mesajla ölüm tehdidi cezası / İnternetten veya Sosyal Medya Üzerinden Tehdit Suçu

Mesajla Ölüm Tehdidi Cezası

mesajla ölüm tehdidi cezası

Tehdit Suçu ve Cezası

Tehdit Suçunun Şartları

  • Suçun meydana gelebilmesi için failin gerçekleştireceği fiilin; kişinin iç huzurunu bozmaya, güven duygusunu zedelemeye, korku ve endişe durumuna sürüklemeye elverişli olması gerekmektedir. Fail, tehdide ilişkin sözlerini gerçekleşecek gibi göstermelidir.

  • Tehdit edecek olan kişinin genel kast ile hareket etmiş olması gerekmektedir. Tehdit edecek kişi, tehdit ederken tehdit ettiğini bilerek ve isteyerek işlemiş olmalıdır.

  • Suç doğrudan doğruya kişiyi ilgilendiren bir konuya ilişkin söylenen söz veya davranışla oluşabileceği gibi, kişinin yakınını ilgilendiren bir konuyla alakalı da olabilir. Burada yakınlıktan kastedilen, mağdurun akrabası veya başka bir şekilde yakınlığı olan kişidir (anne, baba, kardeş, amca, teyze, arkadaş). Ancak, tehdit mağdurun yakınına ilişkinse, suçun oluşması için fiilin mağduru korku ve endişeye düşürmeye elverişli olması gerekmektedir. Üçüncü kişilere karşı söylenen bir söz veya davranış bu suçu oluşturmaz. Fail, *“Arkadaşın Sevim’e tecavüz edeceğim”* gibi bir cümleyi kişiye söyler ve kişi bu konuda rahatsızlık duymaz, korku ve endişeye düşmesine elverişli bir durum ortaya çıkmazsa suç oluşmuş olmaz.
  • Suçun oluşması için bir söz veya davranışla mağdura bir kötülük yapılacağının bildirilmesi yeterlidir. Söylenen sözün oluşturduğu konuyu, icra hareketlerine dökmek gerekmez. Örneğin “Seni öldüreceğim” şeklinde bir söz söylendikten sonra öldürme fiilinin meydana gelmesine gerek yoktur. Eğer öldüreceğim deyip kasten öldürme suçunu işlerse Türk Ceza Kanununun 106. maddesinin üçüncü fıkrası gereği ayrıca bu suçtan ceza verilecektir. Ancak “Seni öldüreceğim” dedikten sonra fail, taksirle öldürme suçunu işlerse fikri içtima uygulanacak, dolayısıyla daha ağır cezayı gerektiren durumdan ceza alacaktır.

  • Tehdit suçunun oluşup oluşmaması her olayın durumuna göre ayrı değerlendirilecektir, hakim, tehdit suçunu işleyen kişide tehdide ilişkin kastının olup olmadığına, tarafların birbirlerine karşılıklı kurduğu cümlelere, tehdit sonrası tehdit edilen kişinin tehdidin gerçekleşeceğine dair korku ve endişeye kapılması gibi durumlar ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Tehdit Suçunun Cezası ve Ağırlaştırıcı Halleri

  • Tehdit suçunun ağırlaştırıcı olmayan, basit hali ile işlenmesi; hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı olarak işlenecektir. Fail, bu durumda, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

27.05.2022 Tarihinde, “7406 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazetede yayınlanmış olup kadına karşı işlenmesi halinde alt yaptırım adına düzenleme yapılmıştır. Tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde ise alt sınır 9 aydan az olamaz düzenlemesi getirilmiştir. Yeni düzenlemede, tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde alt sınır 3 daha artırılarak alt sınır, 9 aydan başlamıştır.

  • Kişi, mal varlığına karşı veya sair kötülük edileceğinden bahisle tehdit ediliyorsa, fail 6 aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Hakim, mal varlığına karşı tehditte, faile, hapis ya da adli para cezasından birini verebilecektir, kanunen her iki cezayı birlikte veremeyecektir. Bunun yanında hakim, adli para cezası ile ceza vermiş, ancak adli para cezası ödenmez ise ceza, hapis cezasına çevrilecektir.

  • Tehdit suçunun ağırlaştırıcı hali, silahla tehdit suçunun işlenmesidir. Fail, silahı mağduru tehdit ederken bir araç olarak kullanması gerekir. Silah mağduru daha fazla endişeye ve korkuya sevk etmelidir. Yani failin belinde bulunan silahtan mağdurun haberi yoksa ve silah sebebiyle fazladan bir korku, endişe yaşanmadıysa silahla tehdit suçu oluşmaz. Silahın açığa çıkarak tehdit eyleminin gerçekleştirilmesi tehdit suçunun ağırlaştırıcı halinin işlendiğini göstermektedir.

  • Fail kendisini tanınmayacak hale sokarsa, tehdit suçunun nitelikli halinden yargılanır. Buradaki tanınmaz hale sokmaktan kastedilen, mağdurun faili tanıyamamasıdır. Mağdurun bu tanıyamama durumundan dolayı daha fazla korkması şartı aranmaz. Örneğin; fail, kar maskesi takarak bu suçu işlerse nitelikli hal oluşur. İmzasız mektuptan kastedilen, mevcut mektuptan failin kim olduğunun çıkarılamamasıdır. Özel işaretle tehditte ise bakmamız gereken somut olayın özelliğidir.

  • Suç birden fazla kişiyle işlenirse nitelikli hal oluşur. Eski Türk Ceza Kanununda bu hüküm ‘birkaç kişiyle işlenirse’ şeklindeydi. Yargıtayın verdiği kararlar doğrultusunda en az 3 kişi olması şartı aranıyordu. Ancak güncel kanunda bu hüküm ‘birden fazla kişiyle’ olarak değiştirilmiş ve en az 2 kişiyle işlenebileceği tespit edilmiştir.

  • Bir suç örgütünün adı kullanılarak tehdit edilmesi halinde nitelikli hal oluşur. Bu örgütün neye dair faaliyette bulunduğunun, neyle alakalı olduğunun bir önemi yoktur. Hatta var olmasına bile gerek yoktur, hayali bir örgütle dahi bu suç işlenebilir. Önemli olan örgütün bir suç örgütü olmasıdır. Fail, tehdit ederken örgüt gücü kullanılıyorsa, örgüt üyesi olmasa dahi örgüt üyesi gibi sorumlu tutulur.

  • Fail, tehdidin ağırlaştırıcı hali ile suç işlediği vakit fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir.

  • Fail, kişiyi kasten öldürme, kasten yaralama veya mal varlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde ayrıca bu suçu işler ise ayrıca bu suçlardan dolayı kişi ceza alacaktır.

  • Tehdit davalarında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemeleri bakacaktır.

Telefonda Yapılan Konuşmayla veya Mesajla Tehdit Etmek

Tehdit suçunun oluşması için aranan şart mağdurun korku ve endişeye kapılması, iç huzurunun bozulmasıdır. Sonuç olarak bu suçun telefonla konuşurken, mesajla, yüz yüze, e-mail ile veya herhangi bir davranışla işlenmesi arasında bir fark yoktur. Kişi telefonla ya da mesaj ile tehdide uğrar ise fiil, suç teşkil edecektir. Telefonla ya da mesajla tehdide uğrayan kişi savcılığa ya da polise başvurarak şikayetçi olma hakkına sahiptir. Telefonla ya da mesajla hakarete uğrayan kişinin kayda alması ya da bir başkasının konuşmayı dinlemesi mümkün ise dinleterek tanık delili ile ispatlayabilecektir. Telefon üzerinden tehdit ya da mesajlar devam ediyor ise mutlaka savcılığa bu durum bildirmeli ya da telefonunun dinlenmesi için talepte bulunabilecektir.

Telefon ile tehdit edilen ya da mesaj üzerinden tehdide uğrayan kişi, kendisini tehdit eden kişinin kim olduğunu bilmiyor ise yine savcılıktan bu kişinin kim olduğuna dair kimlik tespitinin yapılmasını talep edebilecektir. Hâkim somut olay bakımından bir inceleme yapacak ve faile verilecek cezayı somut olayın durumuna göre belirleyecektir.

Sosyal Medya ve İnternet Yoluyla Tehdit Etmek

Sosyal medya kullanımı günümüzde çok fazla yaygınlaşmıştır. Artık her insanın mutlaka birden fazla sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Sosyal medya kullanımının artması ile sosyal medya üzerinden tehdit, hakaret gibi suçların işlenmesi de artış göstermiştir. Kişiler sosyal medya üzerinden tehdit edildikten sonra tehdit eden failin profilinin gizlenmesi ya da kapatması ile kendisinin bulunamayacağı düşüncesi ile rahatlıkla tehdit suçunu işleyebilmektedir. Sosyal medya üzerinden (Instagram, Facebook, Twitter, Tinder, Snapchat, Tiktok) kişiye yönelik tehditte bulunan kişi, profilini kapatsa dahi IP adres tespiti yapılarak suçun kim tarafından işlediği tespit edilebilmektedir.

Tehdit suçunun kişilerin sahte hesaplar açarak sahte hesaplar üzerinden işlenmesi yaygınlaşmıştır. Ancak günümüz teknolojisi ile sahte hesap üzerinden bir suç işlenilse dahi suçun kimin işlediği bulunabilmektedir. Sosyal medya üzerinden tehdide maruz kalan kişi, savcılık makamına ya da polise başvurarak kendisinin tehdit edildiğini ve tehdit eden kişinin hangi sosyal medya üzerinden tehdit ettiğini belirtmesi gerekmektedir. IP adres tespiti ile gerekli kimlik tespiti yapılabilecektir.

Tehdit eden kişi, sahte bir hesap üzerinden kişiyi tehdit eder ise tehdit suçunun ağırlaştırıcı halini işlemiş olacaktır. Kişi, kendisini tanınmayacak bir hale koyarak tehdit işlemiş olacağından fail, kanunen iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.

Sosyal medya üzerinden tehdide maruz kalan kişi, yalnızca tehdit edenin kim olduğunu öğrenmek için kimlik tespiti talebinde bulunamayacaktır. Mağdur olan kişi, ancak tehdide ilişkin şikâyet yoluna başvurur ise akabinde tehdit eden kişinin kim olduğu tespit edebilecektir.

Tehdit Suçunun İspatı

Kişi tehdit edildiği vakit tehdit eden kişiye karşı şikayet yoluna başvurur ise tehdit edildiğini de kanıtlamalıdır. Tehdit suçuna maruz kalan kişi tehdit içeren söz ya da yazıları ispatlamalıdır. Kişinin tehdit içeren mektubunu, mesajını silmemesi gerekmekte ve savcılığa sunmalıdır.

Telefonla tehdidin ispatı, merak edilen bir konudur. Kişi, telefonla konuştuğu kişi tarafından tehdide maruz kalmış ise telefonun ses kaydetme özelliğini kullanarak tehdit içeren sözlerinin kaydını yapabilecektir. Yargıtay, son kararlarında başka türlü delil etme şansı bulunmuyor ise delil adına ses kaydının yapılabileceğini belirtmiştir. Telefonla tehdit edilen kişinin telefonda ses kaydını alma gibi bir özelliği bulunmuyor ise o esnada yanında bulunan kişiye telefon konuşmasını dinletebildiği takdirde ispatı kolaylaşacaktır. Telefonda tehdide bizzat şahit olan kişi tanıklık edebilecektir.

Telefonla tehdit edilen kişi, kendisini tehdit eden kişinin kim olduğunu bilmiyor ise kolluk marifetiyle ayrıca kişinin kimliğinin tespitinin yapılması talebinde bulunabilir.

Mesajla tehdit edilen kişinin tehdide maruz kaldığının ispatı daha kolay olacaktır. Kişi, mesaj içeriğini silmeyerek, mesaj dökümanını savcılık şikayetinin ekinde bulundurabilir.

Tehdit Suçunda Şikayet

Kişi biri tarafından şikayet edildiği vakit, fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aylık şikayet zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Fail ya da fiilden birini öğrenmesi halinde değil, fail ve fiilin birlikte öğrenmesi halinde altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.

Tehdit suçu, şikayete tabi bir suçtur. Ancak tehdit suçunun basit hali şikayete bağlı olup ağırlaştırıcı hali şikayete tabi değildir. Kişi şikayetini geri çekse dahi kamu davası devam edecektir.

Tehdit Nedeniyle Tazminat Davası

Tazminat, kişinin haksız eylemi nedeniyle uğramış olduğu zararın karşılığıdır. Kişi, fail tarafından tehdit edilmiş ise tehdit nedeniyle tazminat davası açma hakkına sahiptir. Tehdit eylemi nedeniyle kişilik hakları zedelenmiş, manevi ve psikolojik çöküntüye uğramış ise manevi tazminat ödenmesi yönünde tazminat davası açabilir. Hâkim, saldırı teşkil eden olayın her durumunu ve tarafların ekonomik durumlarını da dikkate alarak ödenecek olan tazminat miktarını takdir edecektir.

Tazminat davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Tehdit Suçu Suç Duyurusunda Bulunma (Tehdit Suçu Dilekçe Örneği)

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

MÜŞTEKİ: Ad Soyad (TC. Kimlik No)

Adres

VEKİLİ: Av. Ad Soyad

Adres

ŞÜPHELİ: Faili meçhul

SUÇ: Tehdit

KONU: Müştekinin bilinmeyen birisi tarafından telefonla tehdidine maruz kalması nedeniyle tehdit eden kişinin kimliğinin tespit edilerek şüpheli hakkında soruşturulma başlatılması talepli dilekçedir.

AÇIKLAMALAR:

1-) Müvekkil esnaf olup … adresinde büfesi bulunmaktadır. Müvekkil, söz konusu adreste yaklaşık 15 yıldır esnaflık yapmaktadır.

2-) Müvekkil uzun süredir kimliği bilinmeyen biri tarafından numarası gizlenmiş bir şekilde hem iş yerinin sabit telefonundan hem de özel cep telefonundan tehdit almaktadır. Müvekkil, yaklaşık iki aydır iki günde bir tehdit telefonu almaktadır. Tehdit içeren sözler arasında “Seni öldüreceğim”, “Başına geleceklerden kork” kullanılmaktadır.

3-) Müvekkil söz konusu cümleler nedeniyle iki aydır evden işe, işten eve tedirgin gitmekte ve tehdit içeren sözler nedeniyle korkmaktadır. Müvekkilin huzuru kalmamıştır. Müvekkilin iş yerinin sabit telefonu ile cep telefonunun dinlemeye alınarak tehdit suçunun takip edilmesini ve müvekkili tehdit eden kişinin kimliğinin tespit edilerek soruşturma başlatılmasını talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Telefon kayıtları, tanıklar ve her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; müvekkile ait telefonların dinlenmesine karar verilerek tehdit eden kişinin kimlik tespitinin yapılması ve kişi hakkında soruşturma başlatılarak kamu davasının açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz.

Müşteki Vekili

Av. Ad Soyad

İmza

Tehdit Suçu Yargıtay Kararları

Bıçakla Tehdit Eden Hakkında Silahla Tehdit Suçundan Mahkumiyet

Karı-koca olan katılanların yazlık evine suça sürüklenen çocuk belinden çıkardığı bıçağı katılana gösteriş ve katılan bundan korkup diğer odaya saklanmıştır. Katılan diğer odadan eşinden yardım istemiş, evin içinde suça sürüklenen çocuk ile karşılaşan katılana bıçak doğrultup “Bana para ver, yoksa seni öldürürüm” demiştir. Katılan “sen dışarıda bekle, ben sana para getireyim” demesi üzerine evinden dışarı çıkmış, ardından tekrar eve girerek katılana “hani nerede sizi öldürürüm, para gelmedi” demiştir. Suça sürüklenen çocuk, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve silahla tehdit etme suçundan yargılanmıştır. Suça sürüklenen çocuk adına mahkeme tarafından verilen mahkûmiyet kararına ilişkin suça sürüklenen çocuk müdafii temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay, olaya ilişkin suçların yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğundan ve görevli mahkeme olarak ağır ceza mahkemesinin görevli olduğundan ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/6792 Esas, 2019/1142 Karar)

Nitelikli Tehdidin Yağma Suçuna Dönüşmesi

Dosyada sanıklar hakkında nitelikli tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir, yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık sanıklar temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Sanıklar, mağdura borca kefil olması için tehdit etmek suretiyle senet imzalatmıştır. Ancak mağdurun iş ortağının şahsi borcundan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek mağdura yönelik eylem yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden mahkemenin kurmuş olduğu yazılı hüküm doğru bulunmamıştır. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/1413 Esas, 2019/250 Karar)

Alacağın Tahsili Amacıyla Tehdit

Sanıklar hakkında dosyada, alacağın tahsili amacıyla tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmıştır.

Dosyada geçen olayda, sanıkların katılan ile arsa satışı konusunda 195.000 TL bedel karşılığında anlaşmışlardır. Sanıklar, katılanın sık sık iş yerine gidip çalışanlarına kendisini sormasından şüphelenen katılan arsanın gerçek bedelini öğrenince arsanın satışından vazgeçmiştir. Tanık, katılanın iş yerine gelen sanıklar almış olduğu 5.000 TL kaporaya karşılık 7.000 TL ödeyeceğini ancak satıştan vazgeçtiğini söylediğini belirtmiştir. Diğer tanıklar ise sanıkların katılanı tehdit ettiğine ilişkin beyanda bulunduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan rapora göre söz konusu arsanın bedeli ise 285.000 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.

Yargıtay, sanıkların mağdura yönelik eylem ve söylemlerinin haksız fiil oluşup oluşmadığının saptanmasına, suç teşkil eden eylemin tespiti halinde her bir sanığın suça ne şekilde katıldığı sorgulanarak hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinerek hüküm kurulması yetersiz gerekçeyle karar verilmesini doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/427 Esas, 2019/260 Karar)

Tehdit Suçunun Zamanaşımına Uğraması Nedeniyle Düşürülmesi

Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve tehdit suçlarından yargılama yapılmış ve sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir. Yargıtay dosya incelemesinde, konut dokunulmazlığını ihlal ve tehdit suçları adına öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre hesaplanan 5 yıllık asli dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 13/09/2010 tarihi itibariyle durduğu ve sanığın denetim süresi içerisinde başka zamanaşımını kesen başka bir neden gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasını doğru bulmamıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından verilen mahkûmiyet kararının bozulmasına, sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine kararını vermiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/2886 Esas, 2019/1025 Karar)

Tehdit Suçundan Mahkumiyet Kararında Ceza Miktarında Yapılan Hesaplama

Sanık hakkında asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, mahkemenin sanığa yükletilen silahla tehdit ve kasten yaralama eylemleri ile çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin duruşma sonucu saptandığı, vicdani kanının kesin, tutarlı verilere dayandırıldığından eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve suç tipine uyduğunu belirtmiştir.

Ancak Yargıtay, tehdit suçunda, cezada ¼ oranında artırım yaparken 2 yıl 6 ay yerine, 2 yıl 4 ay olarak hesaplayarak eksik cezaya hükmetmiştir. Ancak aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağından temyiz başvurusunun esastan reddine kararı verilerek hükmün onanmasına kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/37593 Esas, 2019/227 Karar)

Tehdit Suçunun Uzlaştırma Kapsamında Olması

Mahkeme tehdit suçundan sanık hakkında yargılama yapmış ve beraat kararı vermiştir. Dosya içerisinde mağdurun şikayetten vazgeçmiş olduğu anlaşılmıştır. Ancak mahkeme, mağdurun tanıktan duyduğunu beyan ederek kendisinden için sanığın “öldürürüm” dediğini, tanığın da sanık yanına gelerek kendisine mağduru kastederek “evimi boşaltsınlar, karımın yeğeni evden gitsin, yoksa onu öldürürüm” dediğini beyan etmesini mahkeme dikkate almadan beraat kararı vermiştir.

Bu nedenle Yargıtay, bu hususu dikkate almadan yetersiz gerekçe ile beraat kararı verdiğini belirtmiştir. Ancak 2016’da yapılan değişiklik ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında olduğu anlaşıldığından uzlaştırma işleminin uygulanarak tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/39991 Esas, 2019/226 Karar)

Tehdit Suçuna İlişkin Yapılan Yargılamada Tebligat İşlemlerinin Tamamlanması İçin Mahkemeye Yeniden Gönderilmesi

Mahkeme tehdit suçundan yargılama yapmış ve sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Yargıtay, dosya incelemesinde, tebliğ işlemlerinin tamamlanması gözetilmeden, katılan ve katılan sanığın yokluğunda karar verilmiştir. Katılan ve katılan sanığa gerekçeli karara ilişkin tebligatlar, duruşmada bildirdikleri en son adrese yapılmış, ancak tebligatta muhatabın nerede olduğunun nerede olduğunun araştırılması, hangi komşusuna haber verildiğinin, komşunun imzadan imtina edip etmediği hususlarına yer verilmemiştir. Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle usulsüz yapıldığı belirtilmiştir.

Yargıtay, tebligatın muhatabın bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması halinde adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılması gerektiğini Tebligat Kanunu ile belirtildiğini eklemiştir. Bu nedenle dosya, yerel mahkemeye yeniden gönderilerek ek tebliğ name düzenlenerek yeniden daireye gönderilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40938 Esas, 2019/275 Karar)

Tehdit Suçunda Haksız Tahrik Hükmünün Uygulanması

Dosyada sanıklar hakkında tehdit suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyaya konu olan olay gelişimi; sanıklardan birisi ile müştekinin, hayvan otlatma meselesinden dolayı sözlü tartışma yaşanmıştır, müşteki evine gitmek üzere tartışma yerinden ayrılmış ve yolsa diğer sanıklardan birisi ile karşılaşmış ve tartışma yaşamışlardır. Tanıkların anlatımında, sanığın elinde silahtan sayılabilecek bir şey görmediğini, olayın ilk çıkış anında sanığın müşteki ve diğer sanığın yanlarında olmadığını, tarlaya geldiği sırada müşteki ile karşılaştığını ve kendisinin diğer sanık ile karşılaştığını diğer sanık tarafından haber verildiğini belirtmiştir.

Yargıtay, sanıkların olay esnasında ya da öncesinde birlikte hareket ettiklerini ya da suç işlendiği sırada ortak irade ile davrandığına ilişkin kanıtlar açıklanmadan ve tartışılmadan mahkemenin tehdidin nitelikli haline ilişkin hüküm kurmasını doğru bulmamıştır.

Bunun yanında sanık savunmasında müştekinin hayvanlarının ekili araziye defalarca zarar verdiğini, bu durumdan köy muhtarı ile köy halkının da haberi olduğunu belirtmiştir. Mahkeme tanık beyanlarında olayın çıkış sebebi üzerinde durmamış ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına dair tartışılmadığını belirtmiştir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin hükmüne karşılık oy birliği ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38860 Esas, 2019/254 Karar)

Silahla Tehdidin Meşru Müdafaa Kapsamında Kalması

Dosyada sanık hakkında tehdide ilişkin yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanık, arkadaşı olan tanık ile beraber evine giderken aynı mahallede oturan müşteki ile karşılaşmıştır. Müşteki ile tanık arasında araçla hızlı gitme mevzusu yüzünden tartışma çıkmış, olayı gören müşteki yakınları sanık ile tanığın yanlarına girerek tartışmaya müdahil olmuşlardır. Tanık anlatımları ve taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, sanığın arkadaşına yönelerek, araya giren tanıklara rağmen taş ve sopalarla saldırıda bulunmuşlardır. Sanık kalabalığı dağıtmak ve saldırıya engel olmak amacıyla havaya bir el ateş etmiştir.

Silahla bir el ateş edilmesinden sonra kalabalık dağılmış, kalabalığın dağılmasından yararlanan tanık ile sanık binaya girmişlerdir. Mahkeme, olaya ilişkin meşru müdafaa ve zorunluluk hali kapsamında kalmadığını belirtmiştir.

Yargıtay, tarafsız tanıkların anlatımında toplanan kalabalığa engel olamamaları ve polis gelene kadar sanık ile tanığın kapıyı tutarak güvenliği sağlamaya çalıştığı, sanığın bu saldırıyı defetmek için orantılı şekilde havaya doğru sadece bir el ateş etmesinin ardından eylemin devam ettirilmemesinin göz önüne alındığında meşru savunmada kaldığının olduğunu belirtmiştir. Ayrıca sanığın suç işleme kastı olmadığının gözetilmediği de eklenmiştir.

Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38918 Esas, 2019/246 Karar)

Silahla Tehdit Yargılamasında Mahkemenin Çelişkili Karar Vermesi

Sanık hakkında silahla tehdit ve 6136 Sayılı Yasaya muhalefetten yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen kararda, sanığın adli sicil kaydında bir adet hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının yer alması ve kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması, sanığın yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği kanaatiyle hükmolunan hapis cezasının ertelenmesi karşısında “duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alındığında ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkemede vicdani kanaat oluşturmadığı şeklinde” çelişkili gerekçe kurulduğu görülmüştür.

Mahkeme silahla tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası vererek ertelemiş, sanık hakkında gerekçe gösterilmeden cezadan fazla olarak 2 yıl denetim süresi belirlenmiştir. Ancak diğer suç olan 6136 Sayılı Yasaya muhalefet suçundan tayin edilen 10 ay hapis cezasına ilişkin farklı gerekçe göstermeden aynı denetim süresi belirlenerek alt sınırdan uzaklaşılmıştır.

Yargıtay, 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen 10 ay hapis cezasının sanığın yargılama sürecindeki pişmanlığı dolayısıyla ertelenmesi karşısında bir kez aynı gerekçe ile TCK madde 50’deki seçenek yaptırımların uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilerek çelişkiye yol açılmıştır. Yargıtay, mahkemenin çelişkiye yol açan kararı nedeniyle hükmüne karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40699 Esas, 2019/199 Karar)

Bacaklarından Adam Astırmış Adamım Diyerek Tehditte Bulunma

Dosyada sanık hakkında tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanığın sadece kendi mahkumiyeti yönünden temyiz başvurusunda bulunulduğu tespit edilmiştir.

Dosyaya konu olan olayda, mağdur, suç tarihinde sanığın ikametine giderek sanığın eşi olan tanığa sanık ve babasını sormuştur. Mağdurun, sanığın babasına iletilmek üzere tanığa “Konya’da bacaklarından adam astırmış adamım, oğlundan vazgeçsin ya da ben yapacağımı bilirim” şeklinde tehditte bulunmuştur. Tanık, bu durumu eşi olan sanığa iletmiştir. Akabinde sanığın çalıştığı otogara gidilerek karşılıklı eylemler gerçekleştirilmiştir. Yargıtay, mahkemenin olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38483 Esas, 2019/258 Karar)

Silahı Çıkartıp Eşinin Alnına Dayayarak Silahla Tehdit Suçunun İşlenmesi

Dosyaya konu olan olayda sanık hakkında silahla tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Sanık soruşturma evresinde savcılık tarafından alınan ifadesinde, silahla tehdit eylemini gerçekleştirdiğini ikrar etmiştir. Ayrıca sanığın eşi olan mağdurun, savcılığa verdiği ifadede, sanığın silahı çıkartıp ağzına ve alnına dayadığı şeklinde ifade vermiştir. Ancak mağdur, duruşmada, ifadesini değiştirmiş, söylediklerinin tutanağa yanlış geçirildiğini ve o anki psikolojiyle eşinin yapmadığı şeyleri söylediğini belirterek ifadesini değiştirmiştir. Mağdur, sanık eşi hakkında suç duyurusunda bulunsa da sanık ile barıştığını, birlikte yaşamaya devam ettiğini de eklemiştir.

Yargıtay, mağdurun sanık olan eşini suçtan kurtarmaya yönelik anlaşılan yargılama aşamasındaki beyanlarına itibar edilmek suretiyle mahkemenin delillerin takdirinde yanılgıya düştüğünü, sanık hakkında silahla tehdit suçundan mahkumiyet hükmü yerine beraat kararı verilmesini doğru bulmamıştır. Mahkemenin hükmünün bozulması kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40499 Esas, 2019/295 Karar)

Sanığı Beraat Ettiren Avukata Vekalet Ücretine Hükmedilmemesi Nedeniyle Düzelterek Onama Kararı

Dosyaya konu olan olayda sanık hakkında tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmış ve mahkeme beraat kararı vermiştir. Yerel mahkeme tarafından verilen kararda, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmediği belirtilmiştir.

Yargıtay, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle maktu vekalet ücreti ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin düzeltilerek onanması kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40563 Esas, 2019/175 Karar)

Sanığın Korunmak için Havaya Bir El Ateş Etmesi Nedeniyle Tehditten Yargılanması

Sanık hakkında silahla tehditten yargılama yapılmış ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyaya konu olan olaylarda, sanık, mağdur sanığın abisini sürekli olarak rahatsız etmesinden dolayı abisinin çalıştığı iş yerine mağdur ile konuşmaya gitmiştir. Olay yerinde mağdur, arkadaşlarıyla birlikteyken mağdur, sanığın üzerine doğru gelmiştir. Sanık savunmasında, mağdurun üzerine yürümesi nedeniyle havaya bir el ateş açmıştır.

Sanığın kardeşi olan tanık, olay tarihinde sanığın konuşmak amacıyla mağdurun iş yerine gittiklerini, mağdurun, iş yeri sahibine “benden başka kimseye iş veremezsin” diyerek tehditte bulunduğunu ve sanık ile aralarında arbede olduğunu, dışarı çıktıklarını ve daha sonra arka kapıdan kaçtıklarını, dışarıda mağdur ile birlikte 15 kişilik grup olduğunu, mağdurun sövmeye başlaması üzerine sanığın rastgele silah ile havaya ateş açtığını beyan etmiştir.

Yargıtay, sanık savunması ve tanık beyanı ile birlikte mahkemenin haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinin yapmadığını belirtmiştir. Mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40519 Esas, 2019/202 Karar)

Silahla Tehdit Suçunda Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Oluşturup Oluşturmadığı Hususu

Dosyada sanık hakkında silahla tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanık, savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.

Mağdurlar, yargılamanın tüm aşamasında sanığın kendisine silah doğrultmadığını, silah sesi de duymadıklarını beyan etmişlerdir. Ancak …’in kollukta vermiş olduğu ifadede, olay yerinde silahını kaybettiğini fakat silahla tehdit ve silah sıkılma eyleminden bahsetmemiştir. Ancak savcı huzurunda vermiş olduğu ifadede, silahının yere düştüğünü ve sanığın silahla havaya iki el ateş ettiğini beyan etmiştir.

Yargılama aşamasında ise tanık beyanında, sanığın havaya 2-3 el ateş ettiğini, müştekilere hitaben “Sizi öldürürüm” dediğini beyan etmiştir.

Bir başka tanık ise mağdurları korkutmak maksadıyla “Kimsede silah yok mu” diye sanığın bağırdığını, diğer tanığın arabanın üstüne koymuş olduğu silahını alarak havaya iki el ateş ettiğini beyan etmiş, fakat duruşma sırasında silahla ateş ettiği vakit mağdurların orada olmadığını belirtmiştir.

Yargıtay, mahkemede, tanıkların beyanındaki çelişkilerin giderilmeden, hangi anlatımın neden üstün tutulduğuna dair gerekçe sunulmadan, genel güvenliğin kasten tehlike altına sokulma suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan mahkemenin hüküm kurduğunu belirtmiştir. Bütün bu nedenlere, Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması nedeniyle kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40621 Esas, 2019/223 Karar)

Akrabalar Arasında Çıkan Tartışmada İşlenen Tehdit Suçunda Haksız Tahrik Hükmü

Sanık, tehdit suçunun işlenmesi nedeniyle mahkeme tarafından yargılanmış ve mahkumiyet kararı almıştır. Mahkeme dosyasına konu olan olayda, sanık, kardeşinin, eşi olan müşteki ve kayınbiraderi olan diğer müşteki ile tartıştığını, ağladığını öğrenmiştir. Sanık, bu duruma sinirlenerek müşteki olan eniştesi ile konuştuğunda, müşteki “Sana ne oluyor, döven kardeşim değil mi neden araya giriyorsun” demesi nedeniyle havaya ateş ettiğini ve bu konu nedeniyle ağabeyi olan diğer müşteki de neden araya giriyorsun diyerek sanığa tokat attığı anlaşılmıştır. Sanığın yeğeni, olayı engellediğini beyan etmesi karşısında mahkeme sanığın yeğenini mahkemede dinleyerek olayın çıkış nedenini ve haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38897 Esas, 2019/239 Karar)

Ayağını Denk Al Diyerek Tehditte Bulunulması

Dosyada sanık hakkında, tehdit ve kasten yaralamadan yargılama yapılmış, mahkeme tarafından mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyada, müşteki, sanığın “benim hakkımda ileri geri konuşuyorsun, ayağını denk al, benim hakkımda konuşma yoksa seni öldürürüm” diyerek tehdit etmesi ve tanığında bu beyana karşılık beyanda bulunması görülmüştür. Ancak mahkeme olayın bu şekilde gerçekleştiğini kabul etmesi karşısında, olayın başlangıcı ve gelişimi üzerinde durarak sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tartışmamıştır.

Yargıtay, sanığa tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan daha ağır cezayı içeren hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmediğinden hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40562 Esas, 2019/200 Karar)

PVC Plastik Sopanın Silah Olarak Kabul Edilip Edilmeyeceği

Sanıklar tehdit ve yaralamadan yargılanmış, mahkeme tarafından tehdit suçundan beraat, yaralama suçundan ise düşme kararı vermiştir. Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay dosyayı incelemiştir.

Dosyada, sanıklar, müştekiyi emanete alınan ve olay yeri tespit tutanağında 77 cm uzunluğunda beyaz renkli pvc plastik çubuk olarak tarif edilen cisimle yaraladıkları kabul edilmiştir. Yargıtay, mahkemenin suçta kullanıldığı anlaşılan plastik çubuğun Türk Ceza Kanunu’nun 6. Maddesinin birinci fıkrası kapsamında silah niteliği taşıyıp taşımadığını belirlemeden “pvc plastik sopanın silah olarak kabul edilmediği” gerekçesi ile düşme kararı verilmiştir.

Bunun yanında, mahkeme, sanıkların müştekiye yönelik olarak “Seni öldüreceğiz” şeklinde tehdit ettiklerinin iddiası karşısında, müştekinin ifadesini doğrulayan tanıkların beyanına neden itibar edilmediği gerekçede belirtilmemiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40483 Esas, 2019/288 Karar)

Facebook ve Instagram Üzerinden Tehdit

Dosyada sanık hakkında tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmış, sanık, beraat kararı almıştır. Mahkeme tarafından maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından suç tarihinde sanık ve katılanın kullandığı Facebook hesaplarına girmeye elverişli bilgisayara, telefon, tablet vb. aletlerin ne olduğu ve hala taraflarda bulunup bulunmadığı tespiti, tespit yapıldığı takdirde hangi tarihler arasında girildiği, internet sağlayıcısı ve IP adreslerinin tespit edilip edilmeyeceği hususunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, açık kaynak araştırması yapılmak ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurmasını doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/32543 Esas, 2018/21151 Karar)

Mağdurun Gıyabta Silahla Tehdit Edilmesi

Dosyada sanık hakkında tehdit suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, tehdidin nitelikli hali olan silahla tehdidin kabul edilebilmesi için tehdit suçunun bizzat mağdura yönelik olarak gösterilip mağdur üzerinde etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerektiğini belirtilmiştir. Mağdurun yokluğunda silahla tehdidin işlenebilmesi için mağdurun evi, arabası gibi eşyalarında iz gibi belirtiler bırakılması gerektiği, mağdurun bu sebeple korku etkisinin artıracak tarzda kullanılmasının icap ettiğini eklemiştir.

Yargıtay, mağdur yokluğunda silahla tehdit eyleminin yalnızca silahla teşhir edilmiş olmasının suçun nitelikli hali için yeterli saymamıştır. Dosyaya konu olan somut olayda, sanık ile mağdur tartışmış, tartışma sonrası mağdur odaya girerek kapıyı kilitlemiştir. Sanık, mağdurun gıyabında eline almış olduğu bıçakla “beni bırakın onu keseceğim” diyerek gıyapta tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında tehdidin basit halinin oluşturacağı düşünülmeden mahkemenin hüküm kurduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine Yargıtay, mahkemenin bu şekilde yazılı biçimde hüküm kurmasını doğru bulmamış ve mahkeme tarafından verilen hükme karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40767 Esas, 2019/154 Karar)

Tehdit Suçu ve Cezası – TCK 106. Madde

Tehdit suçu, meydana gelmesi failin iradesine bağlı olan bir kötülüğün, mağdura karşı gelecekte muhtemelen gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesidir. Tehdit suçu, haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bir kimseye bildirilmesiyle şeklinde oluşur. Tehdit suçunun özelliği, kötülüğün meydana gelip gelmeyeceğinin tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit suçunun oluşmasına neden olan bu bildirim, söz, davranışla veya instagram, facebook veya twitter yoluyla yapılabilir. Tehdit suçu toplumsal hayatta en çok karşılaşılan suç tiplerinden biridir. Sosyal medya kullanımının artmasıyla tehdit suçu çok fazla işlenen bir fiil haline gelmiştir. Failin mağdura yönelttiği tehdit suçunun;

  • Mağdurun kendi veya yakının yaşamına,
  • Vücut dokunulmazlığına,
  • Cinsel dokunulmazlığına,
  • Mal varlığına,
  • Bunlar dışında kalan hukuksal açıdan korunan herhangi bir değerine yönelik olmalıdır.

Tehdit suçu genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Failin eylemi başka bir suçu oluşturuyorsa (Örnek yağma) ayrıca tehdit suçundan ceza verilmez. 5237 sayılı TCK’nin “Özel Hükümler” başlıklı ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçları” düzenleyen ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığını taşıyan 7. bölümünde düzenlenmiştir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak hazırlamış olduğumuz “Tehdit suçu ve cezası” yazımız ile korunan hukuksal değer, suçun konusu, suçun faili ve mağduru, suçun maddi ve manevi unsuru, teşebbüs, iştirak, içtima, kovuşturma usulü, görevli mahkeme, zamanaşımı, cezası ve uygulamaya yönelik bilgiler verilecektir.

tehdit sucu nedir

Tehdit Suçu Nedir? (TCK 106. Madde)

Tehdit suçu, meydana gelmesi failin iradesine bağlı olan bir kötülüğün, mağdura karşı gelecekte muhtemelen gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesidir. Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenen, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetine yönelik saldırıların cezalandırılarak kişilerin huzur ve sükununu koruma altına alan suç tipidir. Niteliği tehdit suçu uygulamada en sık karşılaşılan suç türlerinden biridir. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin istikrar kazanmış uygulamalarına göre tehdit suçunun oluşmasında dikkate alınacak ilkeler şunlardır;

  • Kişinin ruh dinginliğini bozan
  • İç huzurunu bozan
  • Bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden davranışlardır.

Failin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi için sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olmalıdır. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir.

Tehdit suçu ve cezası 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hürriyete karşı işlenen suçlar başlığı altında, 106. madde de düzenlenmiştir. Tehdit suçunun ihdasıyla bireyin, korkusuz endişe duymadan huzur içinde ve emniyet duygusuyla yaşaması sağlanmak istenmiştir.

TCK 106 – Tehdit

“(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi) (Uzlaşma Kapsamında)

(2) Tehdidin;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi)

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”

şeklinde yer almıştır.

Tehdit suçu, iradeyi oluşturma özgürlüğüne ve iradi davranış özgürlüğüne karşı bir ihlalin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kişinin kendisinin, yakınının yahut bir başkasının hayatına, vücut dokunulmazlığına, cinsel dokunulmazlığına veya malvarlığına yönelik bir kötülük edileceğinden bahsedilmesiyle, tehdit suçu işlenmiş olacaktır. Mal varlığına karşı bir kötülük edeceğinden bahsedilmesiyle oluşan tehdit suçu mağdurun şikâyetine bağlı olarak incelenmektedir.

Ek olarak belirtmek gerekir ki, tehdit fiili, çoğu zaman başka bir suçun unsurunu oluşturmakta ya da başka bir suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. Ancak, bu suç tanımında, tehdidin kendisi bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu bakımdan tehdit suçu, genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Tehdit suçu salt davranış suçu olsa da kimi hallerde bu suça teşebbüs söz konusu olabilmektedir. Örneğin, mektup aracılığıyla bu suç işlenmek istenmişse, teşebbüs söz konusu olabilmektedir.

tehdit sucu cezasi

Tehdit Suçuna İlişkin Temel Bilgiler

Tehdit Suçu – 106
Dayanak5237 sayılı TCK 106. madde
Şikayet TCK 106/1  madde şikayete tabidir.  TCK 106/2  madde şikayete tabi değildir. Mağdur 6 ay içinde şikayet etmelidir.
Zamanaşımı8 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Şikayet süresi ise 6 aydır.
Tutuklama ve Adli KontrolBasit halinde verilmez. Nitelikli halinde verilebilir.
UzlaşmaTCK 106/1 madde için uzlaşma hükümleri uygulanır. (CMK m.253/3)
Etkin PişmanlıkTehdit suçunda etkin pişmanlık söz konusu olabilir.
İyi Hal İndirimiŞartları oluşmuşsa cezada TCK 62’ye ⅙’ya kadar indirim yapılabilir.
Memurluğa EtkisiBu suç memuriyete engel değildir. Ceza 1 yıldan fazla olursa engel olabilir.
Görevli MahkemeTCK 106  madde asliye ceza mahkemesinde görülür.
CezasıTCK 106 basit halinin cezası 6 aydan 2 yıla, nitelikli halinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar.

Tehdit suçunun basit halinde yani 106/1 uyarınca tutuklama kararı verilemez. Ama 106/2 yani nitelikli halinde tutuklama kararı verilebilir. Yine maddenin 1. fıkrası uzlaşmaya tabiyken ikinci fıkrası uzlaşmaya tabi değildir. TCK 106/2 uyarınca tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Zorunlu hallerde bu süre 6 ay uzatılabilir. Yine TCK 106/1 uyarınca Cumhuriyet savcısı soruşturma aşamasında kamu davasının ertelenmesine karar verebilir.

Tehdit Suçunda Soruşturmanın Başlatılması

Kolluğun bildirimi veya bizzat Cumhuriyet savcısına müracaatı üzerine başlatılan soruşturma kapsamında mağdura;
  • İddia edilen eylemin ne zaman ve nerede gerçekleştiği,
  • Eylem öncesi neler yaşandığı,
  • Eylemin nasıl gerçekleştirildiği (sözle, yazıyla, el hareketleriyle, telefonla, elektronik postala vs.),
  • Kullanılan sözlerin tam olarak ne olduğu,
  • Eylem telefon görüşmesi esnasında gerçekleştirilmiş ise kendisinin ve biliyorsa şüphelinin kullandığı telefon numaraları, eylemin gerçekleştiği döneme ilişkin iletişiminin tespitine rıza gösterip göstermediği,
  • Eylemin kaç kişi tarafından gerçekleştirildiği,
  • Şüphelinin eylem esnasında herhangi bir alet kullanıp kullanmadığı,
  • Şüphelinin kendisini neye (vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlığı, malvarlığı vs.) zarar vereceğinden bahisle tehdit ettiği,
  • Şüphelinin kim olduğu (biliyorsa açık kimlik, adres, telefon, meslek bilgileri vs.),
  • Eylemi gerçekleştiren kişinin tanınmamak üzere tedbir alıp almadığı,
  • İddia ettiği tehdit eylemi kapsamında şüphelinin kendisine her hangi bir örgütüyle korkutmaya çalışıp çalışmadığı
  • Eyleme tanık olan kişiler (biliyorsa açık kimlik, adres, telefon, meslek bilgileri vs.),
  • Sosyal medya vasıtasıyla tehdit ediliyorsa, kendisine ve faile ait sosyal medya hesaplarına dair bilgiler,
  • Eylem sebebiyle şüpheliden şikayetçi olup olmadığı

Sorulmalı ve eksiksiz olarak tutanağa geçirilmelidir. Suçun cep telefonu vasıtasıyla mesaj/mail gönderilerek işlendiği iddia ediliyor ise, mağdurdan rızasıyla telefonu alınıp bahse konu mesajın içeriği, hangi numaradan gönderildiği, gönderilme tarih ve saati” tutanağa geçirilmelidir. Kolluk aracılığıyla yürütülen soruşturmalarda da ifadelerin yukarıda belirtildiği şekilde aldırılmasına özen gösterilmelidir.

Tehdit Suçunun İspatı

Soruşturma kapsamında kimlikleri tespit edilen tanıklara;

  • Eylemin ne zaman ve nerede gerçekleştiği,
  • Eylem öncesinde mağdur ile şüpheli arasında neler yaşandığı, ne tür bir diyalog gerçekleştiği,
  • Şüphelilerin kaç kişi oldukları ve biliyorsa kimlikleri, bilmiyorsa teşhise olanak sağlayacak eşkalleri,
  • Şüphelinin eylem esnasında herhangi bir alet kullanıp kullanmadığı hususları sorulmalıdır.

Susma hakkını kullanmayacağını beyan eden şüpheliye;

  • Olayın ne zaman, nerede ve ne şekilde cereyan ettiği,
  • Mağduru önceden tanıyıp tanımadığı
  • Mağdur ile aralarında husumet olup olmadığı,
  • Mağduru tehdit etmesine sebep olan olaylar,
  • Eylem kapsamında kullandığı sözler,
  • Eylemi hangi aletle gerçekleştirdiği,
  • Kullandığı silahın ruhsatı olup olmadığı, silahı nereden temin ettiği,
  • Eylem telefon görüşmesi esnasında gerçekleşmiş ise kullandığı telefonun numarası sorulmalıdır.
  • Mağdurun İletişiminin Tespiti

İddia edilen suçun telekomünikasyon araçlarından biriyle işlenmesi halinde, mağdurun kullandığı aracın belirtilen olay tarihine ilişkin iletişiminin tespiti yapılıp bu veriler delil olarak değerlendirilebilir. Bu veriler BTK’ya yazılacak yazı ile talep edilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus sadece olay tarihleri arasındaki iletişimin talep edilmesidir. Tüm kayıtları istenemez.

İddia edilen suçun telekomünikasyon araçlarından biriyle işlenmesi halinde, kanunda belirtilen usule uymak kaydıyla, şüphelinin iletişiminin tespiti sağlanabilir. Suçta kullanılan aletler hakkında el koyma tedbiri uygulanmalıdır.” Soruşturma kapsamında suçun işlendiği yönünde kuvvetli şüphe varsa ve delil temini açısından ihtiyaç duyuluyorsa şüpheliye ait cep telefonu, bilgisayar vs. cihazlara el konulup inceleme yapılması da mümkündür.

Önemli Bilgi: Tehdit suçunun ülkemizde soruşturmalara en çok konu olan suçlardan olması ve bu suça ilişkin kamu davalarının genellikle hürriyeti bağlayıcı cezayla sonuçlanmadığı dikkate alınarak, soruşturma açısından zorunlu uk bulunmadıkça gözaltı ve tutuklama tedbirlerine başvurulmamalıdır.

Önemli Bilgi: Yasal şartların varlığı ve gereği halinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri kapsamında gerek tedbirlerin alınması yönünde işlem yapılmalıdır.

  • Suçta Kullanılan Alet Üzerinde İnceleme

Tehdit suçunda kullanılan alet ele geçirildiyse;

  • 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak nitelik taşıyıp taşımadığı,
  • 5729 ve 2521 sayılı Kanunlar kapsamına dahil olup olmadığı,
  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-4. maddesi uyarınca silah niteliği taşıyıp taşımadığı,
  • Piyasa değeri tespit edilmelidir.

Bu tespitlerin sağlıklı olarak yapılması için aletin jandarma veya polis kriminal dairelerine gönderilerek anılan hususlara ilişkin rapor tanzim ettirilmesi yerinde olacaktır.

Önemli Bilgi: Şayet suçta kullanılan aletin üretim, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı herhangi bir kanun kapsamında suç oluşturuyorsa bu suça ilişkin de soruşturma yapılması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Yapılacak inceleme kapsamında ele geçirilen aletin piyasa değeri de tespit ettirilmelidir. Çünkü aletin herhangi bir sebeple müsaderesi imkansız hale gelirse, değeri kadar para tutarının müsaderesi talep edilecektir.

Tehdit suçunda kullanılan alet ele geçirilememişse; alınan beyanlarda mağdura ve bilhassa tanıklara tanımlatılmalıdır. Bu amaçla ilgililere,

  • Aletin tipi, ateşli silah ya da bıçak vs, bir alet olup olmadığı,
  • Aletin boyutları (kalınlığı, uzunluğu vs.),
  • Aletin ayırt edici özellikleri (aletin özellikle bu tür eylemler için kullanılmak üzere hazırlandığını gösteren niteliklerinin bulunup bulunmadığı, örneğin sopa üzerinde çivi olup olmadığı vs.) sorulmalı ve elde edilen bilgiler kapsamında aletin silah niteliği taşıyıp taşımadığı belirlenmelidir.

Tehdit Suçunda Verilebilen Kararlar

  • Seri Muhakemeye Tabi Suçların Ayrılması
Tehdit suçuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13. maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen ve seri muhakeme usulüne tabi olan suçlardan birinin işlendiğinin de tespiti halinde, ayırma kararı verilerek oluşturulacak dosya Seri Muhakeme Bürosu’na gönderilmelidir. Seri Muhakeme Bürosu’na evrak gönderilirken, suçta kullanılması sebebiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54, maddesi gereğince müsadere talebinde bulunulacak olmasından ötürü ilgili silah (ve diğer eşya) gönderilmemeli ve gönderme yazısında bu husus açıkça belirtilmelidir. Zira kovuşturma aşamasında doğacak ihtiyaç kapsamında silahın mahkeme tarafından incelenme ihtimali bulunmaktadır. Ancak soruşturma kapsamında ele geçirilip suçta kullanılmadığı belirlendiği için Türk Ceza Kanunu’nun 54/1. maddesi gereğince müsadereye tabi olmayan eşyanın seri muhakeme usulü kapsamında gereği yapılmak üzere bu büroya gönderilmesi gerekir.
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar,

  • Sarf edilen sözlerin veya yapılan hareketlerin tehdit suçu oluşturmadığının açıkça belli olması,
  • Eylemin şikayete bağlı olan tehdit suçlarını oluşturması ve mağdurun da olay sebebiyle şüpheliden şikayetçi olmaması ya da şikayet süresinin geçmesi,
  • Eylemin şikayete bağlı olan tehdit suçlarını oluşturması ve müracaat edenin şikayet hakkının bulunmaması,
  • Şüphelinin üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiğine dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte delil elde edilememesi,
  • Uzlaşma kapsamında kalan tehdit suçlan açısından taraflar arasında usulünce uzlaşmanın sağlanması hallerinde verilir.

Uzlaşmanın sağlanamaması ya da soruşturmaya konu suçun uzlaşmaya tabi olmaması ve suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması halinde, kamu davası açılacaktır. Hazırlanacak iddianamede;

  • Şüphelinin eylemine uyan kanun maddeleri gereği cezalandırılması,
  • Şüpheli hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53, maddesi uyarınca güvenlik tedbirine hükmolunması,
  • Şüphelinin suçta kullandığı aletlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesi talep olunur.
  • Suçun işlenmesiyle bir tüzel kişi yararına haksız menfaat sağlanmışsa, bu tüzel kişi hakkında da güvenlik tedbiri uygulanması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.

Telefon, telsiz vs. iletişim araçlarıyla işlenen tehdit suçlarında soruşturma yapmaya yetkili olan makamın eylem esnasında mağdurun bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu unutulmamalıdır. Şayet mağdur eylem esnasında yetki alanı dışında bulunuyorsa, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik yetkisizlik kararı verilmelidir. Yine zincirleme olarak işlenen tehdit suçlarında son eylem başka bir Cumhuriyet Başsavcılığının yetki alanında işlenmişse, yetkisizlik karan verilecektir.

  • Uzlaştırma Bürosuna Gönderme

Uzlaştırma müessesesine tabi olan tehdit suçlarına ilişkin soruşturmalar kapsamında toplanan delillere göre kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte şüphe bulunması halinde, dosyanın Uzlaştırma Bürosu’na gönderilmesine karar verilecektir.

Tehdit Suçunun Şartları Nelerdir?

Tehdit suçu ve cezası dediğimiz zaman daima bunu böyle yapmazsan şeklinde söylemler akla gelmelidir. Bu nedenle bu suç yoruma açık bir suç türüdür. Uyarı kavramı ile karıştırmamak gerekir.

  • Tehdidin ciddi olması ve uyarıyı aşması gerekir. Bu ayrımı yaparken objektif değerlendirilmeler yapılmalıdır. Tehdidin gerçekleşip gerçekleşmemesi, mağdur üzerinde etkili olup olmamasına bağlı tutulmamalıdır.
  • Bir kimsenin irade özgürlüğü zarar verme bahsiyle tehlikeye düşmelidir, aksi halde tehdit suçu oluşmayacaktır. Bahsedilen bu tehlike, ortalama bir insana göre değerlendirilmelidir.   Bu noktada ülkemizde de oldukça yaygın olduğu için değinmek gerekir ki, beddua etmek tehdit suçu sayılacak  mıdır? Beddua ile tehdit suçunun işlenip işlenmeyeceğini değerlendirmek için, aynı şekilde, ortalama insana ve o çevreye göre düşünüp karar verilmelidir. Bu durumda kişinin üzerinde ciddi bir korku yaratılıyor mu diyerek somut olayın incelenmesi gerekir, ancak herhangi bir ölçü getirmek mümkün değildir.
  • Tehdide sebep olan fiilin, hayali şeyler olmaması, duruma göre değerlendirilebilmesi ve mağdura ulaşmış olması gerekir.

Tehdit konusu kötülük, malvarlığına yönelik olan tehditler ayrı tutulmak kaydıyla mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır. İlgili kanun maddesinde de bahsedilen yakın sözcüğü, fiili duruma göre değerlendirilir.  Bu kavramı çok genişletmemekle beraber kişi de bir kaygı yaratması, mağdurun iç dünyasını etkilemesi gerekir. Akrabalar bu yakın sınıfına girebilir, suçtan zarar görenin bir kaygı duyması gerekir fakat bunu da çok genişletmemek gerekir.

Tehdit Suçu Unsurları

Tehdit suçu (TCK 106) çoğu zaman bir başka suçun unsurunu ya da nitelikli halini oluşturur. Örneğin; yağma (TCK 148), cinsel saldırı (TCK 102), çocukların cinsel istismarı (TCK 103), konut dokunulmazlığının ihlali (TCK 116), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (TCK 109) suçlarında olduğu gibi. TCK 106 uyarınca tehdit suçu genel ve tamamlayıcı, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Tehdit suçunun başka bir suçun unsuru ya da cezayı ağırlatıcı nitelikli halini oluşturduğu durumlarda özel suçun genel suça göre önceliği ilkesi uyarınca TCK 42 kapsamında fail sadece özel suçtan ceza alacaktır. Ayrıca tehdit suçundan dolayı cezalandırılamaz.

[/vc_column_text]

Tehdit suçu başka bir suçun unsuru veya cezayı ağırlatıcı nitelikli haliyse sadece o suçtan dolayı ceza verilir. Ayrıca tehdit suçundan ceza verilmez. Örnek olarak tehdit ile hürriyeti engelleme suçu işlenmişse sadece bu suçtan ceza verilir. Ayrıca tehdit suçundan ceza verilmez.

Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. Tehdit suçu, özgü bir suç değil, genel bir suçtur. Dolayısıyla, tehdit suçunun faili gerçek kişiler olmak kaydıyla herkes olabilir. Bir başka deyişle, tehdit suçu fail yönünden bir özellik taşımaz. Ancak, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi ya da kişinin kendisini tanınmayacak hale sokmak suretiyle bu suçu işlemesi durumlarında TCK 106 gereği failin cezası artacaktır. Ek olarak belirtilmelidir ki, kamu görevlisinin görevi nedeniyle sahip olduğu yetkiyi kullanarak bu suçu işlemesi sonucunda TCK m.266 gereği kamu görevlisi olan failin cezası da artacaktır. Bu suç birden fazla kişi tarafından birlikte (müşterek fail sıfatıyla) işlenmesi 106/2-c bendinde daha ağır ceza ile cezalandırmayı gerektiren nitelikli bir hal sayılmıştır.

Suçun mağduru dendiğinde, akla ilk olarak suç fiili ile saldırıya uğrayan kişi gelmektedir. Tehdit suçunun mağduru, zarar verme bahsi nedeniyle iç huzuru bozulan, özgür iradesi ve iradi davranışı kısıtlanan kişidir. Bu şekilde bakıldığında bu suçun mağduru herkes olabilir. Ancak, dikkat edilmesi gereken bir husus olarak, bu fiilin bir kişiye yönelmiş olması gereklidir. Aksi halde, muhatabı belli olmayan bir zarar verme bahsi fiili ile halkta korku yaratma durumuna sebep olunacak ve TCK’nın 213. maddesine sebebiyet verilecektir.

Tehdit suçunun mağdurunun medeni hakları kullanma ehliyeti bulunması şart değildir. Tam akıl hastaları, küçükler ve kusur yeteneğinden (isnat kabiliyetinden) yoksun kişiler de tehdit suçunun mağduru olabilirler. Bu durumda tehdidin bu kimselerin yakınlarına (akıl hastasının ve küçük çocuğun babası ya da annesini) korku ve endişeye düşürmeye, iç huzurlarını bozmaya yeterli olması halinde tehdit suçu oluşur, bu halde tehdit suçunun mağduru, akıl hastası ve küçük çocuğun yakınlarıdır. Nitekim 106/1 fıkrada mağduru bakımından getirilen yeni düzenleme ile bu husus yasal bir zemine kavuşturulmuş ve mağdurun “kendisine veya yakınına” yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit edilmesi halinde de suçun oluşacağı hükme bağlanmıştır. 106/1.fıkrada sözü edilen “yakını” teriminin anlamı sözlükte “aralarında sıkı ilişki olan, arkadaş, dost veya akraba” şeklinde açıklanmıştır. Bu itibarla “yakını” teriminin, mağdur ile üçüncü kişi arasındaki akrabalık yahut diğer bir surette edinilmiş yakınlık ilişkisi olarak anlaşılması gerekir.

  • Tehdit Suçu Hukuki Konusu

Tehdit suçu ve cezası hukuki konusu, hukuk tarafından korunan ve hukuki değer ya da hukuki menfaat olarak nitelendirilen; ceza normları ile de koruma altına alınan menfaat ve değerlerdir.

Tehdit suçunun hukuki konusu ise, bu tanımdan yola çıkılarak yukarıda da belirtildiği üzere kişilerin iç huzuru ve hukuksal güvenlik duygusudur.

Böylece kişinin özgür iradesiyle karar verebilmesi ve özgür iradesiyle davranabilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, zarar verme bahsinde bulunarak tehdit edilen davranış gerçekleştirilmese bile iradeyi ve iradi davranışı kısıtlaması nedeniyle, söz konusu davranış kanun tarafından suç haline getirilmiştir. Ayrıca, özellikle belirtmek gerekir ki, tehdit fiilinin suç sayılabilmesi için zarar verme bahsinin, mağdurun iç huzurunu bozması, onda korku ve endişe yaratması şart değildir. Mağdura yapılan tehdit mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olmalıdır.

Tehdit suçunun işlenebilmesi için mağdurun kendisinin ya da yakının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına yahut da mal varlığına sair bir kötülük yapılacağının fail tarafından  söylenmesi yeterlidir.  Bu söylem yoruma elverişli ve sınırlandırılamaz durumdadır.

Tehdit dediğimiz zaman daima bunu böyle yapmazsan şeklinde söylemler gerekir. Ancak, bu söylemler hukuka uygun bir istek dahilinde ise tehdit değildir. Örneğin, seni öldürürüm demek bir tehdit iken hukuka uygun olan bir istek olarak seni icraya veririm demek başkadır. İlk söylemde bir tehdit var iken ikinci söylemde bir hak kullanılacağını söylemek durumu vardır.

Bir başka incelenmesi gereken durum ise, kavga sırasında zarar verme bahsi olan söylemler üzerinedir. Kavga sırasında sarf edilen söylemler, kişinin o anki duygu durumundan ötürü, düşünülmeden sarf edilen söylemlerdir. Kişi bu anlamda birçok tehdit içerikli ifade kullanmış,  hatta küfretmiş olabilir. Ancak kavga sırasında söylenen sözler çoğunlukla kızgınlıkla söylenmiş olup yapılması hususunda ciddi olunmasa da söz konusu sözler isteyerek kasıtla söylenmiştir.

Bu durumda kavga sırasında kızgınlıkla söylenen sözler için tehdit suçu işlenmiş olacak, ancak suçun cezasında indirim olabilecektir. Bir zarar verme bahsi olan tehdit fiilini başka bir bahis olan uyarıyla da karıştırmamak gerekir. Örneğin, kişiye ameliyat olmazsan yakında ölürsün demek, bir uyarıdır, bir tehdit değildir. Bu yüzden tehdidin ciddi olması ve uyarıyı da aşması gerekmektedir. Bahsedildiği şekilde, söylemlerin değerlendirilmesi gerekmektedir ve değerlendirme yapılırken de bu söylemlerin ortalama bir insan üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla tehdit kavramı yoruma elverişli bir husus olduğu için, bilirkişiye başvurmayı sık sık gerektirebilir.

Tehdit suçuna sebebiyet veren zarar verme bahsi söylemlerinin gerçekleşebilir olması, hayali şeyler olmaması gerekir. Tehdidin mağdura sunulması gerekir mağdura ulaşması gerekir. Mektupla olabilir sözle olabilir ona ulaştıracak insanlara karşı olacaktır. Bir işaretle de olabilir bu tehdit. Tehdidin gerçekleşebilir olması gerekir. Hayali şeyler olmaması gerekir. Fiili duruma göre değerlendirilmesi gerekir, sınır çizmek mümkün değildir.

Malvarlığına yönelik tehditlerde ise, kanun tarafından bir takım ölçütler getirilmiştir. Bahiste bulunulan zararın, büyük bir zarar olması gerekir. Söz konusu büyük zararın da fiili duruma göre objektif değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca, malvarlığına yönelik tehditlerde, kişinin kendisine ait bir malvarlığına karşı tehditte bulunulmalıdır.

  • Tehdit Suçu Manevi Unsuru

Tehdit suçu ve cezası hem olası kasıtla, hem de doğrudan kasıtla işlenebilecek, kasıtlı bir suçtur. Doğrudan kasıtla bir suçun işlenmesi için, o suçun bilerek ve isteyerek işlenmesi gerekirken; olası kasıtla bir suçun işlenmesi için ise, suçun gerçekleşme ihtimalini öngörerek ve adeta olursa olsun diyerek suçun işlenmesi gerekir. Tehdit suçu ise, bahsedilen iki şekilde de işlenebilecektir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından verilen 27.09.2006 tarihli kararda “Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup, suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur. Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilir ise de,  önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu etkileyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.” kararında olduğu gibi öfke ile işlenen tehdit fiilinde de kast unsurunun gerçekleştiğini vurgulamaktadır.

Tehdit Suçunun Cezası

  • Basit Tehdit Suçunun Cezası (TCK 106/1)

Basit tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin birinci fıkrasında da belirtildiği üzere,  yaşam hakkına ve malvarlığına karşı işlenebilecek tehdit suçudur. Burada, failin mağdura yönelttiği zarar verme bahsindeki zarar ağır nitelikte olmamalıdır.

Yargıtay kararlarına bakıldığında, “ben sana gösteririm, neden korkuyorsun erkek değil misin, gel istediğin yere gidelim, erkekse gelsin burayı eksin ağzının tadıyla burayı ektirmem, sizden hesap soracağım, seni yaylaya çıkartmayacağım, sen bizim kapının önünden geçersin, o zaman görürsün” şeklindeki sözlerin sair bir kötülük edileceğine ilişkin tehdit içerdiği kabul edilmiştir. Halen de uygulama bu doğrultudadır.

Mağdurun yaşam hakkı değerlerine yönelen bir zarar verme bahsi halinde, fail 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Örneğin, bir kişiye zarar verme bahsinde bulunarak “seni öldüreceğim” demek tehdit suçunun basit halini oluşturacaktır.

Tehdit suçu cezası basit halinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Nitelikli Tehdit Suçunun Cezası (TCK m.106/2)

Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın artırılmasını veya indirilmesini gerektiren hallere, suçun nitelikli halleri denmektedir. Böyle durumlarda kanunda belirtilen suçun basit halinin yanında ek, bir hareket, bir unsur ortaya çıkacaktır. Tehdit suçunun nitelikli hallerinde ortak olan, suçun basit ve temel haline nazaran bu hallerinde, faili daha güçlü kılabilecek, mağduru ise daha zayıf kılabilecek fazladan etkenleri bünyesinde barındırmasıdır. Kanunda düzenlenmiş nitelikli haller, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddiliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddi kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlardır. Bu haller kanunda açıkça belirtilir. Tehdit suçunun nitelikli halleri ve cezası da kanunda açıkça belirtilmiştir. Tehdit suçunun aşağıda bahsedilen nitelikli halleriyle işlenmesi halinde, faile 2 yıl ile 5 yıl arasında bir ceza verilecektir.

Tehdit Suçu Nitelikli Halleri;

  • Tehdit suçunun silahla işlenmesi

Türk Ceza Kanunu’nda yer aldığı üzere, silah kavramından; ateşli silahlar,  patlayıcı maddeler,  saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici aletler,  saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılmalıdır. Silah genel bir terimdir. Bu durumda, mağdurda yaratılan psikolojik baskının ve korkunun derecesinin çokluğundan ve suçun işlenmesinin kolaylığının artmasından suçun cezası da arttırılmıştır.

Dikkat etmek gerekir ki, nitelikli halin gerçekleşmesi yönünden silahın gösterilmiş olması yeterli olup, ayrıca kullanılamaz olup olmaması önem taşımamaktadır. Örneğin, Yargıtay bir kararında mermisi bulunmayan veya tetik tertibatı bozuk olan hakiki silah gibi, tabancaya benzerlik gösteren bir aletin de aynı şekilde cezayı artırıcı sebep kabul edileceğine değinmiştir.

Somut olayda silahın tehdit suçunun işlenişinde kullanıldığının kabulü için silahın mağduru tevcih edilmesi gerekli olmayıp, onun iç huzurunu bozmaya elverişli bir şekilde teşhir edilmesi yeterlidir. Silahın ayrıca kullanılmasına gerek yoktur. Silahın somut olayın şartlarında orta derece zekâya sahip bir kimseyi korkutmaya uygun ve elverişli bulunması yeterlidir.

  • Tehdit suçunun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi

Failin, kendisini tanınmayacak hale getirerek bu suçu işlemesi failin suçu işlemesini oldukça kolaylaştırırken, mağdurun kime karşı kendini savunacağını bilmemesinden ötürü de mağdurun korkusunu arttıracaktır.  Mağdurun kime karşı kendini savunacağını bilememesi, mağdurda oldukça büyük bir baskı ve korkuya sebep olacaktır. Failin, yüzünü değişik bir şekilde boyamış olması ya da tıpkı soygunların sık kullandığı bir yöntem olarak başına kadın çorabı geçirmesiyle bu suçu işlemesi gibi durumlarda tehdit suçunun nitelikli hali gerçekleştirilmiş olacaktır.

Söz gelimi, bir kimseye gönderilmiş olan imzasız mektup ya da özel bir işaretle kimliğini belli etmeyen faile karşı kişinin kendisini savunma olanağı olmayacağı için korku seviyesinin çokluğu ve savunma olanağının azlığı nedeniyle, ağır tehdit suçu oluşacaktır. Dolayısıyla maddede imzasız mektup tehdit suçunun nitelikli halleri arasında yer almıştır. Örneğin, kişinin evinin önüne ölüm işareti çizilmesi, evinin önüne kafatası, tabut, kanlı bez parçası konulması hallerinde da özel işaretlerle tehdit suçunu ortaya çıkaracaktır.

  • Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

Bir kimsenin birden fazla kişi tarafından tehdit edilmesi halinde mağdurun haklarına ilişkin tecavüzün yoğunluğu oldukça artmaktadır. Tek başına olan bir insana, birden çok kişinin aynı anda zarar verme bahsinde bulunması da o insanı çok daha fazla korkutacak, o insanın iradesi ve davranışları üzerinde de çok daha fazla baskı kurulmuş olacaktır. Aynı zamanda, mağdurun kendisine yöneltilen tehdide karşı kendisini koruma imkânı önemli ölçüde azalacaktır. Bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi hali de suçun nitelikli halleri arasında yer almıştır.

  • Tehdit suçunun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi

Örgüt, ortak bir amacı ya da eylemi gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmiş kurumların ya da kişilerin oluşturduğu birliktir. Suç örgütleri de suç işlemek amacıyla bir araya gelmiş kurum ve kişilerin oluşturduğu birliklerdir.

Gizli veya açık, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücü, tek bir insanın tehdit gücüyle karşılaştırıldığında; örgütün işlediği tehdit suçunun, kişi üzerinde daha çok panik ve korku yaratacağı sonucuna ulaşmak, kaçınılmazdır. Bu nedenle suçun nitelikli hallerinden biri olarak sayılmaktadır.

Burada önemli olan husus, nitelikli halin uygulanması için, bahsedilen örgüt hem suç örgütü olmalı, yani suç işlemek amacıyla kurulmuş olmalı, hem de korkutucu bir etkiye sahip olmalıdır. Yahut korkutucu gücünden yararlanılan örgütün gerçekten var olması şart olmadığından; böyle bir örgütün varsayılması, örgütün adı kullanılarak korkutucu etkinin mağdur üzerinde doğması gereklidir.

  • Tehdit Suçunda İndirim Halleri (TCK 106/1-2)

TCK 106. maddenin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde, mağdurun malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratılacağı veya sair bir kötülük edileceğinden bahisle tehdit edilmesi, cezanın daha az tayini gerektiren nitelikli bir unsur olarak düzenlenmiştir. Ayrıca suçun bu işleniş şeklinin soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlı kılınmıştır.

Tehdit Suçunun Özel Görünüşleri

Tehdit suçu, çok nadir şekillerde de olsa teşebbüse elverişli bir suçtur. Çok örneği olmamakla birlikte, bilinen en yaygın örneği, birine tehdit etmek için mektup yazıldığında ve o mektup muhataba ulaşmadan fiilden vazgeçildiğinde tehdit suçuna teşebbüs edilmesi durumu gerçekleşecektir. Yani, mektup aracılığı ile tehdit suçuna teşebbüs söz konusu olabilecektir.

Tehdit suçu, iştirak hallerinin hepsine elverişlidir. Yani, suçu birden fazla kişiyle işlemek, birini suçu işlemeye azmettirmek ve birinin suçu işlemesine yardım etmek mümkündür. İştirak halleri, sayıldığı gibidir ve bütün şekillerde iştirake elverişlidir. Tehdit suçunda iştirak bir özellik arz etmez. Tehditin birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsur sayılmıştır.

Tehdidin başka bir suçun unsuru veya cezayı ağırlaştıran nitelikli halini oluşturduğu durumlarda bileşik suç hükmü uyarınca faile ayrıca tehdit suçundan ceza verilmez. Tehdit içeren sözlerin yanı sıra hakaret içeren sözler de sarf edilmişse fail, gerçek içtima kuralına göre her iki suçtan da cezalandırılır.

Fail, aynı suç işleme kararı ile aynı kişiyi makul zaman aralıklarıyla müteaddit defalar tehdit etmişse zincirleme suç hükümleri uygulanır. Aynı sözlerle (tek fiille) birden fazla mağdurun aynı anda tehdit edilmesi halinde de TCK 43/2. fıkra hükmü uyarınca zincirleme suç söz konusu olur. TCK 106. maddenin 3. fıkrasında özel bir içtima kuralına yer verilmiştir. Buna göre, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunacaktır. Kişi tehdidin, ciddiliğini vurgulamak için, bir başkasını öldürmüş veya yaralamış ya da malına zarar vermiş olabilir. Bu gibi durumlarda gerçek içtima hükümleri uygulanarak ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmedilmelidir.

Tehdit Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Kararı

Adli para cezası, yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. TCK 106 nedeniyle ceza mahkemesi tarafından verilen hapis cezası, somut olayın koşullarının değerlendirilmesi sonucu adli para cezasına çevrilebilir. Hükümde de malvarlığına yönelik tehdit suçunun işlenmesi halinde adli para cezasına hükmedilebileceği ifadesi açıkça yer almaktadır.

Erteleme kararında,mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Tehdit suçunun cezalandırılmasında, bahsedilen erteleme kararının verilmesi mümkündür.

  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Tehdit suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası miktarının 2 yıl veya daha az olması halinde suçu işleyen hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir.

Tehdit Suç Soruşturma Kovuşturma Aşaması

Tehdit suçunun temel şeklinin ve nitelikli hallerinin soruşturulması ve kovuşturulması Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre re’sen yapılır. Basit tehdit suçu ise, suçun takibi şikayete tabidir. Madde de yer alan suçlar CMK’nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamındadır.

Soruşturma evresinde, Cumhuriyet Savcısı araştırmaya başlar, davayı açar ancak soruşturma evresi bununla bitmez. Mahkeme eğer davayı kabul ederse, o anda soruşturma biter. Fail şüpheli iken sanık olur. Dava iddianame ile açıldığı için mahkemenin bir incelemesi söz konusu olacaktır. Eğer iddianamede eksiklik varsa, mahkeme geri gönderebilir. Tehdit suçunun basit halinin gerçekleşmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine soruşturma evresi başlatılacakken nitelikli hallerinde şikâyete tabi değil, Cumhuriyet Savcısı tarafından re’sen soruşturma başlatılacaktır.

Kovuşturma evresi içerisinde duruşma hazırlığı, duruşma, müzakere ve karar vardır. Karar vermekle kovuşturma evresi bitmez. Bu kararın yasa yollarına gitmesi de bu evreye dâhildir. Bu kararın bir denetiminin olması gerekmektedir. Karar eğer onaylanırsa kesin karar olacak ve evre bitecektir. Ancak bitmemesi halinde bozulup tekrar mahkeme önüne gelmesi kovuşturma evresinin bitmemesi anlamına gelir. Tehdit suçunda soruşturma aşamasının tamamlanarak iddianamenin mahkemeye gönderilmesi ve mahkemenin iddianameyi kabulü ile kovuşturma evresine geçilecektir.

Tehdit Suçunda Gözaltı ve Tutukluluk Hali

Gözaltı kararı için bu kişi hakkında somut delillerin olması gerekir. Savcı gözaltı kararı verir vermez kişinin fotoğrafı çekilir, parmak izi alınır. Şüphelinin kendisine gerekli bilgiler verilmeli ve hekime götürülerek muayenesinin yapılması gerekir. Gözaltı süresi AİHS uyarınca en fazla 4 gündür. OHAL durumunda bu süre 30 güne çıkmıştır.

Bireysel suçlarda gözaltı süresi ile toplu suçlarda gözaltı süresi birbirinden farklıdır. Bunlarda 24 saati geçmemesi öne sürülmüştür. Toplu suçlarda (birden fazla sanığı olan) bu süre 4 güne kadar uzatılmıştır. CMK madde 91’de geçen fıkrada mülki amirlerin talimatı ile belirlenen bazı kolluk amirlerine bir kişiyi 24 saate kadar gözaltına alma yetkisi verildi. Bu yetki tabi ki suçlara göre belirlenmektedir. İnsan öldürme, cinsel saldırı gibi suçlar bu düzenlemede anılan suçlardan bazılarıdır. Tehdit suçunda, savcının gözaltı kararı ile failin gözaltına alınması mümkündür. Ancak tehdit suçu CMK’nin 91. maddesinde yer alan suçlardan olmadığı için, tehdit suçunda failin mülki amirlerin talimatı ile gözaltına alınması mümkün değildir.

Tutuklama, CMK madde 100 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Önlemlerin içindeki en önemlisidir. Tutuklama suç işlendiğine ilişkin kuvvetli, yoğun kuşku bulunan bir kişinin özgürlüğünün kesin hüküm öncesi yargıç kararı ile kısıtlanmasıdır. Tutuklamanın amacı ceza yargılamasının yapılmasını sağlamaktır. Bir diğer amaç da ileride olabilecek bir infazı gerçekleştirmektir.

Tutuklama sadece ve sadece yargıç kararı ile olabilir. Savcı ancak tutuklanmayı isteyebilir. Tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır. Bu koşullar;

  • Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
  • Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
  • Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.

Sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Bu nedenle, tehdit suçunun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi halinde tutuklama kararı verilebilecekken suçun temel hali için tutuklama kararı verilmesi mümkün değildir.

Tehdit Suçu Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme

  • Tehdit Suçunda Şikayet Süresi

Malvarlığına yönelen basit tehdit suçu şikayete tabidir. Şikayet süresi de, mağdurun fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aydır. Yaşam hakkına, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit suçlarının soruşturulması ise, şikayete bağlı olmamakla beraber dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde yapılabilir.

  • Tehdit Suçunda Zamanaşımı

66/1-e bendi uyarınca, maddede yazılı suçların dava zamanaşımı süreleri sekiz yıldır. Bu süre tehdit fiilin gerçekleştirilmesinden itibaren başlar. Bu süre zamanaşımı süresidir. Şikayet süresi değildir.

Uzlaşma, suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Tehdit suçu uzlaştırma kapsamındaki suçlardan bir tanesidir. Dolayısıyla, tehdit suçunun varlığında mağdur ve suç şüphelisi arasında anlaşma yapılarak ceza yargılamasının sona ermesi mümkündür.

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da ceza da indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri Türk Ceza Kanunu’nda genel bir düzenleme olarak değil özel suç tipleri bakımından istisnai bir kurum olarak düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerine başvurulabilmesi için tehdit suçunda özel bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle, tehditte etkin pişmanlıktan faydalanılması mümkün değildir.

  • Tehdit Suçunda Görevli Mahkeme

Tehdit suçu gerçekleştiğinde, yetkili ve görevli mahkeme açısından suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurulmalıdır.

Tehdit suçundan yargılanan kişilerin ceza avukatı ile çalışması sürecin doğru ve hızlı yürütülmesi bakımından önemlidir. Zira ceza davaları hürriyetinizi bağlayıcı ceza ile karşılaşma imkanınızın olduğu davalardır.

Tehdit Suçu Yargıtay Kararları

  • “Eşimin peşini bırak, bırakmazsan senin için iyi olmaz. Samsun’a gel görüşelim”
  • “50.000 TL vereceksin. Vermezsen sonunu sen düşün sıra sana geliyor, senin de işini bitireceğim, halledeceğim”
  • “seninle görüşeceğiz yakalarsam hiç şansın yok, oğlum gözüme sakın görünme”
  • “Ya sen gel ya da ben geleceğim ben gelirsem kötü olacak bu tehdit değil anlamaya çalış. Gelirsem elimdekilerle gelicem bu işin şakası yok.”
  • “Akşama görüşürüz bak sana neler getirecem Ferruh Ahmet abi hep beraber seyredecez sen görecen Emine…”
  • “Daha bir şey yapmadım, sen göreceksin”
  • “Seni mahvedeceğim, süründüreceğim, kaç kuruşluk öğretmensin”
  • “Bu köye gelirseniz görüşürüz”
  • “Ben paramı almasını bilirim. İyilikle olmazsa zorlukla olur, parayı vermezsen senin için iyi olmaz.”
  • “Bu parayı vereceksin, vermezsen zorla almasını bilirim”
  • “Arazi benim git kafanı taşlara vur, bir daha gelirsen fena yaparım”
  • “Ya benim olacaksın ya da İzmir’i terk edeceksin”
  • “….seni yakalarım.”
  • “…bugünden sonra peşindeyim.”
  • “Bu işin çıkışı da var, çıkar çıkmaz senden hesap soracağım”
  • “Sizi bu limanda barındırmayacağım”
  • “Ben adadan gittim diye rahat edeceğini sanıyorsan aldanıyorsun, adadan çıkacağını sanıyorsan aldanıyorsun”
  • “Bayan kancık, son kancıklığını yaparak beni buraya göndertti, asıl yanlışı beni oradan sağ çıkartmakla yaptı, bayan kancık, sanki ben buradan hiç çıkmayacağım. benim adım Mustafa, kafama koyduğumu yaparım, yapılacak şey belli …”

Hızlı bir şekilde çözüme ulaşabilmek ve hak kaybı yaşamamak adına; hukuki prosedürlerin her aşamasına ceza avukatından destek almanız menfaatinize olacaktır.

Tehdit Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği

………  (Suçun İşlendiği Yer Buraya Yazılacak) Cumhuriyet Başsavcılığı’na

Müşteki      : İsim Soyisim (TC Kimlik No) – Adres Bilgileri

Vekili           : Av. Umur YILDIRIM

Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2 Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat:4 Daire:7, 06530 Çankaya

Şüpheli        : İsim Soyisim (TC Kimlik No) – Adres Bilgileri

Suç                : Tehdit (TCK 106)

Suç Tarihi ve Yeri : …/…/…

Konu           : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikâyet dilekçesidir.

Açıklamalar

  • Burada müvekkil hakkında kim olduğu, şüpheli tarafından tehdit suçunun nasıl işlendiğine ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
  • Burada yaşanılan olay anlatılmalıdır.
  • Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
  • Dilekçenin ekinde verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.

Hukuki Sebepler: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

Hukuki Deliller : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.

Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.

                                Müşteki Vekili

Av. Umur YILDIRIM

                                       İmza

Tehdit Suçu Hakkında Sık Sorulan Sorular

  • Mesajla tehditin cezası ne kadardır?

Mesajla bir kişiyi tehdit ederken kişinin kendisini tanınmayacak bir halde mesaj atması suretiyle, iki yıldan beş yıla kadar ceza verilmekteyken; kişinin kim olduğu belli ise bu durumda malvarlığına yönelik tehdidin cezası mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis ya da para cezası iken; hayata vücut ve cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdidin cezası ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Sosyal medyadan mesajla hakaret ve tehditten ceza alır mıyım?

Sosyal medya üzerinden bir kişiyi tehdit ederken kişinin kendisini tanınmayacak bir halde sahte bir hesap üzerinden tehdit etmesi sonucunda, tehdit eden kişiye iki yıldan beş yıla kadar ceza verilmekteyken; kişinin kim olduğu belli ise bu durumda malvarlığına yönelik tehdidin cezası mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis ya da para cezası iken; hayata vücut ve cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdidin cezası ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Telefonda hakaret ve tehditin cezası nedir?

Telefon aracılığıyla bir kişiyi tehdit ederken kişinin kendisini tanınmayacak bir hale sokması, sesini değiştirmesi, gizli numara kullanması şeklinde tehdit etmesi sonucunda, tehdit eden kişiye iki yıldan beş yıla kadar ceza verilmekteyken; kişinin kim olduğu belli ise bu durumda malvarlığına yönelik tehdidin cezası mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis ya da para cezası iken; hayata vücut ve cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdidin cezası ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Seni öldürürüm demenin cezası ne kadardır?

Seni öldürürüm demek, kişinin hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahsetmek sureti ile tehdit suçunun işlenmesine sebebiyet vermektedir. Bu doğrultuda, seni öldürürüm demenin cezası, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Tck 106/1-1 cümle 53 cezası ne kadardır?

106/ 1-1 tehdit suçunun basit hali olduğu için cezası 6 aydan 2 yıla kadardır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir