Yayınlanma: - 21 Mayıs Güncellenme:
Batuhan SERİM
Fırat FISTIK
21 Mayıs’ta Bursa'da yapılması planlanan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen hapis cezası ile siyasi yasak kararının ardından İstanbul'a alınan ‘Milletin Sesi' mitingi vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti.
KAFTANCIOĞLU ALKIŞLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI
Mitingte Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Tunç Soyer'in de aralarında bulunduğu CHP'li büyükşehir belediye başkanları, İstanbul ilçe belediye başkanları, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları alkışlarla karşılandı. Ardından da Canan Kaftancıoğlu alkışlarla kürsüye davet edildi.
“AZ KALDI, FİNALE YAKLAŞIYORUZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu'nun sahneye çıkmasıyla kalabalıktan “Hak, hukuk, adalet” sloganları yükseldi.
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
* “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bu meydandaydım. Ankara'dan İstanbul'a milyonlarla birlikte yürümüş, 9 Temmuz'da bu meydanda milyonlarla buluşmuştum. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş ilk adımımdır demiştim. 5 yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı, bu kentin, bu meydanlarında, sokaklarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde, özgürce kucaklaşacağız. Meraklanmayın. Az kaldı.
“BİRİLERİ TÜRKİYE'Yİ ZİFİRİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”
* Benden önce halkınızın çığlığını dinlediniz. Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanlığı korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu, kaçakçıları, paramiliter yapılar, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, trol ağaları, insan kaçakçıları, silah kaçakçıları, hepsi ama hepsi birlikte çalışıyor.
“TEK AMAÇLARI KORKU İKLİMİ YARATMAK”
* Bunların tek bir amacı var. Korku iklimini yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi, hem finansal açıdan nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyor. O ve sarayı giderse ‘Kaos olur' algısını oluşturma peşindeler. Bu algıyı pekiştirmek için sudan sebeplerle evleri basıyorlar.
* İnsanları gece yarısı gözaltına aldırıyorlar. Tutukluyorlar. Okulları basıyorlar. Tweet attılar diye liseli çocukları okullarından alıyorlar. Yeşili savunan, doğayı savunan aktivistlere ağır hapis cezası verdiriyorlar. Bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler, siyasilere getirilen siyaset yasakları. Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.
* Konserleri yasaklıyorlar. Kürtçe müziğe dahi tahammül edemiyorlar. Bu ülkenin ulu çınarı olan sanatçıları mahkeme koridorlarında süründürüyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var. ‘O yasak, şu yasak'. Tahammül edilemeyen K-Pop, tahammül edilmeyen gençler, tahammül edilmeyen eğlence, tahammül edilmeyen mizah, tahammül edilmeyen yaşam tarzı, tahammül edilmeyen özgürlük…
* Biz ise CHP olarak gençlerden Atatürk'ün dediği gibi, ‘Fikri hür, vicdanı hür’ bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her birisinin fikri hür ve vicdanı hürdür.
“BİZİ ÖZGÜRCE ELEŞTİRECEKSİNİZ”
* Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür ne demek? İktidar değişsin, ülkeye bolluk bereket geldi, ülkeye huzur geldi, ülkeye hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede bir hata görürseniz, nerede bir yanlış görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Bu pencereyi açıyorum size. Eleştirmekten korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz. Saray rejiminde gençlere eğlence yok. Saray rejiminde bolca uyuşturucu var. Saray rejiminde gençlere bahis, kumar var. uyuşturucu baronlarıyla kol kola olanlar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Bugün Türkiye'de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucu var.
“BİZ KAZANACAĞIZ”
* Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlıkları. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz, ben kazanacağım. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli bir güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar. Başaramayacaklar. Söz veriyorum biz kazanacağız.
* Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini halkımızdan az önce dinlediniz. Ülkemiz, ağır bir ekonomik buhranın içindedir. Bu, hakka, hukuka ve adalete sırt çevirmenin sonucudur. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Enflasyon yüzde 'lere dayanmış Onlar, emeklinin bayram ikramiyesine tek kuruş zammı dahi çok görüyorlar.
“BUNLARIN TAMAMI YALAN, YALAN, YALAN!”
* En değerlimizi, gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği harami, hamasi söylemler. Onların hamasi söylemlerinde yalanlardan da hepimiz bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar dikkat buyurunuz. Ağızlarını açtıklarında yok efendim ‘', yok efendim ‘Japonya-Almanya bizi kıskanıyor', yok efendim ‘Anlaşmalarda gizli maddeler var'. Bunların tamamı yalan, yalan ve yalan! Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı. Uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır.
* Bizler bu değişime hazırız. Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan hepsinin kafalarına inmek zorundayız.
“YETKİYİ ELLERİNDEN ALDIĞIMIZ AN BEŞLİ ÇETENİN TAMAMININ DEFTERİNİ DÜRMEK ZORUNDAYIZ”
* Sarayın ve o fotoğrafçı suç işleri bakanlığının elinden yetkiyi aldığımız an, hepsinin, bu beşli çetelerin tamamının defterini dürmek zorundayız. Biz bu beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine çorap sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Buraya bir parantez açıyorum.
* Beşli çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar, iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyorlar. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Ama belediye başkanlarımız, siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak, halka hizmetlerini sürdürüyorlar ve sürdürecekler. Sevgili dostlarım, bu düzen haramilerin düzenidir.
* Milyonların sesi olmak için bir hafta süreyle karanlıkta kaldım. Ben neoliberalizme karşıyım. Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye'de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. Bu yüzden, insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.
* Evet, vergide indirim istiyorum. Ancak bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir bir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum.
“OLUR DA BU GAZETECİLERİN TIRNAĞINA ZARAR GELİRSE…”
* 2 kadın gazeteci, sadece işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Lafı dolandırmadan açıkça ifade ediyorum. Paramiliterlere, mafyalara, uyuşturucu baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a, Asrika meczuplarına, olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına gelirse, siz kendinizi unutun. Bir daha açık söylüyorum; unutun kendinizi!
“SINIR NAMUSTUR”
* Ben suçla mücadeleye inanıyorum. Organize olan suçluların hepsini bu toplumdan söküp atmaya inanıyorum. Türkiye'ye gelen kaçakların, özellikle Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde ‘Sınır namustur' anlayışı var. Yol geçen hanına dönen bu sınırları koruyamayanlar, devleti yönetemezler. 8 milyon kişi plansız, programsız, başımıza bindirdiler. Ülkemiz artık bu yükü taşıyamıyor. Bu nedenle gitmek zorundalar. Gidecekler. Davulla, zurnayla, kardeşçe göndereceğiz kendi ülkelerine. Hiç kimse unutmasın, biz ırkçı değiliz! Asla ve asla bu temiz milletin alnına kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz.
“ÜLKE ELDEN GİDİYOR, BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ”
* Ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Birlikte mücadele etmek zorundayız. Vatan bizim vatanımız. Bayrak bizim vatanımız. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi. Neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini, kimseyi ayırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan hep birlikte bu mücadeleyi vermeliyiz.
“BU SENİN DE SORUNUN”
* Genç muhafazakarlara da seslenmek istiyorum. Bu sorunlar, bir kısım insanın sorunu değil. Bu sorunlar hepimizin sorunu. Ey muhafazakar genç kadın! Bu aynı zamanda senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet, senin İstanbul Sözleşmeni de, nafakanı da kesmek istiyor. Canan başkanın başına gelene sen ses çıkaracaksın, sesini yükselteceksin. Genç muhafazakar kadın, sen! Çünkü aynısı sana da yapılacak. Çünkü SADAT'ların Asrika toplantılarında sen yoksun.
* Seni dinlemezler. O toplantılarda vatana ihanet suçu işlenirken, erkekler oturdu yeni anayasa yazdı. Sen orada yoksun ve olmayacaksın, kayıtsız kalamazsın ey genç muhafazakar kardeşim! Bu seçimde kararsızım diyemezsin! Kayıtsızlık bir cevap değildir. Kayıtsızlık bir başlangıç değil bir sondur. Bu nedenle kayıtsızlık, her zaman saldırganın yararınadır. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.
“İKTİDAR OLDUĞUMUZDA DEĞİŞMEYECEĞİM, NEYSEM OYUM!”
* Bugüne kadar değinmediğim 2 konuya daha değineceğim. Samimi olacağım. Düşündüklerimi amasız, fakatsız sizlerle konuşuyorum;
* Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle, bir partinin ve bir parti liderinin halkını dinlemesini bir zayıflıkmış gibi algılıyor. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmak, iyi olmak, devlet adamı olmak zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz. Biz birlikte iktidar oluyoruz. Ben, iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum! Nerede durduğumu biliyorsunuz ve bunu değiştirmek niyetinde değilim. Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı, dezavantajlı olanların derdine koşmayı değiştiremem. Değiştirmeyeceğim. Tam aksine, inadına koşacağım.
“KENDİ CELLADINIZI SEÇMEYİN”
* İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Bu şov dünyası değil, bu bir demokrasi arayışı. Ciddi olmak zorundayız, vicdanımızın sesini dinlemek zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, ahlaki değerlerimizi yüceltmek zorundayız.
“HATALARINDAN DERS ÇIKARMASINI BİLEN BİR PARTİYİZ”
* Diyorlar ki ‘Ama CHP de geçmişte böyle yaptı…' Evet hatalar oldu. Evet, biz bugün çok mükemmel bir parti olduğumuz iddiasında değiliz. Ama biz, hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de, Allah da şahidimdir ki; kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten ve şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. İşte biz şu an bu ortamdayız.
* Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi yeniden inşa etmek. Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine inanıyorsanız bize katılın. Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın.
* Çevreyi, kurdu, kuşu, ormanı önemsiyorsanız bize katılın. Eğitim ve sağlık için daha fazla sağlık istiyorsanız biz katılın. Çocuklarınızı bu güzel ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. milyar doların kimlere satıldığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Ödediğiniz vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yolsuzluk haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkum olmasın diyorsanız bize katılın…
* Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği, partisi fark etmeksizin, bu ülkenin bütün onurlu insanlarının hakkını ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma buradan bir kez daha söz veriyorum. Söz veriyorum! Söz veriyorum!
“EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ” TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEYİP GÜL DAĞITTILAR
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının sonunda ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' türküsü okundu. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'li belediye başkanları, yöneticiler, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sahneye çıkarak, vatandaşlara gül dağıttı, ardından ‘Güzel Günler Göreceğiz’ şarkısı çaldı. Vatandaşlar ve sahnedekiler hep beraber şarkıları söyledi.
Bazı vatandaşlar sahneye çıkarak CHP lideri Kılıçdaroğlu ile fotoğraf çektirdi. Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kalabalığı arkasına alarak özçekim yaptı. Canan Kaftancıoğlu da sahneye çıkarak halkı selamladı.
KILIÇDAROĞLU SOSYAL MEDYADAN DA PAYLAŞTI: TIPKI KURTULUŞ SAVAŞI’NDAKİ GİBİ…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak sosyal medya mesajı paylaştı.
Sözlerini yineleyen Kılıçdaroğlu, sahnede vatandaşa gül dağıttığı fotoğraflarla birlikte, “Dindarı, dinsizi, sofusu, sufisi, Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkezi, solcusu, sağcısı, liberali milliyetçisi; ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Milli Kurtuluş Savaşındaki gibi…” ifadelerini kullandı.
İL BAŞKANLIĞI: YAKLAŞIK BİN KİŞİ MİTİNGE KATILDI
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Milletin Sesi Maltepe mitingine katılan kişi sayısını açıkladı. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın açıklamasında, “Tespitlerimize göre yaklaşık kişi mitinge katılım sağladı” denildi.
“ATEŞ OLSANIZ CÜRMÜNÜZ KADAR YER YAKARSINIZ”
Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından miting konuşmasındaki önemli noktalara dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
* “İyi geceler! Bugün yüzbinler mitingde buluştuk ve sahnede bu ülkenin en savunmasızları vardı. Sarayın çoktan unuttuğu bu insanların çığlığını dinledik. Akabinde yaptığım konuşmamdan önemli noktalara dikkati çekmek istiyorum…
* Türkiye zifiri karanlığa sürüklenmiştir. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu baronları, paramiliterler, beşliler, troller korku iklimi yaratmak için birlikte çalışıyor. Kendilerine buradan sesleneyim, ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Seçim güvende yapılacak.
* Saray ve şürekasının fikrinden dilinden düşmeyen artık tek kelime var: Yasak, yasak, yasak! Eğlence yasak, müzik yasak, mizah yasak, özgürlük yasak. Özetle gençlik yasak. Hadi oradan! Bizim gençlerimiz fikri hür, irfanı hür, vicdanı hürdür. Gençliği yasaklamak kim, siz kim.
“SUSARSAN, ASRİKACILAR YARIN SENİN KAPINA GELİR”
* Türkiye ile ilgili vizyonum çok net ve basit iki kelimeye dayanıyor. Eşitlik ve Değerler. İnsanlar arasında eşitlik istiyorum. Gençlere fırsat eşitliği istiyorum. Hoşgörü, şefkat değerlerine inanıyorum. Bu ülke farklılıklarımızla gurur duysun istiyorum.
* Muhafazakar genç kadın, Canan Hanım’ı yasaklayanlar senin de sorunun. O zihniyet İstanbul sözleşmeni yok etti, nafakayı kesme peşinde. Susarsan, Asrikacılar yarın senin kapına gelir. O vatana ihanet toplantılarında Asrikacı erkekler yeni anayasa yazdı. Orada yoktun. Olmayacaksın!
* Bana çok iyi kalplisin, kibarsın ama.. diyen vatandaşlarımız oluyor. Saygı duyuyorum ancak celladımıza benzeyerek mi değişim getireceğiz bu ülkeye? Suçluya hep beraber dikleniriz. Milletime ise kibar olmaya, boynum kıldan ince olmaya devam edeceğim. Bu saatten sonra değişemem.
* Ve son olarak “Ama geçmişte CHP de…” meselesi. Evet, hatalar olmuştur ama Allah şahidimizdir ki bu parti ve yol arkadaşlarım kendimizi geliştirmek için çok çabalıyoruz. İnanmaktan, öğrenmekten ve şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. Tam oradayız!”
GEZİ’DE HAYATINI KAYBEDEN VE TUTUKLANANLARIN AİLELERİ SAHNEDE YER ALDI
Mitingte Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi davasında tutuklananların aileleri de kürsüye çağrıldı. Gezi ailelerini temsilen Meriç Kahraman şöyle konuştu:
* “Bugün burada bulunan yüz binlerin çok daha ötesinde, milyonlarca insanımızın hayat verdiği büyük Gezi ailesinin değerli üyeleri; baskıya, zulme, yağmaya, talana, memleketin bir istibdat düzeniyle yönetilmesine karşı bugün burada toplanan bu güzel kalabalığı, Gezi Direnişi’nde aramızdan aldıkları canlarımızın aileleri ve şu anda koğuşlarında büyük bir heyecanla izlediklerinden emin olduğumuz Gezi Davası tutuklularının aileleri olarak selamlıyoruz.
“DEMOKRASİYE GÜÇ VEREN HERKESE MERHABA”
* Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba.
“BU DAHA BAŞLANGIÇ”
* Bu adalet talebi; kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereklerini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Gezi; eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için, bu ülkenin sönmeyecek umududur. Buradan Bakırköy’e ve Silivri’ye selamlar. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.”
Mitingte “Her yer Taksim her yer direniş”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.
“ARTIK ‘DUR’ DEMENİN ZAMANI GELDİ”
Toplumun farklı kesimlerinden yurttaşlar mitingte sırayla kürsüye gelerek yaşadıkları zorlukları anlattı. Kağıt toplayıcılığı yaparak geçimini sağlayan 49 yaşındaki Nusret Güllü, dertlerini şu sözlerle anlattı:
* “Daha evvel davul, zurna çalıyorduk; bitti. Şimdi çekçek çekiyoruz, çekçeğimizi de elimizden aldılar. Ekmek bırakmadılar. Pazarlarda artıkları toplayarak geçiniyorduk, şimdi domates oldu 25 lira, o ezik domatesi de atmıyorlar artık… Onu da toplayamıyoruz.
* (Ayağındaki terliği eline alıp göstererek) Bunu çöpün dibinden buldum, bununla geziyorum. Bizim yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Artık ‘dur’ demenin zamanı geldi. Gözümüz açıldı.”
“BİZ OY ATMAYA KOŞUYORSAK, ONLARIN DA BİZE KOŞMASI LAZIM”
65 yaşında çalışmak zorunda kalan ve bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu ise şöyle konuştu:
* “Şu anda herkes denizde yüzüyor, benim gibiler karaya vurdu. Neden? 2 senedir, bana gelen yardımlarla ayakta duruyorum. Eşim emekli, 3 bin lira maaşı var. lirası kira. lirası faturalar. Geri kalanını siz hesap edin. Nasıl geçineceğimi bana sorun…
* Benim her iki kalçamda platin var. Beni idama da götürseler, aynı lafları söyleyeceğim… Önce Türk vatandaşının halini hatırını soracak bir devlet istiyoruz biz. İstediğimiz bu. Biz garibanların kapısının çalınmasını istiyoruz. Biz nasıl oy atmaya koşuyorsak, başımıza gelenlerin de bize koşmasını bekliyoruz.
“EKMEK, UN, MAKARNA ALAMIYORUZ”
* Bir ekmek 5 lira, biz bunu alamıyoruz. Bir kilo unu alamıyoruz. Akşamdan sabaha zam olur mu? Ben bütün hükümetleri gördüm; ama ne böyle bir zam gördüm, ne pahalılık gördüm… Makarnaya hasretsem, Türkiye’de yaşamamam gerekiyor. Ben yaşamak istemiyorum. Yeter. Hep yabancılar, yabancılar, yabancılar…”
“20 YILDAKİ EN KÖTÜ ZAMANI GEÇİRİYORUM”
Kasap Fatih Uludağ da sorunlarını şu şekilde anlattı:
* “Ben yaklaşık 20 yıldır kasaplık yapıyorum, ama 20 yıldaki en kötü zamanımı geçiriyorum. Benim çıraklık zamanımda, ihtiyacı olan insanlar dükkanımıza geldiğinde onları geri çevirmezdik. Ama şu zamanda ihtiyaç sahibine bir parça et veremiyoruz. Çünkü tezgahımıza koyduğumuz etten kar edeceğiz derken, bir sonraki eti zamlı alıp zarar ediyoruz.
“15 LİRALIK KIYMA ALAN VAR”
* 2 gün önce dükkanıma bir vatandaş geldi, ‘yemek yapacağım, 15 liralık kıyma istiyorum’ dedi. 15 liralık kıyma gram yapıyor. gram kıymayla 4 kişilik aileye yemek yapacak… Bir dolma biberi doldurmayacak kıymayla 4 kişi yemek yiyecek…
“REYONDA ET OLMASI GEREKİRKEN KEMİK VAR”
* Kasap reyonunda normalde et dolu olması gerekirken şu anda bizim çöpe attığımız, sıyırıp kullanmak istemediğimiz kemikli etler, çorbalık kemikler reyonlarda yerini aldı. Uygun fiyatlı olduğu için. Et tüketemeyen insanlar diyor ki, ‘en azından yemeğe tadı geçsin…'”
“ÇOCUKLARIMIZI NASIL DOYURACAĞIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ”
Evlere temizliğe giden Muazzez Süngür de şöyle konuştu:
* “Eşim apartman görevlisi, 15 ve 8 yaşlarında 2 çocuğumuz var. Eve katkım olsun istediğim için yarım zamanlı ev işçiliği yapıyorum. Aynı zamanda ben bir anneyim. Çocuklarımın okumasını ve bizden daha iyi yaşamasını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. sene öncesine kadar ‘çocuklarımızı nasıl okutacağız? İyi bir eğitim verebilecek miyiz?’ diye düşünürken; şimdi ‘acaba çocuklarımızın karnını nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz.
“ÇOCUĞUMLA MARKETE GİDEMİYORUM”
* Hayat şartları zor ve git gide daha da zorlaşıyor. Ben 8 yaşındaki çocuğumla markete gidemiyorum. Çocuğum bir şey görür, isterse alamam diye… O üzülürse ben de üzülürüm diye… Beni bütün annelerin anlayacağını düşünüyorum. Anneleri bu hale getiren sistem utansın. Bana bu mikrofonu uzattığınız, derdimle dertlendiğiniz için çok teşekkür ederim.”
“KENDİ ÜLKEMİZDE YABANCI OLDUK”
Torna ustası Abdullah Korkunç ise yaşadığı zorlukları şöyle ifade etti:
* “Yaklaşık 3 aydır işsizim. Düne kadar aileme, çocuklarıma iyi bir gelecek kurmanın hayali içerisindeydim. Ama düşünün, çocuğum benden karpuz istedi, yarım karpuz aldım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım. Bu bir baba için çok ağır bir şey.
* Bizleri bu hayata mahkum eden insanlara lanet olsun. İşsizim, gittiğim bütün firmalar yabancı uyruklu insanları çalıştırıyor. Ben 20 yıllık ustayım, asgari ücreti layık görüyorlar. Emeğimizi değersizleştiriyorlar. Kendi ülkemizde yabancı olduk.”
Mitingte Nusret Gümüşel adlı bir vatandaş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na benzerliğiyle dikkat çekti.
Vatandaşlar miting alanından ayrılırken “Hükümet istifa” sloganı attı.
İlginizi ÇekebilirMitinge gelen vatandaşlar SÖZCÜ'ye konuştu: Önce AKP'ye oy verdim, artık oy yokİlginizi ÇekebilirCHP yöneticileri SÖZCÜ'ye konuştu: Bu miting baskılara boyun eğmeme mitingiAKPAltayBursaCHPEngin AltayistanbulKemal KılıçdaroğluMersinMitingMuharrem ErkekSözcüTürkiye
seçimlerinden önce Cumhurbakan smet nönü, Ankara’dan stanbul’a gelir ve on binlerin katld Taksim Mitingi’nde konuur. Cokulu kalabalk, yaklaan seçimler hakknda endie duyan nönü’nün yüzünü güldürmütür. Stres altndaki Cumhurbakan rahatlamtr.
nönü, kürsüden halka bakarken, yannda bulunan ve onca insan oraya toplamann gururunu yaayan Vali Fahrettin Kerim Gökay, mütebessim Cumhurbakan'na döner ve o mehur sözü sarf eder:
“te Paam, stanbul!”
Seçim, CHP adna hezimetle sonuçlanr. Kalabalk Paa’y yanltmtr.
***
72 yl geçmi.
O günden bugüne kalabalklar bazen doruyu söyledi, bazen eriyi. Nihayet bu hafta sonu CHP, bir kalabalk miting daha yaad.
CHP’nin Maltepe mitingine kaç kii gitti? Partililer, bin diyor. Milyon diyen var. Daha az diyen var. Bu önemli mi? Bu bir gösterge mi?
Miting alann dolduramamak olumsuz bir göstergedir üphesiz. Ama hncahnç kalabalklar? Bazen gerçekleri gösterir, bazen göstermez. smet nönü’ye göstermemiti.
Yine Maltepe’deki izdiham dört sene önceki cumhurbakanl seçimlerinde Muharrem nce’yi yanltmt örnein.
nce’ye bir ilgi vard ama o ilgi oya dönümedi. Ama bir sene sonra mamolu’na, “kalabalklar” eklinde gösterilen teveccüh oy getirdi. Üstelik zaferinden be ay öncesine dek onu belediye bakanln yapt Beylikdüzü’nün dnda kimse tanmazken. O seçimde kendi mitinglerini doldurmak için üstün gayret sarf eden AKP’liler, biraz mahcup, “kalabalklar yanltcdr, sanda bakn” diyordu. Halbuki baklm ve mamolu kazanmt.
Sonra tekrar bakld, mamolu bu defa daha ‘kalabalk’ kazand.
mamolu kalabalkla bir ba kurabilmiti.
***
Bu ba bugün kim kuracak? Kalabalklarn karsnda kimin ans var? Cumhurbakan Erdoan’n karsna kim çkacak? Kemal Klçdarolu, Ekrem mamolu, Mansur Yava ve bence bir de Canan Kaftancolu… Hepsi iddial isimler. Hepsi de bir seçimi heyecanla götürür. Kazanrlar, kaybederler ama yarrlar.
En bata dedim ya, Kurtulu Sava’nn muzaffer komutannn kaybettii bir seçimi herkes kaybedebilir.
Ama bugün kimin kazanacandan çok daha önemli bir mesele var gibi. Seçimin kendisi.
Yabana atlr bir konu deil. Türkiye’de öncesi olmayan bir konu da deil. Bu seçimler nasl geçecek? Sonras nasl yaanacak? Bu endienin kanl canl halini, kazanma/kaybetme perspektifiyle de beraber, ’nin büyük kaybedeninin kendisinden, smet nönü’den ve onun o srada ABD’de eitim gören olu Erdal nönü’den dinlemeli.
***
Baba-oul nönülerin seçim sonras mektuplamasn okuyalm. Türkiye’de seçim güvenlii ve iktidar deiiminin tarihine ilikin önemli eyler söyleyen mektuplar.
Önce bir not. Türkiye’deki ilk iktidar deiimi ’de, söz konusu seçimde yaand. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularndan, stiklal Sava’nn kahramanlarndan, memleketin ikinci cumhurbakan smet nönü girdii ilk “anlaml” seçimde (’daki ilk çok partili seçimin “sopal seçim” diye anldn, Demokrat Parti’nin o seçimde alenen hakknn yendiini unutmayalm) kaybetmiti.
Sonrasn mektuplardan izleyebiliyoruz. ABD’de okuyan Erdal nönü babasna ‘moral’ mektubu yazyor; smet Paa cevap veriyor. Net bir resim.
***
lk mektup, Erdal nönü’den babasna
(16 Mays )
"Sevgili Babacm,
(…) Dün sabah erkenden Ömer’in [nönü] çounluu kaybettiimizi bildiren telgrafn aldm. Akam gazetelerinde biraz havadis vard.
Malatya'dan seçildiinizi, fakat genel sonucun 'ye kar civarnda olduunu yazyordu. Geçmi olsun. Ne kadar ihtiyatl beklenmi olursa olsun gene bir ok tesiri yapmtr herhalde. Umarm imdiye kadar hepsi geçmi, neeniz yerine gelmitir.
Teferruattan haberim yok tabii. Bir haberde seçimlerin gayet muntazam geçtiini, büyük bir çokluun seçimlere katldn okudum, çok sevindim. Asl baar bu. Netice itibariyle memleketimizde demokrasi olduunu dünyaya ispat edecek kesin olay, düzgün, hadisesiz bir iktidar partisi deimesi geçirmekti. Bunu yapabilmek, bu seçimlerin hakikatta en büyük zaferimizi ilan ettii anlalacak. Gerisinin ne ehemmiyeti var, cannz sa olsun."
kinci mektup, smet nönü’den oluna
(22 Mays )
"Sevgili Erdalm,
imdi mektubunu aldk. lk duygularn. Ne kadar iyi yürekli, filozofik ve ahlakl yazyorsun. Teekkür ederim. Seninle bir daha iftihar ettim.
Evimize tandk. çinden hiç çkmam gibi bir rahatlk içindeyim. Bu mektubumu eski kütüphanemden yazyorum.
Annen bir haftadr tanma için pek çok çalt. Yorgun olduunu görüyorum. Amma shhati, neesi yerinde çok ükür. Özden [nönü], Ömer, büyükannen herkes vaziyeti iyi ve tabii aldlar. Benim üzüntüye dümemekliim için bütün hünerlerini kullandlar. Hepsinin kymeti gönlümde bir derece daha artmtr, eer buna imkân var ise
(…) Seçimi fena nispette kaybettik. () Niçin kaybettik? nsafl, insafsz bin bir sebebi var. Fakat en bata geleni deiiklik arzusudur. Bu da milletlerin hem masum, hem tabii bir arzulardr. En skntl zaman, kaybolmu bir seçimden sonra geçen bir haftadr. imdi bu bitti. ki gün sonra yeni cumhurbakan ve hükümet seçilecektir. Saat 'da da ben yeni cumhurbakann tebrik edeceim. Bu bir hafta, çok ükür sarsntsz geçmitir.
Bu seçim, memlekette yeni bir hayat tarz kurmak için giritiimiz teebbüste ne kadar ciddi ve samimi olduumuzu ispat etmitir. Memleket için, hepimiz için eref olmutur.
Hep iyiyiz. Gözlerinden öperiz. Sa ol, var ol, canm Erdalm.”
***
Toplumda bugün de bir deiim arzusu var. Anketlere de yansyor. seçimleri bir deiime gebe. ktidar yine kazanabilir üphesiz; kazanmak için elinden geleni de yapacaktr. Ama iktidarn kazanmas dahi toplumda deiim arzusu olduunu deitirmez. Kazanrsa, iktidarn kendisi de bu deiim talebine cevap vermek zorunda kalacaktr. Ne kadar yapabilir, tartlr (Bence bugün yapamad gibi yarn da yapamaz).
Her hâlükârda nönü’nün tecrübesi önemli. Oradan çkan iki soru var. Birincisi iktidar hakknda.
ktidar, “insafl insafsz bin bir sebeple” seçimi kaybederse, deiimi kabullenme olgunluunu gösterecek mi? (Ben göstereceine inanyorum).
nönü’’nün ferah bak gündeme gelebilecek mi: “Bu seçim, memlekette yeni bir hayat tarz kurmak için giritiimiz teebbüste ne kadar ciddi ve samimi olduumuzu ispat etmitir. Memleket için, hepimiz için eref olmutur.”
***
kinci soru da muhalefet için.
Onlar da, seçimi gerçekten kazanmak istiyorlarsa, bu deiimi kazasz belasz gerçekletirme iradesine ve kapasitesine sahipler mi? (Bu kimin aday olduundan daha önemli bir soru).
Bu açdan esas mesele seçim süreci. Klçdarolu’nun balatt tartma, ite bu yüzden adaylndan önemli. CHP Genel Bakan, üzerinde soru iaretlerinin younlat kurulu SADAT’n önünde konutu. Sonrasnda da birçok tehlikenin altn çize çize yeniden, yeniden konutu. Bu kymetli. Çok derin bir ekilde kutuplam, sinir uçlar açk bir toplumda bunu tartmak, riskleri gündeme getirmek kymetli. Çünkü bu kutuplama, bu açk sinir uçlar toplumun en ufak bir kvlcmda alev almasna yol açabilir.
Ama u “belgisiz zamirler”… u “duyumlar”… u gölgelerde gizlenen bürokratlar, u Klçdarolu’nun pek severek kulland ‘devletin kalbi’ laflar. Bunlarn kendisi de Türkiye’deki esas tartmay frenlemiyor mu? Ne oldu, ne oluyor, ne olacak? Duyumlar açk açk anlatlsa daha m fena?
Daha geçen seneye kadar Sedat Peker’in ifrelerini çözmeye çalyorduk. Biz bu kadar çocuk bir toplum muyuz? Her defasnda sadece uygun görülen kadar m anlatlacak bize?
Deiim rüzgârna “ifresizlik” de dahil olmal.
Hem ‘mitik’ bir dil kurmak isteniyorsa, iktidar bunun alasn yapyor. Neyin doru, neyin yanl olduunu gözetmeden yapyor üstelik. Basit bir örnek. Ayn hafta sonu kendisi de Adana’da bir miting yapan (ya da gençlik öleninde konuan) Cumhurbakan Erdoan, 2. Abdülhamit’in idam edildiini söyledi örnein. Devrildikten dokuz yl sonra, ’de Beylerbeyi Saray’nda ölen hükümdar için… Bu, bir defalk bir hata deil. ’de de bunu demiti. ’da da… Adana’da Erdoan, 2. Abdülhamit döneminde toprak kaybedilmediini de söyledi. Bu da yeni deil. Alternatif bir tarih ina etme yöntemi bu.
Bu, bile isteye kurulan hakikat-d bir dil. Mitlerle süslenmi, odaklarla, dümanlarla bezenmi bir dil. Ayn dille, benzer ifrelerle, “devletin kalbiyle” falan bu hakikat-d dile kar koyamazsnz. Daha acizini yeniden üretmi olursunuz sadece. Madem bir deiim rüzgâr var, muhalefet doal olarak hakikatin dilini konumal.
te o zaman, o meydanlardaki ba da kurulur. Aday kim olursa olsun…
***
PS: Miting kalabal ve mektuplar ile ilgili baz notlar, önceki seçimlerin balamnda blogumda da yazmtm.
AK Parti'nin 14 Mayıs seçim çalışmaları kapsamında İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yapılan mitingine rekor katılım gerçekleşti. Vatandaşlar AK Parti İstanbul mitingi için Cumartesi gece saatlerinden itibaren alanda toplanmaya başladı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul mitingine kaç kişi katıldığı ise günün en çok merak edilen sorusu oldu. Başkan Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul mitingine katılan kişi sayısını açıkladı. İşte AK Parti İstanbul mitingine katılım sayısı
ERDOĞAN'IN İSTANBUL MİTİNGİNE KAÇ KİŞİ KATILDI?
Ak Parti'nin 'Büyük İstanbul Mitingi' için binlerce vatandaş Atatürk Havalimanı'na akın etti. 7'den 70'e her yaştan vatandaş, Erdoğan'ın İstanbul mitingine gitmek için yola koyuldu. Gece saatlerinden itibaren miting alanına gitmeye başlayan milyonlarca vatandaş, kapıların açılmasıyla birlikte ellerinde bayraklarla koşarak alana girmeye başladı.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada mitinge tarihi katılım beklendiği kaydedildi."YÜZYILIN MİTİNGİ"NE REKOR KATILIMAtatürk Havalimanı'nda bugün saat 'da gerçekleştirilecek olan AK Parti "Büyük İstanbul Mitingi"nde an 2 milyona yakın kişi bulunuyor.
AK Parti İstanbul mitingine katılım sayısının Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
"Yüzyılın Mitingi" olarak adlandırılan AK Parti İstanbul mitingine katılan insan sayısı 1 milyon binkişi olarak açıklandı.
Büyük İstanbul Mitingi, "Türkiye Sana Emanet" söylemiyle 14 Mayıs öncesinde AK Parti seçmeni "Türkiye Yüzyılı" inancını ispat etti.
Atatürk Havalimanı, Yenikapı Etkinlik Alanı'nın 2 katı, Maltepe Etkinlik Alanı'nın ise 5 katı büyüklüğüyle yüzyılın mitinginde tarihe tanıklık edecek büyük kalabalığı ağırlıyor.
Hem Avrupa hem Türkiye tarihinde şimdiye kadar görülmemiş büyüklükte yapılacak miting, 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında, darbeye karşı verilen demokrasi mücadelesinin sembol mekanlarından olması nedeniyle Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştiriliyor.
Vatandaşların 15 ayrı noktadan giriş yaptığı miting alanında, 12 bin personelin görev alırken, 15 ayrı noktada otopark alanı yer alıyor.
Teknik imkan ve özellikleriyle dünyadaki muadillerinden çok daha gelişmiş bir teknik altyapı ile hazırlanan miting alanı, 40 ayrı LED ekran üzerinden herkesin rahat bir şekilde izleyebileceği şekilde tasarlandı.
Miting alanına vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılamak amacıyla tuvalet, 40 şadırvan ve 80 mescit kuruldu.
Büyük bir alanda gerçekleştirileceği için giriş noktalarından, miting alanının her tarafında ring araçlarıyla hizmet veriliyor.
Miting alanında teknik sistemin kusursuz şekilde ilerlemesi için 80 ayrı vinç, mobil jeneratör ve 45 ses kulesi kullanılıyor.
Mersin Valiliği'nden AA'ya yapılan açıklamaya göre, Mersin Millet Bahçesi yanındaki alanda düzenlenen mitinge kaç kişinin katıldığı belirlendi.
Valiliğe göre, "Milletin Sesi Mitingi"ne yaklaşık 18 bin kişinin polis ekiplerince güvenlik önlemi alınan turnikelerden geçerek katıldığı, 3 bin kişinin de alan dışından mitingi izlediği tespit edildi.
Açıklamada, mitingin olaysız şekilde tamamlandığı kaydedildi.
ERDOĞAN VE YANDAŞ MEDYA HEDEF ALDI
Kılıçdaroğlu'nun Mersin'deki mitingi AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yandaş medya tarafından hedef alındı.
Siirt'te toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, "Mersin'de bu kadar kalabalık toparlayamadı. Çünkü burası Siirt. Diyor ki 'Bize daha büyük alan verilseydi orayı doldururduk.' Şu anda topladığın kalabalık ortada. Resmi rakamlar elimizde" dedi.
Yandaş A Haber ise Mersin mitingine ilişkin haberinde, "Mersin'de 'Milletin Sesi' sloganıyla miting düzenleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu miting alanında beklediğini bulamadı. Edindiğimiz bilgilere göre mitinge alan içi 18 bin ve arama noktası dışından seyreden yaklaşık 3 bin kişi olmak üzere toplamda 21 bin kişi katıldı" iddiasında bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin mitingi hakkında, "Topladığın kalabalık ortada. Resmi rakamlar elimizde" diyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a esprili bir yanıt verdi ve "“Mersin mitinginden elimde rakamlar var” demişsin Erdoğan. Allah’ını seversen doğru söyle, TÜİK’ten mi aldın?" ifadelerini kullandı.