Omurga 33 ayrı omurun üstüste sıralanması ve birbirine bağlanması sonucu meydana gelen bir kolondur. Omurga boyun,sırt,bel ve kuyruk sokumu olarak gruplandırılıseafoodplus.infoa 7, sırtta 12, belde 5 adet omur, kuyruk sokumunda 9 adet bütün kemik bulunur. Boyun ve bel bölgesi hareketli, sırt bölgesi ise her bir omurun eklem yaptığı kaburga kemiklerince oluşturulan göğüs kafesi nedeniyle daha az hareketlidir. Birbirleri ile birleşmiş kemiklerde oluşan kuyruk sokumu ise seafoodplus.infoda yandan bakıldığı zaman boyun ve bel bölgesinde lordoz dediğimiz sırt bölgesinde kifoz dediğimiz doğal eğrilikler bulunur. Bu eğrilikler omurganın fizyolojik eğrilikleridir. Fizyolojik eğrilikler sayesinde, gövde dengede tutulur ve vücut ağırlığı omurga üzerinde dengeli bir şekilde dağılır.
Omurganın fonksiyonları
Omurga iskeletin en önemli kısmıdır. Vücut ağırlığını taşıma ve diğer kısımlara iletme, gövdeyi oluşturma ve ağrısız hareket etme kabiliyeti başlıca mekanik fonksiyonlarıdır. Nörolojik fonksiyon olarak adlandırılan görevleri ise omurilik ve eklerini içerisinde barındırmak ve sahip olduğu mükemmel yapı ile korunmasını ve işleyişini sürdürmesini sağlamaktır.
Omurlarda eklem yüzlerinin şekli, durumu ve frenleyici etkilerin kuvvetli olması yüzünden birbirine yakın omurlarr arasında yapılabilen hareketler az olmakla beraber ; birçok eklemlerde aynı zamanda yapılan hareketleri bir araya getirmek suretiyle, omurga çok çeşitli yönde ve geniş hareketler yapabilmektedir. Omurga hareketlerinin birçok eklemlere dağıtılmış olması ve komşu omurlar arasında hareketin az olması omuriliğin korunması bakımından oldukça önemlidir.
Omurga yaralanmaları
Her yaşta ve her cinste görülebilir. Ülkemizde her yıl yaklaşık dolayında yeni omurga kırığı görüldüğü tahmin edilmektedir.
Yüksekten düşmeler,
Trafik kazaları ,
İş kazaları,
Günlük yaşama ait kazalar,
Göçük altında kalmalar ,
Spor yaralanmaları ve
Ateşli silah yaralanmaları (ASY) bu yaralanmaların başlıca sebepleridir.
Ayrıca omurgada primer bir patoloji (Tümör, enfeksiyon, osteoporoz , metabolik kemik hastalıkları vb) sonucunda basit travmalarla patolojik kırıklar da gelişebilir.
Tüm yaralanmaların % 5 kadarı vertebra kırık veya çıkıklarıdır. Vertebra kırıklarının % 50 den fazlası sırt ve bel bölgesinde görülür. Boyun omurgası yaralanmalarında felç gelişmesi %40 oranlarına ulaşmaktadır. Omurga travmasının erken teşhisi ve uygun bir ilk müdahele ve tedavi, hastaların geleceği konusunda dramatik bir öneme sahiptir.
Omurga kırığı olması muhtemel hastaların taşınması:
Bilgili bir ilk yardım yapılmazsa, yaralının taşınması esnasında bile omurilik yaralanması ve felç gelişebilir. Bu sebeple omurgada ağrı ve hareket kısıtlılığı olan travmaya maruz kişiler omurga kırığı olmadığı ispat edilinceye kadar oturtulmaz, ayağa kaldırılmaz ve yürütülmez.
İdeal olanı , hastanın baş ve boyun tarafı bir doktorun kontrolünde tutularak ve gerekirse rijit bir boyunluk takılarak, ayaklardan hafif çekme ile hasta hafifçe havalandırılır. Bu esnada sağ yada sol tarafta duracak üç kişi kollarını sırt, bel ve kalçalar altına yerleştirerek hastayı hep birlikte seafoodplus.info şekilde hasta altında bir çarşaf olacak şekilde bir sedyeye yerleştirilir. Daha sonra yapılacak nakiller alttaki bu çarşaf gergin tutularak ve yine traksiyon altında yapılır.
Klinik değerlendirme
Önce sistemik muayene yapılır ve gereken tüm tedbirler süratle alınır. Durum stabil hale gelir gelmez omurgaların bölgesel muayenesi ve daha sonra nörolojik muayene yapılır. Omurga muayenesi yapmak için dikkatli bir şekilde, hastayı bir kitap kapağı gibi yana çevirmek ve omurgasını sırttan muayene etmek mümkündür. Gözle patolojik bulgu her zaman görülmeyebilir, ancak bazen kırık yerinde lokal bir çıkıntı dikkati çekebilir. Direkt darbe gelmişse, kırık bölgesinde, değişik derecelerde cilt lezyonu bulunabilir. Elle muayenede kırık bölgesinde ağrı ve hassasiyet araştırılırken aynı zamanda tüm anatomik kemik çıkıntılar sayılarak, seviye belirlenmeye çalışılır.
Radyolojik İnceleme
Kırık şüphesi olan hastalar taşıma ilkeleri doğrultusunda dikkatli bir şekilde röntgen masasına alınır. İlk yapılacak radyolojik inceleme röntgendir..
A-Röntgen grafi istemeden önce: İstenilecek bölge tayin edilir. Şüphelenilen omurga görüntülenecek şekilde grafi istenir.(.Mutlaka , ön arka ve yan pozisyonlarda olmak üzere standart iki yönlü grafi istenir.
B- Radyografi çekildikten sonra:Öncelikle çekilen grafinin istenilen film olup, olmadığına bakılıseafoodplus.infoin değerlendirmeye uygun kalitede çekilmiş olması şarttır. Bu şartları taşımayan grafiler değerlendirilmez ve tekrarı istenir. Bu sebeplerle radyolojik inceleme tamamlanıncaya kadar, hasta röntgen masasında bekletilir ve fazla hareket ettirilmemiş olur. Bir seviyede kırık tespit edildiği zaman tüm omurganın radyografileri çekilmelidir. Başka bir seviyede de kırık olma ihtimali % oranındadır.
Bilgisayarlı tomografi (BT)ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG)günümüzde artık tüm travmalarda kullanılan en ideal tanı yöntemleridir.
Tedavi
İlaç ve korse tedavisi: Küçük kırıklarda , stabil çökme kırıklarında uygulanır. Amaç ağrıyı azaltmak , kırık omurgayı belli bir müddet hareketlerden ve üzerine yük gelmesinden korumaktır. Bunun için ay süreyle korse ve breysler kullanılır
Cerrahi tedavi:
a) Posterior(omurganın arka kısmına uygulanan) cerrahi girişim: Mekanik olarak hareketli çökme kırıklarıyla, öne eğilmeli sıkışmalı yaralanmalarında, erken dönemde kemik patlama kırıklarında , kırıklı çıkıklarda uygulanır. Omurganın arka kısmından düzeltici kanalı genişletici işlemler ve fiksasyon kemik kaynatma işlemleri yapılır.
b) Anterior(omurganın ön kısmına uygulanan) cerrahi girişim: Geç gelen patlama kırıklarında , kanal içi daralmanın % 50 den fazla olduğu durumlarda , nörolojik kayıbın vakalarda ön kısım genişletilmesi ve önden fiksasyon ve kemik kaynatma işlemleri yapılır
c) Posterior ve anterior ( İki taraflı ) cerrahi girişim: Her iki cerrahi girişim posterior girişim sonrası kanal içi daralmanın düzelmediği vakalarda ve vertebra korpuslarında iyileşecek ve yük taşıyacak yeterli kemik stoğunun bulunmadığı durumlarda uygulanır .
Rehabilitasyon: Özellikle nörolojik kayıbın yani kısmi veya tam felç olduğu durumlar için olmakla beraber aslında her vakanın iyileşme sürecinde iyi bir rehabilitasyona ihtiyacı vardır. Nörolojik kaybın olduğu durumlarda travmadan 3 yıl sonrasına kadar ki dönem boyunca iyileşme beklenebilir. Bundan sonra ise düzelme olmayacağı kabul edilir.
Kuyruk sokumu kırıkları:
Konservatif tedavi: Taze kırıklarda 3 hafta kadar yatak istirahati uygulanır. Daha sonra sıcak oturma banyoları önerilir. Hastalar sert zeminlere oturmamalı ve sünger simit şeklinde yastık üzerine oturmalıdır. Ağrıyı azaltmak için analjezik, non-steroid antienflamatuvar ve myorelaksan ilaçlar verilmelidir. Koksiks üzerine enjeksiyonlar ile ağrı tedavisi denenebilir. Konservatif tedavinin başarı şansı yüksektir.
Koksiks eksizyonu: Konservatif tedavinin başarısız kaldığı ve hastanın günlük yaşam aktivitelerini kısıtladığı durumlarda cerrahi olarak koksiks kemiği çıkarılması yapılır.
Etiketler :omurga kırıkları , omurga kırığı , omurga yaralanmaları , omurga yaralanması , omurga kırığı tedavisi , omurga kırığı cerrahi tedavisi , kuyruk sokumu kırığı
Kuyruk sokumu ağrısı, günümüzde her yaştan bireyde görülebilen bir rahatsızlıktır. Genellikle direkt üzerine düşmeye bağlı olarak gelişen ağrının şiddeti değişkendir. Bazı durumlarda, bireylerin hayatını oldukça olumsuz yönde etkileyecek derecede şiddetli belirtiler ya da kronikleşen ağrılar görülür. Kuyruk kemiği ağrısı genellikle ameliyatsız tedavi edilebilse de, ender olarak cerrahi tedavi gerekliliği doğabilir.
Bel kemiğinin bitim noktası olan koksiks kemiği ya da kuyruk sokumu, kemiğin birbirine eklemlenmesi ile oluşan ve üçgen yapıya sahip bir kemik yapısıdır. Kuyruk sokumunun temel işlevi doku, kas ve tendonlar arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Aynı zamanda kuyruk sokumu, bireyler oturur pozisyonda dururken omurgayı destekler. Pelvik tabanda bulunan bazı kasların kaynaşma noktası da koksiks kemiğidir.
Koksigodini olarak da bilinen kuyruk sokumu ağrısı, bu bölgede çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşur. Kalça üzerine düşme, bu bölgeye darbe alma ya da çeşitli hastalıklar kuyruk kemiğinde ağrıya neden olabilir. Zedelenme, kırılma ya da ezilmelere göre farklı şiddetlerde ağrı hissi duyulabilir.
Kuyruk sokumu ağrısının cinsiyetler arasında görülme sıklığı değişiklik gösterir; kadınlara göre erkeklerde 5 kat daha az görüldüğü araştırmalarla ortaya konmuştur. Bunun en önemli nedenleri arasında kadınların pelvik yapısının erkeklere göre çok daha geniş olması bulunur. Bu durumda kuyruk kemiği darbe ve oluşacak hasarlara daha açık konumdadır. Aynı zamanda, doğum sırasında bebeğin hareketlerinin bu bölgede yoğunlaşması da ağrı oluşmasına neden olabilir. Kadınlarda adet dönemlerinde de kuyruk kemiği ağrısı görülebilir.
Kuyruk sokumu ağrısının pek çok farklı nedeni olabilir. Düşme ve yaralanmaların yanı sıra tümör ve enfeksiyon gibi çeşitli hastalıklar da bu bölgede ağrı hissi duyulmasına neden olur.
Kuyruk sokumu ağrısının bazı nedenleri şu şekildedir:
Direkt bu bölge üzerine düşme sonucu alınan darbeler ağrının çok görülen nedenlerinden biridir. Düşüş anındaki travma bu bölgede doku, kas ve kemik zedelenmelerine, kırıklara ya da yaralanmalara neden olabilir. Özellikle spor yaparken kalça üzerine düşmek ağrının oluşmasında sık görülen nedenlerden biridir.
Bunların yanında, uzun süre boyunca sert zemin üzerinde oturmaktan kaynaklanan ağrılara bazı durumlarda periost olarak da bilinen kemik zarındaki iltihaplanmalar neden olur. Bazı durumlarda ise sinir atakları ortaya çıkar. Alt sakral kemik ve bu bölgenin genelinde nöral pleksus adı verilen sinir grubu bulunur. Bu sinirlerin sert yüzeyle temas etmesi de ağrı nedeni olabilir.
Bireylerin kilo durumları da kuyruk sokumu ağrısının önemli bir nedeni olabilir. Çok kilolu kişiler otururken kuyruk sokumu bölgesinde fazla baskı hissedebilir. Tam tersi olarak aşırı zayıf bireylerde ise bu bölgeyi koruyacak bir yağ tabakası yoktur. Bu durumda kuyruk sokumu kemiği hasar alabilir.
Kuyruk sokumu ağrısı nadiren de olsa bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu bölgede ortaya çıkan enfeksiyon ve tümörler ağrının nedeni olabilir.
Özellikle ikinci ve sonrasındaki gebeliklerde, bebeğin kuyruk kemiğine baskı yapması nedeniyle kadınlarda bu bölgede ağrı görülebilir. Hamileliğin ilk aylarında da hissedilebilen bu ağrı, son 3 ayda daha şiddetli hale gelebilir. Bunun en önemli nedeni hormonal değişimlerdir. Gebelik süresince salgılanan bazı hormonlar, doğum için kasları hazırlamak amacıyla eklemlerin gevşemesine neden olur. Bu durum da kuyruk kemiğinin kaymasına, dolayısıyla ağrıya sebep olabilir.
Gebelik sırasında ortaya çıkan kuyruk sokumu ağrısının bazı nedenleri şu şekildedir:
Kuyruk sokumu ağrısının belirtileri ve şiddeti, ağrının nedenine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yaygın olarak görülen belirtiler ise şu şekildedir:
Kuyruk sokumu ağrısının görülen yaygın belirtisi genel olarak oturma pozisyonunda ortaya çıkar. Özellikle yumuşak olmayan zeminle temas durumunda bireyler kuyruk sokumu bölgesinde acı hissi duyabilir. Kuyruk sokumu ağrısının altında yatan farklı bir hastalık varsa bu gibi durumlarda bacaklarda da ağrı hissedilebilir.
Bazı kişilerde hafif seyreden belirtilerin şiddeti artabilir. Araç kullanmak, bisiklete binmek, eğilmek, merdiven çıkmak gibi aktivitelerde ve hareketlerde kuyruk sokumu ağrısının şiddeti bir anda artabilir.
Kuyruk sokumu ağrısının tanısı fiziki muayene ve görüntüleme yöntemleri yardımıyla konur. Uzman hekim, fiziki muayenede hastaların kuyruk sokumuna elle temasta bulunabilir. Gözle görülen bir hasar olmamasına rağmen bölgeye baskı uygulandığında hasta ağrı hissi duyuyorsa koksigodiniden şüphe edilir. Muayene sırasında hastaların tıbbi geçmişleri ve herhangi bir darbe ya da düşme durumu olup olmadığı gibi hastalık süreci de dinlenir.
Bazı durumlarda hekimler manuel kuyruk sokumu muayenesi de yapabilir. Rektumdan elle yapılan muayenede kuyruk kemiğinin hareketliliği, kalçanın konumu ve iç organlarda bir etkilenme olup olmadığı kontrol edilir. Elle yapılan muayene sırasında rektum ve kuyruk sokumunda ağrı hissi oluyorsa koksigodini ihtimali üzerinde durulur.
Darbe ve düşmelere bağlı olmayan kuyruk sokumu ağrısının tanısında görüntüleme yöntemlerinden yararlanmak gerekir. Röntgen, manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri aracılığıyla kuyruk sokumu bölgesinde iltihaplanma ya da tümör olup olmadığı anlaşılır. Manyetik rezonans bu yöntemler arasında en sık tercih edilen görüntüleme yöntemidir. MR yöntemiyle yalnızca tümör ya da enfeksiyonlar değil kemik kırıkları, çatlaklar, yaralanmalar ve çevre dokularda herhangi bir zedelenme olup olmadığı da görülebilir.
Kemik zarı iltihaplanmaları ya da tümör tespit edilen durumlarda hastalara kontrast madde verilerek tekrar görüntü alınır. Bu sayede kuyruk sokumu bölgesi tüm detaylarıyla görüntülenir.
Kuyruk sokumu ağrısının tedavisi ağrıların nedeni, şiddeti ve hastaların genel sağlık durumlarına göre planlanır. Fizik tedavi, lokal enjeksiyonlar, anestezi altında manipülasyon, cerrahi girişimler temel tedavi yöntemleri arasında bulunur. Medikal yöntemler genellikle ağrıların azaltılması ya da tamamen kesilmesi amacıyla kullanılır. Aynı zamanda tedavi planının da bir parçasıdır.
Fizik tedavi, kuyruk sokumu ağrısında yaygın olarak başvurulan tedavi yöntemlerinden biridir. Ağrıların nedeni ve şiddetine göre fizik tedavi sırasında pelvik taban desteklenebilir ya da kuyruk kemiğine komşu kaslar güçlendirilebilir. Aynı zamanda ağrıların şiddetini azaltmak için hastalara egzersiz uygulamaları önerilebilir.
Anestezi altında manipülasyon tekniği, son dönemde bu rahatsızlıkta sıkça başvurulan ve genellikle yüzgüldürücü sonuçlar veren bir tekniktir. Bu uygulamada hasta 5 dakika kadar bir süre hafif bir anestezi alarak uyutulur. Uygulamayı yapan kişi rektal tuşe yaparak koksiks bölgesine içeriden özel bir manipülasyon uygular, işlem sonunda ilgili bölgeye bir enjeksiyon da yapılabilir. %% oranında başarılı sonuçlar alınabilinen uygulama ile, ameliyat olmadan sorunu çözmek mümkün olabilir.
