Genital bölge mantarı olarak bilinen Candida mantarı kadınların korkulu rüyasıdır. Ancak sadece genital bölge için tehdit oluşturmaz. Sindirim sistemi problemlerinden kronik yorgunluğa, kas ağrılarından egzamaya kadar birçok rahatsızlığın da tetikleyicisidir
Normal bir bağırsak florasında gr ağırlığında yani katrilyon faydalı bakteri bulunur. Bu faydalı bakteriler düzenleri bozulmadığı sürece sistemde canlı kalmaya ve sağlık için işe yaramaya devam ederler. Ancak yanlış beslenme ve benzer hatalar sebebiyle düzenleri bozulduğunda, gereğinden fazla çoğalarak bağırsak ve vajinal floranın bozulmasına da sebep olurlar.
Kısırlığa yol açabiliyor
Candida mantarı da bir maya bakterisi türüdür ve her canlıda bulunur. Genelde lenf sistemi içerisinde görev alan bu mantar türü dış etkenler sebebiyle gereğinden fazla çoğaldığında tehlikeli olmaya başlar. Kan yoluyla vücudumuzun çeşitli bölgelerine zehirli atıklar bırakır. Bu zehirli atıklar da vücudumuzdaki doku ve organlarda hasara yol açar. Bu mantara göz, kulak, mide, mesane, ciğerler ve genital bölgede rastlanır. Genellikle genital bölge mantarı olarak bilinir. Ancak sindirim sistemi üzerinde de etkilidir. Candida mantarı hakkında yılında yapılan bir araştırmada, bu mantarın genital bölgede çoğalmasının kalıcı hale gelebildiği ve bu durumun da kısırlığa yol açabildiği ortaya konmuştur.
Birçok nedeni var
Aşırı antibiyotik kullanımı, vücut temizliğinin yetersiz yapılması ve ortak giysi kullanımı (özellikle iç çamaşırı) gibi fiziki nedenlerin dışında bir de beslenme alışkanlıklarıyla ilgili nedenlerle Candida mantarı çoğalabilir. Mantarların büyük kısmı gibi Candida mantarı da şekerli besinleri sever. Karbonhidratlar, hidrojenize edilmiş yağlar, işlenmiş gıdalar, hazır gıdalarda bulunan koruyucular, böcek ve tarım ilaçlarıyla temas ve ağır metaller bu mantarın kontrolsüz çoğalmasının nedenleri arasında sayılmaktadırlar.
Bu belirtilere dikkat!
Candida mantarı kontrolsüz çoğalmaya başladığında can sıkıcı belirtiler gösterir. Kemik, kas, organ ağrıları, kokulara karşı alerjik reaksiyon, el ve ayaklarda üşüme (vücut ısısında düşüş), darbe alma halinde cildin çabuk morarması, ilgili bölgede formal değişiklikler, egzama, sindirim problemleri, ilgili bölgede iltihaplanma (bu en sık görülen belirtiler arasında yer alır), kronik yorgunluk, ilgili bölgede doku bozulması, kaşıntı, kızarıklık, koku kadınlarda genital akıntı ve kas ağrısı Candida mantarının çoğalmasının belirtileri arasındadır. Elbette bütün bu belirtilerin şiddeti de son derece önemlidir. Şikayetleriniz arttığında mutlaka uzman bir doktora başvurmalı ve tavsiye edilen tedaviye harfiyen uymalısınız. İnternette Candida mantarıyla ilgili arama yaptığınızda evde uygulanan bazı testlerin tavsiye edildiğini görebilirsiniz.
Tedavide ilk adım sağlıklı beslenme
Başlıca nedenleri arasında beslenme alışkanlıklarının sayılması sebebiyle Candida mantarının tedavisinde yapılması gereken ilk şey doğru bir beslenme programını uygulamaktır. Bu mantardan kurtulmak için yapılması gerekenler:
1- Şekerli gıdalardan uzak durun
Candida mantarını besleyen gıda maddeleri arasında ilk sırada şeker gelir. Eğer bu mantar türüyle mücadele ediyorsanız şekerin her türlüsünü hayatınızdan çıkarmanız gerekir.
2- Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Bağışıklık sisteminin kuvvetli olması, birçok hastalıkla mücadelede en önemli ihtiyaçtır. Bunun için taze ve doğal gıda maddeleriyle beslenmek gerekir. Güvenilir et ve balık yemek de bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye yardımcı olur. Bilimsel araştırmalar faydalı yağları tüketmenin Candida mantarıyla mücadelede en az proteinler kadar önemli olduğunu da göstermiştir.
3- Sindirim sisteminizdeki faydalı bakterileri çoğaltın
Düzenli olarak probiyotik tüketmek Candida mantarıyla mücadelede son derece önemli bir adımdır. Sindirim sisteminizde bulunan ve varlıklarından fayda sağladığınız bakteriler vardır. Zararlı kolonilerden kurtulmak yararlı olanların varlık göstermesi için uygun zemini oluşturur.
4- Vitamin ve mineral desteği alın
Candida mantarıyla mücadele edenlerin bağışıklık sistemlerini stabil tutabilmeleri çok önemlidir. Bunun için de vitamin ve mineral desteğine ihtiyaçları vardır. B vitamini kompleksi, C vitamini, D vitamini, E vitamini, kalsiyum ve magnezyum alınabilir.
5- Bu yiyecekleri tüketin
Birçok hastalığın şifası sayılabilecek sarımsak ve elma sirkesi, bu mantarın tedavisinde de ilk sırada yer alıyor. Sarımsağın bu hastalığı tedavi etmesindeki en önemli sebep, bağışıklığı kuvvetlendiriyor olmasında gizli. Elma sirkesi, Candida mantarının en nefret ettiği gıda maddeleri arasında yer alır. Yemeklerden önce bir kaşık elma sirkesini bir bardak suya karıştırın ve tüketin. Böylece hem bu mantarın kontrolsüz çoğalmasını önleyecek hem de bağırsak floranızı tedavi edeceksiniz.
Bu testi yarın sabah mutlaka yapın
Bağırsaklarınızda Candida mantarının arttığını basit bir testle anlayabilirsiniz. Bir bardak içme suyuna sabah aç karnına tükürün ve 15 dakika bekleyin. Eğer tükürük suyun üstünde kalıyorsa sağlıklı bağırsak florasına sahipsiniz demektir. Ancak tükürüğünüz dibe çöküyorsa, saçak gibi aşağıya iniyorsa, kar yağmış gibi oluyorsa veya suya rakı konmuş gibi bulanıyorsa Candida mantarı bağırsak floranızı bozmuş demektir.
Kandida Mantarı aşırı çoğalması aşağıdaki sağlık sorunlarının belirtilerinden bazılarıdır
Eğer öyleyse, bunlar Kandida olabileceğinizin bazı belirtileridir. Bu makalede diğer Kandida belirtileri ile birlikte Kandida’ya neyin sebep olduğunu ve Kandida’yı doğal yollarla tedavi etmek için yapılması gereken diyeti öğreneceksiniz.
KANDİDA NEDİR?
Kandida Albikans ağızda, bağırsak yolunda ve vajinada görülen en yaygın mantar enfeksiyondur. Aynı zamanda deriyi ve mukoza zarını da etkileyebilir. Eğer bağışıklık sisteminiz düzgün şekilde çalışıyorsa, bu tarz mantar enfeksiyonu çok nadiren zararlıdır.
Kandida, vücutta bulunması gereken uygun seviyelerdeyken sindirime ve besin emilimine yardımcı olan bir çeşit mantardır (fungus). Vücutta aşırı ürediğinde tipik kandida belirtileri ortaya çıseafoodplus.infoim sisteminde, kontrol edilmeden aşırı üremesine izin verilirse, bağırsak astarının duvarlarını parçalayıp kan dolaşımına nüfuz eder. Bu durum, yan ürün toksinleri ve diğer zaralı toksinleri serbest bırakıp, sızdıran bağırsak sendromuna (Leaky gut sendrome) neden olabilir.
Vücudunuzun doğal pH dengesi bozulduğu zaman, kandida kontrol dışı olarak büyüyüp vücudunuzla ilgili bir problem yaratabilir. İyi huylu bakteri ve düzgün çalışan bir bağışıklık sistemi bu inatçı enfeksiyonla mücadele ederken esastır.
Kandida Aşırı Büyüme Sendromu (COS) , kandida vücudunuzda kontrol dışı büyüdüğünde
kullanılan bir terimdir. Hata yapmayın: bu kronik bir sağlık durumudur. Daha önce hiç ciddi
mantar enfeksiyonu kapmamış olan bireyler çeşitli yiyeceklere karşı yeni bir hassasiyet, alerji
veya tahammülsüzlük geliştirdiklerini düşünebilirler. Bu yiyecekler genelde yumurta, mısır ve
gluten içerir.
KANDİDA ENFEKSİYONUNA NELER NEDEN OLUR?
Yüksek miktarda şeker diyeti, arıtılmış karbonhidratlar ve alkolün mayanın büyümesine
yardımcı olduğu Kandida’nın oluşmasında birçok sebep vardır. Buna ek olarak, aşağıda olası
diğer altı sebebi açıkladım.
1- Geniş Spektrumlu Antibiyotikler
Bazen antibiyotikler, vücudunuzdaki karşı koyan bakterileri öldürmek için inatçı
enfeksiyonlarla mücadele eder. Antibiyotikler ve antibiyotiklerin gereğinden fazla
kullanılmasındaki problem ( sık sık antibiyotik direnç yaratır) sadece kötü bakterileri
öldürmesi değil aynı zamanda iyilerini de öldürmesidir.
İyi bakteriler vücudumuzdaki sindirimi ve kandida’yı kontrol altında tutmaktan sorumludur.
Uzun bir süreçten sonra (ya da birden fazla süreç ve kısa bir dönemde), antibiyotikler
vücudunuzu tam anlamıyla kandida için bir üreme alanına dönüştürebilir.
2- Doğum Kontrol Hapları
Antibiyotiklerin aksine, doğum kontrol hapları mantar enfeksiyonuna ve kandida’nın aşırı
büyüme sendromuna direkt olarak yol açmaz. Bununla birlikte, bir kadın yüksek miktarda
rafine şeker ve antibiyotik tüketirse, doğum kontrol hapları vücudunu kandida
enfeksiyonuna yol açacak şekilde olumsuz yönde etkiler.
Bazı kadınlar, doğum kontrol haplarının mantar enfeksiyonunu harekete geçirdiğini düşünür.
Ve bir süre sonra ilk enfeksiyon geçtiğinde bir kere tekrar doğum kontrol hapı almaya
başlarlar ve kandida iyice köklenmeye başlar.
3- Oral Kortikosteroidler
Astımlarını kortikosteroid solunumla tedavi eden bireylerin ağızlarında kandida ilerlemesi
yüksek riskte görülür. Ve bu da vücut sistemiyle ilgili kandidada aşırı büyümeye yol açar.(2)
Astım için kortikosteriod solunum aleti kullanan insanların her kullanımdan sonra ağızdan
dışarı atmak için gerekenleri takip etmesi zorunludur. Eğer ağız içinde pamukçuklar
görülürse, hindistan cevizi yağı ile gargara yapılarak ve iki tane karanfil yağı şekeri yenilerek
tedavi edilebilir.
4- Kanser Tedavileri
Merck Araştırma Labarotuvarları’nın Klinik Araştırma Departmanı’na göre, kandidiyaz
kanser hastalarında invazif hale gelip ciddi bir zorluğu önleyebilir.(3) Bu
araştırmada,kanser için tedavi edilmiş olan hastaların üçte biri ‘’invazif’’ kandidiyaz
geçirdi. Kemoterapi ve radyasyon kanserli hücreleri ve tümörleri öldürmek için çalışabilir;
bununla birlikte kandida ile doğal olarak savaşan sağlıklı bakterileri öldürürler.
5- Şeker Hastalığı
Tip 1 ve tip 2 diyabette,ağızdaki şeker düzeyi ve diğer mukoza zarları genetik olarak
diğer diyabetsiz bireyden yüksektir. Kandida bir maya çeşidi olduğundan ve şeker de bu
mayayı beslediğinden beri, diyabetli olanların kandida aşırı büyüme sendromunda daha
yüksek riski oldukları anlaşılabilirdir.
6- Zayıflamış Bağışıklık Sistemi
Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin kandida geliştirme olasılığı daha yüseafoodplus.info kitle,
bebekleri, küçük çocukları, yaşlıları, HIV/AIDS teşhisi konulanları ve diğer iltihaplı ve
otoimmün şartları içerir.
9 KANDİDA BELİRTİSİ
Kandida aşırı büyüme bir doktor için teşhis edilmesi zor seafoodplus.info tip sistem maya
enfeksiyonu değişik insanlarda değişik şekillerde sunulur.Eğer kandida veya kandida aşırı
büyümeye sahip olmanız hakkında endişeliyseniz bunun hakkındaki 9 belirti aşağıdadır.
1- Kronik Yorgunluk
Kaç saat uyumuş olursanız olun eğer basitçe atlatamadığınız yorgunluğunuz veya
tükenmişliğiniz varsa kronik yorgunluk sendromuna yakalanmış olabilirsiniz. Hastalık
minimum 6 aya kadar süren yorgunluğa göre nitelendirilir ve yanında baş ağrısı,
eklem ağrısı, hafızada ve konsantrasyonda güçlük, ve boğaz ağrısı içeren diğer
belirtileri de getirir.
Sıklıkla kandida belirtilerinden biri de kronik seafoodplus.info yorgunluk kandida
enfeksiyonunun tek nedeni olmasa da, birçok doktor bunu artırdığına inanır.
2- Duygu Düzensizlikleri
Kandidaya teşhis koymanın zor olmasının bir nedeni de, kandida belirtilerinin
çoğunun duygu düzensizlikleri içeren diğer koşullara özgü olmasıdır. Aşırı kandida
büyümesi yaşayan bireyler ruh halinde ani değişimler, aşırı kaygı, asabiyet, depresyon
ve panik atak dahi deneyimleyebilirler.
3- Yineleyen Vajinal ve İdrar Yolu Enfeksiyonları
Birey idrar yolunda veya vajinada yineleyen enfeksiyonlar deneyimlerse, kandida bu
problemlerin özü olabilir. Kandinanın cinsel yolla bulaşabildiğinin ve partnerlerin
bunu ileri geri yayabildiğinin farkına varmak önemlidir. Kadınlar, dar iç çamaşırı veya
külotlu çorap giymekten ve aktif enfeksiyon esnasında sıcak su ile duş almaktan
kaçınarak bu riski en aza indirebilirler.
4- Ağız Pamukçuğu
Ağız pamukçuğu aslında kandidanın aynı belirtisi olup vajinayı içeren diğer mukoza
zarlarına etki eden bir maya enfeksiyonudur. Çoğu sıklıkla prednizon veya yukarıda
bahsedilen diğer kortikosteroidlerin kullanım şeklinden dolayı ortaya çıkar. Tedavisiz
bırakılırsa vücutta sindirim borusu,akciğer,karaciğer ve kalp kapakçığı içeren
bölgelere doğru yayılabilir.
Ağız kandidası bulaşıcıdır; yenidoğanlar doğum esnasında, çocuklar oyuncaklarını
diğer çocuklarla paylaşırken, yetişkinler tükürük yoluyla buna sahip olabilirler.
5- Sinüzit Enfeksiyonları
Diğer kandida belirtilerinin birçoğu kadar, sinüzit enfeksiyonları da bugünlerde
yaygındır ve bunun gerçek nedenini bulmak zor seafoodplus.infoa sinüziti etkiler ve
inatçı öksürük, geniz akıntısı, kan toplanmasında artış, mevsimsel alerjiler ve nezleyi
andıran genel belirtilere yol açabilir. Eğer sinüzitinizde bu devamlı problemleri
yaşıyorsanız kandida enfeksiyonu için kontrol zamanıdır.
6- Bağırsak Sıkıntıları
Devam eden bağırsak sıkıntısı, kandida enfeksiyonunuzun olduğunu gösteren bir
işarettir. Kalıcı gaz, geğirme, şişkinlik, kabızlık veya ishal ve mide krampları, sindirim
sisteminizde sağlıklı bakteri eksikliğinden kaynaklanabilir. Mayalar bağırsaklardan
geçtiğinde, sağlıklı bakteriler zayıflatılır ve tek başına enfeksiyondan uzaklaşamazlar.
Birçok kişi, bir kandida enfeksiyonunu etkili bir şekilde tedavi ederken, kronik bağırsak
sıkıntılarının çarpıcı bir şekilde azalmasını yaşar.
7-Bilinç Bulanıklığı
Duygu değişimleri ve kronik yorgunluk ile birlikte bilinç bulanıklığı kandidanın
gözden kaçmış bir belirtisidir. Yine de kandidanın aşırı büyümesi odaklanma kaybına,
fiziksel durumun yetersizliğine, görevlere konsantre olmakta zorluk çekmeye ve ve
zayıf hafızaya sebebiyet verebilir.
8-Deri ve Tırnakta Mantar Enfeksiyonları
Sporcuların ayakları ve başparmakta mantar kandidanın aynı türden gelen en yaygın
mantar enfeksiyonlarıdıseafoodplus.info eden enfeksiyonlar sistemik kandidaya sahip
olduğunuza dair bir işaret olabilir.
9-Hormonal Dengesizlik
Hormonal dengesizlik diğer sağlık sorunları ile birlikte sunulan kandidanın
işaretlerinden biridir. Bununla birlikte, bu enfeksiyonun erken menopoza, PMS
(premenstrual sendrom) ‘a, düşük cinsel dürtüye, migrene, endometriyozise, ödeme,
duygu değişimlerine ve kilo kaybetmede başarısızlığa sebep olduğunun farkında
olunmalıdır.
Kandida aşırı büyümenin ortasındayken, vücudunuz iltihaplı bir hale gelir. Mayanın
büyümesine ve sindirim borusundan da öteye yayılmasına sebep olur. Kandidanın yan
ürünlerinden biri aslında östrojeni taklit edip, ciddi hormonal dengesizliğe öncülük
edebilir.
TEDAVİ 1: KANDİDA TEMİZLİĞİ
Kandida temizliği vücuttaki kandida fazlalığını sindirim borusu yoluyla temizlemeye
yardım eder ve sağlıklı kandida savaşçılarının tanımı kefir ve mayalandırılmış sebzelerde
bulundu.
Temizlik için iki seçeneğiniz vardır: sadece sıvıyla temizlik veya gıda ile beraber daha nazik
bir temizlik. Birinci seçenekten başlayıp daha sonra ikinci seçeneğe geçerek bağırsaklarınızı
yeniden açıp daha titiz bir temizleme yolunu tercih edebilirsiniz. Bütün bu süreç kandida
diyetine başlamanız için zemin oluşturacaktır.
BİRİNCİ AŞAMA: Sadece Sıvı İle Kandida Temizliği (Süre Gün)
Organik soğanlar,sarımsak,kereviz,lahana,deniz tuzu ve saf su ile et suyuna sebze çorbası
yaparak başlayın. Kaynatın ve süzüseafoodplus.infoeri ayırın ve çorbayı soğutun.Gün boyunca ılık
çorbayı yudumlayın; vücudunuzdaki toksinleri dışarıya atmaya yardımcı olmak için çok fazla
su içmeniz seafoodplus.info uzun vadeli bir temizlik olmadığından,birkaç haftada bir tekrar
etmeniz seafoodplus.infoı zamanda bu temizlik aşağıdaki gıda temizliği için hızlı bir başlangıç
olabilir.
İKİNCİ AŞAMA Buharlanmış Sebzeler (Süre Gün):
Tahıl, şeker, meyve, nişasta ve alkolü diyetinizden 3 günden 5 güne kadar eleyerek,
kandida aşırı büyüme ile yaptığınız mücadelede büyük bir gelişme elde edebilirsiniz.
Çoğunlukla taze ve buharlanmış organik sebzeleri yiyin. Bu temizlik aşaması için
havuç, turp, pancar, tatlı patates ve beyaz patates gibi şeker seviyesinin artmasını sağlayan
nişastalı sebzelerden uzak durun. Vücudunuzdan kandidayı ve diğer yan ürünleri boşaltmak
için günde en az 2 litre olmak üzere bol su tüketin.
Bu süreç esnasında günde bir kereden fazla olmamak şartı ile yapraklı yeşillik (marul
gibi) veya acı yeşilliklerden (pazı gibi) oluşan üzeri hindistan cevizi yağı ve elma sirkesi (veya
limon suyu) ile kaplı salatalar tüketebilirsiniz.
Yukarıdaki kandida temizliklerinden herhangi biri esnasında,toksinlerin etrafını
sarmaya yardımcı olmak ve onları yeterli derecede yok etmek adına bentonit kili
kullanabilirsiniz.
TEDAVİ 2: KANDİDA DİYETİ
Bu diyet sadece kandidayı korkutmak için değil aynı zamanda ondan kurtulmanıza
yardımcı olan bir diyettir. Eğer kandida temizliğine zaten başladıysanız bu sizin için iyi bir
sonraki adımdır.
1. Diyetin ilk adımı bağışıklık sisteminizi şekeri, alkolü ve arıtılmış
karbonhidratları elemektir. Bu maddeler vücudunuzdaki
kandidanın gelişip büyümesine yardımcı olur.
2. İkinci adım ise bu yiyeceklerin yerini, havuç, tatlı patates, ıspanak, karalâhana,
kuşkonmaz gibi organik sebzelerle doldurmaktır.
Çok eski bir zamandan kalma Çin’e özgü bir ilaca göre, sıcak karbonhidratlı
sebzeler, vücuttaki kandidanın temizlenmesine yardımcı olur. Ben bu sebzeleri
‘’temizlik’’ aşamasında tavsiye etmezken, düzenli kandida diyeti, tatlı patates, yer
elması, bezelye, maş fasulyesi, mercimek, meksika fasulyesi, adzuki fasulyesi,
havuç, pancar turşusu, mısır, balkabağı, su kabağı, sakızkabağı, kabak, sarı kabak
ve şalgamın dalağın gelişmesine yardım ettiğini söylüyor. Bunlar içinizdeki şeker
ihtiyacını da aynı zamanda karşılayarak karbonhidratın ana kaynakları olarak sizi
memnun edebilir.
Peki tahıllar? Kinoa, arpa, tef, süpürge darısı, horozibiği çiçeği ve mısır nişastası gibi tahıllar
da sadece günde bir kez (daha fazla değil!) kurutarak kandidası olan çoğu
insana yardımcı olur.
Aynı hikâye her gün günde bir kereden fazla tüketilmemesi gereken soğuk yiyecekler için de
geçerli. Bu nedenle, salata hazırladığınız aynı gün içinde içinizi temizlemesi gereken içecekten
içmenize gerek kalmıyor. Bağırsağınızdaki kandida, diğer sıcak besleyici gıdalardan daha çok
sizi iyileştirecektir.
Hangi yiyecek olursa olsun, yine de, kandidanız olduğunda her zaman bir şey yedikten
tükettikten sonra nasıl hissettiğinizi kontrol etmeniz önemlidir. Karın ağrısı çeken biri
nişastalı herhangi bir yiyecek tükettiğinde nişastalı sebzelerden kaçınmalı. Örneğin, mısır,
bezelye, yabani havuç, patates, balkabağı, kabak, yer elması gibi. Bunların yerine nişasta
içermeyen sebzeler yemeliler (genellikle bitkinin çiçekli kısmından). Örneğin, marul,
kuşkonmaz, brokoli, karnabahar, salatalık, ıspanak, mantar, soğan, biber, domates gibi.
Aynı zamanda, alınan şeker miktarını da akçaağaç pekmezi ve balın içindeki kadar doğal
oranda tutmalılar.
3. Ek olarak günlük üretilmiş, tercihen keçi sütü ve sağlıklı probiyotikli yiyecekler
de vücudunuzdaki kandidayı etkili bir şekilde öldürür. Kimchi ve lahana
turşusu da şekersiz yaban mersini suyu kadar yardımcı olur. Bunlar asidik bir
ortam yaratsa da kandindanın büyümesini zorlaştırır.
Mikroflora içeren mayalı sebzeler, bağırsakları korumada yardımcı olur.
Düzenli tüketim, bağışıklık sisteminin gelişmesine yardımcı olur, vücut
kandidaya yakalanmaya karşı daha kapalı olur. Her güne yarım bardak lahana
turşusu, kimchi, ya da fermente edilmiş sebzelerle başlamak, vücudunuzun
tekrardan sağlıklı haline geri dönmesi ve yeni yeme alışkanlığı dengesini
kurmaya yardımcı olur.
Kandida diyeti, faydalı bakterileri korumaya, iştahı düzenlemeye ve rafine
edilmiş karbonhidrat ve şeker yeme isteğinizi en aza indirgeyemeye yardımcı
olur.
TEDAVİ 3: İLAVELER, GEREKLİ YAĞLAR VE HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
Araştırmalara göre, kandida albikanları, kandidanın gerilerek sistematik bir şekilde aşırı
büyümesine yol açıyor. Ayrıca Fluconazole ve Itrakonazole isimli ilaçlar daha çok reçeteyle
verilen ve kandidaya iyi gelen ilaçlardır.
1. Hindistan cevizi yağı antimikrobik özelliği ile kandidayla etkili bir şekilde savaşır. Lorik
asit ve kaprilik asidin birleşmesiyle bulunan hindistan cevizi yağı, ağızdan ve yerel
uygulamayla zararlı kandidayı öldürür.
2. Deve dikeni de ciğerlerinizi reçeteli ilaçlardan daha fazla (steroidler, doğum kontrol,
antibiyotikler ve diğerleri gibi) çevresel kirlilik, ağır metaller ve kemoterapi ve
radyasyondan geriye kalanları korumaya yardımcı olur.
Yukarıda bahsedildiği gibi, bazı reçeteli ilaçlar ve kanser tedavileri kandidanın aşırı
büyümesine yol açar. Deve dikeni ile birlikte yapılan kandida diyeti, vücudunuzun yeniden
iyileşmesine ve kandidanın büyümesine son verir.
3. C vitamini, böbreküstü bezlerinin kuvvetini arttırır ve bağışıklık sisteminizi
iyileştirmeye yardımcı olur. Ben her gün günde iki defa 1, miligramlık C vitamini
alınmasını tavsiye ederim.
4. Karanfil yağı, keklik yağı ve mürrüsafi yağı vücuttaki kandidayı, çeşitli parazit ve
mantarı öldürmeye yardımcı olur. Ayrıca lavanta yağı, kandidanın büyümesini
engeller ve enfeksiyonunun yayılmasını önler.
Örneğin, ikişer damla karanfil yağı ve keklik yağı ya da lavanta yağını temizlik esnasında
hindistan cevizi yağı ile karıştırarak kandidanın öldürülmesine yardımcı olabilirsiniz.
Çünkü bu gerekli yağlar güçlüdür, bunlar yalnızca 10 gün veya daha az süreyle
alınmalıdır.
Ayrıca, ağızdaki pamukçuklar için, üç damla karanfil yağı ve bir çorba kaşığı Hindistan
cevizi yağını ağzınıda 20 dakika boyunca çalkalayın.
KANDİDA’NIN SİZİ TERK ETTİĞİNE DAİR BELİRTİLER
Vücudunuzda bulunan kandidanın hızla öldürülmesi, vücudunuza 70den fazla farklı toksin
bırakan bir metabolik reaksiyon yaratır. Kandidanın temizlendiğini ve kandida diyetinin işe
yaradığını gösteren belirtiler şunlardır:
Bozulmuş beyin fonksiyonları
Baş ağrısı
Yorgunluk
Baş dönmesi
Şişkinlik, gaz, kabızlık ve mide bulantısı dahil bağırsaklardaki sıkıntı
Terleme ve ateş
Sinüs enfeksiyonu
Deride dökülmeler (yüz ile sınırlı değil)
Tipik grip benzeri semptomlar
Eğer bu semptomları yaşamaya başladıysanız, sevinin! Bu semptomlar genellikle yedi
günden 10 güne kadar düzelir. Kandida vücudunuzu terk ediyor ve sadece birkaç hafta
içinde, enerji ve odaklanma artışı ile karşılaştığınız diğer semptomların hafifletildiğini
farkedeceksiniz. Belirtileriniz kaybolduktan ve temizliği ve diyeti tamamladıktan sonra,
yüksek protein ve yüksek lifli sebzelerde bir diyet yapmaya devam etmeniz ve tahıl, meyve,
şeker ve beyaz patates gibi yüksek nişastalı sebzeleri sınırlandırmanız gerekir. Fermente
sebzeleri ve kefirleri vücudunuzun dengede kalmasına yardımcı olmak için kullanmaya
devam edin ve kandidayı tuzağa düşürün.
Bağırsak mantarı Candida mantarı olarak bilinmektedir. Candida mantarı, yediğimiz besinlerin parçalanması ve emilimi için oldukça önemli bir yere sahipken, bu mantarın düzensiz bir şekilde artış göstermesi bağırsak florasının bozulmasına yol açar. Böylelikle yararlı mantarların olduğu bölgeler boşalarak zararlı mantarlar bu alanı doldurur. Peki bağırsak mantarı nedir?
Bağırsak Mantarı Nedir?
Bağırsak mantarı eşeyli üreme yöntemi ile çoğalan bir mantar türüdür ve tıp dilindeki adı Candida mantarıdır. Bağırsak mantarı gün içinde tükettiğimiz gıdaları sindirmemiz ve emiliminin sağlanması için önemlidir.
Bağırsak Mantarı Nasıl Anlaşılır?
Bağırsak mantarının anlaşılması için bazı testler yapılması gerekir. Bu testler şunlardır:
Bağırsak Mantarı Neden Olur?
Bağırsak mantarı vücudumuzda bulunan bir mantar türüdür ancak bazı durumlarda artış gösterir. İşte bağırsak mantarına neden olan durumlar:
Bağırsak Mantarına Ne İyi Gelir?
Bağırsak mantarına iyi gelen besinlerden biri sudur. Su tüketimi fazla mantarın idrar ve ışkı yolu ile atılmasında büyük rol oynar.
Bağırsak Mantarı Belirtileri
Bağırsak Mantarı Tedavisi
Bağırsak mantarının tedavisi sırasında sadece ilaç tedavisi yeterli bir yöntem olarak görülmez. Bu sürecin tekrar etmemesi için su tüketiminin fazla yapılması, spor ve düzenli beslenme de önemli bir yere sahiptir. Bağırsak mantarı tedavisi sırasında kişiler paketli ve işlenmiş ürünlerden uzak durulmalıdır. Gazlı içecekler, çikolatalı ve şekerli yiyecekler mümkünse tedavi sürecinde tamamen bırakılmalı, tedavi sonrasında da minimum düzeyde tüketilmelidir. Toksin atıcı besinler ve içecekler tüketilmelidir. Su tüketiminde de kişiler daha dikkat etmelidir.
Bağırsak Mantarı Bitkisel Tedavi Yolları
Bağırsak mantarı nasıl geçer? sorusu en çok sorulan sorular arasında yer alır. Bağırsak mantarı tedavisinde kişiler doğal yöntemleri kullanmak isteyebilir. Bu doğal yöntemlerden en basiti su tüketimini arttırmaktır. Su tüketimi ile bağırsaklarda birken fazla mantarlar atılabilir. Bunun yanı sıra elma sirkesi de bağırsak miktarlarının atılması için önemlidir. Bunun için 1 bardak su içerisine 1 yemek kaşığı elma sirkesi koyarak içilmesi bağırsak mantarına iyi gelir.
Candida mantarı, vajinal enfeksiyonlardan bağırsak problemlerine kadar birçok farklı sağlık sorununa sebep olabilen bir mantar türüdür. İnvaziv kandidiyaz, vücuttaki normal flora dengesi bozulduğunda aşırı üreme yapabilmektedir. Bu durum, yetersiz beslenme, stres, antibiyotik kullanımı veya bağışıklık sistemi zayıflaması gibi faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Candida mantarı tedavisi için ilk adım, doğru teşhisin konulmasıdır. Çünkü invaziv kandidiyaz diğer mantar türleriyle benzer belirtilere sebep olabilmektedir. Doğru teşhisin ardından tedavi planı oluşturulmalıdır.
Antifungal ilaçlar, Candida mantarının üremesini engelleyen ve tedavi eden etkili bir tedavi yöntemidir. Ancak, antifungal ilaçlar tek başına yeterli değildir. Tedavi sürecinde, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, stresten kaçınma, bağışıklık sistemini güçlendirme gibi destekleyici önlemler de alınmalıdır. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, invaziv kandidiyaz mantarının üremesini azaltmak için önemlidir. Şekerli ve işlenmiş gıdaların tüketimi azaltılmalı, doğal ve besleyici gıdalar tercih edilmelidir. Probiyotik içeren gıdaların tüketimi de Candida mantarının üremesini engellemeye yardımcı olabilmektedir.
Stres, bağışıklık sistemini zayıflatan en önemli faktörlerden biridir. Stresten kaçınmak için yoga, meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi teknikler kullanılabilmektedir. Bunun yanı sıra, düzenli uyku alışkanlıkları ve egzersiz yapmak da bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilmektedir. Candida mantarı tedavisi, uzun bir süreç gerektirebilmektedir. Ancak, doğru teşhis ve tedavi yöntemleri ile invaziv kandidiyaz mantarının üremesi önlenebilmektedir. Böylece sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmektedir. Bu nedenle, bu hastalığa dair belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalı ve tedavi planı oluşturulmalıdır.
İnvaziv kandidiyaz en yaygın türdür ve vücutta normalde varlığını göstermektedir. Ancak bazı faktörler nedeniyle çoğalabilmekte ve enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Candida mantarı, genital kandidiyaz (vajinal mantar) enfeksiyonlarına neden olabilen bir faktördür. Kadınların %75inde yaşamları boyunca en az bir kez vajinal mantar enfeksiyonu görülmektedir. Bu enfeksiyonlar, kaşıntı, yanma ve ağrıya neden olabilmekte ve cinsel ilişki sırasında da acı verebilmektedir.
Bunun yanı sıra, Candida, gastrointestinal sistemde de enfeksiyonlara neden olabilmekte. Bu enfeksiyonlar, karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi semptomlar görülmektedir. Bağışıklık sistemi zayıflamış olan kişilerde, Candida enfeksiyonları daha yaygın ve ciddi olabilmektedir. Candida enfeksiyonlarının diğer belirtileri arasında ağızda beyaz lekeler, dil üzerinde kalın bir tabaka, kaşıntı ve vajinal akıntı yer alabilmektedir. Ayrıca, Candida mantar enfeksiyonlarına neden olan faktörler arasında yüksek şekerli diyetler, stres, antibiyotik kullanımı, hormonal değişiklikler ve gebelik sayılabilmektedir.
Candida mantarı vücudumuzda doğal olarak bulunan bir mikroorganizmadır. Ancak, vücuttaki denge bozulduğunda bu mantar aşırı büyüyebilmekte ve enfeksiyonlar ile karşılaşmanıza sebep olmaktadır. Candida enfeksiyonunun belirtileri çeşitli olabilmekte ve genellikle diğer hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Yazımızın bu bölümünde, Candida belirtileri nelerdir ve en yaygın semptomlarını ele alacağız.
Candida enfeksiyonunun belirtileri, kişiden kişiye bilmekte ve diğer hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Ancak, bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
Candida mantarı, genellikle cilt, ağız, boğaz, sindirim sistemi ve üreme organlarında bulunan bir mantar türüdür. invaziv kandidiyaz enfeksiyonları, bazen hafif semptomlarla seyredebildiği gibi bazen de ciddi sağlık sorunları baş gösterebilmektedir. Kandidiyaz enfeksiyonlarının belirtileri arasında kaşıntı, kızarıklık, hassasiyet, yanma hissi, ağızda beyaz lekeler, bağırsak problemleri ve yorgunluk yer almaktadır. Ancak, Candida albicans mantarı her zaman enfeksiyonlara neden olmaz ve birçok insan bu mantarı taşıyabilmektedir.
İnvaziv kandidiyaz enfeksiyonları tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ancak, fonksiyonel tıp tedavisi gibi geleneksel tedavilerin yanı sıra, beslenme düzeni, yaşam tarzı değişiklikleri ve doğal destekleyici yöntemlerle de tedavi edilebilmektedir. Örneğin, profloritik ve probiyotik takviyeler, anti-fungal bitkisel ilaçlar ve stres yönetimi gibi alternatif yöntemler bu mantardan kaynaklanan enfeksiyonların tedavisinde yardımcı olabilmektedir.
Candida enfeksiyonlarına karşı korunmak için ise, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve bağışıklık sisteminin güçlü kalmasını sağlamak önemlidir. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve yeterli uyku gibi yaşam tarzı değişiklikleri, Candida albicans büyümesini engelleyebilmekte ve enfeksiyonlara karşı koruyabilmektedir.
Candida mantarının tedavisi, çeşitli yöntemlerle mümkündür. Antibiyotikler ve antifungal ilaçlar, enfeksiyonu tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır. Ancak, bu ilaçlar bazen yan etkilere neden olabilir ve mantarın tekrarlamasına neden olabilirler.
Doğal tedavi yöntemleri, invaziv kandidiyaz tedavisinde de oldukça etkilidir. Bitkisel tedaviler arasında, adaçayı, kekik, zencefil, sarımsak, nane, defne yaprağı ve rezene gibi bitkilerin antimikrobiyal özellikleri, Candida albicans mantarının büyümesini engelleyebilir. Ayrıca, probiyotikler de enfeksiyonlara karşı koruyucu bir etki gösterir. Probiyotikler, vücudumuzdaki doğal bakterilerin dengesini koruyarak, Kandidiyaz ile savaşabilmektedir. Beslenme düzenindeki değişiklikler de invaziv kandidiyaz tedavisinde önemli bir rol oynar. Şeker, işlenmiş gıdalar, alkol ve karbonhidratların tüketimi sınırlandırılmalı ve beslenme düzeni, sağlıklı yiyeceklerle zenginleştirilmelidir. Özellikle, sebzeler, probiyotikler ve antioksidanlar içeren gıdalar tüketmek, Kandidiyaz mantarının büyümesini engelleyebilir.
Stres yönetimi, egzersiz yapmak, uyku düzeni ve düzenli olarak vücut temizliği yapmak, invaziv kandidiyaz mantarının oluşumunu engellemek için önemlidir. Bu faktörler, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur ve vücudun enfeksiyonlara karşı daha dirençli olmasını sağlar. Candida albicans tedavisinde kullanılan bitkisel tedavi yöntemleri arasında probiyotikler, özellikle de Lactobacillus türleri, oldukça etkilidir. Probiyotikler, vücuttaki doğal bakteri dengesini koruyarak, Candida mantarının gelişimini kısıtlayabilmektedir. Ek olarak, bazı besin takviyeleri de Candida mantarı tedavisi için etkili bir yöntemdir. Örneğin, adaçayı, zencefil, sarımsak, kekik, defne yaprağı ve rezene gibi bitkilerin antimikrobiyal özellikleri, Candida albicans baskı altına alabilmektedir.
Beslenme düzenindeki değişiklikler, Kandidiyaz mantarının tedavisinde oldukça önemlidir. Şeker, işlenmiş gıdalar, alkol ve karbonhidratların tüketimi sınırlandırılmalı ve beslenme düzeni, sağlıklı yiyeceklerle zenginleştirilmelidir. Bu, vücudun Candida albicans enfeksiyonuna karşı daha dirençli olmasını sağlar.
Candida albicans, vajina, ağız veya cilt gibi vücudun farklı bölgelerinde enfeksiyonlara neden olabilen bir mantar türüdür. İnvaziv kandidiyaz tedavisi, enfeksiyonun şiddetine ve hastanın sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir. Tedavi sürecinde, antifungal ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, mantarların büyümesini ve yayılmasını engeller. Tedavinin süresi, enfeksiyonun yayılımı ve hastanın bağışıklık sisteminin gücüne bağlı olarak değişir. Bazı hafif enfeksiyonlar birkaç gün içinde tedavi edilebilirken, daha ciddi enfeksiyonlar haftalarca hatta aylarca sürebilmektedir.
Candida mantarı tedavisi, sadece ilaç kullanımıyla sınırlı kalmaz. Fonksiyonel tıp tedavisi, invaziv kandidiyaz enfeksiyonunun nedenleri üzerinde de odaklanır. Bu nedenler arasında stres, yanlış beslenme alışkanlıkları, antibiyotik kullanımı ve bağırsak florasındaki dengesizlikler yer alabilmektedir. Fonksiyonel tıp tedavisinde, doğru beslenme planları, probiyotik takviyeleri ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilmektedir. Bu tedavilerin enfeksiyonların tekrarlamasını önlemek için uzun vadeli bir yaklaşım olduğunu belirtmek gerekir.
Sonuç olarak, Candida mantarı tedavisi, enfeksiyonun şiddetine, yayılımına ve hastanın sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir. Tedavinin süresi birkaç gün ile aylar arasında değişebilmektedir. Fonksiyonel tıp tedavisi, ilaç kullanımının yanı sıra doğru beslenme alışkanlıkları, probiyotik takviyeleri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle de enfeksiyonun nedenleriyle mücadele etmektedir. Bu tedavilerin enfeksiyonların tekrarlanmasını önleme açısından uzun vadeli bir yaklaşım olduğunu belirtmek gerekir.