Yayın Tarihi : /03/13 • Güncelleme Tarihi : /03/13
Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.
Bu Gönderiye 0 Adet Yorum GelmişYorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.
Difüzyon ağırlıklı MRG dokulardaki rastlantısal su protonlarının hareketini ve dokuların difüzyon miktarını değerlendirmektedir. Dokulardaki su moleküllerinin difüzyon miktarı hücre sayısına, hücreler arası bağlantılara, hücre içi organellere, ekstrasellüler sıvı miktarına ve makromoleküllere bağlı olarak değişiklik gösterdiğinden DAGnin dokuların karakterizasyonu hakkında bilgiler sağlayabileceği ve MRGnin özgünlüğünü arttırabileceği belirtilmektedir6. Farklı kemik iliği patolojilerinde kemik iliği içeriği farklı mekanizmalarla değiştiğinden, difüzyon miktarı patolojiye göre değişiklik gösterebilir. Bu sebeple, vertebral metastaz, spondilodiskit ve Modic Tip 1 dejeneratif değişiklikleri bulunan hastaların ayırıcı tanısında invaziv bir yöntem olmayan difüzyon ağırlıklı MR görüntülemenin katkısını saptamak amacığıyla bu çalışma yapıldı.
Spinal bölgenin difüzyon ağırlıklı olarak görüntülenmesinde fizyolojik hareketler, istemsiz hasta hareketleri, beyin omurilik sıvısı atımları ve incelenen yapıda yağ-su protonlarının bir arada olması ile diğer komşu yapılar sonucu oluşan lokal manyetik alan inhomojeniteleri nedeniyle bazı teknik sorunlar ve artefaktlatlar oluşmaktadır7. Bu artefaktlar görüntülerde tanıyı zorlaştıran distorsiyonlara neden olmaktadır.
Difüzyon ağırlıklı görüntülemede çeşitli teknikler kullanılmakta ve bu teknikler standart MRG sekanslarına difüzyon gradientlerinin eklenmesi ile elde edilmektedir. Steady-state free precession (SSFP) tekniğinde uygun incelme süresi ile uygun görüntü kalitesi elde edilebilmektedir. Ancak karmaşık sinyal özelliklerinden dolayı sayısal olarak difüzyon miktarı yani ADC ölçülememektedir8,9. Line scan DAG ise görüntü oluşturma özelliklerinden ve SE özellikli olduğundan hareket ve suseptibilite artefaklarından etkilenmeyip yüksek b değerlerinin kullanılmasına izin veren uygun görüntü kalitesi sağlayan ve spinal bölgenin incelenmesinde yararlı olduğu gösterilen bir tekniktir. Ancak ayrıntılı post-processing işlemleri gerektirdiğinden her merkezde uygulanamamaktadır. Ayrıca SGO çok yüksek olmaması ve inceleme zamanını da bir miktar uzun olması dezavantajlarıdır10,11. EPI difüzyon ağırlıklı görüntüleme ise santral sinir sisteminde yaygın ve başarılı olarak kullanılmaktadır. Ancak kemik iliği patolojilerini değerlendirmede büyük manyetik gradientlerinin kullanılması ile oluşan suseptibilite, eddy akımların oluşturduğu artefaktlardan ve kemik iliğinde yağ ve su protonlarını bir arada olmasına bağlı kimyasal şift artefaktlarına yatkın olmasından dolayı spinal bölgede belirgin görüntü distorsiyonuna neden olmaktadır10,12,13. Uygun parametrelerin kullanılması ve navigatör ekoların kullanılmasıyla yeterli görüntü kalitesi elde edilebildiği ve yararlı sonuçlar sağladığı bildirilmektedir14-16. Geliştirilen rapid acquisition with relaxation enhancement (RARE) temeline dayanan difüzyon ağırlıklı görüntülemede ise frekans kodlama gradientinden önce ek bir defaze edici gradient eklenmiş ve böylelikle in-faz ekolar yeniden odaklanmıştır. Ancak bu teknikle tüm ekoların sadece yarısının elde edilmesinden dolayı görüntüyü bozan sinyal azalması ortaya çıkmaktadır. Bu sinyal kaybını engellemek için Le Roux tarafından yeniden odaklayacı radiofrekans (RF) pulslarının quadratik faz modulasyonunu kullanılarak uzun eko serileri boyunca tutarlı ekolar oluşturan non-CPMG SS-FSE DAG tekniği geliştirilmiştir. Bu teknik, hızlı SE temeline dayandığından eddy akımlarına ve manyetik alan imhomojenitelerine ve kimyasal şift akımlarına daha az duyarlıdır. Aynı zamanda ADC değerlerinin sayısal olarak hesaplanabilmesine olanak tanımaktadır. Bu yöntemin spinal kordun ve beyinin difüzyon tensör görüntülemesinde ve vertebral kemik iliğinin DAGsinde faydalı olabileceği belirtilmektedir13,17,18.
Bilindiği üzere DAGde, görüntü yalnız difüzyon görüntüsü olmayıp T1, T2 ve proton dansite etkisini de içermektedir. Bazı araştırmacılar b değerinin sn/mm2 altında seçildiğinde hedeflenen difüzyon etkisinin düşük olacağını bildirmektedir19. Çünkü b değeri 0 sn/mm2de görüntü sadece T2 etkisi ile oluşmakta, b değeri düştükçe görüntüdeki difüzyon etkisi azalmakta ve T2 etkisi ortaya çıkmaktadır. Yüksek b değerlerinde ise görüntü büyük oranda difüzyon ağırlıklı olmakta, ancak sinyal miktarında azalma ve arka plandaki gürültünün artmasından dolayı SGOda azalmaya yol açmakta ve bu da ölçülen ADCnin güvenirliğini etkileyebilmektedir20. Çalışmamızda, uygun SGO sağlayabilmek ve olabildiğince difüzyon etkisinin hakim olması için b değerini sn/mm2 seçildi. Bazı çalışmalar yağ baskılı ve yağ baskısız DAG görüntülemenin patolojileri benzer oranda saptayabileceği ve daha yüksek sinyal değerleri ile güvenilir ADC değerlerinin sağlandığını belirtmektedir7. SE temelli sekanslarının kimyasal kayma artefaktlarına pek duyarlı olmamasından dolayı bu teknikte yağ baskılama uygulanmadı.
Normal vertebra korpus kemik iliğindeki bağlı olmayan protonlara göre daha az hareketli olan lipide bağlı protonlardan dolayı düşük miktarda difüzyon olmaktadır. Elde edilen normal kemik iliği ADC değerleri de buna bağlı olarak düşüktür. Yapılan çalışmalarda normal vertebra korpusundaki ortalama ADC değerleri 0,,59x10-3 mm2/sn aralığında bildirilmiştir12. Bu ADC değer farklılıklarının yaş-cinsiyet ile değişen kemik iliğinin yağ-su oranına ve değişik difüzyon tekniklerinin kullanılmasına bağlı olduğu ileri sürülmektedir. Bizim çalışmamızda yaş ortalaması 51,16±13,22 olan 57 olgudaki normal vertebra korpus kemik iliği ortalama ADC değeri 0,25 ± 0,05x10-3 mm2/sn olarak bulundu. Patolojik tutulum olan vertebralardaki ADC değerleri ile normal kemik iliğindeki ADC değeri karşılaştırıldığında patolojik tutulum olan vertebralardaki difüzyonun en az dört kat daha yüksek olduğu saptandı (patolojik vertebraların ortalama ADC değeri = 1,07±0,22 mm2/sn). Bu sonuç bu patolojilerin doku içerisindeki hücre içi ve dışı sıvıyı arttırmalarına bağlanabilir. Ancak, bazı çalışmalarda b değerinin sn/mm2nin altında seçilmesi, değişik tekniklerin kullanılması ve yağ baskılamanın kullanılıp kullanılmamasına göre normal vertebra ADC değerlerin patolojik vertebralardaki ADC değerinden yüksek çıktığı da belirtilmektedir. Zhou ve ark.21 çalışmalarında b değerini sn/mm2 olarak belirlemişler ve benign kompresyon fraktürü ve metastatik tutulumu olan vertebralardaki ADC değerini normal vertebralardaki ADC değerine göre daha düşük bulmuştur. Bizim sonuçlarımız, yayınlanmış yüksek b değeri kullanılan kemik iliğinin DAG çalışmaları ile uyumluydu15,22,23. Chan ve ark.15 b değeri kullanarak yaptığı çalışmada, bizim çalışmamızda bulduğumuz sonuçlara paralel olarak normal vertebralarda ADC değerini 0,23±x10-3 mm2/sn olarak patolojik vertebra fraktürlerindeki ortalama ADC değerini 0,82±0,20x10-3 mm2/sn olarak bulmuşlardır. Maeda ve ark.19 b değeri kullanarak yaptığı çalışmada ise normal vertebralarda ADC değeri 0,18±0,09x10-3 mm2/sn ve patolojik vertebra fraktürü olmayan metastaz grubunda ADC değerini 0,83±0,17x10-3 mm2/sn olarak bulmuşlardır. Ward ve ark.23 normal yağlı ve kırmızı kemik iliğinin düşük ADC ortalaması ile minimal difüzyon gösterdiğini belirtmişlerdir.
Vertebra metastazlı olgularda kantitatif difüzyon ölçümü yapılan çalışmalara literatürde rastlanmaktadır7,13,15,19,23,24. Spinal bölgeye yönelik difüzyon ağırlıklı görüntülemenin kullanılması patolojik kompresyon fraktürleri ve benign kompresyon fraktürleri ayırıcı tanısının yapılabilmesi amacıyla başlatılmış olup bu çalışmalarda; metastatik infiltrasyonlara bağlı fraktürlerde, malign hücrelerden dolayı su hareketinin benign nedenlere göre kısıtlandığı teorisini destekleyen sonuçlar bildirilmiştir13,15,21,25. Bu çalışmalarda metastazın olduğu patolojik vertebralardan yapılan ölçümlerde ADC değerleri 0,69x10-3 ile 1,02x10-3 mm2/sn arasında bulunmuştur. Difüzyon ağırlıklı görüntülemenin enfeksiyöz spondilitte kullanımı ile ilgili çalışmaların sayısını fazla değildir. Bazı yazarlar tüberküloz spondilodiskitinde, maligniteye benzer difüzyon kısıtlaması ve ADC değerleri bildirmişlerdir15. Pui ve ark.24 ise 18 erişkin tüberküloz spondilodiskitli ve 4 erişkin piyojenik spondilodiskitli olgu serisinde hem tüberküloz spondilodiskitli hem de piyojenik spondilodiskitli olguların ortalama ADC değerini metastazlardan anlamlı olarak yüksek bulmuştur. Raya ve ark.7 yapmış olduğu çalışmada maksimal ADC değeri 1,94x10-3 mm2/sn spondilodiskitte, minimum ADC değerini 0,83x10-3mm2/sn tümöral infiltrasyonda bulunmuştur. Uçar ve ark.26 yaptığı çalışmada da spondilodiskitlerde malignitelerden daha yüksek ADC değerleri saptanmıştır. Bulunan farklı değerler hasta seçiminden ve farklı tekniklerin kullanılmasından kaynaklanabilir. Biz çalışmamızda metastatik vertebralardan elde ettiğimiz değerlerle ortalama ADC değerini 0,92±0,20x10-3 mm2/sn olarak bulduk. Enfeksiyöz spondiskitli olgular, metastatik grupla karşılaştırıldığında ADC değerlerini (sırasıyla 1,24±0,13x10-3 ve 0,92±0,20x10-3 mm2/sn) istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulduk. Metastatik grup dışındaki enfeksiyon ve dejenerasyon grubunu benign grup olarak ayırdığımızda benign durumlarda patolojik vertebra ADC ortalaması ise (1,17±0,27x10-3 mm2/sn) ile metastatik grubun ortalaması karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptadık. Ancak dejenerasyon ile enfeksiyon grupları arasında ise ortalama ADC değerleri (sırasıyla 1,10±0,19x10-3, 1,24±0,13x10-3 mm2/sn; p=0,08) istatistiksel farklılık bulunmadı. Hasta grupları arasında standardizasyonu sağlamak amacıyla hesap edilen patolojik vertebra ile normal vertebra arasındaki oranlama ile bulunan ADC oranlarında da benzer sonuçlar söz konusuydu. Bu sonuçlar, hareketsiz protonların fazla olduğu yağlı kemik iliğine göre her üç patolojik durumda sıvı artışının (ödem) difüzyonda artmaya yol açtığını göstermektedir. Ancak metastazlarda ekstrasellüler sıvı miktarından ziyade hücre sayısında artış olduğunu ve bu hücrelerin difüzyonu kısmen engellendiği (spondilodiskit ve dejenerasyon patolojilerine göre) teorisini desteklemektedir. Gruplar arasında ölçülen değerlerdeki çakışmalar, bazı tümör tiplerinde eşlik eden belirgin ödematöz içeriğe bağlı olabilir. Başka bir deyişle farklı orjinli metastatik infiltrasyonlar ölçülen ADC değerlerinde farklılıklara yol açabilir. Spondilodiskit ve dejenerasyon patolojilerinde ise hastalık süresine ya da patolojiye hasta cevabı gibi faktörlere bağlı olarak patolojik sürecin difüzyon-ADC değerleri etkilenebilir. Ancak bu hipotezleri desteleyecek hasta bazlı histolojik ve patolojik veriler elde olunmadı. Bu durum ise çalışmamızın eksik bir yönünü oluşturmaktaydı.
Vertebrayı tutan çeşitli patolojiler, kemik iliğindeki diffüzyon miktarını farklı süreçlerle ve farklı oranlarda değiştirdiğinden; dokulardaki difüzyon miktarını değerlerdiren DAG, konvansiyonel MRGnin özgüllüğünü arttırabilir. NonCPMG SS-FSE difüzyon ağırlıklı görüntüleme tekniği, FSE temeline dayanmasından dolayı manyetik alan inhomojenitelerinden kaynaklanan artefaktlara daha az yatkın olması ve elde edilen sayısal ADC değerleri ile her ne kadar bazı olgularda örtüşmeler olsa da vertebral kemik iliği patolojilerinin değerlendirmesinde katkıda bulunabilir.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.