Sanırız Akdeniz ve Egenin tümünde deniz tatili yapmak en ekonomik yer Mersin olabilir.
Aslında Mersinde bir tek tatil değil, genel olarak hayat daha ucuz. Bu sebeple Doğu Anadoludan ve Suriyeden en az kendi nüfusu kadar göç almış. Yine uygun fiyatlar ve yakınlığı sebebiyle İç ve Doğu Anadolunun tercih ettiği sayfiye yerlerinden.
Index
Mersinde havalimanı olmadığından buraya uçakla gelecekseniz, Adana Şakirpaşa Havalimanına ineceksiniz. Adana havalimanından kalkan Havaşlar ile 1 saat 15 dakika içinde Mersindesiniz. Uçak biletinizi almadan önce mutlaka fiyat karşılaştırması yapın deriz. Fiyat karşılaştırması yapmak ve uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak içinTIKLAYIN.
Mersinde birçok otel, pansiyon var bu yüzden kalacak yer bulma konusunda sıkıntı yaşamazsınız. Size bütçenize göre tercih edebileceğiniz birkaç otel önerisini aşağıda sunduk.
Akdeniz mevkiinde yer alan Bn Hotel Thermal & Spa iyi servis alacağınız, Mersinin en şık otellerden biri. Termal otel özellikleri ve spa alanları var. Kahvaltısı açık büfe. İncelemek için TIKLAYIN.
Klasik Divan otelleri hizmetini alabileceğiniz, Yenişehir ilçesinde bulunan bir şehir oteli seçeneği. İncelemek için TIKLAYIN.
Tüm odaları deniz manzaralı bir şehir oteli. Odalarında wifi, tv, mini bar ve banyo bulunuyor. Sabahları kahvaltı servisi mevcut. İncelemek için TIKLAYIN.
Eğer otelden çıkmadan deniz tatili yapmayı düşünüyorsanız, Altın Orfoz Mersinin en eli yüzü düzgün otellerinden. Otelin mavi bayraklı bir plajı var. Çocuklu aileler için ideal. İncelemek için TIKLAYIN.
Aşağıdaki bağlantılardan Mersindeki tüm otelleri, evleri ve villaları inceleyebilirsiniz.
– Mersindeki tüm OTELLER için TIKLAYIN.
Mersinde gezilecek yerler çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda. Denize girilecek beldeler, gezilecek antik kentler, yapılacak aktiviteler derken çok fazla seçeneğiniz var. Bu nedenle eğer kendi aracınız ile gelmiyorsanız, araç kiralamanızı öneririz.
Adana Havalimanından uygun fiyatlı ARAÇ KİRALAMAK içinTIKLAYIN.
Mersin merkezden uygun fiyatlı ARAÇ KİRALAMAK içinTIKLAYIN.
Gördüğünüz üzere gezilecek yerlerin büyük çoğunluğu Silifke ve Erdemli tarafında öbekleniyor. Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
Yeme-İçme
Valla biz Mersini 5 günde bitiremedik. Mersin CİDDİ büyük. Bir Evde Yok Mersinde 5 günümüzün olduğunu duyunca umarım helikopteriniz vardır demişti. 😉 Ayrıca dağların tepelerin olması da mesafelere hiç yardımcı olmuyor hani.
Her şeyi görmek ne mümkün O yüzden Mersindeki favori şeylerimizi gezilecek yerlerin tümünden ayırdık. İşte buradakiler Bunları Yapmadan Mersinden Dönmeyin dediklerimiz, önceliklendirmenizi önerdiklerimiz. Çok yaymazsanız, 3 güne hepsini sıkıştırabilirsiniz. Diğer gezilip görülecek yerleri de Mersinde Gezilecek Yerler bölümünde anlattık.
Mersindeki en etkileyici keşfimiz açık ara Mut İlçesine bağlı Yerköprü Milli Parkı içinde bulunan Yerköprü Şelalesi. Bizce Mersinin turizm çalışmalarında en öne çıkarılası güzelliği, zaten doğa anıtı olarak korumaya alınmış. Şelaleyi görmek için biraz efor sarf etmeniz gerekiyor; 1) Ermenek yolu üzerinde, yani Mersinde gezmek isteyeceğiniz diğer şeylerden çok daha sapa bir yerde, 2) Milli Parka vardıktan sonra kanyonun içindeki şelaleye ulaşmak için dakika yürümeniz gerekiyor. Giderken yokuş, dönerken tırmanış. Ama o kadar güzel bir kanyonda yürüyorsunuz, o kadar etkileyicisi yerlerden geçiyorsunuz ki hiç gocunmuyorsunuz.
Şelalenin güzelliğini burada anlat anlat bitiremeyeceğimizden Yerköprü Şelalesi diye bir yazı açıp, orada anlattık. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
UYARI: Burasının kapandığına dair uyarılar aldık. Siz yine de gitmeden doğruluğunu bir kontrol edip öyle yola çıkın. Onun yerine Evde Yoklardan Arkum Halk Plajının ordaki Cengizin Yeri diye bir yer önerisi aldık. Biz denemedik ama sizi bu yeni mekandan her türlü haberdar edelim dedik. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara. Bir giden bize son durumu haber edebilir mi lütfen?
Sadece Mersin için değil belki de tüm Türkiyenin en özel lezzetlerinden biri sayılabilecek mavi yengeci bizce tadabileceğiniz en uygun yer, diğer ünlü balıkçılar yerine Silifke, Dalyanın halk arasında Paradeniz denilen lagün gölü kıyısındaki Dalyan, Kuş Cenneti Göksu Deltası tarafından işletilen balıkçı kooperatifi. Çünkü burada hem harika bir manzara ve gün batımı var hem de fiyatlar diğer yerlere göre çok daha uygun. Yengeç limonlu, acı biberli bir sos da geliyor. Yengeci o sosa batırıp yiyorsunuz. Burada sadece yengeç yok aynı zamanda kalamar ve balık gibi klasik seçenekler de var. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Bursa denilince iskender, Eskişehir denilince çibörek gibi elbette Mersin denilince akla ilk gelen lezzet olarak tantuni (Bilgehan için vazgeçilmez bir lezzet 🙂 ) de gerçek bir Mersin deneyiminin olmazsa olmazlarından. Bilmeyenler için tantuni temelde, çok küçük kuşbaşı doğranmış etin önce haşlanıp sonra kızgın sacda yağ ve toz biberle çevrilmesiyle hazırlanan ve lavaşa sarılarak yenen bir nevi dürüm türü. Tantuninin hası nerede yenir derseniz sizi Mersinde Ne Yenir, Nerede Yenir? yazımıza alalım.
Kızkalesi Erdemlideki en bilinen turistik yerlerden biri. Erdemlide diye geçse de aslında Erdemliye 23 kilometre uzaklıkta, Mersine ise yaklaşık 60 kilometre. Kızkalesi bazı yerlerde Deniz Kalesi olarak da geçebiliyor bu yüzden o şekilde duyarsanız kafanız karışmasın. 😉
Bu kalenin efsanesine gelince aslında Kız Kulesinin hikayesiyle birebir aynı. Bilmeyeniniz azdır ama yine de hatırlatalım. Zamanında bir kahin, krala kızının yılan tarafından sokulup öldürüleceğini söylüyor. Kral da kızını kurtarabilmek amacıyla denizin ortasına bir kale yaptırıp kızını oraya yerleştiriyor. Kaleye giden bir üzüm sepetine gizlenen yılan da kızı sokup öldürüyor. Daha gerçek hikayelere dönecek olursak bu ada eskiden korsanlar tarafından kullanılıyormuş ve kaleyi de Bizanslıların yaptığı düşünülüyor. Ortadaki yapı ise saray. Ayrıca diğer bir iddia da Kızkalesinin sahildeki Korykos şehrini denizden gelecek tehlikelere karşı korumak amacıyla yapıldığı. Tarihi araştırmalar sonucunda bu kaleye son yüzyıllarda Selevkosların, Bizanslıların, Selçukluların, Ermenilerin, Fransızların (Kıbrıs Krallığı), Karamanoğullarının ve Osmanlıların dönem dönem ev sahipliği yaptığı söyleniyor.
Kızkalesi karaya yaklaşık metre uzaklıkta yani bayağı yakın, bu yüzden gitmek için ya yüzmelisiniz ya da deniz bisikleti kiralayabilirsiniz. Biz deniz bisikleti kiraladık ama yüzüp gelenler de vardı yani gözünüzde büyümesin. Bu arada denizi de gerçekten muazzam, bizim de bisikleti oracıkta bırakıp yüzesimiz gelmedi değil! Yaklaşık dakikada kaleye varabiliyorsunuz bisikletle. Varınca da kaleyi gezmek 15 dakika falan sürüyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Önemli Uyarı:
Biz yazın gitmedik, yazın gidenler insan profilinden çok şikayetçiler; aşağıdaki yorumları okuyun mutlaka. Aile olarak rahat etmeyebilirsiniz.
Bu çöküntüler, bundan milyonlarca yıl önce, hatta insanlık daha ortada bile yokken, Miyosen Çağ’da (günümüzden 23 – 5 milyon yıl öncesine denk gelen zaman dilimi) mağaraların tavanının çökmesi sonucu oluşmuş. Cennet, içine merdivenle inilebilen, en dibinde de bir mağara olan, Cehennem ise içine sadece dağcılık ekipmanı ile inilebilen darlıkta ve derinlikteki obruk. Cennet çukuru, ismi gibi bir o kadar ferah, vaha gibi, ve inmesi çıkması kolaysa Cehennem de adı gibi bir o kadar ürpertici, inmesi çıkması meşakatli bir yer. Elbette siz de bizim gibi Cehenneme seyir terasından bakmakla yetineceksiniz ama basamaklı Cennet çukuruna inmeden dönmek olmazdı şimdi. Cehennem gerçekten derin. metre yani katlı bina. İsminin de muhtemelen veriliş nedeni iniş-çıkış şansının olmaması ve seyir terasında aşağıya baktığınızda derinliği nedeniyle ürpermeniz. Tabanlara kuvvet! basamağın ’üncü basamağına denk gelen mağaranın ağzında bir de kilise var.
Roma Dönemi’nde belli bir zamana kadar Hristiyanlık yasak olduğundan Hristiyanlar Cennet çukuru gibi gizli saklı yerlerde ibadet etmişler. Kilisenin basamak aşağısında da mağaranın dibine ulaşıyorsunuz. Mağaranın içine girdikçe yer kayganlaşıyor. Uygun ayakkabı getirmek gerek. Cennete inmesi çıkması ile birlikte tüm alan kabaca 1,5 – 2 saatte gezilebiliyor. Müze Kart geçiyor. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Cennet Cehennem’e çıkan yolda birçok yörük kahvaltıcısı kümelenmiş halde. Mağaralara gitmeden önce bu kahvaltıcılardan birinde kahvaltı yapmanızı tavsiye ederiz. Peki nedir Yörük kahvaltısı? Normal bir serpme kahvaltından farkı derseniz şöyle açıklayabiliriz: Ekmek yerine bazlama veya yufka da denilen bir tür lavaş, bir de bu yufkaya dürülmüş adına sıkma denilen bir çeşit kahvaltılık dürüm, kayakoruğu denilen ottan yapılan turşu, (sabah sabah turşu mu olur demeyin gayet güzel gidiyor :)) tadı şekerli zeytinyağı gibi dokusu da kestane şekerine benzeyen zeytin reçeli, sivri biberden çok daha lezzetli, çıtır çıtır ve süper acı Mersinnin yeşil biberi var. Mekanlar son derece salaş. Favori mekanımızı Mersin Kahvaltı Mekanları yazımızda bulabilirsiniz.
Eğer Cennet Cehenneme öğleden sonra geldiyseniz hemen aşağısındaki Narlıkuyu sahilinde denize nazır birçok balık restoranı var. Önceden uyarmakta fayda var ki Narlıkuyudaki restoran seçiminizde oturmadan her şeyin fiyatını sorup ona göre karar verin yoksa beklenmedik bir hesapla karşılaşabilirsiniz. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Bizim daha önceden beğendiğimiz yer olan Yörük Aponun Yeri taşınmış ama taşındığı yer bizce daha iyi. Yeni yeri Narlıkuyuya çok yakın bir koy olan Akyar’da. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Yine yakın koylardan Akkum’da ise Yörük Apoya alternatif Cemalin Yeri var. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Mersinde yapılacak en akıllıca şeylerden biri kendinizi Akdenizin sularına bırakmak. Zira bu coğrafyada yazın sıcaklıklar 40lı dereceleri görüyor. Mersinin en güzel koyları, en berrak sulu kıyıları nerede bir bir Mersin Plajları yazımızda listeledik.
İsmini içindeki ayna gibi yansıyan gölden alan Aynalıgöl, oluşumu Buzul Çağına kadar giden, dikit ve sarkıtlarla dolu odalardan oluşan, denizden 46 metre yükseklikte toplam metre uzunluğunda bölgenin önemli karstik yapılarından biri. Beyaz damlataş yapısının kaynağı, mağara içerisindeki %80 oranındaki nem ve yaz kış derece arasında seyreden sıcaklık. Bundan 20 sene önce, şifalı olduğu sanılan bir kirpi peşindeki bir çoban tarafından tesadüfen keşfedildiğinde mağaranın rengi daha da beyazmış ama insan etkisi ve artan turizmle o beyaz rengi biraz kırık beyaz renge dönmeye başlamış. İçindeki cam gibi durgun ayna gibi yansıma yapan gölün derinliği 47 metreye kadar varıyor. Suyu yüzeyde sodalı ama derinlere inildiğinde tuzlu. Yapılan araştırmalar sonucunda mağara içinde hiçbir canlı türüne rastlanmamış ama merdiven şeklinde oyulan kayalardan daha önce burada insanların barınmış olduğu düşünülüyormuş. Mağaranın girişi bir falezin ucunda. Mağaranın ağzına falezin ucuna kurulmuş platformdaki merdivenden inerek ulaşabiliyorsunuz. Müze kart geçmiyor. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Bir yanda denizden gelen nimetler bir yanda baharatlarla çeşnilendirilmiş karadan gelen nimetlerYeme de yanında yat! Her ne kadar Adana ve Hatay gibi güçlü rakiplerin gölgesinde kalsa da Mersinde tantuni ve mavi yengeç kadar ön plana çıkmayan daha birçok imza lezzet var. Diğer künefelere göre tel kadayıfı daha ince peyniri daha bol olan Mersin usulü künefe, Mersin gazpachosu batırık, fıstıklı kurabiyenin en sofistike hali kerebiç, Yörüklerin kahvaltılık dürümü sıkma, Adana kebaba rakip Tarsus kebap, havucun en tatlı hali cezeryeMersin tatilinizin oldukça gurme usulü bir tatil olacağını garanti ederiz.
Turistik anlamda Mersin merkezde çok da bir şey yok. Biz zamanınızı Silifke ve Erdemli taraflarına ayırmanızı tavsiye ederiz. Ama zaten tantuni yemek için uğrayacağız, gelmişken de merkezi gezelim gibi bir ısrarınız varsa, Mersin Marina, sahildeki palmiyeli park, cafelerin olduğu Kushimato sokağı (ismi Japonyadaki bir şehirle Mersinin kardeş şehir olmasından geliyor) dışında pek de görülecek bir yer yok. Haritada 6 numara.
Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri kabul edilen Antakyadaki Saint Pierre gibi dağların arasına metreye konuşlanmış, Göksuya karşı, gözlerden uzak, yıllık Alahan Manastırı da bu coğrafyada Hristiyanlığın yayılması için çıkılan yolculuklarda Aziz Paul ve Barnabas gibi önemli din adamlarının uğrak noktalarından biri olmuş. Hristiyanlığın yasak olduğu zamanlarda ilk Hristiyanlar bu şekilde dağ başlarında ve mağaralarda, daha izole ve gözden uzak yerlerde, gizli saklı ibadetlerini yaparmış. Daha sonra Roma ve Bizans döneminde Hristiyanlık resmi olarak kabul edilince de zamanında Hristiyanlığı yayma misyonu taşıyan azizlerin uğradığına inanılan ve bu nedenle de kutsal sayılan bu gibi noktalara da Alahan Manastırı gibi hac merkezleri yapılmış. Burasının da M.S. 4. ve 6. yüzyıllar arasında oldukça işlek bir hac noktası olduğu düşünülüyor. 7. yüzyılda başlayan Arap akınları döneminde önemini yitirmiş.
İçinde Erken Dönem Hıristiyan ve Bizans mimarisine ait iki kilisesi (şu an biri ayakta diğeri değil), bir vaftizhanesi, sütunlu yolu, çevredeki kaya mezarları, su kaynakları, hamamı ve konaklama yerleri var. Bugün bile içindeki kemerleri, sütunları hala tek parça halinde dimdik ayakta olduğundan yyda buradan geçen Evliya Çelebi Seyahatnamesinde burası için Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor yazmış. Yine de yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine giren yapı, den beri restorasyonda. Biz gittiğimizde hala iskeleler duruyordu. Manastıra ulaşmak için Mut Karaman ana yolundan saparak bir kaç kilometre tırmanıyorsunuz. Müzekart geçerli. Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Kanlıdivane, M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuş Olba Krallığının antik şehri ve kutsal yerleşim yeri. Korkunç bir rivayete göre şehrin ortasında bir obruk varmış ve obrukta vahşi hayvanlar beslenirmiş. Krala itaatsizlik edenler de içine atılarak cezalandırılıyormuş. Hatta buraya Kanlıdivane denmesinin sebebi de buymuş, diğer bir söylenti de toprağı kırmızı olduğu için Kanlıdivane dendiği. Antik şehre zamanında Romalılar, Bizanslılar sahipmiş. Hatta Bizanslıların burada yaşadığı dönemde buraya bir Hristiyanlık merkezi kurulmuş; kutsal sayılmasının nedeni de obruğun çok büyük olması. Obruğun büyüklüğü ve buranın senelerce dini merkez olarak anılması insanlara buranın tanrısal olduğu düşündürmüş. Kanlıdivane yarım saatte gezebileceğiniz bir yer, çok büyük değil yani. Burayı görmeye değer yapan en önemli özellik o az önce bahsettiğimiz şehrin ortasındaki Kanlıdivane Obruğu. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Obruğun içerisinde Armaronxas ailesine ait bir kabartma bizim ilgimizi çekti, size de anlatmadan geçmek istemedik. Aile hakkında fazla bilgi bulamasak da Olbanın Kraliçesi Abanın Kleopatrayı da kapsayan hikayesini öğrendik. Abanın mezarı bu antik kentteymiş. Abanın babası Olba rahiplerinin politikalarına karşı çıkınca şehri bırakıp korsanların lideri olmuş, Olbanın başrahibi Abanın babasını ispiyonlayıp öldürtmüş ve Abayı kendi himayesine almış. Sonralarda Olba kralı Abaya aşık olmuş ve evlenmişler, yani Aba Olbanın kraliçesi olmuş. Daha sonra Olba Mısır Kralı tarafından işgal edilince Olba Kleopatraya hediye edilmiş ve Kleopatra Olbaya gelince başrahip ona bir suikast düzenletmiş. Aba bu suikastı önleyip Kleopatrayı kurtarmış ama suikastı düzenleyen kişiler Abaya saldırınca Olbanın kralı karısını korumak istersen ölmüş. Bu olaydan sonra da Aba kendini Olbaya ve çocuğuna adamış.
Adamkayalar Mersin‘in Erdemli ilçesinde ve Şeytan Deresi Vadisi’nde. Kızkalesine 5 kilometre uzaklıkta yani arabanız varsa dakikada ulaşabilirsiniz. Adamkayalar ismini kayaların üstüne yapılan insan kabartmalarından almış. Yaklaşık M.Ö yüzyıllarda yapıldığı söyleniyor ama bu kesinleşemeyen bir bilgi. Kabartmalar; 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve 1 kartal olmak üzere farklı şekillerde yapılmış. Aslında dünya çapında bu kadar ilgi çeken bir turist noktası olsa da Adamkayalar herkesin ulaşabileceği bir yerde değil çünkü dik bir yamaçta yer alıyor. Bu yüzden kayalıkları geçip ulaşmak için ciddi bir efor ve uygun ayakkabılar gerek. 😉 Eğer beni zorlamaz derseniz Adamkayaların çevresine mutlaka gidin deriz çünkü çok önemli bir arkeolojik nokta. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Astım Mağarası Cennet-Cehennem Çukurlarının yanında, Cennet Çukuruyla arası yaklaşık metre. Mağaranın içine uzun bir merdivenle inebiliyorsunuz. Mağaranın nem oranı %80lerin üstünde olduğu için astım hastalarına çok iyi geldiğine dair söylentiler var ve bu yüzden de adı Astım Mağarası olmuş. Mağaranın etrafındakı ağaçlara insanlar bez parçaları bağlayıp dilek diledikleri için mağara bazı yerlerde Dilek Mağarası diye geçebiliyor. Aynalıgöl Mağarasına gitmeyecekseniz Astım Mağarası görmeye değebilir, ama Aynalıgöle gitme imkanınız varsa Astım yanında çok sönük kalır. Ayrıca Astım Mağarasına gidecekler için mutlaka dikkatli olmalarını öneririz çünkü özellikle çok rutubetin olduğu zamanlarda mağara çok kaygan olabiliyor, görünmez kazalar olmasın. 🙂 Müzekartınız varsa yılda 2 kez, Müzekart+ınız varsa ise yıl boyunca istediğiniz kadar ziyaret edebilirsiniz. Astım Mağarası Nisan-Ekim ayları arasında , Kasım-Mart ayları arasında ise saatlerinde açık. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Aslında bu antik yerleşim yeri, Hellenistik Dönem’de Uzuncaburç’un 4 kilometre yakınındaki Olba Territoriumu’nun ibadet yeriymiş ama Roma Dönemi’nde ondan ayrılmış ve kendi başına bir kent haline gelmiş. Bizans Döneminden sonra Türkler, buraya şehrin sembolü olan yüksek kulenin ismini vererek Uzuncaburç demişler. Bugün buraya geldiğinizde Sütunlu Caddeyi, Tören Kapısının yıkılamdan kalmış bir bölümünü, Zeus Tapınağı ve Tyche Tapınağını, Zafer Kapısını, amfitiyatroyu, Hellenistik Anıt Mezarı ve zamanında hazinenin saklandığı, gerektiğinde halkın sığınma alanı olarak da kullanılan şehre ismini veren beş katlı Hellenistik Kuleyi görebilirler. Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Aşağı yukarı M.Ö. 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bir örenyeri Anamurium. Anamur ilçesine 7 kilometre ve arabayla yaklaşık 12 dakika uzaklıkta. Çoğu kaynak anamuriumun rüzgarlı yer demek olduğunu ve bölgenin bu yüzden böyle bir isim aldığını söylüyor. Tarih boyunca Sasaniler, Anadolu Selçukluları gibi pek çok devlet tarafından yerleşim bölgesi olarak seçilmiş. Anamurium aslında bir kent olarak geçiyor ve aşağı-yukarı kent olmak üzere ikiye ayrılıyor. En görülmeye değer yapıları hamamları, tiyatrosu, ve odeon denen konserlerin yapıldığı salonu. Müzekart+la bir yıl boyunca sınırsız girebiliyorsunuz. 15 Nisan-2 Ekim tarihleri arasında saatlerinde, 3 Ekim Nisan tarihleri arasında ise saatlerinde ziyaret edebiliyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Göksu Nehri Mersin, Konya, Karaman ve Antalya illerinden geçip ve en sonunda Akdenize dökülüyor. Göksu Nehri Raftinge uygun bir nehir, çünkü oldukça yüksek. Bizim bayıldığımız Yerköprü Şelalesi de aslında Göksu Nehrinin bir parçası. Daha açık söyleyecek olursak; Göksu Nehri Yerköprü Mağarasından geçiyor ve bu birleştikleri noktadaki Yerköprü Şelalesi belki de bütün Mersinde en beğendiğimiz yer oldu. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
Mersinin Adana il sınırına yakın kısmında bulunan ilçesi Tarsus, başlı başına hakkı verilmesi gereken, tarihi değere sahip bir bölge. Roma, Bizans, Osmanlıdan kalma eserlerin iç içe geçtiği Tarsus zamanında Kilikya Uygarlığının merkezi konumundaymış. Kuranda da geçen ve hem Hristiyanlarca hem de Müslümanlarca kutsal sayılan Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası, İsanın 12 havarisinden biri olan ve aslen Tarsus doğumlu olduğu düşünülen Aziz Paulun adına yapılan St Paul Kilisesi ve kuyusu, dünyanın ilk kanalizasyon sistemli Tarihi Roma Yolu ve Roma Hamamı, Kleopatra Kapısı, Taşkuyu Mağarası, Taşkuyu Şelalesi ve Roma mezarları, Tarsus Barajı, lü yıllardan kalma Ulu Cami ve tarihi Kırkkaşık Bedesteni, 6. yydan kalma Jüstinyen Köprüsü, tarihi Tarsus evleri Tarsusun tarihi değerlerinden sadece birkaçı. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Adıyla hepimiz coğrafya derslerinin sabah mahmurluğuna geri dönüş yaşasak da kendisi derinliğiyle dudak uçuklatan mağaralara, çorak arazide vaha misali beliren şelalelere, karstik taşların ebemkuşağı gibi dolaştığı geniş coğrafyaya, rüzgarın hüküm sürdüğü antik kentlere davet eden bir Akdeniz sakini Taşeli Platosu. Yükseltisi arttıkça suyun azaldığı platonun, bu özelliği onu el değmemiş bir doğal yaşam alanı olarak mecburen tescilliyor. Sedir ormanlarının titreştiği patikalardan, keçi sürülerinin arasından geçip Eğrigöl’de kamp atarsanız, dağ bisikleti, trekking yapmadan durmamalısınız. Endemik çiçekleri, karlı dorukları ve gölün çarpıcı manzarası fotoğraf çekme arzunuzu kesinlikle teşvik edecek.
Mersinli Evde Yoklarımızın süper tavsiyeleri sonucu Mersinin harika lezzetlerini nerede yiyebileceğinizle ilgili bir yazı yazdık. Mersine gidince yemeden dönmemeli dediğimiz yemekler için Mersinde Ne, Nerede Yenir? yazımızı okuyabilirsiniz!
Dimes GO karışık rotası da tam buralardan geçiyor. Mersinden başlayıp Kızkalesi ve Cennet & Cehennem Obruklarından geçerek Aynalıgölde son bulan bir rota: Dimes GO Karışık Rotası
Mersin güney sahil şeridimizin mütevazi tatil yerlerinden birisi gibi görünse de aslında tam anlamıyla bir medeniyet beşiği ve doğal güzellikler cenneti. Yazımızda Mersin’de gezilecek yerler için sizlere bu güzel şehrin merkezinde ve çevresinde gezilecek en güzel yerleri, tarihi yerleri, doğal güzellikleri ve mekanları sizler için listeledik.
Mersin turu düşünüyorsanız kısa bir gezi düşünmeyin çünkü gezilecek ve görülecek çok fazla yerl bulunuyor. Tarihi yerlerin yanı sıra doğal güzellikleri ile de Mersin görümesi ve gezilemesi gereken bir şehir. Seyahat planınız için oluşturduğumuz Mersin’de gezilecek yerler listemiz ile Mersin gezinizi planlayabilir ve gezilecek yerleri listenize ekleyebilirsiniz.
Kızkalesi, Mersin’de gezilecek yerler listemizde ilk sırayı alıyor. Kızkalesi‘nin tarihi adı Korykos’tur. Burada ilk yerleşimin 4. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor. Kızkalesi ayrıca Mersin’nin önemli tatil yerlerinden biridir. Mersin merkezine yaklaşık 58 km uzaklıkta bulunuyor.
Kızkalesi’ni gezmek isterseniz giriş ücreti 20 TL alınıyor. Haftanın her günü ziyarete açıktır. Kaleyi, ile arasında ziyaret edebilirsiniz. Ancak yaz ve kış sezonu açılış saatleri farklılık gösterebiliyor.
Tarsus’ta yer alan Gülek Kalesi, tarihi Orta Çağ’a dayanıyor. Özellikler manzara severlerin çok hoşuna gideceğini düşündüğümüz bir yer. Fotoğraf çekimi içinde harika bir nokta.
Doğal yolla oluşmuş en büyük çöküntülerin oluşturduğu iki farklı çukur ve çukurlardaki mağaralar. Çukurlardan birisine cehennem çukuru denmesinin nedeni; tabanına ekipman yardımı olmadan inilememesi. Cennet çukurunun olduğu çöküntüye bu ismin verilme nedeni ise çöküntüde tarihi bir kilisenin yer alması.
Detaylar Cennet Cehennem Mağaraları yazımızda.
Cennet ve cehennem çukurlarından sonra hemen buraya gelebilirsiniz; zira çok uzakta değil. Metreye yakın uzunluğa sahip sarkıt ve dikitlerle bezenmiş olan kale, sizi rüya gibi bir yolculuğa çıkarabilir. Ayrıca astım hastaları için çok iyi geldiği söylentisi de var; hatta mağaraya bile adını verecek şekilde çok dillendirilmiş.
yılı Giriş ücreti 75 TL. Bu ücrete Cennet Cehennem Örenyeri de dahil. Ziyaret saatleri ise sabah ile akşam arasında mağarayı gezebilirsiniz. Haftanın her günü açık.
Bu kadar gezmek sizi yorduysa, hem bir mesire yeri olan, hem de bir görsel şölen sunan Tarsus Şelalesi’nin bulunduğu mesire alanına giderek, biraz huzur bulup dinlenebilirsiniz. Şelalenin ilginç yanlarından birisi de Roma döneminde mezarlık olarak kullanılması. Sular çekildiği dönemlerde mezarlar ortaya çıktığı için ne yazık ki artık tahrif olmuşlardır.
Detaylar Tarsus Şelalesi yazımızda yer alıyor.
Mersin ve civarı tarihi dokusu ile o kadar fazla zenginliğe sahiptir ki Tarsus’da da ayrıca bir müze açılması icap etmiştir. Müzede arkeolojik eserlerin yanı sıra etnografik eserler de yer almaktadır ve neredeyse tane eser bulunmaktadır.
MüzeKart ile ücretsiz girebilirsiniz. Bunun dışında müze giriş ücreti 20 TL‘dir. Ziyaret saatleri ile arasındadır. Yaz ve kış döneminde saatler değişebilmektedir. Müze haftanın her günü açık.
Sizi Dünya’dan soyutlayacak, başka bir Dünya’da mistik bir geziye çıkmış gibi hissettirecek bir rüya; Kayacı Vadisi’nde bir gezi. Limonlu Çayı’na da ev sahipliği yapan vadide ayrıca yorulduğunuz ve acıktığınız zaman hizmet alabileceğiniz lokantalar da var.
Aslında sadece bir şelale değil, bulunduğu yer itibarı ile tam anlamıyla bir saklı cennet. Yolunuz Mersin dışına taşar ve Mut’a doğru gidecek olursanız soracağınız ilk yer burası olsun.
Adam Kayalar, Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan Şeytan Deresi Vadisin de bulunmaktadıseafoodplus.infoan önce 1. ve milattan sonra 2. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir.O dönemde bölgenin kutsal olduğu düşünüldüğü için o demenim önemli isimlerinin kabartmaları yapıldığı tahmin seafoodplus.info yıl yerli ve yabancı çok sayıda turist bu bölgeyi ziyaret etmekte.
Ashab-ı Kehf mağarası, Mersin’nin Tarsus ilçesinde yer almaktadır. Yedi gencin toplumdan ayrılarak güvenli bir mağaraya sığınırlar. Bu mağarada yıllar süren uyku ve sonrası yaşananlar günümüze dek ulaşmıştır.
Detaylar Ashab-ı Kehf Yedi Uyurlar yazımızda yer alıyor.
Uzuncaburç, Mersin’de tarihi yerler arasında en iyi korunmuş kalıntıların başında geliyor. Silifke‘de yer almaktadır. Tarihi Roma dönemine uzanmaktadır. Zamanında Roma’dan ayrılarak Diocaesarea adını alan kent, kendi parasını da basmıştır. Kentte Tapınaklar, anıtmezar, sütunlu caddesi ve tiyatro, çeşme ve Zafer Kapısı gibi kalıntılar bulunuyor.
Ören yerine giriş ücreti 20 TL‘dir. Ziyaret saatleri sabah ile arasındadır. Haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz. MüzeKartınız varsa girişler ücretsiz.
İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan bir facia sonucunda batan Refah Gemisi’nde şehit edilen askerimizin anısına yapılan bir anıttır. Bu yüzden belki de Mersin’de görülmesi gereken en değerli yerdir.
Oldukça eski bir medeniyet tarihine sahip olan Mersin ve çevresinden çıkarılan arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müze, Mersin’in tarihi geçmişine ışık tutan ufak bir ayna gibi. Şehir merkezinde olması nedeniyle ilk uğranacak yerlerden birisi olabilir.
MüzeKart ile ücretsiz girebilirsiniz. Kartınız yoksa giriş ücreti 20 TL alınıyor. Ziyaret saatleri yazın – arasındadır. Kış sezonunda ise ile arasında ziyaret edebilirsiniz. Müze haftanın her günü açık.
Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden birisidir. Adını Hıristiyanlığı yayan ilk azize olan Aya Tekla’dan alır. Rivayetlere göre Aya Tekla Saint Paul’un öğrencisidir ve buradaki mağaralarda yaşamıştır ve bir çok doğa üstü olaya neden olmuştur. Silifke ilçe merkezine yaklaşık km uzaklıkta yer almaktadır.
Anamur’a adını veren ve Rüzgarlı Burun anlamına gelen kente gittiğiniz zaman, neden bu ismi aldığını daha iyi anlayabilirsiniz. Kentin tarihi milattan önce 4. yüzyıla dayanıyor. İlk yüzyılda bu bölgeye Kommagene Kralı tarafından surların inşaa edildiği biliniyor. Daha sonraki tarihlerde kent Sasaniler’e geçmiş. Sonraki yüzyıllarda korsanların pek çok saldırısına hedef olmuş. Daha sonra 7. yüzyıla geldiğimizde Araplar tarafından ele geçirilen kent son olarak Türklere (Selçuklu) geçmiştir.
Antik kente giriş için 20 TL ücret alınıyor. Sabah ile akşam arasında gezebilirsiniz. Cumartesi ve Pazar günleri kapalı.
Antik kent, Uzuncaburç’a yaklaışık 4 km uzaklıkta bulunuyor. Hellenistik Dönem’de, eski Yunan’da çok önemli bir ticaret şehri ve aynı zamanda dini merkezdir. Kent, Olba Krallığı’nın dini hemde ticari merkezi olmuş. Uzuncaburç’a yapacağınız ziyaretlerde antik kentide görebilirsiniz.
Antik kent, Mezitli ilçesinde yer almaktadır. Tarihi M.Ö. ’lü yıllara kadar dayanır ve halen ayakta kalabilmiş kalıntılar vardır. Günümüzde tarihi kentin sütunlu caddesi halen ayaktadır. Antik tiyatro kalıntılarınıda görebilirsiniz. Etrafı çevrilip koruma altına alınmış. Mersin merkezine 15 km uzaklıkta bulunuyor. İçeri girilmesede dışarıdan görebilir ve fotoğraf çekebilirsiniz.
yılında kazılmaya başlayan kent, bir çok eseri ile Mersin müzelerini süslemiştir. Tarihinin M.Ö. li yıllara kadar uzandığı düşünülmektedir.
Koloni kentler arasında en eski örneklerden birisidir. Bugün çok fazla bir kalıntı bulunamamış olsa da kesinlikle gidip görülmelidir.
Mersin’de denize de girebilirsiniz; hem de çok güzel yerlerde. Eğer biraz serinlemek isterseniz rotanızı Kazanlı Plajı, Kocahasanlı Plajı, Ayaş Plajı, Tömük Plajı, Kargıpınarı Plajı, Susanoğlu Plajı, Atayurt Plajı ya da Kızkalesi Plajı’na doğru çevirebilirsiniz.
Mersin’de gezilecek yerler yazımızın sonuna seafoodplus.info gezilecek yerler listemizde yer alması gereken daha birçok yer seafoodplus.infode Mersin’de görülmesi ve gidilmesini düşündüğünüz yerler varsa, yazımıza yorum yaparak bu yerleri bizlere paylaşabilirsiniz.
Mersin, Akdeniz Bölgesi'nin en önemli kentlerinden biridir. İklimi, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan şehir, turizm açısından da oldukça zengindir. Özellikle yaz turizminin Akdeniz'de tercih edilen yerlerinden olan Mersin, denizi ve plajlarıyla her yıl yüzlerce turistin dikkatini çekmekte. Aynı zamanda yıllarda birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış Mersin'in efsaneleri ve antik yapıları da ön plana çıkmaktadır.
İşte Mersin'de gezilecek yerler rotanız:
Yerköprü Şelalesi
Mersin'in Mut ilçesinde bulunan Yerköprü Şelalesi, bölgenin doğal güzelliklerinden biridir. Adını üzerindeki köprüden alan şelale, 20 metre yükseklikten dökülen sularıyla ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunar. Şelalenin çevresi yeşil ormanlarla kaplıdır ve piknik yapmak isteyenler için uygun bir yerdir. Bölgede ayrıca yerel lezzetlerin tadına bakabileceğiniz restoranlar da mevcuttur. Yerköprü Şelalesi, Mersin'de gezilecek yerler doğa listenize ekleyebileceğiniz ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir .
Kız Kalesi
Mersin'in Silifke ilçesinde yer alan Kız Kalesi, bölgenin en önemli tarihi yapılarından biridir. Antik dönemden günümüze kadar kalabilen kale, tarihi bir yolculuk yapmak isteyen ziyaretçiler için mükemmel bir seçenektir. Kale, yüzyılda inşa edilmiş ve zamanla değişikliklere uğramıştır. Kız Kalesi, antik dönemde savunma amacıyla kullanılmıştır. Şimdi ise, tarihi dokusu ve manzarası ile ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Eğer tarih ve kültür dolu bir tatil yapmak istiyorsanız, Mersin'de günübirlik gezilecek yerlerden olan Kız Kalesi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Cennet Cehennem Çökükleri
Cennet Cehennem Çökükleri, Mersin'in Silifke ilçesi yakınlarında bulunan doğal bir oluşumdur. Bu ilginç jeolojik yapı, adını bölgenin cennet ve cehennem gibi iki zıt kutbu temsil eden mağaralardan almıştır. Cennet Cehennem Çökükleri, görsel açıdan oldukça etkileyici bir yerdir. Bölgedeki yürüyüş yolları, ziyaretçilere bu doğal güzellikleri yakından inceleme fırsatı sunar. Ayrıca, kamp yapmak isteyenler için uygun bir alan da mevcuttur. Eğer Mersin'de sevgiliyle gezilecek yerler arıyorsanız Cennet Cehennem Çöküklerine uğrayabilirsiniz.
Aynalıgöl Mağarası
Aynalıgöl Mağarası, Mersin'in Tarsus ilçesi yakınlarındaki Aynalıgöl Köyü'nde bulunur. Bu muhteşem yeraltı mağarası, yıllar boyunca suların ve rüzgarların etkisiyle oluşmuştur. Mağarada, doğal sarkıt ve dikitler, kristal göletler ve yeraltı nehirleri gibi çeşitli doğal oluşumlar görülebilir. Mağara, yılında keşfedildi ve ziyaretçiler için açıldı. Aynalıgöl Mağarası'nın en özel özelliklerinden biri, içindeki büyüleyici kristal göletidir. Mağara, yeraltı dünyasının güzelliklerini keşfetmek isteyenler için harika bir seçenektir.
Narlıkuyu
Mersin'in turistik koylarından biri Narlıkuyu'dur. Eski adı "Porto Calemia" olarak bilinen koy Mersin'de ilkbaharda gezilecek yerlerden biridir. Narlıkuyu'da Mozaik Müzesi'ni, Kızlar Hamamı Koyu'nu ve Zeus Tapınağı'nı ziyaret edebilirsiniz. Bunların yanı sıra Narlıkuyu'da denize girebilir isterseniz de Akdeniz'in güzel manzarasına karşı çevrenin sevilen restoranlarında akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Alahan Manastırı
Mersin'in Mut ilçesinde yer alan Alahan Manastırı Tarasis adlı rahip tarafından yaptırılmış antik yapılardan biridir. İçerisinde kilise, manastır ve keşiş odaları bulunmadır. Mersin'de kışın gezilecek yerlerden biri olan manastırı istediğiniz her mevsimde de ziyaret edebilirsiniz. Günümüze ulaşmış kaya yapılarıyla ön plana çıkan Alahan Manastırı bölgenin zengin kültürel mirasının örneklerinden biri olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Aynı zamanda önemli din merkezlerinden bir olan bu yere her yıl yüzlerce yabancı turist akın ediyor.
Akdeniz'in Tatil Cenneti Mersin'in Plajları
Mersin gezinizi en güzel şekilde değerlendirmenin yolu Akdeniz'in denizinin tadını çıkartmakla başlar. Yazımızda yer verdiğimiz koylar ve plajların yanı sıra farklı yerlerde denemek istiyorsanız Mersin'de sizi bekleyen çok güzel destinasyon merkezleri bulunmakta. Günün her saati canlı olan Mersin'de yazın gezilecek yerlerden olan Soli Sahili, Arpaçbahşiş Halk Plajı, Tece Halk Plajı ve Kocahasanlı Plajlarında zaman geçirebilirsiniz.
Ülkemizin güney kıyılarında tatil için en çok tercih edilen illerinden birisi olarak Mersin, bünyesinde birçok turizm noktasına ev sahipliği yapmaktadır. Kıyı şeridinde yer alan diğer turizm merkezlerine göre daha sığ deniz yapısının bulunması, bölgeyi yüzme açısından ön plana taşırken, ülkemizde muz yetiştirilen tek nokta olarak da ün kazanmıştır.
Mersin’i tatil için tercih edilenler, küçük bir yüzölçümünde çok fazla mekan görme imkanına sahip olmaktadır. Hemen her ilçesinde bulunan ilgi çekici yerler ve bu noktalara yakın olan konaklama seçenekleri ile unutulmaz bir tatil fırsatı sunmaktadır.
Mersin’e gelindiğinde yapılması gereken aktiviteler, gezilip görülmesi gereken yerler oldukça fazladır. “Ben Mersin’i gezdim!” cümlesini demek için belli başlı önemli noktaları ziyaret etmek gereklidir. Her biri dünyanın en eski zamanlarından izler taşırken, doğal ve yapay güzellikler hoş bir tatilin geçmesi için eşsizdir.
Mersin'de plajlara ve gezilecek yerlere yakın olan Mersin otelleri listemizden size uygun oteli seçerek tatilinizi daha da güzelleştirebilirsiniz.
Mamure Kalesi
Kale Anamur'da düz bir arazi üzerine kurulmuştur. Kent M.Ö 8. yüzyılda Asurluların, ardından Perslerin ve Büyük İskender'in egemenliğine girmiştir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemini koruyan şehir ve kale defalarca yenilenmiştir.
Kalenin Türkler tarafından fethi, yüzyılda Alaeddin Keykubad Dönemi’nde, meşhur Emir Mübazirüddin Ertokuş tarafından gerçekleştirilmiştir. Selçuklular kaleyi tamir ettirmiş, içerisine de bazı tesisler kurdurmuşlardır. yüzyıl başlarında Karamanoğullarının kaleye seferler düzenlediği ve çevresinde bazı savaşlar yaşandığı Şikari'nin tarihinde anlatılmaktadır.
Kaledeki mevcut tek kitabeye göre, yılı dolaylarında Karamanoğlu 2. İbrahim Bey tarafından büyük ölçüde bir onarım yapılmış ve yapıya "mamur edilen yer" anlamında Mamura denilmiştir. Kalenin Osmanlı egemenliğine geçiş tarihi ise kesin değildir. Ama ve yüzyıllarda kalenin Osmanlılar tarafından büyük onarımdan geçirildiği bilinmektedir.
Türkiye'nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Mamure Kalesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yılında restore edilmiştir. Tüm duvarlar bu sayede ayakta kalmıştır. Dış surların önünde bugün kısmen dolmuş olan geniş ve derin bir hendek vardır. Hendeğin üzerinden geçen kemerli bir köprü, kalenin ana girişine ulaşmaktadır.
Kalede yapı malzemesi olarak moloz taş ve yer yer tuğla kullanılmıştır. Duvarların bazı bölümlerinde özellikler Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar kullanılmıştır.
Mamure Kalesi'ne giriş ücretsizdir.
Mersin'de birbirinden farklı mekanlar ile sizi büyüleyecek yerler için Mersinde gezilecek yerler makalemize göz atabilirsiniz.
Anemurium Antik Kenti
Anamur Burnu'nda bulunan antik kent çok büyük bir alanı kapsamaktadır. M.Ö 4. yüzyıldan kalma yazılı kaynaklarda bir liman kenti olduğu anlaşılmaktadır. M.Ö 4. yüzyılda da eski yerleşimin olduğu bilinmektedir. Asurluların egemenliğinde olduğuna dair bilgiler MÖ 8. yüzyıla dayanmaktadır. Asurlulardan sonra, Anadolu'nun çoğu bölümüne hakim olan Persler tarafından egemenlik altına alınmıştır.
MÖ 'de Seleukoslar bu bölgeye hakim olmuştur. Kommagene Kralı 4. Antiochos'a Roma İmparatorluğu Dönemi'nde İmparator Caligula tarafından verilmiştir. Başa geçen Antiochos, ilerleyen zamanlarda kent adına para bastırmıştır. Kommagene egemenliği tekrardan Romalıların bölgeyi ele geçirene kadar sürmüştür. "Anemos" kelimesi "Rüzgarlı Yel" anlamına gelmekte ve kentin isminin bu kelimeden türediği düşünülmektedir. Deniz ticaretiyle zenginleşen Akdeniz limanlarının çoğunda olduğu gibi sürekli korsan saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. Yalnızca korsanlar değil, ayrıca Toroslar'da yaşayan kavimler de kente ana karadan saldırmıştır. MÖ yılında Roma lejyonları tarafından yeni kent surlarının yapılmasının temel sebebi de kabile baskınlarından kurtulabilmektir. Kentteki kiliseler M.Ö 5. yüzyıla aittir.
En parlak dönemin de bu yüzyılda yaşandığı iddia edilmektedir. Kent MÖ 7. yüzyılda Arapların Kıbrıs'ı yağmalamaları ile deniz ticaretindeki avantajını kaybetmeye başlamıştır. Sonrasında ise tamamen gerileme dönemine girmiştir. Anemurium Antik Kenti için giriş ücreti 6 TL'dir.
Şahmeran Hamamı
Tarsus'un Kızılmurat Mahallesi'ne konumlandırılan Şahmeran Hamamı'nın geçmişi Romalılara dayanmaktadır. Daha sonraki zamanlarda Ramazanoğulları tarafından restore edilmiştir. Kapının üzerinde ve yıllarında onarım gördüğünü açıklayan bir kitabe yer almaktadır.
İsmini Yılanlar Padişahı Şahmeran'dan almıştır. Efsaneye göre Şahmeran burada kesilmiş ve kanı bu hamam duvarlarına sıçramıştır.
Klasik Türk hamamı özellikleri sahip yer, dikdörtgen planlıdır. İnşasında moloz taş kullanılmıştır. Üzeri kubbe ile örtülü olup, soyunma yeri, külhan, ılıklık ve sıcaklık gibi bölümlere ayrılmıştır. Ortasında ise küçük bir havuz alanı vardır.
Günümüzde hamam hizmeti vermeye devam etmektedir.
Antik Kentleri, hamamları ve doğal güzellikleri ile sizi uzaklara götürecek gezi rehber için Mersin gezi rehberi sayfamızı kontrol etmeyi unutmayın.
Soli Antik Kenti
Mezitli'de kalan, çevresi çağdaş yapılarla çevrili Soli Antik Kenti, Mersin'de gezilmesi gereken ören yerlerinden birisidir. 20 katlı blok yapılar arasında etkileyici bir görünümü vardır. Adı güneş anlamına gelen Soli eskiden bir liman kentidir. Kıbrıs ve Mısır ile yapılan ticaret sayesinde zenginleşmiş, ayrıca felsefe ve bilimde ilerlemiştir.
Kilikya ordusu ile gelen Romalı General Pompeius bölgedeki korsan egemenliğinin son bulmasını sağlamıştır. Roma yolu üzerinden de bu çalışmalarını sürdürdükleri belirtilmektedir. Kenti yeniden imar ederek kendi adını vermiştir. Daha sonralarında Bizans Dönemi'nde kent önemini korumaya devam etmiştir.
Sütunlu yolu, kentin zenginliğini ve mimari başarısını gösteren temel alanlardan en önemlisidir. Kentin denize doğru inen metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki caddesinin 2. veya 3. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Caddeyi süsleyen sütundan 33'üne ulaşılabilmiştir.
Soli Antik Kenti'ne giriş ücretsizdir.
Mersin Müzesi
İlin Gazi Mahallesi üzerine konumlandırılmıştır. Mersin'in zengin arkeolojik dokusunu yansıtan müze, ziyaretçilerini tarih öncesi ve tarihi dönemlere benzersiz eserler ile buluşturmaktadır.
Arkeolojik ve etnografik eserlerin teşhir edildiği müze koleksiyonunda taş eserler, Roma Dönemi'ne ait mermer insan başları, heykeller, pişmiş kilden mezarlar, Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden Yumuktepe kazılarından çıkarılan Neolitik, Kalkolitik, ve eski Tunç dönemlerine ait eserler, Urartu, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çanak, çömlek cam ve bronz eserler, gümüş, altın sikkeler, Roma Dönemi'ne ait çeşitli form ve büyüklükteki cam eserler, altın diadem ve küpeler ve yakın zamanda bulunan bir kuros heykeli dikkat çekici eserler arasındadır.
Etnografik eserlerin bulunduğu salonda ise gümüş süs eşyaları, tesbihler, işlemeli kadın elbiseleri, ağaç ve bakır eşyalar, kilimler, kama ve barutluklar ilgi çekici seçeneklerdir.
Mersin Müzesi giriş ücreti 6 TL'dir.
Tarsus Müzesi
Uzun yıllar tarihi Kubat Paşa Medresesi'nin içerisinde hizmet veren müze, günümüzde Tarsus Kültür Merkezi bünyesinde düzenlenen binada yer almaktadır.
Tarsus Müzesi 3 katlıdır. Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çeşitli eserler sergilenmektedir.
Tarsus Müzesi'ne giriş ücretsizdir.
Anamur Müzesi
Anamur'un Yalıevleri Mahallesi'ne konumlandırılmıştır. Arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müze, kütüphane, laboratuar, konservasyon, fotoğrafhane ve sanat galerisi gibi alanları içeriğinde bulunduran bir yapıdır.
Müzenin arkeolojik bölümünde sergilenen temel eserleri arasında Bozyazı kazısında bulunan kabartma motifli altın diadem, bronz Athena ve Bizans yapısı altın objeler, önemli eserlerin başında gelmektedir.
Etnografik eserlerin sergilendiği salonda ise yörük eşyaları, geleneksel sanat örnekleri ve kilim modelleri, zengin ve göz alıcı bir koleksiyon ortaya koymaktadır.
Anamur Müzesi'ne giriş ücretsizdir.
Anamur Evleri
Anamur'un merkezi ile birlikte Ortaköy ile Bozyazı ilçelerinde de görülen ve genel olarak Anamur Evleri diye adlandırılan sivil mimari örneklerini daha geniş ele almak gerekirse aslında başlıca 3 tip yapı bulunduğu görülmektedir
Arkeolojik araştırmalar, ova ve sahil kısımları dışında yaylalarda ikinci konutların eski çağlardan beri var olduğunu ortaya koymaktadır. Abanoz, Güğül Tepesi, Domuz Beleni ve Çandır yaylalarında Roma Dönemi kalıcı yerleşiminden izler görülmektedir.
Türklerin bölgeye geldiği dönemde büyük ölçüde hayvancılık yaptığı ve göçebe bir yaşam sürdüğü bilinmektedir. Yazları yüksek yaylalarda yaşarken kışa doğru daha alçak yerlere yerleşmişlerdir. Zamanla çadırdan, "sayvant" adı verilen dik çatılı tipik evciklere, sonra da günümüzde bulunan betonarme yapılara geçilmiştir.
Aya Thekla Yeraltı Kilisesi
Silifke'ye 5 kilometre mesafede, Taşucu Yolu üzerinde bulunan Aya Thekla, Hristiyanlığın en eski ve en önemli merkezlerinden biridir. M.S 50 yılında kurulduğu düşünülmektedir. Aya Thekla'nın tarihi, Azize Thekla'nın Silifke İlçesi’ne gelişi ile başlamaktadır.
Hz. İsa'nın havarilerinden olan Aziz Paulus'un vaazlarını dinleyerek etkilenen ve kendini Hristiyanlık dinine adayan 17 yaşındaki Azize Thekla, Konya, Yalvaç ve Kapadokya yörelerinde Hıristiyanlığı yaymaya çalışırken paganların baskılarına maruz kalıp öldürüleceğini anlayınca, kaçarak Silifke'ye gelmiştir. Yeraltında bulunan mağaralarda saklanan ve dinini yaymaya devam eden azizenin ayrıca hastalara yardım ettiği rivayet edilmektedir. Azize Thekla öldürüleceğini anlayınca bu mağarada kaybolmuştur. Azize Thekla'da mağarada iki duvar arasına girerek kaybolduğu iddia edilmektedir. Bu mucizevi olay, dini açıdan mağarayı önemli kılmayı başarmıştır. Uzun yıllar boyunca Hıristiyanlık dini rahatlıkla yaşanamamıştır. Bu mağarada ibadet yıllar boyunca gizliliğini korumuştur, sonrasında MS yılında Hıristiyanlık dinini yaşamak serbestleştirilmiş ve mağara gizli ibadet yeri olmaktan çıkmıştır. 4. yüzyılda kiliseye dönüştürülmüştür.
Üzerinde bugün sadece apsisinin biri bulunan Aya Thekla Kilisesi, 3 nefli Thekla Bazilikası, büyük sarnıç, nekropol alanı ve kutsal yol, görülmeye değer yerler arasında yer almaktadır. Mersin gezilecek yerler planlamasında mutlaka gidilmesi gereken bu kilisenin yanı sıra Silifke Kalesi, Aynalıgöl Mağarası, Cambazlı Kilisesi, Adam Kayalar, Olba Antik Kenti ve Yumuktepe Höyüğü de özellikle tarihi ve dini bölgeleri sevenler için gezilecek yerler arasındadır. Aya Thekla Yeraltı Kilisesi'ne giriş ücretsizdir.
Aziz Paul Kilisesi
Mersin'in Tarsus İlçesi’nde bulunan ve Aziz Paulus'a adandığı bilinen yapının MS ya da yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Rum Ortodokslarına ait bir kilisedir.
Kilise ikinci kez yılında yeniden yapılandırılmıştır. Üç nefe ayrılan dört sütun vardır ve üzeri tonozla örtülmüştür. Kuzeydoğu köşesinde çan kulesi bulunan kilisenin iç mekanı fresklerle süslü olup, aziz ve melek tasvirleri ile Hz. İsa tasviri yerleştirilmiştir. Günümüzde koruma altına alınan kilise Anıtsal Müze olarak anılmaktadır.
Mersin'de gezilecek yerler düşünüldüğünde büyük bir yer alan bu Kilise, Rumlar tarafından yaptırılmış olup günümüze kadar kendini korumuştur. St. Paul Kilisesi giriş ücreti 6 TL'dir.
Aziz Paul Kuyusu
Tarsus İlçesi’nde, Kızılmurat Mahallesi'nin Cumhuriyet Alanı'nın yaklaşık olarak metre kuzeyinde yer almaktadır. St. Paul Evi olarak yıkık harabe evin hemen yanında olan bu kuyunun, adına yapıldığı rivayet edilmektedir.
St. Paul'un büyük öneme sahip olduğu bu tarihi ilçede yer alan kuyu ve ev koruma altına alınmış ve arkeologlar tarafından araştırmalar yapılmıştır. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin kalıntıları keşfedilmiştir.
Suyunun şifalı olduğuna inanılan St. Paul Kuyusu, turistlerden yoğun ilgi görmektedir. Giriş ücreti 6 TL'dir.
Mersin Günübirlik Gezilecek Yerler
Akdeniz’in tarihi, doğası ve eşsiz kumsalları ile en çok tercih edilen şehirleri arasında Mersin yer almaktadır. Mersin, şehir merkezinde olduğu kadar, çevresinde de günübirlik şekilde gezilebilecek çok sayıda alternatife sahiptir.
Yedi Uyurlar Mağarası
Ashab-ı Kehf adıyla bilinen Yedi Uyurlar Mağarası, inanç ve kültür turizminde ön plana çıkan ilçe Tarsus’da yer almaktadır. Yedi Uyurlar Mağarası, Mersin şehir merkezi arası mesafe yaklaşık olarak 30 km’dir.
Aynı zamanda diğer bir adıyla Eshab-ı Kehf olarak da ifade edildiği bilinmektedir.
Kayacı Vadisi
Limonlu Çayı’nın tüm güzelliklerini gözler önüne seren Kayacı Vadisi, huzur veren ortamı ve eşsiz manzarası ile Mersin doğa gezilerinin en popüler noktaları arasında yer almaktadır. Kayacı Vadisi, Mersin şehir merkezi arası mesafe yaklaşık olarak 76 km’dir.
Cennet ve Cehennem Mağaraları
Silifke Narlıkuyu yakınlarında yer alan Cennet ve Cehennem Mağaraları, şehrin en meşhur noktalarından biridir. Doğal yollarla oluşan bu derin mağaralar, Mersin şehir merkezine yaklaşık olarak km mesafede yer almaktadır.
Cehennem obrukları bir hayli aşağıda olduğu için iniş ve çıkış oldukça zordur. Erdemli sayılabilecek olan bu bölge yaklaşık olarak 20 dakikalık mesafededir. Aynı zamanda bu bölgeyi gezerken oldukça güzel bir yer daha görmek ve yaz aylarında daha bir özel olan alanı ziyaret etmek için Kızkalesi de ideal bölgelerden biridir. Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında oldukça sıcak olan bu bölgelerde birbirinden güzel koylar ve konaklamak için de oldukça uygun oteller mevcuttur. Hava olarak oldukça sıcak olmasından ötürü denizi kullanırken saatleri doğru ayarlamak oldukça önemlidir. Aynı şekilde Cennet ve Cehennem Mağaraları'nı gezmek için de bu gibi detaylara sağlık için dikkat edilmesi gerektiği önemle belirtilmektedir.
Çinili Göl
Çamlıyayla’nın en tanınmış ve en özel gölü olan Çinili Göl, m2’lik yüz ölçümüne ve metreden fazla derinliğe sahiptir. Eşsiz bir doğa manzarası sunmakta olan Çinili Göl, Mersin şehir merkezine yaklaşık olarak 65 km mesafede yer almaktadır.
Mersin il sınırları içerisinde gezecek yerler oldukça fazla olsa da bu tarz doğa harikası alanlarında mutlaka görülmesi gerekmektedir. Suyu tertemiz olan ve turistlerin de uğrak bölgelerinden bir yer olan Çinili Göl, yaz aylarında oldukça sıcak olan Mersin düşünüldüğünde serinlemek için de birebir harika bir bölge olarak gösterilmektedir.
Belenkeşlik Kalesi
Mersin’in mutlaka görülmesi gereken yerleri listesinin en başında yer alan Kız Kalesi, hem tarihi, hem doğası hem de mavi bayraklı eşsiz plajı ile ziyaretçilerine eksiksiz bir günübirlik gezi deneyimi yaşatmaktadır. Kız Kalesi, Mersin şehir merkezi arası mesafe yaklaşık olarak 80 km’dir.
Mersin ili için gezilecek yerler arasında muhakkak yer alan ve turistlerin de ilgi odağı olan bu kale, denizin ortasında yer almasıyla birlikte aynı zamanda oldukça güzel bir plaj ve koy fırsatı da sunmaktadır.
Astım Mağarası
Mersin'in Silifke'de bulunan Astım Mağarası, bölgenin en popüler bölgelerinden olan Cennet Cehennem Mağaraları ile yaklaşık metrelik bir mesafededir.
Yaklaşık olarak 15 metrelik bir derinliğe sahip olan bu mağara, efsanelere de konu olmuştur. Özellikle astım hastalarına iyi geldiği söylenen bu mağara Mersin gezilecek yerler planlamasında mutlaka yazılması gereken yerlerdendir. Aynı şekilde Cennet Cehennem Çökükleri ile de oldukça yakın olması, bölgeye gidildiği zaman her iki mağaraya da zaman ayırmanızı sağlayacaktır. Mağara girişinde bulunan çalılar, ağaçlar ve bazı bitkilere asılan bezler ile birlikte tutulan dileklerin gerçekleştiğine de inanılmasından ötürü buraya aynı zamanda Dilek Mağarası da denilmektedir. Bu mağaralar, Mersin'in turizmi için oldukça önemli bir bölge olarak yer alıyor.
Silifke Astım Mağarası için giriş ücreti 35 TL'dir. Aynı biletle Cennet Cehennem Örenyeri'ni de ziyaret edebilirsiniz.
Yerköprü Şelalesi
yılında tabiat anıtı olarak tescillenen bu doğa harikası, Mersin'in Mut ilçesinde yer almaktadır. Doğa ile iç içe, sessiz ve sakin bir bölge arıyorsanız eğer Mersin'de gezilecek yerler arasındaki en doğru adres burası olarak gösterilmektedir. Yerköprü Şelalesi, Mut ilçesine yaklaşık 30 km'lik bir mesafede yer almaktadır.
Yaklaşık olarak 30 metrelik bir yükseklikten yere dökülen bu muhteşem şelalenin aynı zamanda arka tarafında da güzel bir göl ve ilgi çekici bir mağara mevcuttur. Yerköprü Şelalesi, bulunduğu bölgenin oldukça temiz olması ve doğanın da aynı güzellikte dönüş yapmasından ötürü; suyu oldukça berrak ve saftır. Bölgede piknik alanları, doğa yürüyüşleri, dağ bisikleti ve kamp gibi aktiviteler de yapılmaktadır. Bu bölgenin yanı sıra Konya'da yine aynı isimle Yerköprü Şelalesi bulunmaktadır. Bu iki bölgenin çok kez karıştırıldığı ifade edilmektedir.
senesine kadar giriş ücreti alınmayan şelaleye, son güncellemeyle birlikte 3 TL'lik bir giriş ücreti mevcuttur.
Mersin'de hayatınızın en mutlu gününün ve bu günü taçlandıran tatilin kusursuz geçmesi için Mersin balayı otelleri sayfamızı kontrol etmeyi unutmayın.
Alahan Manastırı
Milattan sonra 4. ve 6. yüzyıllarda Hristiyanlar tarafından Hac Merkezi olarak kullanılan Alahan Manastırı, Mersin'in Mut ilçesinde yer almaktadır. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde de bu manastırdan bahsedilmektedir.
Alahan Manastırı oldukça geniş bir alana kurulmuştur. Doğu Kilisesi ve Batı Kilisesi olarak ikiye ayrılan bu alanda aynı zamanda manastır, keşiş odaları ve mezarlıklar mevcuttur. Müzeye giriş ücreti 5 TL'dir ve pazartesi günleri kapalıdır. Müzekart+ sahipleri ise yıl boyunca sınırsız olarak bu müzeyi ücretsiz olarak ziyaret edebilmektedir.
Tarsus Şelalesi
Toroslardan başlayıp Mersin'in doğusundan dökülen bu şelale, yaklaşık 5 metrelik bir yüksekliğe sahiptir. Roma dönemine kadar dayanan bu şelalenin, o zamanlar mezarlık olarak kullanıldığı ifade edilmektedir.
Tarsus Şelalesi, özellikle kış aylarında en yüksek seviyesine çıkmaktadır. Bunun sebebi ise toroslarda eriyen karın bu şelaleye ulaşması ve oldukça yüksek bir debi oluşumudur. Günümüzde oldukça ziyaretçiye ev sahipliği yapan Tarsus Şelalesi, çevresinde bulunan restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları sayesinde dolu dolu bir gün geçirilmesine ön ayak oluşturmaktadır. Özellikle gün batımıyla muhteşem bir görsel şölen sunan şelale, bu konuda Mersin'de gezilecek yerler arasında ilk sıraları almaktadır. Aynı zamanda çevresinde birden çok otel de bulunmaktadır.
Tarsus Şelalesi'ne girişte herhangi bir ücret ödenmemektedir.