1989 yılında Tavşancıl Belediyesi'nin Sosyal Tesisler Müdürü olarak görev yapan Mehmet Servet Akkor ise "Başkan Salih Akgün’ün (fotoğrafta) unutamadığım bir sözü vardı; 'Deprem insanları öldürmez, ev öldürür' derdi. Depremden önce evinin üstüne kat çıkmak isteyenlere izin vermedi. Hatta evin üstüne kat çıkmak isteyen babasına bile izin vermedi. Buranın deprem bölgesinde olduğunu söyledi'' dedi ve sözlerine şunları ekledi:
''ONA ÇOK KIZANLAR OLDU''
''Salih Gün belediye başkanı olunca ilk projesi depremle ilgili oldu. Bu projeyi Kocaeli Üniversitesi bilim insanları, öğretim üyeleriyle yaptı. Salih Gün depreme her zaman duyarlıydı, ‘Türkiye’de deprem olacak, kaçınılmaz’ derdi. Salih Bey kimseye kat çıkmasına izin vermediği için ona çok kızanlar oldu. Zamanında burada ev yaparken ustaların başında bekledik, malzemeden çalmalarına engel olduk.''
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin detayları gündemde yer alıyor. Her yıl 17 Ağustos tarihinde Gölcük depremi unutulmazken hayatını kaybeden vatandaşlarımız rahmetle anılıyor. 1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova'da büyük yıkımlara neden olmuştu. Türkiye tarihinin en büyük acılarından birini yaşarken, 365 bin konut depremde ya yıkıldı ya da hasar gördü. Marmara Depremi'nde İstanbul'da depremden en çok zarar gören yer Avcılar olmuştu.
Depremin büyüklüğü çeşitli kuruluşlar tarafından değişik değerlerde bildirilmiş ise de moment şiddeti büyüklüğü Mw = 7,4 ve yüzey dalgası büyüklüğü Ms = 7,7 değerleri civarında değişmektedir. Depremin odak derinliğinin 17 km olduğu ve sağ atımlı 120 km civarında bir fay hareketi ortaya çıktığı yapılan incelemelerle belirlenmiştir. Ana deprem dalgasının ardından büyüklüğü 4,0-5,0 değerlerinde olan çok sayıda artçı depremler meydana gelmiştir.
GÖLCÜK DEPREMİ İLLERE GÖRE ÖLÜ SAYISI:
Bolu: 270
Bursa*: 268
Eskişehir*: 86
İstanbul*: 981
Kocaeli: 9.477
Sakarya: 3.891
Yalova: 2.504
Zonguldak: 3
Bursa ilinde ölen kişilerin 258'i, İstanbul ilinde ölen kişilerin 527'si, Eskişehir ilinde ölenlerin 53'ü yaralı olarak diğer bölgelerden gelmiş ve tedavi olurken bu illerde ölmüştür. Yani aslında deprem nedeniyle Bursa ilinde 10 kişi, İstanbul ilinde 454 kişi, Eskişehir ilinde 33 kişi ölmüştür.
Aynı araştırmaya göre;
Yaralı sayısı: 48.901
Sakat kalan: 505
Yıkılan ve ağır hasarlı bina: 96.796 konut ve 15.939 işyeri
Orta hasarlı konut: 107.315
Orta hasarlı işyeri: 16.316
Az hasarlı konut: 113.382
Az hasarlı işyeri: 14.657
Prefabrik talep sayısı: 43.264
Dağıtılan prefabrik sayısı: 40.786
17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ (GÖLCÜK) KAÇ DAKİKA, SANİYE SÜRDÜ?
AFAD’ın resmi sitesinde yer alan bilgilere göre; 17 Ağustos 1999'da yerel saatle 03:02'de merkez üssü Gölcük olan 40,70 kuzey enlemi ile 29,91 doğu boylamında Mw 7.6 büyüklüğündeki 45 saniye süren Gölcük depremi sadece Kocaeli’nde değil, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir bölgede ve Marmara'da hissedildi. Resmi bilgilere göre 17.480 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 işyeri hasar gördü. 2010 yılında yayınlanan Meclis Araştırması Raporu'nda ölen kişi sayısı 18.373 olarak güncellenmiştir.
Gölcük depreminden sonra Türkiye'ye toplamda 52 ülke yardım etmiştir: Japonya, Belçika, İsrail, Azerbaycan, Bangladeş, KKTC, Kıbrıs Rum Kesimi, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fas, Cezayir, Almanya, İtalya, Pakistan, Ürdün, Fransa, Rusya, İngiltere, Mısır, Yunanistan, Gürcistan, İsveç, Macaristan, Malezya, Finlandiya, Amerika Birleşik Devletleri bu ülkelerden bazılarıdır.
Yakın tarihte bu bölgede Adapazarı merkez üssü olmak üzere 1943, 1957, 1967 yıllarında şiddetli depremler olmuştur. Geçmişteki tarihlere baktığımızda bölgede büyük depremler olmaktadır. 1999 depreminden sonra da belirli periyotlarda ve çeşitli büyüklüklerde depremlerin beklenmesi bu fay hattının karakteristik özelliğinden kaynaklanmaktadır.
SON 100 YILDA ÜLKEMİZDE YAŞANAN BÜYÜK DEPREMLER
127 Aralık 1939 Erzincan Depremi 7.9
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi 7.7
24 Kasım 1976 Çaldıran Depremi 7,5
17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi 7.4
23 Ekim 2011 Van Depremi 7.2
12 Kasım 1999 Düzce Depremi 7.2
24 Ocak 2020 Elazığ Depremi 6.6
30 Ekim 2020 İzmir Seferihisar Depremi 6,6
1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi 6,4
GEÇMİŞTEKİ DİĞER BÜYÜK DEPREMLER İÇİN TIKLAYIN!
Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçti.
1999 yılında 16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki yer sarsıntısı, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti.
Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla meydana gelen deprem, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden oldu.
Türkiye'nin kuzey bölgelerden boydan boya geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı bölümünde meydana gelen deprem, 17 Ağustos 1999 Salı günü saat 03:01'de başladı ve 45 saniye sürdü.
Depremin merkez üssü İzmit'in Gölcük ilçesi olarak açıklandı. Büyüklüğü de Richter ölçeğine göre ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından 7,6; Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından ise 7,8 olarak ölçüldü.
Bununla birlikte, bugün genel olarak depremin büyüklüğü, ilk yapılan açıklamalarda duyurulan 7,4 olarak kabul ediliyor ve bu ölçü kullanılıyor.
17 Ağustos Depremi, büyüklüğü açısından Türkiye'de meydana gelen en büyük ikinci yer sarsıntısı olarak kayıtlara geçti.
Derinliği 17 kilometre olan sarsıntıda yer kabuğunun sağa doğru hareket ettiği ve 120 kilometrelik bir hat boyunca kırıldığı tespit edildi.
Jeoloji Mühendisleri Odası, depremden üç ay sonra yayımladığı raporda, fayın üzerinden geçen alanların ortalama 4 metre civarında sağa ve ileriye doğru kaydığını yazdı.
Aynı raporda, Gölcük'teki ana merkez üssündeki kırılmanın ardından aynı fay kuşağı üzerinde daha doğuda yer alan Arifiye bölgesindeki bir başka deprem üssünün de devreye girmiş olabileceğinin düşünüldüğü belirtildi.
17 Ağustos depreminden yaklaşık üç ay sonra, bu kez 12 Kasım'da yine Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde merkez üssü Düzce olan bir başka deprem daha meydana geldi. 7,2 büyüklüğünde olan ve 30 saniye süren Düzce Depremi'nde 845 kişi hayatını kaybetti.
Üç ay içerisinde meydana gelen büyüklüğü 7'nin üstündeki bu iki deprem, Türkiye'deki riskin ve özellikle de İstanbul'un güneyinden geçen fay hattında meydana gelmesi beklenen kırılmaya karşı alınacak önlemlerin daha fazla tartışılmasına neden oldu.
17 Ağustos Depremi, gerek nüfus yoğunluğu gerekse de ekonomik faaliyet açısından Türkiye'nin en önemli bölgesini etkiledi.
Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu.
Ancak bölge halkı, can kaybının çok daha yüksek olduğunu öne sürüyor. Resmi olmayan kaynaklar, can kaybının 50 bin civarında olduğunu iddia ediyor.
İzmit Körfezi'nin güneyinde bulunan Gölcük, Değirmendere ve Karamürsel gibi bazı yerlerde sahile yakın kısımların depremle birlikte deniz sularının altında kalması can kaybı ve hasar tespitini zorlaştıran en önemli unsur olarak gösteriliyor.
Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremden birkaç ay sonra yaptığı açıklamaya göre, en fazla can kaybı yaklaşık 4 bin 500 kişi ile Gölcük'te oldu. Kocaeli'nde kayıtlara geçen can kaybı 4 bin olurken, Yalova ve Sakarya'da ise yaklaşık 2 bin 500'er kişi hayatını kaybetti. Depremin etkilediği İstanbul'un Avcılar ilçesinde ise 976 kişi yaşamını yitirdi.
Getty Images
365.000 Hasar gören bina sayısı
112.735yıkık-ağır hasarlı
124.131Orta hasarlı
128.042Az hasarlı
Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun Temmuz 2010'da yayımladığı raporda, depremde 364 bin 905 konut ve işyerinin yıkıldığı ya da çeşitli düzeylerde hasar gördüğü belirtildi.
Can kayıplarının önemli bir bölümü binaların yıkılması ya da ağır hasar almasının sonucuydu.
Jeoloji Mühendisleri Odası, 1999 yılında yayımladığı raporda, can kaybını artıran en önemli üç unsuru şöyle sıraladı:
17 Ağustos Depremi, ekonomi üzerinde de çok ciddi olumsuz etkiler yarattı.
Farklı kurumların yaptığı hesaplamalara göre, depremin ekonomik maliyeti 12 ile 20 milyar dolar arasında değişiyor.
Bu maliyeti Devlet Planlama Teşkilatı 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası da 12-17 milyar dolar, Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) ise 17 milyar dolar olarak hesaplıyor.
Depremin ardından özellikle yeniden yapılanma çalışmaları nedeniyle dış kaynak ihtiyacı artarken, sanayi bölgesinde bir süre üretim faaliyetlerine ara verilmesi de ekonominin küçülmesine neden oldu.
Türkiye'nin en büyük petrol rafinerisi TÜPRAŞ'ta çıkan yangın günlerce sürdü.
Bazı araştırmalar, 1999 depreminin yarattığı etkinin 2001'de ekonomik krizinin çıkmasında etkili olan nedenler arasında yer aldığını gösteriyor.
Depremin yarattığı ilk şokun atlatılmasının ardından ilk etapta arama-kurtarma faaliyetlerine, bir süre sonra da enkaz kaldırma çalışmalarına odaklanıldı.
Kızılay ve Sivil Savunma Birlikleri gibi kamu oluşumlarının yanı sıra Arama Kurtarma Timi (AKUT) gibi özel ve gönüllü gruplar da yardım çalışmalarında faal rol oynadı. Ayrıca, İngiltere, Yunanistan, ABD ve Japonya başta olmak üzere çok sayıda ülkeden yardım görevlisi geldi.
O dönemde Demokratik Sol Parti (DSP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oluşturduğu koalisyon hükümetine depremin vurduğu yerlere yardım ekipleri ve malzemesi göndermekte geç kaldığı yönünde ağır eleştiriler yöneltildi.
Bazı yerlere kurtarma ekiplerinin ulaşması günler sürdü. Bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları aylarca devam etti.
17 Ağustos'un ardından deprem konusu Türkiye'nin en önemli gündem maddesi haline geldi.
Bülent Ecevit başbakanlığındaki hükümet, gerek deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmak gerekse de depremin yarattığı ekonomik zararın etkilerini gidermek için bir dizi yasal düzenleme yürürlüğe koydu. Yapılan düzenlemeler arasında şunlar yer aldı:
Depremin ardından 170 kamu görevlisi hakkında görevi ihmal suçlamasıyla dava açıldı. Bu kişilerin bazıları görevden uzaklaştırılırken, bazı davalar da zaman aşımı nedeniyle düştü.
Ayrıca yıkılan ya da zarar gören binaların müteahhitleriyle ilgili 2 bin 100 dava açıldı. Ancak bu davalarda verilen hükümler ertelendi veya zaman aşımı nedeniyle düştü.
Yalova'da inşa ettiği binaların önemli bir kısmı çöken ve 200'ye yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan müteahhit Veli Göçer'le ilgili yargı süreci sembol davaya dönüştü. Göçer, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 yıl hapis yattıktan sonra 2011'de tahliye oldu ve iki yıl önce yıl kurduğu şirketle yeniden inşaat sektöründe faaliyet göstermeye başladı.
İstanbul'un Avcılar ilçesinde enkaz altından canlı çıkarılan ve boynunun üzerine düşen kolonla çekilen fotoğrafı nedeniyle depremin sembol isimlerinden birine dönüşen Ömür Kınay'ın 20 yıl süren hukuk mücadelesi de Nisan 2019'da sonuçlandı.
Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında bireysel başvuru yapan Kınay'ın depremde enkaz altında kaldığı binanın ruhsatsız ve kaçak yapı olduğunun tespit edilmesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve kendisine 27 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Bu haber BBC Türkçe'de ilk olarak 12 Ağustos 2019'da yayımlanmıştı