memurluktan atıldım / Suç ve Cezaların Memuriyete Etkisi * | Av. Ahmet ALKAN

Memurluktan Atıldım

memurluktan atıldım

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası &#; DMK Madde

Bu başlık altında okuyucuların devlet memurluğundan çıkarma cezası hakkında bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. Devlet memurluğundan çıkarma cezası Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenen en ağır cezadır. Devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kişilerin 60 gün içinde İdare Mahkemesine yürütme durdurma istemli iptal davası açması gereklidir. Bu süre hak düşürücü süredir.

İdare hukuku açısından ise disiplin, “kamu hizmetlerinin belli bir düzen içerisinde yürütülmesinin, verimli ve zamanında iş görülmesinin sağlanması için kamu görevlilerinin uymakla yükümlü oldukları anlayış ve davranış kalıpları” olarak tanımlanabilir. Disiplin suçları ise;

  • Devlet memurlarının kanun, tüzük, yönetmelik hükümlerine göre yapmak zorunda olduğu “görevleri yapmaması” hali
  • Devlet memurlarının uymak zorunda olduğu “kurallara uyulmaması” hali
  • Devlet memurunca yapılması “yasaklanan eylemlerin yapılması” hali şeklindedir.

devlet memurlugundan cikarma cezasi

Kişinin devlet memurluğundan çıkarılması için ağır suçlar işlemesi gerekmektedir. Mahiyeti itibariyle en ağır ceza olan devlet memurluğundan çıkarma cezası için; kişinin rüşvet alması, yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunması, devletin gizli bilgilerini açıklaması, siyasi partiye üye olması veya Atatürk aleyhine suç işlemesi gerekmektedir. Bu suçlar memuriyet onur ve şerefine aykırılık oluşturduğu için cezası ağırdır. Toplum ve birey olarak hiçbir memurun rüşvet almasını veya yüz kızartıcı suç işlemesini istemeyiz. Bu durum idari soruşturma konusu edileceği gibi kişi hakkında aynı zamanda savcılık tarafından soruşturma açılacak ve adli süreçte başlatılacaktır.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Kanuni Düzenleme

tarihli ve sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin suç ve cezaları ile usulüne ilişkin hükümleri; Kanunun “Hizmet Şartları ve Şekilleri” başlığını taşıyan 4. kısmının 7. bölümünde, “Disiplin” başlığı altında maddelerinde düzenlenmiştir.

“Disiplin” başlığını taşıyan 7. bölümde sırasıyla:

  • Disiplin amiri ve disiplin cezaları (m)
  • Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller (m)
  • Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar (m)
  • Zamanaşımı (m)
  • Karar süresi (m)
  • Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı (m)
  • Savunma hakkı (m)
  • Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi (m)
  • Uygulama (m)
  • Disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyasından silinmesi (m)
  • Disiplin kurulları ve disiplin amirleri (m)
  • İtiraz (m)

Konuları düzenlenmiştir.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Nedir?

Devlet memurluğundan çıkarma, maddenin ilk fıkrasının (E) bendinde;

Devlet memurluğundan çıkarma: Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır. şeklinde tanımlanmıştır.

Görüldüğü üzere memurluktan çıkarma cezası memurluk döneminin sonrasını da etkilemekte, kişinin bir daha devlet memuru olamaması sonucunu doğurmaktadır. Bu itibarla diğer disiplin cezalarından çok daha farklı ve ağır sonuçlara yol açmaktadır. Bu bakımdan Kanun devlet memurluğundan çıkarma cezasını diğer cezalara nazaran daha farklı bir usule tabi tutmuştur.

Devlet memurluğundan çıkarma cezasının hiçbir telafi ve geri dönüş imkânı olmaksızın bir daha devlet memurluğuna atanmama sonucunu doğurmasını Anayasanın kamu hizmetlerine girme hakkını düzenleyen maddesiyle bağdaştırmak mümkün görünmemektedir. Adli sicil kayıtlarının dahi belirli bir süre sonra silindiği, memnu hakların iadesinin mümkün olabildiği, hatta hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında olduğu gibi ceza mahkûmiyetinin sonuçlarının dahi doğmadığı durumların olduğu düşünüldüğünde, memurluktan çıkarma cezası için de benzer bir telafi imkânı sağlanması ve geri dönüş hakkı getirilmesi hakkaniyetin bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.

dmk madde

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller

Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller Kanunda iki şekilde düzenlenmiştir. Öncelikle bu fiil ve haller Kanunun maddesinin ilk fıkrasının (E) bendinin (a)-(l) alt bentlerinde 12 alt bent halinde sayılmıştır. İlaveten Kanun maddede sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verileceğini hükme bağlamıştır (m/IV). Bu bakımdan konu iki alt başlıkta ele alınacaktır.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Gerektiren Fiil ve Haller

Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır ( s. K.m/I/E/a-l):

a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,

b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,

c) Siyasi partiye girmek,

d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,

f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,

g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,

k) sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek,

l) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.

Nitelik ve Ağırlıkları İtibariyle Benzer Eylemler

Yukarıda da belirtildiği gibi, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller Kanunun maddesinin ilk fıkrasının (E) bendinin (a)-(l) alt bentlerinde 12 alt bent halinde sayılmıştır. Ne var ki, memurluktan çıkarılma sonucunu doğuran durumlar sadece bu bentlerde sayılanlardan ibaret değildir. Kanun, maddede sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verileceğini hükme bağlamıştır (m/IV). Bu bakımdan, maddede sayılanlara benzer eylemler sonucunda da memurluktan çıkarma cezası verilebilecektir.

Bununla birlikte, tüm disiplin suç ve cezaları için geçerli olan bu hükmün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 ve Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddelerinde ifade edilen suç ve cezaların kanuniliği ya da daha bilinen şekliyle kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesiyle bağdaştırılması mümkün değildir.

Özellikle memurluktan çıkarma gibi bir daha memuriyete alınmama sonucunu doğuran ve kişinin ve çevresinin hayatını derinden etkileyen bir disiplin cezasına yol açan durum ve fiillerin kanunda açık ve net bir şekilde belirtilmesi, bu konuda idareye takdir yetkisi tanınmaması, muğlak ve yoruma açık ifadelerden kaçınılması gerekmektedir. Nitekim kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği, suç ve ceza içeren hükümlerin kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamayacağı Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu itibarla, öncelikle ve özellikle memurluktan çıkarma cezasında kanunda açıkça belirtilen durumların esas alınması işlemin hukuka uygun bir şekilde tesisi açısından büyük önem taşımaktadır.

Mamafih, kanunda açıkça belirtilmese dahi benzer eylemler için de disiplin cezası uygulanmasını öngören hüküm halen yürürlükte olup, idari makamların buna dayanarak işlem tesis etmeleri mümkündür. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kanunun disiplin cezası verip vermeme konusunda değil, eylemin nitelik ve ağırlık itibariyle disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere benzeyip benzemediğinin belirlenmesi konusunda idareye takdir yetkisi verdiğidir. Kişisel hak ve menfaatlerin ihlal edilmemesi açısından bu konudaki takdir yetkisinin son derece hassas bir şekilde kullanılması gerektiği açıktır.

Aksi durum uygulanan disiplin cezasının iptaline yol açacak olsa da özellikle memuriyetten çıkarma gibi ağır sonuçlar doğuran disiplin cezalarında iptal ve hatta yürütmeyi durdurma kararları maruz kalınan kayıp ve zararları telafi etmekte yetersiz kalabilmektedir. Bu itibarla idarelerin bu konuda göstereceği hassasiyetle birlikte, hukuki yolların gecikmeksizin kullanımı büyük önem taşımaktadır. İdarenin bu konudaki takdir yetkisi, özellikle de Kanunda açıkça belirtilmemekle birlikte disiplin cezasına gerekçe gösterdiği eylemin nitelik ve ağırlığı konusundaki tespit ve değerlendirmesi idari yargı denetimine tabi olup bu konudaki hukuka aykırılıklar iptal sebebidir.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar

Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. (m/II)

Yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler. (m/III)

Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri gereğince memurluktan çıkarma cezasının amirin talebi üzerine memurun bağlı olduğu kurumun yüksek disiplin kurulu tarafından verilmesi gerekmektedir. Yüksek disiplin kurulu, amirin teklifini kabul edebileceği gibi reddedebilir de, ancak talep edilenden farklı bir ceza veremez. Yüksek disiplin kurulunun amirin memurluktan çıkarma cezası istemini reddetmesi durumunda amir 15 günlük süre içinde farklı bir disiplin cezası verebilir.

Bu durumda, amirin doğrudan memurluktan çıkarma cezası vermesi, yüksek disiplin kurulunun amirin isteği olmaksızın memurluktan çıkama cezası vermesi, yüksek disiplin kurulunun amirin talebini reddetmesine rağmen memurluktan çıkama cezası verilmesi ya da yetkisiz amir veya yüksek disiplin kurulunun sürece dâhil olması gibi durumlar memurluktan çıkarma cezasının kanuna ve dolayısıyla da hukuka aykırılığı sonucunu doğuracak, netice itibariyle de iptalini gerektirecektir.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Süresi

Memurluktan çıkarma cezası için sayılı Devlet Memurları Kanununda iki tür süre öngörülmüştür: Karar süresi ve zamanaşımı süreleri. Bu sürelere riayet edilip edilmediğinin idari yargı organlarınca resen dikkate alınması gerekmektedir. Ancak bu durum öncelikle ve özellikle dava dilekçesinde belirtilmelidir.

Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanmalıdır (m/III). Dolayısıyla soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna sunulmasından sonra altı ay geçmişse memurluktan çıkarma cezası verilmesi mümkün değildir. Altı aylık karar süresi geçtikten sonra verilen memurluktan çıkarma kararları bu nedenle hukuka aykırı olacak ve iptalleri gerekecektir.

Kanun, memurluktan çıkarma cezası için altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmasını, iki yıl içinde de ceza verilmesini öngörmektedir. Aksi takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrayacaktır. Altı aylık süre, memurluktan çıkarma cezası gerektiren fiil ve hallerin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.

Yani idare memurun memurluktan çıkarma cezası gerektiren bir fiil işlediğini ya da halinin bulunduğunu öğrendiği tarihten itibaren en çok altı ay içinde disiplin kovuşturması başlatmalı ve fiili işlediği tarihten itibaren en çok iki yıl içinde şartları oluşmuşsa memurluktan çıkarma cezası vermelidir. Bu süreler geçtikten sonra disiplin kovuşturmasına başlanamayacak ve memurluktan çıkarma cezası verilemeyecektir (m). Memurluktan çıkarma cezası gerektiren fiil ve hallerin öğrenildiği tarihten altı ay sonra başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, ya da iki yıl tamamlandıktan sonra verilen memurluktan çıkarma cezası hukuka aykırı bir nitelik taşıyacak ve iptali gerekecektir.

Yüksek Disiplin Kurulunun Yetkisi

Memurluktan çıkarma cezasının amiri teklifi üzerine yüksek disiplin kurulunca verileceği yukarıda belirtilmişti. Kanun, hukuka uygun ve yerinde karar verebilmeleri için yüksek disiplin kurullarına birtakım yetkiler vermiştir: “Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler” (m/I).

Az önce de belirtildiği gibi bu yetkilerin amacı; gereken tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilerek olabildiğince sağlam ve doğru bir kanaate ulaşılması, yerinde ve hukuka uygun kararlar verilmesinin sağlanmasıdır. Kendisine tanınan bu geniş yetkilere rağmen yüksek disiplin kurulunun gereken inceleme ve araştırmayı yapmaması, hatalı ve hukuka aykırı kararlar almasına yol açabilecektir. Bu bakımdan, memurluktan çıkarma cezasına ilişkin iptal davalarında yüksek denetleme kurulu kararları ve dayanaklarının özellikle yeterli inceleme ve araştırmanın yapılıp yapılmadığının tespiti açısından titizlikle incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Savunma Hakkı

Savunma hakkı tanınmadan memurlara disiplin cezası verilemeyeceği Anayasal bir ilkedir (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, m/II). Kanun da devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceğini hükme bağlamıştır (m/I). Bu bakımdan, savunma alınmadan verilen memurluktan çıkarma cezası öncelikle söz konusu Anayasa ve Kanun hükümlerinin doğrudan ihlali anlamına gelecektir.

Savunma için memura asgari 7 günlük bir süre tanınmıştır (m/II). Dolayısıyla memura savunması için 7 günden daha az bir süre verilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, memura tanınacak olan savunma süresinin, hakkındaki dosyanın kapsamına ve hacmine, kendisine yöneltilen suçlamanın niteliğine ve istenen cezanın ağırlığına göre belirlenmesi gerektiği açıktır. Özellikle memurluktan çıkarma gibi ağır sonuçlar doğuran cezalar söz konusu olduğunda memura savunması için makul, uygun ve yeterli bir süre tanınmalıdır. 7 günden az olmasa dahi hakkında kapsamlı ve hacimli bir dosya bulunan veya memurluktan çıkarma cezası istenen memura yeterli bir savunma süresinin verilmemesi, savunma hakkının ihlali, dolayısıyla da verilen cezanın hukuka aykırılığı ve iptali sonucunu doğuracaktır.

Kanun, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğunu belirtmiştir (m/II). Diğer disiplin cezaları için söz konusu olmayan, sadece memurluktan çıkarma cezası için söz konusu olan bu hüküm, kanun koyucunun konuya verdiği önemi göstermektedir. Diğer disiplin cezalarından daha farklı ve ağır sonuçlar doğuran memurluktan çıkarma cezasındaki hukuka aykırılıkların tespiti ve cezanın iptali için Kanunun tanıdığı bu hakkın usulüne uygun olarak doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle bu konuda profesyonel hukuki yardım alınması son derece önemlidir.

Kanun, süresi içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağını hükme bağlamıştır (m/II) Bu bakımdan, özellikle memurluktan çıkarma cezasında süresi içinde veya belirtilen tarihte savunmanın yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, süre veya tarihin usulüne uygun bir şekilde memura tebliğ edilmemesi ya da memurun haklı ve meşru mazeretlerinin dikkate alınmaması neticesinde savunma hakkının kullanılamaması savunma hakkından vazgeçme olarak değerlendirilemez.

Ceza Kovuşturması ile Disiplin Kovuşturmasının Bir Arada Yürütülmesi

Memurluktan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller aynı zamanda Türk Ceza Kanununda ya da diğer kanunlarda suç olarak öngörülmüş olup cezai müeyyideye tabi tutulmuş olabilirler. Bu durumda, aynı fiilden dolayı memur hakkında hem disiplin soruşturması hem de ceza soruşturması ve sonrasında ceza kovuşturması başlatılabilir. Sonuç olarak memurluktan çıkarılan kişi, aynı zamanda ve ayrıca ceza yaptırımıyla da karşı karşıya kalabilir ve hüküm giyebilir. Bu durum, Kanunda “Yukarıda yazılı disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmez.” denilmek suretiyle ifade edilmiştir (m/VII).

Konu Kanunun maddesinde ayrıca ve müstakil olarak düzenlenmiştir. Maddeye göre: “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.” “Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” Kanun ayrıca memurlar hakkında suçları nedeniyle yapılan soruşturma sonuçlarının memurun bağlı olduğu bakanlık, kurum ya da kuruluşlara gönderilmesini hükme bağlamıştır.

Görüldüğü üzere Kanun ceza ve disiplin kovuşturmalarını birbirinden ayrı ve bağımsız olarak ele almaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi memurluktan çıkarma cezası gerektiren bir eylemin aynı zamanda ceza hukuku kapsamında suç sayılması ve dolayısıyla ceza soruşturmasına konu olması mümkündür. Bu durumda memur hakkında hem disiplin hem de ceza soruşturması başlatılacaktır. İdarenin, disiplin soruşturması başlatmak veya sonuçlandırmak için ceza soruşturmasının sonuçlanmasını beklemesi seafoodplus.info soruşturması sonucunda memur hakkında kovuşturmaya yer olmadığı, yani takipsizlik kararı verilse ya da memur yargılanıp beraat etse dahi şartları varsa hakkında memurluktan çıkarma cezası uygulanabilecektir. Kısacası ceza hukuku kapsamında suç oluşturmayan bir eylem, memur ve disiplin hukuku kapsamında disiplin suçu sayılabilir ve disiplin cezasına konu olabilir.

Her ne kadar Kanunda birbirinden ayrı ve bağımsız süreçler olarak düzenlenmişler ise de disiplin ve ceza soruşturmalarının birbirlerini etkilememeleri düşünülemez. Söz gelimi kendisine isnat edilen fiili işlemediği yargı kararıyla sabit olan bir memur hakkında bu fiilinden dolayı memurluktan çıkarma cezası verilemez. Bu bakımdan, bu soruşturmaların doğru bir şekilde analiz edilip değerlendirilmeleri ve başvuru yollarında uygun bir şekilde kullanılmaları son derece önemlidir.

Bir Derece Hafif Cezanın Uygulanması

Kanun; geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanabileceğini hükme bağlamıştır (m/III). Bu durumda, devlet memurluğundan çıkarma cezası gerektiren fiil ve halleri işleyen ancak geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memur hakkında bir derece hafif olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezası uygulanabilecektir.

Bu bakımdan devlet memurlarının ve kamu personelinin özenli bir şekilde çalışmaları gelecekte karşılaşmaları muhtemel memurluktan çıkarma cezasına muhatap olmamaları açısından son derece önemlidir. Kanun bu konuyu idarenin takdirine bırakmış olmakla birlikte, idareye tanınan bu takdir yetkisinin mutlak olmadığı, hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde kullanılması gerektiği ve yargı denetimine tabi olduğu unutulmamalıdır. Özellikle memurluktan çıkarma gibi maddi ve manevi sonuçları çok ağır olan idari işlemlerde idarenin takdir yetkisini objektif ve hukuka uygun olarak kullanması ve gerekçelendirmesi büyük önem taşımaktadır.

Özlük Dosyasından Silinme

Kanunun maddesi, disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyalarından silinmesini öngörmektedir. Ancak memurluktan çıkarma cezası maddenin kapsamı dışında bırakılmıştır. Memurluktan çıkarma cezası memurluk statüsünü sona erdirdiğinden özlük dosyasından silinmesi gibi bir durumun olmaması doğal karşılanabilir.

Ancak adli sicil kayıtlarının dahi belirli bir süre sonra silindiği, memnu hakların iadesinin söz konusu olabildiği, hatta hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında olduğu gibi ceza mahkûmiyetinin sonuçlarının dahi doğmadığı durumların olduğu düşünüldüğünde, memurluktan çıkarma cezası için de benzer bir telafi imkânı sağlanması ve geri dönüş hakkı getirilmesi hakkaniyetin bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasına İtiraz

Kanunun maddesi disiplin cezalarına itiraz konusunu düzenlemektedir. Ne var ki memurluktan çıkarma cezası maddenin kapsamında değildir. Yani memurluktan çıkarma cezasına itiraz imkanı bulunmamaktadır. Daha hafif disiplin cezaları için söz konusu olabilirken memurluktan çıkarma gibi çok ağır sonuçlar doğuran bir disiplin cezasına itiraz hakkı tanınmaması hukuken izah edilebilir bir durum değildir.

Devlet memurluğundan çıkarma cezasına karşı sadece idari dava açılabilir. Açılacak bu idari davada yürütme durdurma talep edilmelidir. Aynı şekilde maddi ve özlük hakları iptal davası ile birlikte talep edilmelidir.

Kanunda belirtilen fiil ve haller haricindeki durumlar için memurluktan çıkarma cezası uygulanması, isnat edilen fiil ve hallerin gerçek olmaması ya da memurluktan çıkarma cezasını gerektirmemesi, benzer ağırlık ve nitelikteki fiil ve hallerin değerlendirilmesinde yanlışlık ya da hata yapılması, karar ve zamanaşımı sürelerine riayet edilmemesi, yüksek disiplin kurulunun eksik veya yetersiz inceleme yapması, savunma hakkının usulüne uygun olarak kullandırılmaması, eylem ve yaptırım arasında olması gereken adil dengeyi ifade eden ölçülülük ilkesinin ve alt ilkeleri olan elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkelerinin gözetilmemesi, haklı bir neden olmaksızın bir derece hafif cezanın uygulanmaması gibi durumlar hukuka aykırılık sebeplerine örnek gösterilebilir.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Alan Ne Yapmalı?

Anayasası’nın m. /1 hükmünde, “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” düzenlemesi karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan sayılı Kanun’un /5 maddesinde “disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” Bu kapsamda devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kişilerin idari yargı kolunda dava açması gereklidir.

Kanun, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğunu belirtmiştir (m/II). Diğer disiplin cezaları için söz konusu olmayan, sadece memurluktan çıkarma cezası için söz konusu olan bu hüküm, kanun koyucunun konuya verdiği önemi göstermektedir. Diğer disiplin cezalarından daha farklı ve ağır sonuçlar doğuran memurluktan çıkarma cezasındaki hukuka aykırılıkların tespiti ve cezanın iptali için Kanunun tanıdığı bu hakkın usulüne uygun olarak doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle bu konuda profesyonel hukuki yardım alınması son derece önemlidir.

Memurluktan çıkarma cezasına muhatap olunması durumunda tebliğ tarihinden itibaren dava açma süresi olan 60 gün içinde Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurulmalı ya da iptal davası açılmalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu kararları bağlayıcı olmadığından karara uyulmadığı takdirde tekrar iptal davası açılması gerekecektir. Bu bakımdan zaman kaybetmemek adına doğrudan iptal davası açılması düşünülebilir. Disiplin ve memur hukuku konuları kural olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamına girmemekte, dolayısıyla da Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin görev alanında bulunmamaktadır. Ancak dosyanın nitelik ve içeriğine göre gerekli hukuki yollar kullanıldıktan sonra Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru değerlendirilebilir.

Memurluktan çıkarma cezası kişinin işini kaybetmesine ve bir daha memur olamamasına sebep olmaktadır. Bu bakımdan kişi ve çevresi üzerinde son derece ağır ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Memurluktan çıkarma cezası gerektiren fiil ve haller aynı zamanda ceza hukuku anlamında suç sayılabileceğinden kişinin ceza mahkemelerinde yargılanması ve ceza alması da ihtimal dâhilinde bulunmaktadır. Bu tür olumsuz durumlara karşı disiplin soruşturmasından itibaren profesyonel hukuki yardım alınması büyük önem taşımaktadır.

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Danıştay Kararları

Aşağıda alıntılanan kararların incelenmesinden de görüleceği üzere, Danıştay memurluktan çıkarma cezasında savunma hakkının usulüne uygun bir şekilde tanınmasına ve yerine getirilmesinin sağlanmasına ve ayrıca eylemle yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi tanımlayan ölçülülük ilkesine ve ölçülülük ilkesinin alt ilkeleri olan elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkelerinin gözetilmesine önem vermektedir.

Danıştay Onikinci Daire; 21/06/, Esas No: / Karar No: /

Aynı Doğrultuda: Danıştay Onikinci Daire; 02/02/,Esas No: / Karar No: /

  • Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
  • Devlet Memurları Kanunu Madde

Hakkında Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Teklif Edilen Davacı Hakkında Son Savunması Alınmadan Tesis Edilen Dava Konusu İşlemde Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.

maddede diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken maddeyle memuriyetten çıkarma cezası açısından, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu disiplin cezası bakımından ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.

Anayasa ve sayılı Kanun’un yukarıda alıntısı yapılan maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkân tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Yüksek Disiplin Kurulunca hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye son savunma hakkı tanınması gereklidir.

Olayda; davacıdan tarihinde sayılı Kanun’un maddesi uyarınca savunmasının istenildiği davacının da tarihinde bu isteme yanıt olarak savunmasını verdiği, ancak davacıdan anılan Kanun’un maddesi kapsamında hakları hatırlatılarak son savunması alınmadan Yüksek Disiplin Kurulunca Devlet memurluğundan çıkarma cezası verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, yukarıda sözü edilen mevzuat hükümleri uyarınca hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında son savunması alınmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, bu husus göz ardı edilip işin esasına girilerek verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Danıştay Onikinci Daire; 15/02/, Esas No: / Karar No: /

Aynı Doğrultuda: Danıştay Onikinci Daire; 23/02/, Esas No: / Karar No: /

  • Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
  • Devlet Memurları Kanunu Madde

Disipline Konu Eylemler İle Yaptırımlar Arasında Bulunması Gereken Adil Denge “Ölçülülük İlkesi” Olarak Adlandırılmakta Ve Bu İlkenin Alt İlkelerini De Elverişlilik, Zorunluluk Ve Orantılılık İlkeleri Oluşturmaktadır.

Kanun koyucu hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.

“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.

Soruşturma kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının”…” şeklinde bağırdığı hususunun sübuta erdiği anlaşılmakla birlikte, davacının eyleminin memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak nitelendirilmesi suretiyle sayılı Kanun’un maddesinin (E) bendinin (g) alt bendinde yer alan fiil kapsamında görülerek meslekten çıkarılmasının ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Bu duruma göre, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

AYM Kararı, T.,  / E., /K

  • Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
  • Devlet Memurları Kanunu Madde

Disiplin Cezalarının Yönetmelikle Düzenlenmesi Suçta Ve Cezada Kanunilik İlkesine Aykırıdır.

Anayasa Mahkemesi’nin, TRT personelinin disiplin cezalarının yönetmelikle düzenlenmesini öngören kanun maddesinin iptaline yönelik vermiş olduğu tarihli kararında; Belirtilen niteliği nedeniyle disiplin cezaları ile ilgili konuların, düzenlenecek yönetmelikle belirlenmesini öngören itiraz konusu kuralın yaptırım türlerini ve yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlemediği ve bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanımadığı belirtilmiştir. Bu yönüyle kuralın, Anayasa’nın maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu ifade edilmiştir.

İdari Dava Daireleri Kurulu , / E., /6 K.

  • Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
  • Devlet Memurları Kanunu Madde

Kamu Görevlilerinin Görevine Son Verilmesi Sonucunu Doğuran Disiplin Cezalarının Verilebilmesi İçin, Kamu Görevlisinin Hakkındaki İddiaları, Dayandığı Delilleri, Üzerine Atılı Fiillerin Hukuki Nitelendirmesini ve Önerilen Disiplin Cezasını Öğrenmesi Sağlanarak, Savunma Yapmasına İmkan Tanınması Hukuken Zorunludur.

Değinilen kurallar ile savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği temel ilke olarak belirlenmiştir. Bu temel ilkenin uygulanması ile ilgili olarak, devlet memuriyetinden çıkarma cezaları için, öngörülen yaptırımın ağırlığı nedeniyle devlet memurları için güvence oluşturacak özel bazı kurallar belirlenerek disiplin cezası vermeye yetkili olan merciin savunma alması zorunlu kılınmıştır. Bu çerçevede, sayılı Yasanın maddesinde yer alan ve ilgili memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı durumları düzenleyen kuralın, devlet memuriyetinden çıkarma cezaları için özel olarak öngörülen savunma alma zorunluluğunu ortadan kaldıracak şekilde yorumlanması hukuken olanaklı olmayıp soruşturma aşamasında soruşturmacı tarafından savunma alınmasının da anılan zorunluluğu ortadan kaldırmayacağı sonucuna varılmıştır.

Anayasa ve sayılı Yasa hükümleri ile ilgili olarak buraya kadar yapılmış olan değerlendirmeler bir arada dikkate alındığında; devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkân tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

Dmk /E-G : Memurluk Sıfatı İle Bağdaşmayacak Nitelik ve Derecede Yüz Kızartıcı ve Utanç Verici Hareketlerde Bulunmak eylemi ve cezası yazımızla birlikteyiz.

sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesinde “Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller” tek tek sayılmak suretiyle düzenlenmiştir. Disiplin cezalarının en ağırı olan “Devlet memurluğundan çıkarma” cezasını gerektiren eylemlerden biri de /E-(g) maddesinde “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” şeklinde düzenlenmiştir.

Dmk /E-G : Memurluk Sıfatı İle Bağdaşmayacak Nitelik ve Derecede Yüz Kızartıcı ve Utanç Verici Hareketlerde Bulunma Suçu ve Cezası

Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler”in sayılı Yasa’da herhangi bir tanımı bulunmamakla birlikte, sayılı Memurlar İle Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun’un 1/1. maddesinde “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarlabasit veya nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar” tabirine yer verilmiştir. T.C. Anayasası’nın 76/1. maddesinde ise “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi suçlar” yüz kızartıcı suçlar olarak sayılmıştır. Sonuç itibariyle, mevzubahis disiplin suçunun hangi eylemlere karşılık geldiği hususunda net bir yasal düzenleme bulunmayıp bu suçun kapsamı, uygulamada Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın kararları bağlamında şekillenmektedir.

Anayasa Mahkemesi bu konuda; disiplin cezasını gerektiren hareketlerin, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici olması gerektiği düzenlenerek çerçevesinin çizildiği, bu kavramların belirttiği hareketlerin yargı kararları yoluyla da somutlaştırıldığı, idarenin faaliyetleri çok çeşitli, karmaşık ve değişken olduğundan disiplin cezasını gerektirecek fiillerin tümünün kanunda tek tek belirlenmesinin güç olduğu, kuralın incelenmesinden de görüleceği üzere memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler denilmek suretiyle disiplin cezası gerektiren fiil ve hareketlerin çerçevesinin çizildiği görüşündedir. 

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, sayılı Kanun’da sayılan suçlara ilişkin “gibi yüz kızartıcı suçlar” ibaresindeki &#;gibi&#; sözcüğünün, yüz kızartıcı suç olarak anılan Kanunda sayma yoluyla belirtilen &#;Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas” suçlarından birini ifade etmek üzere kullanıldığı, aksi takdirde yorumla, &#;gibi&#; sözcüğünün, &#;sayılanlara benzer suçları&#; ifade ettiğinin kabul edilmesi hâlinde Anayasa&#;nın /2. maddesi ile sayılı Kanun&#;un maddesi uyarınca memurların memurluklarının sona erdirilmesine ilişkin durumların bizzat kanunda düzenlenmesi gerektiğine ilişkin memur güvencesine aykırı olduğu ve idarelere, kanunda gösterilen suçlar dışında benzer suçların yüz kızartıcı suç sayılması konusunda, ölçütleri belirsiz, geniş bir takdir yetkisi tanınması sonucunu doğurduğu görüşündedir. 

Ancak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ilerleyen zamanda içtihat değiştirmiş ve bir diğer kararında; &#;cinsel taciz ve sarkıntılık&#; fiili nedeniyle hakkında kamu görevinden çıkarma cezası verilen davacının fiilinin, sayılı Kanun&#;da sayılan suçlardan olmamasına rağmen şeref ve haysiyet kırıcı suçlar kapsamında olduğu, dolayısıyla sayılı Kanun ile öngörülen disiplin affından faydalanacak disiplin cezaları kapsamında bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi&#;nin ısrar kararını onamıştır. 

Danıştay Dairesi, bir kararında polis memurunun, polis üniforması ile sarhoş şekilde ve çevreye rahatsızlık vererek gezmesini memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak değerlendirmiştir.

Danıştay Dairesi, bir diğer kararında Tapu Sicil Müdürlüğünde sicil kâtibi olarak görev yapan memurun, tapu sicilindeki bilgileri suç örgütüne verdiği ve bu eylemin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğu yönünde tespitte bulunmuştur. 

Gelinen noktada, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler”in neler olduğu konusunda net bir kanı bulunmamaktadır. Uygulamada ise zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları gibi Devlete karşı işlenen suçların geneli, Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler” olarak değerlendirilmektedir. 

Bu disiplin suçunun işlenmesi hâlinde öncelikle kamu görevlisinin çalıştığı kamu kurumu tarafından disiplin soruşturması başlatılır. Hakkında disiplin soruşturması başlatılan devlet memuruna, iddialar hakkında savunma hakkı tanınmadan disiplin cezası verilemez. Tebliğ edilecek savunma davet yazısında, hakkında disiplin soruşturması açılmasına sebep olan fiilin neden ibaret olduğu, savunmasını yapacağı tarihten en az 7 (yedi) gün önce yazılı olarak açık ve net şekilde bildirilir. Bu yazıda; belirtilen gün, saat ve yerde savunmasını yapmak üzere hazır bulunması istenilir. Memur, avukat aracılığıyla savunma yapabilir. Savunma süresi 7 (yedi) günden az olamaz.Danıştay kararlarına göre, 7 (yedi) günlük savunma süresinin tanınmaması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur ve işlemi usûl açısından sakatlar. Savunma, soruşturmacı tarafından değil; disiplin amiri veya kurulu tarafından alınmalıdır. Soruşturmacı tarafından alınmış savunma, sadece ifade yerine geçer. Disiplin soruşturması sonucunda disiplin soruşturma raporu hazırlanır ve bu raporda kamu görevlisinin devlet memurluğundan çıkarılmasına karar verilmesi teklif edilir.

Hakkında kamu görevinden çıkarma cezası teklif edilenler soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir. Bu cezanın atamaya yetkili amirce teklif edilmesi hâlinde memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek Disiplin Kurulu tarafından nihai karar verilir. Yüksek Disiplin Kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler, 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler.

Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan, ödül veya başarı belgesi alanlar için verilecek cezalarda bir derece alt ceza uygulanabilir. Danıştay, başarılı ve sicili temiz olan görevlilere, bir alt derece ceza uygulanmamasını haklı kılacak nedenin gerekçeli olarak açıklanması gerektiğini belirterek buna uyulmadan verilen ceza kararını iptal etmektedir.

Verilen devlet memurluğundan çıkarma cezası sonucunda başka bir kamu kurumunda çalışılması imkânsız hâle gelmektedir. &#;Memur teminatı&#; gereğince, disiplin cezasına konu eylem ile yaptırım arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır. “Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir. 

Ölçülülük ilkesi çerçevesinde bir karar verilebilmesi için ilgiliye isnat edilen eylemin belli bir dereceye kadar ağır ve vahim bir nitelik arz etmesi gerekmektedir.  Örneğin ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimi olan haksız tahrik sonucunda bu suç işlendiyse devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesi hukuka aykırıdır. Nitekim Danıştay, haksız tahrikin disiplin cezaları bakımından da uygulama alanı bulunduğuna karar vermektedir. Yahut meşru müdafaa gibi bir hukuka uygunluk nedenleri de dikkate alınmalıdır.  

Önem arz eden bir diğer husus ise zamanaşımı süresi içerisinde gerekli işlemlerin tamamlanmasıdır. Örneğin disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallerin işlendiğinin Kurum tarafından öğrenildiği tarihten itibaren; 6 (altı) ay içinde disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezası verilmesini gerektiren fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 (iki) yıl geçmiş ise artık disiplin cezası verilemez. Kurum tarafından bu süreler göz ardı edilerek karar verildiyse idare mahkemesince cezanın iptaline karar verilmektedir.

Herhangi bir nedenle Devlet Memurları Kanunu’nun /E-(g) maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarılanlar, işlemin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde bu idari işlemin iptali istemi ile idari dava açmalıdır. Zira kişinin sonsuza dek devlet memurluğundan men edilmesi sonucunu doğuran bir konuda mevzuata uygun bir karar verilmemiş ise memurluktan çıkarılmaya ilişkin işlem idare mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunarak verilen disiplin cezası iptal edilecektir.

polis-disiplin-tuzugu-kanunu-meslekten-cikarma-ihrac-yuz-kizartici-hareketegİndir

Memurluktan atılma

Efes bahis hakkında şikayetler

Yargı süreci: Eğer memur çıkarma kararına itiraz ederse, yargı süreci başlar. Yargı sürecinde, mahkeme, işlem sürecinin yasalara uygunluğunu değerlendirir ve kararını verir.

Atılma memurluktan

Davacının ve vekilinin Yürütmenin Durdurulması yönündeki talepleri AYIM İkinci Dairesinin gün ve Gensek No/, Esas No/2, gün ve Gensek No/, Esas No/2 ve gün ve Gensek No/, Esas No/2 sayılı kararlarıyla reddedilmiştir.

Yasadışı bahis oynayan memurluktan atılır mi

Bu durumda, her ne kadar İdare Mahkemesince, söz konusu mahkumiyete dair olarak memnu hakların iadesine dair karar sebebiyle davacının kamu haklarını kullanmaktan yasaklı olmadığının kabulü gerektiği, dolayısıyla davacının Sayılı Kanun’un 48/A maddesi uyarınca atamasının yapılmasında mevzuat yönüyle bir engel bulunmadığı, bununla birlikte, bir kamu görevine açıktan ya da yeniden atama yapma konusunda idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu, idarelerin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı anlaşıldığından konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca davacının hak yoksunluğunun devam etmesi sebebiyle memuriyete atanmasının mümkün bulunmadığı, memnu hakların iadesi kararı bulunmasının da bu durumu davacı lehine değiştirmediği, bu aşamada idarenin bir takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de karar sonucu itibarıyla yerindedir (Danıştay Dairesi - Karar: /).

Yasadışı bahis oynayan memurluktan atılır mı

Devlet memurluğunu sona erdiren hallerden biri ilgili kanunda Memuriyetten Çekilme olarak hükme bağlanmıştır.

Bahis oynamamak memurluktan qtilma cezasi mi

Bu düzenlemede tecilin sınırı yükseltilmiş bilahare 6 ncı madde yılında sayılı Kanunla tekrar değiştirilmiş ve tecil sınırı bir kez daha yükseltilmiştir. sayılı Kanun’un gerekçesinde bu husus, (cezaların ferdileştirilmesi prensibinin, infaz hukukumuzda mümkün olabilecek en geniş bir çerçeve içinde uygulanması amaçlanmaktadır) denmek suretiyle açıklanmıştır.

Görüldüğü üzere, infazın yumuşatılması, suçlunun islahı ve topluma yararlı bir unsur olarak iadesinin sağlanması ilkelerini benimsemiş olan çağın görüşleri paralelinde, tecil imkanlarının çoğaltılması amacıyla zaman içinde cezanın nevi miktarına göre tecil hadlerinin yükseltilmesi yoluna gidilmekte ve mümkün olduğunca fazla suçlunun tecilden yararlandırılması, cezaevine konulmayarak cemiyet içinde yaşantısının devamının sağlanması amaçlanmaktadır. Devlet Memurluğundan Atıldım Devlet Memurluğundan Çıkarılma Makalesini Okuyorsunuz.

Memurluktan atılma

Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Sayılı kararıyla; davacının üzerine atılı kaçakçılık ve sahtecilik suçlarını işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiş, karar henüz kesinleşmemiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Başkanlığı'na verilen şikâyet mektubu üzerine Müdürlüğü'nde çalışan kamu görevlileri hakkında idari ve adli soruşturma başlatılmıştır. Davacının da aralarında bulunduğu kamu görevlileri hakkında rüşvet almak iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 26/08/ tarih ve 4/ Sayılı soruşturma raporunda; davacıya atfedilen fiilin sübuta erdiği değerlendirilerek Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun /E- ( g ) maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması önerilmiştir. Öneri doğrultusunda Yüksek Disiplin Kurulu'nun 23/08/ tarih ve /14 Sayılı kararıyla; "görevlerinin verdiği nüfuzu kullanarak, iş takipçilerinden, gümrük müşavirlerinden ve firma yetkililerinden rüşvet aldıkları, toplanan rüşvet paralarını bir örgüt yapısı içerisinde İ.D.'e ulaştırdıkları, İ.D. ve muayene memurlarının da bu paraları genellikle cuma günleri H.E.'e zarf içerisinde verdikleri, ayrıca M.M.Ö.'in yükümlülerden menfaat de temin ettiği, ilgililerin bizzat veya 3. şahısların konuşmaları suretiyle dahil oldukları telefon görüşmeleri, görüntü - görüşme kayıtları ve takip tarassut çalışmaları ile adlarının geçtiği listelere ilişkin açıklamalarının samimi olmadığı, olayları açıklamaktan uzak olduğu ve gerçekleri yansıtmadığı, yeterli ve inandırıcı olmadığı" gerekçesiyle davacının Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun /E- ( g ) maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

Seçime sayaç

Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.

Hesabın kapatılması için bloke meblağ sıfır olmalıdır

Devlet Memurluğundan Atıldım Devlet Memurluğundan Çıkarılma Makalesini Okuyorsunuz.

TCK m hükmüne göre, cezanın infazının tamamlanmasıyla kişilerin yoksun kalacağı haklara ve memuriyet görevine de yeni bir işleme gerek kalmaksızın kavuşacağı açıktır.

Memurluktan atılma

Her ne kadar özel sektörde çalışanların da tabi olduğu kurallar bulunsa da devlet memurluğunda bu kuralların çok daha katı olduğunu söyleyebiliriz.

Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun /E- ( g ) maddesinde, "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

Anonim hesaplar neden kapatılmamalı

Diğer taraftan Türk Ceza Kanunu’nun maddesi, ceza mahkumiyetinden doğan sair ehliyetsizliklerin şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu veya bir ceza mahkumiyetinin neticesi bulunduğu takdirde, cezanın ikmal edildiği veya sakıt olduğu günden başlamasını öngörmektedir.

Atılma memurluktan

Bunların ilerde tekrar suç işleyebileceği tasavvur edilemez. Bu nedenle suçlu iyice incelenmeli, tesadüfi suçlu ile suçu itiyat edinmiş olanlar ayrılmalıdır. Bu, cezaların ferdileştirilmesi esasıdır.

Prediksi jepang hari ini

Devlet memurlarının, hukuki düzenlemelerle kendilerinden beklenen ödevleri yerine getirmemeleri veya disiplin kurallarına aykırı davranışları halinde disiplin amirlerinin denetimi ile disiplin cezalarına maruz kalması olasıdır.

Davacı, taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan dolayı aldığı ceza sonucunda altı ay beş gün cezaevinde kaldığını, sayılı Yasanın 48/A-5 maddesi uyarınca taksirli suçlar nedeniyle görevine son verilemeyeceğini, Medeni Kanunun maddesi uyarınca getirilen vesayetin ancak hapiste geçen süreyle sınırlı olduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Memurluktan atılma

Suçun İnfazı Sürecinde Devlet Memurluğu Yapma Yasağı Nedir? sayılı Türk Ceza Kanunu maddesinin 1-a fıkrasına göre; işlenen suçun vasfı ya da ardından

Online casino builders review

İtiraz mercileri, itiraz başvurusunun kendilerine ulaşmasından itibaren 30 gün içinde kararlarını vermelidir. İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirlerinin kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletmesi veya tamamen kaldırması mümkündür. Kesinleşen disiplin cezalarına karşı 60 gün içinde idari yargı yoluna başvurulabilir.

Bahis oynamak memurluktan atılma cezasi mi

Kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olan kişi memuriyete kabul edilemez. ( sayılı kanun m/5). Kasten işlenen bir suçtan 1 yıl veya daha fazla hapis cezasının memuriyet görevi sırasında işlenmesi halinde, kişinin memuriyet görevi sona erer. Mahkum olunan 1 yıl hapis cezası adli para cezasına çevrildiği takdirde memuriyet engeli ortadan kalkar. Örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum olan kişinin cezası TL adli para cezasına çevrildiğinde, bu mahkumiyet açısından memuriyet engeli meydana gelmeyecektir.

Görülüyor ki kanun koyucu kamu düzeni ve toplumun değer yargılarına etkileri nedeniyle bazı suçlar için farklı değerlendirmeler yapmıştır.

Erling haaland katılma tarihleri

Yukarıda da ifade edildiği üzere, kişinin devlet memuru olabilmesi ve devlet bünyesinde herhangi bir kadroya atanabilmesi için kanunun aradığı genel ve özel şartlara sahip olması zorunludur. Dolayısıyla, kişinin memuriyete alınma şartlarından herhangi birini tanımadığı daha ilgili kadroya alınmadan öğrenilirse kişi memuriyete hiç alınmayacaktır. Ancak şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılır ya da kişi sonrasında bu şartlardan birini kaybederse bu memuriyetten atılması yani memuriyetten çıkarılması sonucunu doğurur. Burada dikkat çekmek isteriz ki; ilgili şartlara sahip olmanıza rağmen haksız yere memuriyetten çıkarıldığınızı düşünüyorsanız bir idari dava avukatı ya da memur avukatından bilgi alarak idari dava açma yoluna başvurmanız mümkündür.

Görüldüğü üzere yasa koyucu, az vahim hal olarak nitelenen zimmet suçundan hüküm giyecek askeri şahısları, TSK'dan ayırma fer'i cezası uygulanmasını zorunlu kılmamıştır. Tüm bu yasal mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; zimmet suçundan mahkumiyet hali sayılı Devlet Memurları Kanunun 98 ve 48'inci maddeleri gereğince Devlet Memurluğundan çıkarılmayı gerektiriyorsa da TCK'ndan farklı olarak Askeri Ceza Kanununda zimmet suçunun "azvahim halinin" de düzenlendiği ve yine Askeri Ceza Kanununun, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının düzenlendiği 30'uncu maddesinde zimmet suçunun az vahim halinin Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmayı gerektiren suçlar arasında sayılmadığı, davacının TCK'nun 'ncimaddesine göre değil, seafoodplus.infonun 'inci maddesinin az vahim hal kapsamında mahkumiyetine karar verildiği, bu bağlamda davacının durumunun sayılı Kanunun 98 ve 48'incimaddeleri kapsamına girmediği, Devlet Memurluğundan çıkarılması işleminin sebep unsuru bakımından hukuka uyarlı olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Atılma memurluktan

Devlet memurluğundan çıkarma kararı alan devlet memurunun hukuki süreci yürürmesinin yanı sıra bir de işin ekonomik boyutları ve ne yazık ki bu ekonomik boyutların yol açtığı psikolojik sorunlar bulunmaktadır. Devlet memurluğundan çıkarmanın psikolojik sonuçları, bir kişinin işten çıkarılmasının nedenlerine, işten çıkarılmaya hazırlıklarına, işten çıkarılmanın sürecine ve kişinin destek sistemine bağlı olarak değişebilir. Bazı olası psikolojik sonuçlar şunlardır:

Bahis oynamamak memurluktan atılma cezasi mi

Polis memuru ve jandarma devlet memurluğundan çıkarma cezası için aşağıdaki videomuzu izlemenizi tavsiye ederiz. Nitekim devlet memurluğundan çıkarma, bir kişinin kamu kurumunda çalıştığı pozisyondan çıkarılmasıdır. Bu genellikle disiplinsizlik, yetersizlik veya suistimal gibi nedenlerle gerçekleşir. İlgili yönetmelik ve kanunlara uygun şekilde yürütülen bir süreç sonucunda memurluk görevine son verilir.

Wordpress kargo entegrasyonu

Danıştay Başsavcı Vekili H.E.’ün konuya ilişkin düşüncesi: 6 aydan fazla hapse mahkum olmuş ve fakat bu cezası ertelenmiş bulunan memurların sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5 ve 98/b maddeleri karşısında görevlerinin sona ereceğine ilişkin mülga Mürettep 2. Daire ve 5. Daire kararları ile yılından itibaren 5. Dairede aksi yönde verilmeye başlanan kararlar arasında meydana gelmiş bulunan aykırılığın giderilmesi Milli Eğitim Bakanlığı’nca istenmektedir.

Hapis cezasının ertelenmesi kararı, Türk Ceza Kanununda sayılan şartların gerçekleşmesi halinde, cezanın infazından şartlı olarak vazgeçilmesi anlamına gelen bir ceza infaz biçimidir. Cezanın ertelenmesi genelde daha kısa süreli hapis cezaları için verilirken, bu kararla hükümlü ceza evine girmez, belirlenen denetim süresine uygun davrandığı takdirde cezası infaz edilmiş sayılır. Kişi hakkında hapis cezasının ertelenmesine hükmedilirse üç farklı durum söz konusu olur;

Best online gambling sites usa real money

Ordu İdare Mahkemesinin günlü E/, K/ sayılı kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Atılma memurluktan

memurluktan atılma, http:seafoodplus.infourluktan-atilan-bir-memur-atildiktan-sonra-devam-eden-sorusturmadan-dolayi-tekrar-atilabilir-mi, memurluktan atılanlar, memurluktan çıkarılan tekrar memur olabilir mi, memurluktan atılan tekrar memur olabilir mi, memurluktan atilanlara af,

Memurluktan atılma

Mutlak kefaret yerine, failin ıslahını araştıran yeni telakkiler ceza hukukunda hakim olmaya başlamıştır. Failin cezalandırılması esas kaide olarak kabul edilse dahi, bazı şartlarla cezanın infazından vazgeçilebilmesi, uygun bir kefaret olarak telakki olunmaktadır. Artık suç yerine suçlu ilk plandadır.

beş yıllık deneme süresini iyi hal ile geçiren kişinin mahkumiyeti hiç vaki olmamış sayılacağına göre, bu süre dolmadan memuriyete son verilmesinin hukuka, adalet duygusuna, eşitlik ilkesine uygun olmayacağı; tecilin, yalnız Ceza Kanunu’ndaki değil diğer kanunlardaki ehliyetsizlikleri de etkileyeceği, sayılı Yasanın maddesindeki mahkumiyete bağlı ehliyetsizliğin de deneme süresince ertelenmiş olacağı gerekçesiyle oyçokluğuyla bozulmuş ve işlem iptal edilmiştir.

Atılma memurluktan

Her ne kadar davacının dava dilekçesinde sadece "Devlet memurluğundan çıkarılma işleminin iptali" talep edildiği halde, bilahare davacının vekili tarafından tarihinde sunulan cevaba cevap layihasında, işlemin iptali talebinin yanında "Ödenmeyen tüm özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine" karar verilmesi şeklinde yeni bir talebe yer verilmiş ise de, sayılı AYİM Kanununun 46/4 maddesindeki; "Taraflar sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler" hükmü karşısında idari yargıda iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı bulunduğundan, davacı vekilinin savunmaya cevap dilekçesinde, dava dilekçesindeki taleplerinin dışında kalan bu yeni talebinin ayrı bir dava konusu yapılabileceği bu davada dinlenemeyeceği sonucuna varılmış ve bu husus inceleme dışı tutulmuştur.

Atılma memurluktan

1. Davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle Danıştay Onikinci Dairesinin 05/10/ tarih ve E/, K/ Sayılı kararının kaldırılmasına,

Memuriyete engel suçlara değinmek gerekirse bu suçlarda kişiye verilen ceza miktarından ziyade suçun niteliği önem arz etmektedir. Bu nedenle sayılan suçları işleyen memurun görevine devam etmesi uygun görülmemiştir. Bu suçlar yüz kızartıcı suçlar olarak da bilinmekle beraber örnek vermek gerekirse; Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, kaçakçılık, hırsızlık, dolandırıcılık suçları, rüşvet, irtikap, zimmet, güveni kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve tüm sahtecilik suçlarını işleyen memurun memuriyetine son verilir ve tekrar göreve dönmesi mümkün değildir. Aynı zamanda Devlet Memurları Kanunu‘nu inceleyebilirsiniz.

Özellikle belirtelim ki; hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), işlenen fiilin disiplin hukuku açısından yeniden değerlendirilmesine engel değildir. Örneğin, cinsel taciz suçu işleyen bir kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilse bile, ceza dosyasındaki beyanlar disiplin hukuku açısından yeniden değerlendirilerek memuriyetten çıkarılma cezası verilebilir.

Memurluktan atılma

Anlaşma yapma: Avukat, müvekkilinin menfaatleri doğrultusunda müzakereler yapabilir ve anlaşmalar yaparak davayı sonlandırabilir.

Memurluktan atılma

  • Amatic (Book of Aztec, Lovely Lady, Book of Fortune);
  • Yggdrasil (MultiFly!, HippoPop, Cazino Cosmos);
  • NetEnt (Space Wars, Dead or Alive 2 Feature Buy, Divine Fortune);
  • Play’n Go (Book of Dead, Legacy of Dead, Rich Wilde and the Tome of Madness);
  • Thunderkick (Midas Golden Touch, Big Fin Bay, Beat the Beast: Griffin’s Gold);
  • Microgaming (The Finer Reels of Life, Immortal Romance, Book of Oz);
  • Red Tiger (Gonzo’s Quest Megaways, What the Fox MegaWays, Wild Hot Chilli Reels);
  • Spinomenal (Majestic King, Book of Guardians, 4 Horsemen);
  • Boongo (Sun of Egypt 2, Book of Sun: Multichance, Hit the Gold!).

Memurluktan atılma

Hukuk Bürosu

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir