kaynağı değiştir]
'un ilk aylarında, başta iktidardan düşmüş İttihat ve Terakki Fırkası'nın yerel düzeydeki önderlerinin gayretiyle şekillenmeye başlayan cemiyetlerin kuruluş süreci, işgallerin de tetiklemesiyle ve özellikle İzmir'in İşgali sonrasında Osmanlı halkı arasında derin tepkilerle hız kazandı. Bunun sonucunda Türkiye'nin farklı bölgelerinde aynı anda birkaç yurtsever cemiyet kuruldu.[1] Osmanlı hükûmetine muhalif olan eski İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin yanı sıra milliyetçi askerler ve aydınlar bu cemiyetlerde etkindi ve seslerini protesto, miting ve yayıncılık gibi barışçı yöntemlerle duymak için mücadele ediyorlardı. Bu, İtilaf Devletleri'nin politikasını değiştirmede etkili değildi.
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesinin ardından Mondros Mütarekesi'ne göre Osmanlı ordusu silahsızlandırıldı. Osmanlı İmparatorluğu, Orta Doğu'da egemen olduğu Arap topraklarından vazgeçmeyi kabul etmek zorunda kalsa da, İtilaf kuvvetleri, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalanları, yani Türkiye'yi kontrol etme gücünü daha da korudu. Kısa süre sonra İtilaf Devletleri'nin Türkiye'nin bir kısmını Ermenistan ve Yunanistan'a tahsis etmeyi planladıkları anlaşıldı. Bu sırada, Anadolu'nun güney illeri, Fransız ve İtalyan idaresi altına alındı.