kızıldeniz in yarılması / Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i geçişinin sırrı

Kızıldeniz In Yarılması

kızıldeniz in yarılması


Kur’an-ı Kerim’de bir kaç yerde anlatılan bu olaylarda Kızıldeniz adı geçmez. Deniz olarak ifade edilir. Ben de Kur’an&#;a sadık kalarak denizden geçip kurtulmalarının nasıl olduğunu, müteşabih olarak anlatımını ve DETAY ların verilmesini, bu yüzyılda örneğinin olup olmadığının araştırmasını anlatacağım.

Şuara suresi

Bismillahirrahmanirrahim

52 Musa’ya: Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü takip edileceksiniz, diye vahyettik.

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:

&#;Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattir.&#;

&#;(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.&#;

&#;Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatiz.&#; (diyor ve dedirtiyordu).

Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden pınarlardan, çıkardık.

Hazinelerden ve değerli bir yerlerden.

Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.

Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler

İki topluluk birbirini görünce, Musa&#;nın adamları: İşte yakalandık! Dediler

Musa: Asla! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir.

Bunun üzerine Musa&#;ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik deniz derhal yarıldı, her bölük koca bir dağ gibi oldu.

Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık.

Sonra ötekilerini suda boğduk.

Ayrıca Taha suresi 77&#; 78 ayetlerde bu olaya yer verir

77 Andolsun ki biz Musa&#;ya: Kullarımla birlikte geceleyin yola çık da (size) yetişilmesinden korkmaksızın ve (boğulmaktan) endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç, diye vahyetmiştik.

Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

Yukarıda okuduğumuz bu iki surede dikkat edilecek husus: Yüzlerce yıl sonrakilere ışık tutmak adına özellikle DETAY dır:  gece yola çıkın  emri. Gece&#;. ay ve med-cezir (yani ayın çekim gücü)&#;..

Musa, toplumuyla deniz kenarına varınca gidecek yolları kalmadığı zannedilirken Musa asasını denize doğru uzatır ve sular çekilmeye başlar. İki tarafa ayrılan sular orada yürünmeye elverişli bir yol açılır. Bu yoldan hızla geçmeye başlayan bu topluluk denizin diğer tarafına geçmeye az kalmasına yakın arkalarından Firavun askerlerinin yetiştiği haberi gelir. Daha evvelde zaman zaman suların çekildiğini ve uzunca zaman sonra geri geldiğini bilen Firavun suların kısa zaman sonra gelmeyeceğini sanır ve çok hızlı hareket ederlerse karşı kıyıya ulaşabileceğini ve Musa ile kavmine ulaşabileceğini düşünerek hızla atını ve askerlerini oraya doğru sürer. Ancak. Tam denizin ortasına geldiklerinde (ayın çekim gücü) azalmış ve sular hızla geriye gelmeye başlar. Bir anda ortaya çıkan Fırtınada suları inanılmaz derecede azgınlaştırarak hızla karaya doğru atmaktadır. Ne öne ne de arkaya kaçma fırsatı bulamayan Firavun ve askerleri sular altında kalarak can verir. Artık öleceğini anlayan Firavunda son anda Musa’nın Tanrısına inandım der fakat iş işten geçmiş ve Allah son anda yani ölüm anında edilen tövbeyi kabul etmediğini ondan sonraki ayette açıklayarak ileriki yüzyıl insanlarına da mesaj göndermiştir.

Geleneksel tefsir ve efsanelere göre bu olay Kızıldeniz’de geçmiştir. Hatta oradan geçtiği tahmin edilen bir yere tarihi bir at arabası tekerleği konarak hatta üzerine belgeseller çekilmiş olan bu olayın gerçek olduğuna ve gerçekten orada olduğuna insanlar inandırılmışlardır. Fakat KUR’AN yer ismi belirtmez. Şimdi suların dağlar gibi kabarması, rüzgârın hızı hesaba katılmazsa Kızıldeniz’de böyle bir med cezir olma ihtimali zayıf kalıyor. Çok kuvvetli rüzgârlarla bu olayın sadece Musa’ya ait ve bir kere oldubitti olma ihtimalini göz önüne alırsak, Bu görüşte ileriki yüzyıllara delil olma açısından zayıftır.

Ancak bu olayın (med-cezir) in daha evvelce de gerçekleştiğini düşünüp, Firavun bu yüzden ordusunu buraya sürdü diye düşünürsek. Denizdeki bu git- gel- lerin daha sonraları da yaşanması gerekmektedir. Koca gemilerin üzerinde sefer yapmasını düşünürsek, böyle bir ihtimalin az olduğu yani bu olayın Kızıldeniz’de gerçekleşmesinin delilinin az olma ihtimalini doğuruyor. Bu arada başka noktalara da dikkat çekmek istiyorum:

1- Geleneksel öğreti ve efsaneye göre denizin kenarına gelen Musa, Asasını uzatır ve sular kaynayarak ikiye ayrılır. Aşağıdaki resme dikkatle bakmanızı ve Hz. Musa ile ilgili çekilen filmlerde ve anlatılarda bu sahneyi seyrederken neyi düşünmediğimizi görelim:

Bir an bu resimdeki olayın gerçekleştiğini düşünelim. İnanan Musa ve kavmi açısından bu olay Allah tarafından gerçekleşiyor ve o suyu o güçte tutan KUVVET in Allah’ın gücü olduğunu düşünmeleri normal. Çünkü doğa yasalarının ihlal edildiği bir sahne ve bu suları böyle tutan bir GÜÇ olmalı ve bu güç Allah.

Şimdi de arka plandaki Allah’a inanmayan Firavun ve ordusunun gözüyle bakalım ve sorgulayalım. Milyarlarca ton suyu iki taraftan havada tutan ve ortada kuru bir yol açan KUVVET nedir? Allah’a inanmayan Firavun ve ordusu bu KUVVET i sorgulamadılar mı?

İşte bu yüzyılda bu sahneleri seyrederken bizimde sorgulamadığımız şey budur. Tam ölürken Musa’nın Tanrısına inandım diyen bir Firavunun böyle doğaüstü bir KUVVET i görünce hemen secde edip yere kapanması gerekmez miydi? En azından korkup kaçardı. Neden o suların arasına girsin? Allah’ın Elçisi olduğu halde Allah la ilk konuşmasında asanın yılan olması ile korkup kaçan Musa’ya bakın bir de bu olaydaki Firavun ve askerlerine… İnsanın ve tabiatın doğasına aykırı bir olay gerçekleşiyor fakat firavun: Aman sende deyip askerleri ile oraya atılıyor. Bu ne kadar mümkün?

2- Gece yola çıkıldığı ile ilgili ince bir ayrıntı daha:  Hz. Musa ve kavmi sular çekilip de ortada bir yol açılınca hızla karşı karaya doğru hareket ederler. Karşı kıyıya varmalarına yakın, firavun ve askerlerinin hızla kendilerine doğru gelmekte olduğunu arkadaki bir kaç gözcü haber verir. Bu olaylar 10 dakikada gelişmiş olaylar değildir. On binlerce insan, at eşek belki de at arabaları ve eşyalarla birlikte küçük çocuklar ve bebeler düşünülürse ve arkanızdan sizi öldürmeye gelen Firavun ve askerlerinin olduğunu düşünürseniz gerçekten uzun ve meşakkatli bir yolculuk olduğunu da kabul edersiniz. Gözcünün bildirmesi ile daha da hızlanan Musa ve kavmi artık karşı kıyıya varmalarına az kalmıştır.

O arada da Firavun o bölgede suların çekildiğini bildiği ve uzun zaman, sular geri gelmediği için ( ya da gecenin karanlığında o yolu da normal kara yolu sandığı için) hızla o yöne atılır fakat ortaya geldikleri Anda sular geri gelir ve firavun askerleri ile beraber ölür. Musa ve kavmi ise Karaya ulaşmış ve arkasında Firavun ordusunun geldiğini düşünerek hızla uzaklaşmaktadır. Gecenin karanlığında ve onlardan uzakta olmalarından dolayı Firavun ve askerlerinin öldüklerinden haberleri yoktur.

Geleneksel öğreti doğru olsa ve suları öyle tutan O GÜÇ ü gözleriyle gördükleri halde Musa, Tura çıkınca altın bir heykel yapıp ona taparlar mıydı? Musa ve yanındakilerde suyun çekildiğini gördüler ve oradan kurtuldular fakat bunun bir MUCİZE olduğunun o an farkında bile değillerdi. Sıradan doğa olaylarının gerçekleştiğini görüp hiç önemsemediler.

Peki, bu olaya benzer, yani suların çekilmesi ile ortaya çıkan bir kara parçası var mı? Güney Kore’de Jindo adasında her yıl buna benzer bir olay gerçekleşiyor. Ayrıca dünyanın birçok kıyı sahillerinde gel-git olayı yaşanıyor ve bazen karadan kilometrelerce ileriye suların çekildiği yaşanan ve bilinen gerçeklerdir.

Allah’ın SÜNNETİNDE (Sünnetullah) ASLA BİR DEĞİŞİKLİK GÖREMEZSİNİZ.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

İki Rus matematikçi, Hz. Musa`nın Kızıl Deniz`i `ortadan ikiye` ayırmasının bilimsel olarak mümkün olduğunu kanıtladı. Rus bilim adamlarına göre Hz. Musa`nın denizi yararak yol açma mucizesi şöyle gerçekleşti.
Rus bilim adamları, Kur`an-ı Kerim`de anlatılan Musa Peygamber`in Kızıl Deniz`i yararak yüz binlerce Yahudi`yi Firavun`dan kurtarmasının bilimsel olarak mümkün olduğunu ispatladı.

Matematikçiler Naum Volzinger`le Aleksey Androsov, mucizeye yol açabilecek koşulları inceledi ve çarpıcı sonuçlara ulaştı.

Moscow Times gazetesi, iki bilim adamının Rusya Bilimler Akademisi bülteninde yer alan araştırmasına ayrıntılı şekilde yer verdi.

Haberde Volzinger, altı ay süren araştırmanın başlangıç noktasını, Kızıl Deniz`deki dev bir kayalığın oluşturduğunu söyledi.

Bunun ardından iki Rus matematikçi, kayalığın su seviyesi üzerinde kalmasını sağlayacak fırtınanın şiddeti ve rüzgârın hızını belirlemeye çalıştı.

Sonuçta, hızı saniyede 30 metreye ulaşan rüzgârın, denizin çekilerek kayalığı su seviyesinin üzerinde tutmasını sağlayabileceği anlaşıldı.

Volzinger, bu durumda sayıları bini bulan Yahudi`nin 7 kilometre uzunluktaki kayaları izleyerek dört saatte karşı kıyıya ulaşabileceği sonucuna vardıklarını anlattı ve Yahudilerin geçmesinden yarım saat sonra kayaların yeniden sular altında kaldığını ve onları takip eden Mısırlıların boğulduğunu söyledi.

İstanbul (Milliyet)  

seafoodplus.info?PW=3&NewsID=&CatID=10’den alınmıştır.

İstanbul -
seafoodplus.info


ÜstAna sayfae-mail

kaynağı değiştir]

Ana maddeler: Çıkış (Tevrat) ve Çıkış durakları

Tevrat'ın 2. kitabı olan Çıkış'a göre Musa, İsrailoğulları ile birlikte Mısır'dan kaçarken Kızıldeniz'e asası ile vurmuş, deniz ikiye yarılmış, İsrailoğulları karşıya geçtikten sonra grubu takip eden Firavun ve askerleri üzerlerine kapanan denizin altında kalarak boğulmuşlardır. Anlatı Kur'an'da da benzer şekilde tekrarlanmaktadır.

Bir başka görüşe göre ise, bu denizin adı Tevrat'ta Yam Suf ("Sazlıklar Denizi") olarak geçer ve bu İngilizcede "Sea of Reeds" veya "Reed Sea" olarak okunur.[1] Zamanla bu deyişin bozulup "Red Sea" (yani Kırmızı/Kızıl Deniz) olarak kullanılmaya başlandığı da kabul edilen görüşler arasında bulunur.[2]

Sınırı olan ülkeler[değiştir kaynağı değiştir]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir