mal kaçırma nasıl olur / Mirastan Mal Kaçırma Davası - Avukat Ceren Sümer Cilli

Mal Kaçırma Nasıl Olur

mal kaçırma nasıl olur

mal kaçırma davası

 

Mirastan mal kaçırma davası muris muvazaası sebebiyle açılır. O yüzden öncelikle muris muvazaasının ne demek olduğunu açıklayalım. Muvazaa, tarafların görünüşte geçerli olmasına rağmen gerçek iradeleri dışında olması sebebiyle kendi aralarında hüküm doğurmayan bir sözleşme yapma konusunda anlaşmaları olarak tanımlanabiilir. Muvazaa, muris yani bırakan ile herhangi bir taraf arasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirilebilir.  Bu tarz mal kaçırmak amacı bulunan muvazaalı işlemlerdeki muvazaa çeşidine de muris muvazaası denmektedir.  Muvazaalı işlemler geçersizdir. Miras hukuku ile ilgili detaylı bilgiye Miras Avukatı makalesinden ulaşabilirsiniz.

Mirasta Mal Kaçırma Davası Şartları

Muris muvazaası nitelikli muvazaadır. İki türlü işlem gerçekleştirilir. Birincisi diğer tarafları aldatmak amacıyla yapıla sadece görünürde var olan işlemdir. Diğer işlem ise muris ile taraf arasında gerçekleşen gerçek iradelerine dayalı sözleşmedir. Örneğin muris A&#;nın üç çocuğu ve iki evi bulunmaktadır. A, çocuklardan biri olan B&#;ye evlerinden birini bedelsiz bir şekilde vermiştir. Ancak diğer mirasçılar C ve D hak iddia edemesinler diye sanki satış yapılmış gibi göstermişlerdir. İşte bu durumda mirastan mal kaçırma davası açılmalıdır çünkü ortada muris muvazaası vardır.

Mirastan Mal Kaçırmanın Unsurları

Mirastan mal kaçırma davasında karar verilebilmesi için muris muvazaasının olup olmadığı incelenir. Muris muvazaası var denilebilmesi için şu unsurların varlığı gerekmektedir.

  • Görünüşteki işlem; bu işlem mirastan mal kaçırma amacaıyla yapılan esas işlemi gizlemek için, hüküm ve sonuç doğurmayacak şekilde yapılan işlemdir.
  • Muvazaa anlaşması; bahsettiğimiz görünüşteki işlemin taraflar arasında gerçek anlamda hüküm doğurmayacağına ilişkim muris ve diğer taraf arasında yapılan anlaşmadır. Bu anlaşma yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir.
  • Aldatma amacı: yapılan muvazaalı işlemle mirasçılardan mal kaçırma amacı güdülmüş olmalıdır.
  • Gizli sözleşme; görünüşteki işlemin arkasına saklanılarak yapılan tarafların gerçek iradelerini ortaya koyduğu sözleşmedir. Örneğin satıldı gösterilen dairenin aslında bağışlanması.

Mirastan Mal Kaçırma Davasını Kimler Açabilir?

 

Muvazaalı işlem sebebiyle muris tarafından kendisine kalacak miras payı azalan kısacası mirasta hakkı olan tüm mirasçılar tarafından mirastan mal kaçırma davası açılabilir. Her bir mirasçı tek başına bu davayı açabilir. Dava açan mirasçı yalnızca kendi payının tescilini isteyebileceği gibi taşınmazın terekeye dönmesini isteyebilir. Bu durumda dava dışındaki diğer mirasçıların da oluru alınmalıdır.

Mirastan Mal Kaçırma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Görevli mahkemeler asliye hukuk mahkemeleridir. Dava konusu şey eğer taşınmaz ise taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir.

Mirastan Mal Kaçırma Davasında Süre

Söz konusu dava mirasbırakanın ölümünden sonra istenilen tarihte açılabilmektedir. Dava hakkında herhangi bir hak düşürücü veya zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Mirastan mal kaçırma davasında alanında uzman bir avukat tarafından temsil edilmek muris muvazaasını net bir şekilde ispat edebilmek açısından size büyük fayda sağlayacaktır.

Mirastan Mal Kaçırma Davası ile İlgili Yargıtay Kararları

&#;Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.&#; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Esas No: / Karar No: /

&#;&#;&#;&#;.’in taşınmazı temellük ettiği tarihte 19 yaşında olduğu ve alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın yaptığı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Esasen bu yön mahkemenin de kabulündedir.
Hâl böyle olunca, birleştirilen tapu iptal tescil davasında tapunun iptali ile &#;&#;&#;’in miras payı oranında tescile karar verilmesi, elatmanın önlenmesi konusunda da tarafların paydaş duruma geldikleri, TMK ve devamı maddeleri gözetildiğinde, &#;&#;&#;.’in krokide B ile, &#;&#;&#;’in de krokide A ile gösterilen bölümleri kullandıkları saptandığından elatmadan söz edilemeyeceği gözetilerek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemli asıl davanın bu gerekçe ile reddi gerekir.&#; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Esas No: / Karar No: /

Muris Muvazaası; bir kimsenin, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilindeki kayıtlı taşınmazını, satış sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi varmış gibi tapuda devretmesidir. Mal kaçırmak için tapu devredilen kişi mirasçı olmayan üçüncü bir kişi olabileceği gibi başka bir mirasçı da olabilir. Mal kaçırılacak mirasçıların da belirli olmasına gerek yoktur herhangi bir mirasçıdan mal kaçırması yeterlidir.

Muris muvazaası vasıflı muvazaa olarak kabul edilir. Bu yüzden satış sözleşmesi muvazaadan ötürü dikkate alınmaz. Asıl dikkate alınacak sözleşme işlemin altında yatan bağışlama sözleşmesidir ancak bağışlama sözleşmesi de altta yatan gizli sözleşme olduğu için Türk Borçlar Kanunu madde fıkra 2 ye göre resmi şekilde yapılmamış olacağından şekle aykırılıktan dolayı geçersiz olur.

Yargıtay kararlarında kökleşen kabule göre; hukuken taşınır mal niteliğinde sayılan tapusuz taşınmazların satış şeklinde gösterilen muvazaalı bir sözleşmeyle bağışlanması hukuken geçerlidir. Dolayısıyla tapusuz taşınmazların satışında zilyetliğin devriyle yapılan satışın muris muvazaasıyla iptali istenemez.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davasını Kimler Açabilir?

Muris muvazaası davasını mirasta saklı pay sahibi olsun veya olmasın hakkı çiğnenen tüm mirasçılar açabilir. Tüm mirasçılar kapsamına atanmış mirasçı, evlatlık (ve evlatlığın altsoyu) da dahildir. Ancak tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin uyuşmazlığın niteliği itibariyle öncelikle murise ait veraset belgesi alınmış olması ve böylece tarafların mirasbırakan ile bağlantılarının saptanması gerekir. Muris muvazaası davası açmak için dava açma tarihinde mirasçı olmak yeterlidir. Muvazaalı sözleşmenin yapıldığı tarihte mirasçı olup olmamanın bir önemi yoktur. Burada mirasçılar davayı tek tek açabilecekleri gibi hep birlikte de açabilirler. Mirası reddeden, mirastan feragat etmiş olan ve mirastan ıskat edilmiş olan mirasçıların hukuki yararı bulunmadığından muris muvazaası davası da açamazlar.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası Kimlere Karşı Açabilir?

Davanın yöneltileceği kişi mirasbırakanın taşınmazı devrettiği kişidir. Devredilen kişi ölmüşse dava devralan kişinin mirasçılarına yöneltilecektir. Devralan üçüncü kişi taşınmazı başka birine devretmişse ve son devredilen kişi kötü niyetliyse muris muvazaası davası ona da yöneltilebilecektir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası Ne Zaman Açılır?

Tapulu taşınmazı devreden kişi sağ ise, davacı mirasçının muvazaa nedenine dayanarak dava açma hakkı henüz yoktur. Dava ancak mirasbırakanın ölümünden sonra açılabilir. Yargıtay’a göre muris muvazaası davasında zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin uygulama olanağı yoktur.

Dava Açılabilecek Diğer Durumlar

Muris muvazaası işlemi ile bir taşınmazın hissesini alan kişi daha sonra bu hisseye dayanarak Türk Medeni Kanunu’na göre şufa hakkını kullanmış ve başka bir hissedarın hissesini de satın almışsa muris muvazaası davası açan kişi şufa hakkı kullanılarak satın alınan hissenin de tapu kaydının iptalini ve tescilini isteyebilir.

Aynı dava hakkı intifa ve sükna hakkına karşı da kullanılabilir.

Dava Açılamayacak Durumlar

Yargıtay’ın muris muvazaası olarak kabul etmediği bazı durumlar bulunmaktadır.

  • Muvazaaya konu taşınmaz eğer miras bırakan tarafından değil bir başka üçüncü kişi tarafından satılmışsa yani satış işlemi üçüncü kişi ile miras bırakanın danışıklı işlem yaptığı kişi arasında yapılmışsa taşınmazın parası miras bırakan tarafından ödense dahi muris muvazaası olduğu kabul edilmemektedir.
  • Miras bırakanın para bağışladığı kişinin bu para ile taşınmaz satın alması durumunda da muvazaa iddiası kabul edilmemektedir.
  • Devredilen taşınmaz tapuda resmi bağış yolu ile devredilmişse ve resmi bağış sözleşmesinin koşulları yerinde ise muris muvazaası davası açılamaz ancak koşulları varsa mirasta tenkis davası açılabilir.
  • Miras bırakan taşınmaz hakkında ipotek veya kira sözleşmesi yapmış ve bu sözleşmeleri de tapuya şerh vermişse lehine ipotek veya kira sözleşmesi şerhi verilen kişiler aleyhine muris muvazaası davası açılamamaktadır.
  • Miras bırakanın borç senedi düzenlemesi durumunda da yine muris muvazaası davası açılamamakta sadece koşulları varsa tenkis davası açılabilmektedir.
  • Miras bırakan mirasçısından mal kaçırmak amacıyla kadastro tespiti esnasında taşınmazı bağışta bulunmak istediği kişi üzerine kaydettirmişse bu durumda da muris muvazaası davası açılamamaktadır. Bunun yerine tapu iptali ve tescili davası açılması gerekir.
  • Miras bırakan ile taşınmaz üzerinde paydaş olan mirasçı, miras bırakanın kendi payını sağken bir başkasına devretmesi üzerine açtığı şufa davası reddedilmişse, miras bırakanın ölümünden sonra aynı pay için muris muvazaası davası açamaz.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası

Yazar Hakkında

Ceren Sümer Cilli

Merhaba ben Av. Ceren Sümer CİLLİ, bilgilendirme amaçlı hukuki makaleler paylaştığımız blog sayfama hoşgeldiniz. 

Kategoriler

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası

Mirasçıdan mal kaçırma, diğer adıyla muris muvazaası, miras bırakan kişinin yani murisin öngörülen mirasçılarından mal gizlemek ya da kaçırmak amacıyla, ölmeden önce yaptığı muvazaa işlemleridir. Muvazaa, görünüşte gerçek olan, ancak içerikte gerçekliği bulunmayan sözleşmeler yaparak üçüncü kişilerin aldatılmasına yönelik anlaşmalardır. Muvazaa söz konusu olan, mirasçıdan mal kaçırma davaları kapsamında en çok görülen durum, bağışlanmak istenen bir malın, mirasçıların maldan mahrum edilmesi amaçlanarak tapuda satışta gösterilmesi ya da değerinin çok altında bir değerle tapu satışının yapıldığına dair aldatmalarıdır.

Bu sözleşmelerde, üçüncü kişiler arasında hükmü bulunmayan ve taşınmazların satışının yapılmasını, gerçek amaçların dışında el değiştirmesini kapsayan yazılı ve sözlü bir anlaşma söz konusudur. Anlaşma, üçüncü kişileri yanıltıcı ve söz konusu mirası saklamaya yönelik olduğundan hukuken geçersizdir. Hukukta nispi muvazaa yani nitelikli muvazaa olarak geçen bu eylem, iki şekildedir ve her iki şekil de üçüncü kişileri yanıltmaya yöneliktir. Gizli işlem ve görünüşteki işlem olarak anılan sözleşmelerde, bağışlanacak bir taşınmazın satışının yapılarak devredilmesi, gizli işlem kapsamına girer. Çünkü görünüşteki işlem, tarafların gerçek iradesini yansıtmamaktadır.  

Mirastan Mal Kaçırmak Neyi Amaçlar?

Günümüzde mirasçıyı ya da mirasçıları mahrum bırakmak amacıyla yapılan muvazaa, özellikle kız çocuklarından mal kaçırmayı, eski eşten olan çocuklardan mal kaçırmak suretiyle yeni eşten olan çocuklara miras bırakmayı, saklı paylı mirasçılar tarafından ileride açılabilecek miras davalarını önlemeyi amaçlar. Bu amaçlar doğrultusunda dört maddeden oluşan durumların oluşmasıyla mirasçıdan mal kaçırılmasına yönelik eylemde bulunulmuş olur. Satış işlemleri gibi görünüşteki işlemler, muvazaa anlaşması, mirasçıları aldatma kastı olması ve örneğin bağışlama gibi gizli işlem niteliğindeki sözleşme gibi durumların bir araya gelmesi ile mirastan mal kaçırma yani muris muvazaası gerçekleşmiş olur. 

Mirasçıdan Mal Kaçırma Davası Hangi Koşullarda Açılabilir?

Gerek gizli pay sahipleri gerekse yasal mirasçılar, dava açarak yapılan sözleşmenin muvazaa niteliği taşıdığını iddia edebilir ve bu iddiayı delillerle ispat edebilir. Yasalara göre mirasçıdan mal kaçırma davası zaman aşımına uğramaz. Ancak diğer adıyla muris muvazaa davası, mirası bırakan kişinin ölümünden sonra açılabilir. Bu özelliği ile dava açılmadan önce toplanacak deliller büyük önem taşır. Çünkü iddiaların doğru şekilde çözümlenmesi, adil bir sonuca ulaşması için mirası bırakan kişinin gerçek amacının doğru biçimde analiz edilmesi gerekir. 

İspatı zor olan bir konuda en önemli husus, delillerin eksiksiz toplanması ve sunulmasıdır. Bununla birlikte yapılacak değerlendirmede, bulunulan coğrafyanın sosyolojik yapısı, gelenekleri ve yaşamın doğal işleyişi, ilgili malın satışının yapıldığı kişinin alım gücü, mirası bırakanın miras kaçırma konusunda öngörülen gerekçeleri gibi birçok unsur göz önünde bulundurulur. 

Mirasçıdan mal kaçırma davası açmaya engel olmayan diğer bir durum ise, emanetçi ve aracı kullanarak yapılan sözleşmelerdir. Mirasçı, malını bırakmak istediği kişiden önce bir başkasına devir yaparak, açılması olası davaları önceden önlemeyi amaçlar. Bu süreçte mirasçı, miras niteliği taşıyan mallarını, bir emanetçiye devreder. Emanetçi daha sonra, mirasın asıl bırakılacağı kişiye taşınmazı devreder. Bu sözleşme, miras hakkı talep eden kişilerin dava açma hakkını engellemez. Aynı şekilde, mirasın emanetçi ya da aracı kullanarak kaçırılmasının, davanın sonucuna etkisi yoktur. 

Hukuki Süreç Nasıl İşler?

Bu tür tenkis ve saklı pay davalarında ilgili mahkeme, miras bırakan kişinin son ikamet ettiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Dava açılması ve dava süreci boyunca, mirasa söz konusu olan malı elinde bulunduran kişinin yanıltıcı bir devir daha yapmasını engellemek için, mahkemeden ihtiyari tedbir talep edilmeli ve olası hak kayıplarına karşı önlem alınmalıdır. İlgili mahkeme dava sürecinde bazı noktaları inceler. Bunlar, aynı zamanda ispat edilmesi gereken ve haklarında titizlikle delil toplanması gereken noktalardır. Mahkeme, miras bırakan kişinin malını satmaya ihtiyaç duymayacak maddi olanaklarını tespit eder ve satış yapılan kişinin bu malı alabilecek güce sahip olmadığı ispatlanırsa satışı iptal edebilir. Aynı şekilde malın gerçek değeri mahkemeye sunulur ve satış sözleşmesinde görünen bedelin sembolik olduğu kanısına varılırsa aynı şekilde tapu iptal edilebilir. 

Mirastan mal kaçırma davaları şahıslar tarafından açılabileceği gibi dava süreci ve sonucu, ispata muhtaç konular içerdiğinden ve iddiaların deliller ile desteklenmesi gerektiğinden, uzmanlığı miras hukuku olan bir avukata danışmak ve hukuki süreci profesyonel yardım alarak sürdürmek, istenilen adil sonuca ulaşmada etkili olacaktır. 

Mirasçıdan Mal Kaçırma Davalarının Sonuçlanma Süresi

İçerik aynı olsa da miras davalarında da her vakanın farklı özelliklere sahip olması, zaman, muhatap kişiler, yer ve söz konusu mirasın nitelikleri gibi etkenler, davanın sonuçlanma sürecini de etkileyecektir. Davaya konu olan mirası oluşturan malların, taşınmazların değeri, sayısı, mahkemenin bulunduğu yer ve yoğunluk durumu, mahkemenin muhatap alacağı, tanık olarak dinleyeceği kişi sayısı gibi birçok husus göz önünde bulundurulduğunda, istatistiklere göre ortalama bir mirasçıdan mal kaçırma davası, temyiz süreci dahil 4 yıldan 6 yıla kadar sürebilmektedir. Önemli olanın sürecin doğru ve adil bir şekilde sonuçlanması olduğu düşünülerek, konusunda uzman bir avukatla işlemleri yürütmek, bireysel çıkarlara hizmet edeceği gibi hukuka ve zamana da hizmet etmektedir. 

Diğer Makaleler

seafoodplus.info

Av. Ceren Sümer CİLLİ

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.