Seyahat
Melih USLU
Haber Giriş: -
Mavi yengeç, son yıllarda popülerliği artan bir besin kaynağı. Hem lezzetiyle, hem de avlanma biçimiyle turistlerin ilgisini çekiyor. Hatta Dalyan’da bulunan tekne turu işletmecilerine umut olmuş durumda. Caretta caretta’larıyla ünlü olan bölge, şimdilerde mavi yengeçleriyle popüler hale geldi.
Son yıllara kadar Türkiye’de en azından gurme yemek seçeneği olarak fazla bilinmeyen mavi yengeçler, Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yaşıyor. Ekonomik değeri yüksek ama Türkiye’de henüz büyük üretim tesisleri ve çiftlikleri mevcut değil. Temel olarak Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi tarafından yetiştirilerek, bölgedeki restoranların ihtiyaçları karşılanıyor. Bu ilginç canlılar restoranların yanı sıra tekne turcularının işine de yarıyorlar. Doğal ortamda yaygın olarak bulunan mavi yengeçlerin Nisan ayının ikinci haftası sezonunun açılmasıyla bu turlar başlıyor ve Ekim ayı sonuna kadar devam ediyor.
Ne var ki, Dalyan Bölgesi’nde düzenlenen mavi yengeç avlama turları konusunda bazı tartışmalar var. Av faaliyetlerinin yasak olup olmadığı tartışması akıllarda soru işareti yaratıyor. Peki, bu turlar hangi durumda yasak ya da değil? Bu soruya Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Arif Yalılı, kooperatif faaliyeti olarak yapılan etkinlikler dışında avlanma faaliyetlerinin yasak olduğunu belirtti.
Görünen o ki turizm sektöründe yaşanan sıkıntı bazı tur tekne sahiplerini mavi yengeç yakalama turları düzenlemeye itmiş. Önceki yıllarda avlanmaları yasak olmayan bu canlılar, av yasağının gelmesi ile beraber kooperatifin kontrolü altına alınmış. Mavi yengeç yakalama turları olarak düzenlenen aktiviteler, işletmeciler tarafından sportif balık avcılığı olarak adlandırılıyor. Turlarda yengeçlere zarar vermediklerini iddia eden işletmeciler, avlarken olta yerine misina kullandıklarını söylüyor. Tur tekne işletmecilerinin söylediğine göre, turistler yakaladıkları mavi yengeçleri ellerine alıp fotoğraf çekildikten sonra ise tekrar denize yaşam alanlarına bırakıyor. Kooperatif yetkilileri, av yasağını dinlemeyen bazı teknelerin yasadışı avlama yaptığından şikâyet ediyor. Dalyan Belediyesi’nin de bu konuda mücadele ettiği söyleniyor.
Adını kıskaçlarındaki mavi renkten alan yengeçlerin asıl vatanı Amerika ve Kanada’nın açık denizleri. Et kalitesi ve nadir bulunma özelliği nedeniyle ekonomik değeri yüksek. Gelişmiş ülkelerde lüks bir ürün olarak yüksek fiyatlara satılıyor. Çin, Tayland, Endonezya, Japonya, Filipinler, İspanya, Fransa ve ABD gibi ülkelerde özellikle lüks restoranlarda ve gurme yiyeceklerin satıldığı dükkanlarda talep görüyor. Bu ülkelerde mavi yengeç etinin kilosu ile dolar arasında değişiyor. Dünya pazarlarında canlı ya da işlenmiş olarak her mevsim alıcı buluyor.
Türkiye’de ise durum farklı. Örneğin, İstanbul’daki balık restoranlarında çok nadir bulunuyor. Yaz ayları avlanmak için tam zamanı. Dalyan ve Antalya’nın çevre bölgelerinde sezon zamanı bulunsa da, ağırlıklı olarak ihraç ediliyor. Türkiye balık tüketimi konusunda Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde. Bu durum mavi yengeç tüketiminde de geçerli. Tüketimi sadece Akdeniz bölgesinin turistik ilçeler ile sınırlı. Buralarda tanesi TL arasında satılıyor. Her bir yengeçten büyüklüğüne göre gram arası et çıktığı düşünüldüğünde, bu canlının doyumluk değil tadımlık tüketilmesi gerektiği anlaşılıyor.
Mavi yengecin yetişme bölgelerinin, doğal düşmanları olan müren, levrek, vatoz gibi yırtıcı balık türlerini barındırmaması gerekiyor. Özel çiftliklerde her türden et, sakatat, mezbaha artıklarıyla beslenebilen yengeçler üreme konusunda oldukça verimli. Mavi yengecin etinde protein çok bol. Etin en yoğun olarak gövdesinde bulunuyor. Ayrıca kıskaç ve bacak bölgelerinde de az miktarda et var.
Muğla iline bağlı Ortaca İlçesi Belediyesi, Dalyan’ın turizm amaçlı tanıtımı için çeşitli etkinlikler düzenliyor ve uluslararası fuarlara katılım sağlıyor. Bölgede turizmi sekiz aya yaymak için çabaladıklarını belirten Ortaca Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Kuş, bölgenin markalaşmasının turist sayısının artmasında etkili olacağı görüşünde. Son iki yıldır turist sayısının azaldığını ve işletmelerin ekonomik sıkıntı çektiğini söyleyen Kuş, bu sene havaların geç ısınması nedeniyle sezonun da geç açıldığını belirtiyor. Kuş, mavi yengeç turları hakkında ise şunları söylüyor:
“Turist sayısı az olunca, tur sahipleri kaplumbağa turlarından sonra mavi yengeç turları da düzenlemeye başladı. Turistlerin ilgisini çeken bu turlara talep giderek arttı. Daha önceki yıllarda turist sayısı yüksek olduğundan dolayı, bölgenin reklama ihtiyacı yoktu fakat şimdi pasta dilimi küçüldükçe, turizmciler farklı arayışlara girdi. Belediye olarak sezon dışında mavi yengeç avlayan teknelere müdahalelerimiz oldu. Kooperatif dışında yapılan bu tür etkinlikleri belediye olarak önlemeye çalışıyoruz.”
Türkiye’de mavi yengeçleri Antalya Demre Gölü’nden Dalyan Bölgesi’ne kadar çeşitli yörelerde bulmanız mümkün. İstanbul da dâhil olmak üzere ülkemizde fazla piyasası olmayan yengeçlerin çoğu ihraç ediliyor. Bu yengeçlerin büyüme süreleri üç yılı buluyor. Etindeki yüksek protein nedeniyle tercih ediliyor; ayrıca afrodizyak etkisine sahip olduğuna da inanılıyor. Tadı, lezzetli bir balığın tadına benzer. İnsanlar etinin mavimsi olduğunu düşünürler; aslında eti beyazdır. Kıskaçları mavi renklidir.
Alem (Kingdom): Hayvanlar (Animalia)
Şube (Phylum): Arthropoda
Sınıf (Class): Malacostraca
Takım (Order): Decapoda
Bilimsel Adı: Brachyura
Av: Karides, Balık, Midye
Yaşam Alanı: Mercan resifleri, kıyı şeridi, kara
Beslenme Şekli: Hepçil
Ortalama Yaşam Süresi: 11 yıl
Renk: Kahverengi, kırmızı, mavi, turuncu
Boy: 1 cm
Kilo: 2 kg
Hiç yengeçlerin kıskaçlarını neden devamlı hareket ettirdiklerini merak ettiniz mi? Aslında onları iletişim kurmak için kullanıyorlar!
Günümüzde den fazla yengeç türü tespit edilmiştir. Bazı yengeçler yalnızca okyanusta yaşarken, diğerleri kıyı şeridinde yaşar ve bazı yengeçler de okyanusun tuzlu su ortamı yerine tatlı suda yaşarlar. Bazıları ise karada yaşar.
Yengeçler çevresel olarak çok önemli hayvanlardır çünkü çevre temizliğine yardımcı olurlar. Ayrıca insanlar da dahil olmak üzere çok çeşitli diğer canlılar için önemli bir besin kaynağıdırlar.
Kral yengeci, at nalı yengeci, mavi yengeç, kar yengeci, hindistancevizi yengeci ve daha fazlası gibi onlarca değişik isimlerde türleri mevcuttur. Yine de hepsi, Yunanca on anlamına gelen deka ve ayak anlamına gelen pous (poda) kelimelerinden gelen Decapoda takımına aittir.
Yengeçlerin çoğu Brachyura alt takımına mensuptur. Bu demek oluyor ki, bu familyadaki yengeçler kısa ve gizli bir kuyruğa sahiptir. Brachyura kelimesi, kısaca brachys ve kuyruk oura için eski Yunanca terimlerden gelir. Tüm yengeçler bu aileye ait değildir ve kral yengeç gibi daha iyi bilinen bazı türler Lithodidae alt takımına dahildir. Bu isim Yunanca lithodes kelimesinden gelir ve taş benzeri anlamına gelir, çünkü çok sert, taş benzeri kabukları vardır.
Her tür yengeç, onu diğer türlerden ayıran benzersiz bir görünüme sahiptir, ancak bazıları yalnızca bir uzmanın onları ayırt edebileceği kadar birbirine benzemektedir. Genel olarak, bir yengeç, çeşitli uzunluklarda çıkıntılarla kaplı yuvarlak veya oval şekilli bir gövdeye sahiptir.
Yengeçlerin vücudun her iki yanında beş tane olmak üzere on bacağı vardır. Ön taraftaki bacak çifti, yengecin savunma veya kendi kendini beslemek için kullanabileceği kıskaçlardır. Bazı yengeçlerde kıskaçlar aşağı yukarı ayaklarla aynı büyüklüktedir, ancak kemancı yengeç gibi bazı türlerde bir kıskaç ayaklarına göre çok büyüktür.
Yengeçler çok çeşitli boyutlarda olabilir. Bilinen en küçük yengeç, 0,68 cm kadar küçük olan bezelye yengeci Pinnotheres pisumdur. Bu, bir aspirin tabletinin yaklaşık yarısı kadardır.
En büyük yengeç, bacakları bir otomobilin uzunluğu kadar yani yayıldığında 4 m genişliğe kadar büyüyebilen Japon örümcek yengeçidir. Şimdiye kadar bulunan en ağır yengeç, bir corgi ırkı köpek veya bir kanişle yaklaşık olarak aynı ağırlıkta, 13 kg ağırlığında bir kral yengeciydi.
Bir yengeç gövdesi, dış iskelet adı verilen sert bir kabukla kaplıdır. Bu, yengeci hayatının büyük bir bölümünde korur, ancak dış iskelet yengeçle birlikte büyüyemediği için yengecin büyümesine izin vermek için genel olarak yılda bir kez dökülmesi gerekir. Bu, yengeçler için çok savunmasız bir zamandır ve genellikle bu zamanlarda saklanmaya çalışırlar.
Bir yengecin üzerindeki dış iskelet, ne renk olduğunu belirleyen kısımdır. Yengeçler, türlere ve nerede yaşadıklarına bağlı olarak birçok farklı renkte olabilirler. Birçoğu kırmızı veya mavi tonlarıdır, ancak kahverengi, beyaz, sarı, ten rengi veya renklerin bir kombinasyonuna da sahip olabilirler.
Ancak bazen Christmas Adasından gelen parlak kırmızı Noel yengeçlerinde olduğu gibi renk çok belirgin olabilir. Bu durumlarda renk, yengeçlerin birbirini bulmasına yardımcı olur veya diğer canlıları uzak durmaları için uyarır.
Yengeçlerin yumuşak kabukları da olabilir veya yırtıcıları caydıran veya mercan resiflerinde veya kayalık nişlerde saklanmalarına yardımcı olan dikenli yumrularla da kaplı olabilirler.
Farklı yengeç türlerinin farklı yaşam tarzları vardır. Bazı yengeçler yalnız yaşar, sadece çiftleşme zamanı geldiğinde diğer yengeçlerle buluşur. Diğer yengeç türleri, büyük gruplar halinde yaşarlar. Bu grupların içinde yüzlerce hatta binlerce yengeç bulunabilir. Grup halinde yaşamak, bir yengecin eş bulmasını kolaylaştırır ve ayrıca herhangi bir yengecin bir yırtıcı tarafından av olarak seçilmesini zorlaştırır, böylece grup içinde daha güvende olurlar.
Yengeçler utangaç davranış sergilerler ve genellikle tehlikeden kaçarlar. Yengeçlerin bir yırtıcı hayvana saldırmak için kullanabilecekleri kıskaçları vardır fakat verebilecekleri hasar ciddi değildir ve çoğu yengeç dövüşmek yerine kaçmayı tercih eder. Ancak hindistan cevizi yengeci gibi bazı yengeçlerin, bir kişinin parmağını kıracak kadar büyük, güçlü kıskaçları vardır. Bu hayvanlar karada yaşarlar ve saldırgan olabilir. Karşılaştıklarında kedi ve köpek gibi küçük hayvanlara bile saldırabilirler.
İsminde yengeç kelimesi bulunan, at nalı yengeci aslında yengeç değildir. Aslında, bir kabuklu bile değil. Bu, dinozorlar zamanından beri çoğunlukla değişmemiş olan eski bir türdür. İnsanlar onlara yengeç demeye devam etmektedir çünkü tuzlu ve acı suda yaşarlar ve yengeç gibi davranırlar ama öyle değillerdir. Şaşırtıcı bir şekilde, yaşayan en yakın akrabaları başka yengeçler değil örümceklerdir.
Yengeçler genel olarak su çevresinde yaşarlar. Dünyadaki her okyanusta bulunurlar. Bazıları her zaman suda yaşarken, diğerleri su kenarında, kayaların içinde ve arasında veya kıyılarda kumda yaşar. Bazı yengeç türleri yalnızca tatlı suda yaşar ve okyanus suyunda ölürler.
Bazı yengeç türleri de tamamen karada yaşıyor, ancak bunların da hayatlarının bir kısmı suda geçer. Çoğunlukla üremek için su ararlar ve yavrular suda doğar ve karaya çıkacak kadar gelişene kadar da suda yaşarlar. Bazen kara yengeçleri, üreme zamanı geldiğinde büyük gruplar halinde okyanusa göç eder, tıpkı kırmızı Noel yengeçlerinde olduğu gibi.
Yengeçlerin ne yediği türe göre değişir, ancak çoğu yengeç hepçildir yani hem bitkileri hem de hayvanları yerler. Büyük yengeçler kendi başlarına yaşarlar ve genellikle çok yaklaşan karides veya balıkları avlayabilirler. Yengeçler ayrıca alg, midye, denizatı ve hatta daha küçük yengeçleri de yerler.
Yengeçler, kendilerini koruyan sert bir dış kabuğa sahip olsalar da, birçok hayvan için en sevilen besindir. Yeni doğan yengeçlerin kabukları yoktur ve genellikle serbest yüzen planktonlar gibi yaşarlar; burada minik balıklar, mercanlar, anemonlar, deniz kurtları ve çoğu hayvan türünün yavruları da dahil olmak üzere her tür yırtıcı hayvanın hedefi olurlar. Yengeçler bir kabuk geliştirmeye başladıklarında daha iyi korunurlar, ancak yırtıcı balıklara, su samurlarına, daha büyük yengeçlere, ahtapotlara ve insanlara karşı hala savunmasızdırlar.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliğinin (IUCN) tüm yengeçlerin koruma statüsünü sınıflandırması için yeterli veriye sahip değildir, ancak bazı türler nesilleri tehdit altında olarak listelenmiştir, bu da sayılarının gelecekte azalabileceği anlamına gelmektedir. Kral yengeçler gibi bazı yengeçler, ısınan su sıcaklıklarına tepki olarak davranışlarını değiştiriyor gibi görünmektedir ve bu gelecekte onların hayatta kalmaları için sorunlara yol açarak gibi gözükmektedir.
Okyanusta hala pek çok sayıda yengeç yaşamaktadır ve insanlar bu bolluktan onları çok sayıda yakalayıp tüketerek yararlanmaktadır. İnsanlar yılda yaklaşık 1,5 milyon ton yengeç tüketmektedir ve en çok tüketilenler listesinin başında Japon mavi yengeci gelmektedir.
Yengeç avcılığı kontrol edilmezse, bazı türlerin nesli tükenebilir. Her mevsim yakalanan yengeç miktarını düzenlemek, sayılarını kontrol altında tutmaya ve gelecekte yengeçlerin var olmaya devam etmesini sağlamaya yardımcı olur.
Erkek yengeçler kıskaçlarını sık sık eşlerini çekmek için kullanırlar. Bu, özellikle kemancı yengeci gibi çok büyük bir pençesi veya kıskacı olan türlerde yaygındır. Bazı türlerin erkekleri de bir dişi için birbirleriyle kavga edebilirler ve kazanan çiftleşmeyi hakeder ve kaybeden ise gidip başka bir dişi arar.
Yengeçler genel olarak kabuk değiştirdiklerinde çiftleşirler çünkü araya girecek sert bir kabuk yoktur. Bu genellikle hem su sıcaklığı hem de dış hava sıcak olduğunda gerçekleşir. Suda yaşayan yengeçlerin çoğu karnı ile çiftleşir ve yumurtalar içten döllenir. Dişi, spermi ihtiyacı olduğu kadar depolayabilir, ardından yumurtalarını döllemek için kullanabilir. Döllenen yumurtalar alt tarafına, kuyruğunun yanına yerleştirilir ve yumurtadan çıkana kadar orada taşınır. Larvalar serbestçe yüzerler ve sudaki planktona katılırlar.
Çoğu yengeç türü üç ila dört yıl yaşar ve bu süre zarfında yırtıcılardan kaçmaları, yiyecek bulmaları, kabuk dökmeleri ve üremeleri gerekir.
Dünya çapında den fazla yengeç türü ile, toplam sayıları çok fazla olarak kabul edilir ancak bu sayılar çoğu tür için bilinmemektedir. Birçok yengeç, ICUN tarafından çok sayıda var olup olmadıklarını söylemek için veri yetersiz olarak belirtilmiştir.
İnsanlar, yiyecek için kullanılan türlerin ne kadar iyi performans gösterdiğine ilgi duyduklarından, bazı türleri yakından izlerler. İnsanların yemesi için rutin olarak yakalanan kral yengeçleri, Opilio yengeçleri, Japon mavi yengeçleri ve diğer türlerin avlanmasında birçok ülkede ne kadarının yakalanabileceği ve tutulanların boyutu ve cinsiyeti konusunda katı sınırlar vardır. Avlanmanın zamanlaması da kontrol edilir. Bu, popülasyonları sağlıklı tutmaya yardımcı olur, böylece bol miktarda yengeç kalmaya devam eder.
Hemen hemen tüm yengeçler hepçildir. Yosun ve diğer bitkileri yerler ve hayvanları da avlarlar.
Bazı bilim adamları yılında yengeçlerin acı hissedemeyeceğini söylemişlerdir. Bununla birlikte, keşiş yengeçleri ile yapılan yeni araştırmalar, bu yengeçlerin elektrik şoklarına tepki verdiklerini ve ağrı hissedebildiklerini göstermektedir. Bu noktada, tüm yengeçlerin acı hissedip hissetmeyeceği veya sadece bir kısmını hissedip hissetmeyeceği ve hissediyorlarsa da ne kadar hissedebildikleri belirsizdir.
Yengeçler yavaşça ileri doğru hareket edebilseler de, genel olarak yanlara doğru yürürler çünkü bacakları bu şekilde bükülür ve yanlara doğru çok daha hızlı hareket etmelerine olanak tanır.
yengeçyengeçler acı hisseder miyengen neden yan yürür