Hayatımızın ilk kahramanları canımız kadar sevdiğimiz babalar ile ilgili güzel sözler hazırladık. Baba ile ilgili güzel sözler uzun, babaya güzel sözler uzun duygusal ve baba ile ilgili sözler Mevlana sözleri hazırladık.
Bugün başardığım ve elde edebildiğim her şeyde senin payın var canım babam.
Babasız bir ev, duvaksız geline benzer.
Bana eksikliklerini sorma hayat; Babam derim tamamlayamazsın.
Babanın rolü, yüz öğretmeninkine bedeldir.
Ailemin reisi, büyük aşkım. Medarı iftiharım sevgilim her şeyim! Babalar günün kutlu olsun.
Baba, fani hayatın, terbiye vereni ise, ebedi hayatın sebebidir.
Evimizin güneşi bir tanesi olan canım babama kucak dolu sevgi ve saygılarımla. Babacığım bir günümde değil her günümdesin.
Bir baba, kendi mutluluğundan çok, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur.
Aniden çıka gelsen, göz yaşlarımı silsen, yavrum deyip bağrıma bassan, özlemimden yandı bu gönlüm babammm.
Babalar oğullarının ilk kahramanı, kızların ise ilk aşkıdır.
Unutmak mı? Gözümün gördüğü her yerde sen varsın baba!!
Sensiz bir gün daha geçiriyorum ve inan bana, kendimi çok yalnız hissediyor, çok üzülüyor ve çok üşüyorum, beni üzmeden dön lütfen babacığım. Seni seven yavrun.
Babanın erdemleri çocuklarının servetidir.
Dost, bazen annen bazen baban bazen eşin bazen kardeşin olabilir. Gerçek dost hata bile yapsan seni terk etmeyendir.
Bir adam sevdim, adam gibi adam! Hiç bırakmayan ve son zerresine kadar seven adam! Uzatmaya gerek yok o adam benim babam.
Bana yaptığın dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır. Babaların en iyisi, bu gün sadece senin.
Babasız evlerde akşam erken olur.
Ana Baba ocağı; Kışın o evin ocağında odun yanmasa da üşümezsiniz. Çünkü orada sizin için yanan yürekler vardır, bunu hissedip üşümezsiniz.
Baba cennetin orta kapısıdır. (Hz. Muhammed S.A.V.)
Babanın duası, hiç bir engelle karşılaşmadan, Allahın huzuruna çıkar.
Baba demeyi çok özledim.
Senden ayrı yaşamak ölümmüş babam, senin yanındayken bunu bilemedim ama senden ayrıldıktan sonra ben sensiz nefes alamdım.
Baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok, çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.
Bir babanın çocukların yapabileceği en büyük iyilik onların annelerini sevmektir.
İyiliklerin en güzel, kişinin babasının dostlarıyla ilişkileri, dostluğu sürdürmesidir.
Babaya güzel sözler olarak ne yazsam az gelir, ona en büyük sözü; seni seviyorum babacığım diyorum.
Çocukluk çağında baba korumasından daha güçlü bir ihtiyaç düşünemiyorum.
Allah’ım senin duanı almayı her zaman nasip etsin. Çünkü en çok anne ve babanın duası kabul edilirmiş. Allah’ım seni başımızdan eksik etmesin.
Solumun en rahat köşesinde bağdaş kuran adam! Varlığına Elhamdülillah canım babam.
Aldığın nefes varlığını bilmek yeterdi be babam, Rabbim cennet bahçelerinde gölgelenenlerden eylesin seni aminnn.
İnsan babasıyla birlikte geçirdiği vakitleri asla unutamaz, babasız hayata bir gün dahi tutunamaz. Baban yanındaysa zorluklardan asla korkmaz.
Sen bize sadece babalık değil aynı zamanda iyi bir arkadaş oldun. Hayatın zorlukları karşısında güçlü durmayı öğrettin.
Bu dünyaya defa yeniden gelsem yüzünde de senin gibi bir babam olsun isterim canım babam.
Bazıları babasının kıymetini bilmez, bazıları kıymet bilecek bir baba bulamaz.
Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır. Ömrünün en güzel çağı annen ve babanla olandır.
Sen uzağımda olsan bile, ben seni yüreğimde hissederim babam.
Ömrüm boyunca ellerimi asla bırakmayacağına emin olduğum tek insan sensin babam. Ne olursa olsun beni asla yalnız bırakmayacağına öyle eminim ki Sen benim bir tanemsin, seni çok seviyorum.
Ana ve babalarımız tesadüfle, arkadaşlarımız seçimle kazanılır.
Baba candır, baba canandır. Baba her zaman sevilecek en güzel sevdadır.
Üzerine sabır tohumu ekip sevgiyle suladığın gülünün bilmeni istediği bir şey var. Seni çok ama çok seviyorum. Babalar günün kutlu olsun.
Bana bir bayram verin; içinde babam olsun.
Babanıza iyi bakın. Çünkü o acı tahmin ettiğinizden daha büyük
Sen dünyanın en iyi babasısın. Seni çok seviyorum canım babam.
Önceden bilmezdim bi kelimenin bu kadar dile ağır gelebiliceğini, ta ki babamı yitirene kadar.
Şuan seni çok ama çok özledim babacığım. Yavrum deyip boynuma sarılmanı, senin yanında yürümeyi, sana bakıp gülümseyerek sana sarılmayı çok özledim Babam.
İnsan babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olunca duyar.
Sen hiç gitmedin ki baba, gözlerimden kalbime taşındın. Önceden bir yerdeyken şimdi baktığım her yerdesin.
Dünyada en huzur bulduğum yer senin yanın babam, ben senin yanında ömrümü geçirmeye razıyım başka hiçbir şey istemem.
Bir baba yüz öğretmene bedeldir.
Babana riayet edersen, sende oğlundan hürmet ve riayet bekleyebilirsiniz. (Hz. Ali)
Seni çok özlüyorum babam, ne olur bu gece rüyama gel saçlarımı okşa, babam sana sevgine öyle muhtacım ki seni çook özledim babacığım.
Senin gibi bir babam olduğu için çok mutluyum ve seni her düşündüğümde daha da mutlu oluyorum. İyi ki varsın canım babam.
Senin gibi bir babaya sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu her zaman bileceğim. Seni seviyorum canım babacım.
Baba çınar ağıcı gibidir. Meyvesi olmasa bile onun gölgesi yeter.
Küçükken en çok babamızın verdiği nasihatlere kızardık, şimdi ise o nasihatler sayesinde hayatın karşısında dimdik duruyoruz.
Bazı süper kahramanların pelerini yoktur. Onlara baba denir!
Kızlar, babalarının yaptığı ve söylediği şeyleri asla unutmazlar. Kızlar aslında en çok babalarına kırılır, en çok babalarıyla mutlu olurlar.
Baba omzu diye bir yer var. İliklerine kadar huzuru hissettiğin
Artık yürümeyi öğrendim. Fakat hala düşmekten korkuyorum. Ellerimi bırakma baba!
Seni seviyorum iyi ki varsın, Babalar günün kutlu olsun. Senin gibi bir babaya sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu her zaman bileceğim. Seni seviyorum canım babacığım.
Bir baba evladına soğuk ve mesafeli gibi görünebilir ama bir babanın yüreği sıcacıktır, evladına uzak görünüp en yakın olandır. Babam seni çok seviyorum.
Sevgili babacığım gurbet uzak olsa da sevgin o kadar yakın ki bilmelisin ellerinden öperim sevgiler.
Canım babam! Varlığın hep yüreğimi ısıttı, bana mutluluk ve güven verdi. Seni seviyorum babam.
Babamı özlemek mi? Gölgesini görsem sarılırım.
Bir baba yüz evlada bakar da, yüz evlat bir babaya bakamaz.
Dünyanın en yakışıklı babasına, seni çok seviyoruz.
Prenses olmak için prense ihtiyacım yok. Ben zaten kralın kızıyım.
Sen bizim sarsılmaz dayanağımız, sen bizim merhamet yürekli canım babamızsın.
Başımızın tacı babalarımızın yaşam boyu mutlulukları temennisi ile babalar gününüz kutlu olsun.
Canım babacığım makamın nur, mekanın cennet olsun. Amin.
Sabırlısın, sıcaksın, şefkatlisin, koruyucumsun, bağışlayansın. Biricik babamsın. Seni çok seviyorum.
Bir babanın kızına sadece sesiyle bile verdiği huzur ömre bedel.
Baba çınar gibidir Meyvesi olmasa da gölgesi yeter
Varsın gelmesin senden bana para, araba, olsun baba böyle yaşamakta yeter bana, sen dert etme helal kazanç kazanmayı öğrettin ya o yeter bana.
Evlatlarını sevmeyen babalar olabilir; ama torununu çıldırasıya sevmeyen dede olamaz.
Babanın mirasını mı istiyorsun? Bilgisini öğren. Onun parasını hemen harcayabilirsin.
İnsan, babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olduğu zaman duyar.
Sendin benim ilk kahramanım ve hayatımı neşelendiren en uzun ve en güçlü adam. Seninle birlikte neler öğrendim neler… Dizlerim her kanadığında pansuman yapan, her ateşim çıktığında sabaha kadar başımda bekleyen muhteşem adam.
Babana riayet edersen, sende oğlundan Baba Sözleri hürmet ve riayet bekleyebilirsin.
Sadece hayat veren değil, hayat verip hak eden, baba adını taşıyabilir.
Her yolunu gözleyeceğin bir baban varsa, eve geldiğinde yavrum deyip seni kucaklarsa, canın sıkıldığı zaman alıp sana destek olursa. Allaha binlerce kez şükretmelisin.
Dünyadaki en büyük varlığım. Canım babam. Bu özel günde seni ne kadar sevdiğimi söylemek istedim. Babalar günün kutlu olsun canım babam
Biliyor musun baba üzüldüğüm zaman senin gülüşlerin seafoodplus.info aklıma geliyor ve üzüntüm hemen geçiveriyor. Gülüşün beni mutlu etmeye yetiyor, seni çok özledim canım babam.
Senin evladın olduğum için Allahıma sonsuz şükürler olsun. Babacım
Derdimi, hüznümü, neşemi, mutluluğumu paylaştığım en iyi arkadaşım Babalar Günün kutlu olsun!
Kalbi sevgi dolu, sevecen, cömert, kibar, kucağı sıcak, anlayışlı, şefkatli. Bu vasıfların tümünü taşıyan tek erkek. Canım babam seni çok seviyorum.
Seni çok özledim canım babacığım, saçlarımı okşayışını, benimle bir arkadaş gibi şakalaşmanı, yavrum diyen güzel sesini özledim.
Telefonun rehberinde BABAM diye biri kayıtlı değilse, hayatın ne kadar anlamsız ve eksik olduğunu anlarsın.
Neden bilmiyorum ama bugün seni çok özledim Babam.
Sen güçlü bir çınar gibisin. Arkamı ne zaman sana yaslasam sanırım ki dünyayı bile fethedebilirim. Çünkü bana hep güç verirsin.
Kollarından daha huzurlu, daha güvenli, yüreğinden daha sıcak ülke yokmuş babacım.
Baba, dünyanın en iyi çocuğuna sahip olmak nasıl bir duygu?
Babalar soğuk görünür ama sıcaklığı öldükten sonra bile hissedilir.
Dünyaya yeniden gelsem, yine senin evladın olmak isterim baba
Yüreğimin sıcak güneşi, gözlerimin derin okyanusu, sonsuzluğun gerçek adı; babam.
ETİKETLER:Baba İle İlgili Güzel Sözler, Baba İle İlgili Güzel Sözler Facebook, Baba İle İlgili Güzel Sözler Tumblr, Baba İle İlgili Güzel Sözler Uzun, Baba İle İlgili Sözler Kısa, Baba İle İlgili Sözler Mevlana, Babaya Güzel Sözler Uzun Duygusal
Ana sayfa Evlat sevgisi sözleri Mevlana arama sonuçları
Evlatlarınıza güzel sözler söylemek, onlara evlat sözleri söylemek istiyorsanız doğru
Baba kız ilişkisinin güzelliğini anlatan en anlamlı, duygusal ve güzel sözleri merak eden
Bazı insanlar nazara çok inanırlar. Nazarın her şeyi değiştireceğine inanırlar. Nazar ile
En güzel dini sözler; yüce Allahın büyüklüğünü hatırlatacak, kişinin gönlünü
WPdurum'a abone olun
Paylaşımlardan ilk siz haberdar olmak istiyorsanız abone olun!
tıklayınız.
Baba ile Oğul, Mesneviden Hikayeler
Çocuğun biri, babasının tabutu önünde ağıtlar yakıyordu.
Babacığım, seni nereye götürüyorlar? Seni toprağa gömecekler.
Seni öyle dar, öyle gam ve kederle dolu bir eve götürüyorlar ki, altına ne halı serilir ne de hasır.
Orada geceleri ne bir ışığın var ne de gündüzleri bir dilim ekmeğin. Ne yemek kokusu duyarsın, ne de yemek verirler.
Evinin kapısı olmadığı gibi, çatısına çıkacak bir yolun da yok. Etrafında dertleşebileceğin bir komşun olmayacak.
Güneş görmeyen bir karanlık yerde, ne olur halin babacığım?
O sırada cenazede bulunan bir başka çocuk, babasının elinden çekiştirerek,
Baba, bu ölüyü bizim eve mi götürecekler? diye sordu. Babası kızarak,
Aptal olma oğlum dedi. Çocuk,
Baba bu çocuğun saydığı özelliklerin hepsi bizim evde var. Anlattığı gibi, ne hasır var ne ışık var ne de doğru dürüst kapısı, avlusu, çatısı var. Yiyecek, içecek bir şeyimiz de yok dedi.
Hikmeti:
Allahın nurunun güneşiyle aydınlanmayan gönüller de mezar gibidir. Marifet ve hakikate kapalıdır. Böyle bir gönülden, mezar daha iyidir.
Gel, nursuz kalmış beden kuyusunun gönül mezarından çık kurtul. Gökyüzünün güneşi ol. Vaktin Yusufu olduğunu bil.
Mesneviden Hikayeler, Mesnevî Cilt 2
Hz. Mevlâna Celâleddin-i Rûmi (k.s)
ANNE ve BABA ÜZERİNE
Benim adın can,
Bir canım var, o cansenin olsun
O can sana feda olsun
Benim yaanacak uzun yllarm varsa onun hepsi senin olsun
Canndaki szlar ve aclar benim olsun
Sen güzel bir annesin..
Canmdan çok sevdiim bir annemsin
Mevlana'nn diliyle sesleniyorum sana güzel annem:
"Sen yandıkça, ben yanayım!
Sen dondukça, ben de donayım!"
Mevlana
***
Anne ve baba Hakları ödenmez ve ödenemez..
Ben de bir babayım.. Ama "ana", "anne" bir başkadır
Anne, baba ile mukayese edilmeyecek bir evlat sevgisine sahiptir O evlat o annenin karnında oluşmuştur, orada vücut bulmuştur ve orada gelişimini tamamlamıştır.. Babanın o süreçteki rolü anne ile kıyaslanamaz.. Sonraki süreçlerde de annenin sevgisi, şevkati, merhameti ve fedekarlığı baba ile mukayese edilemez..
***
Ve saygıdeğer babamı bu vesileyle rahmetle anmak isterim Nur ışıltıları ve pırıltıları içinde uyusun
Ölmeden önce bir kitabımı babama şu sözlerle ithaf etmiştim:
Bu eseri dürüstlüğü, adaleti ve hakkaniyeti genlerinde taşıdığına inandığım, biz çocuklarına belki de en büyük miras olarak bu değerleri bırakan, okuyup bugünlere gelmemde bana ilk fırsatları ve imkanları sunan, BABAMA armağan ediyorum.
Can Aktan /Bornova/ 2 Kasım
***
Mevlana'nın Şems'e Yakarışta bulunduğu gibi Anne'nize ve Baba'nıza sevginizi ifade edin, saygınızı esirgemeyin Onları üzmeyin 'Of' demeyin!.. Surat asmayın Bağırmayın!.. Kötü söz ve davranışta bulunmayın!
Seni ne huzuru arayanlara, ne huzuru bulanlara, ne de huzurdan kaçanlara sordum. Güneşin sıcaklığını en iyi kim anlatabilir? Sıcaktan düşüp bayılan mı? Hayır, onun aşkı zayıftır. Güneşe yolculuk yapan mı? O da değil, gitse gitse nereye kadar gidebilir ki? Gölgeye sığınanlara ise güneşi hiç sormamalı…
Aşk mabedim… Efendim… Söyler misin? Nedir bu çektiğim acıların manası? Bu ayrılığın esrarengizliği yüreğime saldığın alevlerin lavlaşması içinse yeterince erimedim mi ateş toplarında? Öyle yandım ki;
Sen yandıkça, ben yanayım!
Sen dondukça, ben de donayım!
Yine kehkeşânlara kaçarak mı özleteceksin kendini… özlemlerim, boşluğa atılan kuru karanfiller gibi sere serpe dağılıyor harayellerin, acının koynunda… İçime güneş doğmaz oldu artık sen gittin gideli… Göklere seninle buruç edecektim hâlbuki… Saçlarıma aklar düşmeye başlamış, sırf bu aşkın ceremesinden… serencame gökkubbeye niyaz edecek ve merhamet isteyecek kapılar dahi yüzüme kapanıyor. Sendedir bu boz bulanık sellere kapılan ömrümün mihrap ve minberi… Salâlar benim için okunuyor artık… Gözyaşım seccademde buğulanıyor her seher vakti, ama ne sesin geliyor artık uzaklardan, ne de nefesin…
Ezanlar okunur günbegün ve içli içli… Ama alnımı, alnına değdirmedikçe huzura ermeyecek bir çağıldama örseliyor şakaklarımı… alnımda sanki Dağıstanlı atlılar… Ve ellerim titriyor zaman zaman… Bu divaneliğin ağır tütsüsünü… Ve omuzlarım çökeliyor seni düşündükçe… Unutma, şah eserin olan ben, gün geçtikçe artık viraneye dönüyorum… Ama sen hâlâ bana dönmüyorsun!.. Muradım; Rabbü’l Âlemin; bu sevdanın kadrini ve kıymetini kimseye muhtaç etmesin…
Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz… Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana… Keşke yanımda olsaydın… Kelimelerim şelâleleşiyor ne zaman sana dair bir şeyler yazmaya kalksam… Yanan alnım, müşfik avuçlarına ne kadar da muhtaç bilemezsin… Beni ne kadar ateşe versen de, hiçbir hatıramız küllenemez, bunu bilesin… Zümrüd-ü Anka gibi kendi külümden doğar ve katar katar Turnalar gibi yine kanat vurarak yine revan olurum yollarına…
Gözlerimde bir mahmurluk, sensiz uykularımda arda kalan… Sinemde yumru yumru yutkunamadığım bir sıkıntı… Nefeslerim yetmez oluyor artık şu garip canıma… Ve ben gözlerimi tavana mıhlamış, bir tek seni düşünüyorum… Alnımda boncuk boncuk soğuk terler… Kulağım işitmez oldu artık, sesinden gayri her ne var ise şu âlemde… Göz kapaklarım tutulmuş, hayalin perdelenmesin diye… Artık gözyaşlarımda hasretlik tuzu bile kalmadı acılarımı ılık ılık dindirecek…
Kanım donuyor… Bir de üşümedir işliyor ruhuma apansız… Sıcağın yok ki yanımda… Ve ardından sabah oluyor, yine bin bir eza ve cefa ile kahroluyorum işte! O ayrılıktan kahroluyorum… Biliyorsun, hünkârım sensin… Sevgilim ve mabedim… (sensin). Muradım; yedi göğün mevlâsı; bizi, bu kahırdan azat edesin…
Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Şu dar göğsümün kazasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle ne olur! Her hecenin tınısında duymak istiyorum. Rüzgarlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen kocaman bir dağ olayım. Çöller savrulsun, dağlar aradan çekilsin, yokuşlar ve inişler bitsin ki yürüğün yollara toz olayım. Çöldeyim, susuzum. Kuyularda Yusuf’um. Sözlerin bana Züleyhâ. Ateşlerde İbrahim’im. Gözlerin ban derya. Sancılar içinde Meryem’im. Bakışın ban İsa. Yaralar içinde Eyyub’um. Hasretin bana şifa. Ölüler içinde bir ölüyüm. Ellerin bana musalla.
Ey kalbimizde olan nur! Gel didinmelerimin ve arzumun sonu gel. Hayatımızın senin elinde olduğunu biliyorsun. Hayatı, kullarını sıkıntı yapma gel. Ey aşk! Ey maşuk! Engelleri aş ve inadı bırak da gel. Ey Hüdhüdlerin sahibi olan Süleyman! Lütfedip de bizi aramak üzere gel.
Ruhlar senin kaybolmandan ötürü inleyip feryat etmedeler; miadını doldur da gel. Ayıplarını ört, iyilikleri saç. Cömert olanların âdeti de böyledir gel. Farsça ‘gel’ nasıl derler? ‘Biya’mı? Ya gel veya bizim davetimize hak ver de gel. Geleceğin zaman muradımız ne de açılır. Gelmeyeceğin zaman da muradımız ne kesat olur; gel. Ey Arabın Kürşadı! Ey İran’ın Kubad’ı! Kalbimi hatıranla fethedersin gel. İçim sana gel deyicidir. Ey varlığından olacak olan varlık, gel.
Gittin ya. Kalsan ne güzel olurdu, gitmişin neye yarar? Sen gittin ama bak senle ilgili olan bir şey bende. Sessizlik bende. Gittin. Heyhat! Pervane’ye döndü narin yüreğim sensizliğinde.
Her yalnız aşık değildir; ama her yanmış aşkın kuyusunda yalnızdır. Ateşinden değil ateşsizliğinden yanmışım diyorum. Ey aşkın sesi, nefesi gel bir an evvel. Dinsin artık kıyametin gürültüsü…
Mevlana Celaleddin Rumi
Şems'e Yakarış: Gel ( 1. Mektup)
***
Ey dünyann zarifi! Selam senin üzerine olsun. Benim hastalm ve salm senin elindedir. Kulun derdinin derman nedir, söyle. Bu, eer alrsam senin dudaklarndan aldm öpücüktür. Eer vücudumla senin hizmetine ulamazsam ruhum ve kalbim senin yanndadr. Madem ki sözsüz hitap olumuyor, o halde dünya niçin “buyur”la doldu?
Ah ah! Gönlüm çilem, akm, kederim, acm, gönlüm! Sustukça ho geçimlim, dile geldikçe parlayan alevim. Kopup saçlan gerdanlnda soylu nedimelerini savrulan incileri yere inen hüzünlerim. Aramadan bulduum yola koyulmu göçüm. Bir türlü kavuamadm, kavumaya doyamadm. Dnda olamadm, içinden çkamadm. Gecelerin hâkimi, gözyalarmn pnar efendim. Tozunu ykamaya eriemediim, pasn silemediim. Karanlm, Güne’im. Gönlüm, aziz dostum! Nerelerdesin, ya dön artk yurduna, ya da iki satr yaz bize… Kim gücendirdi senin o nazende yüreini, hangi kem söz, hangi sinsi nazar seni benden kopard ey ems. Varm youm sensin. Sen de yoksan ben bir hiçim bilmez misin? Kavline mestân olan Mevlâna’ya ayrl hediye etme. Etme ems.
Duydum ki bizi brakmaya azmediyorsun, etme!
Baka bir yar, baka bir dosta meylediyorsun, etme!
Sen yadeller dünyasnda ne aryorsun yabanc
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun, etme!
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doru
Çalnm bakalarna nazar ediyorsun, etme!
Ey ay, felek harab olmu, alt üst olmu senin için
Bizi öyle harab, öyle alt üst ediyorsun, etme!
Ey makam var ve yokun üzerinde olan kii
Sen varlk sahasn öyle terk ediyorsun, etme!
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Ayn da evini ykmay kastediyorsun, etme!
Bizim dudamz kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle ya dolu ediyorsun, etme!
Aklarla baa çkacak gücün yoksa eer
Aka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme!
Ey cennetin, cehennemin elinde olduu kii
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme!
ekerliinin içinde zehir, zarar vermez bize
O zehiri o ekerle sen bir ediyorsun, etme!
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mavediyorsun, etme!
Harama bulaan gözüm güzelliinin hrsz
Ey hrszla da deen, hrszlk ediyorsun, etme!
syan et ey arkadam, söz söyleyecek an deil
Akn baygnlyla ne mek ediyorsun, etme!
Senden önce kitaplarda aryordum derinlii. Kitaplardan utanyorum. Sen bütün kitaplardan daha derinsin, sana yazdm mektuplardan utanyorum, kendi kendini oku.
Karanlklardaym ve cinnetin sesi yüzümü kamçlyor: bir bayku kahkahas, bir kobra sl… karanlklardaym… Zindanm aydnlatan tek k cvltlarnzd. Yldzm benim ve uzaklardasnz.
Ey ems, sen kalbî bir gözya kadar temiz ve bir çocuk bak kadar aydnlk bir insansn. Çöldeki çakallar su içmi. Kaynaa ne?
Seninle öyle doluyum ki, kafatasm çatlayacakt. Damarlarmda akan kan, sendin. Göüs boluumdaki kalp senin kalbindi. Damarlarm çatlayacak, gösüm yarlacakt. Seni teneffüs ediyordum. Hicran kanatlar beni gökten yere indirdi. Oysa seninle kanat çrpyorduk.
Sensiz her geceyi hummal yaadm. Belki humma daha güzeldi. Ne beklisi? Ama uzviyet ne kadar dayanabilir ki bu gerginlie? Aka teekkür borçluyum. Ben o hummann içinde erimek istiyorum. O alevin içinde yanmak, kül olmak biricik muradm. Kül olmak, k olmak, efsane olmak.
Ben senim, sen de bensin. Ayn kokular, ayn heyecanlar, ayn aclar yayoruz. Cennete Araf’tan girilir. Mecdelli Meryem, sa’nn yaral ayaklarn gözyalaryla ykad ve saçlaryla kurulad. Gelsen de yllarn yorgunluuna düçar, yollarn dikenlerine bizar ayaklarn ykayan olsam ey Sertaçm…
Ey ems’im! Senin hasretin yannda Selahaddin Zerubumun gözyalar, içimdeki atei bir nebze dahi söndüremiyor. lla sen. Ancak sen. Ah bir gelsen…
Meccanen bir deli gibi yollara düsem, yalvarsam, alasam, çatlasam göklerin sidresine namzet. Sanemler devirsem ahikalardan, srf senin için uçurumlar yutsam, fasl fasl anlatsam yürek sancm ve alasam. Çatlarcasna alasam. Gururum halvethane olmu desem, hece yok desem. Yollarnda üryan olan gözlerimde çiseler umut umut dökülüyor desem. Yine de gelmez misin ems’im!
Bu sergüzetin neresindeyim, bilemiyorum. Kah kalkyor, kah düüyorum. Ölü iirlerle yatyor ve üüyorum. Bilmiyorum acep var mdr bu kör uykunun dibi.
Ey ems, hangi söz gücendirdi nazende gönlünü. Hangi kem göz incitti gece karas baklarn da anszn çekip gittin bilinmez diyarlara. Sen gittin ya bilmez misin bu dostun deli divane dolamakta. Gel ey ems. Sina’da baylan Musa akna, Kudüs’te kan alayan sa hatrna, Medine’de “ümmetim ümmetim” diye feryat eden Muhammed Muhtar nuru çin gel ems. Konya artk ak kokmuyor ems.
“Senin Mevlâna’n”
Mevlana Celaleddin Rumi
ems'e Yakar: Gel ( 2. Mektup)