İçindekiler
Kız Kulesi, İstanbul’un simgelerinden biri olarak Boğaz’ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman yer bulur. Zamanında Damalis ve Leandros gibi isimlerle anılan bu kule, İstanbul’da aşkın ve zarafetin bir simgesi olarak aynı zamanda şehirde romantik bir aktivite yapmak isteyenlere ilham verir. Sevdiklerinle beraber burayı özel gün aktiviteleri için ziyaret edebileceğin gibi eski zamanların atmosferini hissetmek için de Kız Kulesi gezisi planlayabilirsin. Ancak bugünlerde kulede büyük bir tadilat yapıldığını söyleyelim. Güncel durumunu takip etmek için Kız Kulesi web sayfasını ziyaret edebilirsin.
Kız Kulesi, İstanbul’da yer alır. Üsküdar semtine bağlı Salacak açıklarındaki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş Kız Kulesi, İstanbul Boğazı üzerinde bulunur.
Kız Kulesi’ne gitmek için Üsküdar ve Kabataş üzerinden yapılan tekne seferlerine katılabilirsin. Üsküdar kalkışlı Kız Kulesi seferleri saatleri arasında her 15 dakikada bir yapılıyor. Kabataş-Kız Kulesi seferleri ise hafta sonu arasında her saat başı düzenleniyor.
İstanbul Uçak Bileti Ara
Kız Kulesi’nin tarihi milattan önceki zamanlara kadar uzanıyor. Tarihi kanıtlara baktığımızda kuleden ilk olarak MÖ yılında söz edildiğini görüyoruz. Atinalı Alkibiades tarafından inşa edilen kule, Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi almak amacı ile kullanılıyormuş. İstanbul, Roma hakimiyetine geçtikten sonra Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (I. Manuil) yapıyı taşlarla güçlendirip tam bir kule olarak tasarlatmış ve bir savunma binası haline getirmiş. Osmanlı zamanında bir kez daha restore edilen kule, mehter takımının gösterilerine sahne olmuş. Tarihi boyunca birçok kez harap olup tekrar restore edilen bu kule, günümüz itibarıyla Üsküdar’da Salacak açıklarında gidilebilecek bir kafe, müze ve restoran olarak hizmet veriyor.
Konu, tarihin en önemli şehirlerinden birinin en gizemli kulelerinden biri olunca ister istemez birçok efsane beraberinde geliyor. İşte, Kız Kulesi’nin başına gelen de bu. Şimdi bu efsanelerden bahsedeceğiz.
İlk efsaneye göre Bizans krallarından birinin kızı olmuş ve kız hakkında bir kehanet ortaya atılmış. Prenses, 18 yaşında bir yılan tarafından sokularak ölecekmiş. Bunu duyan kral, denizin ortasındaki adada bulunan kuleyi restore ettirerek prensesin yaşayabileceği bir alana dönüştürmüş. Prenses 18 yaşına gelince hizmetçilerin getirdiği bir üzüm sepetinin ya da prensese aşık olan genç bir subayın getirdiği çiçek sepetinin içine saklanan yılan adaya ulaşmış ve prensesi sokarak öldürmüş.
Anlatılan bir diğer efsane de şu: Battal Gazi, Selçuklu dönemlerinde Üsküdar tekfurunun kızına aşık olmuş. Bu durumu istemeyen tekfur, kızını Kız Kulesi’ne hapsetmiş; ama Battal Gazi’yi kim tutabilir? Bir kurtarma macerasından sonra aşıklar kavuşmuş.
Antik Yunan zamanlarında İstanbul Atinalıların elindeyken buraya Chares isminde bir amiral ya da Kharis isminde bir kral gelmiş. Makedon Kralı I. Filip tehlikesine karşı gönderilen bu amiralın / kralın eşi, İstanbul’da vefat etmiş. Amiral Chares / Kharis çok üzülmüş ve bugün Kız Kulesi olarak bildiğimiz yere dillere destan bir anıt mezar yaptırmış.
Yunan mitolojisinden gelen bir efsane daha var, ama bu aslında başka bir efsanenin kuleye uyarlanmış ve yıllar boyunca yanlış bir şekilde dilden dile dolandırılmış hali. Denilenlere göre kulenin bugün bulunduğu yerde Afrodit tapınaklarından biri bulunuyormuş ve burada Hero adında bir rahibe yaşıyormuş. Leandros isimli bir genç, rahibeye aşık olmuş ve her gün karşı kıyıdan, tapınağın bulunduğu adaya yüzüyormuş. Hero, Leandros yolunu kaybetmesin diye adada ateş yakarmış. Fırtınalı bir günde ateş sönmüş, Leandros yüzerken yolunu kaybetmiş ve boğularak ölmüş. Biricik aşkının öldüğü duyan Hero da buna dayanamayıp intihar etmiş. Bu hikayenin aslı ise Çanakkale Boğazı’na dayanıyor. Leandros aslında Abydos (Eceabat) bölgesinden Sestus’a (Çanakkale) yüzüyormuş.
Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine aşıktır derler. Birini gördükten sonra diğerini görmemek olmaz! Üsküdar kalkışlı vapurlar üzerinden Beşiktaş ya da Kabataş’a geçtikten sonra keyifli bir yürüyüş ile Galata Kulesi’ne gidebilirsin. İstanbul’u semt semt gezmeyi planlıyorsan İstanbul Şehir Rehberi yazımıza mutlaka göz at
Kız Kulesi ziyaret saatleri arası. Yazının başında da belirttiğimiz gibi şu an Kız Kulesi büyük bir tadilattan geçiyor. Tadilat bitince güncel bilgilere göre ziyaretini gerçekleştirebilirsin.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Galata Kulesi Hikayeleri: Bir İstanbul Masalı
yazımıza geçebilirsin.
Kyzikos'taki deniz zaferinden sonra, MÖ 'de Atinalı general Alkibiadis, muhtemelen Karadeniz'den gelen gemiler için Üsküdar'ın önündeki küçük bir kaya üzerine özel bir istasyon inşa etti.[2]
Üsküdar'ın sembolü hâline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. MÖ 24 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
'da Bizans İmparatoru I. Aleksios, taş duvarla korunan ahşap bir kule inşa etti.[2] Kuleden Konstantinopolis'teki Mangana semtinde (tarihi yarımadada bir mahalle) dikilmiş başka bir kuleye uzanan bir demir zincir gerildi.[2] Adacık daha sonra su altı kalıntıları hala görülebilen bir savunma duvarı ile Asya kıyısına bağlandı.[2] 'te İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethi sırasında, kulede Venedikli Gabriele Trevisano tarafından yönetilen bir Bizans garnizonu bulunuyordu.[2] Daha sonra yapı, Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanlı Türkleri tarafından gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır.[2]
İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise gösteri platformundan savunma kalesine, sürgün istasyonundan karantina odasına kadar birçok işlev yüklenmiştir. Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir.
Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayet bulunmaktadır. Antik Çağ'da arkla (küçük kale) ve damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da "Tour de Leandros" (Leandros'un Kulesi) ismi ile ünlenmiştir. Şimdi ise Kız Kulesi ismi ile bütünleşmiş ve bu ismi ile anılmaktadır.
Çok eski geçmişi olan Kız Kulesi, bir zamanlar Boğaz'dan geçen gemilerden vergi alınmak maksadı ile kullanılmıştır. Kule ile Avrupa yakası boyunca büyük bir zincir çekilmiş ve gemilerin Anadolu yakası ile Kız Kulesi arasından geçişine (O zamanlar gemi boyutları küçük olduğu için geçebilmekteydi.) izin verilmiştir. Bir süre sonra kule, zinciri taşıyamamış ve Avrupa yakasına doğru yıkılmıştır. Kuleden suyun içine bakıldığında yıkıntıları görülmektedir.
Kule depreminde yıkılmış, yeniden inşa edilmiş ve 'de yanmıştır.[2] Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından imar emri verilmiş ve yeni bina deniz feneri olarak kullanılmış; çevre surlar ve yıllarında onarılmıştır. Sonunda 'te kule daha dayanıklı taştan yeniden inşa edildi.[2] 'dan itibaren karantina istasyonu olarak kullanılmış ve 'de Sultan II. Mahmud tarafından yeniden restore edilmiştir.[2] 'te, kuleyi yamama sırası liman yönetimine geldi.[2] Daha sonra 'de tekrar restore edildi, kısa bir süre önce James Bond filmi Dünya Yetmez'de yer aldı.