mevlana celaleddin rumi etme şiiri / Etme şiiri kime ait? - Facebook.gen.tr

Mevlana Celaleddin Rumi Etme Şiiri

mevlana celaleddin rumi etme şiiri

Etme Şiiri – Mevlana Celaleddin Rumi.Nov 16, 2020

İçindekiler

Etme siiri kimin?

"Etme" şiiri "Mevlana Celaleddin" – YouTube.

Demedim mi şiiri kime yazıldı?

Mevlana bu şiiri Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan 'ın Mevlana'nın karşı çıkmasına rağmen Aksaray'a gidip burada öldürülmesi üzerine yazmıştır. Şiir söz dinlemeyerek yapılan hataya bir sitem etmek için yazılmıştır. İşte Demedim mi şiirinin sözleri.

Etme şiiri Mevlananın mı?

Etme şiiri Mevlana Celaleddin Rumi tarafından kaleme alınmış ve son dönemlerde en çok takip edilen, ezberlenen şiirler arasında yer almaktadır. işte Etme şiiriMevlana Celaleddin Rumi Etme şiiri. Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

Mevlananın Etme şiiri hangi kitapta?

Külliyat-ı Şems-i Tebrizi Güldestesi.

Mevlana nasıl oldu?

Tasavvuf öğretisini çeşitli öyküler aracılığıyla anlatıyor, olayları yorumlarken tasavvuf ilkelerini açıklıyordu. Mesnevî bittiği zaman artık epeyce yaşlanmış olan Mevlânâ yorgun düşmüş, ayrıca sağlığı da bozulmuştu. 17 Aralık 1273'te de öldü.

Ne olursan ol yine de gel?

"Gel, gel, ne olursan ol yine gel. İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel."

Demedim mi şarkı sözleri kime ait?

pir sultanın sözleri savni sami özer, yolcular, o bu şu hatta cem karaca seslendirmiştir….

Ansızın kimin şiiri?

Ansızın şiiri – Özdemir Asaf.

Nûr-nâme-i Muhammed Adlı Miraç-nâme

Klasik Türk edebiyatı bünyesinde kaleme alınan manzumeler, türlerine göre incelendiği zaman Hz. Peygamber’i methetmek için yazılan eserlerin çok fazla olduğu görülecektir. Naatlar başta olmak üzere mevlid, hicretü’n-Nebî, esmâ-i Nebî, gazavât-ı Nebî, mucizât-ı Nebî, ahlâku’n-Nebî, hilye, şefâat-nâme, kırk hadis, vefâtü’n-Nebî, Muhammediyye gibi pek çok türün Hz. Muhammed’i anlatmaya çalıştığı ve bunların sayısının da çokluğu fark edilecektir. Müslüman Türk halkının ve divan şairlerinin Hz. Peygamber’e olan sevgisini ve ona verdikleri değeri gösteren bu durum, edebiyatımızın geneline yayılmış ve bu sevgiyi ortaya koymak üzere yazılmış pek çok eserin çıkmasına vesile olmuştur. Onun hayatı sadece edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağı olmuştur. Hz. Peygamber’in hayatında pek çok olağanüstü hadise/mucize cereyan etmiştir. Bunlardan biri olan miraç, hem Türk edebiyatında hem de diğer Müslüman milletlerin edebiyatlarında sıkça işlenen konulardan biri olmuştur. Miracı anlatan eserler miraç-nâme veya miraciye adıyla daha çok İran ve Türk edebiyatlarında kaleme alınmıştır. Bu konuda en çok eser edebiyat alanında verilmiş olmakla birlikte minyatür, mûsikî, hat ve kitap sanatlarında ele alınan konulardan biri olmuştur. Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri hâline gelen miraç, başlangıçta siyerlerin bir bölümü olarak ele alınmıştır, daha sonra müstakil bir tür olmuştur. 12. yüzyıldan beri gerek manzum gerekse mensur miraç-nâmeler yazılmıştır. Türk edebiyatında 16. yüzyıldan itibaren divanlarda da yer almaya başlayan miraciyeler, sonraki yüzyıllarda neredeyse her divanda kendine yer bulmuştur. Divan şairleri içinde miraciye yazma geleneği 19. yüzyılda da devam etmiştir. Çalışmaya konu olan 19. yüzyıl divan şairlerinden Zuhrî de eserinde miracı anlatan müelliflerden biridir. Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda Zuhrî’nin hayatı hakkında bilgi bulunamamıştır. Bu sebeple Zuhrî’ye ait bilgiler -geniş bilgi elde etmek mümkün olmasa da- Nûr-nâme-i Muhammed adlı eserinden çıkarılmıştır. Müellif, eserinde mahlasını iki yerde kullanmıştır. Eserin son beytinde Nûr-nâme-i Muhammed’in 1253/1837 yılında tamamlandığı belirtilmiştir. Mesnevide yer alan üç beyitte Gazi Sultan Mahmud Han zikredilmiştir. Eserin telif tarihinden hareketle bu padişahın Sultan II. Mahmud olduğu anlaşılmaktadır. Zuhrî, mesnevisinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve onun meşhur eseri Mesnevî’yi zikrettiği için ve dahi okuyucuya birkaç yerde “ey dede” diye hitap ettiği için Zuhrî’nin Mevlevi olduğuna kanaat getirilmiştir. Mesnevi nazım şekliyle ve miraciye nazım türüyle kaleme alınan 860 beyitlik Nûr-nâme-i Muhammed, Zuhrî’nin bilinen tek eseridir. Zuhrî, bu eserini üç bölüm olarak tasarlamıştır. Birinci bölümün önemli bir kısmını nûr-ı Muhammedî fikrine ayıran Zuhrî, asıl bölümde Hz. Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Mescid-i Aksa’dan da Allah’ın katına yükselişini anlatmaktadır. Eserini fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla kaleme alan Zuhrî’nin, bu eserinde pek çok redif bulunmakta olup farklı türlerden kafiyeler kullanılmıştır. Biyografik kaynaklarda şairin hayatına ve Nûr-nâme-i Muhammed’e dair herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Mesnevide, dil özellikleri bakımından Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait -ısar/-iser, -uban/-üben, -gıl/-gil gibi ekler çok defa kullanılmış olsa da eser, 19. yüzyılın ortalarında telif edilmiştir. Bu çalışmada Zuhrî’nin Nûr-nâme-i Muhammed adlı eseri şekil, muhteva ve dil özellikleri bakımından incelenecektir. Bu inceleme, İslami Türk edebiyatına zerre miktarı da olsa katkı sağlayacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Klasik Türk Edebiyatı, Zuhrî, Nûr-nâme, Miraciye, Mesnevi

When the poems written within the scope of Classical Turkish Literature are examined according to their genres, it will be seen that there are many works written to praise Prophet Muhammad (PbuH). It will be noticed that many genres, such as naats, mevlids, hijrat al-nabi, esma al-nabi, ghazwat al-nabi, mu'jizat al-nabi, ahlaq al-nabi, hilya, shafaat-nama, forty hadiths, vefat al-nabi, and Muhammadiyye, try to depict Prophet Muhammad's life, and their numbers are also remarkable. This situation that shows the love and value of Muslim Turkish people and divan poets for Prophet Muhammad has spread throughout our literature and has led to the emergence of many works written to reveal this love. His life has been an inspiration not only to literature but also to other fine arts. Many extraordinary events/miracles occurred in Prophet Muhammad's life. One of these, miraj, has been a frequently addressed topic both in Turkish literature and in the literatures of other Muslim nations. Works that tell the story of Miraj have been written mostly in Persian and Turkish literatures, called Mirajname or Miraciye. Although the most works have been produced in the literature field, it has been one of the subjects addressed in miniature, music, calligraphy, and book arts. Miraj, which has become one of the most addressed topics in Turkish literature, was initially considered as a part of siyar (the Prophet's biography), and then became an independent genre. Mirajnames, both in verse and prose, have been written since the 12th century. Miraj poems, which began to appear in divans in Turkish literature in the 16th century, later found a place in almost every divan in the following centuries. The tradition of writing Miraciye among the divan poets continued in the 19th century as well. Zuhrī, one of the 19th-century divan poets studied in this work, is also one of the authors who tell the story of Miraj. Information about Zuhrī's life could not be found in biographical sources. Therefore, although it is not possible to obtain comprehensive information, the information about Zuhrī was taken from his work named Nūr-nāme-i Muhammed. The author used his pen name in two places in the work. It is stated in the last couplet of the work that Nūr-nāme-i Muhammed was completed in 1253/1837. Gazi Sultan Mahmud Han is mentioned in three couplets in the mesnevi. Based on the date of the work, it is understood that this sultan was Sultan II. Mahmud. It is believed that Zuhrī was a Mevlevi because he mentions Mevlana Jalaluddin Rumi and his famous work Mesnevi in his mesnevi, and he addresses the reader as "oh dede" (oh grandpa) in a few places. The Nūr-nāme-i Muhammed is an 860-verse work written by Zuhrī in the form of Mesnevi and in the style of Miraciye. It is the only known work of Zuhrī. The author has divided the work into three sections. In the first section, Zuhrī devotes an important part to the idea of the "nūr-ı Muhammedī" (the light of Muhammad). In the main section, he narrates the story of Prophet Muhammad's journey from the Masjid al-Haram to Masjid al-Aqsa and then to Allah's presence. The work is written in the "fāilātün fāilātün fāilün" form with many redif and various types of kafiyes. No biographical information about the poet or the Nūr-nāme-i Muhammed can be found in the sources. Although the work often uses suffixes such as "-ısar/-iser," "-uban/-üben," and "-gıl/-gil," which are characteristic of Old Anatolian Turkish, it was actually composed in the mid-19th century. This paper examines Zuhrī's Nūr-nāme-i Muhammed in terms of its form, content, and language features. Such an analysis will contribute even if in a small way to Islamic Turkish literature.

Keywords:

Classical Turkish Literature, Zuhri, Nur-Name, Mirajiyya, Masnavi,

Tam Metin

___

  • Açık, Turan - Kaçar, Mücahit. Cafer Iyânî Bey Nûr-Nâme Varlığın İncisi. İstanbul: Büyüyenay Yayınları, 2018.
  • Açık, Turan - Kaçar, Mücahit. “Sultan I. Ahmed’e Sunulan Nur-i Muhammedî Konulu Bir Eser: Nûr-Nâme“. Journal of Turkish Studies 8, (Kış 2013), 1741-1780.
  • Akar, Metin. Türk Edebiyatında Manzum Mi’racnameler. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1987.
  • Ayan, Hüseyin. “Abdülbâkî Ârif Efendi’nin Mi’râciyyesi”. Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi (1986), 1-11.
  • Batur, Halil. “Türk edebiyatında Regâibiyye Geleneği ve Şâkir’in Nazm-ı Regâib’i“. Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi [Journal Of Old Turkish Literature Researches] 5 / 1 (Nisan 2022), 107-143.
  • Bilgin, Orhan. “Aşkî Mustafa Efendi ve Mi’râc-nâmesi”. Prof. Dr. Nihad M.Çetin’e Armağan. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, 1999.
  • Bilkan, Ali Fuat. “Nâbî’nin Mi’râc-nâme’si”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 1/1 (Aralık 2008), 1-8.
  • Çalka, Mehmet Sait. “Yazıcıoğlu Mehmed’in Muhammediyesine Yazılmış Bir Nazire: Yûsuf Bin Sultan Şah’ın Muhammediyesi”. Hikmet - Akademik Edebiyat Dergisi 8 (Nisan 2018), 65-83.
  • Çelebioğlu, Âmil. Muhammediye I-II. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1996.
  • Çelebioğlu, Âmil. “Türk Edebiyatında Manzum Dinî Eserler”. Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1998.
  • Demirci, Mehmet. “Nûr-ı Muhammedî“. Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi (1983), 239-257.
  • Demirci, Mehmet. “Hakîkat-i Muhammediyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 15/179-180. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1997.
  • Demirkazık, H. İbrahim. “Mecîdî’nin Miraciye’si”. Turkish Studies 10/8 (2015), 849-886.
  • Devellioğlu, Ferit. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları, 20. Baskı, 2003.
  • Dikmen, Melek. “Nûr-i Muhammedî Anlayışının Metin ve Minyatür Üzerinden Takibi: Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi H. 1221 No’lu Siyer-i Nebî Örneği”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 9/47 (Aralık 2016), 1060-1065.
  • Dikmen, Melek. “Son Müstakil Miraciyelerden Biri: Mehmed Bahâeddin ve Miraciye’si”. Ekev Akademi Dergisi 67 (2016), 237-260.
  • Doktor Hüseyin Remzî. Lügat-i Remzî. haz. Ali Birinci. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, 2018.
  • Esir, Hasan Ali. “Anadolu Sahası Mesnevilerinde Miraç Mevzuu”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Prof. Dr. Hüseyin Ayan Özel Sayısı 39 (2009), 683-708.
  • Eraydın, Selçuk. “Hakîkat-ı Muhammediyye ve İlgili Beyitler”. Diyanet Dergisi 25/4 (1989), 131-143.
  • Erşahin, Seyfettin. “Osmanlı Toplumunun Hz. Muhammed Hakkındaki Bilgi Kaynakları Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi”. İslamî Araştırmalar Dergisi 18/3 (2005), 335-358.
  • Erşahin, Seyfettin. “Bayramilerin Hz. Muhammed (as) Anlayışı: Yazıcıoğlu Mehmed’in Muhammediye Örneği”, Hacı Bayram-ı Velî V. Ankara: İlâhiyât Yayınları, 2020.
  • Gülüm, Emrah. “Türk Edebiyatı’nda Mi’râcnâmeler Üzerine Hazırlanmış Çalışmalar Hakkında Bibliyografya Denemesi”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 35/7 (2014), 105-111.
  • Kartal, Ahmet. Doğu’nun Uzun Hikâyesi Türk Edebiyatında Mesnevi. İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yayınları, 2014.
  • Kavaklıyazı, Ahmet. Kastamonulu Yûsuf’un Muhammediye’si (İnceleme-Metin). Konya: Palet Yayınları, 2019.
  • Kaya, Hasan. “Ömer Hâfız-ı Yenişehr-i Fenârî’nin Mi’râciyesi”. Turkish Studies 9/6 (2014), 677-718.
  • Keleş, Reyhan. Divan Şiirinde Mi’râciyye Kasideleri -Tespit ve Tahlil-. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2018.
  • Levend, Agâh Sırrı. “Dinî Edebiyatımızın Başlıca Ürünleri”. TDAY Belleten (1972), 35-80.
  • Özdemir, Sema. Aksaraylı İsa’nın Miraciyesi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1996.
  • Öztoprak, Nihat. “Türk Edebiyatında Manzum Siyerler”. Uluslararası Mevlid Sempozyumu. 52-70. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2010.
  • Sır, Ayşe Nur. “Eski Türkiye Türkçesi Devresine Ait Mensur Bir Eser: Risâle-i Mi’râciyye”. Turkish Studies 8/1 (2013), 2257-2349.
  • Şener, Hasan. “Türk Edebiyatında Mi’râciyye Geleneği ve Harputlu Rahmî’nin Beyân-ı Mi’râc Başlıklı Manzumesi”. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 26/2 (2016), 77-91.
  • Tanyıldız, Ahmet. “Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki 1211 Numaralı Na’t ve Mi’râciyye Mecmûası”. Turkish Studies 8/1 (2013), 525-547.
  • Türkoğlu, Serkan. “Mehmed Fevzî Efendi ve Kudsiyyü’s-Sirâc fî Nazmi’l-Mi’râc Adlı Eseri”. Turkish Studies 8/13 (2013), 1617-1644.
  • Uzun, Mustafa İsmet. “Mi’raciyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 30/135-140. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2020.
  • Ünver, İsmail. “Mesnevî”. Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri) (1986), 430-563.
  • Yekbaş, Hakan. “Sarıhatipzâdelerden Numan Sâbit Efendi ve Bilinmeyen Mi’râciyesi”. Kültür Tarihimizde Sivaslı Bir Aile Sarıhatipzadeler. Ed. Alim Yıldız. Sivas: Buruciye Yayınları, 2011.
  • Yıldırım, İsmail. “Kerkükî Abdüssettâr Efendi ve Mi’râciyye’si”. Turkish Studies 9/6 (2014), 1163-1180.
  • Yıldız, Enes. Divanlarda Küçük Mesneviler. Adana: Çukurova Üniversitesi, Doktora Tezi, 2019.
  • Yörür, Ali. “Çerkeşîzâde Mehmed Tevfîk Efendi’nin Miraciye’si”. Hikmet - Akademik Edebiyat Dergisi 8 (Nisan 2018), 229-241.
  • Elektronik Kaynaklar hadislerleislam.diyanet.gov.tr hadisveritabani.info islamansiklopedisi.org.tr kuran.diyanet.gov.tr lexiqamus.com/tr lugatim.com luggat.com

___

ISNAD Uçar, Abdullah . "Nûr-nâme-i Muhammed Adlı Miraç-nâme". Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi / 30 (Haziran 2023): 300-328 .
kaynağı değiştir]

Mevlananın kendisi gazel bestelemiş ve bunlar Divan-ı Kebir (Divan-ı Şems Tebrizi') de toplanmıştır. Mevlana, bir kuyumcu olan Salahaddin Zerkub'da yeni bir arkadaş buldu. O'nun ölümünden sonra da katibi ve öğrencisi Hüsameddin Çelebi, Mevlana'nın yol arkadaşı rolünü üstlendi. Bir gün ikisi Konya'nın dışındaki Meram bağlarında dolaşırken Hüssam, Rumi'ye aklındaki bir fikri anlatır : "Senai'nin İlâhînâmesi veya Attar'ın Mantik-ut-Tayr'ı gibi bir kitap yazacak olsaydın, pek çok ozana yol arkadaşı olur, Kalplerini sizin eserinizle doldururlar ve ona eşlik edecek müzikler bestelerlerdi." Mevlana gülümsedi ve Mesnevi'sinin ilk on sekiz satırının yazılı olduğu bir kağıt çıkardı, şöyle başlar:

Neyi ve anlattığı hikayeyi dinleyin,

Ayrılık nasıl da şarkı söylüyor... [49]

Hüsameddin, Rumi'ye daha fazla yazmasını rica etti. Mevlana hayatının sonraki on iki yılını Mesnevi'nin altı cildini Hüsameddin'e dikte ederek geçirdi.

Rumi Aralık 1273'te hastalandı; kendi ölümünü öngördü ve şu ünlü gazeli besteledi:

İçimde nasıl bir kral yoldaşım olduğunu nereden biliyorsun?

Altın yüzüme bakma, çünkü demir bacaklarım var [50]

Mevlana 17 Aralık 1273'te Konya'da öldü. Ölümüne Konyalılar tarafından yas tutuldu, cenazesi taşınırken yerel Hristiyanlar ve Yahudiler, veda etmek için bir araya gelen kalabalığa katıldı.[51] Mevlânâ'nın naaşı, babasının cenazesinin yanına defnedilmiş ve defnedildiği yerin üzerine muhteşem bir türbe olan Yeşil Türbe (Mevlâna Müzesi) dikilmiştir. Onun kitabesi şöyledir:

Öldüğümüzde mezarımızı toprakta aramayın. Onu erkeklerin kalbinde bulun.[52]

Selçuklu kraliçesi Gücü Hatun, Rumi'nin yakın arkadaşıydı. Konya'dakitürbesinin yapımına sponsor oldu.[53] 13. yüzyıldan kalma Mevlâna Türbesi, camisi, dans salonu, okulları ve dervişlerin yaşam alanları ile bu güne kadar bir hac yeri olmaya devam ediyor ve muhtemelen her büyük dinin mensupları tarafından düzenli olarak ziyaret edilen en popüler hac yeridir.[51]

Öğretileri[değiştir kaynağı değiştir]

Mevlana Rumi Dergisi[114] her yıl Exeter Üniversitesi Fars ve İran Çalışmaları Merkezi tarafından Lefkoşa'daki Rumi Enstitüsü ve Cambridge'deki Arketip Kitapları[115] ile işbirliği içinde yayınlanmaktadır.[115] İlk cilt 2010 yılında yayınlandı ve o zamandan beri her yıl çıkıyor. Derginin baş editörü Leonard Lewisohn'a göre: "Bir dizi önemli İslam şairi, önem ve çıktı açısından Dante, Shakespeare ve Milton gibi şairlerle kolayca rekabet etseler de, Batı'da hâlâ yalnızca marjinal bir edebi üne sahiptirler, çünkü Arap ve Fars düşünürler, yazarlar ve şairler, Batı Kanonunun büyük anlatısının yanı sıra önemsiz, anlamsız, bayağı yan gösteriler olarak kabul edilir. Mevlana Dergisi'nin amacı, Batı edebiyat tasavvurunun yaptığı küçük bir hatadan çok daha ciddi bir şey olan dünya edebiyatına yönelik bu dikkatsiz yaklaşımı düzeltmektir."[116]

Tercüme tartışması[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir