Antidepresan ilaçların uygun kullanımı hastaların en az % 'inde klinik düzelme sağlar. Etkinin tam başlangıcı birkaç haftalık süreyi gerektirir. Antidepresanlar genellikle benzer etkinliğe sahipken güvenlik ve yan etki profilleri bakımından farklılık gösterirler. Yan etkilerin çoğunluğu değişik nörotransmitter sistemler üzerindeki etkilerine bağlıdır.
Antidepresan ilaç seçiminde
Antidepresan ilaçların etkin uygulanması doğru tanı ile başlar. İlaç seçiminde hastanın genel tıbbi durumu da göz önünde bulundurularak en az risk ve en iyi yan etki profiline sahip bir seçim yapılmalıdır. Depresyon tanısı ve ilaç seçiminden sonra, ilacın yeterli dozda kullanımı çok önemlidir. Çoğu olguda, en az mg/g imipramin eşdeğeri doz gereklidir. Hastanın hangi tip ilaca daha iyi yanıt vereceği önceden tahmin edilemez. Major depresyon olgularında, bütün ilaçlar eşit olarak etkili görülmektedir. İlaç seçiminden sonra hekim, doz, kullanım süresi ve alternatif tedavi yöntemlerini de içeren bir plan hazırlamalıdır.
Başlangıç dozu düşük tutulabilir, amaç ilaca karşı olan toleransa karar vermek ve başlangıçtaki yan etki riskini en aza indirmektir. Akut dönemde yetersiz doz ilaç verilmesi tedavinin başarısızlığında en genel nedendir. Sürdürme tedavisi riskin yüksek olduğu dönem için (semptomatik iyileşmenin başlangıcından itibaren ay) hastalığın tekrarlamasını önlemek açısından yararlıdır. En az aylık tedavi süresi ve bu dönemde terapötik dozun uygulanması önerilmektedir. Depresyon tedavisi sırasında her zaman bu ilaçların hastalar tarafından özkıyım amacıyla kullanılması riski vardır. Özellikle trisiklik, heterosiklik bileşiklerin yüksek dozlarda ölümcül kardiyak yan etkileri vardır. Özkıyım riskinin yüksek olduğu ve hastanın hastaneye yatırılmasının mümkün olmadığı durumlarda, SSRI’lar, venlafaksin veya nefazadon gibi, yüksek dozda alınması durumlarında, görece güvenlirliği olan ilaçlar tercih edilmelidir. Antidepresan sürdürme tedaviının ani kesilmesi relaps, kesilme belirtileri ve hipomaniyi de içeren sonuçlara yol açabilir. Kesilme sendromu riskinden kaçınmak amacıyla ilacın aşamalı olarak kesilmesi gerekmektedir. Antidepresanların etkinlik ve etkilerinin başlaması açısından farkları yoktur. Bazıları yüksek dozda daha toksik ve yan etkileri daha fazladır.
Antidepresanların Klinik Kullanımları
Antidepresanların Yapısal Sınıflaması
Antidepresanların Etki Düzeneğine Göre Sınıflandırılması
İproniazid, İzokarboksazid, Tranilsipromin, Fenelzin
Klorgilin (MAO-A)
Moklobemid (AurorixR), Braforamin, Taloksaton, Befloksaton, Cimoksaton
İmipramin (TofranilR), Desipramin, Klomipramin (AnafranilR), Amitriptilin (LaroxylR), Nortriptilin, Dothiepin
Venlafaksin (EfexorR), Duloksetin, Milnasipran (İxel 50mg)
Fluoksetin (ProzacR, DepreksR), Fluvoksamin (FaverinR), Paroksetin (SeroxatR), Sitalopram (CipramR), Sertralin (LustralR), Zimelidin
Nefazodon (SerzoneR), Tianeptin (StablonR), Trazodon (DesyrelR)
Maprotilin (LudiomilR), Reboksetin, Viloksazin, Levoprotilin
Amineptin (SurvectorR), Bupropion, Minaprin
Mianserin (TolvonR), Mirtazapin ( Mirtaron R), İdozoksan
İpsapiron, Gepiron, Buspiron (BusponR)
Fengabin, Progabin
Alprazolam (XanaxR), Adinazolam, Zometapin
İzoniazidin bir türevi olan iproniazid 'li yıllarda antitüberküloz ajan olarak kullanılmakta iken, antidepresan etkisinin ortaya çıkması üzerine ilk MAOI olarak depresyon tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Kullanımdan 10 yıl sonra tiraminli gıda etkileşimi ile ortaya çıkan hipertansif kriz bildirilmiştir. Bu tarihten sonra piyasadan çekilmiştir.
MAO enzimleri mitokondrial membranlarda bulunur ve biyojenik aminlerin metabolizmasından sorumludur. Presinaptik sinir uçlarında bulunan MAO'lar katekolamin, karaciğer ve barsakta bulunanlar ise gıda ila alınan biyoaktif aminlerin metabolizmasından sorumludur.
MAO-A: SSS, sempatik sinir uçları, karaciğer, barsak ve ciltte bulunur. Serotonin, noradrenalin, dopamin, tiramin, triptamin, oktapamin metabolizmasından sorumludur. Klorgilin (hızlı döngülü BAB-I'de etkili) ve moklobemid ile inhibe edilir.
MAO-B: SSS, karaciğer ve trombositlerde bulunur ve dopamin, tiramin, triptamin, feniletilamin ve benzilamini metabolize eder. Pargilin ve selegilin (MoverdinR) ile geri dönüşsüz olarak inhibe edilir.
Barsak ve karaciğerdeki MAO'ları inhibe eden MAOI'leri ile birlikte tiramin içeren gıdalar (krem peynir dışındaki tüm peynirler, karaciğer, salam gibi fermante sosisler, fermente soyta fasülyesi ürünleri, mata ekstreleri, bazı balıklar, çukulata, kahve, bazı bire ve şaraplar gibi) alındığı zaman, bu aminler katabolize edilmeden kana karışır ve sempatik sinir uçlarında endojen katekolaminlerin salınımına yol açarak hipertansif krizlerin gelişimesine neden olabilir. Bu etki, daha çok tiramin kısmen de feniletilamin gibi diğer biyojenik aminlerin aşırı tüketimi ile ortaya çıkar. Benzer şekilde gıda dışında sempatomimetik ilaçlar da (antiastım ilaçları, anestetikler, L-Dopa, amfetamin, kokain, SSRI, klomipramin gibi) aynı etkiyi yapar.
MAOI'lerinin bu etkileri kullanım kısıtlılığına yol açarken, geri dönüşlü MAOI için bu risk yoktur. MAOI'lerinin kullanımı son yıllarda panik bozukluk, atipik depresyon, mikst anksiyete-depresyon tedavisinde ön plana çıkmaktadır. Atipik depresyonda MAOI'ne yanıt oranı %'71 tir.
Bu ilaçların kullanımı sırasında ortaya çıkan hipertansif reaksiyonlar spontan olabilirse de daha çok MAOI'nin besinlerdeki tiramin veya sempatomimetik ilaçlarla etkileşiminin sonucudur. MAOI anestezi ve analjezi gerektiren hastalarda problemlere neden olabilir. Narkotiklerle etkileşerek, ajitasyon, ateş, baş ağrısı, nöbetlerle ve komayla seyreden öldürücü bir sendroma neden olabilir. Kokain ve epinefrin içeren lokal anesteziklerden kaçınılmalıdır. Elektif cerrahi girişimlerden üç hafta önce MAOI kesilmelidir. MAOI'nin yan etkilerinden ortastatik hipotansiyon, hipertansif reaksiyonlara göre nadirdir. Diğer yan etkiler parasteziler, anoreksi ve pedal ödem ve cinsel sorunlardır.
Geri dönüşsüz MAOI olan fenelzin ve amfetamine benzer etkisi olan ve hidrazin türünden olmayan tranilsipromin yurt dışında sık kullanılan MAO inhibitörleridir. Her iki ilaç ülkemizde yoktur. Son yıllarda MAO-A’ya seçici olarak bağlanan yeni bir MAO inhibitörü olan moklobemid (RIMA) antidepresan olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Moklobemid (RIMA): (AurorixR , mg. tbl) , mg tablet formları vardır. MAO’ya geri dönüşümlü olarak bağlanmaktadır. İlaçlarla ve tiramin içeren besinlerle etkileşimi çok düşük/yoktur, ancak bu tip besinleri fazla tüketmemeleri önerilmektedir. Uyku bozuklukları, başdönmesi, huzursuzluk, ajitasyon nadiren KC enzimlerinde yükselme gibi yan etkileri varıdr. Etkin doz aralığı mg/gündür.
Trisiklik antidepresan imipramin antipsikotik ilaçların klinik araştırmaları sırasında bulunmuştur. Grup olarak benzer farmakokinetik ve farmakodinamik özellikler taşırlar. Daha sonra bulunan tetrasiklikler önceleri ayrı bir ilaç grubu olarak tanıtılmışsa da zamanla trisikliklere benzer özellikleri nedeniyle aynı grup ilaçlar olarak kabul edilmektedirler. Trisiklik ve tetrasiklik antidepresanlar NE ve 5-HTnin nöronal geri alımını inhibe ederler, bu ise sinapsdaki nörotransmiter miktarını artırır. Bu ajanlar, kolinerjik, histaminerjik ve a1-a2 adrenerjik reseptörleri de içeren birçok reseptörü kuvvetle bloke ederler.
Grup olarak tersiyer bileşikler (imipramin, amitriptilin, klomipramin, trimipramin, doksepin,) sekonder bileşiklere göre (desipramin, nortriptilin, protriptilin,) daha fazla sedasyon, ağız kuruluğu, konstipasyon, ortostatik hipotansiyon oluştururlar. Doksepin, trimipramin, amiptiriptirin, kuvvetli H1 ve H2 reseptör blokerleridir. Bu özellikleri ile kaşıntı giderici ve gastrik ülser tedavisinde kullanılırlar. Klinik olarak nortriptilin ve desipramin daha az sedasyon ve daha az antikolinerjik aktivitelerinden dolayı antidepresan olarak tecih edilirler. Desipramin en az antikolinerjik etkisi olan ilaçtır. Bu grup ilaçların subjektif olarak rahatsız edici yan etkileri ağız kuruluğu, konstipasyon, görme bulanıklığı, terleme ve ortostatik hipotansiyon gibi otonomik semptomlar ile, sedasyon, letarji, ajitasyon, tremor gibi MSS semptomlarıdır. Diğer subjektif yakınmalara neden olan yan etkiler taşikardi, kilo alımı ve azalmış seksüel performansdır.
Yan etkiler:
Türkiye'de kullanılan Trisiklikler:
İmipramin: (TofranilR 10,25mg draje) NE ve 5-HT geri alımını inhibe eder. Sedatif etkisi diğer trisikliklere göre daha düşük, antikolinerjik ve hipotansif etkisi fazladır. mg/gün doz aralığında etkindir.
Amitriptilin: (LaroxylR 10, 25mg draje; TriptilinR 10, 25mg tbl) NE ve 5-HT geri alımını inhibe eder. Sedatif, bunaltı giderici ve antikolinerjik etkileri fazladır. mg/gün doz aralığında etkindir.
Klomipramin: (AnafranilR 10, 25mg tbl, 75mg yavaş salınımlı tbl, 25mg amp) 5-HT ve NE geri alımını inhibe eder. Güçlü bir serotonin geri alım inhibitörüdür. Depresyonlar, OKB'da ve panik bozukluğunda en etkili ilaçlardandır. mg/gün doz aralığında etkindir.
Opipramol: (İnsidonR, İnsominR, DeprenilR 50mg drj) Potent sigma reseptör ligandı olup antidepresan etkisi azdır. Antiiskemik etkisi olduğu düşünülmektedir. mg/gün doz aralığında etkindir.
Tetrasiklikler:
Maprotilin (NARI): (LudiomilR 25, 75mg tbl) Norepinefrin geri alımının en selektif inhibitörüdür. Yapısal ve farmakolojik olarak desipramine benzer. En belirgin avantajı, sedatif ve antikolinerjik yan etkilerinin hafif düzeyde oluşudur. En önemli yan etkisi artmış nöbet riskidir. mg/gün doz aralığında etkindir.
Trisiklik ve terasiklik antidepresanlar, serotonin ve norepinefrinin geri alımını engelleyerek sinaptik aralıkta bu nörotransmitterlerin artmasına yol açarak etki ederler. Ancak bu eski ilaçlar aynı zamanda diğer reseptörleri de etkiledikleri için uyku hali, kabızlık, kilo alımı ve kardiyotokosisite gibi yan etkilere de yol açarlar. SNRI'lar ise yine 5-HT ve norepinefrin geri alımını inhibe eder ancak trisikliklerin tersine, adrenerjik, muskarinik, histaminerjik reseptörlerle etkileşime girmezler.
Venlafaksin: (EfexorR XR, 75 ve mg yavaş salınımlı kap) Serotonin üzerindeki etkisi noradrenaline göre kat daha fazladır. En sık görülen yan etkisi bulantıdır. Nadir görülen yan etkilerden biri doza bağımlı olan sistemik hipertansiyondur ancak dirençli olmaya eğilimlidir. Venlafaksin alan bütün hastaların kan basıncı tedaviın başlangıcında itibaren takip edilmelidir. Terapötik doz aralığı mg’dır. ()
Milnacipran: (İxel) 50 mg –etkili doz aralığı mg/gün
III. grup antidepresanlar olarak adlandırılan SSRI’lar, 5-HT geri alımının blokajı yoluyla, seçici olarak serotonin iletimini artırır ve post sinaptik reseptörlerin sayı ve duyarlığında azalmaya yol açarlar. yılından sonra depresyonda ve diğer birçok psikiyatrik hastalıklarda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Antidepresan etkinlik açısından trisiklerden önemli bir fark göstermemelerine karşın tolerabilite ve yüksek dozlarda bile toksisite açısından TSA'lara üstünlük sağlarlar. Adrenerjik, histaminerjik, muskarinik, reseptörlerle etkileşime girmemeleri nedeniyle trisiklik ve tetrasiklik ilaçların antikolinerjik etkileri, kardiyak yan etkileri, kilo alımı, sedasyon gibi yan etkilerine kıyasla oldukça az yan etkiye neden olurlar. Grup olarak SSRI’ların antidepresan etkinlikleri açısından fark olmamakla birlikte yan etki profilleri ve farmakokinetik özellikleri farklıdır. Genelde görülen yan etkileri; anksiyete, uykusuzluk, bulantı ve ishal gibi GİS semptomları, baş ağrısı, iştah azalması, gecikmiş orgazm ve libido azalması gibi seksüel fonksiyon bozukluklarıdır. Az görülen yan etkileri letarji, yorgunluk, terleme, tremor ve ekstrapiramidal semptomlardır. Laboratuar testlerinde hiponatremi, kolesterol yüksekliği ve kanama zamanında uzama görülebilir. SSRI’ların -özellikle yarılanma ömürleri kısa olan sertralin, paroksetin ve fluvoksamin- ani bırakılmasında tremor, vertigp, ataksi, bulantı, kusma, uykusuzluk, ajitasyon, anksiyete, parestezi, depersonalizasyon, derealizasyon gibi kesilme belirtileri görülebilir. Bu nedenle bu ilaçlar haftada 10mg olmak üzere azaltılarak kesilmelidir. Bu sendrom haftada kendiliğinden düzelse de ağır olgularda yarılanma ömrü uzun olan fluoksetin kullanılabilir. Grup olarak SSRI'lar MAOI ile birlikte kullanıldığında hipertermi, rijidite, myoklonus, otonomik belirtiler ve ajitasyonla seyreden fatal bir tabloya yol açabilir.
Fluoksetin: (DepreksR, ProzacR, ZedprexR 20mg kap) Yarılanma ömrü metaboliti olan norfluoksetin nedeniyle 7 güne kadar uzayabilir ve ilacın vücuttan atılması aya kadar uzayabilir. Bu etki serotonin kesilme belirtilerinde terapötiktir. Başağrısı, uykusuzluk, sinirlilik, anksiyete, tremor, bulantı, kusma, ishal, istahsızlık, cinsel işlev bozuklukları ve bazı allerjik reaksiyonlara yol açabilir. Etkin doz aralığı mg/gün’dür.
Sertralin: (LustralR, SeralinR, SerdepR 50mg kap) Bulantı, ishal ve mide ağrısı gibi GIS yan etkileri sık görülür. mg/gün dozlarında etkindir.
Fluvoksamin: (FaverinR 50, mg tbl) Bulantı, kusma, kabızlık, iştahsızlık gibi GIS yan etkileri ve cinsel işlev bozuklukları görülür. Etkin doz aralığı mg/gün’dür.
Paroksetin: (SeroxatR 20 mg tbl) Hafif antikolinerjik ve sedatif etkileri vardır. Buna bağlı olarak minimal antikolinerjik ve kardiyak yan etkileri olabilir. Daha çok GIS yan etkileri ile uyku hali ve cinsel işlev bozuklukları yapar. Terapötik dozu mg/gün’dür.
Sitalopram: (CipramR 20 mg tbl). Anksiyete, ajitasyon bulantı, kusma gibi yan etkiler yapabilir. Terapötik doz aralığı mg/gün’dür.
Escitalopram: Cipralex 10 mg tb-etkili doz: mg
Trazodon: (DesyrelR 50, mg tbl) Yapı olarak trisiklik, tetrasiklik, SSRI ya da MAOI'ne benzemeyen, alprazolam gibi triazolo halkası olan bir antidepresandır. Etkisi 5-HT geri alım inhibitör ve 5-HT2 antagonist etkilerine bağlıdır. Ayrıca histamin reseptör blokajı da yaptığı için güçlü sedatif etkisi vardır. SSS depresanları ya da alkolle birlikte alındığında sinerjistik etki gösterebilir. Yüksek dozda nöbet oluşturmaz. Yaklaşık erkek hastada 1 anormal penil ereksiyonlara neden olur, çoğu olgu spontan düzelir. Priapism gelişmesi durumunda intrakorporal epinefrin uygulanması gerekir. Genel yan etkileri sedasyon ve ortostatik hipotansiyondur. Bazı klinisyenler trazodonu benzodiazepinlere yanıt vermeyen veya ilaç kötüye kullanım riski yüksek olan hastalarda hipnotik olarak kullanırlar. Terapötik doz aralığı ()mg/gün’dür.
Mianserin: (TolvonR 15, 30mg tbl) Maprotilin gibi tetrasiklik yapısı vardır. a2 adrenerjik otoreseptör blokajı yapar ve NA döngüsünü artırır. NA, 5-HT ve Dopamin geri alımını etkilemez. Antikolinerjik etkisi düşük, sedatif etkisi yüksektir. Toksik etki olarak agranulositoz, aplastik anemi ve artralji yapabilir. Konvülzyon eşiğini düşürebilir. mg/gün doz aralığında etkindir.
Mirtazapin (NaSSA): (RemeronR 30mg tbl) Yapı olarak mianserine benzer. Presinaptik a2 adrenerjik otoreseptör antagonizması ile NA ve presinaptik serotonerjik terminallerde bulunan a2 adrenerjik heteroreseptör antagonizması ile 5-HT iletimi artırır (NA ve 5-HT üzerinden etki eden diğer antidepresanlar geri alım blokajı ile yaparken mirtazepin bunu farklı etki ile yapar). (a2 adrenerjik oto ve heteroreseptörlerde duyarsızlaşmaya a1 adrenerjik reseptörlerde uyarıya neden olur.) Aynı zamanda, postsinaptik 5-HT2 (anksiyete, uykusuzluk, seksüel disfonksiyon) ve 5-HT3 (GIS sorunları, bulantı) antagonistidir ve 5-HT1'de (anksiyolitik, antidepresan) aktivasyona neden olur. Bu nedenle noradrenerjik ve spesifik serotonerjik antidepresan olarak adlandırılmaktadır. Aynı zamanda antihistaminik etkisiyle sedasyon, kilo alımı ve uyku artışı yapar. En sık görülen yan etkileri uykuda artma, ağız kuruluğu, iştah artışı, kabızlık ve kilo artışıdır. mg/gün doz aralığında etkindir.
Atipik antidepresanlar
Tianeptin: (StablonR 12,5 mg tbl) Diğerlerinden farklı olarak serotoninin geri alımını artırır. Ağız kuruluğu, kabızlık, kilo alma, bulantı ve ajitasyon gibi yan etkiler yapabilir. Terapötik doz aralığı mg/gün’dür.
RİSKLİ DURUMLARDA ANTİDEPRESAN İLAÇ SEÇİMİ
Depresyonlu hastalardaki ilaç seçiminde ilacın etki gücü yanında hastanın durumu ya da taşıdığı diğer organik riskler önem taşımaktadır. Aşağıdaki tablolarda çeşitli risk durumlarında antidepresan ilaç seçimi ile ilgili sınıflandırmalar yer almaktadır.
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Doksepin MAOI Moklobemid Reboksetin SSRI | Mirtazapin Mianserin Nefazodon Trazodon Venlafaksin Trisiklik | Bupropion Amoksapin Maprotilin Trisiklikler |
DİABET
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Trisiklikler Venlafaksin Moklobemid SSRI Nefazodon | Mianserin Mirtazapin
| MAOI |
KALP-DAMAR HASTALIKLARI
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Mianserin Mirtazapin SSRI Trazodon Duloksetin | Moklobemid Nefazodon Reboksetin Trisiklikler |
|
İLACIN ANNE SÜTÜNE GEÇMESİ
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Amoksapin Mianserin Moklobemid Trazodon Trisiklikler | MAOI Mirtazepin SSRI | Doksepin Maprotilin Nefazodon Reboksetin |
KARACİĞER HASTALIKLARI
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Mianserin Paroksetin Tianeptin | Moklobemid Mirtazapin Nefazodon SSRI Trazodon Trisiklikler Venlafaksin Milnasipran | İrrevesibl MAOI |
İLERİ YAŞ
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Mirtazapin Moklobemid Trazodon SSRI Tianeptin, Venlafaksin | MAOI Mianserin Nefazodon Reboksetin Trisiklikler Bupropion |
|
BÖBREK YETMEZLİĞİ
Düşük risk | Orta risk | Yüksek risk |
Mianserin Moklobemid Trisiklikler
| MAOI Mirtazapin Nefazodon Reboksetin SSRI’lar Trazodon Venlafaksin Tianeptin |
|
HAMİLELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE İLAÇ SEÇİMİ
(FDA ölçütlerine göre)
RİSK TANIMI | Psikotrop ilaç | |
İnsanlarda yapılan kontrollü çalışmalarda risk olmadığı gösterilmiş. Hamilelerde yapılan kontrollü çalışmalarda fetüse riski olmadığı gösterilmiş | Yok | |
B | Bu kategoride hayvan çalışmalarında riskin gösterilmemiş olduğu fakat insanlarda yeterli kontrollü çalışmaların yapılmadığı ilaçlar yer alır. | Bupropion Sertralin Buspiron Zolpidem |
C | Risk dışlanamaz. İnsanlarda yeterli kontrollü çalışmalar yoktur. Hayvan çalışmaları ya yoktur ya da risk olduğunu göstermektedir. Ilk trimestirde kaçınılmalıdır. | Desipramin Fluoksetin Karbamazepin Klomipramin Klonezepam MAOI Mirtazapin Trazadon Venlafaksin Citalopram |
D | İnsanlarda ölümcül etkileri olabileceği yönünde kanıtlar olmakla birlikte, potansiyel yararları nedeniyle risk göze alınabilir. İnsan çalışmalarında bazı riskler olabileceği yönünde kanıtlar vardır. Hamilelerde kullanımı ancak sağlayacağı fayda fetüse vereceği zararların önünde ise düşünülebilir. Ilk trimestrde kullanılamazlar.
| Imipramin Lityum Nortriptilin Alprazolam Diazepam Valproat Paroksetin
|
X | Hamilelikte kullanımı kontrendikedir. İnsanlarda ve/veya hayvanlarda yapılan çalışmalardan fetüste belirgin risk oluşturacağı yönünde kanıt elde edilmiştir. | Flurazepam Quazepam Temazepam Triazolam |
Beyindeki belli anatomik bölgelerdeki sinir hücreleri arasında bilgi akışı ve haberleşmede postacılık vazifesi yapan nörotransmitter sistemleri (glutamaterjik, GABA, asetil-kolin, dopamin, nöradrenalin, serotonin vs) görev yapar. Beynin her yerinde nörotransmitterler farklı yoğunlukta bulunurlar. Herhangi bir uyarı sinir hücresine geldiğinde, bazı değişikliklere neden olur. Bu değişikliğin bir sonraki sinir hücresine iletilmesinde nörotransmitterler görev alırlar. Nöronlar arası bölge (sinaptik aralık) iki sinir hücresinin ortak haberleşme alanıdır. Uyarı geldiğinde sinir hücresinde nörotransmitter sentezi için protein sentezi başlatılır . Sentezlenen nörotransmitter önce hücrede depolanır, uygun uyarı geldiğinde sinaptik aralığa salınır ve komşu bölgede bir sonraki sinirin onu tanıyan algaçlarına bağlanır. Nörotranmitterin sinir hücresindeki algaç ile tanınmasının ardından ikinci hücre de uyarılmış olur ve aynı süreç ikinci hücre için başlar. Organizmanın işleyişi hemen daima tasarrufa yönelik olduğundan algaçla işi biten nörotransmitter yeniden kullanılmak üzere salındığı sinir hücresinden özel bir pompa ile geri alınır.
Serotonin ve noradrenalin, depresyon belirtileriyle ilişkisi bulunmuş bir nörotransmitterlerdir. Beyinle birlikte vücuttaki birçok organda da bulunabilirler. Serotonin, uyku regülasyonu, normal davranış kalıbının sürdürülmesi, sıcaklık ve kan basıncının düzenlenmesi, beslenme davranışının düzenlenmesi, hormonal düzenleme, ağrı duyusunun iletimi, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk ve migren patogenezinde rol oynamaktadır. Noradrenalin ise ilgi azalması, konsantrasyon eksikliği, unutkanlık, deprese duygudurum, psikomotor retardasyon, yorgunluk ve halsizlik semptomları ile ilişkili bulunmuştur.
Bu iki nörotransmitterin düzeylerinin beyinde eşik değerin altına düşmesi nedeniyle kişide depresyon geliştiği düşünülmektedir. Vücuttaki serotonin miktarını arttırmanın yollarından birisi, şeker ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler yemektir. Bu şekilde beyin kimyamızı değiştirme çabamız ne yazık ki kısa ömürlü olacaktır. Antidepresan ilaçlar pompa ile geri alınım gibi aşaması üzerine etki ederek bu nörotransmitterlerin düzeylerini kalıcı olarak düzenlerler. Depresyonun mekanizmasında dopamin ve melatonin gibi diğer nörotransmitterlerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Bunların düzeylerini düzenleyen yeni tip antidepresanlar da bir süredir tedavide kullanılmaktadır.
Antidepresan etkinin ortaya çıkabilmesi haftalık kullanım süresi gerektirir. Antidepresan etkisi sanki gripten kurtulma gibidir; gün be gün olan değişikliği anlatmak zordur fakat giderek normale dönülür. İlacın etkisi tam olarak ortaya çıkana kadar, depresyona bağlı var olan şikayetlerin, tedavinin ilk birkaç haftası boyunca devam etmesi mümkündür. Antidepresan ilaçların enerjiyi arttıran ve yorgunluğu azaltan etkileri, depresif içerikli düşünceler ve moral üzerine pozitif etkilerinden daha erken gözlenir. İlk önce uykuda veya iştahta bir düzelme hissedebilirsiniz. Bunun arkasından enerjide yavaş bir artış ve ilgi duyduğunuz şeylerin artması gelir. Bu etkiler yavaş ve parça parça olabilir. Üzüntü, umutsuzluk, suçluluk ve intihar düşüncelerinin yok olması gibi ruh halindeki iyileşme daha sonra ortaya çıkar. Ancak yan etkiler tedavinin ilk başından itibaren ortaya çıkar. Bunlar genellikle hafiftir ve ilk 2 hafta içinde ortadan kaybolur fakat tolere edilemez bir haldeyse tedaviyi sürdüren uzman doktorla görüşmenizde yarar vardır.
Depresyon ve depresyon dışı diğer kullanım alanları uzun süreli tedavi gerektirmektedir. Tedavinin etkin olabilmesi için etkin dozda yaklaşık altı ay-bir yıllık kullanım gereklidir. Depresyonun tedavisini grip ya da boğaz enfeksiyonu gibi ilaç kullanım süresi ile şikayetlerin geçmesi eş zamanda gerçekleşen diğer hastalıklarla karıştırmamak gerekir. Kişi kendini iyileşmiş hissetse bile tedaviye belirlenen sürede devam etmelidir. Vaktinden önce ilacın kesilmesi yinelemelere neden olmaktadır. Sık tekrarlayan depresyonlarda bir yıldan daha uzun sürelerde de tedaviye devam edilebilir.
Yan etkileri ise son derece azdır ve tehlikeli değildir. Kolaylıkla önlenebilecek ya da geçici olabilecek yan etkiler yüzünden hastalar ve aileler ilaca tepkili olup bazen ilacı bırakabilirler. Halbuki bu yan etkiler genellikle hafiftir ve ilk 2 hafta içinde ortadan kaybolur fakat tolere edilemez bir haldeyse tedaviyi sürdüren uzman doktorla görüşmenizde fayda vardır.
Antidepresanları çok uzun süreli kullanan insanlar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda uzun süreli kullanımın herhangi bir kalıcı zararı gösterilmemiştir.
Antidepresan etkinlik açısından ilaçlar arasında belirgin bir farklılık olmasa da bireysel farklar nedeniyle bir hasta bir ilaca diğerinden daha fazla yanıt verebilir ya da bir ilaçla daha çok istenmeyen etki yaşayabilir. Bu nedenle antidepresanların hekim tarafından reçete edilerek kullanılması, kullanım sırasında doktor takibinde olunması ve ilaç sonlandırılırken de yine doktora danışılması gerekmektedir. Antidepresan ilaçlara bağlı sıkıntıların birçoğu kullanım hatalarına bağlıdır.
Antidepresanlar bağımlılık yapar mı? İlaç kesilme reaksiyonu nedir?
Toplumdaki yaygın inancın aksine depresyon tedavisi için kullanılan ilaçlar kesinlikle bağımlık yapmazlar ve uyuşturucu değildirler. İstenildiğinde doktor önerisi ve kontrolü altında ilaçlar rahatlıkla kesilebilirler. Doktor kontrolünde ilaç kesilirken aşamalı doz azaltımı ve bazen kısa süreli başka bir ilacın kullanımı hastanın durumu ve kullanılan ilacın tipine göre önerilebilir. Ancak bazen hastalar planlanan tedavi süresinin sonunda doktoruna danışmadan ilacı kesmektedirler. Bu durumda ilaç kesilme reaksiyonu dediğimiz tablo yaşanır. Bu tablo bulantı , kusma, baş dönmesi, ishal, uyku bozukluğu, çok canlı düşler ve baş ağrıları gibi belirtilerden oluşur, kullanılan ilacın tipine ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak daha hafif ya da ağır yaşanabilir.
Bu belirtilerin bazıları bağımlı kişiler madde bulamadıklarında yaşadıklarına benzediğinden, kontrolsüz ilaç kesen hasta da ilaca bağımlı mı oldum korkusu yaşanabilir. Ancak bağımlılıkta yaşanan tablo ile ilaç kesilme reaksiyonunda yaşanan tablo her ne kadar benzer olsa da farklı mekanizmalar üzerinden oluşmaktadır ve fizyolojik olarak birbiriyle ilişkili değildir. Ayrıca bağımlılık yapan maddeler de sadece yoksunluk görülmez. Bir maddenin bağımlılık potansiyeli olup olmadığında en belirleyici özellik maddenin etkisine bir süre sonra yanıtsızlık gelişmesi ve aynı etki için madde miktarının arttırılmasıdır. Halbuki antidepresan tedavi etkin düzeyde dozu arttırılmadan aylarca sürdürülür ve etkinliği kaybolmaz.
Prospektusta “Benzer etki mekanizmasına sahip diğer antidepresanlarla olduğu gibi, tedavisi ile birlikte veya tedavi kesildikten kısa bir süre sonrasında intihar düşüncesi ve intihar etmeye yönelik davranışlar bildirilmiştir. Antidepresan etki tam olarak ortaya çıkıncaya kadar, depresyon belirtilerinin, tedavinin ilk birkaç haftası boyunca devam etmesi mümkündür. Depresyon belirtileri; kendinize zarar verme veya intihar girişiminde bulunmayı içerebilir. ” uyarı ibaresi yer alır.
Antidepresan ilaçlar etkilerini hemen göstermediklerinden, var olan şikayetler bir süre ilaç kullanılmasına rağmen devam eder. Antidepresan etkinin ortaya çıkabilmesi haftalık kullanım süresi gerektirir. Eğer şikayetlerin arasında intihar fikri varsa, bu fikir de ilaç kullanımı sırasında ilaç etkisini gösterene kadar devam eder. Antidepresan ilaçların enerjiyi arttıran ve yorgunluğu azaltan etkileri, düşünceler ve moral üzerine pozitif etkilerinden daha erken gözlenir. Dolayısıyla daha önceden kendine zarar verme düşünceleri olan hastalarda, depresyonun belirtileri olan karar verememe, bir işe başlayamama, halsizlik, enerji azlığı nedeniyle hayata geçirilemeyen intihar fikirlerinin uygulanması için güç bulunacağından, ilaç kullanımının ilk zamanları daha fazla riskli olabilir. Bu dönemde intihar fikri olan hastaların mümkünse yatırılarak değilse ayaktan doktorları tarafından sık takip edilmeleri gerekir.
Çocuklarda ve ergenlerde antidepresan kullanımında ayrıca dikkatli olunması gerekir. Aynı kara kutu uyarısı özellikle çocuk ve ergenler için de konulmuştur. Yaşları gereği erişkinlerden daha dürtüsel olan çocuk ve ergenler, antidepresanların başlandığı ilk haftalarda çocukların engellenme eşiğini düşürebilir ve dürtüselliklerini kısa süreli arttırabilir. Bu dönemde mutlaka bir psikiyatristin yakın gözleminde ilaç kullanılmalıdır. Erişkinlerde olduğu gibi bir süre sonra antidepresan etkinin görülmesi ile bu risk ortadan kalkar.
Depresyonda intihar riski hakkında okumak için
MAOI'leri dışındaki diğer antidepresanlar ile gıdaların etkileşimi yoktur. Yemekten önce veya sonra alınmaları emilimlerini etkilemez, etkinliklerini değiştirmez. Ancak midesi hassas olan, sık reflü ve gastrit şikayeti olanların tok iken antidepresanlarını almaları ve psikiyatristlerinin uygun gördüğü bir mide koruyucuyu bir süre kullanmaları uygun olabilir. Psikiyatriste danışmadan mide koruyucu bile kullanılmamalıdır. Bazı mide ilaçları depresyonu tetikleyebilir. Antidepresan kullanırken mutlaka doktorunuza danışınız.
Monamin oksidaz inhibitörleri (MAOI’ler) ile birlikte tüketmemesi gereken gıdalar:
Peynir (Küflü peynir, Krem peynir, Çedar peyniri, Rokfor peyniri, Beyaz peynir, Küflü İtalyan peyniri (gorgonzola), Mozarella, Muenster peyniri, Parmesan, İsveç peyniri, İşlenmiş peynirler)
Salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri
Fermente soya fasülyesi ürünleri
Bayatlamış ya da konserve edilmiş gıdalar
Bazı baklagiller (fava, bakla, nohut, kuru fasülye, barbunya)
Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Travma sonrası stres bozukluğu
Ve diğer psikiyatrik hastalıklar
Dahili hastalıklarda (Diyabet, hipertansiyon, kanser vb) depresyonun etkileri hakkında okumak için
SSRI grubu antidepresanlar beyindeki serotonin düzeylerini reseptör düzeyinde arttırırlar. Genellikle depresyonda ilk tercih antidepresan grubudur.
SSRI’lar:
SSRI’lara allerjisi olanlar (Bunu için kanda bakılan tipik bir allerji testi yoktur. Çoğunlukla bir kere kullanım sonucu ortaya çıkar. Allerji hakkında fikir vermese de yan etkiler konusunda uyarıcı olabilen geetik testler mevcuttur)
Hali hazırda MAOI grubu antidepresan alanlar (MAOI grubu antidepresan kullananlar en az 5 hafta geçmeden SSRI’lara başlamamalıdır.)
Yaşlı bireyler antidepresanları kulanırken genç erişkinlere göre daha düşük dozlarda kullanmalıdır. Daha yüksek dozlara psikiyatristi hasta özelinde karar verir.
Çocuk ve ergenlerde antidepresan kullanımında ayrıca dikkatli olunması gerekir. Aynı kara kutu uyarısı özellikle çocuk ve ergenler için de konulmuştur. Antidepresan etkinin ortaya çıkabilmesi haftalık kullanım süresi gerektirir. Eğer şikayetlerin arasında intihar fikri varsa, bu fikir de ilaç kullanımı sırasında ilaç etkisini gösterene kadar devam eder. Antidepresan ilaçların enerjiyi arttıran ve yorgunluğu azaltan etkileri, düşünceler ve moral üzerine pozitif etkilerinden daha erken gözlenir. Yaşları gereği erişkinlerden daha dürtüsel olan çocuk ve ergenler, antidepresanların başlandığı ilk haftalarda çocukların engellenme eşiğini düşürebilir ve dürtüselliklerini kısa süreli arttırabilir. Bu dönemde mutlaka bir psikiyatristin yakın gözleminde ilaç kullanılmalıdır. Erişkinlerde olduğu gibi bir süre sonra antidepresan etkinin görülmesi ile bu risk ortadan kalkar.
(Antidepresan başlanmadan önce doktorunuza kullandığınız tüm ilaçları, vitaminleri ve bitkisel ya da spor için olan besin desteklerini söyleyin. Doktorunuz ile görüşmede kesinlikle herhangi bir reçeteli ilaç veya bitkisel destek kullanmayın. Doktorunuz diğer kullandığınız ilacınızı ilgili doktora danışarak mümkünse kesmenizi isteyebilir veya mevcut antidepresanınızın dozunu ayarlayabilir (azaltabilir veya arttırabilir) veya kullanmanız şart ise mevcut antidepresanınızı kesip başka bir antidepresana geçebilir. Aşağıda etkileşen ilaçlar tam bir liste değildir, sadece örnekler verilmiştir. Aşağıdaki listede yazmasa da ilaçlarınızı doktorunuza danışın.)
5-HT1 agonisti migren ilaçları (Sumatriptan, Zolmitriptan) (nadir de olsa halsizlik ve koordinasyon bozukluğu yapabilirler)
SSRI grubu antidepresanların kan düzeylerini arttırdığı ilaçlar:
Warfarin (Coumadin) ve digoksin
Antiaritmikler (Propafenon, Flekainid)
Beta-blokörler (Proponolol, Metoprolol)
Trisiklik antidepresanlar
Benzodiazepinler (Alprozolam, Diazepam, Midazolam)
Epilepsi ilacı (Karbamazepin, Fenitoin)
Antipsikotik (Klozapin, Haloperidol, Pimozid)
Antibiyotik (Siklosporin)
Alkol ve diğer merkezi sinir sistemi baskılıyıcılar
MAOI grubu antidepresanlar
St. John's wort (sarı kantoron)
Dekonjestantlar (psödoefedrin)
Obezite ilacı (Sibutramin)
Uyku ilaçları (Zolpidem)
(Tam liste değildir, genel ve sık görülen yan etkiler gruplanmıştır. Her ilacın özelinde değişebilir)
Düşük kan sodyum düzeyleri
Düşük kan şekeri düzeyi
Sersemlik (İş makinalarını veya motorlu taşıt araçlarını kullanmanız konusunda hekiminize danışınız.)
Cinsel işlev bozuklukları (uzamış boşalma süresi, sertleşme güçlüğü, cinsel isteksizlik ve orgazm olamama
Manik atak (Bipolar bozukluğu olan kişilerde bir duygudurum düzenleyicisi ile kombine edilerek kullanılmazlar ise)
Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma
Bazı yan etkilerin ilacın kullanımından birkaç hafta sonra hafiflemesi beklenir. Hangi yan etkilerde bekleneceği hangilerinde ilacın kesilmesi gerektiği ile psikiyatristinizle mutlaka konuşunuz.
Trisiklik Antidepresanların yan etkilerini okumak için
TCA’lar beyindeki norepinefrin ve serotonin düzeylerini reseptör düzeyinde arttırırlar. Amoksapin bu iki nörotransmittere ek olarak dopamin düzeylerini de arttırır. TCA’lar genellikle ağır vakalarda veya SSRI’lara yanıt alınmaması durumunda reçetelenirler.
TCA’lar:
SSRI’lara allerjisi olanlar (Bunu için kanda bakılan tipik bir allerji testi yoktur. Çoğunlukla bir kere kullanım sonucu ortaya çıkar. Allerji hakkında fikir vermese de yan etkiler konusunda uyarıcı olabilen geetik testler mevcuttur)
Yeni kalp krizi geçirmiş olanlar
Glokom (göz tansiyonu) olanlar
İdrar yapmakta güçlüğü olanlar
Hali hazırda MAOI grubu antidepresan alanlar (MAOI grubu antidepresan kullananlar en az 5 hafta geçmeden SSRI’lara başlamamalıdır.)
Sisaprid (bir mide ilacı) kullananlar
Yaşlı bireyler antidepresanları kulanırken genç erişkinlere göre daha düşük dozlarda kullanmalıdır. Yaşlı bireyler TCA’ların yatıştırıcı etkilerine daha duyarlıdırlar ve aniden ayağa kalkıldığında bayılamalar görülebilir. Dolayısıyla artmış düşme ve yaralanma riski açısından dikkatli olunmalıdır. Daha yüksek dozlara psikiyatristi hasta özelinde karar verir.
(Antidepresan başlanmadan önce doktorunuza kullandığınız tüm ilaçları, vitaminleri ve bitkisel ya da spor için olan besin desteklerini söyleyin. Doktorunuz ile görüşmede kesinlikle herhangi bir reçeteli ilaç veya bitkisel destek kullanmayın. Aşağıda etkileşen ilaçlar tam bir liste değildir, sadece örnekler verilmiştir. Aşağıdaki listede yazmasa da ilaçlarınızı doktorunuza danışın.)
MAOI’leri (Psikiyatrist kontrolünde MAOI ilaçlar TCA’lar ile kombine kullanılabilir ancak TCA dozları yavaşça arttırılmalıdır. Hasta mutlaka MAOI’leri için düzenlenen diyete sıkı sıkıya uymalıdır)
Pseudoefedrin içeren Sudafed gibi grip ilaçları
Alkol ve diğer merkezi sinir sistemi baskılıyıcılar
Antihistaminerjik allerji ilaçları
Ketakonazol veya Flukonazol gibi mantar ilaçları
SSRI’lar ve efexor (Serotonerjik sendrom için dikkatli olunmalıdır. Serotonerjik sendromda tansiyon yüksekliği, ateş, titreme ve sersemlik/kafa karışıklığı görülür. Ancak psikiyatrist kontrolünde TCA’lar SSRI’lar ile kombine kullanılabilir)
Tramadol (Contramal, ağrı kesici ile birlikte kullanımında epilepsi nöbeti riski artar)
Sisaprid (mide ilacı), kidin (ritm bozukluğu ilacı), antihistaminerjik allerji ilaçları, eritromisin (antibiyotik) ritm bozukluğu yapabilir
Valproik asid (Epilepsi ilacı)
Klonidin (tansiyon düşürücü
Karbamazepin (antiepileptik)
(tam liste değildir, genel ve sık görülen yan etkiler gruplanmıştır. Her ilacın özelinde değişebilir)
Kafa karışıklığı, ajitasyon veya görsel varsanı (varlığında hemen doktorunuzu arayınız)
Ciddi ishal, ateş, terleme, kas sertliği veya titreme (varlığında nöroleptik malign sendrom olabilir, hemen doktorunuzu arayınız)
Işığa duyarlılık (güneş yanığı riski artmıştır, güneşten korunmak için güneş koruyucu kullanın ve uygun şekilde giyinin)
İdrar yapmada güçlük
Sersemlik (İş makinalarını veya motorlu taşıt araçlarını kullanmanız konusunda hekiminize danışınız)
Cinsel işlev bozuklukları (uzamış boşalma süresi, sertleşme güçlüğü, cinsel isteksizlik ve orgazm olamama
Manik atak (Bipolar bozukluğu olan kişilerde bir duygudurum düzenleyicisi ile kombine edilerek kullanılmazlar ise)
Çarpıntı ve hızlı kalp atımı veya bayılma (varlığında hemen doktorunuzu arayınız)
Oturur veya yatar pozisyondan ayağa kalkıldığında baş dönmesi (yavaşça kalkınız)
Epilepsi nöbetleri (TCA’lar nöbet eşiğini düşürürler, nöbet ihtimali olan veya önceden nöbet geçirme öyküsü olan bireylerde dikkatle kullanılmalıdır)
Hangi yan etkilerde bekleneceği hangilerinde ilacın kesilmesi gerektiği ile psikiyatristinizle mutlaka konuşunuz.
Herbir ilacın beyinde etki gösterdiği nörotransmitter farklı ve özgündür. Atipik Antidepresanlar SSRI’lar veya TCA’lar işe yaramadığında veya psikiyatristiniz tanınız için endikasyon gördüğünde yazılırlar
.Atipik Antidepresanlar:
Atipik antidepresanlar ile ilgili diğer merak ettikleriniz çok yakında burada
Bağımlılık yapar mı?
İlaç kesilme reaksiyonu nedir?
İntihara neden olurlar mı?
Antidepresan kullanırken tüketilememsi gereken besinler nelerdir?
Antidepresanların kullanıldığı diğer hastalıklar
Kimlar TCA'ları dikkatli kullanmalı?
TCA'lar ile etkileşen ilaçlar
TCA'ların yan etkileri nelerdir?
Atipik antidepresanlar hangileridir?
Antidepresanlar zararlı mıdır?
Antidepresanlar ne kadar sürede etkili olur?
Ne kadar süreyle kullanılmalıdır?
Randevu Talebi