Çağımızın en önemli hastalıklarından olan kanser hakkında toplumun bilinçlenmesi, bireylerin kansere işaret edebilecek klinik bulgulara daha dikkatli yaklaşmasını sağlamaya başlamıştır. Kadınlarda en sık görülen kanser çeşidi olan meme kanserinin erken teşhisinde memede hissedilen kitlelerin önemi büyüktür. Memede kitle her ne kadar kanserin önemli bir bulgusu olabilse de çoğunlukla kanser dışındaki iyi huylu meme hastalıklarına işaret eder. Bu anlamda tüm kadınların memede kitle hakkında doğru ve yeterli seviyede bilgi sahibi olması gerekir.
Meme dokusu; göğüs duvarına tutunan bağ ve yağ dokuları içerisinde yer alan, süt salgı bezleri ve bu bezlere ait kanal dokularından oluşan kompleks bir yapıdır. Bu anlamda meme dokusunda hissedilebilen her türlü kitlesel lezyon; memeyi oluşturan salgı bezi, salgı kanalı, yağ dokusu ve bağ doku elemanlarından kaynaklanabilir. Meme dokusunun kadın eşey hormonlarına yüksek seviyede duyarlı olması nedeniyle kandaki hormon seviyelerinde yaşanan değişikliklere bağlı olarak meme dokusu da değişim gösterebilir ve kitlesel lezyonlara yol açabilir.
Memede hissedilen kitlesel lezyonlar farklı doku türlerinden köken almak üzere aşağıdaki rahatsızlıklardan birine işaret edebilir:
Basit Kistler
Özellikle düzgün sınırlı, hareketli, yumuşak kıvamda hissedilen kitleler basit kist gibi iyi huylu rahatsızlıklara işaret eder. Basit kistler genel olarak meme dokusunda yer alan salgı bezlerinin salgılarıyla dolan, çeşitli boyutlarda izlenebilen içi sıvı dolu yapılardır.
Süt kistleri
Emzirme dönemindeki kadınlarda basit kisttekine benzer şekilde süt salgısıyla dolu kistik yapılar gelişebilir ve kitle olarak hissedilebilir.
Fibrokistik hastalık
Meme dokusu kadın östrojen ve progesteron hormonlarına fazlasıyla duyarlı olduğu için adet döngüsü esnasında hormon seviyelerine göre büyüme ve gelişme gösterebilir. Özellikle hormon düzensizliği yaşayan kadınlarda büyüme ve gelişme dönemlerindeki düzensizlikler meme dokusu içinde bağ ve kist yapılarından oluşan iyi huylu kitlesel lezyonlarla sonuçlanabilir. Fibrokistik hastalık, genç kadınlarda memede görülen kitle lezyonlarının en sık sebeplerindendir ve kanserleşme göstermez.
Fibroadenom
Meme dokusunu oluşturan bağ dokusu elemanlarının iyi huylu ve organize özellikte kitlesel yapılar oluşturması sonucu fibroadenomlar gelişir. Fibroadenomlar 20 yaş civarındaki kadınlarda en sık görülen kitlesel lezyonlardan biridir. Oldukça nadir kanserleşme gösterir. Genellikle düzgün sınırlı, lastik kıvamlı, hareketli, sert lezyonlar olarak hissedilir.
İntraduktal papillom
Memedeki salgı bezlerini meme ucuna bağlayan kanalların epitel dokularında gelişen iyi huylu kitleler papillom olarak tanımlanır. Sıklıkla tek bir salgı kanalında kanlı akıntı ve kitle ile tanınan papillomlar iyi huyludur ve oldukça nadir kanserleşir.
Travma
Meme dokusuna gelen fiziksel travmalar meme içindeki yağ dokusunda hasarlanma meydana getirerek bağ doku elemanlarınca zengin ve düzensiz iyileşme bölgeleriyle sonuçlanır. Bu durum, yağ dokusu içinde kitle olarak hissedilen lezyonlara yol açar. Yağ nekrozları tamamen iyi huylu lezyonlar olsa da kitle gibi hissedilirler.
Meme kanseri
Düzensiz sınırlı, büyüme eğilimi gösteren, sert kıvamlı ve hareketsiz olarak hissedilen kitleler meme kanseri açısından dikkat edilmesi gereken lezyonlardır. Meme tümörleri öncelikle kanser öncesi lezyonlar olarak erken dönemde fark edilebilir ve bu dönemde tedavi oldukça etkilidir. İlerleyen dönemlerde kitle büyük boyutlara ulaşır ve meme civarındaki lenf bezlerine veya damar yapılarına yayılım gösterebilir. Kitleye bağlı olarak meme şeklinde bozulma, meme ucunda yer değiştirme, ciltte bozulma veya meme ucunda kaşıntılı döküntü gibi ek şikayetler gelişebilir.
Apse
Özellikle emzirme dönemindeki kadınlarda süt salgı bezlerinin iltihaplanmasını takiben gelişen mastit durumlarında, iltihap meme dokusu içinde hapsolduğunda apseleşme görülebilir ve hassasiyet, ağrı, sıcaklık artışı gibi bulguların yanı sıra kitle olarak da hissedilebilir.
Özellikle ergenlik sonrası dönemde kadınların meme kanserini erken teşhis etme amacıyla kendilerini düzenli muayene etmeleri oldukça önemlidir. 40 yaş sonrasında ise her yıl mamografi çektirilerek taramaya devam edilmesi gerekir. Bu doğrultuda muayene esnasında fark edilen bazı belirtiler kanser açısından değerli olabilir. Aşağıdaki belirtilerin varlığında hissedilen kitlesel lezyonların uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi tavsiye edilir:
Memede fark edilen tüm kitlesel lezyonlarda tedavi ile müdahale edilmesi gerekli değildir. Bu anlamda hangi lezyonların nasıl tedavi edileceği, detaylı inceleme sonrasında konulan teşhise göre değişkenlik gösterir. Basit kist veya fibrokistik hastalık gibi iyi huylu rahatsızlıklarda, hastanın günlük hayatını etkileme durumuna göre lezyonlara müdahale edilir. Büyük boyutlu, rahatsızlık veren kistlerde iğne ile aspirasyon yapılabilir veya cerrahi olarak çıkarılabilir. Kanserleşme ihtimali olan lezyonlarda kitlenin boyutuna ve klinik duruma göre kitlesel lezyon veya memenin tamamının çıkarılması gündeme gelebilir.
Meme kanseri olarak değerlendirilen kitlelerde kitlenin klinik durumu, boyutu, yayılım gösterip göstermemesi gibi farklı kriterlere göre hastaya aşağıdaki tedavilerden biri veya birkaçı uygulanır:
Erkeklerde bu kanser türünün daha riskli olması meme dokusundan kaynaklanıyor.
Kadınlarda meme dokusu fazla olduğu için kitle çabuk yayılmıyor, meme dokusu az olan erkeklerde ise kanser kan ve lenf yolu ile çevre organlara ve vücuda çok daha çabuk yayılıyor.
Son istatistikler, Avrupa'da sekiz kadından, Türkiye'de ise 12 kadından birinin yaşam boyu meme kanserine yakalanma riski taşıdığını gösteriyor.
Meme kanseri her yüz erkekten birinde görülüyor. ABD'nde yılda yaklaşık erkek meme kanserine yakalanıyor.
ERKEKDE MEME KANSERİ OLMAZ SANILIYOR
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihan Uras, erkeklerin meme kanseri olasılığını düşünmedikleri için teşhisin genellikle geciktiğini söylüyor:
"Bana gelen meme kanserli erkeklerin çoğunluğu ellerine gelen kitleyi yağ bezesi sanan ve doktora gitmekte geç kalan hastalar oluyor. Çünkü “erkek meme kanseri mi olurmuş" diye düşünüyorlar. En büyük etken de bu, toplumda böyle bir yanlış kanı var."
MEME KANSERİ GENİ ERKEKTEN DE GEÇİYOR
Genetik yatkınlığın en önemli risk faktörü olduğunu belirten Prof. Uras, genetik geçiş hakkındaki yeni yorumları ise şöyle açıkladı:
"Eskiden kadında meme kanseri riskleri sayılırken, sadece anne tarafında meme kanseri geçirmiş olanlar riskli kabul ediliyordu ancak artık erkek tarafından da meme kanseri genlerinin geçmiş olabileceği düşünülüyor. Yani ailesinde meme kanseri olan erkeklerin de meme kanserine yakalanma riskleri, ailesinde meme kanseri olmayan erkeklere göre daha fazla.
Mesela kız kardeşinde meme kanseri olan bir erkekde risk artışı vardır. Genetik geçişin dışında obezite, alkol, sigara gibi klasik kanser nedenleri riski artırır. Bir de hormon tedavisi gören ve östrojen hormonuna maruz kalan erkeklerde meme kanseri riski artar."
MEME BAŞINDA ÇEKİLME VE EGZEMA ÖNEMLİ
Erkek meme kanseri hücre tipi ve özellikleri kadın meme kanseri ile aynı. Belirtiler, kadın meme kanseri belirtileri ile benzerlik gösteriyor. Prof. Uras, erkek hastaların genellikle memede ele gelen yumru şeklinde kitle, memede çekinti, koltuk altında beze, meme başı derisinde değişiklik, kıllanma ve egzama gibi şikayetlerle doktora başvurduklarını ifade etti.
Kadınlarda memeyi koruyucu cerrahi yapıldığını belirten Prof. Uras, erkek meme kanseri tedavisindeki yaklaşımı şöyle anlattı:
"Tedavide erkeklerde koruyuçu cerrahi söz konusu olmuyor. Çünkü erkeklerde meme dokusu zaten az olduğu için meme dokusunun hepsi alınıyor. Tümör meme başından arkasına yerleştiği için erkeklerde mastektomi yapmak gerekiyor. Ardından hastalığın evresine bağlı olarak radyoterapi, kemoterapi ve hormonoterapi yapılabiliyor."
ERKEKLER DE MEMELERİNİ MUAYENE ETMELİ
ERKEN EVREDE YAKALANIRSA TEDAVİ ŞANSI YÜKSEK
Meme kanseri, kadınlarda kanserden ölümlerde birinci sırada yer alıyor. Erken evrede yakalanırsa tıpkı kadındaki gibi erkek meme kanseri de başarıyla tedavi edilebiliyor. Ancak geç teşhis edilmiş ve metastaz yapmış erkek meme kanseri daha ölümcül olabiliyor.
Özellikle de kadınlarda büyük bir telaşa neden olabilen, 'yoksa meme kanseri mi oldum?' sorusuna yol açan bir sorun aksesuar meme. Meme hastalıklarının en az bilinen türü olsa da son yıllarda bu şikayetle hekimlere başvuranların sayısı giderek artıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Can Atalay, aksesuar memenin en çok koltuk altında ele gelen bir kitle olarak hissedilmekle birlikte aslında normal meme dokusu dışında oluşan ek meme dokusu olduğunu belirterek "Dünyada ve ülkemizde son yıllarda bu sağlık problemi konusunda farkındalık artmaktadır. Toplumda yüzde arasında görülme sıklığı olan aksesuar memenin saptanma olasılığı erkeklerde kadınlara göre çok düşüktür. Kişiler aksesuar memeyi genellikle bir hastalık olarak kabul etmediğinden cerraha başvurmamaktadır" diyor. Hastaların büyük kısmının aksesuar memeyi koltuk altında hissettikleri yağ bezesine benzer yumuşak ve hareketli bir şişlik olarak tanımladıklarını ve hekime de bu şikayetle başvurulduğunu belirten Doç. Dr. Can Atalay, aksesuar memenin en çok koltuk altında ele gelen bir kitle olarak hissedilmekle birlikte aslında normal meme dokusu dışında oluşan, doğuştan gelen ek meme dokusu olduğunu söylüyor.
KENDİ KENDİNE GERİLEMİYOR
Kişide tek veya çift taraflı olabilen aksesuar meme dokusu genellikle ilk hamileliğe kadar şikayete neden olmazken, hamilelik döneminde kişi koltuk altında yağ bezesine benzer bir yapının farkına varabiliyor. Özelikle gebelik, emzirme ve adet dönemlerinde gerginlik hissine ve sızlama ile ağrıya neden olabilen aksesuar meme dokusu, sonraki hamileliklerde ve zaman içinde büyüyüp belirginleşebiliyor. Aksesuar meme dokusunun boyut artışı kişinin görsel olarak da rahatsız olmasına neden olabilirken Doç. Dr. Can Atalay, bu dokunun doğuştan gelen bir bozukluk olduğundan kendi kendine gerilemeyeceğini söylüyor. Aksesuar meme dokusuyla başvuran kişilerde şikayetlerin iyi değerlendirilmesi gerektiğini, özellikle yaşam kalitesini etkileyen ağrı ve gerginlik şikayeti olan hastalarda ameliyat ile tedavinin ön plana çıktığını vurgulayan Doç. Dr. Can Atalay "Aksesuar meme dokusu ergenlik ve gebelik öncesi saptanırsa ameliyat edilmelidir. Ayrıca, aksesuar meme dokusunda normal meme dokusunda görülen fibrokistik hastalık, fibroadenom ve meme kanseri görülmektedir. Bu hastalıklar yönünden aksesuar meme dokusu muayene ve ultrasonografi ile takip edilmelidir" uyarısında bulunuyor.
LENF BEZİ VEYA YAĞ BEZESİ İLE KARIŞABİLİYOR!
Aksesuar meme, muayenede lenf bezi veya yağ bezesi ile karışabiliyor. Eğer meme kanseri yönünden risk mevcutsa aksesuar meme dokusunun mutlaka ameliyatla çıkarılması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Can Atalay, "Ameliyat sırasında aksesuar meme dokusunun tam olarak çıkartılması gerekir. Deneyimli cerrahların yaptığı ameliyatta geride meme dokusu kalma olasılığı çok düşüktür, ancak meme dokusu bırakılması şikayetlerin tekrarlamasına neden olmaktadır" diyor. Aksesuar meme dokusunun boyutu arttıkça yapılacak cerrahi işlemin daha geniş bir alanda olacağını ve cerrahi kesilerin boyutlarının da artacağını söyleyen Doç. Dr. Can Atalay "Bu durumda estetik açıdan daha kötü sonuçlarla karşılaşmak kaçınılmaz olmaktadır" diyor ve ekliyor "Aksesuar meme tanısının zamanında ve doğru olarak konulması ve gerektiğinde ameliyat ile çıkartılması aksesuar memenin hayatınızdan çıkması için yeterli olacaktır."
Nedenleri arasında enfeksiyon, travma, fibroadenom, meme kisti, yağ nekrozu veya fibrokistik hastalık bulunur. Göğüste kitle hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir ancak kadınlarda çok daha yaygındır. Fibroadenom meme dokusunda 30 yaşın altındaki kadınlarda yaygın olarak gelişen kanserli olmayan bir tümöral oluşumdur. Meme kisti kanser olmayan içi sıvı dolu keseciklerden oluşan kitlesel yapılara denir.
Regl öncesi döneminde ağrı ve sıkıntıyla birlikte baş gösteren göğüste kist oluşumu durumu, fibrokistik hastalık olarak bilinir. Hastalık, göğüslerde çoklu kistlerin varlığıyla karakterizedir. Henüz menopoza girmemiş kadınların %30’unda bu hastalığa rastlanır. Hastalığın kesin nedeni belli olmasa da, vücuttaki fazla östrojen seviyelerine bağlı olarak görüldüğü yönünde bulgular vardır. Memede ele gelen kitleler iyi huylu olabileceği gibi meme kanserine ait bir bulgu da olabilir. Bu nedenle meme kanseri belirtileri iyi bilinmeli ve göğüste farklılık hissedildiğinde derhal bir genel cerrahi kliniğine başvurulmalıdır.
Kendi kendine meme muayenesi, doktor muayenesi, ultrasonografi ve mamografi kitlelerin tespiti için kullanılabilecek yöntemlerdir. Kendi kendinize düzenli meme muayenesi yapmak istiyorsanız doktorundan bunun nasıl yapılacağı konusunda bilgi alabilirsiniz. Regl döneminde meme dokusu değişiklikleri olabileceği için muayene bu dönemden birkaç gün sonra yapılmalıdır.
Kendi kendine meme muayenesi için hafif basınç uygulayarak yüzeye yakın kitlelerin olup olmadığını kontrol edilir. Daha derin yapılar için biraz daha baskı uygulamanız gereklidir. Eğer olağan olmayan bir yapıdan şüphelenirseniz doktora başvurmanız gerekir. Doktorunuz ayrıntılı fizik muayene yaparak ve gerekliyse USG, mamografi tetkikleriyle herhangi bir kitle varlığını araştıracaktır. Yapılan incelemelerde kitle saptanması durumunda, değişikliğin olduğu dokudan parça alınarak göğüs kanseri araştırması için patoloji bölümünde biyopsi incelemesi yapılması gerekebilir.