Hamilelik sperm hücresinin yumurtalık hücresiyle birleşip döllenmesi ile gerçekleşmiş olur. Döllenme olayının başlaması ile birlikte bebek 2. ayın sonuna kadar embriyo 2. aydan sonrada fetus olarak tanımlanır. Döllenme başladıktan 5 6 gün sonra embriyo rahmin içine yerleşir. Bundan sonra BETA-HCG hormonu salgılanmaya başlar. Anne adaylarının gebe olup olmadıkları bu hormonla ölçülür.
Gebelik Ne Zaman İdrar Tahlili İle Belli Olur?
İlerleyen günlerde kandaki BETA-HCG hormonunun değeri giderek artar. Bundan sonra hamilelik artık idrar tahlilinde de belli olmaya başlar. Kandaki BETA-HCG hormonunun değeri henüz anne adayı adet gecikmesi yaşamadan hamilelik hakkında sonuç verebilir. genelde idrar testlerinde sonuç pozitifse yanlış olma ihtimali görülmez. Ancak sonuç negatif ise henüz çok erken bir test sonucu olabilir. Bu nedenle bir kaç gün sonra testi yenilemelidir. BETA-HCG hormonu kanla bakılan bir test tahlili ya da ultrasonla tespit edilemeyen hamilelik testlerinde tercih edilmesinin dışında mol gebelik, düşük, dış gebelik gibi durumların teşhis ile takibinde kullanılan bir yöntemdir.
Gebelik İçin İdrar Tahlili mi Kan Tahlili mi Daha Önce Sonuç Verir?
İdrardan yapılan hamilelik testinin doğru sonucu adet döneminin gecikmesinden sonra yapılırsa teşhis edilir. Çünkü BETA-HCG hormonunun evvela kanda oluşur sonra da idrara ulaşır. Bu nedenle kan tahlilinde anne adayı henüz adeti gecikmeden hamile olduğunu öğrenmiş olur. Gebelikte hamile kalma zamanı anne adayının bol yumurtladığı günlere denk gelir.
Gebelik Ne Zaman Gerçekleşir? Döllenme Kaç Gün Sürer?
Hamilelik annenin yumurtlama döneminde gerçekleşir. Rahme yerleşme zamanı da 6 ila 10 gün alır. Yumurta rahme yerleştikten sonra salgılanan BETA-HCG hormonunun annenin kanına daha sonrasında da idrarına geçmesi belli bir zaman alır ve hamilelik oluşmuş olur sonrasında salgılanan BETA-HCG hormonu kandan sonra 15 gün sonra idrar tahlilinde belli olur. Bu dönemde annenin bir dahaki adet zamanına denk gelir. Kısacası hamilelik oluşmuş ise bir sonraki adet gecikmesine denk gelir.
Gebelik Olup Olmadığını Öğrenmek İsteyen Anne Adayı İdrar Testi İçin Kaç Gün Beklemelidir?
Hamile olduğunu düşünen biri kesin bir sonuç için idrar testi yapacaksa öncelikle adet sürecinin gecikmesini beklemelidir. Bir hafta sonra idrar testi yaptırmalı şayet sonuç olumsuz çıkarsa test 1 hafta sonra tekrarlanmalıdır. 2. yapılan testin sonucu daha güvenilir olacaktır.
Bebek isteyen anne adaylarının yaptıkları bütün tahlillerinin sonucu pozitif veya negatifte olsa adet dönemlerinin gecikmesiyle hemen güvendikleri bir doktora başvurmaları daha doğru olur. Çünkü yaptırdıkları tahlillerin sonucu hamilelik pozitif olsa bile bu sağlıklı bir hamilelik olmayabilir anne adayı dış gebelikte geçiriyor olabilir. Bundan dolayı anne adayları kesinlikle bir doktora başvurmalıdır.
İdrar testinde sonuç pozitif görünüyor ise ultrasona ne zaman girilmeli?
Beklenen adet dönemi normal zamanından 1 hafta sonra olduğunda yani geciktiğinde gebelik 5 haftalıktır. Bu zamanda yapılan bir vajinal ultrason ile gebelik kesesi mutlaka belli olur. Karından yapılan bir ultrason sonucunda da hamileliğin belli olması için hamileliğin seafoodplus.infoında olması gerekir yani anne adayının adet dönemi 2 hafta gecikmiş olmalıdır.
Kaynak: seafoodplus.info
Bir çeşit hamilelik sorunlarından biri olan mol gebeliği merak edenler için derledik. Peki ya mol gebelik neden olur, nasıl anlaşılır? Tüm merak ettikleriniz haberimizde..
Molar gebelik MOL gebelik üzüm gebeliği , Kromozom anomalisi nedeniyle sperm ve yumurtanın döllenmesi sırasında oluşan plasenta anomalisidir. Fetüs yerine rahimde anormal büyümeye neden olur. Bu büyüme de gebelik belirtilerini tetikler. Mol gebelik teşhis edilir edilmez hemen müdahale edilmeli ve tedavi edilmelidir. Bu dokunun tamamen temizlendiğinden emin olunmalıdır. Daha sonra kadınlarda daha ciddi sorunlara neden olabilir. Yaklaşık kadının birinde Mol gebe meydana gelmektedir.
Mol gebelik nedir?
Mol gebelikte, annenin rahminde bir bebek embriyosu yerine genetik olarak yanlış giden şeylerden dolayı çok sayıda üzüm tanesi şeklinde şişmiş vazikülün bulunduğu bir yapı tespit edilir. Herhangi bir şekilde bebeğe dönüşme ihtimali olmayan bu yapının varlığında, anne adayları ilk başlarda normal gebelik belirtileri gösterirler ve hormon düzeyleri de gebe olduklarını gösterir şekildedir. Fakat ilerleyen dönemlerde bu durum değişkenlik gösterir ve annenin hayatı da riske girer.
Mol gebelik nasıl oluşur?
Normalde kadınlarda yumurta ile spermin birleşmesinin sonucunda bir embriyo meydana gelir ve bu embriyo tüplerden rahme inerek oraya tutunur, biz de buna normal gebelik deriz. Lakin mol gebeliği durumunda, annenin yumurtasına bir değil iki tane sperm giriş yapar ve bu spermler yumurtanın kendi genetik kodunu silerek oraya yerleşirler. Bu genetik bilgisi eksik embriyonun rahme inmesiyle birlikte mol gebelik süreci de başlar. Bazen sadece spermlerin genetik bilgisinin kaldığı tam mol gebeliğin yanında, hem yumurtanın çekirdeğinin hem de spermlerin genetik bilgilerinin bulunduğu 69 kromozomlu bir fetus da meydana gelebilir ve bu gebelik türü ise kısmi mol gebeliği olarak adlandırılır. Lakin her iki durumda da rahimde üzüm tanelerine benzer ve bebeğe dönüşmeyecek bir hücreler topluluğu kalır.
Mol (Molar) gebelik neden olur?
Halk arasında üzüm gebeliği olarak da bilinen Mol gebelik (Molar Gebelik), genel anlamda erkekten gelen bir spermin, kadındaki yumurtayı döllediği ancak, bir takım nedenlere bağlı olarak kromozom dizilişinin anormal olması sonucu oluşan bir gebelik türüdür. Mol gebelik yaşandığında, plasenta (bazen de embriyo) oluşur ve gelişmeye başlar fakat plasenta tutunduğu yerde normal olmayan bir şekilde kistik bir kitle oluşturur. Bu kitleye Mol hidatiform (Yunanca’da üzümsü demekmiş.) denir ve bu nedenle üzüm gebeliği olarak da bilinir.
Molar gebeliğin yumurtada yada spermde olan genetik bir sorun nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir İki türlü Mol gebelik vardır. Tam ya da komlet Molar gebelik. Sperm sadece boş yumurtayı döller Plasenta vardır ama bebek yoktur. Fetusun yerine anormal bir doku bir yumru olarak büyümeye devam eder Beta HGC aşırı yüksek çıkarak hamile görüntüsü verir.. Kısmi parsiyel molar gebelik. Nadiren bir yumurta, iki sperm tarafından döllenir. Plasenta molar denilen anormal büyüme yaşar. Bu şekilde oluşan kusurlu fetüste bir çok hatalar oluşur. Perde ayak ,beyinde ve kafada su toplaması gibi. Bazen ikiz gibi görünüyor gebeliklerden biri molar gebelik olabilir. Ama bu çok nadirdir.
Mol gebelik (molar gebelik) konusuna girmeden önce ifade değinmek istediğim bir kaç konu var. Öncelikle belirtmek isterim ki, oğlumuzun yaşamımıza girmesiyle birlikte hayata geçen bu site sayesinde o kadar çok şey öğrendim ki, anlatamam. Gebelik, bebeğin oluşumu, bebeğin doğumu gibi başlıca konular pek çoğunuzda olduğu gibi bana da çok düşündürücü ve ibret verici gelirdi. Hala daha öyle ancak, o ana başlıkların altında daha ne detaylar varmış, onları ve daha pek çoğunu okuyarak ve araştırarak öğrendiğimde hayretler içinde kalıyorum çoğunlukla.
Mesela, genel de ne olur, etrafınızda bir kadın hamile kalmış ve kısa süre içinde düşük yapmışsa, bir konuşma arasında, “Filanca da düşük yapmış.” der geçeriz o kadının neler yaşadığından habersiz ve bir o kadar da duygusuz bir şekilde. Çünkü, konuşmak her zaman çok daha kolaydır yaşamaya göre. Şu da bir gerçektir ki, aslında düşük yapan kadın da pek bilmez bebeğinin neden onda tutunamayıp düştüğünü. Bilmesi de pek mümkün değildir sanırım. Bu makalemde belki başınıza gelen, ama yaşadığınızın nedenini hiç bir zaman bilmeyeceğiniz bir düşük nedenini paylaşacağım sizlerle. Konumuz: Mol Gebelik.
Mol gebelik türleri nelerdir?
Normalde gebelik her biri 23 kromozom içeren bir sperm ve yumurtanın döllenmesi ile meydana gelir. Mol gebelik ise döllenme esnasında kromozom anormalliklerinden ileri gelir.
Mol gebelik 2 şekilde yaşanabilir. Birincisi tam mol gebelik, ikincisi ise kısmi mol gebeliktir. Bunları da biraz açacak olursak;
Tam Mol Gebelik: Döllenme sırasında babadan gelen bir spermde bulunan 23 kromozomun anneden hiç kromozom almaması ile ortaya çıkan gebeliktir.
Kısmı Mol Gebelik: Döllenme sırasında babadan gelen iki ayrı spermde bulunan 46 kromozomun anneden gelen 23 kromozomlu bir yumurta ile birleşmesi sonucu oluşan gebeliktir.
Mol gebelik hamileliğin kaçıncı haftasında belli olur?
Mol gebelikler genelde döllenmeden sonraki bir kaç hafta içinde fark edilir ve türü fark etmeksizin tümü düşükle sonuçlanır. Bazen ikiz gibi görülen gebeliklerde biri fetus iken diğeri mol gebelik olabilir ancak bu çok nadir görülen bir durumdur.
Molar gebelik riskini artıran nedenler:
Molar gebelik riski 35 yaşından sonra artar.
A vitamini Karoten eksikliği ve ağır düşük bir diyetle yaşayan kadınlarda molar gebelik oranı yüksek bulunmaktadır .
Beyaz ırkta daha çok görülmektedir.
Daha önce düşük ve kürtaj yaşamış kadınlarda
Daha önce molar gebelik öyküsü olan kadınlar tekrar yaşayabilirler.
Mol gebelik belirtileri nelerdir?
Molar gebeliğin normal hamilelik gibi erken belirtileri aynıdır. Ama molar gebelik genellikle bir çok diğer semptomlarla da kendini belli eder.
-Kanamalar .
-Normalden daha büyük olan bir rahim.
-Şiddetli bulantı ve kusma .
-Belirtileri hipertiroidi, düzensiz kalp atışı ve terleme ile yaşanır: Bunlar, sinirsel ya -da yorgun hissetme nedeniyle diye karıştırılabilir.
-Pelvis içinde bir rahatsızlık hissi yaşanır.
-Vajinal akıntı ve üzüm şeklinde doku molar gebeliğin bir işaretidir.
Mol gebelik nasıl tedavi edilir?
Üzüm gebeliğinin tedavisinde, rahim içinin "vakum aleti" ile boşaltılması (vakum ekstraksiyonu) altın standarttır. Bir tür kürtaj işlemi olan bu uygulama, normal kürtaja göre daha riskli olup yalnızca hastane koşullarında yapılmalıdır. Kanama riskinden ötürü sorumlu hekim tarafından tedbir olarak önceden kan isteminde bulunabilir. Vakumla gebeliğin boşaltılmasından sonra hastalar mutlaka izleme alınırlar. Çünkü moldeki hücrelerde habasiyet (kötü karakterli olma özelliği) riski vardır. İzlemler, daha çok Beta HCG testi ve eğer gerekirse ultrason muayeneleri ile olur.
İzlemlerin düzgün olarak yapılabilmesi için en az bir yıl süreyle gebelik yasaklanır. Gebelikten uygun şekilde korunabilmek için doğum kontrol hapları veya RİA (Spiral uygulaması) verilebilir. İzlemler için işlem sonrası ilk 3 ay 2 haftalık aralarla kanda hCG değerine bakılır. Kan düzeyleri normale indikten sonra 6 ay süreyle ayda bir, daha sonra da en az 6 ay süre içinde 2 ayda bir bu test tekrarlanır. Bu sürenin sonunda düzeyler normal seyredip nihayetinde sıfırlanıyorsa takip sona erdirilir ve gebeliğe izin verilir.
Eğer ilk başlangıçta kan Beta hCG düzeyleri düşmez ya da aynı kalırsa (plato çizerse) veya bir süre düştükten sonra yeniden artmaya başlarsa "kemoterapi" yani ilaç tedavisi başlanılır. Bu durumda, hastada beyin tomografisinden akciğer filmine kadar pek çok tetkik yapılarak metastatik odak aranır. Gerekli olduğu hallerde son çare olarak rahim alınabilir (histerektomi operasyonu).
Normal gebelikte hCG düzeyleri nasıldır?
Döllenmeyi takip eden günde hCG salınmaya başlar. Bu dönemden sonra kandaki düzeyi giderek artar. hCG’nin kan düzeyinin iki katına çıkması için geçen süre “ikiye katlanma süresi” (doubling time) olarak adlandırılır. Bu süre erken hamilelikte gün iken daha ileri dönemlerde artış yavaşlar ve süre 4 güne kadar uzayabilir.
HCG düzeyi/İkiye katlanma süresi
< saat
arası saat
> >96 saat
Mol gebeliklerde kan beta hCG değerleri çok yüksek seviyelere ulaşabilir ve IU/mL kadar olabilir. Mol gebelikte serbest beta hCG değerleri de artış gösterir. Mol gebelik sonrası durumun normale dönüp dönmediği sık aralıklarla yapılan beta hCG ölçümleri ile takip edilir.
Üzüm gebeliği, nadir görülen durumlardan biridir. Bu gebelik türünde, hamilelik normal bir şekilde gelişir, ancak bebek ve plasentada anormallikler görülür.
Diğer adıyla mol gebelik olarak da bilinen üzüm gebelik, erken gebelik döneminde görülen, plasentanın anormal gelişim göstererek, rahim içinde üzüm tanesi görünümünde bol miktarda oluşumların izlendiği bir tablodur. Daha basit tanımıyla molar gebelik, rahim içinde bir bebek değil de tümörün oluşmasıdır.
Üzüm gebelik belirtileri önce normal bir gebelik gibi görünebilir. Ancak çoğu molar gebelik, genel itibari ile şu belirtilerle kendini göstermektedir:
Normalde plasentaya dönüşecek olan döllenmiş yumurtayı çevreleyen doku mol gebelikte, rahim içinde asmaya benzer bir kitle oluşturmaktadır. Bu kitlelerin yüzde 10 ile 20 kadarı kanserojen olabilmektedir. Bazıları iyi huylu tümörler olurken bazıları ise, kötü huylu ve metastaz yapabilen tümörler olabilmektedir. Rahimde koryokarsinom adı verilen plasental tümörlerin oluşma riski çok yüksektir ve bu risk hayati tehlike barındırır.
İnsan hücreleri normalde 23 çift kromozomdan oluşmaktadır. Her çiftte bulunan bir kromozom babadan, diğeri ise anneden aktarılmaktadır. Mol gebelik yaşayanlarda bu durum şu şekilde gelişir; boş bir yumurta bir veya iki sperm tarafından döllenir. Ardından bütün genetik kromozomlar babadan aktarılır. Doğal olarak annenin yumurtasından gelen kromozomlar kaybolur ya da aktif olmazlar. Kısmi ya da eksik üzüm gebeliğinde annenin kromozomları kalır, ancak baba iki takım kromozom aktarır. Dolayısıyla, embriyo 46 yerine 69 kromozoma sahip olur. Bu da genellikle iki sperm bir yumurtayı döllediğinde ortaya çıkar.
Bu gebelik iki şekilde görülebilmektedir. Bilinen mol gebeliği türleri aşağıdaki gibidir:
Yumurta hücresinin içine iki spermin aynı anda girmesiyle birlikte yumurtanın kendi genetik bilgisinin yok olmasına neden olmaları durumudur. Bu gebelik türünde embriyo 46 kromozomdan oluşmaktadır. Ancak kromozom sayısı normal olsa da, embriyo anneden hiç kromozom almamış bir şekilde gelişir. Bundan sonra da fetüse ait hiçbir yapı içermeyen ve çok miktarda şişmiş villustan oluşan bir anormal bir gebelik ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu duruma komplet (tam) mol gebelik ismi verilmektedir.
Bu gebelik türünde de yumurta hücresinin içerisine iki sperm birden girer. Spermlerin 23er kromozomdan oluşan genetik kodları, yumurta hücresinin çekirdek kısmında bir araya gelerek yumurtanın kendi genetiğini bozmazlar. Bu durumda embriyo 69 kromozomdan meydana gelir. Doğal olarak fetüse ait olan yapılar belirse de yaşamak için uygun değildir. Bundan sonra çok sayıda şişmiş olan villusun bulunduğu, anormal bir gebelik meydana gelir. Ortaya çıkan bu duruma, parsiyel yani kısmi gebelik ismi verilmektedir.
Üzüm gebeliği sık yaşanan bir gebelik türü değildir. Bununla birlikte her kadından birinde görülmektedir. Annenin yaşı ve önceki mol gebelik öyküsünün olup olmadığı bu durumun yaşanma olasılığını arttırmaktadır. Molar gebelik görülme sıklığı, 35 yaşından büyük ve 20 yaşından küçük kadınlarda daha fazladır. Bununla birlikte daha önce mol gebelik geçirenlerde, bu durumun tekrar etme ihtimali çok yüksektir. Tekrarlayan mol gebeliklerde, içerde plasental tümör oluşma riski de artmaktadır.
Doktorunuz molar gebelikten şüpheleniyorsa, kanınızdaki gebelik hormonu düzeyini ölçmek için bir kan testi dahil isteyebilir. Bunun yanında bir de ultrason çekerek rahimde embriyo oluşumu olup olmadığını kontrol eder.
Normal bir ultrason ile yüksek frekanslı ses dalgaları karın ve pelvik bölgedeki dokulara gönderilir. Bununla birlikte, erken hamilelik döneminde, rahim ve fallop tüpleri vajinaya karın yüzeyinden daha yakındır. Bu sebeple ultrason vajinaya yerleştirilen bir cihaz aracılığıyla da yapılabilmektedir.
Gebeliğin sekiz veya dokuz haftasında tanılanan mol gebeliğin ultrason sonuçlarında şunlar gözlemlenmektedir:
Kısmi gelişen mol gebeliğinin ultrason sonuçlarında ise şunlar gözlemlenir:
Üzüm gebeliği, normal bir gebelik olarak ilerleyemez. Doğal olarak komplikasyonları önlemek adına anormal plasental doku çıkarılmalıdır. Bu tedavi genellikle şu aşamalarla yapılmaktadır:
Tüp bebekte mol gebelik olur mu?
Tüp bebeklerde üzüm gebeliği riski bulunmaktadır. Bununla birlikte tüp bebek tedavisinin erken doğum, çoğul gebelik ve dış gebelik gibi istenmeyen sonuçları da olabilmektedir. Bu durumun oluşmasında genellikle anne yaşı, önceki gebelik öyküsü ve tüp bebek tedavisi risk faktörleri olmaktadır.
Mol gebelik sonrası ne zaman hamile kalınır?
Üzüm gebelik tekrar eden bir durumdur ve yeniden böyle bir problem yaşanmaması için doktorunuz tarafından belirtilen süre boyunca gebe kalmamanız gerekir. Bu dönemde gebeliğin oluşmaması için doğum kontrol yöntemlerini tercih etmeniz gereklidir. Bununla birlikte üzüm gebelikten sonra ilk 1 yıl hamile kalınması kesinlikle tavsiye edilmez. Mol gebelik sonrası hamile kalanlarda genellikle üzüm gebeliğinin yeniden oluşma riski yüksektir.
Mol gebelik kaçıncı haftada belli olur?
Bazı gebelerde hiçbir şikayet olmamakla birlikte, çoğunlukla bu durum ultrason kontrolleri esnasında fark edilmektedir. Ancak bazen ultrasonda bile anlaşılmayabilir. Bu durumda anne karnında bebek öldükten sonra yapılan kürtaj sonrası patoloji testiyle teşhis konulmaktadır. Gebelik takibi sırasında mol gebelik, 5 veya 6. haftada belirti vermeye başlar.
Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır: