l sistein ekmek / Gıda » Makale » Bazı Katkı Maddelerinin Ekmek Özellikleri Üzerine Etkisi

L Sistein Ekmek

l sistein ekmek

Ekmekte iştah kaçıran madde

Hamurun daha rahat işlenmesi için unlu gıdalarda domuz kılı yada insan saçından elde edilen katkı maddelerinin kullanıldığı belirtiliyor. Bunlardan biri de son zamanlarda özellikle ekmekte kullanılan domuz katkı maddesi olan 'L-sistein' (L-cysteine). Bu maddenin Çin'de üretilip, diğer ülkelere ihraç edildiği kaydediliyor. E920 koduyla bilinen L-sisteinin genelde kanatlı hayvanlar, insan saçı ve domuz kılından elde edildiği biliniyor.

Zaman zaman gündeme gelen gıdalardaki skandallar konusu tüm dünyada giderek önem kazanıyor. Gün geçmiyor ki, sütlü, unlu, şekerli ürünler ile çay, yağ ve daha nice ürünlerle ilgili sağlık skandalları haberleri gündeme gelmesin. Bunlarda biri de son zamanlarda özellikle ekmekte kullanılan domuz katkı maddesi olan 'L-sistein' (L-cysteine). Sağlığımızı tehdit eden bu maddeler, birçok hastalıklara da davetiye çıkartıyor.

Hamurun daha rahat işlenmesi için başta ekmek olmak üzere hammaddesi insan saçı ve domuz kılı olan "L-sistein" adlı katkı maddesinin kullanılması tepki çekiyor.

Aslında hamurun asidini artırmak, su kaldırma oranını yükseltmek ve bayatlamasını geciktirmek için hamura çok fazla katkı maddeleri katılıyor ancak, L-sistein maddesinin katılması, herkesin iştahını kaçırıyor. Ürünlerin içinde ne gibi katkı maddelerinin kullanıldığını gösteren etiketlerin olmaması ise tüketicilerin en çok endişe duyduğu bir durum.

YÜZDE 90'I ÇİN'DE ÜRETİLİYOR

Bu maddenin Çin'de üretilip, diğer ülkelere ihraç edildiği kaydediliyor. E920 koduyla bilinen L-sisteinin genelde kanatlı hayvanlar, insan saçı ve domuz kılından elde edildiği biliniyor.

Halkın artan talepleri doğrultusunda, gıda şirketlerinin, gıdalarda hayvansal kaynaklı olmayan L-sisteini istedikleri kaydediliyor.

Dünyada, Müslümanlar, Yahudiler ve vejetaryenler genelde pahalı da olsa sentetik olarak üretilen L-sisteini tercih ediyor.

2011'de öncü bir aminoaist üretici şirketi, Çinli tedarikçi firmasından aldığı resmi açıklamaya göre, sisteinin ana kaynağının ördek tüyü yada insan saçı olduğunu açıklamıştı.

Başka gıda maddeleri şirketinin bir ürün yöneticisi ise Ağustos 2010 yılında yaptığı açıklamada, "Bugün L-sisteinin ana kaynağı insan saçı ve ördek tüyleri değil, domuz kılıdır' demiş ve bu maddenin yüzde 90'ının Çin'den temin edildiğini belirtmişti.

BBC ve VRG'nin konuyla ilgili haberlerine göre, bir başka gıda uzmanı ise bugün L-sisteinin ana kaynağının insan saçı olduğunu, bunun tedarikinin az olması durumunda ise destek olarak ördek tüyü yada domuz kılı kullanıldığını ifade etti. Aynı yetkili, sisteinin daha ucuz olması nedeniyle Hindistan ve Çin'in tercih edildiğini dile getirdi.

Jinqiang isimli Çinli berber, kesilen saçların toplanarak satıldığı haberlerini duyduğunu, fakat kendisinin hiçbir zaman kesilmiş saçlardan satmadığını söyledi. Kısa saçları toplayıp çöpe attıklarını dile getiren Jinqiang, uzun saçları ise müşterilerden izin alarak kendi berber salonunda kullandıklarını ifade etti. Bazı bayan müşterilerin kesilmiş uzun saçlarını toplatıp götürdüğüne dikkat çeken Çinli berber, izin veren bayan müşterilerin saçlarını takma saç olarak hazırlayıp, diğer bayan müşterilere sattıklarını kaydetti.

ekmeksl-sisteine

Evet başlık uzun. Ama daha kısası durumu açıklamaz.

Twitterda bir kullanıcı (@rabiabasol) benim atladığım ancak kendisinin dikkat ettiği bir konuyu gündeme getirdi, hatırlattı. “bırakın ilaçları, her gün tüketilen ekmek unlarında domuz kılı yada insan saçından elde edilen bir madde var.” dedi.

Daha önce Elevit ve domuz ilişkisi ile ilgili araştırmış ve “evet var” sonucuna ulaşan bir insan olarak, ekmekte de sırf para için bu yapılmış olabilir diye içimden geçirdim. Araştırmak şart oldu.

Öncelikle bu iddiayı ortaya atan kişi olan Mehmet Ali Bulut ne demiş onu şuradan okuyalım http://www.haber7.com/genel-saglik/haber/1082983-yedigimiz-ekmegin-ununda-insan-kili-skandali

Daha sonra sanırım Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen bir programda cevap vermiş ancak Mehmet Ali bey için bu cevaplar yetersiz kalıyor ve bir yazı daha patlatıyor.http://www.haber7.com/yazarlar/mehmet-ali-bulut/1086571-turkiyenin-ununda-kil-yokmus

Bu 2 yazıda can alıcı noktalar özet olarak şunlar;

– Siz hiç bir çuval beyaz un gördünüz mü? Gördüyseniz, üzerindeki yazıları okudunuz mu? Eğer okumuş olsaydınız şöyle bir ifade ile karşılaşacaktınız: Miksedilmiş un… Kül: % bilmem şu kadar. Protein: % bilmem bu kadar. Un: % bilmem ne kadar. Un’a kül niye katılır, protein niye katılır bunu -muhtemelen- fırıncılardan başkası bilmez! Peki, o protein adı altında hepimize insan saçı, domuz kılı yedirildiğini söylersem ne dersiniz? Mideniz bulandı değil mi?

– Evet, unun içinde, kıvam almasını, çabuk yoğurulmasını ve ekmek pişerken içinin de rahat pişmesini sağlamak için mutlaka bir miktar L-cystein katmaları gerekiyormuş. Öyle diyorlar. O yüzden de fabrikalar unu miks ederken bu aminoasidi de katıyorlarmış… Tabii ki size L-cystein demiyorlar. Ne diyorlar? E 920, E 921, E 910! Bunların ne olduğunu söylemiyorlar. Bunlar işte size sözünü ettiğim o aminoasit. Siyah saçlı insanların baş kılı, domuz kılı ve kaz-ördek tüyünden yapılan bir katkı maddesi.

– Bugün bu maddenin en büyük üreticisi Çin (% 90)! Çin’de siyah saçlı erkek çok… L-cystein de en çok siyah saçlı insanın kılında bulunduğu için berber atıkları bu iş için kullanılıyor. Daha kolay elde edildiği ve ucuz olduğu için…

– Avrupa Birliği Ülkeleri, Amerika, Kanada ve tabii Türkiye’de fırınlar, maalesef insan saçından üretilen L-cycteinkatılmış unkullanmaktadır. Hâlbuki Endonezya’da sentetik malzemeden üretim yapılmakta. Müslümanlar için insan saçından yapılan katkı maddesi kesin olarak haramdır ve uzak durulması gereken bir şeydir… L-cyctein aminoasidi, pekâlâ kaz ve ördek tüyünden, sığır boynuzundan da üretilebiliyor. Sadece biraz daha pahalıya geliyor…

– Mevzuata uygunluğun aynı zamanda ‘dini teamüllere uygunluk’ anlamına gelmez. Bizim mevzuatımızın materyalist batının, yani özellikle -domuz  etini mubah sayan/ hatta  yer yer dayatan- AB mevzuatının tercümesi olduğunu biliyoruz.

– Bir mamulün haram olup olmaması Tabipler Birliğini ne ilgilendirsin? Onun alanı sağlık!.Canı kurtarmak için haram olan bir maddeyi de bir tabip kullanabilir.  Nitekim sağlık alanında haram olan domuzdan yararlanıldığı biliniyor. Ama o zaruret halidir. Sizinkisi ise keyfi! Siz nimet üretiyorsunuz. Dinin hükümlerini de gözetmek zorundasınız!

– Eğer biraz zahmet edip(http://www.vrg.org/blog/2011/03/09/l-cysteine-in-bread-products-still-mostly-sourced-from-human-hair-duck-feathers-hog-hair/) veya(http://foodaries.com/2011/06/l-cysteine-in-your-food-comes-from-human-hair-and-duck-feathers/) herhalde kendi ürettiğiniz una kattığınız E 920, E921 ve E910 içeriklerini öğrendiğinizde siz de yemeyeceksiniz, eminim!

– Sık sık yurt dışına çıkarım. Oralarda üzerinde  ‘helaldir’ diye yazan veya “kosher”  ürün olduğunu gösteren bir işaret gördüğümde çekinmeden yiyebiliyorum. Ama bu ülkede üzerine bir de yemin billah koysalar şüphem geçmiyor.  Neden biliyor musunuz???

– İşte gıda hammaddesi sağlayan siteni konu hakkındaki dokümanıhttp://www.hammaddeler.com/index.php?view=article&catid=35%3Aaminoasitler&id=46%3Asistein&format=pdf&option=com_content&Itemid=281Bu da satışı  http://magaza.hammaddeler.com/Sistein,LA_5836-2.html#labels=5836-2

Araştırmaya başlamadan önce Mehmet Ali beyin yazdıkları ile ilgili bir kaç düşüncem var;

1- Bu müthiş ve gerçekten mide bulandırıcı olduğu kadar dehşet verici iddiaların özellikle Endonezya kısmına daha araştırmadan katılabilirim. Çünkü Elevit ve domuz ilişkisini araştırırken Endonezyada ilaçlar ile de ilgili müthiş bir denetim ve dikkat olduğunu okudum defalarca.

2- Kesinlikle mevzuata uygunluğun dine uygunluk olmadığına katılıyorum ve ekliyorum Diyanet İşleri Başkanlığının dahi bu ve benzeri işlerle ilgilenmediğini Elevit ve domuz ilişkisini araştırdığım yazılarımda kendi verdikleri cevap ile kanıtladım.

3- Mamulün haram olup olmaması Tabipler Birliğini ne ilgilendirir, onlar can kurtarıyor fikrine ise katılmıyorum. Eğer Müslüman bir ülkeyiz (!) diyorsa buna uygun refleksleri olacak kurumların. Tabipler demiyorsa Diyanet uyaracak alternatifi var pahalı da olsa onu kullanın diye veya başka bir kurum kurulacak bu iş için. Ben vatandaşım, talep ederim. Çözümü ise yöneticiler bulacak, bulamıyorsa vebali var. Artık teknoloji gelişti ve belki de her ilacın alternatifi var zaruriyet diye bir şey kalmadı günümüzde. Burada Mehmet Ali bey yanılıyor.

4- Yurtdışında (ingiltere ve İspanya için net konuşabiliyorum bu konuda)  helal ürün veya %100 vejeteryan ürünlerde belirli ibareler var. Bu konuyla ilgili söylediğinde haklı. Ülkemizde bu tip bir dert yok nedense? Devlet kendini ileriyi taşımak isterken bunu sadece en baştakiler ile yapmaya çalışıyor ve bu da en başta yer alan kişi ve kurumları yıpratıyor. Diğer kurumlar da eğer gelişen ve yenilnenen Türkiye fikrini hazmedip buna uygun ar-ge yapar, düzenleme yapar gelişirse ancak o zaman rahatlar ülke.

————————————————–

Şimdi tüm konuları araştıralım.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Türkiyede etiketleme ve gıda katkı maddeleri yönetmeliği acilen ve dikkatli bir şekilde gözden geçirilerek yenilenmelidir. Konuyla bağımsız bir örnekte bahsedeyim (bu örnek elevit araştırmamda da gündeme gelmişti, ilgili yazılarda da var). Türk Gıda Koteksi Etiket Yönetmeliği’nin 8. maddesinde şöyle diyor: “i- Hacmen %1,2den fazla alkol içeren içeceklerde hacmen gerçek alkol miktarının etiketlenmesi zorunlu.” Peki %1,2 değil de %1,199 olduğunda neden etiketlenmesi zorunlu değil, %0 alkol tüketmek isteyen bir insan neden bunu içeceğin üzerinde göremiyor. Devlet benim yerime, benim %1,2lik alkol düzeyini bilmem gerektiğini ama daha aşağısı olduğunda bilmese de olur kararını nasıl verebiliyor? Verememeli. Kısacası bir çarpıklık varsa bu yönetmeliklerden, kanunlardan ve denetimsizlikten başlıyor, sonrasında para gözünü bürümüş, maliyetten kaçınmanın temelinin ar-ge olduğunu bilmeyen üreticiler tarafından dalga dalga yayılıyor ve artarak devam ediyor.

Elbette araştırmaya başlayacağımız yer belli; L-Cystein veya yönetmeliklerimizde geçen hali ile L-sistein veya kodu ile E 920 nedir?

Sistein bir amino asit. Özelliği insan vücudu tarafından biyosentez edilebilmesi. yani doğal yollarla sentezlenebilen bir amino asit bu. Doktor değilim, ben de araştırdığımı okuduğumu, öğrendiklerimden süzdüklerimi yazıyorum. Amino asit denilen şey de proteinleri oluşturan yapılar.

Peki bu sistein nasıl elde edilir?

Mehmet Ali beyin vermiş olduğu linkler haricinde şöyle bir internette dolaştığınızda dahi, çeşitli dünyaca tanınmış ve araştırmadan haber yapamayacak sitelerde de bu ürünün nasıl elde edildiğine dair bu istemediğimiz bilgilerin doğrulandığını görebilirsiniz. Yani L-sistein bitkisel veya sentetik olarak üretilebildiği gibi, hayvansal ki buna insan ve domuz da dahil üretilebiliyor. Az maliyetli olan insan saçı ve domuz kılı tercih.

(Burada eklemek istiyorum yine twitterdan (@drcenkozden) bir uyarı geldi bu konu ile ilgili. Maliyet bir sebep olabilir ama asıl nedenlerden birisi de doku uyumuymuş. Biraz bakındım konuya tam eğilemedim ama bu uyum nedeniyle daha önce kalp kapakçığı ameliyatlarında domuzdan elde edilen kapakçıklar kullanılıyormuş ve domuzlardan, insanın düzenleyici proteinlerinin üretimini yapmak da daha uygun oluyormuş.)

Devam edelim Forbes dergisinden Jeniffer Cohen “yediğiniz mide bulandırıcı/iğrenç 6 şey” listesinde sisteinin insan saçından üretildiğini doğrulayıcı bir bölüme yer vermiş. http://www.forbes.com/sites/jennifercohen/2012/04/03/6-disgusting-things-youre-eating-and-you-dont-even-know-it/2/ Burada şöyle diyor;

“5. Bread

Many commercial types of bread are devoid of nutritional value and contain a ton of sugar, so I’d recommend cutting back anyway. But they also contain a softening agent known as L-Cysteine.

Ick factor: L-Cysteine is made from HUMAN HAIR! Wonderbread is people! Kidding, but not about the human hair. The other source for L-cysteine is duck feathers. If you still want bread, read your labels and avoid all softening agents (and make sure it’s whole grain.)”

Yani;

“Ekmek besin değeri açısından boş ve tonlarca şeker içeren bir yiyecek, dolayısıyla yememenizi öneririm. Fakat içinde bir de L-Cysteine bulunduruyor. L-Cysteine ise İNSAN SAÇINDAN üretiliyor! Diğer bir kaynak ise L-Cysteine için ördek tüyü. Eğer hala ekmek yiyeceksiniz, içeriğini iyi okuyun ve yumuşatıcı ajanlardan (aminoasitler vs) kaçının (bütünüyle tahıl olduğundan emin olun).”

Mehmet Ali Beyin konuyla ilgili katıldığı bir TV programında bahsettiği Vejeteryanların sitesi http://www.vrg.org/blog/2013/04/22/information-about-l-cysteine/ de yine ürünle ilgili olarak daha önce bir gazeteci başvurmuş ve bilgi istemiş soru-cevap şeklinde geçen bu yazıda özetle;

“The major commercial sources of L-cysteine today are Chinese and Indian avian feathers and human hair. Hog’s hair as a source is likely when the hair/feather supply is low. Because the industrial plants needed to extract L-cysteine exist in China, most of the extraction is done there (i.e., it’s too costly for companies to ship feathers/hair and extract it here when the feathers, hair and industrial plants are already there).

Dark hair is richer in L-cysteine than light hair. Although there is no technical difference between L-cysteine derived from feathers versus that derived from human hair, industry sources have told us that human hair-derived L-cysteine is considered better and preferred in Europe.  “

Yani;

“L-cysteinein üretim kaynağı Çin ve Hindistan kuş tüyleri ve insan saçı. Domuz kılı, saç ve tüy stokları azaldığında kullanılmakta. Çin bu üretimde oldukça ön planda. Firmalar için saç ve tüyleri taşımak maliyetleri arttırdığından endüstri Çinde.

Koyu renkli saç L-cysteine açısından açık renkli saçlara göre daha zengin. Teknik açıdan da tüylerden elde edilen ile insan saçından elde edilen arasında bir fark yok, hatta ilgililerden aldığımız bilgilere göre insan saçından elde edilen L-cysteine daha iyi olarak değerlendirilmekte ve Avrupada tercih edilmektedir.

Bununla bitmiyor.

“According to the CFR (http://www.accessdata.fda.gov/scripts/cdrh/cfdocs/cfcfr/CFRSearch.cfm?fr=101.4) under paragraph 18, L-cysteine is listed on labels, usually in a parenthetical expression after the term “dough conditioner.” However, it need not be listed if L-cysteine is an ingredient used to make other ingredients which are in a final product. For example, L-cysteine used as a “reaction flavor” (http://askfsis.custhelp.com/app/answers/detail/a_id/465/related/1 see #7) need not be labeled.”

Yani;

“Amerika Birleşik Devletleri’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı gıda, diyet eklentileri, ilaç, biolojik medikal ürünler, kan ürünleri, medikal araçlar, radyasyon yayan aletler, veteriner aletleri ve kozmetiklerden sorumlu bürosu FDA tarafından yayımlanan CFR (Code of Federal Regulations)18. maddesinde L-cysteine parantez içinde “hamur hacimleyici/uygun duruma getirici” olarak belirtilmektedir. Eğer L-cysteine son ürünü ortaya çıkarabilmek için kullanılan bir yan ürünse içindekiler kısmında listelenmeyebilir. Örneğin: “L-cysteine tepkileyici/reaksiyon düzenleyici” şeklinde belirtilmesine ihtiyaç yoktur.”

Burada, Elevit ve domuz ilişkisin araştırdığımda Sağlık Bakanlığının bana vermiş olduğu cevap birebir örtüşüyor. Sağlık Bakanlığı bu tip tepkimeye giren yan ürünlerin içindekilerde belirtilmesinin gerekmediğini, kanunen ihtiyaç olmadığı ve onların da bunu araştırmadığını söylemişti.

Mehmet Ali Bey’in domuzu rahatlıkla tüketen Avrupa ülkelerinin mevzuatlarını kullanıyor olduğumuz ile ilişkin yazdığı satırların doğruluğunu da istemesek de ispatlamış oluyoruz. Kendi ülkemiz özelinde sahip olduğumuz ve kendimize göre düzenlediğimiz bir durum değil. Bu da detaylarda kaybolmamızı ve detaylarda gizli olan şeytanı görmeden ne yiyip içtiğimizi bilmememizi sağlıyor.

Mehmet Ali Bey’in yazmış olduğu bir şey daha doğrulanıyor. Kesinlikle ve kesinlike bizim kanun ve yönetmeliklerimiz dışarıdan aşırma olduğu için, hiçbir şekilde kanuna uygunluk dine uygunluk manasına gelmiyor. Böyle olması gerekmiyor da diyen olabilir. O da kendi dünya görüşüne haklıdır.

Mehmet Ali Beyin bir TV kanalında katıldığı programda bahsettiği Vejeteryanların sitesinden devam ediyorum.

“L-cysteine has GRAS status (Generally Recognized as Safe) http://www.accessdata.fda.gov/scripts/cdrh/cfdocs/cfcfr/CFRSearch.cfm?fr=184.1271.

FDA considers it safe when used at suggested levels for dough conditioning. Human or animal sources may be undesirable to some people. Synthetic and microbial versions of L-cysteine exist and are used in products with an approximately 10% total market share, but at present are more costly than hair- or feather-derived L-cysteine.”

Yani;

“L-cysteine Amerikaya göre GRAS (Genel olarak güvenli) sayılıyor. Ancak FDA kural koymuş, hamur işlerinde önerilen seviyelerde kullanıldığında güvenli demiş. İnsan veya hayvan kaynakları bazı insanlar tarafından istenmeyebilir. Sentetik ve mikrobiyal versiyonları da mevcut ve bu marketin %10’unda kullanılıyor fakat günümüzde saç ve tüy ile elde edilenden çok daha pahalı.”

Şimdi bu sitenin verdiği bir bilgiyi doğrulamak için Avurpa Birliği Kanunlarına baş vuruyorum çünkü bu konuda doğru bilgi vermiyor. Kanunen orada yasak maddesi var. Şurada http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2012:083:0001:0295:EN:PDF şöyle diyor;

“L-cysteine hydrochloride or hydrochloride monohydrate. Human hair may not be used as a source for this substance.”

“L-cysteine hidroklorid veya hidroklorid monohidrat. İnsan saçı bu madde için kullanılamaz.”

Yani Avrupa bu ürün için maddeyi koymuş. Herhangi bir şekilde domuzdan elde edebilirsinbuna göre ancak İnsan saçı kullanamazsın. Ama Avrupada da karaborsa olarak, kaçak olarak bu gerçekleşiyor.Hollandada Gıda Denetimi anlamına gelen  “Keuringsdienst van Waarde” programı tarafından yapılan araştırmaya göre fabrikalarda kaçak olarak kullanılıyor. Hatta fabrikada çalışan işçilerile yapılan görüşmelerde sadece %20 ördek tüyü geri kalanının ise insan saçından üretildiğini söylüyorlar. Yani Avrupada yasak olmasına rağmen kaçak olarak maliyetleri düşürmek için kullanıyor ekmek üreticileri. Haber şurada video linki de var http://m.turkinfo.nl/yedigimiz-ekmegin-ununda-insan-kili-skandali/8923/ 

Yine wikipediadan ulaşabileceğimiz bilgilerde de şöyle diyor http://en.wikipedia.org/wiki/Cysteine

Industrial sources[edit]

The majority of L-cysteine is obtained industrially by hydrolysis of poultry feathers or human hair.[7] Synthetically produced L-cysteine, compliant with Jewish Kosher and MuslimHalal laws, is also available, albeit at a higher price.[8] The synthetic route involves fermentation using a mutant of E. coli. Degussa introduced a route from substitutedthiazolines.[9] Following this technology, L-cysteine is produced by the hydrolysis of racemic 2-amino-Δ2-thiazoline-4-carboxylic acid using Pseudomonas thiazolinophilum.[10]

Özet olarak şöyle diyor; Endüstriyel olarak tüy veya insan saçı kullanılıyor. Sentetik üretim de var Helal yollarla elde edilen ama pahalı. ıvır zıvır ıvır zıvır.

Bu sefer Guardian dan Anna Brones Hanım yazmış 2013’te http://www.theguardian.com/lifeandstyle/wordofmouth/2013/may/13/10-gross-ingredients-food-horsemeat-scandal

Yediğiniz 10 iğrenç şey başlığı altında şöyle diyor insan saçı ile ilgili;

“Human hair

Amino acids are your body’s building blocks, and while they can be good for your health, not all amino acids are created equal. L-Cysteine – an amino acid used to prolong shelf-life in products such as commercial bread – can be found in duck and chicken feathers and cow horns, but most that’s used in food comes from human hair. It has been reported that most of the hair used to make L-Cysteine comes from China, where it’s gathered from barbershops and hair salons. You can avoid L-Cysteine by buying fresh bread from a local baker, as it is not an additive in flour. Steer clear of fast food places such as McDonald’s, Dunkin’ Donuts and Burger King too, who all use L-Cysteine as an additive.”

Yani yukarıdakiler ile aynı şeyi söylüyor. “L-sisteinde insan saçı kullanılıyor genellikle. Bu saçlarda Çindeki berberlerden toplanıyor. McDonalds, Dunkin’ Donuts ve Burger King de bu üründen kullanıyor.” diyor. 

Bir tüketici de yazıyı okuyunca McDonalds’a sormuş! Merak etmiş helal olsun. http://www.mcdonalds.co.uk/ukhome/whatmakesmcdonalds/questions/food/cooking-oil/do-you-use-l-cysteine-in-your-buns.html

“Do you use L-Cysteine in your buns?

I read ur answer with regards to cross contamination whilst filtering the oil. So basically there is a chance that the filet o fish oil is not 100% oil in which no other products that are not permissible for us to eat being Muslims have been fried. Also in an article in the Gurdian by Anna Brones, it is stated that McDonalds along with other companies use L-Cysteine as an additive in buns which comes from duck and chicken feathers and cow horns but most that’s used in food comes from human hair”

Yani özetle; “Guardiandan Anna hanım yazısında sizlerin genellikle insan saçından üretilen L-sistein ürününü kullandığınızı söylüyor doğru mu bu?”

McDonalds İngiltere cevaplamış;

“Thank you for your Question. None of our food is certified as Halal. The issue of Halal food items on the McDonald’s menu is a complex one, with both sides of the debate raising passionate and important issues. It goes without saying that customers are very important to the company, and McDonald’s works hard to accommodate them all as best as it possibly can. McDonald’s UK has no current plans to introduce Halal food to the menu at any McDonald’s restaurant.

However products such as our French Fries, The Spicy Veggie Patty used for the Spicy Veggie Sandwich or Wrap which is specially formulated to be suitable for vegetarians and both the ingredients and cooking procedures (these products are cooked in separate vats and the oil is filtered separately) have been approved by the Vegetarian Society. We can confirm that the L-Cysteine used within our products is a fully synthetic material and is not derived from hair or animal origin.”

Yani özetle; “Sorduğun için sağol. İngiltere McDonalds olarak hiçbir ürünümüz Helal sertifikalı değil. …. ıvırı zıvır… . İngiltere McDonalds olarak planlarımız arasında Helal sertifikalı ürün satmak da yok. …. ıvır ızıvır….. Şunu teyit ederiz, ki ürünlerimizde kullanılan L-sistein ürünü tamamen sentetik olarak üretiliyor, insan saçı veya hayvan kılı tüyü kullanılmıyor.”

Şimdi McDonalds İngiltere güzel cevap vermiş fakat;

1- Müslümanların, Vejeteryanlar Birliği kadar etkili olmadığını ve McDonaldsın menüsüne bir helal sertifikalı ürün koyduramadığını görüyoruz. Rrezalet.

2- Ürünlerinde L-sistein olduğunu doğruluyor fakat sentetik üretiyoruz diyor. Ki en azından bu güzel bir haber. Eğer doğruysa elbette.

3- McDonalds Türkiyeye benzer bir maili bugün gönderdim. Cevabı geldiğinde onu da paylaşacağım.

Şimdi resmi kurumlara başvuralım Türkiyede.

Bizim kanunlarımızda en azından Avrupada yer alan bu yasaklayıcı madde var mı peki? Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğinde düzenlenmekte bu ürünler ile ilgili kullanımlar. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/06/20130630-4.htm Bu yönetmeliğin ekini de açtığınızda, karşınıza bir word dosyası çıkıyor. Bu dosyada e-920 ile ilgili maddeler sırasıyla aşağıdaki şekilde.

 

E-koduAdıMaksimum miktar
E 920L-sisteinquantum satis

 

06.2Unlar ve diğer öğütülmüş ürünler ve nişastalar
06.2.1Unlar
Kategori numarasıE-koduAdıMaksimum miktar(mg/l veya mg/kg)DipnotlarSınırlamalar/istisnalar
E 338-452Fosforik asit—fosfatlar—di-,tri-ve polifosfatlar20000(1)(4)sadece kendiliğinden kabaran un
E 300Askorbik asitquantum satis
E 920L-sisteinquantum satis  buğday unu hariç
(1):    Katkı maddeleri tek başına veya birlikte kullanılabilir.
(4):    Maksimum miktar P2O5 cinsinden ifade edilir.
Türk Gıda Kodeksi Bebek ve Küçük Çocuk Ek Gıdaları Tebliği’ nde tanımlanan işlenmiş tahıl bazlı ek gıdalar ve tahıl bazlı olmayan ek gıdalar
E 920L-sistein1000sadece bebekler ve küçük çocuklar için bisküviler
Eklenen gıda katkı maddesinin E koduEklenen gıda katkı maddesinin adıEnzim preparatlarında   maksimum miktarSon üründe maksimum miktar (içecekler hariç)İçeceklerde maksimum miktarTaşıyıcı olarak kullanılabilir mi?
E 920L-sistein10000 mg/kg10 mg/kg5 mg/l

Üzülerek belirtmek istiyorum; yönetmelikte ve eklerinde hatta hiçbir yerde Avrupada olduğu gibi “İnsan saçından üretilemez.” diye bir madde yok. Aynı şekilde hayvansal ürünlerden ki buna domuz da dahil üretilemez diye bir madde de YOK!

Konuyla ilgili acaba doğrumu araştırdım diye 07.11.2014 tarihinde Gıda ve Tarım Bakanlığına bir e-posta gönderdim. Eğer bir hatam veya bakmadığım yer varsa muhakkak bana bildireceklerdir. Fakat daha dönüş olmadı. Dönüş olduğunda hemen gönderdiğim mail ile birlikte cevabı koyacağım.

Gelelim Türkiye Un Sanayicileri Federasyonuna ve Mehmet Ali Beye verdiği cevaba. http://www.usf.org.tr/TR/dosya/1-1975/h/unda-kil-iddiasina-cevap.pdf

Cevabı okuyun iddialara cevap veriyor. Fakat uyduruk bir cevap gerçekten. Benim tek merak ettiğim nokta şu;

Cevapta“Çünkü 30 Haziran 2013 de yayımlanan ‘’Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’’ gereğince E kodlu katkıların (C vitamini hariç) ekmeklik unda ve ekmek katkı mikslerinde kullanılmaları yasaklanmıştır, eğer kullanılıyorsa da yasal değildir ve cezai işleme tabidir. Yani bahsi geçen E920 kodlu L-cystein sadece un da değil hiçbir gıda katkı maddesinde hiçbir gerekçe ile kullanılmamaktadır, yasaktır.” diyor.

PEKİ BU MADDELERİ NEDEN YAZMIYOR? Ben yönetmeliğe baktım böyle bir madde göremedim. Göremediğim için acaba bende bir sıkıntı mı var dedim ve Federasyona, Bakanlığa attığım mail ile aynı tarihte mail attım. Şimdi aşağıda mailim ve mailime gelen cevap yer alıyor olacak ve sonrasında yorumlayacağım ki hepinizin aklına yine aynı sorular gelecek zaten.

07.11.2014 tarihli bilgi talebim

Unculara mail

13.11.2014 tarihli Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu cevabı

Federasyonun cevabı

Gelelim bu cevabın benim sorularıma karşılık verilmiş ne kadar geçici ve boş bir cevap olduğuna.

1- Yukarıda bahsettiğim yasak konusu ile ilgili yönetmelikte hangi maddeler olduğunun açıkça belirtilmesini istemiştim. Gelen cevapta “..yönetmelikçe izin verilmemektedir” deniyor. Hangi maddeler olduğuna dair bir bilgi yok. Acaba böyle bir madde gerçekten yok mu ki koskoca federasyon açık açık yazmış olduğum “hangi maddeler?” soruma net cevap veremiyor?

2- Ben böyle bir cevap geleceğini tahmin ettiğimden özellikle 2. sorumda mailde belirttim. Dedimki “sanırım sadece buğday unu hariç unlarda ve sadece bebekler ve küçük çocuklar için bisküvilerde kullanılır diyor”. Buna ne diyorsunuz diye sormuştum. O sorumu tamamen görmezden gelmişler. E o zaman ben haklı mıyım Sn Federasyon? Böyle bir madde gerçekten yok mu? 

3- 3. ve 4. sorularıma zahmet edip kendilerinden emin cevap vermişler ki bu tamamen sorumluluktan kaçmanın babasıdır. “Ülkemizde üretilen gıda maddelerinin denetlenme yetkisi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ na ait olup TUSAF’ ın bu konuda herhangi bir bağlayıcı yaptırımı bulunmamakta”. Sen o zaman federasyon olarak Un ve Uncular ilgili niye varsın? Devlet ile Hükümet ile son kullanıcı ile arada bir bağ olmayacaksan, yanlış uygulamaları zorlamayacak ve “bonöm soromloloğom yok” diyerek kaçacaksan niye varsın Federasyon? Ah ki ah…

4- Bana verdikleri cevapta “Bu nedenle kullanılması yasal olmayan bir katkı maddesi için üretiminde kullanılabilme olasılığı bulunan farklı bir hammaddelerden üretilse dahi, onaylamak mümkün değildir.” bu cümle ile, yazanın da cümleyi tam anladığın sanmıyorum, benim anladığım kadarıyla L-sisteinin insan saçı ve domuz kılından üretilebildiği doğrulanıyor. “L-sistein bu maddelerden üretilemez”, “bizim kanunlarımızda bu maddelerden üretilmesi yasak” gibi bir cümle yerine bu cümle özellikle kurulmuş. 

Şimdi Federasyondan gelen bu saçma sapan cevapla elbette yetinmedim. İkinci maili aynı gün yani bugün kendilerine gönderdim. Bu bilgi mailinin benim sorularıma cevap olmadığı ve tekrar cevap verilmesi ile ilgili bir mail daha. Bakalım cevap gelecek mi? Zahmet edip yönetmeliğe bakıp eğer varsa böyle bir madde, şu madde deyip açıklayabileceklermi göreceğiz. Cevap geldiğinde o maili ve gelen cevabı da yayınlayacağım.

Bir yandan Bakanlığın, bir yandan Federasyonun cevabını beklerken, bir yandan da Avrupa Birliğine bir mail attım konu ile ilgili, onun da cevabını bekleyeceğiz. 

İnternet üzerinden yaptığım araştırmalarda, ilgili kişilerle görüşme çabalarım devam ediyor. Bu yazının ilk kısmı idi. Ancak araştırma iyi yerlere doğru gitmiyor. Hele hele Avrupa Birliğinin özellikle L-sistein üretiminde insan kılı kullanılamaz maddesine rağmen Hollanda da kaçak kullanımın tespit edilmesinden sonra, Yönetmeliğinde insan kılı ile ilgili bir madde bulamadığım Türkiye için kaçak L-sistein kullanımı konusunda oldukça ümitsizim. Gerçi izin dahilinde olup olmadığını da netleştiremedik daha.

Her türlü katkınızı beklerim. Yanıldığım, yanlış araştırdığım yerler varsa da lütfen belirtin. Amaç DOĞRUYA ULAŞMAK ve eğer bir hata yapılıyorsa yetkilileri harekete geçirmek. 

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

Standart

Cevap-Bul.com

İçindekiler

Ekmekte sistein var mı?

Evet, unun içinde, kıvam almasını, çabuk yoğurulmasını ve ekmek pişerken içinin de rahat pişmesini sağlamak için mutlaka bir miktar L-cystein katmaları gerekiyormuş. Öyle diyorlar. O yüzden de fabrikalar unu miks ederken bu aminoasidi de katıyorlarmış… Tabii ki size L-cystein demiyorlar.

Unda ne var?

Unun yapımında en önemli malzeme olan buğday tanesinde kepek, razmol, bonkalit, tip 850 ve tip 650 maddeleri yer almaktadır. Bir buğday tanesinden farklı maddeler çıkarılabiliyor. Bu maddelerden her biri farklı sektörlere dağıtılmaktadır.

Hazır un içinde ne var?

Bunlar, potasyum bromat, potasyum iyodat, kalsiyum bromat, kalsiyum iyodat, aseton peroksit, kalsiyum peroksit ve azodikarbonamid şeklinde sıralanıyor.

Bromür ilaç ne işe yarar?

Otilonyum bromür, mide bağırsak rahatsızlıklarında, özellikle kalın bağırsakta ağrılı kasılmaları hafifletmek için kullanılan ilaçlardandır. OTİLİKS; • Kalın bağırsağın hareketliliğinin çok arttığı durumlarda ağrılı kasılmaların hafifletilmesinde kullanılır.

Bromür ne işe yarar?

Bromürler hafif bir uyku verir, ağrı kesici etkileri yoktur. Bromürlerin en önemli etkisi vücutta kasılmalara engel olmasıdır. Bundan dolayı, sara tedavisinde kullanılır. Bundan başka bromürlerden sinirli, hırçın olanlarla, uykusuzluk çekenler de faydalanırlar.

Br metal mi?

Brom (Br), Antoine Balard tarafından 1826 yılında keşfedilen halojen ametal.

E920 koduyla bilinen L-Sistein maddesi, insan saçı, kanatlı hayvanların tüyünden ve domuz kılından elde edilmektedir. Başta ekmek olmak üzere hamurlarda kullanılan ve hamurun daha rahat işlenmesini sağlayan bu madde, birçok hastalığa da sebep olabiliyor.

Sistein kullanımı yasaklandı mı?

Türk Gıda Kodeksi’ne göre L-Sistein bileşeninin ekmeklik unlarda kullanımı yasaklanmıştır. Bunun yanıaıra E910 koduyla L-sistein ve E920 koduyla L-sistein Hidroklorür Monohidrat olarak çeşitli endüstriyel gıdalarda kullanımına izin verilmektedir.

L sistin nedir ne işe yarar?

Sistein şu anda gıda, ilaç ve kişisel bakım sanayiindeki uygulamalar için kullanılmaktadır. Gıda sanayilerinde, büyük uygulamalardan biri vejetaryen gıdalarda et lezzeti vermek için. L-Sistein, aynı zamanda, bir hamur geliştirici – un işlem maddesi, özellikle fırınlarda bir işlem yardımcısı olarak kullanılır.

Ekmekte domuz yağı var mı?

“Çünkü biz içinde domuz ya da benzer yenmesi sakıncalı hayvanlardan elde edildiği bilinen, E472e olarak kodlanan Mono ve Digliserid Diasetil Tartarik Asit Esterleri’nin bulunduğu bir ekmeği yememiz mümkün değildir. Bu büyük oranda hayvansal menşeili olup yağı bol olan domuzdan elde edilme ihtimali kuvvetle muhtemeldir.

Hangi unlarda L-Sistein var?

Sistein’in Kullanım Alanları? E 910, E 920 veya E 921 olarak kodlanan ve diğer adı L-Sistein (inglizce: L-cysteine) olan madde, hamurun çabuk açılmasını ve kolay işlenmesini sağlamakta olup en çok yufkalık unlarda elastikiyet kazandırmak ve açarken yırtılmaları engellemek amacıyla kullanılmaktadır.

Sistein içeren besinler nelerdir?

Sistein zengini gıdaların en başında da protein zengini besinler (yumurta, süt ürünleri, beyaz ve kırmızı et) ve soğan, sarımsak, karnabahar, lahana gibi kükürt zengini gıdalar geliyor.

L-Sistein HCL nedir?

Renksiz veya beyaz kristal formunda bulunan bir kimyasaldır. L-Cysteine ​​Hydrochloride 260 °C nin üzerindeki sıcaklıkta ayrışmaktadır. Çözünürlük olarak suda kolay bir şekilde çözünmektedir. 25 °C su içerisindeki çözünürlüğü 28 g/100 mlt dir.

Sistein katkı maddesi nedir?

E910,E920, E921 ile numaralanan Sistain, bir amino asittir. Amino asitler genellikle proteinlerde bulunur. Sistain, fırın ürünlerinde durdurucu ajan olarak kullanılır. 3. Sistain, ay çöreği, rulolar, bazı kekler, pide ve ekmekler, kraker ve tost gibi çeşitli fırın ürünlerinde kullanılmaktadır.

Domuz kılı var mı?

Domuz kılı haram mı? Halbuki, domuz kılı dahil tüm hayvan orjinli doğal kıllar, gözenekli yapısı nedeniyle tam bir mikrop yuvasıdır. Ancak leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti – ki bu gerçekten pistir yahut Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır.

Oba un helal mi?

Oba un, Gimdes helal belgelidir. Sahiplerini helal hassasiyeti için tebrik ederiz.