Özellikle şiddetli ağrılarda ise reçeteli ya da reçetesiz ilaçlardan yararlanılır. Ağrılar için lokal enjeksiyon uygulamaları da etkili olmaktadır. Steroid içerikli ya da steroid içermeyen ilaçlar hastalara enjekte edilir. Enjeksiyon işlemleri, hem ağrıların azalmasına ya da tamamen kesilmesine hem de fizik tedavi uygulamaları sırasında kasların gevşemesine yardımcı olur. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın hastanın belirli bir süre özel oturma simitleri kullanması, tedavilerin başarı oranını arttırır.
Bazı durumlarda kuyruk sokumu ağrısının nedeni altta yatan farklı bir hastalıktır. Böyle bir hastalık tespit edildiğinde tedavi planı öncelikle bu hastalık üzerinden yapılır. Hemoroit gibi hastalıklar, kabızlıkla birlikte kuyruk kemiği ağrısı yapabilir. Bu durumda öncelikle hemoroit tedavi edilir ve kuyruk sokumu ağrısının geçip geçmediği kontrol edilir.
Cerrahi yöntemler nadir olarak tercih edilse de kuyruk sokumu ağrısına neden olan farklı hastalıkların tedavi edilmesinde etkili olur. Bel fıtıkları ya da pelvik taban hasarlarında cerrahi müdahalede bulunularak ağrıların giderilmesi sağlanır. Bazı durumlarda ise cerrahi operasyon sırasında kuyruk kemiğinin bir bölümü alınabilir.
Bazı hastalarda kuyruk sokumu ağrısı sadece hafif belirtilerle kendini gösterir. Hafif şiddetteki ağrılar muayeneden önce uygulanabilecek bazı yöntemlerle geçirilebilir.
Pelvik kırık, pelvisteki bir veya daha fazla kemiğin kırılmasıdır. Pelvik kırıklar, hafiften ciddiye kadar değişen bir aralıkta görülebilen, nadir bir kırık türüdür. Hafif pelvik kırıklar genellikle ameliyat gerektirmezken, ciddi kırıklar ameliyatla düzeltilmelidir.
Pelvisi oluşturan bir veya daha fazla kemikte kırılma olduğunda pelvik kırık meydana gelmiş olur. Pelvis, karnının altında, kalça kemikleri arasında bulunan alandır. Pelvik kırıklar hafif veya şiddetli olabilir.
Pelvisi oluşturan kemikler şunlardır:
Bu kemikler hep birlikte pelvik halka olarak bilinen bölgeyi oluşturur. Pelvis, iç üreme organları, mesane ve sindirim sisteminin alt kısmı dahil olmak üzere birçok önemli siniri, kan damarını ve organı koruyan oldukça stabil bir yapıdır. Pelvisi ayrıca bacak kasları için de bir dayanak noktası görevi görür.
Pelvisi birden fazla kemikten oluştuğu için birçok pelvik kırık türü bulunur. Genel olarak kırılma modeline bağlı olarak aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç tür kemik kırığı vardır:
Kırığın sahip olduğu belirli kalıba ilaveten, bir pelvik kırık stabil veya stabil olmayan olarak da sınıflandırılır:
O kadar yaygın olmasa da avülsiyon kırığı adı verilen başka bir pelvik kırık türü de vardır. Avülsiyon kırığı, bir tendon veya bağın, bağlı olduğu kemikten kopup küçük bir kemik parçasını da beraberinde götürdüğünde meydana gelir.
Herkes, herhangi bir yaşta pelvik kırık yaşayabilir. Hafif pelvik kırıklar, osteoporoz gibi kemik zayıflaması bozukluklarına sahip olma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle yaşlı kişilerde daha yaygındır. Şiddetli pelvik kırıklar en çok 15 ila 28 yaş arası kişilerde görülür. Erkeklerde 35 yaşın altının pelvis kırığı yaşama ihtimali daha yüksekken, kadınlarda 35 yaşın üstünün pelvis kırığı yaşama ihtimali daha yüksektir.
Pelvik kırıklar çok yaygın değildir. Yetişkinlerin yaşadığı kemik kırıklarının sadece %3'ü pelvik kırıklardır. Çoğu pelvik kırık, araba kazası veya ciddi bir yükseklikten düşme gibi yüksek etkili olaylardan kaynaklanır.
Bir pelvik kırığın belirtileri, ne kadar hafif veya şiddetli olduğuna bağlı olarak değişir. Pelvik kırık belirtileri aşağıdaki durumları içerebilir:
Aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı durum ve şartlar pelvis kırıklarına neden olabilir:
Tüm pelvik kırıkların teşhis edilebilmesi için röntgen çekilmesi gerekir. İlgili hekim, yaralanma hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla başka görüntüleme testlerini de talep edebilir.
Bir pelvik kırığı teşhis etmek için aşağıdaki görüntüleme testleri kullanılabilir:
Bir pelvik kırığın tedavisi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere belirli faktörlere bağlıdır:
Kemiklerin yer değiştirmediği hafif ve stabil kırıkların tedavisi genellikle ameliyat gerektirmez. Stabil bir kırığın tedavisi aşağıdaki şekillerde olabilir:
Dinlenme: Doktor, hastanın pelvik kırığına fazladan stres ve baskı uygulamamak için mümkün olduğunca dinlenmesini önerecektir.
Yürümeye yardımcı cihazlar: Pelvik kırığının nerede olduğuna bağlı olarak, doktor tek bacağa ya da ikisine birden ağırlık vermemek için koltuk değnekleri, yürüteç veya tekerlekli sandalye gibi yürümeye yardımcı cihazlar önerebilir. Hastanın, yürümeye yardımcı aleti üç aya kadar veya pelvis tamamen iyileşene kadar kullanması gerekebilir.
İlaçlar: Doktor ağrıyı hafifletmek için ilaç yazabilir. Bacaklardaki ve pelvisteki damarlarda kan pıhtılaşması riskini azaltmak amacıyla kan sulandırıcı bir ilaç (antikoagülan) önerebilir.
Daha ciddi veya stabil olmayan bir pelvik kırığın tedavisi genellikle bir veya daha fazla ameliyat gerektirir.
Farklı pelvik kırık ameliyatları şunları içerir:
Yüksek etkili bir kaza nedeniyle ciddi bir pelvis kırığı yaşayan kişilerde genellikle pelvik kırığın neden olduğu ve ayrıca tedavi edilmesi gereken başka yaralanmalar veya iç yaralanmalar vardır. Bu durumlarda pelvik kırığı tedavi etmedeki başarı, çoğu zaman ilgili yaralanmaları tedavi etme başarısına bağlıdır.
Pelvis kırıkları için bazı risk faktörleri şunlardır:
Yaşınıza ve yaşam tarzınıza bağlı olarak, pelvisinizin kırılmasını önlemek için yapabileceğiniz birkaç şey vardır:
Bir pelvik kırığın prognozu (seyri) yaralanmanın ciddiyetine ve tipine bağlıdır. Hafif, stabil pelvik kırıklar genellikle uzun vadeli komplikasyonlar olmadan tedavi ile iyileşir.
Araba kazaları gibi güçlü olayların neden olduğu ciddi ve stabil olmayan pelvik kırıklar, ciddi kanama ve organ ve/veya sinir hasarı gibi komplikasyonlara neden olabilir. Bu yaralanmalar başarılı bir şekilde tedavi edilirse, pelvik kırık genellikle iyileşir.
Bir araç kazası veya önemli bir mesafeden düşme gibi yüksek etkili kuvvetlerin neden olduğu stabil olmayan, karmaşık pelvik kırıklar, pelvik bölgedeki çevre organlarına, sinirlere ve kan damarlarına zarar verebilir. Takip eden bu yaralanmalar organ yetmezliğine, ciddi kanamaya ve hayati tehlike oluşturabilecek enfeksiyona yol açabilir.
Şiddetli ve stabil olmayan pelvik kırıkların, hafif kırıklara göre komplikasyonlara neden olma ihtimali daha yüksektir. Komplikasyonlar, genellikle pelvik kırık veya kırıkların neden olduğu sinir ve/veya organ hasarının bir sonucudur. Pelvik kırıkların komplikasyonları şunlar olabilir:
Pelvik bölgesinde ağrı ve yürümede veya ayakta durmada zorluk gibi pelvik kırık belirtileri yaşayanlar, derhal uzman bir hekimle iletişime geçmeli veya en yakın hastaneye gitmelidir.
Halihazırda pelvis kırığı teşhisi konduysa ve yeni veya ilgili semptomlar baş gösteriyorsa, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.
Pelvik kırığınız varsa, doktorunuza aşağıdaki soruları sormanız sizin için faydalı olabilir:
Pelvisin, güçlü ve stabil bir kemik yapısı olmasına rağmen kırılabilir. Pelvis kırığı, bu konuda hemen müdahale gerektirecek kadar ağrılıdır. Pelvis birçok önemli siniri, kan damarını ve organı koruduğundan dolayı hekim, kırıktan kaynaklanan başka bir iç yaralanma olup olmadığından emin olmak isteyecektir. Osteoporoz konusunda da endişe varsa, mutlaka bir hekimden görüş alınmalıdır.
Kuyruk Sokumu Ağrısı (Koksidini) Nedir? başlıklı yazımızda, bu konuya dair merak edilen tüm sorulara cevap vermeye çalışacağız. Koksidini olarak adlandırılan kuyruk sokumu ağrısı, kalça yarığının üzerinde, omurganın en altındaki küçük üçgen kemik ve çevresindeki ağrıya verilen isimdir. Kuyruk sokumu ağrısı (koksidini), günlük işleri en iyi ihtimalle rahatsız, en kötü ihtimalle ise dayanılmaz hale getirebilir. Omurganın bitimindeki küçük üçgen bir kemik olan kuyruk sokumu kemiği yaralanabilir ve hatta kırılabilir. Böyle durumlarda oturmak ağrıyı artırırken yürümek rahatlatır. Evde uygulanabilecek basit tedaviler ve çok uzun süre oturmak gibi bazı davranışları değiştirmek büyük farklar yaratır.
Koksidini olarak adlandırılan kuyruk sokumu ağrısı, kalça yarığının üzerinde, omurganın en altındaki küçük üçgen kemik ve çevresindeki ağrıya verilen isimdir.
Koksiks terimi, ucu aşağı dönük bir kuş gagasına benzediği için “guguk” ya da “guguk kuşu” anlamına gelen Yunanca "cuckoo" kelimesinden gelir. Dynia, "ağrı" anlamına gelir ve bu nedenle "coccydynia", kelimenin tam anlamıyla "koksiks ağrısı" demektir. Bu kemiğin yeri bir hayvanın kuyruğunun konumuna karşılık geldiği için buna "kuyruk sokumu kemiği" denir.
Kuyruk sokumu üç ila beş kaynaşık omurdan (kemik) oluşur. Omurganın tabanındaki bir kemik yapısı olan sakrumun altında yer alır. Birkaç tendon, kas ve bağ ona bağlanır. Oturduğumuzda hem koksiks hem de iskial tüberküller (pelvisin altını oluşturan iki kemik) ağırlığımızı taşır. Yetişkinlerin üçte ikisinin kuyruk sokumu düz bir şekilde aşağıyı göstermek yerine biraz kıvrılır ancak çok fazla kıvrılan bir kuyruk kemiği anormaldir ve bu durum ağrıya neden olur.
Kuyruk sokumu ağrısının şiddeti, hafif bir ağrıdan bıçaklanıyormuş gibi hissedilen şiddetli bir ağrıya kadar değişir. Bu ağrı haftalarca, aylarca ve bazen daha uzun sürebilir. Kuyruk kemiği ağrısına neden olan üç tür olay vardır:
Bunun yanında koksidinisi olanların üçte birinin nedeni bilinmemektedir.
Kuyruk sokumu ağrısı kalıcı değildir ve nadiren ömür boyu sürer.
Kuyruk sokumu ağrısı oldukça yaygındır. Kadınların kuyruk sokumu ağrısı geliştirme olasılığı erkeklerden beş kat daha fazladır. Yetişkinler ve ergenler, bu durumla çocuklardan daha sık karşılaşırlar. Obez kişiler, BMI (Vücut Kitle İndeksi) ölçeğine göre ideal kilodaki kişilere göre kuyruk sokumu ağrısı konusunda üç kat daha fazla duyarlıdırlar. Ayrıca çok hızlı kilo verenler de kuyruk sokumu ağrısı karşısında savunmasız olurlar.
Koksidini olarak adlandırılan kuyruk sokumu ağrısının belirtileri aşağıdakilerdir:
Koksidini ile beraber ortaya çıkabilecek diğer ilgili semptomlar şunlardır:
Fetüs büyüdükçe ağırlığı pelvik bölgesine baskı uygulayarak o bölgenin genelinde ağrıya neden olur.
Kronik koksidini rektal ağrının nedenlerinden biridir.
Kuyruk sokumu ağrısı, bir kadın adet gördüğünde genel olarak daha kötüleşir.
Doktor ilk olarak kişinin genel tıbbi geçmişini öğrendikten sonra düşme veya doğum da dahil olmak üzere yaşanmış olan son travmaları soracaktır. Ardından, belirgin bir kırık, şekil bozukluğu, kitle veya apse (enfeksiyon) olup olmadığını kontrol etmek için o bölgenin görsel muayenesini yapacaktır.
Kırık olup olmadığını kontrol etmek için:
İltihabı ve kordomayı (omurganın nadir görülen bir kanserli tümörü) kontrol etmek için:
Kuyruk sokumu ağrısı çeken çoğu insan herhangi bir tedavi görmeden iyileşir. Tedaviye ihtiyacı olanların %90'ının sadece evde uygulayabileceği tedavilere ihtiyacı vardır.
Kuyruk sokumu ağrısı için evde yapılabilecekler şunlardır:
Kuyruk sokumu ağrısı için ayakta tedaviler şunları içerir:
Cerrahi seçenekler şunlardır:
Bir koksigektomi operasyonundan sonra iyileşme süreci birkaç ay, hatta bir yıl sürebilir. Ne yazık ki kemik alınsa bile ağrının geçeceğinin bir garantisi yoktur. Bu sebeplerle bu prosedür son derece nadiren yapılır.
Depresyon, anksiyete ve siyatik gibi kuyruk sokumu ağrısı ile birlikte ortaya çıkabilecek diğer semptomlar da ele alınmalı ve tedavi edilmelidir.
Hamileyken kuyruk sokumu ağrısı çekilmesi normaldir. Ağrı uzun süre oturmaktan kaynaklanır ancak ayakta dururken ve yürürken de ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, büyüyen fetüsün kemiğe baskı yapmasıdır. Fizyoterapistler, uyurken yan tarafa uzanmayı ve bir kuyruk sokumu yastığına oturmayı önerirler. Her ikisi de kuyruk sokumundaki baskıyı azaltarak ağrıyı biraz olsun hafifletmeye yardımcı olacaktır.
Ayağa kalkmak ve dolaşmak kuyruk sokumu üzerindeki baskıyı hafifleterek ağrıyı azaltır.
Oturmak, araba kullanmak, eğilmek ve uyumak kuyruk sokumu ağrısını etkiler. Kuyruk sokumu ağrısı şiddetli vakalarda kişinin yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürür. Kuyruk sokumu ağrısını azaltmak için yan yatmak önerilir.
Bir kiropraktör, çok ileriye veya geriye doğru eğilen bir kuyruk sokumu kemiğinin yanlış hizalanmasını düzeltmeye yardımcı olabilir.
Kuyruk sokumu ağrısı riskini azaltmak için şunlar yapılabilir:
Kuyruk sokumu ağrısı hafif, şiddetli, bıçak saplanır gibi veya bunların arasında herhangi bir şiddette olabilir. Oturma pozisyonundan ayağa kalkıldığında, bağırsak hareketleri sırasında ve cinsel ilişkiye girildiğinde ağrı daha da artacaktır.
Bu ağrı genel olarak birkaç gün veya birkaç hafta sürer. Evde uygulanabilecek tedaviler ve önlemlerle bu süre azalabilir.
Kuyruk sokumu ağrısı rahatsız edicidir ancak kişiyi günlük aktivitelerinden alıkoymamalıdır. Bu ağrı kişinin gündelik hayatını etkiliyorsa bir doktordan randevu alınmalıdır.
Kuyruk sokumu ağrısı kişinin bir ömür boyunca birlikte yaşamak zorunda olduğu bir durum değildir. Evde tedavi önerileri takip edilmeli ve ayakta tedavi seçenekleri hakkında bir doktora danışılmalıdır.
Uzun süre oturulmamalı, ara ara ayağa kalkılmalıdır. Ara ara kısa bir yürüyüş veya birkaç hızlı esneme hareketi yapılmalıdır. Bisiklete binmeye bir süre ara vermek gerekebilir. Uyurken yan yatmak ve ayaklarınızın üzerinde daha fazla zaman geçirmek faydalıdır. Evde uygulanabilecek tedavileri uygulamak, ilaçları kullanmak ve bir doktorla iletişim halinde kalmak önemlidir.
Şiddetli kuyruk sokumu ağrısı birkaç hafta içinde düzelmezse bir doktora görünmek gerekir. Ayrıca evde uygulanan tedaviler işe yaramazsa yine bir doktordan yardım almak önemlidir.
Kuyruk sokumu ağrısı rahatsız edici olabilir ama geçicidir. Tedbirli olmak önemlidir. İlaçları belirtildiği şekilde almak, buz uygulamak, sıcak banyo yapmak, simit şeklinde bir yastık kullanmak ve oturmak yerine ayakta daha fazla zaman geçirip ayakları hareket ettirmek faydalı olacaktır. Bir doktora başvurmadan önce kuyruk sokumu ağrısının dayanılmaz hale gelmesine izin vermemek gerekir.