Kapıya, sehpa kenarına, koltuğa ya da diğer mobilyalara bir anlık dikkatsizlik nedeniyle çarpabiliriz. Bu, büyük küçük herkese o an acı verir. Hızla bir morluk oluşur. Bazen çarpmanın farkına varmayız ve oluşan morluktan bu darbeyi aldığımız sonucunu çıkarırız. Kesilme olmadığı için herhangi bir kanama görmezsiniz. Ancak çarpma ya da darbe sonucu olan morarmalar cilt altındaki kılcal damarların hasar görmesi ve kanın cilt altında sızması sonucu ortaya çıkar. Morluklar, travmanın hemen ardından pembe ve kırmızı; sonraki gün ise kandaki oksijenin azalması ile koyu mor ve maviye döner. Daha sonra iyileşmeye başlayarak sırasıyla önce yeşil, ardından sarı ve kahverengi renk alır. Daha fazla renk değişimi görülmez ve en fazla 18 gün içerisinde de kaybolur. İlk günler üzerine bastırıldığında ağrı veren bu oluşumlar zamanla hissedilmez hale gelir.
Darbe ya da çarpmanın yanı sıra kanda trombosit (kan pulcukları) miktarının düşmesine bağlı olarak da vücutta veya bacaklarda morarmalar meydana gelebilir. Genelde ağır bir enfeksiyon geçiren, yoğun bakımda yatan kişilerde bu tür morluklar görülür. Yaş da bu durumda önemli bir faktördür. Yaşla beraber damarları destekleyen dokuların zayıflaması nedeniyle en hafif çarpmada dahi kan, damar dışına geçip mor bir görüntüye neden olabilir.
Hayatın içinde çok sıradan olan morarmalar bazen de nedensiz olarak ortaya çıkabilir. Özellikle morluklar, nedensiz olarak ortaya çıkıyor ve aşağıdaki belirtilerle görülüyorsa bu morlukların üzerinde durulmalı ve nedenleri araştırılmalıdır.
Şayet bir travma olmaksızın bacakta morarma oluşmuşsa ve morarma uzun süre duruyorsa; bu durum gerçekten şüphelenilmesi gereken bir kan hastalığının habercisi olabilir. Ayrıca travmanın şiddeti ve morarma derecesinin de orantılı olması gerekir. Ufak bir çarpma sonrasında büyük morarmalar meydana gelmesi de tehlikelidir. Çocukları konusunda ailelerin dikkat etmesi gerekir. Bu durumda morarmanın oluştuğu yer de önemlidir. Çocuklarda dizden aşağı oluşan morarma yaramazlık, dizden yukarıda oluşan morarma ise daha çok hastalık kaynaklı oluşur.
Çocuklarda dizden aşağı olan morarmalar sıklıkla travma nedeniyle oluşur. Özellikle oyun ve okul çağı çocuklarında bu nedenle oluşan morluklar çok daha sık görülür. Ancak bu morarmaların hepsi travma nedeniyle oluşmaz. Bir travma olmaksızın kendiliğinden oluşan morarmalar anne babaları mutlaka alarma geçirmeli. Çünkü bu morarmalar birçok kan hastalığının habercisi olabilir. Bu nedenle özellikle oyun ve okul çağı diye tabir edilen yaş arasında çocukların vücutlarında oluşan morarmaların aileler tarafından dikkatle takip edilmesi gerekir.
Çarpma ya da düşme sonucu oluşan morlukların etkisini azaltmak için ilk müdahale soğuk kompres olabilir. Bu soğuk kompres inflamasyonu engelleyerek şişmeleri önleyebilir. Ayrıca kanın tek bir bölgeye toplanmasını engellemek için darbe aldığınız bacağınız ya da kolunuzu kalp hizanızdan daha yüksek bir noktada tutmanız önerilir.
Altında kemik bulunmayan veya yumuşak doku katmanlarından zengin olan bölgelerde darbenin şiddeti görece daha az olur. Özellikle dizden yukarıdaki dokular darbenin hızını azaltma özelliği gösterir. Bu nedenle diz üstü bölgenin travmaya maruz kalması bacağa göre daha nadir. Tüm bu özelliklerden dolayı diz üstü morarmalar için biraz daha şüpheci davranmak, hematolojik hastalıkları akılda tutmak gerekir. Kandaki pıhtılaşma sistemi ile görevli trombosit denen hücrelerin azlığı ile seyreden immün trombositopenik purpura (ITP), pıhtılaşma faktörlerindeki eksiklikleri kapsayan hemofililer, trombositlerdeki işlev bozuklukları ve ender olarak lösemi gibi birçok hastalık bu morarmalara yol açabilir. Hatta bazen lösemilerde ilk bulgu trombosit düşüklüğüne bağlı gelişen bu morarmalar olabilir. Aşağıdaki özellikleri taşıyan morluklara dikkat edin:
Unutmayın, doktor muayenesinden sonra yapılacak basit bir kan sayımı, birçok hastalığın teşhisinde yardımcı olur. Elbette ki çocuğunuzun vücudunda oluşan her morlukta doktora gitmeniz şart değil.
Özellikle morarma oluşumunda travmanın rolü olduğundan eminseniz çocuğunuzu gözlemleyin. Gerekirse çocuğunuzu sorgulayın. Çocuklar düşme gibi travma öyküsünü rahatlıkla dile getirebilir. Bunların dışındaki morarmalarda ise çocuğun kan hastalıkları yani bir hematoloji uzmanı tarafından muayene edilmesinde fayda var.
Öncelikle bacaklarda meydana gelen morarmaların nedeni hastalıksa; zaman içerisinde tüm vücuda yayılır. Özellikle çok esmer çocuklarda oluşan morarmalar zaman zaman gözden kaçabilir. Ailelerin bu durumu kesinlikle gözlemlemeleri gerekir.
Morluklar kadınlarda daha çok görülebilir. Bunun sebebi kadınlarda deri altında ya birikiminin erkeklere oranla daha çok olmasıdır. Yetişkinlerde kollar ile vücudun üst bölümünde meydana gelen morarmalar, diş eti kanamaları, adet kanamasının uzun sürmesi, nedensiz adet kanaması, göz içi kanamalar, dışkı ile kan atılması ve hemoroitten gelen kanamalar genellikle pıhtılaşma bozukluğuna işaret edebilir. Pıhtılaşma bozukluğu, hemofili gibi genetik geçişli olabildiği gibi bazen de sonradan ortaya çıkar. Bu nedenle bu tür morarmalarda hematoloji uzmanına başvurmak gerekir. Morarmalar pıhtılaşma sorunlarının yanı sıra karaciğer hastalıklarına, alerjilere ya da lösemiye de işaret edebilir. Kan sulandırıcı gibi bazı ilaçlar da vücutta morluk oluşmasına neden olabilir. Kan sulandırıcı ilaçların fazla kullanımıyla birlikte morluklara gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kusma, mide bulantısı, göğüste yanma hissi, kabızlık da eşlik edebilir. Kan sulandırıcıların yanı sıra non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ya da bazı antidepresanlar morarmaya eğilimi arttırabilir. Hatta sarımsak, gingko, ginseng, balık yağı gibi etken maddeleri içeren takviyeler bile normal trombosit işlevini azaltarak morarmaya neden olabilir. Morlukların yaygın görülen diğer nedenleri şöyle sıralanabilir:
Daha nadir görülen morluk nedenleri de şunlardır:
Halk arasında kurdeşen olarak bilinen, ürtiker hastalığının az görülen türü ürtikeryal vaskülitte de vücutta morluklar oluşabilir. Bu hastalıkta damarlarda inflamasyon meydana gelir. Bunun sonucunda 24 saatten uzun süren lezyonlar görülebilir. Bu lezyonlar daha ağrılı olup vücutta morarma ve kaşıntı yaratabilir.
Bazen de hematom, morluklarla karıştırılabilir. Hematom, genellikle travmalar sonrası büyük damarlarda meydana gelen kanamaların cilt altında toplanmasıdır. Morarmalar ince damarlarda oluşur ve hızlı iyileşir. Kendiliğinden geçmeyen hematom tedavi edilmelidir. Dokunulmayacak kadar acı veren, gittikçe büyüyen, zaman geçmesine rağmen ağrısı artan morarmalar hematoma işaret edebilir. Özellikle kafatasında meydana gelen hematomlar ciddi risk oluşturur. Vücudunda hematom olduğunu düşünen hastaların, hekime başvurması gerekmektedir.
Vücutta çarpma sonucunda oluşmamış morluklar için mutlaka bir hematoloji doktoruna gidilmelidir. Çünkü nedensiz yere ortaya çıkan ve uzun süre geçmeyen morarmalar bir hastalığın habercisi olabilir. Bunlar, kıl diplerinde toplu iğne başı kadar olabildiği gibi daha büyük boyutlarda da ortaya çıkabilir. Küçük morarmalar birden fazla olduğu için kişi çoğunlukla bunları fark edip doktora başvurur. Bazı kişilerde ise bir başka doktorun fark edip hematolojiye yönlendirmesi sonucu tanı koyulabilir.
Morluk şikayeti ile doktora başvurduğunuzda size şu sorular yöneltilebilir:
Morluğun tanısı için ilk olarak kişiden detaylı öykü alınır. İkinci adımda ise muayene edilir. Kişinin genel durumu, ateşi, lenf bezlerinin durumu gibi bulgular muayene sırasında morluğun nedeni hakkında bilgi verebilir. Ardından gerek duyulması halinde birtakım tetkikler yapılır ve tanı bu aşamada konulabilir. Tedavi morarmanın nedenine göre planlanır.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Araçlar da vücudumuz gibi yolunda gitmeyen durumda pek çok belirti verirler. Egzozdan çıkan duman ve duman rengi bu belirtilerin başında gelmektedir. Motorlu taşıtların en önemli parçalarından biri olan egzoz, yanan gazın dışarı atılmasını sağlamaktadır. Bunun yanında yanmış gaz dalgalarının yüksek sesini azaltarak dışarı bırakılmasına yardımcı olur. Eğer egzos olmasaydı araçlardan tahammül edilmez bir gürültü yükselirdi. Peki araçlar için bu kadar önemli olan egzozda, dışarı çıkan dumanlar ve su damlaları ne ifade ediyor? İşte detaylar
Mavi duman çıkması
Egzozdan mavi duman çıkıyorsa bu motorun yağ yaktığı anlamına gelir. Bu durum genellikle pistonların, yağ segmanlarının ve supap lastiklerinin aşınmasından meydana gelmektedir. Turbo araçlarda ise yağ sızmalarından kaynaklanabilmektedir. Zamanında müdahale edilmezse motorun hasar görmesine ve tamamen değişmesine neden olabilir. Bu yüzden egzozdan mavi duman çıkması durumunda yetkili bir servise başvurup subap lastikleri, pistonlar ve yağ segmanlarını kontrol ettirmeniz faydalı olacaktır.
Beyaz duman çıkması
Beyaz duman, fark edilmesi en zor duman çeşitleri arasında gelmektedir. Bu dumanın su buharı gibi ince şekilde çıkması normal kabul edilir. Ancak duman çok beyaz ve yoğunsa dikkat edilmelidir. Bu yoğun ve çok beyaz duman genellikle silindir blok contası hasarı, silindir bloğunun çatlaması veya silindir kapak hasarından dolayı kaynaklanmaktadır. Pek çok sürücü beyaz dumanın soğuk havalardan kaynaklandığını düşünmekte ve önlem almamaktadır. Yoğun beyaz duman görülmesi durumunda zaman kaybetmeden bir yetkili servise başvurulmalı silindir bloğu kontrol ettirilmelidir.
Siyah veya gri duman çıkması
Düşünülenin aksine siyah duman egzozdan çıkan dumanlar arasında en masumudur. Siyah duman genellikle hava filtresinden kaynaklanmaktadır. Hava filtresinin tıkanması durumunda siyah duman görülmesi muhtemeldir. Ancak bu durum hafife alınmamalıdır. Bu dumanın kaynağı egzos sistemindeki yağ sızıntısından veya eksik yakıt yakılmasından kaynaklanıyor olabilir.
Egzozdan su damlaması gelmesi
Egzozdan su damlaması gelmesi veya gaza basıldığında su püskürtmesi pek çok sürücün yaşadığı ve sebebini merak ettiği konular arasında geliyor. Bu durumun pek çok sebebi olabilir. Soğuk havalarda egzozdan çıkan sıcak gazlar, egzoz borularının nemlenmesine ve araç çalıştırıldığında egzozdan su damlamasına veya püskürmesine neden olmaktadır. Bu durum normaldir belli bir süre kullanımla su damlaması geçecektir. Egzozdan su gelmesinin ikinci nedeni silindir kapak contası olabilir. Bu conta, motor içindeki su ve yağı birbirinden ayırma görevini üstlenmektedir. Bu conta hasar gördüyse motor içindeki su ve yağın diğer aksamlara karışmasına neden olmaktadır. Motor antifiriz haznesinde su kaybı oluyorsa contanın hasar gördüğünden şüphe edilebilir. Sorunun kesin çözümü için bir yetkili servise gidip silindir kapak contasını kontrol ettirebilirsiniz.
İçindekiler
Terin renkli görünmesini sağlayan mikroorganizmalara “kromojenik mikroorganizma” denilmektedir ve teri renklendiren-kromojenik maddeler üretmektedir. Malassezia furfur ve Bacillus spp. deride ürettikleri koromatojenler ile terde mavi renk yapmaktadır. Bu renk derininde boyanmasına neden olabilmektedir.
Koltuk altı teri neden sarı olur?
Sarı lekeler nedir? Ter kalıntıları kurumaya bırakıldıysa ve uzun süre yıkanmazsa ya da antiperspirant veya deodorant ürünü biriktiyse ter lekeleri oluşabilir. Zamanla, üründeki alüminyum ve terinizdeki tuz, sarı bir ter leke oluşturur ve bunun normal yıkamayla giderilmesi zorlaşır.
Hiperhidrozis adı verilen hastalıkta; herhangi bir aktivite olmaksızın, hava sıcaklığından bağımsız olarak vücudun özellikle el, koltuk altı, ayaklar gibi belli bölgelerinde aşırı miktarda terleme görülür.
Ter neden asitli olur?
Ter sıvısı vücuttan salgılandığı anda asidik karakterdedir ve kokusuzdur. Bu asidik madde zaman, sıcaklık ve mikroorganizmal faaliyet sonucu bazik karakterde olan amonyaka dönüşür. Ter kokusu da bu bazik maddeden kaynaklanmaktadır.
Ter lekesinin üzerine karbonat döküp, birkaç damla limon suyu damlatıp dakika kadar bekledikten sonra ılık su ile durulamak genellikle ter lekesini çıkmasını sağlayabilmektedir. Beyaz Sabun: Ter lekesinin oluştuğu bölgeyi beyaz sabunla ovalayarak yıkadığınızda başarılı sonuçlar elde edebilirsiniz.
Terleyememenin sebebi nedir?
Ancak bazı durumlarda ter bezlerinin zarar görmesi sonucu ter az salgılanır. Hipohidrozis, immün ya da nörolojik bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi hiçbir nedenin olmadığı durumlarda da görülebiliyor. Yanıklar ve yaralanmalar durumunda ter bezleri hasar gördüğü için hipohidrozis görülebilir.
Terde amonyak var mı?
Ortalama bir insanın günlük ter miktarı yarım litre kadardır. Terde amonyak, protein, şeker, potasyum ve bikarbonatın yanı sıra çinko, bakır, demir, nikel, kadmiyum, kurşun ve manganez gibi eser metaller de vardır.
Bunun için iki yemek kaşığı sirke ve bir kap ılık su kullanabilirsiniz. Sirkeyi su ile karıştırdıktan sonra leke üzerine uygulamanız gerekir. İşlemi tamamlamanın ardından yarım saat bekleyerek lekenin çözülmesine yardımcı olabilirsiniz.