Eğlence Mekanları">
Güzel ülkemin güzel şehri #Mardin
Dostlar eğer Mardin’e gitmediyseniz kendinizi eksik hissedin!
#yapikrediadiosilegeziyos #adiosrotalari ile Mardin gezisi başlasın o zaman 🎒🤗
İzim Bozada - 11 Aralık
Medeniyetler ve kültürler beşiği, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en gözde kentlerinden biri olan Mardin, gerçekten de tarih sayfalarından fırlamış bir şehir. Adeta şiir gibi bir kent. Şehrin tamamında otantik ve bambaşka bir atmosfer hâkim.
Pek çok farklı kültürün bir arada yaşadığı, günümüzde de kardeşçe yaşamaya devam ettiği şehirlerimizden biri Mardin. Dar sokaklarında gezerken, evlerin mimarisini incelerken sizi o farklı havasının içine alıveriyor. Kendinizi bambaşka bir evrende gibi hissediyorsunuz. Hele de mimari ve kültürel açıdan farklı pek çok özelliği taşıyan camiler, türbeler, kiliseler ve manastırlar sizi büyülüyor.
Dağın tepesinde kurulmuş bir şehir olan Mardin, Mezopotamya olarak bilinen toprakların, Yukarı Mezopotamya’nın en eski kentlerinden biri. Yıllarca, yüzyıllarca pek çok köklü medeniyete ev sahipliği yapmış. Pek çok önemli ticaret yolunun da kavşak noktasında bulunmuş. İpek Yolu güzergâhında yer alıyormuş.
Mardin’de ilk yerleşimin MÖ yıllarında başladığı tahmin ediliyor. O zamandan bugüne Aramiler, Süryaniler, Sümerler, Akadlar, Baviller, Asurlar, Persler, Araplar, Bizanslar ve Selçuklular gibi farklı imparatorlukların ve devletlerin hâkimiyetinde kalmış. Son olarak da Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine giren Mardin toprakları, cumhuriyet ile birlikte günümüze kadar ulaşmış.
Fotoğraf: Kasimiye Medresesi
Bu kadar farklı kültürü barındırmış Mardin’de gezerken neredeyse her kültürün izlerini bugün bile görebiliyorsunuz. Gerek konuşmada, gerek yemeklerde gerekse de sokaklarda ya da mimari de mutlaka karşınıza çıkıveriyor.
Mardin’e ulaşım oldukça kolay. İster karayolu isterseniz de havayolu ile oldukça rahat ulaşabilirsiniz. Konaklamak için de pek çok farlı seçeneğiniz var Mardin’de. Son yıllarda artan turizm potansiyeli ile konaklama tesislerinin sayısı ve kalitesi de artmış. İsterseniz şehir merkezinde bir şehir otelinde, isterseniz de civar ilçelerde güzel bir Mardin butik otelinde konaklayabilirsiniz. Mardin otelleri yılın her dönemi hizmet veriyorlar. İhtiyacınız olan her türlü imkâna da sahipler. Mardin otellerinin fiyatları ise oldukça uygun. Sezona göre değişiklik göstermiyor. Kaldığınız otelin kalitesi ve hizmetine göre değişse de genel olarak her zevke ve bütçeye uygun bir otel mutlaka var.
Mardin sokaklarında gezerken ilginizi ilk çekecek şeylerden biri de Mardin evleri ve mimari özellikleri. Özellikle Süryani ve Ermeni mimarisinin izlerini taşıyan evler, kesme taş işçiliği ile yapılmış. Evlerin bu güzel görüntüsü İslam eserlerinin, camilerin ve kiliselerin büyüleyici görüntüleri ile birleşince adeta bambaşka bir manzara çıkıyor ortaya. Bu yüzden de Mardin’e açık hava müzesi deniyor zaten.
Fotoğraf: Mardin Müzesi
Mardin’e geldiğinizde şehre hâkim bir tepede bulunan Mardin Kalesi’ni de ziyaret etmelisiniz. Evliya Çelebi’nin eserinde de geçen Kale, şehrin güzel bir manzarasını sunuyor sizlere. Mardin Müzesi’ni ve Kırklar Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Mardin turuna biraz mola verip en ünlü ilçesi Midyat’a da uğramalısınız. Burası bambaşka bir dünya zaten. En az bir gününüzü Midyat’ı gezmeye ve buradan hediyelikler almaya ayırabilirsiniz.
Midyat da Mardin gibi müze görünümlü bir ilçe. Her yeri tarih ve kültür kokuyor. Dar sokakları, taş evleri, el sanatları, yemekleri ve samimi halkı ile sizi etkileyecek. Kentin görüntüsünü yükselen Süryani kiliseleri oluşturuyor. Oldukça ilgi çekici yapılar. En azından bir tanesinin içini de gezmelisiniz. Deyrulumur Manastırı ise ilçede mutlaka görmeniz gereken bir diğer yer.
Midyat’ta bir de ilçedeki çarşıyı gezmelisiniz. Gümüş işçiliği ile ünlü olan ilçede hem yapılırken sanatkârları izleyebilir hem de bu nadide gümüşleri satın alabilirsiniz. Midyat’ın kendine has acur ve kavun gibi ürünleri de meşhur. Tadına bakmalı hatta satın almalısınız. Antepfıstığı da bölgeye gidildiğinde unutulmaması gereken ürünlerden. Badem şekeri, leblebi ve ceviz sucuğu da satın alabilirsiniz.
Fotoğraf: Ulu Camii
Mardin’de bulunan çok sayıda cami, kilise, manastır, han ve hamam var. Buraları da ziyaret edebilirsiniz. İpek Yolu üzerinde bulunduğu için tarihi kervansaraylara da rastlıyorsunuz. Mutlaka gezin. Sıtra Daviyya olarak anılan ve Peygamberimizin ayak izinin bulunduğu söylenen yere de gidebilirsiniz. Kasımpaşa Medresesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Mardin Oğuz Köyü sınırlarında bulunan dara Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Burada bulunan kiliseleri, sarnıçları, yer altındaki zindanı mutlaka görmelisiniz. Dara Antik Kenti’nin civarında adet mağara eve de rastlıyorsunuz. Değişik görsel yapıları ile ilginizi çekebilirler.
Mardin’de, her yıl haziran ayında Kiraz Festivali düzenleniyor. Eğer tarih olarak denk gelirseniz festivale katılmak da farklı bir deneyim olabilir.
Mardin gibi güneydoğu’nun en gözde kentlerinden birine yapacağınız ziyaret, biraz da tarih ve kültür meraklısı iseniz, size unutulmaz bir tatil sunacaktır. Önümüzdeki günler Mardin ziyareti için uygun tarihler olabilir. Fotoğraf makinenizi ya da kameranızı almayı ihmal etmeyin. Bavulunuzda da büyük bir boşluk bırakın, çünkü gördüğünüz her şeyi almak isteyebilirsiniz. İyi gezmeler herkese
Mardin otelleri için tıklayınız: seafoodplus.info
Demiştik ya! Mardin’i baharda ve sonbaharda gezmek gerekir. Badem ağaçlarının çiçeklendiği bahar aylarında giderseniz şehrin çevresinde yapacağınız geziler görsel bir şölene dönüşüyor ve bu şahane şehre bir kat daha güzellik katıyorMardin’e gidince eski şehirde elinizde fotoğraf makinesi sokak aralarında kaybolun.. Çocukla gençle yaşlısıyla sohbet edin.. dükkan dükkan gezin.. hiç korkunuz olmasın, müthiş deneyim olacakHer yerde yapamayacağınız şeyler yapın. Yolda hızla gelen katırlardan korkmayın, birde çocukların rehberlik hizmetlerini boş geçmeyelim!
Süryani köyleri var, gidin. Geçmişlerini öğrenin. Kiliselerini, camileri, medreseleri gezin. Kasimiye medresesinin kubbesine çıkın, harika Mezapotamya fotoları çekin. Mor Gabriel Manastırına mutlaka gidin, kuryakos acar’a slm söyleyin sizi gezdirsin. Nusaybin beyaz su ya mutlaka gidin, dere kenarında yemek yiyin. Hasankeyfi Midyat’i gezmeyi unutmayın ..
Fotoğraf: Dara Antik kenti
Tanıştığımız konuştuğumuz herkes çok tatlıydı. Midyat'ta bir sokakta hapşurduk, çok yaşa ile başlayan ve zor ayrıldığımız bir sohbete daldık. Yine Midyat'ta gecenin bir saati kızkıza küçük çocuklarımızla sokak dürümcüsünden ciğer bile yedik. Esnaf inanılmaz nazik. Taksi şoförleri bile öyle. Taksinin radyosunda Deniz Tekin ve Ceylan Ertem dinlemek sürpriz oldu. Havalimanından otelimize minibüs kiralayarak gittik. Midyat ve Hasankeyf için yine minibüs kiraladık. Hasankeyfi gezerken bize rehberlik eden Eyüp Bey'e buradan teşekkürler.
Peki Mardin’de;
1- Ne, nerede yenir, ne içilir?
2- Nerelere gitmeli?
3- Ne yapmalı?
4- Ne alınır?
Mardin’de ne, nerede yenir, ne içilir?
Mutlaka yöresel yemekleri denemelisiniz. Kaburga dolması, aluciye soslu kuzu kol, kuzu Tandır, tirozi turşusu, sembusek, içli köfte çeşitleri ve mumbar dolması tadılmalıdır Yemek konusunda Mardius Tarihi Konak'ı tek geçerim. Cercis Murat konağı'nda yöresel pek çok yemeği bulabilirsiniz. Erik yahnisi, çağla ve kuzu eti'nden yapılan yemekleri oldukça değişik ve lezzetlidir.
Bagdadi en iyi restoranlardan diğeri, kaburga dolmasını tatmanızı tavsiye ederim. Caddenin sonunda Yusuf Usta’da kebap yiyebilirsiniz, fiyatlar uygun ve cok lezzetli. Fıstıklı kebabı çok meşhur. Antik Sur Restaurant yemekler süper (Mardin tabağı isteyin) semmüsek yiyin. Ana caddede Rido kebap’ta zırhta çekilmiş kebap yemin. Şişlere geçirilen satırla kıyılmış etlerden yapılan bir kebap. Yanında da ayran! Kredi kartı geçmiyor. Yeni şehirde Ebrar lokantasında mumbar. Mardin’in meşhur mırra kahvesi çok acı ama denemeye değer. Mardin mutfağı ciddi anlamda özel ve güzel çeşitli bir mutfak. Midyat'ta Bahar Restaurant’da yedik, mükemmeldi. Mardin’in cevizli sucukları çok bambaşka. Gözünüz, gönlünüz, damağınız bayram edecek. Mardin'e özgü bir yemek olan etli ekmek yemek isterseniz, Cumhuriyet caddesinde yer alan tüm lokantalar bunu yapıyor. Tamamen el yapımı, et ve çeşitli baharatlar ile harmanlanan malzeme fırına veriliyor ve sonrasında afiyetle yeniyor. Porsiyonlar lahmacun büyüklüğünde ve 1 tanesi rahatça doyuruyor adamı. Ve o kadar lezzetli seafoodplus.infosuz etin lezzeti başka, ve yanında çanakta verilen yayık ayran. Mardin sıcağında kendine getiriyor insanı. Şahreman Lokantası: Mahalli yemekler servis eden bir esnaf lokantası. Mardin Tabak adlı yemeklerini isterseniz sembusek, irok, etli ekmek, ekşili dolma, Mardin türlü ve kaburga dolma ile işkembe dolmasını bir arada deneme fırsatınız olur…Cihan Lokantası: Midyat'a giderseniz yemek yemek için en iyi adres Cihan Lokantası. Mardin tandır, kuzu gerdan, kuzu kaburga ve perde pilavı inanılmaz lezzetli. Sonunda da irmik helvasını mutlaka deneyin. Artuklu Kahve: Burada Mardin'e özgü Dibek kahvesinden tadabilirsiniz. Yada satın alıp eve götürebilirsiniz. Burası aynı zamanda bir kuruyemişçi. Mardin'in nefis cevizli sucuklarından ve hayalet denilen mavi badem şekerlerinden de buradan alabilirsiniz. Bu şekerlerin tarçın ve zencefilli olanları da mevcut.
Mardin’de nerelere gitmeli, nereleri görmeli?
Cumhuriyet caddesi eski Mardin’in merkezi ve çarşı caddesi olarak geçiyor aynı zamanda, kesinlikle görülmeli. Cadde uzerinde bircok sey bulabilirsiniz. Gündüzü mezarlık, gecesi gerdanlık Mardin de fotoğraftaki Deyrulzafran manastırı (Süryanilerin çok güzel manastırıdır), Kırklar kilisesi, Ulu Camii, Olgunlaşma Enstitüsü, Mardin Müzesi, Sabancı Müzesi, Dara Antik Kenti, Kasımiye ve Zinciriye Medreseleri.
Özellikle gece Deyrülzefran’dan Mardin ovasının görüntüsü hafızalarınızdan uzun yıllar gitmeyecektir.
Yaşamın binlerce yıl ötesine uzandığı Anadolu’da sizi en şaşırtacak şehirlerden biri belki de Mardin’dir. Mezopotamya Ovası’nın büyüleyici manzarasına ve eşsiz bir mimariye sahip Mardin’i gezerken sanki burada zaman durmuş gibi hissedersiniz. Farklı dillerin ve dinlerin huzur içinde yaşadığı şehir, size bir kardeşlik hikayesi anlatır. İşte bu güzel şehirle ilgili tüm detayları Mardin gezilecek yerler rehberinde bulacaksınız.
Bereketli Mezopotamya topraklarının ortasında yükselen Mardin, hemen ilk görüşte sizi etkiliyor. Camileri, kiliseleri, medreseleri gezerken gördüğünüz güzelliklere, sokaklardan çarşılardan gelen farklı sesler ve kokular ekleniyor.
Tarihi boyunca birçok medeniyetin de ilgisini çeken şehir, Akadlar, Sümerler, Hurriler, Persler, Asurlar, Babiller, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar’ın hükümdarlığına girmiş hatta bir dönem Timur’in istilasına uğramış. Ama Mardin’e asıl damgayı vuran 11 – yüzyıllarda bölgeye hakim olan Artuklular olmuş. yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlılar’a katılmış.
Sarı kalker taşından inşa edilen Mardin evleri şehrin en dikkat çeken özelliği. Kolay işlenen bu taşlar ustaların elinde bir sanat eserine dönüşmüş. Farklı büyüklüklerde yapılan evlerin birbirinin manzarasını kesmemesine dikkat edilmiş. Üst üste inci gibi dizilmiş evlere geceleyin uzaktan bakma şansı bulursanız neden buraya gerdanlık dendiğini siz de işte o zaman anlıyorsunuz.
Sokakların dokusal özelliklerinden biriyse abbaralar. Geçit gibi, evlerin altına inşa edilen abbaralar sokakları birbirine bağlamanın yanında halkı yağmurdan, güneşten koruma görevi görmüş yıllarca.
İnişli çıkışlı, dar sokaklarda halka yardım etme işindeyse en çok eşeklere iş düşmüş. Araç girmeyen sokaklarda çöp toplamadan malzeme dağıtıma kadar birçok iş için eşekler yardım ediyor burada. Hatta şehrin belediye görevli listesinde eşekler de var.
Şehrin labirent sokaklarında sizi bekleyen sürprizlerin en başında çarşılar geliyor. Rengarenk kumaşlar, mis kokan sabunlar, telkâri işlemeler, bakırlar, baharatlar ve çıtır çıtır bademler tüm duyularınızı harekete geçirecek cinsten. Teraslara kurulan kafelerde mırra içerek soluklanabilir, buralardan şehrin taklacı güvercinlerini izleyebilirsiniz.
Mardin öyle bir şehir ki, bölgede benzer yerleşimler olsa da onlar arasında eşsizliğini koruyabilen ender yerlerden biri olmuş. Şehri gezmeye başladığınızda bu farklılığını ve güzelliğini gördüğünüz her evde her sokaktan anlıyorsunuz zaten.
Mardin’i tarif ederken en çok kullanılan isimlerden biri de galiba “barış şehri” ifadesidir. Süryani nüfusunun fazla olduğu şehirde gerçekten de Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar yüzyıllardır yan yana ve barış içinde yaşamayı başarmış. Bu huzur ortamını şehri gezerken de hissediyorsunuz.
Hazırladığım Mardin gezi rehberinde ilk olarak Mardin gezilecek yerleri anlattım. Sonrasında Mardin’de ne yenir / nerede yenir, Mardin’de nerede konaklanır ve Mardin’e nasıl gidilir gibi sorularının cevaplarını da bu yazıda vermeye çalıştım.
O zaman Mardin’i tanımaya başlayabiliriz.
Şehirde gezilecek yerlerin neredeyse çoğu eski şehir bölümünde toplanmış. Buranın da can damarı şehri ikiye bölen 1. Cadde Caddenin başlangıcında yer alan Cumhuriyet Meydanı’ndan şehri gezmeye başlayabilirsiniz. Şehrin üst ve alt bölüm olarak ikiye ayırarak gezerseniz sizin için daha az yorucu olacaktır.
Cumhuriyet Meydanı’na geldiğinizde güzel mimarisi ile dikkatinizi çekecek yer müze binası olacak. Mardin Müzesi aslında patrikhane olarak inşa edilmiş. Daha sonra bir süre garnizon binası sonra da siyasi parti merkezi gibi farklı amaçlarla kullanılmış.
En sonunda Kültür Bakanlığı’nın binayı satın alması ile müzeye dönüştürülmüş. ’den beri açık olan müzede yakın bölgeden çıkartılan birçok değerli eser sergileniyor.
Mardin Müzesi giriş ücreti: 12,5 Lira MÜZEKART geçerli.
Şehrin en üst bölümünde yer alan kale için kartal yuvası boşuna demiyorlar. Tepeye konumlanmış kale yüzyılda Hamdaniler zamanında inşa edilmiş. Uzunluğu bir kilometre kadar. Daha sonra şehri ele geçirenler kaleyi kullanmışsa da bir dönem tamamen terk edilmiş.
Şu an ziyarete açık olmayan kalede birkaç yıldır devam eden bir restorasyon çalışması var. Şehrin en güzel manzara noktası olduğundan umarım en kısa zamanda açılır. Çünkü kaleden ovayı ve şehri izlemek bence harika bir deneyim olacak.
Şehrin üst bölümünde ziyaret edeceğiniz yerlerden bir de etkileyici yapısıyla Zinciriye Medresesi. Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından yılında yaptırılmış. (Nasıl uzun bir isimdir bu böyle 🙂 Timur şehri istila ettiğinde Melik Necmettin İsa’yı bir süre burada hapis tutmuş.
Yivli kubbesi, avlusu, camisi ve insan hayatını simgeleyen su havuzuyla şehirde görebileceğiniz en özel binalardan biri. Ayrıca buradan şehri ve ovayı izlemek ayrı bir keyif veriyor.
Giriş ücretsiz
– yılları arasında yaptırılan medrese 2 katlı planla inşa edilmiş. Günümüze ulaşana kadar birçok değişiklikler yaşayan bina yine Artuklular’ın harika taş işçiliğinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.
Yapının güzelliğinin ötesinde manevi değeri de çok fazla. Mihrabın hemen yanında göreceğiniz Hz. Muhammed’in ayak izleri, buraya uğramanız için önemli bir neden olabilir.
Mardin’in sembollerinin en önemlisi Ulu Cami. Neredeyse her Mardin fotoğrafında bu caminin kendisini ya da minaresini bir şekilde görürsünüz. Bu güzel cami bir Artuklu döneme eseri. İlk olarak bu binada kullanılan yivli kubbe modeli daha sonra gelenek haline gelmiş. Başlangıçta iki minaresi varmış ancak biri zaman içerisinde yıkıldığından bugüne tek minaresi ulaşmayı başarmış. Yıllar içerisinde camiye farklı ilaveler ve düzenlemeler de olmuş.
Şehrin en eski kilisesi sayılan yapının diğer bir adı da Mor Behnam Kilisesi. Bir dönem patriklik merkezi olarak kullanılmış. Daha sonra da okul olmuş. Kilisenin taş işçiliği kadar ahşap kapıları ve bezemeleri de görülmeye değer parçalar arasında.
Giriş ücretsiz
Yine göz alıcı yapısı ve taş işçiliğiyle dikkat çeken Meryem Ana Kilisesi Cumhuriyet Meydanı’nda görebileceğiniz yerlerden biri. Bina yılında inşa edilmiş. yılında Kültür Bakanlığı’na devredildikten sonra müze olarak hizmete vermeye başlamış.
Muhteşem mimarisiyle şehrin eteklerinde konumlanan Kasımiye Medresesi, Mardin’in etkileyici yapılarından bir diğeri. İnşası Artuklular zamanında başlamış ancak araya giren savaşlar nedeniyle Akkoyunlular döneminde tamamlanabilmiş. yılında biten binanın yer aldığı alan camisi, türbesi ile bir külliye şeklinde planlanmış.
Giriş ücretsiz.
Mardinli bir aile olan Şatana ailesinin yaptırdığı bina şehrin zengin mimari mirasını görebileceğiniz yerlerden biri. yılında yapıldıktan sonra konut olarak kullanılmış ancak yılında bina PTT binası olmuş. Günümüzde ise Artuklu Üniversite’sinin uygulama oteli olarak kullanılıyor.
yüzyıl eseri olan çarşı sıra sıra dükkanlardan oluşuyor. yılında geçirdiği restorasyonla şehrin en çok gezilen yerlerinden biri haline gelmiş. Bugün içerisinde hediyelik eşyaların yanı sıra kumaşlar, çalgı enstrümanları ve bakırdan yapılma birçok şey bulabiliyorsunuz. Mardin’de ismi çok anılan Şahmeran motiflerini de yine çarşıda bulabilirsiniz.
Binanın yapım tarihi çok bilinmemekle birlikte yüzyılda kışla olarak inşa edildiği tahmin ediliyor. yılında burası Sabancı Vakfı tarafından alınarak Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’ne çevrilmiş. İki katlı binanın üst katında Mardin şehrinin kimliğini/belleğini oluşturan zanaatlar, yaşam alanları, sosyal yaşam ve kent tarihine ait buluntu ve eşyalar sergilenirken alt kattaki galeride fotoğraf, resim, ebru gibi sanat eserlerini görebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: SAKIP SABANCI MARDİN KENT MÜZESİ
Giriş ücreti: Tam 10 Lira / Öğrenci 5 Lira
Şehrin dışında görülecek önemli yerlerden ilki adını safrandan alan Deyrulzafaran Manastırı. Tüm dünyaya yayılmış Süryaniler için çok önemli bir dini merkez olan manastır, yapısının güzelliğiyle dini anlamı dışında da her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Yapı ilk olarak Güneş Tapınağı olarak daha sonra Romalılar dönemindeyse kale olarak kullanılmış. Romalılar bölgeden ayrıldığında Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirirmiş. Safran ismini ise yüzyıldan sonra almış. Taş işçiliği dikkat çeken binanın kubbeleri, kemerli sütunlarının yanı sıra ahşap el işlemelerine de hayran kalacaksınız.
Deyrulzafaran Manastırı Giriş Ücreti: Tam 10 Lira / Öğrenci: 5 Lira
Burası öyle bir yer ki kazılar tamamlandığında “Güneydoğu’nun Efes”i olmaya aday olduğunu söylüyorlar. Ben gittiğimde bile çalışmalar şu anki haline göre çok geride olmasına rağmen çok etkilenmiştim açıkçası. Sadece yüzde 5’inin açıldığını düşünürsek ileride gerçekten müthiş şeyler göreceğimizden eminim.
Dara Antik Kenti Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırlarını korumak amacıyla imparator Anastasius tarafından – yılları arasında bir garnizon yani askeri üs olarak yaptırılmış. Kayaların içerisine oyulan binaları çevreleyen bir sur varmış. İç kale içerisinde ise saray, çarşı, zindan, tophane gibi alanlar bulunuyormuş.
Giriş ücretsiz
Süryani topluluğunun çok önemli yapılarından biri olan Mor Gabriel Manastırı, Midyat ilçesinin 23 kilometre dışında bulunuyor. Tarihçesi yıllarına kadar uzanan yapıya farklı zamanlarda çeşitli bölümler eklenmiş.
– yılları arasında Kral Theodosius zamanında lahitlerin konacağı abide evi, Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Şmuel Mabedi, Theodora Kubbesi, Mor Şlemun Mabedi gibi bölümler eklenmiş.
Mor Gabriel Manastırı Giriş ücreti: 10 Lira
Bölgenin vahası görevi gören Beyazsu şehrin hem serinleme hem de içme suyu ihtiyacını karşılayan yerlerden biri. Midyat – Nusaybin arasında akan dere ve çevresi halkın en sevdiği yerlerden. Dere üzerine kurulu balıkçı tesislerinde taht adı verilen geleneksel oturma alanları bulunuyor. Suyun hemen üstlerine kurulu bu tahtlarda dinlenirken nehirden tutulan balıkların da tadına bakabiliyorsunuz.
Mardin’e 1 saatlik mesafede olsa da Midyat bence bölgede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Mardin’e benzeyen dokusu ile dikkat çeken yerlerden biri. Birçok diziye de ev sahipliği yaptığından manzaralar size çok tanıdık gelecektir. Camileri, manastırı ve kiliseleriyle başlı başına vakit ayrılması gereken bir yer aslında. Eğer Mor Gabriel Manastırı’nı görmek istiyorsanız o zaman yolunuzu Midyat’a kadar uzatmalısınız.
Güneydoğu bölgesinin Suriye ile sınır oluşturan kentlerimizden biridir. Komşu illeri ise Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak.
Coğrafi konumu nedeniyle karasal iklimin hüküm sürdüğü Mardin’de kışlar soğuk, yazlar ise çok sıcak geçiyor. Bu yüzden Mardin için en güzel zaman bence ilkbahar. Özellikle mart sonu – nisan başına yani badem ağaçlarının açtığı döneme denk gelebilirsiniz en güzel zamanı yakalarsınız. Mayıs ortalarına kadar yine sıcaklıklar gezilebilecek ortalamalarda oluyor. Sıcaklığın düşmeye başladığı eylül – ekim arası da yine uygun zamanlar.
Mardin’de sadece eski şehri gezip döneyim isterseniz 2 tam gün size yeterli gelir. Ancak gezilecek yerlerde de anlattığım gibi Mardin’inin çevresinde de görülmeye değer fazlaca yer var. O yüzden 1 günü de çevreye ayırırsanız 2 gece 3 gün daha uygun olur.
Alternatif olarak hızlı bir program isterseniz eski şehre ilk günü ayırmanızı öneririm. Böylelikle ikinci günü de çevredeki gezilecek yerlere ayırma imkanı yaratmış olursunuz.
Baharat ve etin başrolde olduğu Mardin mutfağının yıldızlarını şöyle sıralayabilirim:
Irok (içli köfte): Mandalina şeklinde pişirilen bir çeşit içli köfte.
İsfire: Yumurtadan bir çeşit omlet, pekmez ile servis ediliyor.
Kaburga dolması: Kuşbaşı et ile yapılan harç, kaburganın içine dikilerek pişiriliyor.
Sembusek: Yarım ay şekliyle sac üzerinde pişirilen gözleme.
İkbebet: Haşlanarak yenen bir çeşit içli köfte.
Kibe: Bir çeşit işkembe dolması. Kuzu ve oğlak işkembesinden yapılıyor.
Dobo: Kuzu kolu, sarımsak, yağ, badem ve baharatlarla işlendikten sonra yoğurda bandırılarak yağda kızartılıyor.
Firkiye: Et ve köftenin bir arada olduğu çağla ile yapılan bir çeşit sulu yemek.
Lebeni: Aşurelik buğday ve süzme yoğurt pişirilerek muhallebi kıvamına getiriliyor.
Harire: Üzüm, un, tarçın, ceviz, şeker ve pekmez ile yapılan bir çeşit tatlı.
Kitel raha: Yarma, dövülmüş et, bulgur, soğan, maydanoz ve baharatlarla yapılan içli köfte.
Zerde: Süt, pirinç, tane yeni baharat ve şekerle yapılan bir çeşit tatlı.
Zingil: Kızartılan hamurların üstüne şerbet dökülerek yeniliyor.
Süryani şarabı: Bölgede yetişen üzümlerden yapılan şaraplar burada tadına bakabileceğiniz özel lezzetler.
Harika bir Mardin konağında hizmet veren restoran yöresel yemekler yiyebileceğiniz en özel yerlerden biri. Zengin Mardin mutfağının leziz örneklerinin birçoğuna burada bulabiliyorsunuz. Adeta bir müzeyi andıran konağın yıllar içerisinde çok ünlü misafirleri de olmuş. Prens Charles bu isimlerden biri mesela Yeri 1. Cadde üzerinde
Yörenin ünlü kaburga dolmasını yemek için en çok tercih edilen yerlerden biri. Tepside getirilen kaburga önünüzde ayıklanarak servis ediliyor.
Mardin kebabını gerçek lezzetiyle yiyebileceğiniz yer burası. Sade, fıstıklı ya da cevizli seçenekleri bulunan kebabın yanında domates, lavaş, biber ve sumaklı soğan geliyor.
Manzara eşliğinde yine harika yöresel lezzetler bulabileceğiniz yerlerin başında geliyor. Aşur kebabı, tahinli tavuk, kıdre, sac tava, ırok, mumbar, haşu, patlıcan dolması, ikbebet, mezeler ve harire burada bulabileceğiniz lezzetten birkaçı.
Künefenin lezzeti kadar farklı baklava çeşitlerini bulabileceğiniz bir tatlıcı. Künefe yanında isteyenlere dondurma servis yapılıyor. Ayrıca Diyarbakır ve Batman’da şubeleri var.
Bagdadi’de çeşit çeşit mezelerin tadına bakmak isterseniz Mezopotamya Tabağı bunun için en iyi seçim olacak. Şah Mahallesi’nde hizmet veren restoranın iştah açan bir manzarası var.
Mardin’in ünlü kebapçısı. Dedesi Kebapçı Rıdo’nun yerini şu an Şeyhmus Usta almış. Mardin’e gelen herkesin neredeyse uğradığı bir yer burası. Rido kebabı mekânın spesiyali ama Urfa, Adana, Patlıcanlı, kuşbaşı kebabını da deneyebilirsiniz.
Mardin’in ünlü Süryani şarabını tadabileceğiniz yer arıyorsanız İzla Arte’ye uğramalısınız. Güzel dekore edilmiş sıcacık mekân Mardin havası almak için doğru adres.
Marangozlar Çarşısı’nda yer alan aslında bir kahvehane olan mekân Mardin’le bütünleşmiş yapısıyla gidenlerin ilgisini çeken yerlerden biri. Manzarayı izlerken bir yandan da Mardinlilerle sohbet etme şansı da bulabilirsiniz burada
Mardin turizmde hareketlenmeye başladıktan sonra güzel bir değişime girdi. Tarihi şehir bölümünde birçok bina restore edilerek otele çevrildi. Birbirinden güzel binaların bir kısmı gerçekten çok etkileyici. Yeni şehir bölgesinde de konaklama imkânı var ama mümkünse eski şehirdeki bu tarihi binalarda kalma deneyimini yaşamanızı çok isterim. 1. Cadde üzerindeki oteller en merkezi olanlar.
Şehrin en gösterişli otellerinden biri burası. Muhteşem döşenmiş tarihi bir konakta hizmet veren mekânın 7 odası var. Güzel bir avlusu ve manzaralı bir terası bulunuyor. 1. Cadde üzerindeki otel aynı zamanda gezilecek yerlere de kısa yürüyüş mesafesinde.
Bölgedeki birçok otel gibi tarihi bir binada hizmet veren otel, aynı zamanda birçok yere kolay erişim imkanına sahip. Konforlu odaları ve güzel kahvaltısıyla iyi seçeneklerden biri.
58 odalı otel yine tarihi binalardan birinde hizmet veriyor. yıllık bir kervansaray olan bina harika bir şekilde restore edilerek otele dönüştürülmüş. Taş işçiliğinin en güzel örneklerini odalarda görebiliyorsunuz ama hiçbir konfor eksik kalmamış. Şehre gelen birçok ünlü isim yine buraya uğramış.
Yeni Mardin bölümünde yer alan Ramada Türkiye çapında hizmet veren zincir otellerden biri. Bu standardı koruyan otelde oldukça konforlu bir şekilde kalabiliyorsunuz.
Yeni Mardin bölümündeki otel yakın dönemde hizmete açılmış. Havuzu, açık büfe kahvaltısı var. Araçla çok kısa sürede eski Mardin’e ulaşabiliyorsunuz.
Mardin’e Türk Havayolları ve Pegasus’un düzenli seferleri bulunuyor. Mardin Diyarbakır arası karayoluyla 1 saat 20 dakika olduğundan burası da uçuş noktası olarak kullanılabilir. 2 – 3 saatlik mesafelerde olan Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman uçuş için diğer alternatifler olabilir. Bu noktalardan daha sonra karayolu ile Mardin’e ulaşılabilirsiniz.
Demiryolları ile karayolu aktarması yaparak gelmek mümkün. Ankara’dan Güney Kurtalan Ekspresi ile Diyarbakır’a geldikten sonra Mardin’e otobüs- minibüs aktarması ile ulaşabilirsiniz. Trenle Ankara Diyarbakır arası neredeyse 24 saat sürüyor ve yataklı ve kuşetli kompartımanları var. Diyarbakır – Mardin arası ise araçla 1 saat 20 dakika.
Bunlar dışında karayolu ile gelmek isterseniz çevre şehirlerden ve İstanbul – Ankara – İzmir gibi büyük şehirlerden otobüs ile ulaşma imkânınız var.
İstanbul – Mardin arası yaklaşık kilometre yaklaşık 15 saat
Ankara – Mardin yaklaşık kilometre yaklaşık 10,5 saat
İzmir – Mardin yaklaşık kilometre yaklaşık 16 – 17 saat
Antalya – Mardin yaklaşık kilometre yaklaşık 13 – 14 saat
Trabzon – Mardin kilometre yaklaşık 9,5 saat
Havalimanı ile şehir merkezi arası yaklaşık 20 kilometre kadar. Şehre ulaşmak için HAVAŞ araçlarından ve toplu taşıma araçlarından yararlanabilirsiniz. Havalimanı otobüsleri ile şehir merkezine, otogara ve Kızıltepe’ye ulaşma imkânı var. Bunun yanı sıra taksi servisinden de yararlanabilirsiniz.
Ayrıca terminal binasında araç kiralama servisleri bulunuyor.
Doğu Anadolu’da bu sene () birçok şehri tek başıma gezme fırsatı buldum. Daha önceki yıllarda da tek gittiğim şehirler olmuştu ve bir sıkıntı yaşamadım. Özellikle Mardin bu konuda rahat edebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Anadolu insanı burada da çok yardımcı ve ilgili. Ancak ben yine de her zaman özellikle geç saatlerde tek başına dolaşırken dikkatli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Doğu Anadolu ilginizi çekiyorsa VAN – AKDAMAR ADASI, İSHAK PAŞA SARAYI ve ELAZIĞ GEZİLECEK YERLER yazılarım işinize yarayabilir. Mardine kadar gitmişken Türkiyenin en özel yerlerinden biri Nemrut Dağına da uğramanızı öneririm. Detaylar için NEMRUTUN SESSİZ BEKÇİLERİ yazısına göz atabilirsiniz.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için Instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol