devam edicektir.

Kuru buz buzlukta ne kadar dayanır?

KURU BUZ'UN ÖZELLİKLERİ: °C 'dir. Strafor kutu içerisinde gönderilir. Dayanma süresi; 1 gün için kg'dir. Buzluktamuhafaza edilir.

Kuru buz amorf mu?

Kuru buzunsıvı haldeki karbondioksit (CO2) gazının katı yani buzhalidir. I2 (iyot), P4 (fosfor), S8 (kükürt), CO2 (kuru buz), C10H8 (naftalin), (H2N)2CO (üre), C6H12O6 (glikoz) ve C12H22O11 (sakkaroz) gibi katılar moleküler kristaldir.

Buz hangi katı?

Moleküler katılarda, molekülleri bir arada tutan kuvvetler Van der Waals kuvvetleri veya hidrojen bağlarıdır. I2 (iyot), P4 (fosfor), S8 (kükürt), CO2 (kuru buz), C10H8 (naftalin), (H2N)2CO (üre), C6H12O6 (glikoz) ve C12H22O11 (sakkaroz) gibi katılar moleküler kristaldir.

Kuru buz buzlukta erir mi?

7- Kuru buz erir mi? Hayır. Kuru buzham maddesi Co2 gazı olduğu için sıvılaşmadan direkt gaza dönüşüp atmosfere karışır.

Kuru buz evde yapılır mı?

EvdeYapabilir miyiz? Kuru buz evde yapılabilirfakat nasıl yapıldığını açıklamaya başlamadan önce kuru buzunciddi yanıklara neden olabileceğini bildirmeliyiz. Evde kuru buz yapmakiçin korunma önlemleri çok iyi öğrenmeli ve harfiyen uygulanmalıdır.

Kuru buz içeceğe katılır mi?

Kuru buzsunum amaçlı kullanılır, içeceklerekonulması tavsiye edilmez.

Buzun geç erimesi için ne yapmalıyım?

Buzun erimesini önlemek için bu 8 yolu inceleyin.
  1. Açık renkli bir kap kullanın.
  2. Kabınızı alüminyum folyo ile kaplayın.
  3. Kabınızı bir havluya sarın.
  4. Buz küpleriniz için kaynamış su kullanın.
  5. Daha büyük buz küpleri yapın.
  6. Buz kabınızı serin bir yerde saklayın.
  7. Kabınıza donmuş buz paketleri koyun.
  8. Kabı buzla dolu tutun.

Yangını durdurma ve duraklatma işlemine Söndürme denir. Bu işlemi yaparken kullanılan maddelere de Söndürme Maddeleri denir. Kontrol dışına çıkan yanmalar sonucu oluşan yangınların durdurulması işlemine de söndürme denir. Yanmayı meydana getiren unsurlardan en az bir tanesini ortadan kaldırarak yanmanın sona erdirilmesidir.

Yanıcı maddenin söndürülmesinde söndürme prensibi en büyük etkendir.

SÖNDÜRME PRENSİBİ

Yangını kaynağında, oksijen konsantrasyonunu azaltarak, buharlaşmayı, yoğunlaşmayı ve yayılmayı engelleyerek, patlayabilir buharlaşmayı geciktirerek ve zincirleme reaksiyonu engelleyerek yangınların söndürülmesidir.

Söndürme Prensipleri:

  • Soğutma
  • Boğma
  • Engelleme
  • Yakıtı giderme

Ateş-Alev ve Kor belirtileri göz önüne alındığında şu kuralı ortaya çıkarabiliriz:

SOĞUTMA PRENSİBİ

Bir yanma reaksiyonunun oksidasyon hız derecesinin indirilmesi ile reaksiyon yavaşlar ve gerçekleşmez. Yanma esnasında yanıcı maddenin ısısını düşürüp yanma ısısının altına getirerek yanma olayı durur. Yanma ısısının altında ekzotermik reaksiyonlar gerçekleşmez. Kullanılan söndürme maddesi ortamın ısısını alırken buharlaşma, erime, çözülme ve parçalanma şeklinde tepkime gösterir. Çevreyi ısı yaymayı önleyen uygun maddelerle kaplama ve kapatma olayı da bir tür soğutmadır.

Soğutma, A Sınıfı ( Korlu ) yangınlarını söndürülmesinde etkilidir.

(Reaksiyon alanından ısı alınması ve çekilmesi)

 

Genel bir ifade ile Boğma yöntemi:

Özellikle kapalı veya kolaylıkla kapalı hale getirilebilecek yerlerde çıkan yangınlarda uygulanır. Hava sirkülasyonuna yol açabilecek bütün açıklıklar kapatılır ve Oksijen yetersizliğinden dolayı yangın kendiliğinden söner.

Diğer ifadeler de ise;

* Oksijen oranının azaltılması veya oksijen ile yanıcı maddenin birbirinden ayrılması olayıdır.

* Reaksiyon ısısının düşürülmesi ile oksidasyon hız derecesi düşürülür, buda soğutma yolu ile gerçekleştirilir. Reaksiyon oluşması için gerekli olan uygun karışım oranlarını oluşmasını önleme işlemine boğma denir.

Bu olay:

  • İnceltme;
  • Zayıflatma;
  • Ayırma

şeklinde gerçekleşir.

Yanma reaksiyonunun oksijen oranı; Katı ve Sıvı madde yangınlarında % 16 &#;ın altına, Gaz madde yangınlarında ise % 12 &#;nin altına düşürüldüğü anda boğma işlemi gerçekleştirilmiş olur.

Reaksiyonun oksijen miktarı başka maddeler karıştırılarak ta azaltılabilir. Bu karıştırma yöntemi ile oksijen oranı azaltılırsa veya alt patlama sınırının altında bir karışım elde edilirse, kendiliğinden gerçekleşen reaksiyonlar mümkün olmayacaktır. İnceltme için çok miktarda boğucu söndürme maddesi gerekir. Havanın % 21 oksijen oranını %15&#;ın altına düşürmek için reaksiyon hacminin en az 1/3&#;ü kadar söndürme gazı gerekmektedir.

Reaksiyonun oksijen miktarı başka maddeler karıştırılarak ta azaltılabilir. Bu karıştırma yöntemi ile oksijen oranı azaltılırsa veya alt patlama sınırının altında bir karışım elde edilirse, kendiliğinden gerçekleşen reaksiyonlar mümkün olmayacaktır. İnceltme için çok miktarda boğucu söndürme maddesi gerekir. Havanın % 21 oksijen oranını %15&#;ın altına düşürmek için reaksiyon hacminin en az 1/3&#;ü kadar söndürme gazı gerekmektedir.

ENGELLEME ( İNHİBİZASYON ) PRENSİBİ

(Yanma olayının reaksiyonu frenleyici maddelerle durdurulması)

Kuru Kimyevi Tozlar ve Halojenli Hidrokarbonlar gibi bazı söndürme maddeleri yanıcı madde ile ısı üretmeyen reaksiyonlar meydana getirerek, alev üreten kimyasal reaksiyonu keserek alevlenmeyi durdururlar.

Reaksiyon hızını yavaşlatan maddelere inhibizatör veya anti katalizör denir. B ve C Sınıfı yangınlarda kullanılır. Daha az miktarda bir inhibizatör kullanılmak suretiyle reaksiyonun önüne geçilir. Homojen veya heterojen olabilirler. Reaksiyon çiftleri ile aynı madde yapısında ise homojen, aksi halde heterojendir.

Homojen inhibizasyonda bazı gaz halindeki (Halokarbon) maddeler kimyasal etkileri ile yanma olayını frenleyici etki yaparlar. Yanma olayındaki esaslarla söndürme maddesinin çözülmesinden meydana gelen esasların oluşturduğu ortamda daha az aktif hatta termik sağlam moleküller oluşturarak zincirleme reaksiyonu bloke ederler. Heterojen inhibizasyonda ise (Toz parçacıkları) katı maddelerin yüzeylerinde yanma reaksiyonundan radikallerin absorbe edilmesi ile zincirleme olay kesintiye uğrar.

Muhtemel yangınlarda yangını tipine uygun olarak kullanılacak söndürücülerin söndürme etkisi önemlidir. Bu etkileri soğutma, derine nüfuz etme, yüzeyi kaplama, konsantrasyonu azaltma, boğma, zincirleme reaksiyonu kırma etkisi şeklinde saymak mümkündür. Bu etkilerden biri veya bir kaçı bir söndürücü tipi ile sağlanır. Ancak istenen etki yanında istenmeyen etkilerinde karşılanması gerekir. Zehirleme, atık bırakma, tıkanma, kullanım zorluğu, reaksiyona girerek malzemeyi bozma gibi etkiler istenmez ve bunların en az seviyede olması düşünülür.

YAKITI GİDERME

Bazı durumlarda yanan yer dâhilinde bulunan katı maddelerin uzaklaştırılması, sıvı ve gaz akışının kesilmesi yangının duraklaması ve özellikle gazlarda yanmanın merkezine yakın bir yerde yanıcı başka maddelerin olmaması durumunda yanmanın sona ermesine yardımcı olur. Fakat yapısal yangınlarında yakıtı giderme yöntemi etkin değildir.

SÖNDÜRME MADDELERİ VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ

Söndürme maddelerinin kullanılması, yanıcı maddenin türüne göre değişkenlik arz etmektedir. Yangınlarda başarılı olmanın en temel şartı uygun söndürme maddesi seçimine bağlıdır. Müdahale edilen her yangın gerek yanıcı madde farklılıkları gerekse müdahale tekniği açısından bir diğeriyle farklı olmakta ve bu farklılıklarda kısa sürede olsa müdahaleden önce bir araştırma yapma ihtiyacı göstermektedir. (Yangın yükü, yanıcı madde cinsi, müdahale yöntemleri v.b )

Yangınlarda iyi araştırma yapılmadan seçilen söndürme maddesi bazen gereksiz zaman kayıplarına ve doğal olarak ta yangının yayılmasına sebep olmakta, bazen de söndürme maddesinin israfına yol açmaktadır. (Örnek: Köpükle müdahale edip, daha sonra aynı bölgeye su kullanılması )

Söndürme Maddeleri:

  • Su
  • Köpük
  • Karbondioksit ( CO2 )
  • Kuru Kimyevi Toz ( KKT )
  • Halojenlendirilmiş hidrokarbonlar (Halokarbon)
  • D-Tozu

SU

Günümüzde, su en çok kullanılan söndürme maddesi olarak görülmektedir. Özel söndürme maddelerinin çok olmasına rağmen su her zaman ana söndürme maddesi olarak kalacaktır. Çünkü yangınların %90&#; ı A Sınıfı yangınlardır. Suyun söndürme etkisi yangın odağındaki ısıyı ortadan kaldırarak, yani soğutarak olur. Başka bir değişle, bu endotermik bir tepkimedir.

Suyun termik emme kapasitesi

Bir Kg suyu 1 C ısıtabilmek için Kj gerekmektedir. Eklenen ısı miktarı arttıkça, suyun sıcaklığı kaynama noktasına kadar lineer olarak yükselir. Kaynama noktasındaki bir kg suyun, sıcaklık sabit kalması şartıyla, tamamen buharlaşması için fazladan Kj ısıya ihtiyaç vardır.

Atmosferik basınçta, oluşan buhar bulutunun kapladığı hacim yaklaşık litredir. Hacmin artışı yangın odağına hava gelişini engeller, ama bu husus sadece alevli yangınlarda önem arz eder.

Suyun ısınması ile buharlaşması esasen yüzeyden, yani kondüksiyonla, konveksiyonla olduğundan suyun yüzeyi ne denli geniş ise, bu olgular o denli hızlı meydana gelir. Bundan dolayı çok sayıda küçük damlacıkların söndürücü etkisi yoğun halde boşalan suyun etkisinden daha fazladır. Ayrıca, yangın odağının küçük damlacıklarla ıslatılması sırasında etrafa sıçrayan su, yangının o bölgelere kolayca yayılmasını engeller.

Suyun avantajları:

  • Su, yangın söndürme maddelerinin en ucuzudur.
  • Su, zehirleyici etkisi olmayan; kimyasal olarak nötr bir maddedir: Ne asittir, ne alkalidir.
  • Su; ahşap, kâğıt, tekstil vs. yangınlarında etkili bir söndürücüdür.
  • Su, düşük viskozitesinden dolayı çok akıcıdır; büyük uzaklıklara kolaylıkla taşınabilir, düşük basınçlarda toz haline getirilebilir.
  • Su, genelde kentlerde, sanayi bölgelerinde yeterli miktarda bulunur.

Suyun dezavantajları:

  • 0C&#; nın altında donan suyun kış aylarında akarsulardan, göllerden tedarik edilmesi zorlaşır.
  • Buz haline dönüşen suyun hacmi %10 oranında artar, bundan dolayı içinde bulunduğu boruları (Hortum) patlatabilir.
  • Yeterli miktarda nem ile temas halindeki hububat yeşermeye, şişmeye başlar. Hububat silolarına giren su buzlanma durumundaki gibi hacmin artmasına siloların cidarlarının patlamasına neden olabilir.
  • Selüloz, kâğıt, tekstil ürünleri vs. çok miktarda su emebilir. Suyla söndürme sırasında artan ağırlıkları nedeniyle üzerinde bulundukları rafların, hatta döşemelerin çökmesine neden olabilir.
  • Su nedeniyle birçok madde yumuşar, erir; böylelikle kısmen veya tamamen kullanım ve ticari değerini kaybeder.
  • Elektronik ve elektrikli cihazlar su ile temas ettiklerinde arızalanabilir veya tamamen kullanılmaz duruma gelebilir.
  • Potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyumla suyun temasındaki kimyasal tepkimeler, yüksek sıcaklıklarda, hidrojen oluşmasına, dolayısıyla patlamalara neden olur. C &#;nın üzerindeki sıcaklıklarda su parçalanır ( Örneğin, Sıvı hâlindeki metallerle temasında ), hidrojen ile oksijen ortaya çıkar. Bu da, patlayıcı gazların oluşmasını kolaylaştırır.
  • Suyun kalsiyum karbür ile birleşmesi sonucu asetilen meydana çıkar.
  • Kapalı ortamda korlaşmış karbonun sulanması, karbon monoksit ile hidrojen gazları ortaya çıktığından dolayı çok tehlikelidir.
  • İnşaat sektöründe ayrıca gübre olarak kullanılan sönmemiş kireç yanmaz malzeme olmasına rağmen, suyla temasında yüksek miktarda ısı çıkartır; sıcaklık C&#; ye kadar yükselebilir, yakınında yer alan yanabilen maddelerin alevlenmesine neden olabilir. Ayrıca asitler ve bazlar su ile ekzotermik reaksiyon verirler.
  • Suda erimeyen yanıcı sıvıların, örneğin yağların, solventlerin veya tuz banyolarının su ile söndürülmesi durumunda alevlenmiş, sıcaklığı yüksek değerlere ulaşmış sıvıların üzerine düşen su tanecikleri aniden buharlaşmakta hacimleri misli artmaktadır. Oluşan köpükler nedeni ile sıvının taşması, alevlenen yüzeyin artması, hatta alevli sıvıdan patlayan parçacıkların civara zarar vermesi olasıdır.
  • Alevlenmiş gazların söndürülmesinde su faydasızdır.
  • İçinde mineraller bulunan içme suyu, az da olsa iletkendir. Dolayısı ile yüksek gerilim bulunan yerlerde, kısa mesafelerden, yoğun su ile müdahale edilmesi çok tehlikelidir.
  • İçme suyu bazen içinde bulunabilecek fosfatlar veya asit karbonitten dolayı yeterince korunmamış boruların paslanmasına neden olabilir.

Pülverize olarak verilen suyun daha etkili söndürücü olduğu hususuna yukarıda değinilmiştir. Küçük damlacıklar halinde yanıcı maddenin üzerine fışkırtılan suların daha etkin olmasını sağlamak amacıyla bazı katkı malzemeleri ile güçlendirilmesi yoluna gidilir. Bazı katkılar suyla karışınca, yüzey geriliminin değiştirilmesi ile yanmakta olan maddelere suyun daha fazla süre ile temasını, ısı alışverişinin yanı soğumanın daha uzun zaman devamını sağlar. Bazı katkılar, yüzey gerilimi azaltılmasıyla, suyun, hava, azot, karbondioksit gibi gazlarla temasında köpürmesini sağlar. Ayrıca başka katkı maddeleri, suyun viskozitesini arttırarak düşey yüzeylere bile aderansını sağlamak amacı ile karıştırılır. Alginat &#; bentonit kökenli olan bu katkı malzemeleri ile elde edilen sonuçtan özellikle orman yangınlarında mücadelede faydalanılır.

Su yangınla mücadelede temel madde olduğundan itfaiyenin müdahale edeceği yerlerde yeterli miktarda bulması elzemdir. Ülkemiz şartlarında bu her zaman mümkün olmamaktadır. Dolayısı ile sanayi tesislerinde, büyük iş merkezlerinde, otellerde vs. şehir suyuna ek olarak sadece yangınla mücadelede kullanılmak üzere rezerv su deposunun bulunması özellikle istenmektedir.

Su Damlacıklarının Boyutu ve Soğutma Yüzeyinin Yüzölçümü Püskürtülen beher 1 litre su için

1 Mikron………………..………………&#;&#;&#;&#;.. m3

5 Mikron………&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; m3

50 Mikron……………………………&#;&#;&#;&#;&#;&#;. m3

Mikron………………………………..…&#;&#;&#;.. 20 m3

Mikron…………………….……………&#;&#;&#;&#; 11 m3

Mikron…KONVANSİYONEL SİSTEMLER&#;&#; 6 m3

Püskürtülen suyun damlacık boyutları büyüdüğünde soğutma yüzeyinin yüzölçümü küçülmektedir

Konvansiyonel sistemlerde su damlacığının boyutu hortumla müdahale yapıldığında – mikron arasındadır. Böylesine büyük damlacıklı su parçacıkları yeterli derecede buharlaşamaz. Bu nedenle su tüketimi fazla buna karşılık soğutma yüzeyinin yüzölçümü düşüktür.

Yangınlarla mücadelede su kullanımı:

Söndürme çalışmalarında suyun yangına müdahalesinde:

istifade edilmektedir.

Pompa:

Araçta ya da yangın yerine yakın olan su kaynaklarında bulunan suyun istenilen basınç ve debide verilmesini sağlayan ekipmandır.

Hortum:

Pompa ile lans arasında suyun taşınmasında kullanılan malzemedir.

Lanslar:

Pompadan hortumlar vasıtası ile taşınan suyun istenilen özellikte yangına işlenmesini sağlayan malzemedir.

Lanslar ile suyu:

  • Direkt,
  • Pülverize,
  • Sis,
  • Sprey Jet,
  • Tam Jet,
  • Perde,
  • Derinlemesine Nüfuz şeklinde ve özellikle kademeli turbo lanslarla değişik debilerde verebilir.

Yangının çeşidi, boyutu, yangın yerindeki tehlikeler, yanan binanın cinsi ve yanan maddelerin özellikleri gibi kriterler dikkate alınarak:

  • Uygun Lans
  • Uygun Su İşleme Şekli
  • Uygun Debi seçilerek yangınlara müdahale edilmelidir.

KÖPÜK

Köpük Sıvı madde yangınlarının en ideal söndürme maddesidir. A türü yangınlarda da kullanılabilir.

Köpük; Köpük Konsantresi + Su + Hava karışımından mekanik olarak elde edilen:

  • Yağ veya sudan daha düşük yoğunlukta,
  • Düşey ve yatay yüzeylere kuvvetle yapışabilen,
  • Yanan sıvının üzerinde bir örtü meydana getirerek havanın içeri girmesini, parlayabilen gazların dışarı çıkmasını önleyen, bu özelliklerini üzün süre devam ettirebilen,
  • Küçük kabarcıklardan meydana gelen kararlı bir kütledir.

Karışım Oranı: Suya katılması gereken köpük konsantresinin % olarak oranına karışım oranı denir. Bu oran genellikle % 1 &#; % 6 arasında değişmektedir. Araç pompası ve köpük konsantrelerindeki gelişmelerle birlikte % &#; % oranları arasında uygulanabilir düzeye gelmiştir.

Köpürme Sayısı: Köpük hacminin karışım miktarına oranına Köpürme sayısı denir. Köpürme sayısı, köpük solüsyon hacminin, hava ile karıştırılıp köpürtüldükten sonra köpük hacminin kaç katı olduğunu gösterir.

Köpüğü, köpürme sayısı hava ve basınçlı suyun karışım oranlarına göre 3 sınıfta toplayabiliriz:

  • Ağır Genleşmeli Köpük
  • Orta Genleşmeli Köpük
  • Hafif Genleşmeli Köpük

Köpük uygulamaları:

Köpükten tam olarak yararlanmak için köpüğün bir yangının nasıl söndürdüğünü bilmek çok önemlidir. Bildiğimiz gibi yanma olayının başlaması için 4 şart gereklidir. Yanıcı madde, Isı, Oksijen ve Uygun karışım oranı. Bu şartlardan bir tanesi saf dışı bırakıldığında yanma oluşmaz.

B Sınıfı yangınlarına müdahale etmenin 4 temel yöntemi vardır:

Yanan bir sıvıya köpük uygulandığında;

  • Köpük yanıcıyı kaplar.
  • Köpük yanıcıyı bastırır.
  • Köpük yanıcıyı ayırır.
  • Köpük yanıcıyı soğutur.

Köpük yanan maddeyi kaplar: Hava ve ısı ile temasını keser böylece yanan madde tutuşmaz. Ortamda oksijen olmadığından ısı yanan maddeye ulaşsa bile yanma olmaz. Kaplama oksijeni saf dışı bırakır.

Köpük yanan maddeyi bastırır: Sıvılar ( Yanıcı sıvılar ) oda sıcaklığında bile buharlaşabilirler. Sıvının yüzeyinden yukarı doğru çıkan buhar ısı kaynağının yanan maddeye daha kolay ulaşmasını sağlar. Yanan sıvıya uygulanan köpük sıvının tüm yüzeyine dağılarak buharlaşmayı önler. Etrafa dağılan yanan sıvıya köpük püskürtülürse yanan maddeyi bastıran köpük tutuşmayı önler. Bastırma yanıcı unsuru saf dışı bırakır.

Köpük yanıcıyı ateşten ayırır: Yanan sıvının üzerine uygulanan köpük yanan maddenin ısı kaynağı ile temasını keser bunu bir tür izolasyon olarak ta söyleyebiliriz. Ayırma yanıcıyı ve ısıyı saf dışı bırakır.

Köpük yanan maddeyi soğutur: Köpük temel olarak sudan meydana geldiği için ulaştığı her yanan maddenin en azından üst seviyelerinin sıcaklığının düşmesine neden olur. Isı yanmanın şartlarından biridir. Yanan maddenin soğumasını sağlayan köpük yangının sönmesine neden olur. Soğutma ısıyı saf dışı eder.

Köpük ısı ve alevle karşılaştığı zaman bozulabilir ve bileşimindeki su buharlaşır. Bu nedenle yanan yüzey üzerine kaybı telâfi edecek yeterli miktarda köpük uygulanmalı ve söndürülen sıvı üzerinde bir köpük tabakası devamlı oluşturulmalıdır. Köpük mekanik veya fiziksel zorlamalar neticesinde kolayca bozulabilir. Bazı kimyasallar ve sıvılar köpüğü süratle bozarlar. Bu yüzden köpük yanan maddenin özelliklerine uygun olmalıdır.

Köpük Konsantresi Türleri:

Günümüzde, bir kısmı özel amaçlarla üretilmiş çeşitli köpük konsantre türleri vardır. Bunları kullanım alanlarına ve yapılarına göre şöyle sınıflandırabiliriz.

Proteinli Konsantre (P) : Yüksek molekül ağırlığına sahip doğal protein polimerleridir. Doğal proteinli maddelerin hidrolize edilmesi ve bozulmayı, parçalanmayı önleyici katkıların ilavesi ile elde edilir. Bunlar sadece düşük genleşmeli köpük üretimine elverişli olup uzun mesafeye atılabilen köpüklerdir.

Proteinli deterjanın avantajı:

  • Geri alev alma mukavemeti yüksektir.
  • Radyasyon ısısına karşı çok mukavimdirler.
  • Köpükleri çok yüksek stabiliteye sahiptir.
  • Adhezyonları(yapışma) çok iyidir.

Proteinli konsantrelerden uzak mesafelere atılabilen düşük genleşmeli köpükler ( Ağır köpük ) elde edildiğinden su ile söndürülmesi mümkün olmayan petrol ürünleri ve hidrokarbon yangınlarına karşı bilhassa tercih edilirler. Zira bu tür hidrokarbon yangınlarında yangın mahalline sokulmak mümkün olmayabilir ve mecburen uzak mesafeden müdahale etmek gerekebilir. Bu takdirde mevcut konsantremiz düşük genleşmeli köpük üretimine elverişli değil ise ve sabit sisteminizde yoksa müdahale imkânı olmayacaktır. Proteinli konsantreler bu bakımdan orta ve yüksek genleşmeli köpük üretebilen konsantrelere tercih edilirler.

% 3 ve % 6 oranlarında imal edilmektedirler. % 3 kullanım oranlı bir proteinli köpük konsantresi demek 3 litre proteinli konsantre 97 litre su ile hacimsel olarak karıştırılarak püskürtülecek demektir. Bunun için sistemde mevcut melanjörün ayarını 3&#;e getirmek yeterlidir. % 6 kullanım oranlarında melanjörün ayarı 6&#; da tutulmalıdır. Kullanım oranlarının % 3 veya % 6 olması hem depolama acısından ve hem de yangına müdahale süresinin uzunluğu açısından ayrıca fiyatı açısından çok önemlidir. % 6 kullanım oranlı bir konsantre ile yangına 15 dakika müdahale ediyorsa, % 3 kullanım oranlı bir konsantre ile 30 dakika müdahale etme imkânı vardır. % 3 kullanım oranlı konsantrenin yangına müdahale maliyeti % 6 kullanım oranlı deterjana nazaran daha ucuza gelmektedir. Ayrıca depolama acısından daha az yer kaplar ve depolama maliyetine düşük olmaktadır.

Proteinli konsantreler B sınıfı yangınlar içersinde kabul edilen benzin, jet yakıtı, mazot, gaz yağı, fuel- oil gibi akaryakıtlar ile hekzan, neft, ham petrol vs. yangınlarında kullanılırlar.

Fluoro Proteinli Konsantre: Proteinli konsantrenin etkinliğini daha da arttırmak amacıyla bünyelerine yüzeysel aktiviteli fluoro karbon maddeler bağlamak suretiyle elde edilen konsantrelerdir. Düşük genleşmeli köpük üretimine elverişlidir. Etkinlikleri proteinli konsantrelerden daha fazladır. Söndürme süreleri daha kısadır. Fluoro karbon maddesinin sağladığı su filmi üzerinde köpük tabakası suretle yayılarak yangının kısa zamanda sönmesini sağlar. % 3 ve % 6 kullanım oranlarında imal edilirler. Uzak mesafeye atılabildiği gibi akıtma sistemi ile de akaryakıt depolama tanklarının altında verilebilirler. Her iki tip konsantrede kuru kimyevi tozlar ile uyum sağlarlar. Deniz su ve tasfiye görmüş sular ile kullanılabilme imkânı vardır.

Sentetik Konsantre (Genleşme Oranı Yüksek): Çok maksatlı konsantreler olup ağır, orta ve hafif köpük üretimini mümkün kılarlar. Ağır köpük lansı kullanmak suretiyle ağır köpükler, orta köpük lansı kullanmak ile orta köpükler ve köpük jeneratörleri ile de yüksek genleşmeli hafif köpük üretebilir.

Hidrokarbon sülfattan esaslı olan bu tip konsantreler A ve B sınıfı yangınlarda başarılı bir şekilde kullanılırlar. % 1,5 , % 2,5 ve % 6 kullanım oranlı olarak üretilirler. Kuvvetli ıslatıcı güce sahiptirler. Bilhassa tekstil, kâğıt ve ahşap gibi selüloz esaslı malzemelerin ıslatılması, daha doğrusu bünyelerine suyun çabuk girmesini sağlamak amacı ile kullanılması bu tür katı yangınların söndürülmesinde çok önemlidir. Bilindiği gibi, selüloz bünyeli malzemeler pamuk, iplik, kumaş, kâğıt ve odun gibi malzemeler bünyelerine suyu çok zor çekerler, dolayısıyla yanan bu malzemelere su işlemeden evvel sentetik esaslı köpük bir müddet işlenmelidir. Böylece yanan bu malzemelerin suyu emme kabiliyeti arttırılmış olacaktır. Bilahare su işlendiğinde bütün balyaların içine kadar su sirayet edecek ve soğutma sağlanmış olacaktır.

Sentetik konsantreler yüksek kabaran köpük üretimine elverişli olması nedeniyle ulaşılması mümkün olmayan bodrum katları, yeraltı depoları, maden ocakları vs. gibi yerlerin köpük ile doldurularak;

  • Soğutmak,
  • Boğmak,
  • Buharları seyreltmek suretiyle, oksijen konsantrasyonunu azaltarak söndürülmesini mümkün kılarlar.

Afff (aqua film forming foam) Konsantresi: Bünyelerinde yüksek konsantrasyonda fluoro karbon ihtiva eden sentetik konsantrelerdir. Düşük ve orta genleşmeli köpük üretimine elverişli olup, ihtiva ettikleri fluoro karbon sayesinde yakıt yüzeyi ile köpük tabanı arasında sulu film tabakası oluşturarak köpüğün süratle yayılmasını sağlamak suretiyle ani ve kati söndürme sağlarlar. Yanan hidrokarbon veya akaryakıt üzerinde teşekkül eden suyu film tabakası yanan yüzeyi soğutan ve yanıcı buharları geçirmeyen bir özelliğe sahiptir. Bu özellik dolayısıyla AFFF tip köpüklerin gaz geçirgenlik mukavemeti yüksektir. Ayrıca mekanik sebepler ile köpük tabakası parçalansa bile, yayılma hızı çok yüksek olduğundan çok kısa bir zaman diliminde eski durumunu alabilmektedir. Dolayısı ile geri alev alma mukavemeti de çok yüksektir. Söndürme gücü yüksek olan köpüklerdir. % 1, % 3 ve % 6 kullanım oranlarında imal edilmektedirler. Alkoller hariç, bütün likit hidrokarbonların söndürülmesinde muvaffakiyetle kullanılırlar. Islatma güçlerinin yüksek olması selüloz esaslı ( Pamuk, kâğıt, ahşap vs. ) A sınıfı yangınlarında söndürülmesinde kullanılmalarını mümkün kılar.

Alkol Tipi Konsantre: Su ile karışan ve genellikle çözücü olarak kullanılan “ Polar “ sıvılar köpükleri parçalar polar çözücülere örnek olarak alkol, aseton, asetat, akrilonitril yapıda ve bunların karışımı olan boya tinerleri gibi kimyasallar sayılabilir. Bu maddelerin yangınında alkol tipi konsantre kullanılır. Protein esaslı olup, yakıt yüzeyi ile köpük örtüsü koruyucu bir film tabaka meydana getiren katkı maddesi ilavesi ile imal edilmektedir. Bu koruyucu tabaka sayesinde köpük kabarcıkları içersindeki suyun polar solvent ile karışarak köpüğü bozması önlenir. Alkol tipli konsantre kullanılması özel bir dikkat ister. Çünkü su ile karıştırıldıktan hemen sonra kullanılması gerekir. Kullanım sıcaklıkları + 2 C ile 50 C arasında değişir.

KÖPÜK ÇEŞİTLERİ

Köpüğü, köpürme sayısı ve köpük konsantresi, hava suyun karışım oranlarına göre 3 grupta toplayabiliriz.

  • Ağır Köpük ( Az Genleşmeli Köpük )
  • Orta Köpük ( Orta Genleşmeli Köpük )
  • Hafif Köpük (Yüksek Genleşmeli Köpük)

Ağır Köpük:

  • Ağır köpük diğer köpüklere nazaran yoğunluk bakımından daha fazladır. Yani su ve deterjan oranı fazla, hacim bakımından azdır.
  • Ağır köpük işlenirken 10 cm kalınlık ( Yükseklik ) olmalıdır.
  • Monitör ile 45 – 50 metre ileriye işlenebilir.
  • S4 ağır köpük lansı ile 20 – 25 metre mesafeye işlenebilir.
  • Ağır köpükte su oranı fazla olduğundan soğutma etkisi daha fazladır.
  • Ağır köpüğün genel amacı soğutmadır. Köpük çöktükçe kabarıklığı gider suyu bırakır ve soğutma görevi yapar.
  • Ağır köpük bazı durumlarda yangın söndürmek için değil yangın çıkma ihtimali olan yerlerde önleyici bir tedbir olarak ta kullanılabilir. Örneğin, dökülmek suretiyle etrafa yayılmış yanıcı sıvıların üzeri köpük ile kapatılarak alev alması engellenebilir. Bu sebeplerden dolayı acil inişlerde hava alanı pistleri köpüklenir.
  • S2, S4 ve S8 köpük lansı kullanılır.
  • Çalışma basıncı 5 bardır.
  • Proteinli ve Sentetik deterjandan elde edilir.
  • Seyyar melanjör kullanılırken karışım oranları proteinli deterjan için % 6, Sentetik deterjan için % 2,5 olmalıdır.
  • Köpürme kat sayısı 15&#; tir.
  • Orta köpük ağır köpüğe nazaran hacim bakımından daha fazla yer kaplar.
  • Ağır köpük kadar akıcı değildir.
  • Boğma gücü daha fazladır.
  • Orta köpük işlenirken 20 ile 30 cm kalınlıkta olmalıdır.
  • Orta köpüğün dezavantajı ağır köpük gibi uzak mesafelere iletilememesidir.
  • M2 orta köpük lansı ile 7 ile 10 metre ileriye işleyebiliriz.
  • Zemine dökülmüş akaryakıt yangınlarında ilk önce kimyevi tozla müdahale ederek akaryakıtın yoğunluğunu, akıcılık vasfını yavaşlatır daha sonra orta köpük ile müdahale ederek kapatırız.
  • M2, M4 ve M8 köpük lansı kullanılır.
  • Köpürme kat sayısı 75 &#;tir.
  • M2 lansının çalışma basıncı 2,5 veya 5 bar.
  • M4 ve M8 lansının çalışma basıncı ise 5 bardır.
  • Sentetik deterjandan elde edilir.

Hafif Köpük

  • Sentetik deterjandan elde edilir.
  • Su oranı çok az, hava oranı çok fazladır.
  • Su oranı çok düşük olduğu için yalnız boğma etkisi yaratır.
  • Turbex ve köpük jeneratörleri ile elde edilir.
  • Tiyatro, sinema, depo, düğün salonu, bodrum katlarda bulunan geniş hacimli yerlerde kullanılır.
  • Soğutma etkisi yoktur.
  • Köpürme katsayısı &#; dır.
  • Turbexten dakikada geçen su ve deterjan miktarı litredir.
  • Köpük yüksekliği 1 metredir.
  • Hafif köpüğün atma mesafesi yoktur. Bu yüzden hafif köpüğü uzak mesafelere taşımak için körüklü borular kullanmak zorundayız.

Kaliteli Bir Köpük Nasıl Olmalıdır

  • Çevrenin basınç ve sıcaklık şartlarında sıvı kaynama noktasına ulaşmamalıdır.
  • Sıvı ısının C&#; den yüksek olduğu yangınlarda köpük işlenirken dikkat edilmelidir.
  • Yanan madde kullanılan köpük için zararlı nitelikte olmamalıdır.
  • Yanan sıvı su ile reaksiyona giren cinsten olmamalıdır.
  • Yangın yatay bir yüzey yangını olmalıdır. Üç boyutlu derinliği olan yangınlar köpük bileşimindeki su tarafından soğutulabilir olmadıkça, köpük kullanılarak söndürülemezler. Yüksek bir yerden akan akaryakıt yangınları v.b. fakat bazı köpüklerin akan akaryakıtları gizleyerek üzerinde kalma özellikleri vardır.

Köpük Yapma Yöntemleri:

Yangınlarda kullanılacak köpüğü elde etmek için 2 temel yöntem vardır.

  • Araç pompasından köpük elde etme
  • Araçtan Daldırma Yöntemi ile köpük elde etme
  • Köpük Mikseri ile köpük elde etme
  • Seyyar Köpük Jeneratörleri ile köpük elde etme

Araç Pompasından Köpük Elde Etme Yöntemi:

  • Çok Maksatlı Müdahale Aracı
  • Müdahale Aracı
  • Köpük Su Kulesi

Farklı köpürme sayısı, farklı karışım oranı ve farklı köpük çeşitlerini yapmak için kullanılan araçlar oldukça çoktur. Fakat İtfaiye teşkilatları, araçlarında kısıtlı sayıda araç gereç taşıma imkânına sahip oldukları için pratikte edinilen bilgilerin doğrultusunda araçları belli bir standarda oturtmaya gayret etmektedirler.

  • Ağır köpük için (S)
  • Orta köpük için (M) lansları kullanılmaktadır.
  • Hafif köpük için “Köpük jeneratörleri“(LG) kullanılmaktadır.
  • Köpük üretiminde en önemli araç, uygun karışım oranını sağlayan melanjörlerdir.

Köpük lansı, normal su lansı sistemi ile çalışır. Özel bir meme sistemi ile lansa giren köpük solüsyonu daha da hızlandırılarak, meydana gelen alçak basınç sayesinde lansın arkasındaki memeden hava alarak karıştırılırlar. Farklı büyüklükte köpük lansları vardır. Aşağıda bazı köpük lanslarının kapasite değerleri verilmiştir.

lt/dk. ve üzerinde su işleme kapasitesine sahip olan lanslar araçların üzerinde sabit, taşınabilir ayaklı monitör veya bir yere sabit bir şekilde köpük su kombineli monitörler halinde yapılmaktadır.

Hafif köpük üretiminde ise yüksek hava ihtiyacından dolayı hafif köpük üretimi için cebri havalandırma yapmak gerekir. Bu sebeple hafif köpük üretiminde özel köpük jeneratörleri kullanılmaktadır. Köpük jeneratörlerinde deterjan ile sürekli ıslatılan bir dokuya köpük üretmek üzere hava püskürtülmektedir. Aşağıdaki tabloda % 2 karışım oranı ve 3–4 bar basınca göre kapasite değerleri verilmiştir.

KARBONDİOKSİT ( CO2 )

  • Karbonun tamamen yanması ile kirecin asitle yakılması sonucu elde edildiği gibi, doğada serbest olarak bulunur.
  • Yanıcı bir gaz değildir, Birçok madde ile reaksiyona girmez.
  • Muhafaza tankında boşalması için gerekli basıncı kendisi yaratır.
  • Gaz halinde bir söndürme maddesi olup tamamen boğma özelliğine sahiptir.
  • Sıvı ve gaz yangınlarında kullanılır. Bir gaz olduğundan, nüfuz edicidir ve yangın alanının her noktasına yayılabilir.
  • Sıkıştırma ve soğutma yolu ile sıvı, katı hale getirilebilir.
  • 56 C &#;de 3 hal noktasındadır. Yani kapalı kap içerisinde sıvı ve gaz halinde bulunur.
  • Kritik sıcaklığı 31 C &#;dır. Kritik sıcaklık dediğimiz 31 C &#;de buharın yoğunluğu sıvının yoğunluğuna eşittir.
  • Hem sıvı hem de gaz halinde bulunabildiğinden sıcaklık fazlalaşır.
  • Karbondioksit havada % 0,03 oranında bulunur.
  • Renksiz ve kokusuzdur.
  • Yoğunluğu kg / tür. 30 C sıcaklıkta ve atmosferik basınçta, 1kg CO2 m³ gaz verir.
  • Havaya karıştığı zaman nefes almayı güçleştirir, hatta boğulmaya bile neden olabilir.

Tüpün içersine sıvı karbondioksit doldurulacaksa 20 C &#; de 57 bar basınç gerekmektedir. Sıvı karbondioksit atmosfere verildiğinde depolanması &#; 17 C&#; de yapılmış ise % 46 sı kuru buza dönüşür. 21 C&#; de ise yalnız % 25&#; i kuru buza dönüşür. Meydana gelen kuru buz C &#;dır. Karbondioksit alçak basınçlı soğutma tanklarında ve dikişsiz yüksek basınçlı tüplerde depolanmaktadır. 22 C &#; de tamamen sıvı halde bulunan karbondioksit sıcaklık artışlarında hızla gaz haline geçer. Bu durum 65 C&#; de tüpün dayanıklılık basıncı olan bara ulaştığı için karbondioksit tüpleri sıcak çevrelerde bulundurulmamalıdır. Karbondioksitli yangın söndürücüler B ve C türü yangınlarda daha çok başarı sağlamaktadır. Karbondioksit, gaz ya da çok katı parçacıklar halinde iken (kuru buz) elektriği iletmez. Bu yüzden elektrik akımı bulunan yangınlarda kullanılabilir. Yalnız yüksek gerilim hatlarında küplerin üzerinde belirtilen voltajlara kadar yangın ile aradaki mesafeyi göz önünde bulundurarak müdahale edilmelidir. Ayrıca Karbondioksit yangın söndürme işleminden sonra herhangi bir artık bırakmaz. Ortamdan gazlaşarak uzaklaşır. Böylece elektrik ve elektronik devrelerin temizlenmesi daha kolay olur.

HALOJENLENDİRİLMİŞ HİDROKARBONLAR

Metan(CH4), Etan(C2H6), Propan(C3H8) gibi hidrokarbonların Klor, Flor, Brom, İyot gibi halojenler ile meydana getirdiği bileşiklerdir.

Bu bileşik maddelerinin yangın söndürme özelliği nedeni ile özellikle kuru toz ve karbondioksitin vereceği zararı önlemek amacıyla özellikle Elektronik cihaz, Sıvı ve Gaz madde yangınlarında kullanılmak üzere tasarlanmış yangın söndürme cihazları olup, önemsiz ölçülerde toksin etkisi vardır.

Söndürücünün püskürtülerinin kalıcı ve paslanmaya neden olan bir etkisi de yoktur.

HALON ALTERNATİFİ SÖNDÜRÜCÜLER

Yangın söndürücü olarak kullanılan halon alternatifi halojenli hidrokarbonlar, flor, klor veya brom elementlerinin birini veya birkaçını ihtiva eden, bir veya birkaç organik bileşiğin ana bileşen olarak kullanıldığı elektrik iletkenliği olmayan, kapalı mekânlarda yangın mahallindeki hacmin tamamen doldurulması sureti ile yangını söndüren gazlardır.

NAF – S 3; NAF–S 3 “Hidrokloroflorocarbon“ ( HCFC ) karışımının az miktarda organik bileşik d–limonene ile yapılmış bir harmanıdır. NAF –S 3 zehirliliği olmayan bir madde olarak bilinir. “ HCFC karışım A “ olarak geçer.

Kompozisyonu ; % 82 HCFC – 22 “ Klorodiflorometan “ , % 4,75 HCFC – “ Diklorotrifloroetan “ , % 9,50 HCFC – “ Klorotetrafloroetan “ , % 3,75 d – Limonene “ İzopropenil – 1 – metilsiklohekzen “ şeklindedir.

İnergen;

İNERGEN ; % 52 Nitrojen (Azot) , % 40 Argon gibi inert gazlarla, % 8 karbondioksitten meydana gelen bir karışımdır. İnergen, özellikle bilgisayar ve MRI ekranlar gibi çok hassas ve pahalı cihazlarla donatılmış tıbbi teşhis ve tedavi odalarında, kütüphane ve müzelerde kullanılmaya uygundur. Gazlaşma özelliği dolayısıyla açık alanlarda çıkan yangınlar için koruyucu olarak kullanılamaz. Diğer bütün gazlaşmış söndürme maddeleri gibi metal yangınlarında kullanılması uygun değildir.

FM – ;

FM – ; “Heptafloropropan“ CF3CHFCF3 şeklinde olan atık bırakmayan temiz bir söndürme maddesidir. FM &#; öncelikle fiziksel yollarla alevden ısıyı emerek, yanma reaksiyonunu sürdüremeyecek kadar alevi soğutmak suretiyle yangını söndürmektedir. İlave olarak FM– ün alevle kimyasal reaksiyona girmesiyle söndürme üzerinde az bir kimyasal iştiraki vardır.

Data proses ve telekominikasyon merkezlerinde, proses fabrikaları kontrol odalarında, güç santrallerinde, kütüphane, sanat galerileri ve müzelerde, sahil platformların da, denizcilik kuruluşlarında, radar , radyo istasyonlarında ,kontrol kulelerinde , TV stüdyolarında ve film depolarında tercihan kullanılır. Sistemlerde kullanılan gazların fiyat, kapasite, boşalma süresi gibi konularda avantajları bulunmaktadır.

KURU KİMYEVİ TOZLAR

ABC Tozu ( Çok Maksatlı Kuru Toz ) : ABC Tozları ile alevli yangınlar ve yüzeysel kor yangınları söndürülebilir. Daha derin olan kor yangınları yanmaya devam ederler ve yangının tekrar alevlenmesine neden olabilirler. Kor yangını tozu da denilen

ABC tozları ile geri ateşlenme engellenir. ABC tozları genelde mono amonyum fosfat ve sülfatları içerir. (NH4H2 PO4, NH4SO4) ABC tozlarının kor yangınlarını söndürmesinde de bir kaç söndürme etkisi birden yangını durdurur.

  • Ayırma ile boğma etkisi
  • Isı alma ve set koyma etkisi ile soğutma
  • Kimyasal reaksiyonlar inhibizasyon(blokaj) etkisi

ABC tozu Ayırma ve Boğma etkisinde çok önemli rol oynar. Eriyen toz parçacıkları sayesinde katı yanıcı maddelerin hücreleri tıkanıyor ve kapanıyor ve gaz çıkışı ve oksijen girişi imkânsız kılınıyor. Eriyen tozun ısı alması önemsiz bir rol oynuyor.

Amonyum fosfatın kullanımında serbest kalan amonyum ayrıca alevlere engelleme etkisi de yapar. Amonyum fosfat, Amonyum sülfat ve Sodyum hidrojen karbonatın kömürleştirme etkisi vardır. Yanma olayı alevlenme ve ısı gerilediği için geciktiriliyor. İçin için yanan katı madde yangınlarının söndürülmesinde toz bulutundan çok toz tabakası önemlidir.

Sıvı yangınlarında alevler sönene kadar toz bulutunu ayakta tutmak gerektiği halde, kor yangınlarında toz verme işlemi zaman zaman durdurularak tozun anlamlı yayılımı kontrol edilmeli ve mümkün olduğu kadar az toz harcanması sağlanmalıdır.

Meydana gelen eriyik elektrik akımını ilettiği için ABC tozunun elektrik tesisatlarında kullanımı dezavantaj oluşturur.

ABC tozları sıcak bölgelerde tutulmamalıdır. ABC tozunun esasını oluşturan (monoamonyum) asidik olan bir maddenin alkolün bir kuru kimyasalla karışması, ısınma ile birlikte karbondioksit bırakmaya başlar. Bu nedenle söndürme cihazlarının patladığı çok görülmüştür.

BC Tozu:

Esas olarak sodyum karbonat, potasyum sülfat esaslıdırlar. Parlayıcı sıvılarda yapılan deneylerde yanan bölge için serbest kökler vardır. Yanmanın devam edebilmesi için bunların birbirleri ile reaksiyona girmeleri gerekmektedir. BC tozları yangın alanına verildiğinde bu reaktif maddelerin aralarına girerek yüzeysel bir şekilde etki yaparlar. Yani engelleme yolu ile söndürmeyi gerçekleştirirler. Bu söndürme maddesi sıvı ve gaz yangınlarında kullanılır.

Kuru kimyevi tozlar özellikle B ve C sınıfı yangınlarının söndürülmesinde kullanılmaktadır. Kuru kimyevi tozun birleşimine göre A ve D sınıfı yangınlarında da kullanılabilir. Kimyasal ve teknik gelişmeler bugün kuru kimyevi tozun söndürme etkilerini göz ardı edilemeyecek öneme kavuşturmuştur.

Toz azot, karbondioksit veya havanın yardımı ile hortum ve borular üzerinden prematik olarak dışarı itilebilmelidir. Tozlar zımpara ve pas etkisi özelliklerine sahip olmamalıdır. Kuru toz, tozlara hassas sistemlerin yangınlarında tavsiye edilmez. Örn. Bilgisayar sistemleri vs.

Kuru kimyevi tozun söndürme etkisinde yalnız kimyasal bileşimi değil, yanıcı maddelerin cinsi de tozun söndürme etkisine tesir ettiği, lâboratuar denemelerinde ve yangınların söndürülmesinde görülmüştür.

D Tozu ( Hafif Metal Tozları ) :

Özel imal edilmiş tozlardır. Yüksek ısıya dayanıklıdırlar. Genellikle (NaCl, KCl, BaCl2, NaB4O4) melamin, üre maddesi, fosfat camı, grafit petrokoku meydana gelmiştir.

Söndürme etkisi boğma yöntemine dayanır. Yanan metalin üstüne serpilerek 02 girişi engellenir. Ancak sıvı sodyumun söndürülmesinde bazı zorluklar kendini belli eder.

Bu tozu sıvı sodyuma sıkarsak o zaman tozu sıvı sodyum içine çeker, ancak sodyum doyduktan sonra etkili olacaktır. Onun için bu tip söndürmelerde grafit içeren söndürücüler kullanılır.

Etki : Soğutma

Hafif Metal Yangınları ( Mg, Na, P, Ti )

G &#; 1 ( pyrene ) : Grafit tozu + fosfor

Kuru Kimyevi Tozlarının Kullanılmasında Şu Noktalara Dikkat Etmek Gerekir:

Sıvı yangınlarında:

  • Rüzgâr arkaya alınmalı,
  • Asgari uzaklık yaklaşık 3 metre olmalı,
  • Söndürmede bir sıvının önünden başlanarak ilerlemeli
  • Toz bulutu bütün genişliği ile yangın odak noktasından yayılmalı
  • Toz bulutunda toz konsantrasyonu aynı olmalı, hortumun çok hızlı o yana bu yana sallanması, toz bulutunun konsantrasyonunu olumsuz yönde etkiler.
  • Damlama yapan ve akan yangınlarda müdahale üst noktadan başlayarak geriye ve alta doğru olmalıdır.

Gaz yangınlarında:

  • Toz bulutu mümkün olduğu kadar çıkan gazın istikameti ile kullanılmalı
  • Toz bulutu gazın çıktığı yerden gaz bulutunu ve alevi tamamen örtmeli.

KURU KİMYEVÎ TOZLARIN SÖNDÜRÜCÜ ÖZELLİKLERİ

Kuru kimyevi tozların ateşi boğarak söndürme özelliği:

BC tipi Kuru kimyevi tozlar ateşe püskürtüldükleri zaman çıkardıkları CO2 gazları alevi kısmen boğar. Ancak ateşin sönmesinde ana rolün CO2 olmadığı bilinmelidir.

Çünkü söndürmede sadece çıkardıkları CO2 gazları rol oynasaydı ateşle birleşmelerinde CO2 ve bu buharı çıkaran bazı tuz asıllı kimyevi bileşiklerinde ideal yangın söndürücüler olması gerekirdi. Fakat bu tür tozlar ateşi heterojen (ayrışma) etkisiyle söndürmektedir.

Kuru kimyevi tozların soğutucu özelliği:

ABC tipi Kuru kimyevi tozlar ateşe püskürtüldükleri zaman sıcaklığın bir kısmını emerler. Mesela 18 C derecedeki toz ateşe püskürtüldüğü zaman bir gramı C derece yükselerek 79 kalorilik bir ısı absorbe eder. Bu durumda kuru kimyevi tozların yangın söndürmede sadece soğutuculuk özelliklerinin de temel esas olduğu kabul edilmez.

Kuru kimyevi tozların aleve karşı kalkan özelliği:

Alevli yanan bir ateş üzerine püskürtülen kuru kimyevi toz, alev ile yanıcı madde arasında bir toz bulutu meydana getirerek yanıcı maddeyi alevden gelen ısıya karşı korur. Bu da kuru kimyevi tozların söndürücü özelliklerinden biridir.

Kuru kimyevi tozların aleve karşı kalkan özelliği:

Alevli yanan bir ateş üzerine püskürtülen kuru kimyevi toz, alev ile yanıcı madde arasında bir toz bulutu meydana getirerek yanıcı maddeyi alevden gelen ısıya karşı korur. Bu da kuru kimyevi tozların söndürücü özelliklerinden biridir.

Kuru Kimyevi Tozun Avantajları

  • ABC tozu çok maksatlı olarak kullanılabilir.
  • Büyük sıvı yangınlarında dahi kuru toz ani söndürme etkisi yaratır.
  • Köpükle unlaşan kuru tozlar köpükle müşterek olarak kullanılabilir.
  • Kuru toz söndürücüleri C derece ile +60 C derece arasında kullanılabilir.
  • Kuru toz genelde sağlığa zarar vermez.
  • NaHCO3 temelli kuru tozlar asitlerin nötrleşmesinde kullanılabilir.

Kuru Kimyevi Tozun Dezavantajları

  • Kuru toz kullanımı özellikle kapalı yerlerde toz ve kirlenmeye neden olur.
  • Kuru toz bulutu yanıcı tozları havalandırabilir.
  • Kuru toz elektrik tesisatlarında sınırlı kullanılabilir.
  • Kuru toz seyyar söndürücülerde yalnız kısıtlı miktarlarda bulunur.
  • Kuru toz müdahalesinde geri ateşleme dikkate alınmalıdır.

PORTATİF YANGIN SÖNDÜRME CİHAZLARI

Yangın olaylarında yangın tipi yanında yangının muhtemel gelişme eğilimi ve yangın yükü hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Buna göre küçük, orta ve büyük yangınlardan bahsetmek mümkündür. Küçük yangınlar az miktarda yanabilir madde içeren odalar, bürolar, holler ve dershaneler gibi adi yangınlarla az miktarda sıvı içeren ya da iyi korunmuş yakıt depolarının bulunduğu B sınıfı yangınları içerir. Orta büyüklükteki yangınlarda, yanabilir maddeler fazla olmakla birlikte yangının yayılma eğilimi az olacak şekilde dağılım gösteren yangınlardan daha büyük oranda yanabilir madde içeren odalar, iş yerleri, garajlar, galeriler, tamir atölyeleri vb. yerlerdeki yangınları içerir. Bunlardan daha fazla yüklü yangınlar ise büyük yangınlar sınıfına girerler. Bu sınıf yangınlar ayrıca kendi içinde sınıflandırılmaları yapılmaktadır.

Portatif yangın söndürücüleri küçük yangınların söndürülmesinde ya da daha büyük yangınlarda ön müdahale ve zaman kazanmak amacıyla kullanılırlar. Küçük tipler elle taşınabilir olup, elle taşınması zor olacak büyüklüktekiler tekerlekli olarak imal edilmektedirler.

Su İçerikli Portatif Söndürücüler:

Yaygın tip litrelik depolu ve basınçlı söndürücülerdir. Sürekli veya kesikli kullanılabilir. Antifrizli olanları &#; 40C° derece şartlarına kadar kullanılabilir. Pompalı-tank tiplerinde basınçlaştırma gerekmez, uzaktan kullanılabilir. Ek ekipman gerekir. Basınçlı taşınabilir tipler küçük A tipi yangınlarda etkilidir. 15 m uzaklığa kadar kullanılabilir. 50 s sürede suyu boşaltabilir. Derin nüfuziyeti iyidir.

Köpüklü Portatif Söndürücüler:

Yaygın tip litrelik depolu tiplerdir.4C derece altında kullanılamaz.6 m uzaklığa kadar etkili kullanılabilir sn civarında depoyu boşaltma kapasitesi vardır. Küçük ve orta derecedeki A tipi yangınlarla küçük ve orta derecedeki B tipi yangınlara karşı etkili olarak kullanılabilir. Alkol esaslı yangınlarda oldukça etkilidir.

Co2 Portatif Söndürücüler:

Elle taşınabilir olanlar 2 ve 9 kg arasında muhtelif kapasitelerde olmak üzere kullanılmaktadır. Tekerlekli olan 45 kg&#;a kadar CO2 içerebilmektedir.

Elle taşınabilir olanlar 2,5 m uzaklığa kadar kullanılabilir. 10–20 s boşalma kapasitesine sahiptirler. C şartlarına kadar kullanılabilirler. Tekerlekli olanlar 4,5 m mesafeye kadar etkili ve 44–74 sn boşalma kapasitesindedirler. Elle taşınabilir portatif tipler küçük A, B ve Elektrik tipi yangınlarda etkili olarak kullanılabilirler. Küçük C tipi yangınlarda şartlara göre kullanılabilirler.

Bu cihazların vanalı ve tetikli olan tipleri bulunmaktadır. Kullanımında dikkat edilecek en önemli husus cihazın tabancasını ahşap kısımdan tutmak gerekmektedir. Aksi takdirde çok hızlı bir şekildeki soğumadan dolayı kullanıcının eli zarar görebilir.

Kuru Kimyasal Tozlu Portatif Söndürücüler (ABC – BC – D Tozlu):

BC Tozlu

Basınçlaştırılmış değişik büyüklüklerdeki bu söndürücüler sodyum bikarbonat ve potasyum bikarbonat esaslı olarak iki tiptir. C derece sıcaklık şartlarına kadar kullanılabilir. Yaklaşık 1 ve 9 kg arasında muhtelif kapasitelerde olarak imal edilmektedirler. Hortumlu ve nozullu tipleri vardır. m mesafeye kadar etkili olarak kullanılabilirler. Büyüklüğe göre s boşalma süreleri vardır. Tekerlekli olanlar 50 kg kapasitedirler. 12 m uzaklığa kadar etkili kullanım uzaklığı ve 53 s civarına kadar boşalma süresine sahiptir. Kullanım alanları oldukça geniştir. Yanabilir sıvı, yanabilir gaz ve elektrik yangınlarında etkilidir. Elektrik iletmez. Özellikle sıvı ve gaz yangınlarında küçük, orta ve büyük yangınlar için etkili olarak kullanılabilirler. Ayrıca elektrik yangınları da etkili kullanım alanlarındandır.

Çok Amaçlı Kuru Kimyasal Tozlu Portatif Söndürücüler (ABC Tozlu ):

Metal yangınları dışında bileşik ya da tek tip yangınların hepsinde kullanılabilecek bir söndürücü tipidir. &#; 54 C° derece sıcaklık şartlarına kadar kullanılabilir. m mesafeye kadar etkili olarak kullanım mesafesi s aralığında boşalma süreleri vardır. 1, 2, 6 ve 9 kg kapasiteli elle taşınabilir portatif tipler imal edilmektedir. Küçük, orta ve büyük ölçekli A tipi, B tipi, C tipi ve elektrik yangınlarında etkili olarak kullanılabilirler. Ancak uygun kapasite seçmek gerekir. Tekerlekli olanlar 50 kg kapasiteye kadar imal edilmiştir, 12 m etkili mesafede kullanım ve 52 sn boşalma süresine sahiptir.

Portatif Yangın Söndürme Cihazı İle Yangına Müdahale:

  • Cihazın manometre ve mührünü kontrol ediniz uygunsa pimini çekiniz.
  • Pimi çekerken başparmağınızı şekildeki gibi tutunuz ve taşıma esnasında tetiği elinizin üstünde tutunuz. Aksi takdirde tetiğe basarak cihazın erken boşalmasına sebep olabilirsiniz.
  • Yangın yerine yaklaştığınızda hortumu yerinden çıkararak aleve yöneltiniz.
  • Cihazlar her yıl periyodik bakımdan geçmeli, 4 yılda bir cihazın içindeki tozun değiştirilmesi gerekir.

PORTATİF SÖNDÜRÜCÜLERLE YANGINA MÜDAHALE ESASLARI

D Tozlu:

Bunlar metal yangınları için özel imal edilmişlerdir. &#; 40 C° derece şartlarına kadar kullanılabilirler. Elle kullanılabilenler 15 kg kapasiteye kadar tekerlekli olanlar kg kapasiteye kadar imal edilirler. Yaklaşık 3 m uzaklıkta etkili kullanım 28 s boşalma süresine elle taşınabilenler, 9 m uzaklıkta etkili kullanım s&#;ye kadar boşalma süresi ile tekerlekli söndürücü tipleri kullanılmaktadır. Metal yangın tipine göre toz tipi seçilmelidir.

Portatif Söndürücülerin Seçim Esasları:

  • Portatif yangın söndürücü seçilirken yangınlar hakkında ne kadar iyi tahmin yapılırsa o kadar iyi portatif yangın söndürücü seçimi yapılabilir. Bu amaçla portatif yangın söndürücü seçiminde aşağıda verilen durum tespitlerinin iyi bir şekilde yapılması gerekir.
  • Muhtemel yangın halinde yanabilir şeylerin ne tür maddelerden oluştuğu hangi yangın sınıflarında olabileceği belirlenmelidir.
  • Meydana gelebilir yangından yanabilir şeylerin büyüklüğü, mekân içindeki dağılımı, bu maddelerin ısı yükleri, yayılma eğilimi ve şiddeti göz önüne alınarak yangının büyüklüğü tespit edilmelidir.
  • Yangından portatif söndürücüden beklenen etkinlik belirlenmelidir.
  • Portatif söndürücünün taşınma kabiliyeti ve kullanımda getireceği riskler ve kullanıcıda özel kabiliyet gerekip gerekmediği belirlenmelidir.
  • Çevre sıcaklıkları rüzgâr durumu ve özel hava hareketlerinin olup olmadığı varsa şekli tespit edilmelidir.
  • Yanma sırasında yanan malzeme ile söndürücü maddenin reaksiyona girip girmeyeceği belirlenmelidir.
  • Söndürücü kullanımı sırasında özel önlemler gerekip gerekmediği ve koruyucu ekipmana ihtiyaç olup olmadığı belirlenmelidir.
  • Portatif söndürücü için periyodik bakım ve onarım gerekli olup olmadığı ve mali yükler açısından yeniden doldurma imkânı bilinmelidir.
  • Yanan madde çevre şartları, kullanıcı ve söndürücüler hakkında mevcut durum belirlendikten sonra en iyi söndürme maddesi seçimi mümkün olabilir. Aksi takdirde yangını söndürmek ve geciktirmek yerine bazen durumu daha da kötüleştirmek mümkündür.

SPRİNKLER SİSTEMLERİ

Islak Borulu Sprinkler Sistemleri:

Islak borulu sprinkler sistemlerinde, otomatik sprinklerler bir su kaynağına bağlı bulunan ve içinde su bulunan boru sistemlerine tespit edilmiştir. Bu sistemlerde yangın sebebiyle oluşan ısının etkisiyle sprinklerler açılır ve hemen suyun yanan maddelerin üzerine boşalmaya başlamasını sağlarlar.

Sisteme bağlı herhangi bir sprinkleri yangından oluşan ısının etkisi harekete geçirerek suyun akışını sağlar. Serbest kalan su jeti sprinklerdeki yansıtıcıya çarparak dağılır ve yangın mahalline düzgün bir yağmurlama şeklinde boşalması sağlanır. Kullanım alanındaki şartlara bağlı olarak, sprinklerler 40°C ile °C arasında belirlenen bir sıcaklık değerinde aktif hale geçmek için dizayn edilirler.

Sprinklerlerin çoğu yaklaşık olarak dakikada 70 ile litre arasında suyun yangın mahalline boşalmasını sağlarlar. Bununla birlikte bazı özel uygulamalar için kullanılan sprinklerde boşalan su miktarı dakikada litre&#;ye çıkabilmektedir.

Islak borulu sprinkler sistemlerinde boru şebekesi su ile dolu bulunduğu için ortam sıcaklığı 4°C den fazla olan mahallerde kullanılmalıdır. Eğer mahallin çok küçük bir kısmı düşük sıcaklıklara maruz ise bu kısımlarda esas boru şebekesine ek bir kapalı devre oluşturarak bu kısımdaki boruların içini antifrizli solüsyon ile doldurulması mümkündür.

Kuru Borulu Sprinkler Sistemleri:

Kuru borulu sistemlerde boru şebekesi su yerine su kaynağı ve boru şebekesi arasındaki valfi kapalı tutacak düzeyde basınçlı hava yada nitrojen gazı ile doldurulur.

Hava basıncı şebeke girişine yerleştirilen bir araç ile otomatik olarak kontrol edilir. Yangından açığa çıkan ısı herhangi bir sprinkleri aktif duruma getirdiğinde, boru şebekesindeki basınç hızla düşecektir.

Bu basınç azalması kuru boru şebekesi girişindeki valfin açılmasına neden olacak böylece borular su ile dolacak ve açık bulunan spriklerden su yangın mahalline boşalacaktır. Kuru borulu sprinkler sistemleri, ıslak borulu sistemlerin kullanılamadığı düşük sıcaklıktaki mahallerde kulanılabilir. Ancak kuru boru sisteminin girişindeki valf kısmı ısıtılan mahallere konulmalıdır.

Deluge Sprinkler Sistemleri:

Deluge sprinkler sistemlerinin yapısı ıslak ve kuru borulu sistemlere benzer fakat bu sistemlerden başlıca iki yönden farklıdır:

  1. Standart sprinklerler kullanılır, fakat hepsi açıktır. Sprinkleri harekete geçiren elemanı içermezler, bu nedenle boru şebekesi girişindeki kontrol valfi açıldığında su bütün sprinklerden yangın mahalline boşalır ve mahal su ile boğulur.
  2. Kontrol valfi normal olarak kapalı tutulur. Valf ayrı bir yangın algılama sistemi vasıtasıyla harekete geçerek açılır. Deluge sistemler hızlı bir şekilde genişleyen yangınların kontrol altına alınmasında kısa sürede bol miktarda suyun gereksinim duyulduğu mahallerde kullanılırlar.

Preaction Sprinkler Sistemleri:

Bu sistemler deluge sistemlere benzerler, fakat bu sistemdeki sprinklerler eriyebilen birleşme elemanı yada cam ampuller vasıtasıyla kapalıdırlar. Deluge sistemlerdeki kontrol valfi burada ön hareket valfi vazifesi görür. Yangın algılama sisteminin harekete geçmesiyle ön hareket valfi açılır ve boru şebekesi su ile dolar, sistem ıslak borulu sprinkler sistemi haline dönüşür.

Sprinkler Sistemin çalışmasına dair görüntüler.

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik&#;te sprinkler sistemleri ile korunması gereken binalar aşağıdaki madde ile belirlenmiştir:

Madde Aşağıda belirtilen yerler tam veya kısmi otomatik sprinkler sistemi ile korunmak zorundadır.

  • Büro ve konut haricindeki bütün yüksek binalar,
  • Yapı yüksekliği m&#;den fazla olan büro binaları,
  • Yapı yüksekliği m&#;yi geçen apartmanlar,
  • Araç kapasitesi 20 den fazla olan veya birden fazla bodrum katı kullanan kapalı otoparklarda,
  • Yatak sayısı &#;ü geçen otel, pansiyon ve misafirhanelerde,

Toplam kullanım alanı m2 nin üzerinde olan katlı mağazalar, alışveriş, ticaret, eğlence ve toplanma yerleri otomatik sprinkler sistemi ile korunacaktır.

 

seafoodplus.info

Kuru buz tehlikeli mi?

Kuru buz süblimleşme özelliğinden dolayı solunması tehlikeli olabilen bir maddedir. Yani dondurulmuş karbondioksit sıvı hale geçmeden direkt gaz haline geçer. Bu sebepten ötürü kuru buz bulundurulan ortam çok iyi havalandırılmalıdır. Çünkü karbon dioksit havadan ağır bir gazdır ve tabanda çöker.

Şok buz nasıl yapılır?

Sıvılaştırılan karbondioksit, genleşme valfi ile yoğuşma odasına gönderilir. Burada sıvı CO2&#;nin bir kısmı buharlaştırılarak ortamın ısısı düşürülür. Bu haliyle sıvı ve gaz halindeki CO2”nin çoğu katılaşarak kuru buza dönüşür. Kalan sıvı ve gaz halindeki CO2 yeniden kullanılmak üzere geri dönüştürülür.

Kuru buz hangi katı türü?

Kuru buz (veya karbondioksit karı), katı karbondioksittir. Katı sudan çok daha yoğundur ve donma noktası da çok daha düşüktür. Gaz sıkıştırılarak dışarı ısı vermesi sağlanır ve bu ısı kondansatörler yardımıyla depolanır.

Kuru buza Dokunursak ne olur?

Kuru buza dokunursanız ve donma olursanız cildiniz beyazlaşır ve his kaybederseniz, tıbbi yardım alın. Kuru buz hücreleri öldürecek kadar soğuktur ve ciddi yaralanmalara neden olur, bu yüzden ona saygılı davranın ve dikkatli olun.

Kuru buz gıdaya zarar verir mi?

KURU BUZ&#;UN ÖZELLİKLERİ: Su bırakmaz. Gıdaya uygundur. Donuk ürün transferinde kullanılır. °C &#;dir.

Kuru buz kovalent mi?

Moleküller arasındaki çekim kuvvetleri; dipol-dipol, London etkileşimleri ve hidrojen bağları olabilir. İyot, kuru buz (katı CO2) ve naftalin (C10H8) gibi apolar kovalent bağlı katılarda London etkileşimleri etkindir..

Kuru buz asit mi baz mı?

Kuru buzun asit mi yoksa baz mı olduğu hep merak edilir. Kuru buz aslında karbondioksit olduğu için kuru buz bir asit türüdür.

Kuru buza neden dokunulmaz?

Kuru buz ısındığında , havanın normal bir bileşeni olan karbondioksit gazına süblimleşir . Kuru buza dokunmanın sorunu aşırı soğuk olmasıdır (,3 F veya ,5 C), bu nedenle dokunduğunuzda, elinizdeki (veya diğer vücut bölümünüzdeki) ısı kuru buz tarafından emilir.

KARBONİK ASİT

CAS NUMARASI:

EC NUMARASI:

MOLEKÜLER FORMÜL: CH2O3 (H2CO3)

MOLEKÜLER AĞIRLIK:

IUPAC ADI: karbonik asit

Karbonik Asit, hidrojen, karbon ve oksijen elementlerinden oluşan bir bileşiktir.
Karbonik Asit, anhidriti olan karbondioksit (CO2) suda çözündüğünde küçük miktarlarda oluşur.
Kimyada Karbonik Asit, H2CO3 kimyasal formülüne sahip bir dibazik asittir.
Saf bileşik, yakl. °C.
Biyokimya ve fizyolojide, "karbonik asit" adı genellikle asit-baz homeostazını korumak için kullanılan bikarbonat tampon sisteminde önemli bir rol oynayan sulu karbondioksit çözeltilerine uygulanır.

Sulu çözeltide Karbonik Asit bir dibazik asit gibi davranır.
Bjerrum grafiği, pH'ın bir fonksiyonu olarak, karbondioksit ve ondan türetilen çeşitli türlerin çözeltideki, deniz suyundaki tipik denge konsantrasyonlarını gösterir.
Doğal suların asitlenmesine, artan miktarlarda kömür ve hidrokarbonların yakılmasından kaynaklanan atmosferdeki artan karbondioksit konsantrasyonu neden olur.

Beklenen değişiklik, devam eden okyanus asitlenmesinin tahmin edilen etkisini ifade eder.
Karbonik Asit'in, çözünmüş karbondioksitteki artışın, okyanusun ortalama yüzey pH'ının sanayi öncesi seviyelere göre yaklaşık 0,1 oranında azalmasına neden olduğu tahmin edilmektedir.
Stabilite sabitleri veritabanı, karbonat iyonunun genel protonasyon sabitleri β1 ve β2 için değerleri olan girdi içerir.

Biyolojik Olmayan Çözümlerde:
25 °C'deki hidrasyon denge sabiti Kh olarak adlandırılır; bu, karbonik asit durumunda [H2CO3]/[CO2] ≈ ×10−3 saf suda[9] ve ≈ ×10−3 deniz suyundadır.
Bu nedenle, karbondioksitin çoğunluğu karbonik aside dönüştürülmez, CO2 molekülleri olarak kalır.
Bir katalizörün yokluğunda, dengeye oldukça yavaş ulaşılır.
Hız sabitleri, ileri reaksiyon için s-1 ve geri reaksiyon için 23 s-1'dir.

Doğada, kireçtaşı yağmur suyu ile reaksiyona girerek bir kalsiyum bikarbonat çözeltisi oluşturabilir; böyle bir çözeltinin buharlaşması, katı kalsiyum karbonatın yeniden oluşmasına neden olacaktır.
Bu süreçler sarkıt ve dikitlerin oluşumunda meydana gelir.

Karbonik Asit Teriminin Kullanımı:
Açıkça söylemek gerekirse, "karbonik asit" terimi, H2CO3 formülüne sahip kimyasal bileşiğe karşılık gelir.
pKa1 ca değerine sahip olduğundan. , dengede karbonik asit, pH'ı yaklaşık olan hücre dışı sıvıda (sitosol) neredeyse %50 oranında ayrışacaktır. Hücre dışı sıvıda çözünmüş karbon dioksitin, tarihsel nedenlerden dolayı biyokimya literatüründe genellikle "karbonik asit" olarak adlandırıldığına dikkat edin.
HCO3− + H+ ⇌ CO2 + H2O'nun üretildiği reaksiyon biyolojik sistemlerde hızlıdır.
Karbondioksit, karbonik asidin anhidriti olarak tanımlanabilir.

Saf Karbonik Asit:
Karbonik asit, H2CO3, kesinlikle susuz koşullarda ortam sıcaklıklarında kararlıdır.
Karbonik Asit, herhangi bir su molekülünün varlığında karbondioksit oluşturmak üzere ayrışır.
Karbon monoksit ve radikal türlere (HCO ve CO3) ek olarak CO2/H2O ışımasının bir yan ürünü olarak karbonik asit oluşur.
Karbonik asit oluşturmanın başka bir yolu da bikarbonatların (HCO3−) sulu HCl veya HBr ile protonlanmasıdır.
Bu, H2CO3'ün CO2 ve H2O'ya anında ayrışmasını önlemek için kriyojenik koşullarda yapılmalıdır.

Kızılötesi spektroskopi ile belirlendiği üzere, K'nin üzerinde amorf H2CO3 oluşur ve K'nin üzerinde kristalleşme "β-H2CO3" vermek üzere gerçekleşir.
β-H2CO3 spektrumu, CO2/H2O ışımasından sonraki yan ürünle çok iyi uyum sağlar.
β-H2CO3 K'de büyük ölçüde bozunmadan süblime olur.
Matris-izolasyon kızılötesi spektroskopisi, tek H2CO3 moleküllerinin kaydedilmesine izin verir.

Karbonik asidin katı bir H2O + CO2 karışımının ışınlanmasıyla veya hatta yalnızca kuru buzun proton yerleştirilmesiyle oluşabileceği gerçeği, H2CO3'ün, H2O ve CO2'nin donmuş buzlarının bulunduğu uzayda veya Mars'ta bulunabileceği yönünde önerilere yol açmıştır. kozmik ışınların yanı sıra bulunur.
Süblime H2CO3'ün K gibi oldukça yüksek sıcaklıklara kadar şaşırtıcı kararlılığı, örneğin Mars'ın kutup başlıklarının üzerinde gaz fazlı H2CO3'e bile izin verir.
Ab initio hesaplamaları, tek bir su molekülünün gaz fazlı bir karbonik asit molekülünün karbon dioksit ve suya ayrışmasını katalize ettiğini gösterdi.
Suyun yokluğunda, gaz halindeki karbonik asidin ayrışmasının çok yavaş olacağı ve K'de yıllık gaz fazında bir yarılanma ömrü olacağı tahmin edilmektedir.
Bu sadece moleküller az ve birbirinden uzaksa geçerlidir, çünkü gaz fazlı karbonik asidin dimerler oluşturarak kendi ayrışmasını katalize edeceği ve daha sonra her biri su ve karbondioksitten oluşan iki moleküle ayrılacağı da tahmin edilmiştir.

Katı "a-karbonik asit"in, potasyum bikarbonat ve metanol içindeki bir HCl çözeltisinin kriyojenik reaksiyonuyla üretildiği iddia edildi.
Bu iddia, Ocak 'te sunulan bir doktora tezinde itiraz edildi.
Bunun yerine, izotop etiketleme deneyleri, karbonik asit monometil esterin (CAME) dahil olduğuna işaret ediyor.
Ayrıca, süblime katının, daha önce talep edildiği gibi H2C03 monomerleri ve dimerleri değil, CAME monomerleri ve dimerleri içermesi önerildi.
Müteakip matris izolasyonu kızılötesi spektrumları, gaz fazında "a-karbonik asit"in üzerindeki karbonik asit yerine CAME'nin bulunduğunu doğruladı.
CAME olarak atama, gaz fazında hazırlanan maddenin piroliz yoluyla matris izolasyonu ile daha da doğrulanır.

Yüksek Basınçta:
H2CO3 molekülleri, ortam koşulları altında sulu "karbonik asit" içindeki çözünmüş karbonun önemli bir bölümünü oluşturmasa da, çoklu gigapaskal (on binlerce atmosfer) basınçlarına maruz kalan sulu çözeltilerde önemli miktarlarda moleküler H2C03 bulunabilir; gezegen içlerinde meydana gelebilir.
Karbonik Asit, K'de 0,6–1,6 GPa ve K'de 0,75–1,75 GPa basınçları altında stabilize edilmelidir.
Bu basınçlar, su ve karbondioksitin bulunduğu Ganymede, Callisto ve Titan gibi büyük buzlu uyduların çekirdeklerinde elde edilir.
Daha yoğun olan saf karbonik asit, buz tabakalarının altına batar ve onları bu uyduların kayalık çekirdeklerinden ayırırdı.

Karbonik Asit'in karmaşık geçmişine rağmen, karbonik asit hala farklı polimorflar olarak görünebilir.
CO'nun OH-radikalleri ile oksitlenmesi üzerine Karbonik Asit oluşur.
Karbonik Asit, bu şekilde hazırlanan karbonik asidin γ-H2CO3 olarak değerlendirilmesi gerekip gerekmediği açık değildir.
β-H2CO3 ve γ-H2CO3 yapıları kristalografik olarak karakterize edilmemiştir.

Karbonik Asit sarkıt ve dikitler gibi mağara ve mağara oluşumlarının bir araya gelmesinde rol oynar.
En büyük ve en yaygın mağaralar, son yağışlardan elde edilen karbonik asit bakımından zengin suyun etkisiyle kireçtaşı veya dolomitin çözünmesiyle oluşanlardır.
Sarkıt ve dikitlerdeki kalsit, anakaya/toprak ara yüzünün yakınında bulunan kireçtaşından türetilmiştir.
Topraktan sızan yağmur suyu, karbondioksit bakımından zengin topraktan karbondioksiti emer ve seyreltik bir karbonik asit çözeltisi oluşturur.
Bu asitli su toprağın tabanına ulaştığında, kireçtaşı ana kayasındaki kalsit ile reaksiyona girer ve bir kısmını çözeltiye alır.
Su, daha fazla kimyasal reaksiyonla doymamış bölgedeki dar eklemler ve çatlaklar yoluyla aşağı doğru seyrine devam eder.
Su mağara çatısından çıktığında, mağara atmosferine karbondioksit kaybolur ve kalsiyum karbonatın bir kısmı çöker.
Süzülen su bir kalsit pompası görevi görerek onu ana kayanın tepesinden alıp aşağıdaki mağaraya yeniden yerleştirir.

Karbonik Asit, kandaki karbondioksitin taşınmasında önemlidir.
Karbondioksit dokulara kan girer çünkü dokulardan akan kandaki lokal kısmi basıncı, kısmi basıncından daha büyüktür.
Karbondioksit kana girerken su ile birleşerek karbonik asit oluşturur, bu da hidrojen iyonlarına (H+) ve bikarbonat iyonlarına (HCO3-) ayrışır.
Kan asitliği, salınan hidrojen iyonlarından minimum düzeyde etkilenir, çünkü kan proteinleri, özellikle de hemoglobin, etkili tamponlama maddeleridir.

Karbondioksitin karbonik aside doğal dönüşümü nispeten yavaş bir süreçtir; bununla birlikte, kırmızı kan hücresinin içinde bulunan bir protein enzimi olan karbonik anhidraz, bu reaksiyonu, saniyenin sadece bir bölümünde gerçekleştirilecek kadar hızlı bir şekilde katalize eder.
Enzim sadece kırmızı kan hücresinin içinde bulunduğundan, bikarbonat plazmada olduğundan çok daha fazla kırmızı hücre içinde birikir.
Kanın karbon dioksiti bikarbonat olarak taşıma kapasitesi, kırmızı kan hücresi zarı içindeki bir iyon taşıma sistemi tarafından, aynı anda bir bikarbonat iyonunu bir klorür iyonu karşılığında hücreden dışarı ve plazmaya hareket ettiren bir iyon taşıma sistemi tarafından arttırılır.
Klorür kayması olarak bilinen bu iki iyonun eşzamanlı değişimi, plazmanın veya kırmızı kan hücresinin elektrik yükünü değiştirmeden plazmanın bikarbonat için bir depolama alanı olarak kullanılmasına izin verir.
Kanın toplam karbondioksit içeriğinin sadece yüzde 26'sı kırmızı kan hücresi içinde bikarbonat olarak bulunurken, yüzde 62'si plazmada bikarbonat olarak bulunur; bununla birlikte, bikarbonat iyonlarının büyük kısmı önce hücre içinde üretilir, ardından plazmaya taşınır.
Kan, karbondioksitin kısmi basıncının kandakinden daha düşük olduğu akciğere ulaştığında ters bir reaksiyon dizisi meydana gelir.

Karbonik Asit, H2CO3 kimyasal formülüne sahip karbon içeren bir bileşiktir.
Sudaki karbondioksit çözeltileri bu bileşiğin küçük miktarlarını içerir.
Karbonik Asit'in kimyasal formülü OC(OH)2 olarak da yazılabilir çünkü bu bileşikte bir tane karbon-oksijen çift bağı vardır.

Karbonik Asit, insan akciğerleri tarafından gaz halinde solunan tek asit olduğu için genellikle bir solunum asidi olarak tanımlanır.
Karbonik Asit zayıf bir asittir ve karbonat ve bikarbonat tuzları oluşturur.
H2CO3, kalsiyum bikarbonat (Ca(HCO3)2 oluşumuna yol açan kireçtaşını çözebilir.
Kireçtaşının dikit ve sarkıt gibi birçok özelliğinin nedeni budur.

Karbonik Asit Müstahzarları:
Yukarıda verilen çizimden, karbonik asit yapısının bir karbon-oksijen çift bağı ve iki karbon-oksijen tekli bağından oluştuğu anlaşılabilir.
Karbon ile tek bir bağa katılan oksijen atomlarının her birine bağlı bir hidrojen atomu vardır.

CO2'nin suda çözünmesi ve hidrolizi ile oluşan Karbonik Asit, birçok ılıman ekosistemde başlıca doğal liç maddesidir.
Karbonik Asit hem zayıf hem de kararsızdır ve hızla hidrojen iyonlarına (H+) ve bikarbonat iyonlarına (HCO3–) ayrışır.
Karbondioksit suda çözündüğünde aşağıdaki kimyasal dengeye katılır:
CO2 + H2O ⇌ H2CO3
Bununla birlikte, yukarıda açıklanan kimyasal dengede sadece küçük bir miktar karbon dioksit karbonik aside dönüştürülür.

Fiziksel özellikler:
-Karbonik asidin molar kütlesi mol başına gramdır.
-Karbonik Asitin standart durumunda yoğunluğu santimetreküp başına gramdır.
-H2CO3 bileşiğinin pKa değeri 'tir.
-Karbonik aside karşılık gelen eşlenik baz bikarbonattır.
-Bu bileşik genellikle çözelti halinde bulunur. Ancak katı H2CO3 örneklerinin NASA bilim adamları tarafından hazırlandığı bildirildi.

Kimyasal özellikler:
-H2CO3 zayıf bir asittir ve doğası gereği kararsızdır.
-Karbonik Asit, suyun varlığında H+ ve HCO3– (bikarbonat) iyonları vermek üzere kısmi ayrışmaya uğrar.
-Karbonik Asit bir diprotik asittir ve bu nedenle bikarbonatlar ve karbonatlar olmak üzere iki tür tuz oluşturabilir.
-H2CO3'e az miktarda bazın eklenmesi bikarbonat tuzlarını, fazla miktarda bazın eklenmesi ise karbonat tuzlarını verir.
Karbonik Asit, karbonik asidin endüstriyel fermantasyon işlemlerinin bir yan ürünü olarak veya fosil yakıtların endüstriyel ölçekte yakılmasının bir yan ürünü olarak elde edilebileceği belirtilebilir.

Karbonik Asit Kullanım Alanları:
H2CO3, geniş bir uygulama yelpazesine sahip çok önemli bir bileşiktir.
Karbonik Asit'in bu kullanımlarından bazıları aşağıda listelenmiştir.

- Karbonatlı su, köpüklü şarap ve diğer gazlı içeceklerin hazırlanmasında karbonik asit kullanılır.
-Karbonik Asit, amonyum persülfat gibi birçok amonyum tuzunun çökeltilmesinde kullanılır.
-Karbonik Asit, karbondioksitin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
-Kan serumunda nitrojen içeren çeşitli bazlar H2CO3 tarafından protonlanır.
- Saçkıran ve diğer dermatitler, etkilenen alan üzerine karbonik asit uygulanmasıyla tedavi edilir.
-Bu bileşiği içeren solüsyonlar kontakt lenslerin temizliğinde oldukça etkilidir.
-Karbonik Asit gerektiğinde (uyuşturucu doz aşımı durumlarında olduğu gibi) kusmayı sağlamak için ağızdan tüketilebilir.
-Karbonik asidin en yaygın kullanımı tuz şeklindedir.
-Kanda: Bir karbonik asit tuzu formu olan bikarbonat, solunum gazı değişimi yoluyla CO2'nin vücuttan atılması için bir ara madde görevi görür.
Karbonik Asit ayrıca kan serumundaki birçok nitrojen bazının protonlanmasında hayati bir rol oynar.
Karbonik asit, insan vücudundaki ana tampon elementtir ve karbonik anhidraz adı verilen bir enzim tarafından karbondioksite parçalanır.
-İçeceklerde: Karbonik asit, köpüklü, gazlı içeceklerin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
- Dermatitleri tedavi etmek için: Genellikle saçkıran gibi dermatitleri tedavi etmek için kullanılır.
-Karbonik Asit ayrıca gargara olarak veya vajinal duş için de kullanılır.
-Zehirlenme veya aşırı dozda ilaç durumunda kusturmak için ağızdan karbonik asit verilir.
-Kontakt lens temizliğinde karbonik asit çok etkilidir, ayrıca kaynak, gıda işleme ve kozmetikte gaz olarak kullanılır.

Nişastanın hidrolizi için ayrıca karbonik asit kullanılır.
Karbonik Asitin Kandaki Önemi:
Bikarbonat iyonunun, solunum gazı değişimi süreci yoluyla karbon dioksitin insan vücudundan taşınması için bir ara madde olduğu bilinmektedir.
Karbondioksitin maruz kaldığı hidrasyon reaksiyonları, özellikle uygun bir katalizörün yokluğunda oldukça yavaştır.
Ancak kırmızı kan hücrelerinde karbonik anhidrazlar olarak bilinen enzim ailesinin varlığı reaksiyon hızını arttırır.
Karbonik anhidraz enzimleri, karbon dioksit ve suyun ayrışmış karbonik asit iyonlarına dönüşümünü katalize etmek için çalışır.
Bu, kan plazmasında çözünen bikarbonat anyonları üretir.
Katalizlenen reaksiyon akciğerlerde tersine çevrilir ve daha sonra dışarı atılan CO2 oluşumu ile sonuçlanır.

Okyanuslarda Karbonik Asitin Önemi:
Atmosferdeki aşırı karbondioksitin (esas olarak insan faaliyetleri nedeniyle) okyanuslar tarafından emilmesinin, okyanus suyunun pH'ında yaklaşık oranında bir kaymaya neden olduğuna inanılmaktadır.
Emilen karbondioksit okyanus suyuyla reaksiyona girer ve H2CO3 oluşturur.
Bu süreç genellikle okyanus asitlenmesi olarak adlandırılır.

Karbonik asidin kullanım alanları nelerdir?
Karbonik Asit, alkolsüz içecekler, yapay olarak karbonatlı köpüklü şaraplar ve diğer kabarcıklı içeceklerin üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Karbonik Asit tuzlarına bikarbonatlar (veya hidrojenin karbonatları) ve karbonatlar denir.

Karbonik asidin asitliği hakkında yorum yapın:
Karbonik Asit, ikame edilmiş bir hidroksil grubunu tutan bir karboksilik asittir.
Karbonik Asit aynı zamanda bir poliprotik asittir.
Bu bileşik aslında diprotiktir ve bu nedenle birincil ana molekülden ayrılan iki protona sahiptir.
Bu nedenle, ilki bikarbonat iyonuna ayrışma için olan iki ayrışma sabiti vardır.

Karbonik Asitin kandaki rolü nedir?
Bikarbonat, CO2'yi vücuttan çıkarmak için solunum gazı alışverişinde bir ara maddedir.
Genel olarak, bir katalizör yokluğunda CO2'nin hidrasyon reaksiyonu çok yavaştır, ancak kırmızı kan hücreleri, karbonik anhidraz olarak bilinen ve reaksiyon hızını artıran ve kan plazmasında çözünmüş bikarbonat (HCO3−) oluşturan bir madde içerir.

Karbonik Asit güçlü bir asit midir?
Hayır, karbonik asit güçlü bir asit değildir.
H2CO3, bir protona (H+ katyonu) ve bir bikarbonat iyonuna (HCO3-anyonu) ayrışan zayıf bir asittir.
Bu bileşik sulu çözeltilerde sadece kısmen ayrışır.
Ayrıca, bikarbonat iyonu olan karbonik asidin eşlenik bazı nispeten iyi bir bazdır.
Karbonik asidin güçlü asit yerine zayıf asit olarak sınıflandırılmasının nedenleri bunlardır.

Karbonik Asit, yalnızca çözeltide bilinen ve bazlarla reaksiyona girerek karbonatlar oluşturan zayıf bir dibazik asit H2CO3'tür.
Karbonik Asit, bir karbon oksoasit ve bir kalkokarbonik asittir.
Karbonik Asit, fare metaboliti olarak rol oynar.
Karbonik Asit, bir hidrojenkarbonatın konjuge asididir.
Karbondioksit ve suyun varsayımsal asidi.
Karbonik Asit sadece tuzları (karbonatlar), asit tuzları (hidrojen karbonatlar), aminler (karbamik asit) ve asit klorürler (karbonil klorür) şeklinde bulunur.

Karbonik Asit bazı mağara oluşumlarının nedenidir.
Bu, yağmur suyunun karbondioksit ile birleşip kireçtaşındaki kalsiyum ile reaksiyona giren ve zamanla onu aşındıran karbonik asit oluşturduğu zaman olur.
Karbonik asidin kireç taşını aşındırması gibi, çeliği de aşındırma potansiyeli vardır.
Karbonik asit bazı çeliklerle temas ettirildiğinde demir karbonat oluşur.
Demir karbonat, temel çelikten demir karbonat oluşmamışsa oluşacaktan daha yüksek oranda demir kaybına neden olabilir.

Nispeten küçük miktarlarda karbonik asit, insan kanı, gazlı içecekler ve hatta yağmur suyu gibi kaynaklarda bulunabilen bir kimyasaldır.
Karbonik asit, suda çözünmüş karbon dioksitin reaksiyonundan oluşan zayıf bir asittir.
Hafıza şeridinde bir yürüyüşe çıkalım ve zayıf asitler kavramını gözden geçirelim.
Tanım olarak, zayıf bir asit bir çözelti içinde sadece kısmen iyonize olur.
Başka bir deyişle, zayıf asitler bir çözeltide tamamen ayrışmaz veya iyonlara ayrılmaz.

Şekil 1'i örnek olarak kullanarak (videoya bakın), sirke içindeki bir bileşen olan asetik asidi suya koymaya karar verdiğinizi varsayalım.
Bazı asetik asit molekülleri parçalanırken diğerleri parçalanmaz.
Çözeltide kısmi bir ayrışma meydana geliyor.
Şimdi, zayıf bir asidi ayrışmaya teşvik eden nedir?
Zayıf bir asidin gücü gibi faktörler bu ayrışma derecesini etkileyebilir.
Karbonik asit gibi tüm zayıf asitlerle ilgili hatırlanması gereken bir şey, ayrışma ve yeniden birleştirme arasında bir denge durumu olduğudur.
Tıpkı bu asetik asit moleküllerinin dengede çözelti içinde parçalandığını gördüğünüz gibi, aynı parçalar yeniden birleşerek asetik asit molekülleri oluşturabilir.
Zayıf asit ayrışması ve yeniden birleşme arasındaki bu denge durumu, karbonik asit oluşumu hakkında konuştuğumuzda önemlidir.

Kimyasal yapı:
Karbonik asidin kimyasal formülü H2CO3'tür.
Karbonik Asit'in kimyasal yapısı diyagram 2'de gösterilmiştir (videoya bakınız).
Bu asidin, bağlı iki hidroksil grubu (OH) ile bir karboksil grubundan (C=O) oluştuğunu görebilirsiniz.
Bu molekülde bir karbon atomu bulunduğundan, bunu organik bir bileşik olarak tanımlayabiliriz.
Bu molekül, daha önce zayıf asitlerle ilgili olarak tartışılan asidik özelliklere de sahip olduğundan, bu moleküle asit diyebiliriz.

Karbonik Asit, kimyasal formülü H2CO3 ve moleküler formülü CH2O3 olan kimyasal bir bileşiktir. Sadece çözelti halinde bulunan inorganik zayıf bir asittir.
Karbonik Asit ayrıca hava asidi, hava asidi veya dihidrojen karbonat olarak da bilinir.
Karbonik Asit iki tür tuz oluşturur: karbonatlar ve bikarbonatlar.
Karbonik asidin Ph'ı 1mM'de 'dir.

Karbonik Asit özellikle diprotik asittir, yani ana molekülden ayrılabilen iki protona sahiptir.
Bu nedenle, birincisi bikarbonat iyonu ayrışması için ve ikincisi bikarbonat iyonunun karbonat iyonuna ayrışması için olmak üzere iki ayrışma sabitine sahip olun.

OLUŞUM:
Karbonik Asit insan vücudunda kanda bulunur.
Karbonik Asit, su karbon dioksit ile çözündüğünde insan vücudunda oluşur.
Karbonik Asit ayrıca şunlarda bulunur:
-yağmur suyu
-kalsit
-fermantasyon
-kömür
-yeraltı suyu
-meteorlar
-volkanlar
-amino asitler
-proteinler
-okyanuslar
-bitkiler
-eritrositler
-kükürt yatakları
-tuzları
-mağaralar

H2CO3 veya [co(OH)2] olarak da bilinen hidrojen karbonat, organik karbonik asitler olarak bilinen organik bileşikler sınıfına aittir.
Organik karbonik asitler, karbonik asit fonksiyonel grubunu içeren bileşiklerdir.
Bikarbonat ayrıca ince bağırsakta pH'ı düzenleme görevi görür.
Hidrojen karbonat çok zayıf asidik bir bileşiktir (pKa'sına göre).
Paralel bir örnek sodyum bisülfittir (NaHSO3).

Hidrojen karbonat, bakterilerden insanlara kadar tüm canlı türlerinde bulunur.
İnsanlarda, hidrojen karbonat, hartnup bozukluğu yolu adı verilen metabolik bozuklukta yer alır.
İnsan vücudunun dışında, yaban mersini, lima fasulyesi, ağaç eğrelti otları, dağ yamları ve burbotlar gibi birkaç farklı gıdada Hidrojen karbonat tespit edildi, ancak miktarı belirlenmedi.
Bu, hidrojen karbonatı bu gıdaların tüketimi için potansiyel bir biyobelirteç haline getirebilir.
Bu nedenle karbon döngüsünde önemli bir yutaktır.
Karbonik Asit, nitrik asit HNO3 ile izoelektroniktir.

Karbonik Asit, organik karbonik asitler olarak bilinen organik bileşikler sınıfına aittir.
Organik karbonik asitler, karbonik asit fonksiyonel grubunu içeren bileşiklerdir.

Sübstitüentler:
-Karbonik asit
-Organik oksijen bileşiği
-Organik oksit
-Hidrokarbon türevi
-Organooksijen bileşiği
-karbonil grubu
-Alifatik asiklik bileşik


KARBONİK ASİTİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ:

-Molekül Ağırlığı:

-Tam Kütle:

-Monoizotopik Kütle:

-Topolojik Polar Yüzey Alanı: 57,5 ​​Ų

-Fiziksel Tanım: Katı

-Renk: renksiz

- Erime Noktası: °C

-Çözünürlük: Suda serbestçe çözünür/Etanolde çözünmez

-Suda çözünürlük: mg/mL

-Polar Yüzey Alanı: 57,53 Ų

-Suda Çözünürlük: g/L

-logP:

-logP:

-logS: 0,57

-pKa (En Güçlü Asidik):

Karbonik Asit, H2CO3 formülüne sahip inorganik bir bileşiktir.
Karbonik Asit su ve karbondioksitten oluşur.
Karbonik Asit, yaklaşık 62 g/mol'lük bir molar kütleye sahiptir.
Karbonik Asit, diğer asitlere göre nispeten zayıf olmakla birlikte, malzemenin kimyasal bileşimine bağlı olarak korozyona neden olabilir.
Karbonik Asit, sudaki düşük pH seviyelerinin en yaygın nedenlerinden biridir.

Karbonik Asit, karbondioksit ve su bolluğu nedeniyle çok yaygın bir asit türüdür.
Karbonik Asit, karbon içermesi bakımından benzersizdir ancak inorganik bir bileşiktir.

Karbonik Asit kan dolaşımında bulunur.
Kandaki karbondioksit, kandaki su ile birleşir.
Karbonik Asit ayrıca içecekleri karbonatlamak için yaygın olarak kullanılır.
Karbonik Asit, başka birçok endüstriyel kullanıma da sahiptir.

KARBONİK ASİTİN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:

-XLogP3-AA:

-Hidrojen Bağ Alıcı Sayısı: 3

-Dönebilen Tahvil Sayısı: 0

-Ağır Atom Sayısı: 4

-Resmi Ücret: 0

-Karmaşıklık:

-İzotop Atom Sayısı: 0

-Defined Atom Stereocenter Sayısı: 0

-Tanımsız Atom Stereocenter Sayısı: 0

-Tanımlı Bond Stereocenter Sayısı: 0

-Undefined Bond Stereocenter Sayısı: 0

-Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1

-Bileşik Kanonikleştirildi: Evet

-Kırılma: 9,5 m³·mol⁻¹

-Polarize edilebilirlik: 4,23 ų

KARBONİK ASİTİN DEPOLANMASI:

-Karbonik Asit plastik şişelerde saklanmalıdır.
-Karbonik Asit nemsiz bir ortamda saklanmalıdır.
-Karbonik Asit havalandırılan ortamlarda muhafaza edilmelidir.

-Karbonik Asit kuru ve temiz kaplarda olmalıdır.
-Karbonik Asit sabit sıcaklıkta saklanmalıdır.
-Karbonik Asit sabit basınç altında olmalıdır.

-Karbonik Asit Kuvvetli bazlardan ayrı depolanmalıdır.
-Karbonik Asit, acil reaktiflerden uzak tutulmalıdır.

SYNONYM:

hidroksiformik asit
hidroksimetanoik asit
dihidroksikarbonil
karbonik asit
hidroksi keton
hidroksi keton
hidroksidodioksidokarbon(.)
asidosan
jusonin
Soludal
meylon
nötr
Col-Evac bileşeni
kristal karbonat
Soda külü
Pretts bileşeni
monosodyum hidrojen karbonat
dihidrojen karbonat
dihidroksiketon
hidroksiketon
Köhlensaeure
hidroksil keton
Karbonik asit-
hidrojen bikarbonat
hidrojenkarbonik asit
dihidroksidooksidokarbon
hidroksikarboksilik asit
hidrojentrioksokarbonat

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir