mescidlerle ilgili hadisler / Cami Sözleri | Cami İle İlgili Ayetler ve Hadisler

Mescidlerle Ilgili Hadisler

mescidlerle ilgili hadisler

Mescit ve Camiler ile İlgili Hadisler

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Ayet ve Hadisler Işığında Camiler

Rasthaber -  Mescit; secde edilen yer, namaz kılınan mekân, ibadet edilen mevki anlamlarına gelir. Mescitlerin en meşhuru Mescid-i Haram yani Kâbe ve sonra ise Mescid-i Aksa’dır. Ardından da diğer mescitler gelmektedir. Mescitler Allah’ın dinini öğrenmede, öğretmede, yaşamada, yaşatmada, bireysel ve toplumsal ibadetlerde, siyasal ve kültürel konularda çok önemli bir rol sahibidirler. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim'de ve hadislerde kendisinden çokça söz edilmiştir.

Günümüzde Türkiye’de mescitler daha çok “cami” diye adlandırılmaktadır. Aslında ikisi aynı mekânlardır. Şimdi mescitlerin önemi hakkında birkaç ayet ve hadis aktaracağız:

1- Yeryüzünde yapılan ilk bina mescit idi. Dolayısıyla diğer binalara oranla mescit yapımına daha çok önem vermeliyiz. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

إِنَّ أَوَّلَ‏ بَيْتٍ‏ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذي بِبَكَّةَ مُبارَكاً وَ هُدىً لِلْعالَمينَ.[1]

"Kesinlikle, insanlar için yapılan ilk ev, âlemler için mübarek ve hidayet olan Mekke’deki evdir."

2- Allah-u Teâlâ mescidi kendi evi olarak kabul etmiş, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail olmak üzere iki büyük peygamberi de onun hizmetçileri karar kılmıştır. Dolayısıyla mescitlerin gönüllü hizmetçisi olmalıyız. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

وَ عَهِدْنا إِلى‏ إِبْراهيمَ وَ إِسْماعيلَ أَنْ طَهِّرا بَيْتِيَ‏ لِلطَّائِفينَ وَ الْعاكِفينَ وَ الرُّكَّعِ السُّجُودِ.[2]

"Tavaf edenler, itikâfa girenler, rükû edenler ve secde edenler için evimi temizleyin diye İbrahim ve İsmail ile sözleşmiştik."

3- Peygamberimiz (saa) Medine’ye hicret ettiği zaman, Medine’nin dışında yaklaşık en beş gün kaldı ve orada Mescid-i Kuba’yı yaptı. Medine’ye girdiği zaman da Mescid-i Nebi’yi yaptı. Dolayısıyla bulunduğumuz yerde veya gittiğimiz yerde mescit yoksa biz de hemen bir mescit yapılması için harekete geçmeliyiz. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

لَمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوى‏ مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَنْ تَقُومَ فيهِ.[3]

"Kesinlikle ilk günden takva üzere yapılan bir mescit, içinde durmana daha müstahaktır."

 

4- Müşriklerin ve putperestlerin mescitlerden uzak tutulması gerekir. Çünkü mescitler, turistik mekânlar değil, kutsal yerlerdir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

يا أَيُّهَا الَّذينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلا يَقْرَبُوا الْمَسْجِدَ الْحَرامَ بَعْدَ عامِهِمْ هذا.[4]

"Ey iman edenler! Müşrikler yalnızca necistirler. Öyleyse bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar."

5- Peygamberimizin (saa) miraca çıkması mescitlerden başlamıştır. Dolayısıyla mescitlerden veya ibadet mekânlarından uzak duran bir kimsenin manevi yönden ilerlemesi çok zordur. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

سُبْحانَ الَّذي أَسْرى‏ بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذي بارَكْنا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آياتِنا إِنَّهُ هُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ.[5]

"(Allah) münezzehtir ki kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, ayetlerimizden kendisine gösterelim diye, etrafını bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya yürüttü. Kesinlikle O işitir, görür."

6- Mescitlere giderken en güzel şekilde giyinmek, koku sürünmek, saçı başı düzeltmek, hazırlık yapmak gerekir. Çünkü âlemlerin Rabbinin evine gidilmektedir. Farz edelim ki bir cumhurbaşkanının evine ziyarete gideceğiz; kendimizi en güzel şekilde hazırlarız. Öyle değil mi? Dolayısıyla Allah’ın evine giderken de daha güzel bir şekilde hazırlanıp gitmemiz gerekir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 

يا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَ كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ.[6]

"Ey Âdemoğulları! Her mescid yanında ziynetinizi alın. Yiyin, için ve israf etmeyin. Kesinlikle O israf edenleri sevmez."

7- Mescitler çok kutsaldır. Herkes mescit yapmaya ve onarmaya layık değildir. Dolayısıyla bir mescidin temeli atılırken veya onarımı yapılırken, inançsız veya inancı zayıf, takvasız, ahlaksız kişileri ondan uzak tutalım. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

ما كانَ لِلْمُشْرِكينَ أَنْ يَعْمُرُوا مَساجِدَ اللَّهِ شاهِدينَ عَلى‏ أَنْفُسِهِمْ بِالْكُفْرِ.[7]

"Müşriklerin, küfürlerine bizzat kendileri şahitler iken, Allah’ın mescitlerini onarmaları olmaz."

8- Mescitleri yalnızca iman eden, namaz kılan, zekât veren, takvalı olan kişiler yapabilir ve onarabilir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

إِنَّما يَعْمُرُ مَساجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَ الْيَوْمِ الْآخِرِ وَ أَقامَ الصَّلاةَ وَ آتَى الزَّكاةَ وَ لَمْ يَخْشَ إِلاَّ اللَّهَ.[8]

"Allah’ın mescitlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı kılan, zekâtı veren, Allah’tan başkasından korkmayan kişiler onarabilir."

9- Eğer bir mescit takva üzere yapılmadıysa, Müslümanlar arasında probleme neden oluyorsa, fitne ve fesat merkezi ise asla ona gitmemek gerekir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

وَ الَّذينَ اتَّخَذُوا مَسْجِداً ضِراراً وَ كُفْراً وَ تَفْريقاً بَيْنَ الْمُؤْمِنينَ وَ إِرْصاداً لِمَنْ حارَبَ اللَّهَ وَ رَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ وَ لَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنا إِلاَّ الْحُسْنى‏ وَ اللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكاذِبُونَ لا تَقُمْ‏ فيهِ أَبَداً.[9]

"Müminler arasında zarar, küfür, tefrika (çıkarmak) için; daha önceden Allah ve Resulü ile savaşan kişileri gözetlemek için; “Biz güzellikten başkasını istemedik” diye yemin ederek mescit edinen kişiler vardır. Allah kesinlikle onların yalan söylediklerine şahitlik eder. Ebediyen onun içinde durma."

Mescide giden bir kişi, aslında Allah-u Teâlâ’nın konuğudur. Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur:

"Tevrat’ta (Allah-u Teâlâ’nın sözüyle) şöyle yazılmıştır: Mescitler, yeryüzündeki evlerimdir. Evinde temizlenen sonra da beni evimde ziyaretime gelen bir kula ne mutlu! Bilin ki ziyaretçiye ikram etmek ziyaret edilen kimsenin üzerine aittir. Bilin ki karanlıklarda mescitlere gelen kişilere, kıyamet günündeki parlak nur müjde olsun."[10]

  Allah’ın peygamberlerinin, imamlarının, velilerinin, müminlerin kabirlerinin üzerine mescit yapmanın hiçbir sakıncası yoktur. Hatta bu konuda Kur’an’da teşvik bile vardır. Nitekim Ashab-ı Kehf’i mağarada üç yüz dokuz yıl sonra bulan müminler şöyle dediler:

فَقالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْياناً رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ قالَ الَّذينَ غَلَبُوا عَلى‏ أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِداً.[11]

"Dediler ki: “Onların üzerine bir bina yapın. Rableri onları daha iyi bilir.” Onların işlerine galip olan kişiler dediler ki: “Kesinlikle onların üzerine bir mescit yapacağız.”

Nitekim Kâbe’nin kenarında birçok peygamberin ve müminin defnedildiği bilinmektedir. Ayrıca Peygamberimizin (saa) mescidi de onun mutahhar kabrinin üzerine bina edilmiştir…

Yeryüzünün her yeri ve her toprağı secdegâh kılınmıştır. Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur: 

"Yeryüzünün tamamı, benim için ve ümmetim için mescit ve toprağı temiz karar kılınmıştır."[12]

 

Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur:

"Bir kuş yuvası kadar olsa da, kim bir mescit yaparsa, Allah onun için cennette bir ev yapar."[13]

Mescitlerde cemaatle namaz kılmaya çok teşvik vardır. İşte bunlardan birinde Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur: 

"Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevap alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır."[14]

Mescitlerde cemaatle namaz kılmanın çok sevabı vardır. Peygamberimiz (saa) bu konuda şöyle buyurmuştur:

"İnsanlar ezan okumanın ve ilk safta yer almanın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi."[15]

Kıyamette şikâyette bulunacak varlıklardan biri de mescitlerdir. İmam Ali (sa) şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet gününde şu üç şey şikâyette bulunacaktır; Kur’an, Mescit, Ehlibeyt. Kur’an diyecek ki; “Ya Rabbi! Beni yaktılar ve beni paramparça yaptılar.” Mescit diyecek ki: “Ya Rabbi! Beni terk ettiler ve beni zayi ettiler.” Ehlibeyt diyecek ki: “Ya Rabbi! Beni gasp ettiler, beni sürdüler, beni avare ettiler."[16]

Mescitler, tevhit inancının merkezleridirler. İmam Cafer Sadık (sa) şöyle buyurmuştur:

"Yahudiler ve Hıristiyanlar, kendilerine ait olan ibadet yerlerinde Allah’a şirk koşuyorlardı. İşte bundan dolayı Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

وَ أَنَّ الْمَساجِدَ لِلَّهِ فَلا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَداً.[17]

“Kesinlikle mescitler Allah’ındır. Öyleyse hiçbir kimseyi Allah’la birlikte çağırmayın.”

Allah, mescide saygı göstermeyen kişiye lanet etsin.[18]

Mescitleri yani secde yerlerini sadece mekânlar olarak anlamayalım. Çünkü bazı uzuvlarımız da secde yerleridir. Dolayısıyla özel bir konuma sahiptirler. Bu konuda şöyle nakledilmiştir:

İmam Cevad (sa) Bağdat’ta iken yaşanan bir gelişme imamet makamının halk arasında yayılmasına sebep olmuştur. Hırsızın elinin nereden kesilmesi gerektiğine dair saray âlimleri arasında tartışmalar çıkmış ve bazıları bilekten, bazıları dirsekten ve bazıları da kolun dipten kesilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Abbasi halifesi Mu’tasım, İmam Cevad’dan (sa) konu hakkındaki görüşünü istemiş, İmam da halifenin ısrarı üzerine görüşünü açıklayarak şöyle buyurmuştur:

"Hırsızın yalnızca parmakları kesilir ve elinin gerisine dokunulmaz."

İmam Cevad (sa) buna delil olarak şu ayeti kerimeyi ileri sürer:

وَ أَنَّ الْمَساجِدَ لِلَّهِ فَلا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَداً.[19]

"Kesinlikle mescitler Allah’ındır. Öyleyse hiçbir kimseyi Allah’la birlikte çağırmayın."

Mu’tasım, İmam Cevad’ın (sa) cevabını beğenir ve hırsızın parmaklarının kesilmesi emrini verir.[20]

Mescitlerle ilgili daha birçok konu vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

a) Mescitte yüksek sesle konuşulmamalıdır. Batıl sözler söylenmemelidir. Alış veriş konuları gündeme getirilmemelidir. Boş sözlerden uzak durulmalıdır.

b) Mescit için atılan her adım için sevap vardır.

c) Mescitte namazı beklemek için oturmanın sevabı vardır.

 

ç) İçinde namaz kılınmayan mescit, Allah’a şikâyette bulunur.

d) Mescidin komşusu, eğer namazını mescitte kılmazsa değeri yoktur.

e) Allah-u Teâlâ, mescit ehlinden dolayı, azabı diğerlerinden kaldırır.[21]

ehlader

[1]Al-i İmran: 96

[2]Bakara:

[3]Tevbe:

[4]Tevbe: 28

[5]İsra: 1

[6]Araf: 31

[7]Tevbe: 17

[8]Tevbe: 18

[9]Tevbe:

[10]Bihar: 83/, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 12/

[11]Kehf: 21

[12]Bihar: 16/92, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 3/

[13]Bihar: 77/, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 12/

[14]Buharî: Ezan 34, Müslim: Mesacid

[15]Müslim: Salât , Buhârî: Ezan 9, 32

[16]Uyun-ul Hikem:

[17]Cin: 18

[18]Tefsiri Nur: 12/

[19]Cin: 18

[20]Bihar: 50/5

[21]Tefsir-i Nur: 12/

"İnsanlar, mescitler hususunda övünmedikçe kıyamet kopmaz." Hadisini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki:

"Mescidler hakkında övünme olmadan kıyamet kopmaz."[Ebu Davud, Salat 12, (); Nesai, Mesacid 2, (2, 32).]

Resulullah, kıyamete doğru insanların İlahî ölçülerden uzaklaşarak mescidlerle de övünmeye başlayacaklarını belirtiyor. Mescidin boyu, genişliği, inşaatta kullanılan malzemenin çeşidi, süsleme ve tezyini, sergisi ayrı ayrı  övünme, gösteriş vesilesi  kılınabilir. Halbuki dinî hizmetlere kıymet kazandıran şey kemiyet değil, keyfiyettir, ihlastır, sırf Allah rızası için yapılmış olmasıdır. İhlasta övünmenin yeri yoktur. Bu çeşit tefahur bir bakıma muhtevaya gösterilmesi gereken alâkayı kıracağı için zemmedilmiştir. Kişi madde ile övünerek tatmin bulur ve mana, muhteva eksikliğini görme veya araştırma tasasına düşmez.

İbnu Raslan der ki: "Bu hadiste, Aleyhissalâtu vesselâm'ın açık bir mucizesi var. Çünkü, kendinden sonra vukua gelen şeyleri aynıyla haber vermiş olmaktadır. Zira bu zamanda melikler ve emirler, Kahire'de, Şam'da, Kudüs'te mescidleri tezyine yöneldiler ve onların süsüyle çokça övünmeye başladılar. Üstelik, halktan zulüm yoluyla mallarını alıp, onu estetik yönüyle üstün medreseler inşa etmede harcıyorlar."

(bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi)

İlave bilgi için tıklayınız:

- MESCİDLERİ, CAMİLERİ SÜSLEME

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Cami ile ilgili ayet ve hadisler

Cami ile ilgili ayet ve hadisler

Kayıtsız Üye
cami ile ilgili ayet ve hadisler paylaşır mısınız.


Cevap: Cami ile ilgili ayet ve hadisler

imam
Cami ile ilgili ayet ve hadisler
CAMİ VE MESCİTLERLE İLGİLİ AYETLER :

a) Müşriklerin, kendi inkarlarına kendileri şahit olup dururlarken, Allah&#;ın Mescitlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşunadır. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalıcıdırlar. (Tevbe 17)

b) Allah&#;ın mescitlerini ancak Allah&#;a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah&#;tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır. (Tevbe 18)

c) Ta ilk gününden temeli takva üzerine kurulan mescit, elbette içinde namaza durmana daha layıktır. Onun içerisinde temizlenmeyi seven kişiler vardır. (Tevbe )

d) Allah&#;ın mescitleri içinde, Allah&#;ın isminin anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır ? işte o zalimler yok mu, onların bu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır. (Bakara )

e) Zarar vermek, inkar etmek, mü&#;minlerin arasını ayırmak, Allah ve Peygamberine karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescit kurup; Biz sadece iyilik yapmak istedik diye yemin edenlerin, yalancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahittir. (Tevbe )

f) Mescitler şüphesiz Allah&#;ındır. Öyleyse oralarda Allah&#;a yalvarırken başkasını katmayın. (Cin 18)

B-CAMİ VE MESCİDLERLE İLGİLİ HADİSLER :

a) Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah&#;ta cennet&#;te onun için bir ev yapar. (Buhari, Salat 65, Müslim, Mesacid 4)

b) Bir kimse evine gelene nasıl ikramda bulunursa, Allah&#;ta evine (camiye) gelene özel ikramda bulunur. (Sahih-i Buhari Cilt 2, sayfa )

c) Beldelerin Allah&#;a en sevimli yerleri mescitlerdir. Beldelerin Allah&#;a en sevimsiz yerleri de çarşı ve pazarlardır. (Müslim Mesacid, )

d) Mescidler yeryüzünde Allah&#;ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar. (Heysemi, Mecmeuz-Zevaid )

e) Bir kimsenin mescide alakasını görürseniz, onun mü&#;min olduğuna şehadet edin, zira Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: Allah&#;ın mescitlerini ancak Allah&#;a ve ahiret gününe inananlar imar ederler. (Tirmizi, Tefsir, Sure 2. H. No )

f) Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde mescitleri inşa, tefriş, tamir ve tenvir edenleri, benim rızam için sevişenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri görünce onlara azap etmekten vazgeçerim. (İlahi Hadisler DİB. Yayınları Hasan Hüsnü Erdem , Sayfa 28)


Yorum: Cami ile ilgili ayet ve hadisler

Kayıtsız Üye
Cok beğendim ödevim için çok yardımcı oldu.


cami ile ilgili hadisler, cami hadisleri, cami ile ilgili ayetler

Bu kategoride yer alan Ezan nedir, Ezan neden okunur başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir