mesajlara sessiz kalmak / Sevgilinizi geri istiyorsanız en iyisi sessiz kalmak - Cumartesi Sabah Haberleri

Mesajlara Sessiz Kalmak

mesajlara sessiz kalmak

İkili İletişimin En Önemli Yapı Taşlarından Birisi Olan Sessiz Kalma Tekniğiyle Karşı Tarafı Etkileme Yolları

Haberler

Yaşam

İkili İletişimin En Önemli Yapı Taşlarından Birisi Olan Sessiz Kalma Tekniğiyle Karşı Tarafı Etkileme Yolları

İletişim kurarken konuşmak kadar susmak da oldukça önemli bir yere sahiptir. Karşı tarafı dinlemek, karmaşık cümleler kurmayarak, sade bir dille konuşmak gibi davranış biçimlerinin hepsi etkili konuşmayla bağlantılı durumlardır. Bu içerikte de Beyhan Budak'ın videosun yola çıkarak sessizliği etkili kullanma yollarını konu edindik. Kaynak gösterilen linke tıklayıp Beyhan Budak'ın videosunu izleyerek daha detaylı bir bilgi elde edebilirsiniz. 

Kaynak:Beyhan Budak

1. Karşı tarafı dinlerken dikkatinizi vermelisiniz!

1. Karşı tarafı dinlerken dikkatinizi vermelisiniz!

Karşı taraf ile konuşup doğru anlaşılabilmek için çok fazla kelime sarf edince bu sefer de kişi, ilişkide yeri yokmuş gibi hisseder. Eğer kendimizi iyi ifade edersek o zaman karşı tarafından bizden etkileneceğini düşünürüz.

Karşı taraf ile konuşup doğru anlaşılabilmek için çok fazla kelime sarf edince bu sefer de kişi, ilişkide yeri yokmuş gibi hisseder. Eğer kendimizi iyi ifade edersek o zaman karşı tarafından bizden etkileneceğini düşünürüz.

Ancak bu durum karşı tarafın bizden etkilenmesine yol açmaz. Aksine karşı taraf dinlenmediğini ve anlaşılmadığını hisseder.

Ancak bu durum karşı tarafın bizden etkilenmesine yol açmaz. Aksine karşı taraf dinlenmediğini ve anlaşılmadığını hisseder.

2. Bilmediğiniz konular hakkında biliyormuş gibi çok konuşmamalısınız!

2. Bilmediğiniz konular hakkında biliyormuş gibi çok konuşmamalısınız!

Az konuşarak kişisel intiba konusunda karşı tarafı etkileyerek niteliksiz birisiymişsiniz gibi görülmeyi engelleyebilirsiniz. Bilmediğiniz bir konu hakkında konuşmak terine susmak insanların sizi daha gizemli ve karizmatik birisi olarak görmesini sağlar.

Az konuşarak kişisel intiba konusunda karşı tarafı etkileyerek niteliksiz birisiymişsiniz gibi görülmeyi engelleyebilirsiniz. Bilmediğiniz bir konu hakkında konuşmak terine susmak insanların sizi daha gizemli ve karizmatik birisi olarak görmesini sağlar.

Daha az konuşmak sizi daha bilge birisiymişsiniz gibi gösterir. Sakin ve tane tane konuşarak karşı tarafı etkileyerek kontrollü tepkilerle bilge birisiymiş gibi bir intiba oluşturur.

Daha az konuşmak sizi daha bilge birisiymişsiniz gibi gösterir. Sakin ve tane tane konuşarak karşı tarafı etkileyerek kontrollü tepkilerle bilge birisiymiş gibi bir intiba oluşturur.

3. Susarak karşı tarafın size karşı çözülmesini beklemelisiniz

3. Susarak karşı tarafın size karşı çözülmesini beklemelisiniz

4. Hayallerimiz hakkında çok fazla konuşmak her zaman için iyi değil

4. Hayallerimiz hakkında çok fazla konuşmak her zaman için iyi değil

5. Size bir soru sorulduğunda hemen cevap vermemelisiniz!

5. Size bir soru sorulduğunda hemen cevap vermemelisiniz!

Hemen cevap vermek yerine bir saniye düşünme ve sessiz kalma süresi sizi daha nitelikli bir insan gibi gösterir.

Hemen cevap vermek yerine bir saniye düşünme ve sessiz kalma süresi sizi daha nitelikli bir insan gibi gösterir.

6. Son olarak da karmaşık kelimeler kullanıp laf kalabalıklığına yol açmamalısınız!

6. Son olarak da karmaşık kelimeler kullanıp laf kalabalıklığına yol açmamalısınız!

Bir konuyu anlatırken çok fazla konuşmak ve sürekli kendimizi açıklamaya çalışmak bizi karşı tarafın gözünde değersiz bir yere konumlandırır.

Bir konuyu anlatırken çok fazla konuşmak ve sürekli kendimizi açıklamaya çalışmak bizi karşı tarafın gözünde değersiz bir yere konumlandırır.

Sözlerimizi sadeleştirerek ifade etmek hem karşı tarafın bize değer vermesini hem de daha iyi ve etkileyici anlaşılmamıza yol açar.

Sözlerimizi sadeleştirerek ifade etmek hem karşı tarafın bize değer vermesini hem de daha iyi ve etkileyici anlaşılmamıza yol açar.

Her ne kadar konuşmak iletişim için önemli olsa da bazı zamanlarda daha etkileyici bir imaj oluşturmak için susmayı ve dinlemeyi de bilmemiz gerekir.

Her ne kadar konuşmak iletişim için önemli olsa da bazı zamanlarda daha etkileyici bir imaj oluşturmak için susmayı ve dinlemeyi de bilmemiz gerekir.

Bu davranış biçimlerini daha detaylı dinlemek ve anlamak için Beyhan Budak'ın videosunu izlemeyi unutmayın:

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Sevgilinizi geri istiyorsanız en iyisi sessiz kalmak

Bazen bitmiş gibi görünen bir ilişkinin sadece tıkanmış olduğunu görüyoruz. Bir-iki sihirli dokunuşla yeniden başlayabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda bir danışanım, çok sevdiği erkek arkadaşı tarafından ağır hakaret edilerek terk edilmişti. Adam çok yakışıklı biri değildi. Zengin, hiç değildi. Harika, karşı konulmaz bir kariyeri de yoktu. Bütün bunlara karşılık, genç kadın oldukça güzeldi. Uzun boylu, alımlı, kariyer sahibi ve başarılıydı. Aslında kimi istese elde edebilecek kapasitede bir kadındı. Gelin görün ki, kendisi bunların farkında olamıyordu. Ne genel müdürler, ne doktorlar kur yapmışlardı ona, ama o hiçbirinden elektrik alamıyordu bir türlü. Hatta uzun bir trans çalışmamız sırasında bilinçaltında şöyle bir yargı sakladığı ortaya çıkmıştı: "Zenginler mutsuz olurlar. Erkekler aldatır, kadınlar konken ya da kumar oynar. Çocuklar yalnız büyür. Sadece fakir olanların duyguları samimidir. Gerisi yalandır." Bu yargılar için Türk dizilerine teşekkür etmemiz gerekiyor. Bu güzel kadın, sevgilisinin günün birinde kendisiyle evlenmesini istiyordu. Ama ilişkinin çerçevesini çizmek isteyen bir kadının bunu açıkça sözlü olarak ifade etmesi, o ilişkiye zarar veriyor. Hevesini, heyecanını söndürüyor. Erkeğe köşeye sıkıştırılıyormuş hissi verebiliyor. Burada biraz daha flört diliyle bunu anlatmakta yarar var. Sevgilisi, genç kadının evlilik baskısını hissettiğinde, ona çeşitli hakaretler sıralamış, aşağılamış, zaten onu hiç beğenmediğini, güzel bile bulmadığını söylemişti. Zaten ilişkileri boyunca çok kaba davranmıştı. Bir kez olsun ona bir buket çiçek dahi almadığı halde, özür dilemek bir yana, bu kaba özelliğiyle övünüyordu. Ve genç kadın, bu tip durumlarda yapılması gerekenleri yapamıyor, rest çekemiyor, onu bırakamıyordu. Bilinçaltı, onun başka bir adama âşık olmasını adeta engelliyordu. Değersizlik kök duygusu çok baskındı.

TELEFON AÇMAYIN
Birlikte çalışmaya başladık. Bir partneri geri istiyorsanız ve hiç umudunuz yoksa, yapabileceğiniz en akıllıca hareket, tamamen sessizliğe gömülmektir. Kendi içinizden onu bırakın. Hatta bırakamayacağınızı düşünüyorsanız bile, bunun provasını yaptığınızı düşünün. Ama kararınızı asla açıklamayın. Uzun, açıklayıcı mailler falan yazıp yollamayın. Telefon açmayın. Hislerinizi açıklamayın. Onun sizi merak etmesine izin verin. Her zaman yaptığınızın tam tersini uygulayın. Bir erkek size, örneğin üç birim sevgi vermiş ve bu şekilde sizinle yatağa girebilmişse, ama siz 10 birimlik sevgi ve ilgi bekliyorsanız, bunu asla alamazsınız. (Tabii buradaki üç birim sevginin bir açıklaması yok. Sadece size bir fikir versin diye sayısal ifade ettim.) Bir süre görüşmedikten sonra yeterince sessiz kaldıysanız ve eğer erkek sizi merak etmişse, küçük bir mesaj atabilir. "İyi bayramlar!" ya da "Naber kız?" gibi Bu size tanıdık geliyor mu? Kadındaki ilk tepki, "İşte benim değerimi anladı, bana geri dönecek," diyerek heyecanlanmaktır. Oysa oyunun bundan sonraki kuralı, tıpkı bir pazarlık masası gibi olmalıdır. Bu tip küçük mesajlara sessiz kalmalısınız. Genellikle kadınlar buna cevap vererek aslında erkeğin ağzından pişmanlık ya da aşk sözcükleri duymak için fırsat yarattıklarını düşünüyor, ama erkek bunu yapmaz. Sadece aklında şu vardır: "Bu kadın üç birimlik, daha fazlasını vermeme gerek yok." Sessiz kalmaya devam edin. Aramaya çalışacaktır. Açmamanızı öneririm. Bir süre sonra hâlâ sessiz kaldığınızda, rest çekebilir. "Bu son arayışım, bir daha aramam bak!" gibi Buna da kanmayın. Muhakkak yeniden şansını deneyecektir. Bu aralarda ufacık bile olsa, tek kelimelik bile olsa cevap yazarsanız tüm şansınızı kaybedersiniz. Bu dönemde aslında erkek, size verdiği değeri üç birimden yavaş yavaş yükseltmeye başlıyor. Ve siz de kendi değerinizi idrak ediyorsunuz. Önemli olan, kendi değerinizi fark etmenizdir. Size yeterince değer vermeyen bir adamla işiniz olmasın zaten O eski danışanım şimdi evli ve çok mutlu. Çünkü hem kendisini daha çok sevmeyi öğrendi hem de karşısındaki erkeğin aslında böyle kadınlara daha çok saygı gösterdiğini ve hiç kimsenin saygı duymadığı birine âşık olamayacağını idrak etmiş oldu. Unutmayın Kendinize siz değer vermezseniz başkası hiç veremez.

Elif Mirmahmutoğlu

“Sessiz kalma en kuvvetli alkışlamadır” Körlük Jose Saramago

Adını bilmediğimiz bir ülkede bir taksi şoförünün kör olmasıyla başlayan salgın tüm ülkeyi sarar ve körler belirli bölgelerde karantinaya alınır. Saramago’nun Nobel ödüllü bu kitabında ‘Körlük’ metaforu üzerinden çok sert bir sistem eleştirisi yapılıyor. İnsanın bencilliği ve değer yargılarının yitimi üzerine çok önemli tespitleri olan bir başyapıt.

Bu kış okuduğum bu eser bana içinde bulunduğumuz süreçle de ilgili önemli ipuçları verdi diyebilirim. Toplumsal körlük iliklerimize kadar sirayet etmiş durumda.  Her insanın başka başlıklar altında sınavları var. İnsaniyet dediğin şeyi oluşturan yegane unsurlarda bu sınavlardaki tutumun.  Duruşunu ve oluşunu belirleyen omurga ve onur aynı zamanda. Güce göre konumunu seçen milyonların olduğu ülkemizde haksızlığa uğradığın vakit toplum seni direk ‘suçlu’ olarak damgalamaya hazırdır.  İnsanların birçoğunun gözüne beyaz perde inmiştir ve direk virüs taşıyormuşçasına uzaklaşıverirler senden. Bu ülkede milyonlarca haksızlık ve hukuksuzluğa uğramış yurttaş bulunmakta.

Çorlu’da evladını kaybedenler, Cumartesi anneleri, Soma’da ailesi ocağı sönenler, KHK mağduru akademisyenler, gözleri kocaman Ceylan vardı hani Ceylan Önkol’un ailesi mesela. O kadar çok hadise sayabilirim ki bunlar aklıma ilk gelenler. Benim de bir mücadelem var haksızlıkla ilgili bunlardan en miniği belki de ve sadece bir tanesi…

Pozisyonlarına zeval gelmesin diye gözüne beyaz perde inenleri, gücün prangalısı, güçlünün kölesi olan ve kendilerine ait bir cümlesi bile olamayan insanları da çok iyi tanırım. Gelelim bugüne. Bölgemiz insanı Isparta Şakirkaraağaç doğumlu Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ‘Kral Çıplak’ diyerek milletvekilliğinin düşürülmesine de gözüne beyaz perde inenler ses çıkaramayacaklar. İmam Hatip mezunu oldukça muhafazakar bir yapıya sahip Gergerlioğlu’nu sevip sevmemek değil mesele o bir aktivist, insan hakları savunucusu.

Türkan Saylan’la ilgili fikirleri başta olmak üzere birçok konuda eleştirebiliriz kendisini. Ama bu karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğu görmezden gelme hakkını vermez bize. Enis Berberoğlu örneği varken yapılan bu hareket siyasi bir operasyondur ve hukuksuzdur. Yine HDP’ye açılan kapatma davası seçmen iradesine atılan dev bir tokattır.

Politikaları, duruşu terör örgütü ile arasına koyamadığı mesafeyi eleştirebilirsiniz o ayrı mesele. Ben bu konuda Pervin Buldan’ı sıkı eleştirebilirim mesela. “Çözüm sürecinde bize vaad edilenleri bir söylersek…” minvalinde açıklaması geldi aklıma. Böyle demesi sonra açıklamaması durumu birçok eleştiride bulunmamız mümkün HDP’ye de. Ama 6 milyon kişinin oyunu almış bir partinin kapatılmasını teklif etmek seçmen iradesine demokrasiye saygısızlıktır.

yılındayız bu saygısızlığa sessiz kalmamalıyız. Refah Partisi’nin kapatılmasını istemek nasıl delilikse bu da aynı deliliktir. Herkesin kendisine ‘demokrat’ olduğu bu ülkede  ‘ama’sız ‘fakat’sız hukuksuzluğa karşı çıkmamız gerekmekte.

Sessiz kalmayı sürdürenler gözüne inen beyaz perde dışında bir şey görmemeyi seçenler oldukça dejavu yaşanmaya devam edecektir. Ülkemizin en kıymetli hukukçularından Turgut Kazan’ın dün akşam TV de söylediği cümle tam da bir özettir aslında bugünden. ‘Hukukun olmadığı bir ülkede hukuksuzluklara şaşırmak anlamsızdır’

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir