Hamileliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan bazı hamilelik belirtileri, adet gecikmesinden hemen sonra veya hafta sonra ortaya çıkabilir. Yüzde yüz hamilelik belirtileri olabileceği gibi bazen tuhaf hamilelik belirtileri de olabilir. Kadınların yaklaşık yüzde 60ında, 6 haftalık olduklarında erken hamilelik belirtileri ortaya çıkar. Yüzde 90ı ise 8 haftalık olduklarında belirtileri hissetmeye başlar. Adet döngüsünü takip etmiyorsanız veya adet dönemleriniz değişken ise, adet gecikmesi olup olmadığını bilemeyebilirsiniz. Ancak, hamileliğin erken dönem belirtilerinden bazılarını hissetmeye başlarsanız gebelik testi yaptırmanız uygun olacaktır.
Hamilelik her anne adayı için oldukça kutsal bir görevdir. Birçok anne adayı hamile kalmak ister ve bunun için ilk başta doktora gidip muayene olur. Hamilelik için birçok kontrol ve test noktası bulunur. Bu gibi durumlardan sonra bir problemi olmayan her kadın hamile kalabilir. Hamile kaldığınız zaman mutlaka dikkatli olmalı ve doktorunuzun söylediği her şeye uymak gerekir. 9 ay boyunca bir sorun yaşamamak için anne adaylarının bu konuda dikkatli olması oldukça önemlidir. Genellikle hamilelik belirtileri bazı anne adaylarında oldukça yoğun bir şekilde geçerken bazı anne adayları ise daha hafif atlatır. Bu gibi durumlar da doktor sizlere daha net bir bilgi verir. Bu nedenle hamilelik belirtileri oldukça normal olarak karşılanır. Hamilelik belirtisi yaşayan her anne adayı kendine dikkat ederek bu süreci daha az hasarlı bir şekilde atlatabilir. Genellikle bu gibi belirtiler sosyal yaşamı da olumsuz etkiler. Bu konuda mutlaka sağlıklı beslenmek önemlidir.
Gebelik öncesi sağlık kontrolünden geçilmesi hem gebelikte oluşabilecek risk faktörlerinin belirlenmesini hem de bazı sağlık sorunlarının gebe kalmadan önce tedavi edilmesini sağlar. Gebeliğin planlanması ve öncesinde bu kontrollerin yapılması anne adayının kendisi ve bebeği için daha sağlıklı ve iyi seçimler yapması, bilinçli bir şekilde anneliğe hazırlanması için gereklidir.
Gebelik planladığında yapılacak doktor kontrolünde hamilelikte oluşabilecek problemlerle ilgili riskler araştırılır. Daha önceki gebelikler ve bunların nasıl sonuçlandığı, geçirdiği hastalıklar, ameliyatlar, sürekli kullandığı ilaçlar, sigara-alkol alışkanlığının sorgulanması, ailesel hastalıklar, allerjiler, meslek hastalıkları, çevresel toksin maruziyeti (kurşun, civa, x-ışını maruziyeti vb.) pek çok şey araştırılarak gebelikte oluşabilecek sorunlar engellenmeye çalışılır. Gebelik öncesi her iki eşinde genetik danışmanlık alması özellikle bazı genetik geçişli hastalıkların bulunduğu ailelerde ve akraba evliliklerinde son derece önemlidir.
Doktor kontrolünde muayene ve bazı kan-idrar testleri yapılır. Tüm bu detaylı incelemelerin sonucunda sağlıklı bir gebelik ve bebek için yapılması gerekenler belirlenir. Yapılan test sonuçlarına göre herhangi bir problem tespit edilirse, bu problem gebelik öncesi olabildiğince düzeltilir.
Genel sağlık durumu, kilo kontrolü ve sağlıklı beslenme ile ilgili tavsiyelerde bulunulur. Kilosu normalden fazla olan kadınlara bir miktar kilo vermesi, kilosu düşük olan kadınlara ise kilo alması önerilir. Ayrıca sağlıklı gıdalardan oluşan iyi bir beslenmeyle ilgili önerilerde bulunulur. İyi beslenme bebeğin sağlıklı gelişimi ve büyümesi için gereklidir. Vejeteryan anne adaylarına da hayvansal gıda kaynaklarına alternatif bitkisel besinler önerilir ve takviye ilaçlar başlanır. Sigara-alkol vb kötü alışkanlıklardan ve bebeğe zararı olabilecek ilaçlardan kaçınılır.
Gebelik esnasında bulaştığında, bebeğin gelişimini bozan ve sakatlığa neden olabilecek bazı enfeksiyonlar vardır. Bunlar bazı kan testleri yapılarak araştırılır. Bu hastalıklara karşı bağışıklığı olmayan kadınlara gebelik öncesi aşı uygulanır. Geç ve güç gebe kalan hastalara gebeliği kolaylaştıracak ve yumurtlama zamanını belirleyecek önerilerde bulunulur. Tüm hastalara gebelik öncesi folik asit takviyesi yapılır. Folik asit nöral tüp defekti dediğimiz sinir sistemi ve omurgayla ilgili anormalliklerin engellenmesinde önemli rol oynar. Böylece bu problemlerin oluşma ihtimali azaltılmış olur.
Gebelik oluşması döllenmeyle başlar. Döllenme kadının olgun yumurtasıyla erkeğin sperminin birleşmesidir ve tüplerde gerçekleşir. Döllenmiş yumurtaya zigot denir. Zigot yaklaşık gün süren tüplerden rahim içine doğru bir yolculuk yapar. Bu zaman zarfında tüplerde bulunan bazı hücreler döllenmiş yumurtayı iterek bu harekete yardımcı olurlar, bazı salgı hücreleri özel maddeler salgılayarak beslenmesine destek olurlar. Bu zaman zarfında rahim gebelik için hazırlanır. Endometrium adını verdiğimiz iç tabaka hormonal etki ile kalınlaşır ve bebeğin tutunup yerleşebileceği uygun bir yer haline gelir. Zigot rahme ulaştığında rahim içinde biraz gezindikten sonra yerleşmek için en uygun bölgeyi bulur. Burası genelde rahmin üst arka kısmıdır ve buraya tutunur. Daha sonra da bir tohum gibi rahim duvarına gömülür. Bu tutunma ve rahim içine yerleşerek gömülme olayına “implantasyon” denir. Zigot rahime tutunduktan bir süre sonra salgıladığı bazı hormonlar anne kanına geçer ve kanda ölçülmeye başlar. Böylece gebelik testi (beta-hCG) yapılarak artık yüzde yüz hamilelik durumu anlaşılabilir.
Bazen zigot bu gezinti esnasında rahime ulaşamaz. Tüplerde kalır ve oraya tutunur. Böyle durumlarda dış gebelik oluşur. Genelde sigara içen, tüplerinde hasar olan, daha önce iltihap geçirenlerde, bazı doğum kontrol yöntemlerini kullananlarda bunlar olabilir. Bazen de zigot rahim içinde uygun olmayan bir bölgeye yapışır. Mesela rahimin alt kısmına rahim ağzına yakın bölgeye yapışır. Bu durumda ise bebeğin eşi önde olur ve hasta normal doğum yapamaz.
Hamilelik belirtileri genellikle birçok kişi de değişkenlik gösterir. Anne adaylarının bazılarında oldukça fazla belirtiler yer alırken bazılarında ise herhangi bir belirtiye rastlanmaz. Bu durum tamamen kişiden kişiye göre değişir. Düzenli bir adet takvimi varsa eğer hamilelik zamanını buradan da kontrol etmeniz mümkün. Bazı anne adayları regl dönemi gecikince direkt olarak adet takvimini kontrol eder. Genellikle adet döngüsü bu gibi durumlar da yanılmaz. Ancak çok fazla bir gecikme var ise genellikle idrar veya kan gebelik testi yaptırmak gerekir. Test yaptırdığınız zaman genellikle hemen belli olur. Bu nedenle hamilelik belirtileri de kısa süre sonra başlamış olacaktır.
Hamilelik süreci zor bir süreç olduğu için anne adayları bu alanda oldukça zorluk yaşarlar. Özellikle annelerin belirtilerini ağır bir şekilde yaşaması da bu durumu olumsuz anlamda etkiler. Hamilelik belirtileri genellikle ilk hafta kendini göstermeye başlar. Ancak her belirti direkt olarak hamile olduğunuzu göstermez. Hamilelik belirtileri genellikle ilk hafta kendini gösterir. Bu süreçte anneler ufak ufak belirtiler görünür. Özellikle adet döneminin gecikmesi nedeniyle anne adayları hamile olduğunu düşünür. Adet döneminiz eğer geciktiyse kan testi yaptırıp daha net bir bilgi almanız da mümkün.
Hamile olduğunuzu anladığınız an genellikle belirtiler çok daha fazla görülmeye başlanır. Birçok anne adayı hamilelik dönemini hafif atlatabilir. Ancak genellikle herkes de aynı belirtiler ortaya çıkar. Anne adayların belirtiler daha ilk haftadan görülmeye başlanır. Bu nedenle belirtiler meydana geldiği zaman bu konuda annelerin dikkat etmesi önemlidir.
Bu gibi belirtilerin meydana gelmesi genellikle normal olarak karşılanır. Belirtiler çok sık yaşandığı zaman anne adayları bu durumdan biraz daha fazla etkilenebilir. Ancak bu gibi durumlar da herhangi bir şey yapılamadığı için bir süre anne adayları bu belirtileri yaşamak zorunda kalır.
Gebeliğin başlangıcından itibaren kadınların çoğunda halsizlik ve yorgunluk olur. Bunun nedeni anne vücudunun bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha fazla çalışmasıdır. Bu durumda yapılması gereken sadece dinlenmektir. İhtiyacınız olduğu kadar dinlenin. Gün içerisinde ara ara şekerleme yapın. Ayaklarınızı yukarı kaldırarak dinlenin. Gün içinde şekerleme yapamazsanız, hemen iş sonrası veya akşam yemeği öncesinde yapabilirsiniz. Eşiniz veya çocuklarınız size ellerinden geldiğince yardımcı olsunlar. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Gebeliğin başlangıcında doğal olan bu yorgunluk, yeterli beslenmezseniz şiddetlenebilir. Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkları bırakın. Daha enerjik hissetmek için egzersiz yapın. Hergün 30 dakika yürümek gibi orta düzeyde bir egzersiz bile size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Yatmadan birkaç saat önce su içmeyi bırakın, böylece gece tuvalete çıkmak için sık sık kalkmanız gerekmez, uykunuzu bölmek zorunda kalmazsınız.
Baş ağrısını engellemek için aç ve uykusuz kalmamaya özen gösterin. Aşırı kalabalık ve gürültülü, havasız yerlerden uzak durun. Yaşamınızdaki stresi azaltın. İyi yemek yiyin, meyveyi bol bol tüketin. Yeterli dinlenme ve egzersiz de çok önemlidir.
Baş ağrısının pek çok nedeni olabilir. Bazen görme kusurları, sinüs ve diş enfeksiyonları, kulakla ilgili sorunlar, aşırı stres, migren, nadiren de beyinle ilgili önemli hastalıklar baş ağrısının nedeni olabilir. Bu nedenle baş ağrısı için ağrı kesici kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Gerilim tipi baş ağrısı en sık görülen tiplerdendir. Boynun arkasına masaj yapma, sıcak veya soğuk uygulama ağrıyı geçirebilir. Gevşeme egzersizleri yapılarak sakinleşip, baş ağrısı azaltılabilir. Bu egzersizleri gözünüzü kapatıp sevdiğiniz güzel bir yeri, o anda olmak istediğiniz bir yeri düşünerek yapabilirsiniz.
Görme kusurlarından şüpheleniyorsanız göz doktoruna, kulakla ilgili sorunlar için kulak-burun-boğaz doktoruna görünmelisiniz. Baş ağrısı alın, yüz bölgesinde ise sinüslerle ilgili olabilir. Geniz akıntısı, gribal bulgular varsa mutlaka doktora muayene olarak gerekirse ilaç başlanmalıdır. Bu durumda yüzün ön tarafına burun etrafına sıcak buhar, kompres uygulaması işe yarayabilir. Şiddetli, geçmeyen, giderek şiddetlenen ağrıların nedeni önemli bir sorun olabilir. Böyle durumlarda gerekirse beyin MRI çekilmesi, nöroloji ve beyin cerrahisine muayene gerekebilir.
Hamileliğiniz ilerledikçe sık idrara çıkma devam edecek veya yoğunlaşacaktır. Kan hacminiz hamilelik sırasında önemli ölçüde artar ve bu da ekstra sıvının böbreklere yönlenmesine ve mesanenizin sık sık dolmasına neden olur. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde büyüyen bebeğiniz mesaneye daha fazla baskı uyguladığı için sorun daha da artmaktadır.
Gebeliğin ilk üç ayında büyüyen rahmin idrar torbası üzerine bası yapması ve gebelikte böbreklere giden kan akımının artması nedeniyle sık idrara çıkma görülür. Üçüncü aydan sonra rahim karın boşluğuna doğru büyümeye başlar ve mesane üstündeki basınç azalır. Böylece sık idrara çıkma şikayeti de azalır. Doğum zamanına yakın bebeğin başını pelvise yani çatıya yerleştirmesiyle tekrar mesane üstünde bası oluşur. Yeniden sık idrara çıkma durumu ortaya çıkar. Ayrıca hapşırırken, öksürürken ve gülerken de idrar kaçırma olabilir. Bunlar doğumdan sonra ay içinde düzelir.
Geceleri sık idrara çıkma uyku kalitesini bozabilir. Bu nedenle yatmadan birkaç saat önce su ve sıvı gıda alınmasının kesilmesi gerekir. Böylece gece boyunca daha az tuvalet için kalkılır. Bunun dışında gebelik süresince sıvı alımını kesmemek gerekir. Gün içerisinde bardak su-sıvı tüketilmelidir. İhtiyaç hissedildiğinde idrar boşaltılmalıdır. İdrarınızı uzun süre tutmak, idrar torbasının tam olarak boşalmamasına ve idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. İdrarı çömelme pozisyonunda veya öne doğru eğilerek yapmak, daha kolay idrar yapmanızı ve idrar torbanızın tam olarak boşalmasını sağlar.
Genellikle gebelik belirtileri arasında en sık rastlanan hassas göğüsler ve zamanla meydana gelen karıncalanmalardır. Bazı kadınlar da adet olmadan önce meydana gelen göğüs hassasiyeti hamilelik döneminde de oldukça sık rastlanılır. Ancak hamilelik döneminde bu ağrılar biraz daha fazladır. Karıncalanmanın meydana gelmesi de genellikle çok sık görülen bir durumdur. İlk hafta bu durum artarken bazı anne adaylarında ise hamilelik döneminin ortasında da ortaya çıkar. Hamilelik döneminin seafoodplus.infoı haftasından sonra göğüsler de hassasiyet daha fazla ortaya çıkar. Bazı anne adayları mavi damarların çıktığını da görebilir. Ancak doğum sonrasında bu durum zamanla ortadan kalkar.
Gebeliğin başında bebek rahme tutunurken hafif lekelenme olabilir. Bu genelde birkaç gün sürer, sonra geçer. Beraberinde hafif kasık ağrısı da olabilir. Ancak bunun dışındaki kanama önemli bir problemin varlığını gösterebilir. Bu nedenle kanama olduğunda mutlaka doktorunuza başvurmalısınız. İlk üç ayda görülen vajinal kanama, düşük tehdidiyle ilgili olabilir. Kanamanın şiddeti, süresi ve devamlı olup olmadığı önemlidir. Kanama fazlaysa, beraberinde ağrı varsa, kesilmiyorsa tedavi edilmesi gerekebilir.
Özellikle mide bulantısı olduğu için anne adayları bu süreçte çok fazla yemek yemez. Bulantı ve kusma durumu meydana geldiği zaman genellikle kilo verme oranı da artar. Bu dönem de iştah kapanma çok sık görülen bir problemdir. Bu nedenle bulantı ve kusma durumları oldukça sık rastlanan bir durum olduğu için hamilelik döneminde endişe etmenize gerek kalmaz. Bazı anne adayları hamilelik dönemini oldukça yoğun bir şekilde geçirir.
Meydana gelen belirtiler anneleri çok fazla etkileyebiliyor. Bu durumlar da annelerin dikkatli bir şekilde süreci atlatması önemlidir. Bulantı olması durumunda herhangi bir bitki çayı içmemek gerekir. Genellikle gebelik döneminde bu gibi çaylardan uzak durmak çocuk sağlığı açısından önemlidir. Bulantı bir süre sonra kendiliğinden geçeceği için daha doğal yollarla beslenmek doğrudur.
Gebelikte bulantı tüm gebelerin yaklaşık % ’ında görülür. Bulantı genelde sabahları olmakla beraber çoğu hastada günün herhangi bir vaktinde olabilir. Bulantının nedeni plasentadan salgılanan bazı hormonlar ve vücutta gebeliğe bağlı oluşan bazı değişikliklerdir. Bulantı ve kusma ayrıca, duygusal stres ve yorgunlukla ilgili de olabilir. İlk gebeliklerde, genç kadınlarda ve ikiz gebeliklerde bulantı daha fazla olabilir. Genelde haftalıkken başlar ve haftalarda azalır. Fakat bazı kadınlarda bulantı ve kusma tüm gebelik süresince devam edebilir.
Hafif bulantı ve kusmalar gebeliğin gidişatını olumsuz etkilemez. Böyle durumlarda az az, sık sık beslenmek hem vücudun beslenme ihtiyacını karşılar, hem de bulantıyı azaltır. Yemekler sırasında az sıvı almak da bulantıyı azaltmaya yardımcı olur. Bunları yapmanın amacı mideyi tamamen boş veya tamamen dolu tutmaktan kaçınmaktır. Çünkü her iki durum da bulantıyı daha kötü yapabilir. Sabah ilk uyandığınız zaman yataktan çıkmadan önce hafif bir kahvaltı, açık bir ıhlamur çayı, ufak bir tost yemenizin faydası olacaktır. Yatağın başında ve yanınızda sürekli kuru, tuzlu, soğuk gıdalar, kraker türü şeyler, galeta, tuzlu çubuk, çerez, leblebi gibi şeyler bulundurun ve bunları ara ara atıştırın.
Evde kokulu ve/veya kokusundan hoşlanmayacağınız gıdaları (balık, et vb) pişirmeyin. Birçok kadın, gebelikleri sırasında bazı koku ve yiyecekleri hoş bulmazlar. Mümkün olduğunca bu tür yiyecek ve kokulardan kaçının. Bunlardan yemek isterseniz bir yakınınızın evinde veya dışarda lokantada yiyebiliriniz.
Bulantılar daha şiddetli ise, beslenmeyi bozuyor ve aşırı kilo kaybına neden oluyorsa o zaman bazı ilaçların kullanılması gerekir. ilacın gerekli olup olmadığına test sonuçlarınıza, sizin şikayetlerinize ve kilo kaybınıza göre doktorunuz karar verecektir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayınız.
Mide yanmasını engellemek için az az, sık sık beslenilmesi gerekir. Mide aşırı doldurulmamalıdır. Yağlı ve baharatlı gıdalardan ve özellikle kızartma türü yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Fazla miktarda çay, kahve ve çikolatadan tüketilmemelidir. Yatmadan bir kaç saat öncesinde yemek kesilmeli, sırtüstü yatılmamalıdır. Yatarken yüksek yatıkla veya çift yastıkla yatılmalıdır. Mide yanmasını artıran hareketler ve pozisyonlardan kaçınılmalıdır (ani öne eğilmeler vs.). Mide yanması çok fazla ise bazı mide ilaçları kullanılabilir. Fakat bunlar doktora danışılmadan alınmamalıdır.
Bu sorunu en az indirmek için postür düzgün tutulmalı, dik durmalı ve dik oturulmalıdır. Oturup kalkarken sırtın düzgün ve dik, omuzların arkada olmasına dikkat edilmelidir. Bu daha iyi nefes alıp verilmesini sağlar. Uyurken bir tarafa doğru uzanmak, yüksek yastıkla yatmak, karna minderle destek olacak şekilde yatmak gece nefes alıp vermenizi kolaylaştırır. Gebelikte egzersiz de yapılmalıdır. Egzersiz nefes alıp vermeyi düzeltir, nefes darlığını azaltır. Ancak aşırı egzersizden kaçınılmalı ve egzersiz programı için doktora danışılmalıdır. Doğuma yakın nefes darlığı azalır, bunun nedeni bu dönemde bebeğin doğum kanalına yerleşmesi, karın içi basıncın buna bağlı azalması ve akciğerler üzerindeki basıncın kalkmasıdır. Nefes darlığının bazen kalp hastalığı, akciğer hastalıkları, kansızlık vb farklı, önemli, gebelik dışı nedenleri olabilir. Bu nedenle şiddetli, giderek kötüleşen nefes darlığı varsa, beraberinde çarpıntı, morarma, şişlik, ödem bulunuyorsa mutlaka doktorunuza bilgi vermelisiniz.
Vajinada enfeksiyon olmaması için genital bölge mümkün olduğunca temiz ve kuru tutulmalıdır. Taharetlenirken temizlik önden arkaya doğru yapılmalı, anüs bölgesinde bulunan dışkı vb genital bölgeye bulaştırılmamalıdır. Vajinanın içi asla hiçbir şeyle yıkanmamalıdır, el sokulmamalıdır. Bu tip alışkanlıklar oradaki asit dengesini bozacağından enfeksiyon riskini artırır. Rahat, bol, ter emen giysiler giyilmeli ve sentetik giysilerden kaçınılmalıdır. Pamuklu iç çamaşırlarını tercih edilmelidir. Bunlara rağmen enfeksiyon gelişirse, gebelerde de kullanılabilecek ilaçlar vardır. Bazı enfeksiyonlarda eşlerinde tedavi edilmesi gerekebilir. Bu nedenle böyle bir tedavi alınması gerekirse, eşinde tedavi olup olamayacağı doktora sorulmalıdır.
Birçok kadında gebelik esnasında yeme alışkanlıklarında değişiklik olur. Daha öncesinde severek tükettiği gıdalara karşı isteksizlik, normalde hoşlanmadığı besinlere karşı ise aşırı ilgi olabilir. Özellikle ilk üç ayda, hormonal değişikliklere bağlı olarak iştahta belirgin değişiklikler olur. Bulantı, bazı gıdalardan tiksinme, kokulara aşırı hassasiyet olabilir. Bundan sonraki dönemde ise bazı yiyeceklerin tadını beğenmeme hala devam ederken, bazı yiyeceklere karşı da aşırı istek yani aşerme olur. Sağlıklı gıdalar dengeli tüketildiği sürece bunun bir önemi yoktur.
Nadiren, bazı kadınlarda gebelik esnasında normalde besin sayılmayan bazı maddelere karşı aşerme olur. Örneğin, kil, toprak, sabun, çamaşır kolası, buz gibi. Bu duruma‚ “pika‘‘ adı verilir. Bunun nedeni demir eksikliği ve bazı vitamin-minerallerin eksikliği olabilir. Bu gibi şeyleri yeme her zaman zararlı olmasa da, sindirim sistemi problemlerine yol açabilir, paraziter enfeksiyonlara, zehirlenmelere neden olabilir. Bu tip yiyecek olmayan bir maddeyi aşeriyorsanız, mutlaka durum konusunda doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.
Ağırlık kaldırmanız gerektiğinde dizlerinizin üzerine çömelerek ağırlığı alın, ve beliniz dik olacak şekilde kalçanızı (sırtınızı değil) yukarı kaldırarak alın. Ani hareketler yapmayın, kolunuzu aniden başınızın üzerine kaldırmayın. Yatarken dizleriniz ve kalçalarınız kıvrılmış şekilde yan yatın. Dizlerinizin arasına ve karnınızın altına yastık yerleştirin. Bu pozisyon alt sırt bölgesindeki basıncı ortadan kaldıracaktır. Sırt ve bel kaslarını güçlendirecek egzersizler yapın. Karın bölgesindeki kasları güçlendirmek için yapılan egzersizler de sırt ağrısının azalmasına yardımcı olacaktır.
Gebelik sırasında cilt kararması güneş ışığı nedeniyle daha da kötüleşebilir. Bu nedenle gebeler fazla güneşe maruz kalmamalıdır. Güneşe maruz kalındığında en az 15 koruma faktörlü bir güneş kremi kullanılmalıdır. Hava bulutlu da olsa güneş kremi kullanılmalıdır. Güneşin zararlı ışınları bulutlar arasından geçerek vücuda zarar verebilir. Cilt kararması doğumdan sonra azalır, birkaç sene içinde tamamen kaybolur.
Bunun dışında gebelik sırasında avuç içlerinde kızarıklık, avuç içi ve ayak tabanlarında kaşıntı olabilir. Bu problemler nemlendirici kremler kullanılarak azaltılabilir. Gebelikte vücuttaki benlerin sayısı artabilir. Tırnaklar daha kırılgan ve yumuşak olabilir. Oje kullanmak bu durumu daha da kötüleştirebilir. Ellerde olduğu gibi tırnaklar da losyonla nemlendirilmeli, deterjanla çalışırken eldiven giyilmelidir.
haftadan sonra anne karnında bebeğin, yenidoğan bebeklerde olduğu gibi uyku-uyanıklık periyod uzar, yani daha uzun süre uyuma ve uyanıklık zamanı olur. Bu nedenle birkaç saat hareketsiz dönem, arkasından aktif hareketlerin çok olduğu dönemler izlenebilir. Bunlar normaldir. Bebeğin büyümesi ve rahim içerisindeki hareket alanının göreceli olarak azalmasına bağlı hareketlerde biraz azalma olabilir. Ama hiçbir zaman uzun süre hareket etmeme olmaz. Bu gibi durumlarda mutlaka doktorunuzla iletişime geçmelisiniz. Bazen annenin aç veya yorgun olması bebek hareketlerini azaltabilir. Böyle durumlarda dinlenme ve beslenmeyle hareketler normale döner.
Kesin ya da yüzde yüz hamilelik belirtileri, kan testinde hcg değerinin pozitif çıkması ve ultrasonda gebelik kesesinin görülmesidir. Gebelik kesesi net olarak görülüyorsa ya da kese içerisinde bebek yapısı gözleniyorsa artık % hamilelik vardır, yani gebelik kesindir. Yüzde yüz hamile olduğunuzu ancak bir kadın doğum uzmanı muayenesi ve kanda gebelik testi sonucunda öğrenebilirsiniz.
Hamile olduğunu anlayan anne adayları genellikle belirtileri de yaşamaya başlar. Oldukça yoğun ve ağrılı aylar geçirmeniz de mümkün. Ancak anne adaylarında hamilelik belirtisi meydana geldiği zaman bu konuda dikkatli olmaları gerekir. Hamilelerin yaşamış olduğu bu belirtiler ağır geçtiği için bir süre sonra anneler de metabolizma da düşer. Özellikle annelerin kendi gıdalarına dikkat etmesi gerekir. Bu konuda kendi doktorunuzdan bilgi almak önemlidir. Hamilelik belirtileri genellikle uzun bir süre sürdüğü için anneler de bu duruma alışırlar. Hamilelik belirtileri tam anlamıyla doğum yaptıktan sonra biter. Uzun ve oldukça yorucu bir süreç olduğu için ilk başta annelerin alışması da zor olacaktır. Ancak belirtiler geçtikten sonra bu konuda bir sorun yaşamamış olursunuz.
Hamilelik döneminde yaşanan tüm belirtiler oldukça normaldir. Genellikle birçok anne adayında bu durum yaşanır. Hamilelik dönemini belirti olmadan geçiren anne adayları pek yoktur. Çünkü kadınların bünyesi daha hassas olduğu için birçok şeyden kolay bir şekilde etkilenir. Anneler hamile kalınca yaşamış olduğu belirtiler de her doktor tarafından normal olarak karşılanır. Bu nedenle hamilelik sırasında her belirti için korkmanıza gerek kalmaz. Hamilelik belirtilerinin olması hamilelik döneminde tatlı bir süre olarak bilinir.
En erken gebelik belirtisi embriyo rahime yerleşip gebelik hormonu salgılanmaya başladığı zaman görülür. Ancak bu dönemde gebelik belirtileri hisseden kadın sayısı oldukça azdır. Bu dönemde yumurtlama belirtisi de gebelik belirtileri ile karışabilir. Genellikle adet gecikmesi olduktan sonra gebelik belirtileri oluşmaya başlar.
Gebelik dönemi haftalık bir süreçtir. Gebeliğin başlangıç tarihi olarak adet kanamasının ilk gününü doktorlar kabul eder. Gebeliğin bu kadar erken süreçten hesaplanmasının nedeni ise kadınların üreme hücresi olan yumurtayla erkek spermi tam anlamıyla ne zaman döllendiğini hesaplamak içindir. Bu nedenle gebelik zamanının ilk haftası anne adaylarının da kendisini hazırladığı bir dönemdir. Genellikle erken hamilelik belirtileri de anne adaylarında farklılık gösterir. Anne adaylarının tam anlamıyla hamile olup olmadığını anlaması için kan testi yaptırması gerekir. Kan testi genellikle hamileliğin en erken belirtisi olarak bilinir. Bunun yanında kan testi yaptırmayanlarda adet gecikmesi, bulantı, halsizlik, memelerde şişkinlik ve hassasiyet en erken hamilelik belirtileri olarak söylenmektedir. Bu belirtiler yumurtlama dönemindeki kadınlarda yada premenstrüel sendrom dediğimiz rahatsızlığın olduğu kadınlarda da görülebilir. Bu nedenle gebelik testi ile gebeliğin net olarak ortaya konması gereklidir.
Bazen gebelerde tuhaf hamilelik belirtileri olabilir. Ancak bunlar çok sık gözlenmez. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
Bu tuhaf belirtilere bakarak gebelik varlığının olduğunu düşünmek yanlış olur. Mutlaka doktorunuzla görüşün ve bir gebelik testi yaptırın.
Hamile kalan anne adaylarının bazıları ilk 7 günde hamilelik belirtileri göstermeye başlar. Her ne kadar ağrılar kişiden kişiye göre değişse de birçok belirti aynıdır ve herkeste görülür.
İlk 7 günde meydana gelen bu belirtirler genellikle anne adayları tarafından oldukça dikkat edilir ve ortaya çıkan belirtilerdir. Anne adayları hamilelik boyunca bu belirtilerden etkilenir.
Gebelik belirtileri gebelik hormonları yükselmeyi bırakıp plato çizdiğinde hafifler yada geçer. Gebeliğin haftasında gebelik belirtileri pek çok kadında oldukça hafifler. Ancak bazı gebelerde bu belirtiler 5. aya kadar devam edebilir. Hatta doğuma kadar bu belirtileri değişik derecelerde yaşayan gebelerde mevcuttur.
Hamilelik dönemi her anne adayı için oldukça önemlidir. Ancak bu dönem de annelerin kendi sağlığına ve çocuklarının sağlığına dikkat etmesi gerekir. Özellikle anne adayları gıda veya vitamin takviyesi alarak kendilerini daha güçlü hissedebilirler. Yeme içme olayı oldukça önemlidir. Çünkü annelerin yediği her yemek bebekleri de etkiler. Özellikle hamilelik döneminde meydana gelen belirtilerin önüne geçmek için mutlaka gıdaya dikkat etmek gerekir. Hamilelik döneminde önemli olan bir diğer şey ise hareket alanıdır. Annelerin bu süreç de kendini zorlamadan hareket etmesi gerekir.
Özellikle ağır kaldırmamaları ve düzenli olarak yürüyüş yapmaları gerekir. Anne adaylarında meydana gelen belirtiler genellikle bu gibi egzersizlerle beraber daha aza düşer. Bu nedenle annelerin bu konuda kendine dikkat etmesi gerekir. Genellikle doktorlar hamile adayları bazı egzersiz programları verir. Bunları yapmak anne ve bebek sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ancak bu egzersizleri de zarar görmeden yavaş bir şekilde yapmak gerekir. Aksi durumda daha fazla ağrılarla karşılaşmanız da mümkün.
Hamilelikte ne zaman acile gidilmeli, Hamilelikte tehlikeli durumlar nelerdir merak ediyorsanız aşağıda sizler için sıraladık:
Gebelik testi pozitif çıktı ne zaman doktora gidilmelidir. Elbette test pozitif çıkar çıkmaz mutlaka bir kadın doğum doktoruna görünmelidir. Gebelik kontrolleri kaç haftada bir yapılacak, gebelikte ultrason ne sıklıkta olmalı bu konularda kadın doğum uzmanı ile görüşmeli ve takibe girmelidir. Gebelik kontrolleri hangi haftalarda yapılacaksa mutlaka düzenli olarak o haftalarda muayenesini olmalıdır. Ülkemizde ilk 7 aylık dönemde aylık olarak muayene önerilmektedir. Ancak özel testler yapılacaksa bunun için doktorunuz sizi yönlendirecektir.
Gebelik testi pozitifleştiğinde veya adet gecikmesi olduğunda ilk muayene vakti gelmiş demektir. Muayene için gittiğinizde daha önceki gebeliklerinize ait bilgiler, bu gebelikte ortaya çıkan şikayetler ve daha önce geçirdiğiniz hastalıklar, ameliyatlar, kullandığınız ilaçlar, sigara-alkol kullanımı, eşinizin veya sizin ailenizde kalıtsal hastalık olup olmadığı ve eşler arasında akrabalık olup olmadığı sorgulanır. Tansiyon ve kilo ölçümü yapıldıktan sonra ultrasonla bebeğinizin görünüp görünmediği kontrol edilir. Ultrasonda önce gebelik kesesi görülür. Bu yaklaşık 5. haftada olur. Bundan hafta sonrada bebek ve kalp atışı görülmeye başlar. Planlı bir gebelik ise öncesinde tüm testleriniz yapılmış ve folik asit başlanmıştır. Ancak gebelik öncesi kontrole gitmediyseniz, gebeliğin riskli gebelik olup olmadığının tespiti için bazı kan ve idrar testleri yapılır. Folik asit başlanır. Son bir yıl içinde yapılmış smear testiniz yoksa rahim ağzından smear alınması gerekebilir. Kan grubu tayini ve kan uyuşmazlığı olan çiftlerde bebeğin etkilenip etkilenmediğini tespit etmek için indirekt Coombs (IDC) testi istenir.
Normal koşullar altında düşük riskli bir gebeliğin takibi haftaya kadar 4 haftada bir, hafta arası 2 haftada bir, haftadan sonra haftada bir yapılır. Takiplerde anne adayının tansiyon-kilo kontrolü yapılır, şikayetleri varsa değerlendirilir ve ultrasonla bebeğin gelişimi değerlendirilir. Belli haftalarda yapılacak bazı testler şunlardır:
Genellikle kan veren anne adayları hamile olup olmadığını öğrenmek istese de bu yapılan testler sağlıklı veya sağlıksız bir gebelik hakkında bilgi vermez. Dış gebelik ise embriyonun karın içi veya rahim ağzına yerleşmesiyle ilgilidir. Dış gebeliğin erkenden tespit edilmesi önemlidir. Aksi durumda üreme yeteneği kaybolabilir veya bu durum ölüme kadar sonuç verebilir. Genellikle anne adaylarında dış gebelik belirtileri meydana gelir. Bu gibi durumlar da mutlaka görünmekte fayda var.
Dış gebelik meydana geldiği zaman genellikle normal hamilelik belirtileri meydana gelir. En dış gebelik sırasında bazı belirtiler biraz daha farklıdır. Bu belirtilere dikkat ederek dış gebelik olup olmadığı hakkında bilgi alabilirsiniz.
Dış gebeliğin anlaşılması için mutlaka düzenli olarak doktor kontrolünden geçmek gerekir. Dış gebelik sırasında meydana gelen ağrılar nedeniyle birçok anne bu ağrıları yaşar. Bu nedenle gebelik sırasında meydana gelen bu ağrıları es geçmeden doktora kontrole gitmek gerekir. Böylelikle doktor bu konuda sizlere yardımcı olacaktır.
Dış gebelik durumu meydana geldiği zaman genellikle en doğru olan sonlandırılma işlemidir. Bu gibi durumlar da birçok farklı yöntem bulunur. Doktorlar annelerin tekrar hamile kalma duygusunu kaybetmeden bu tedaviyi yaparlar. Gebelik duygusunun sonlandırma işlemi ilaç ile birlikte yapılır. Tedavi sırasında kasılma ve kanamalar meydana gelebilir. Bu durum ilaç etkisinde olduğu için normal olarak karşılanır. Gebelik sonlandırma işlemi sırasında herhangi bir cerrahi operasyon gerçekleşmez. Ancak doktorun belirlemiş olduğu kan testlerini de mutlaka yapmak gerekir. Dış gebelik eğer geç teşhis edildiyse bazı durumlar da tüpler de yırtılma ve patlama meydana gelebiliyor. Ancak bu durum da tüplerin cerrahi operasyon sonrasında çıkartılması gerekir. Bu gibi durumlar da kanamanın durdurulması oldukça önemlidir. Bu nedenle hasta direkt olarak ameliyata alınır.
Genellikle hastalık gibi durumlar ortaya çıkınca bu durum her anne adayında belirti olarak ortaya çıkar. Dış gebelik geçiren bir anne de belli bir süre sonra bazı belirtiler görülür. Bu belirtiler sonrasında anne adayları doktora giderek dış gebelik sürecini öğrenir. Genellikle her anne adayında dış belirtileri kendini gösterir. Ancak bu belirtiler meydana geldiği zaman gecikmeden doktora gözükmek gerekir. Genellikle dış gebelik bazı anne adaylarında görülse bile rutin kontrollerin yapılması bu anlamda önemlidir. Anneler vücutlarında farklı bir durumla karşılaştığı zaman direkt olarak bu durumu doktora bildirmelidir. Doktorlar size her konuda daha doğru bir bilgi verir.
Bazı anne adayların belirtiler sonrasında fiziki olarak belirtiler ortaya çıkar. Özellikle dış gebelik kendini ağrı ve kanama ile birlikte daha fazla gösterir. Ancak belirtiler meydana geldiği zaman daha sonrasında doktora gidip muayene olmak gerekir. Doktora gittiğiniz zaman size ya ilaç verir ya operasyona alır. Ancak dış gebelik meydana geldiği zaman genellikle gebelik sonlandırma işlemi yapılır. Genellikle bu durum çok doğru karşılanan bir durum olmasa da dış gebelik sürecinde yapılması gereken zorunlu bir işlemdir. Bu durum anne ve bebek açısından önemlidir.
Dış gebelik genellikle dünyada görülen önemli bir sorundur. Anneler bu gibi durumlar da gerekli tedaviyi olurlar ve tekrar hamile kalabilirler. Ancak dış gebelik sonrasında hemen hamile kalmak pek sağlıklı değildir. Genellikle işlem sonrasında 3 ay boyunca annelerin korunması ve dikkat etmesi gerekir. Ancak doktorunuzdan bu konuda net bir bilgi almak önemlidir. Dış gebelik sonrasında tekrar hamile kalan anneler de yine dış gebelik ihtimali olabilir. Ancak bu her anne de bu şekilde değildir. Tekrar hamile kaldığınız zaman bebeğiniz daha sağlıklı da olabilir. Bu konuda doktorun verdiği tüm bilgilere uymak önemlidir. Böylelikle herhangi bir problem yaşamadan gebelik dönemini de daha sağlıklı bir şekilde anne adayları atlatmış olur. Bu gibi durumlar da bebek sağlığı da oldukça önemlidir.
Gebelik Takibi Ankara için Çankaya ilçesindeki merkezimize başvurabilirsiniz. Ankara jinekolog doktorlarımız Doç. Dr. Nermin Köşüş ve Doç. Dr. Aydın Köşüş her zaman yanınızdadır. Ankara jinekolog muayene ücretleri ve ankara doğum paketleri için bize her zaman ulaşabilirsiniz.
dış gebelik belirtilerien erken hamilelik belirtilerienteresan hamilelik belirtilerierken hamilelik belirtilerigebelik belirtileri ne zaman biterGebelikte Acile Başvurulması Gereken Durumlarhamilelik belirtilerihamilelik belirtileri ne zaman başlarHamilelik Döneminde Dikkat Edilmesi GerekenlerHamilelikte ne zaman acile gidilmeliHamilelikte tehlikeli durumlar nelerdirİlk 7 günde hamilelik belirtilriKesin Gebelik BelirtileriTuhaf Hamilelik Belirtileriyüzde yüz hamilelik belirtileri
PMS semptomları hamileliğin çok erken belirtilerine oldukça benzer olabileceğinden, hamile olduğunuzu veya hamile olabileceğinizi varsaymanız iyi bir fikirdir. Hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız, sağlıklı beslenme seçimleri yapmaya başlamalı, aldığınız reçetesiz veya reçeteli ilaçlara dikkat etmeli ve hamileliğin sonuna dek nikotin veya alkol ürünlerinden kaçınmalısınız. Peki, hamilelik belirtileri arasında neler yer alır? Birlikte inceleyelim.
Normal olarak gelişen tipik bir hamilelikte, döllenmiş bir yumurta, fallop tüpünden uterusa doğru hareket eder, burada implante edilir ve büyümeye başlar. Ancak, dış yani ektopik bir hamilelikte, döllenmiş yumurta uterusun dışına implante edilir. Dış gebelikler oldukça nadirdir ve gebeliklerin sadece yüzde 2sini oluşturur. Dış gebeliklerin yüzde 90ından fazlasında, döllenmiş yumurta kendisini fallop tüpünün duvarına bağlar. Bu duruma tubal dış gebelik denir. Bazen yumurta yumurtalık, serviks veya karın boşluğuna implante edilir. Sadece uterus büyüyen bir embriyoyu tutabilir, bu nedenle hamilelik ilerleyemez. Tubal dış gebelik, fallop tüpünün patlamasına ve aynı zamanda iç kanamaya neden olabilir. Bu, hayatı tehdit edici olabileceğinden acil tıbbi tedavi gerektirir.
Bazen ekstrauterin ve intrauterin gibi terimler duyabilirsiniz. Ekstrauterin gebelik, dış gebeliğin bir başka adıdır ve intrauterin gebelik, uterusun astarına normal olarak implante edilen döllenmiş yumurtayı ifade eder. Belirti ve semptomları tanımak zor olabilir ve çok erken başlayabilirler. Henüz hamile olduğunuzu bilmediğiniz bir zamanda bile belirtileri görebilirsiniz. Ek olarak, bazı göstergeler de ilk trimesterde yaşayabileceğiniz sağlıklı bir hamileliğin normal belirtileridir. Dış gebelik, bazı kişilerde belirti göstermeyen gebelik olarak da adlandırılabilir. Dış gebelik esnasında yaşayabileceğiniz en belirgin semptomlar aşağıdaki gibidir;
İlk olarak, hamilelik semptomlarının farklı insanlarda farklı zamanlarda ortaya çıkabileceğini not etmek önemlidir. Bazı kadınlar mümkün olan her hamilelik semptomunu yaşarken, diğerleri gebeliklerine haftalar kalana kadar bu belirtilerin çok azını yaşarlar. Bununla birlikte, tipik bir 28 günlük adet döngüsüne dayanan ortalama hamilelik belirtileri zaman çizelgesi şöyledir;
Hamile kadınlar genellikle ince bağırsak ve kolonik hareketliliği etkileyen hormonal değişikliklerin neden olduğu karın şişkinliği ve kabızlıktan şikayet ederler. Progesteron, büyüyen bir bebeğe yer açmak için bağırsak kaslarının gevşemesine neden olur. Bununla birlikte fetüs büyüdükçe, karın üzerine ekstra baskı uygular. Bu, hamile kadınlarda daha fazla gaz birikmesine sebep olur. Aynı zamanda prenatal vitaminler kabızlığa katkıda bulunur ve yoğun bir gaz sancısı yaratabilir. Bu nedenle osurmak hamilelik belirtileri arasındadır. Yoğun gaz birikimi, her ne kadar yorucu olsa da hamileliğin sağlıklı olduğunu işaret eder.
Adet ağrısı benzeri ağrılar, hamileliğin erken bir belirtisi olabilir, ancak her kadın bunu hissetmez. Gebe kaldıktan hemen sonra, bir kadının vücudundaki hormonlar büyük bir hızla yükselmeye başlar. Rahim, döllenmiş yumurta için hazırlanırken daha fazla kan almaya başlar. Bu fazla kan akışı rahmin kasılmasına veya biraz incinmesine neden olabilir. Hamilelik belirtisi olan bu ağrı, kasık ağrısı gibi hissettirir. Bu ağrı ile aynı anda başka hamilelik belirtileriniz varsa hamile kalma şansınız çok yüksektir.
Gebeliğin erken bir belirtisi olan bu ağrı adet kanaması gibi karıncalanma yaratabilir. Bu ağrı, embriyo rahim duvarına implante edildiğinde daha sık görülür. Adet krampları yaşayan ve hamile olanlar genellikle karıncalanma ve gerilme hissi bildirirler. Adet benzeri ağrı hamilelik belirtisi olarak görülür, ancak emin olmanın en kolay yolu olan hamilelik testi yapılabilir.
Hamilelik, bir kadından diğerine farklılık gösteren ve sürekli gelişen bir süreçtir. Bazı kadınlar başlangıçta önemli semptomlar yaşarken, diğerleri çok fazla endikasyon almaz. Bu nedenle, erken hamilelik belirtileri de kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Genel olarak, ultrason yaptırmak veya hamilelik için test yapmak, hamileliği belirlemede yardımcı olan iki hayati kaynaktır, ancak aranabilecek birçok işaret vardır.
Dış gebelikler genellikle bir yumurtanın hareketi döllenmeden sonra yavaşladığı veya tıkandığı ve bir fallop tüpünün yaralı, şekilsiz, enfekte veya iltihaplı olması nedeniyle ortaya çıkar. Döllenmiş yumurtanın gelişimi veya hormonal dengesizlikler ile ilgili sorunlar da rol oynayabilir. Dış hamilelik genellikle hamileliğin yaklaşık dört ila altı haftasında teşhis edilir. Dış gebelik belirtileri ve testleri genellikle şunları içerir;
Tüm bunlar ışığında dış gebelik olup olmadığı saptanmış olur.
İlk hamilelik belirtileri, adet öncesi sendromu olan PMS’in belirtilerine çok benzer. Ancak yükselmiş bir bazal sıcaklık, yalnızca hamileliğin bir göstergesi olabilir. Bazal vücut sıcaklığınız, uyandıktan hemen sonraki vücut sıcaklığınızdır. Normalde ile 37 santigrat derece arasındadır. Regl öncesi ve sırasında bazal sıcaklığınız düşer. Hamilelik sırasında yaklaşık 0,5 santigrat derece yükselir ve bu seviyede kalır. En az on sekiz gün boyunca yüksek kalırsa, bu hamilelik belirtisi olabilir. Güvenilir bir karşılaştırma yapabilmek için hamile kalmadan önce ateşinizi düzenli olarak ölçüyor olmanız gerekir. Fakat diğer belirtilerin yanı sıra testten sonra hamileliğin ilk belirtilerinden biri, vücut ısısı artışıdır.
Genel olarak, hamilelikteki sivilceler ilk trimesterde ortaya çıkar ve daha sonra dördüncü veya beşinci ay civarında kendiliğinden geriler. Bazı durumlarda sadece çocuğun doğumundan sonra kaybolabilirler, diğer durumlarda ise ikinci çeyrekte azalabilir ve doğumdan kısa bir süre sonra, az ya da çok şiddetli bir biçimde yeniden ortaya çıkabilirler. Fakat sivilce tek başına hamilelik belirtisi olarak yorumlanamaz. Çünkü her kadının hamilelik süreci birbirinden farklıdır ve akne oluşumu en belirgin belirtilerden biri değildir.
Hamile kaldığınızda vücudunuz bazı büyük değişikliklerden geçer ve hormonlar her zamankinden daha aktifken, kısa sürede çok çeşitli duygulardan geçebilirsiniz. Herhangi bir olayda gözyaşlarına boğulabilirsiniz. Bu tarz ruh hali değişimleri hamilelik semptomlarının erken belirtilerinden sadece biridir ve özellikle ilk trimesterde belirgindir. Fakat bunun yanı sıra her ruh hali değişikliği hamilelik belirtisi değildir. Anksiyete, sosyal fobiler ya da depresyon gibi farklı psikolojik durumlar da ruh hali değişikliklerine sebep olabilir. Her zamankinden farklı ve şiddetli değişiklikler yaşadığınızı hissediyorsanız, test yapmanızda fayda vardır.
Karın ağrıları ve kramplar özellikle hamileliğin ilk döneminde oldukça yaygındır. Çoğu anne adayı, hamileliklerinin bir noktasında karın ağrısı şikayeti yaşar. Bu nedenle karın ağrısı hamilelik belirtilerinden biridir. Fakat kahverengi akıntı veya sabah bulantıları kadar spesifik bir belirti değildir. Çünkü karın ağrısı, birçok farklı sağlık probleminin de semptomu olarak görülebilir. Bu nedenle yaşadığınız her karın ağrısı, hamile olduğunuz anlamına gelmez.
Adet öncesi beyaz akıntı hamilelik belirtisi olabilir. Hamilelik sırasında vajinanız, serviksinizi nemli tutmak ve enfeksiyona karşı korumak için daha fazla salgı üretir. Hamilelik sırasında beyaz akıntı korkulacak bir şey değildir. Özellikle hamileliğin son aylarında daha fazla beyaz mukus akıntısı yaşayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken şey akıntının soluk beyaz ve kokusuz olması gerektiğidir.
Regl öncesi beyaz akıntı hamilelik belirtisi olabilir ama bu mutlaka öyle olduğu anlamına gelmez. Bu tür bir akıntı aynı zamanda üreme döngünüzün düzenli bir parçası olabilir veya bir cinsel yolla bulaşan hastalık veya başka bir hastalığınız olduğu anlamına gelebilir. Hamileliğe bağlı akıntı genellikle ortalamadan daha yoğundur.
Hamilelikte östrojen hormonunun vücutta fazla salgılanması akıntıyı önemli ölçüde artırır. Bu nedenle hiç akıntı şikayeti olmayanlar bile gebelikte su gibi ve soluk bir vajinal akıntı görebilirler. Akıntı beyaz veya renksizse, kötü kokmuyorsa ve idrar yaparken kaşıntı, yanma veya ağrı gibi belirtiler yoksa muhtemelen normal bir akıntıdır. Bu tür akıntılar gebeliğin habercisi olabilir. Fakat fizyolojik veya anormal akıntı vajinit veya diğer genital enfeksiyonlardan kaynaklanabilir. Bu nedenle akıntıyı incelemek ve doktor kontrolünde olmak gerekir.
Gebeliğin çok erken belirtilerinden biri kahverengi akıntı olarak bilinen implantasyon kanamasıdır. Açık kahverengimsi lekelenme şeklinde ortaya çıkar. Bazı kadınlar genellikle bu hafif kanamayı regl ile karıştırır, ancak hamilelik belirtisi olarak görülen bu lekelenmeler regl döneminin aksine sadece bir veya iki gün sürer. Kahverengi akıntı, normal bir regl dönemi gibi ağır değildir. Aksine döneminizin hafif bir günü gibi görünmelidir. İmplantasyon kanaması tipik olarak gebe kaldıktan altı ila yedi gün sonra ortaya çıkar ve döllenmiş yumurtanın yuvalanmasının ve kendisini uterusunuzun astarına gömmesinin sonucudur. Genelde en çok endişe duyulan gebelik belirtilerinden biri olmakla birlikte, sürecin çok normal bir parçasıdır.
Gebeliğin erken dönemlerinde, vücudunuz büyük miktarlarda progesteron ve relaxin hormonları üretir, bu da gastrointestinal sisteminizdekiler de dahil olmak üzere vücudunuzdaki düz kas dokularını gevşetme eğilimindedir. Sonuç olarak, yiyecekler bazen sisteminizde daha yavaş hareket eder, bu da şişkin, gazlı histen mide ekşimesine kadar her türlü hazımsızlık sorununa neden olur. Bu sizin için rahatsız edici olabilir, ancak aslında bebeğiniz için faydalıdır. Bu sindirim yavaşlaması, besinlerin kan dolaşımınıza ve daha sonra plasenta yoluyla bebeğinize daha iyi ulaşmasını sağlar. Mide ekşimesi, yemek borusunu mideden ayıran kas halkası gevşediğinde ortaya çıkar ve yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri dönmesine izin verir. Tüm bunlar mide yanmasına sebep olabilir.
Sabah bulantısı hamileliğin en erken belirtilerinden biri değildir, ancak bazı kadınlar için oldukça can sıkıcı olabilir. Kadınların çoğunluğu gebe kaldıktan bir ay sonrasına kadar mide bulantısı yaşamaz, ancak bu hamilelik belirtisi diğer kadınlar için birkaç hafta önce ortaya çıkabilir. Sadece sabahları değil, günün herhangi bir saatinde mide bulantısı hissedebilirsiniz. Bazı hamile kadınlar için, bulantılar sabah saatlerinde daha ağırken bazıları için günün ilerleyen saatlerinde ortaya çıkabilir. Mide bulantınız kusma nöbetleriyle gelebilir veya bazı kokular ve yiyecekler mide bulantınızı tetikleyebilir. Sabah bulantısı, kısmen, hamileliğin erken dönemlerinde yükselen östrojen ve progesteron seviyelerinden kaynaklanır. Genellikle hormonal seviyeleriniz normale indiğinde, ikinci trimesterde daha iyi hissetmeye başlarsınız.
Göğüslerinizin normalden daha büyük olduğunu yani şiştiğini fark ettiyseniz ve dokunmak için normalden daha hassas ise, bu gerçekten erken bir hamilelik belirtisi olabilir. Ağrılı ve hassas göğüsler, hamile olduğunuzu fark etmeden önce bile, gebe kaldıktan sonraki bir ila üç hafta içinde ortaya çıkabilir. Hamilelikte meydana gelen hormonal değişiklikler göğüslerinizde karıncalanma ve ağrı gibi etkilere sebep olabilir. Bununla birlikte en sık görülen etkilerden biri yüksek hassasiyettir. Ayrıca göğüsleriniz daha ağır ve dolgun hale gelebilir. Bazı kadınlar bu boyut değişikliğini, PMS sırasında yaşanan şişlik ve hassasiyetin 10 katı olarak yorumlar. Fakat göğüslerde hassasiyet ve şişlik etkisi ilk trimesterde daha fazla yaşanır. Bu belirti ikinci trimesterde azalma eğilimindedir. En bariz hamilelik belirtileri arasında yer alır.
Hamilelik tamamen değişikliklerle ilgilidir ve bazıları diğerlerinden daha zorlu bir süreç geçirebilir. Vücudunuzda meydana gelen tüm fiziksel değişikliklerin yanı sıra, ruh hali dalgalanmaları, şişme, mide bulantısı veya sabah bulantısı gibi belirtiler de yaşıyor olabilirsiniz . Bu nedenle, yorgunluk kadar basit bir şeyi gözden kaçırmak kolay olabilir. Hamilelik sırasında yorgunluk tamamen normaldir, ancak insanların bununla ilgili deneyimleri büyük ölçüde değişebilir.
Belki de çok fazla yorgunluk hissetmiyorsunuz veya hamileliğin erken döneminde aşırı yorgunluk hissediyorsunuz ve bu daha sonra azalıyor olabilir. Hamilelik yorgunluğu, gebe kaldıktan sonraki bir hafta içinde başlayabilir, bu da hamileliğin erken bir belirtisi olabileceği anlamına gelir. İlk 12 hafta boyunca herhangi bir zamanda yorgun hissetmeye başlamak da yaygındır. Yorgunluk, hamileliğin ilk hafta belirtileri arasında yer alır.
Burnunuz tıkalıysa, muhtemelen hamile olduğunuzun başka bir işareti olabilir. Artan hormon seviyeleri ve kan üretimi, burnunuzdaki mukoza zarlarının şişmesine, kurumasına ve kolayca kanamasına neden olabilir. Bu, burnunuzun tıkanmasına veya akmasına neden olabilir. Burun tıkanıklığı aynı zamanda farklı hastalıkların habercisi de olabilir. Hamilelik riniti, hamilelikte burunda tıkanıklığa veya burun tıkanıklığına neden olan burun mukozasının iltihaplanmasıdır. Gebelik riniti bir enfeksiyon veya alerji ile bağlantılı değildir ve en az altı hafta sürer. Bu yaygın duruma alerjik olmayan rinit de denir. Bu nedenle yalnızca burun tıkanıklığına sahip olan kişilerin hamile olduğunu söylemek oldukça zordur.
Gebeliğin erken dönemlerinde veya ilerleyen aylarda bazı durumlarda vajinanın elle veya spekulum ile incelenmesi gerekebilir. Hamilelik sırasında manuel vajinal muayene yapmak, spekulum adı verilen bir görüntüleme cihazı kullanmak veya vajinal ultrason yaptırmak risk oluşturmaz. Vajinal muayene ile hamileliği tespit etmek bebeğe zarar vermez. Bununla birlikte vajinal yollar ile hamileliğin anlaşılabilmesi için yine teknolojik tıbbi cihazların kullanılması gerekir.
Daha sık idrara çıkmanıza neden olan şey, vücudunuzdaki artan kan miktarıdır. Bu artan akışın üstesinden gelmek için böbrekleriniz daha fazla sıvı üretmelidir ve bu daha sonra mesaneye girer. Hamilelik sırasında sık idrara çıkma, rahatsız edici olsa da normal bir semptomdur. Pelvik bölgede kan akışını artırarak aşırı idrara çıkmaya neden olan gebelik hormonu HCG sorumlu olabilir. Bu devre hamilelik sırasında cinsel zevki artırmak için iyi olsa da uzun araba yolculukları için pek iyi değildir. HCG, hamilelik sırasında daha iyi çalışan böbreklere kan akışını arttırır. Böbrekleriniz ne kadar hızlı çalışırsa, vücudunuz o kadar hızlı atar. Sık idrara çıkma, tuhaf hamilelik belirtilerinden biri olabilir.
Kabızlık hamileliğin belirtilerinden olarak kabul edilse de, hamilelik sırasında hormonların değişimi nedeniyle bağırsak hareketleri yavaşlar ve bu nedenle kabızlık oluşabilir. Sindirim sistemi de dahil olmak üzere vücuttaki düz kasları gevşeten progesteron artışından kaynaklanır. Bu, gıdanın bağırsaklardan daha yavaş geçtiği anlamına gelir. Ancak hamilelik sırasında kabızlığın diğer nedenleri de olabilir ve doktorunuz tarafından incelenmelidir. Hamilelikte kabızlık önlenmesi için yeterli miktarda su ve lifli gıdalar tüketmeniz önerilir. Kabızlık hamilelik için erken dönem belirtisi olarak nitelendirilir. Bu nedenle hamileliğin ilerleyen aylarında kabızlık problemi ortadan kalkacaktır.
Hamile kaldıklarında kadınlar, koku (hipozmi/anosmi) ve tat (hipogezi/ageusi) duyularını kaybettiklerini bildirirler. Bazı zamanlarda bir şeylerin kokusunu aldıklarını fakat zamanla kokunun yok olduğu ya da mide bulandıran bir hal aldığını söylerler. Bunun yaşanmasının birkaç farklı nedeni olabilir. Alerji, genetik yatkınlık, nazal polipler, antibiyotikler, antidepresanlar ve antiinflamatuar ilaçlar gibi bazı ilaçlar nedeniyle koku alma duyusu kaybedilebilir. Ayrıca toksik kimyasallara maruz kalmaktan da kaynaklanır. Hamilelik sırasında anosmi yaşayan çoğu kadın, bunun erken başladığını ve genellikle doğumdan kısa bir süre sonra geçtiğini bildirir. Bu nedenle tat ve koku kaybı erken gebelik belirtileri arasında yer alır.
Hamile kalmak birçok kadın için hayat değiştiren bir deneyimdir. Ancak daha önce hiç hamile kalmadıysanız anlaşılması zor bir süreçtir. Dokuz ay boyunca içinizde başka bir insan yetiştirme fikri, duygusal açıdan çoğu kişiyi zorlayabilir ve ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, hamileliğin tam olarak nasıl bir şey olduğunu kelimelerle açıklamak zordur. Hamileliği hissetme süreci de aynı şekilde kişiden kişiye değişebilecek bir durumdur. Gebeliğin ilk belirtileri herkes için farklıdır ve hamile olmanın her birey için nasıl hissettirdiği de öyledir. Mide bulantısı, yorgunluk, ruh hali değişimleri hissediyor olabilirsiniz. Bu ilk belirtiler ile birlikte hamile olduğunuzu tahmin edebilirsiniz. Fakat hamilelik testi yapmadığınız sürece gebeliğin ilk belirtilerinden emin olamazsınız.
Hamilelik öncesinde, çeşitli kontrollerden geçebilirsiniz. Bu kontroller sağlığınızı ve hamilelik ihtimalini ölçmek içindir. Pelvik yani manuel muayeneler de bunlardan biridir. El ile hamileliğin tespit edilmesi, günümüz teknolojisinde sıklıkla tercih edilen yöntemlerden biri değildir. Diğer yöntemlere oranla yanılma payı çok daha yüksektir. Bu nedenle ev tipi hamilelik testi ve kan testinin ardından ultrason cihazı ile yapılan testler en sağlıklısıdır.
Hamile belirtileri olabilecek birçok semptom listelenmiş olsa da, birçok hamile kadın herhangi bir semptom hissetmeyebilir. Tüm kadınların hamilelik süreci birbirinden farklıdır, bu yüzden bazıları için hamilelik çok zor, diğerleri için ise oldukça kolay olabilir. Bu, hiçbir semptom hissetmeyen kişilerin anormal olduğu anlamına gelmez, sadece farklı bir vücut tipine sahip oldukları ve hormonal değişikliklerin onlar için çok rahatsız edici olmadığı anlamına gelir. Bazıları için, bu değişiklikler tahribat yaratırken, bazıları için çok şiddetli değildir.
Markası, stili veya fiyatı ne olursa olsun bulabileceğiniz herhangi bir gebelik testi, basit bir şeyi arayacaktır; yeni implante edilmiş bir embriyo tarafından üretilen hormon olan saptanabilir bir insan koryonik gonadotropin (hCG) seviyesi. Tipik bir hamilelikte, hormon seviyesi her 48 ile 72 saatte bir iki katına çıkar ve genellikle gebe kaldıktan yaklaşık 12 ile 14 gün sonra (veya beklenen adetinizden birkaç gün önce) idrar testi ile tespit edilebilecek bir düzeye ulaşır. Bir test daha hassassa, daha düşük hCG düzeylerini (yani, daha önceki bir test sonucu) saptayabilir.
Erken hamilelik testi, hamileliği beklenen adetten beş gün önce tespit edebilir. Bununla birlikte, erken gebelik testleri daha az güvenilirdir. Sonuç negatif ise ancak adetiniz gecikirse, başka bir test yapmanız önerilir. İkinci hamilelik testi de negatif olduğu halde gebelik belirtilerini fark etmeye devam ederseniz, jinekoloğunuz hamile olup olmadığınızı kan testi veya ultrason ile şüpheye yer bırakmayacak şekilde netleştirebilir. Kandaki hCG seviyesi, döllenmeden altı ila dokuz gün sonra ölçülebilir.
Genellikle adetiniz geciktikten sonra hamilelik testi yapmanız önerilir. Bunun nedeni, hamilelik testlerinin, hamile kaldığınızda birikmeye başlayan bir hormon olan vücudunuzdaki insan koryonik gonadotropin (hCG) seviyesini ölçmesidir. Son adetinizin ilk gününden itibaren vücudunuzda bir testte ortaya çıkacak kadar hCG bulunması yaklaşık üç ila dört hafta alabilir. Bu da adetten önce hamilelik belirtilerinin başlayabileceği anlamına gelir. Adet döngünüz, vücudunuzun her ay olası bir hamilelik için hazırlanma şeklidir. Bunun bir kısmı, döllenmiş bir yumurtanın hamileliğe başlamak için implante olacağı yer olan rahim astarınızın kalınlaşmasıdır. Hamileyseniz, bu astar yerinde kalır ve normal akışınızı alamazsınız. Bu nedenle adet gecikmesi genellikle hamileliğin en erken belirtisidir.
Ebeveynler için heyecanlı bir süreci beraberinde getiren hamilelik belirtileri hakkında merak edilen konulardan biri de 3 günlük hamilelik belirtileri. Sağlıklı her kadın için ortalama yumurtlama dönemi gündür. Bu dönem kişinin regl döngüsüne göre değişiklik gösterebilir. Bu dönemin ardından doğum kontrol yöntemi kullanılmadan cinsel ilişkiye girilmesi kadının hamile kalma olasılığını artırır. Ancak bu dönemin yumurtlama dönemine denk gelmesi önemlidir. Yumurtlama döneminin ardından ortalama 1 hafta içinde yumurta döllenir ve yumurta rahim astarına girer. Bunun sonucunda da hamilelik serüveni başlar.
Hamileliğin ilk belirtileri, hamile kaldığınızdan sonraki hafta ortaya çıkabilir. Bu belirtiler ise şöyle sıralanabilir:
Hamilelik belirtileri kan ve idrar testlerinde çıkar. En net sonuç ise kan testi ile alınır. 3 günlük gebelik belirtileri kan testinde çıkması her kadın özelinde farklılık gösterebilir. Bu nedenle hamilelik şüphesi yaşıyorsanız mutlaka bağlı olduğunuz sağlık ocağına gidip kan testi yaptırmalısınız.
“3 günde hamilelik belirtileri olur mu?” diye merak ediyorsanız vakit kaybetmeden hamilelik testi yapmalısınız. Ancak idrar ile yapılan test kitinin bazı durumlarda 3 günlük hamileliği gösteremeyeceğini de bilmelisiniz. Bu durumda sağlık ocağında kan testi yaptırarak en doğru sonucu öğrenebilirsiniz.
3 gün hamilelik belirtileri aşağıdaki semptomlarla anlaşılabilir:
Kadınlar genel olarak cinsel ilişkiden sonra 3 gün içinde hamile kalabilir. Ancak bu sürede hamilelik belirtisi kişi özelinde yaşanır ve her kadında görülemeyebilir.
3 günlük hamile belirtileri ve sonucu bazı durumlarda idrar testinde çıkmayabilir. Bu testten negatif sonuç almanız durumunda kan testi yaptırabilir ve hamilelik belirtileri için daha kesin bir sonuç alabilirsiniz.
20 Haziran tarihindeZeliha kozanlı
Mrb ben Mayıs 20 sinde âdet oldum ve 28 gunde bı oluyorum 2 yıllık evliyim Bebek için korunmuyoruz yine bu ay olmam gerekirken olmadım 17 sinde olmam gerekti ama 1 buçuk gün kahverengi leke geldi ve bitti sizce hamilemiyim henüz doktara falan gitmedim saygılar lütfen cvb verirseniz çok sevinirim iyi geceler
22 Haziran tarihinde
Merhaba. Konuyla ilgili net yanıtı almak adına kadın doğum uzmanına görünmenizi tavsiye ederiz. Sağlıklı günler dileriz.
Erken Hamilelik Belirtileri Nelerdir? Ultrason ve gebelik testleri, bir kadının gebe olup olmadığını anlaması için en kesin yollar olsa da dikkat edilebilecek birçok işaret ve belirti de mevcuttur. En erken gebelik belirtileri nelerdir sorusunun cevabı sadece adet gecikmesinden çok daha fazlasıdır.
Kokulara karşı hassasiyet, sabahları görülen bulantı hissi ve yorgunluk da erken dönem gebelik belirtileri arasında yer alır. Birçok kişiye garip gelse de gebelik hesabı yapılırken son adet döngüsü baz alınır. 1 haftalık hamilelik nasıl belli olur sorusu birçok kadının sıklıkla sorduğu sorular arasındadır.
Kusmalı ya da kusmasız mide bulantısı, baş ağrısı, vücut sıcaklığının artış göstermesi, karında gaz miktarının artması, pelvik kaslarda görülen kramplar ve yorgunluk gibi belirtiler ilk 7 gün hamilelik belirtileri arasında yer alır. Erken hamilelik belirtileri ne zaman başlar sorusunun cevabı ise ilk birkaç hafta olarak rahatlıkla verilebilir.
Döllenme işlemi başarı ile tamamlandıktan sonra kadın vücudu, human koryonik gonadotropin (beta HCG) adı verilen vücudun hamileliği sürdürmesi olanaklı kılan hormonun salgılanmasını sağlar. Bu hormon sayesinde yeni yumurta üretiminin durması da sağlanmış olur.
Böylelikle adet gecikmesi denilen durum da gerçekleşir. Vücut sıcaklığının yükselmesi, gebeliğin bir başka önemli belirtisi olabilir. Öte yandan vücut sıcaklığı, sıcak havalarda ve egzersiz sırasında da yükselebilir. Bu evrede dikkatli bir şekilde spor yapmak ve gerekli miktarda sıvı tüketmek oldukça önemlidir.
Yorgunluk, gebeliğin her evresinde yaygın olarak görülebilecek bir durumdur. Progesteron hormonunun bol miktarda salgılanması gebe kadınların daha yorgun hissetmesine neden olur.
Özellikle 8. ve haftalara gelindiğinde kalp, daha hızlı ve daha sert bir şekilde atmaya başlar. Kalp çarpıntısı ve düzensiz kalp atışı, gebelikte çok normal durumlardır. 4. ve 6. Haftalardan itibaren göğüslerin daha hassas ve daha kabarık olması da son derece normal bir diğer durumdur.
Östrojen ve progesteron miktarı gebelik esnasında çok yüksek seviyelere çıkar. Bu durum kadınların, normalden daha duygusal olmasına ve anormal tepkiler vermesine neden olabilir. Duygu durum değişiklikleri, gebelikte oldukça yaygındır.
Kokulara karşı hassasiyet, sıkça rastlanan bir gebelik belirtisidir. Öte yandan koku hassasiyeti, mide bulantısı ve kusma gibi durumları tetikleyebilir. Gebeliğin ilk haftalarında kilo almak son derece doğal bir durumdur. İlk 4 hafta içerisinde 2 kiloya kadar kilo almak doğaldır.
Gebeliğin birinci ve dördüncü haftaları arasında tüm olaylar, hücre içinde gerçekleşir. Döllenmiş yumurta, blastokist (içi sıvı ile dolu bir grup hücre) oluşturur. Bu yapı daha sonraları bebeğin organlarına ve vücut uzuvlarına dönüşür.
Blastokist yapısı rahim içerisine yerleşerek birtakım kanamalara neden olur. Erken hamilelik belirtileri karın ağrısı ve kasık ağrısı gibi belirtilerin temel sebebi bu kanamalardır.
Döllenmeden 6 ila 12 gün sonra kramplar görülebilir. Erken hamilelik belirtileri akıntı ve benzeri durumları da kapsar. Vajinal akıntılar genellikle 6. ila 8. hafta arasında başlar.
Erken hamilelik belirtileri ishal ve kabızlık gibi sindirim sistemini ilgilendiren diğer sorunları da kapsayabilir. Bu durum kadın vücudunun birçok farklı değişiklikten geçerken sindirim sisteminin de etkilenmesi sonucu oluşur. Gebeliğin ilk 3 ayında ishal yaygın olarak görülebilir.
Gebelik testlerinden en isabetli sonucu elde edebilmek için adet gecikmesinden itibaren bir hafta beklenmesi gerekir. Eğer adet gecikmesini beklemek istenmiyorsa, gebelik testi yaptırmak isteyen kişilerin seks yaptıktan sonra bir veya iki hafta beklemesi tavsiye edilir.
Bir kadının gebe olduğunun anlaşılabilmesi için HCG hormonunun kanda belirgin seviyelere gelmesi büyük önem taşır. HCG hormonunun vücutta önemli seviyelere gelmesi, döllenmeden itibaren 7 ila 12 gün arasında olur.
Gebelik testi yaparken daha erken davranılması durumunda yalancı negatif sonuçlar alma riski daha yüksektir. Aşağıda yer alan belirtilerden herhangi biri varsa gebelik testi yaptırmanızda fayda olduğu düşünülür;
Adet gecikmesi, gebeliğin başta gelen ve güvenilir belirtilerinden biri olarak kabul edilir. Adet döngüsü bir aydan daha fazla geciken kişilerin test yaptırması tavsiye edilir.
Döllenme, adet sancısına benzer ağrılara neden olabilir. Gebeliğin ilk dönemlerinde kadınlar, biraz rahatsızlık hissedebilir ve adet döngüsünün başlangıcının yakın olduğunu düşünebilir fakat döngü hiç başlamaz. Böyle bir durumda gebelik testi yaptırılmalıdır.
Kramp ve göğüslerdeki değişikliklerin yanı sıra kusma, gıda hassasiyeti, yorgunluk ve sık sık tuvalet ihtiyacı duyma gibi belirtiler de gebelik belirtileri arasındadır. Bu belirtileri taşıyan kişiler, gebelik testi yapmalıdır.
Birçok kadın tarafından sıklıkla sorulan “Adet günü gelmeden hamile olduğumu nasıl anlarım” sorusunun kesin bir cevabı, evde uygulanabilecek gebelik testi, kan testi ve ultrason haricinde ne yazık ki bulunmaz.
Öte yandan bazı belirtiler ile adet günü gelmeden de bir kadının hamile olup olmadığı konusunda fikir yürütmek mümkündür fakat bu benzerlikler adet döngüsünün belirtileri ile benzerlik gösterir.
Kadınların göğüslerinin ağrılı ve hassas bir yapıya bürünmesi, adet günü gelmeden kadının gebe olduğunu anlaması için oldukça önemli bir durumdur.
Meme uçlarının çevresindeki halkaların kahverengi bir renk alması diğer bir önemli belirtidir. Özellikleri sabahları mide bulantısı yaşamak, kadınlar için adet günü gelmeden gebeliğin anlaşılmasında büyük rol oynar. Vajinal akıntılarda görülebilecek değişiklikler de adet günü gelmeden gebeliğin anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Gebelik belirtileri, her kadında farklı olabilmektedir. Bu semptomları, adet döngüsü semptomları ile karıştırmak oldukça kolaydır. Bir kadının gebe olup olmadığını sadece bu semptomlara bakarak söylemek oldukça zordur.
Aklınıza takılan tüm sorularınız için Umut Ol Umut Bul Facebook grubumuza üye olabilirsiniz.