Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği “Kendi Yolumda” yarın vizyona giriyor. Gökhan Özoğuz, Gökçe Bahadır, Okan Çabalar, Ferit Aktuğ, Hakan Özoğuz ve Çağatay Aras’ın yanı sıra usta oyuncular Tamer Levent, Suzan Aksoy, Tuncer Salman ve Erkan Can’ın rol aldığı filmin galası önceki akşam Kanyon Paribu Cineverse’te yapıldı.
Galaya Cem Yılmaz, Beren Saat-Kenan Doğulu, Pınar Altuğ-Yağmur Atacan, Şebnem Dönmez, Can Bonomo, Levent Can, Derya Alabora, Erkan Kolçak Köstendil gibi çok sayıda ünlü isim katıldı.
Ömer Faruk Sorak, “Birlikte çalıştığım bütün oyuncu arkadaşlarım o kadar güzel bir performans çıkardılar ki, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz, filmi 3 yıl önce yaptıklarını belirterek “Değerli abilerim ve kardeşlerimle beraber çok güzel bir film yaptık. İnşallah herkes beğenir” diye konuştu. Gökçe Bahadır da “Gökhan’a teşekkür ediyorum, böyle bir işi sırtlanıp bizleri bir araya getirdiği için. İzlemesi çok keyifli bir film oldu” dedi.
TAMİRCİ ÇIRAĞI
Senaryosunu Ali Kobanbay’ın yazdığı filminde Gökhan Özoğuz’un arabası, Adana’nın kenar bir mahallesinde bozuluyor. Gittiği tamircide müzisyen olmak isteyen tamirci çırağı Ömer Ali ile sohbet eden Özoğuz, sonrasında uyuyakalıyor ve rüyasında kendini tamirci çırağı olarak buluyor.
SAĞLIĞIM GAYET İYİ
Kanser tedavisi gören Hakan Özoğuz da filmde rol aldı. “İlk defa böyle bir işe kalkıştık” diyen ünlü müzisyen, sağlık durumuyla ilgili sorulara şöyle yanıt verdi:
“Sağlığım gayet iyi. Uzun süreli bir tedavinin sonuna geldik. Tedavi sürecinde de konserlere çıktım. İyi hissettiğim anlarda bunları yaptım, hiçbir zaman kendimi riske atmadım.”
Can alttan alta gülerken benim elim yanağma gitmiş ve öylece donuvermiştim. Hayr, her böyle yaklaştğnda kalpten gitmeyi engelleyemiyordum. Umut beni böyle görünce içini çekip kapy kapatt ve kulağma eğilip "Bu kadar şaşrma. Sizinkiler çakmasn diye normalmiş gibi davranmaya çalşyorum."dediğinde birden tüm keyfim kaçt. Can çoktan salona geçerken biz Umut'la hâlâ kapda dikiliyorduk.
"Sabah da bu yüzden mi sarldn?"diye birdenbire aklma gelen soruyla merakla yüzüne baktm. Cevap vermeyip sadece nefes verdiğinde yüzümü asp mutfağa gittim direkt.
"Az önce çok mutluydun, şimdi neden yüzün düştü ablam?"diyen ablama karş 'Odunun teki yine kalbimi krd! Ne olacak abla?' dedim içimden. Ellerimi göğsünde bağlayp yumruklarm gizledim. Hem çok krlmş hem de çok sinirlenmiştim. Umut'un ailem burada diye bana böyle davranmasn istemiyordum. Bu sadece daha fazla üzerdi. Samimi davransn yeterdi.
"Yok bir şey abla. Hadi sofraya oturalm."dediğimde kimse bir şey demedi. Aramzda bir husumet olduğu anlaşlmasn diye hemen konuyu değiştirdim. "Ee hadi çok acktm. Oturun siz de."
"Kzm oturmadan şunu babann sofralarna braksanza?"diyen annem tezgahtaki doldurduğu üç tabaklk yemeği gösterdi. Bunun üzerine ben iki tabağ, Sümeyye ise kalan tabağ alp içeriye geçtik. Ben tabaklar masaya brakrken Sümeyye Can' gördüğü gibi gözleri yerinden frlamşt. Heyecandan önünü göremedi ve scak yemeği arkamdan geldiği için ben refleksle dönünce direkt üzerime döktü. Yabanc erkek var diye çğlk atmamak için kendimi zor tuttum. Ah Sümeyye! Bir yandan gülmek istesem de biraz yandğm için sadece düşünmemeye çalşyordum. Düşündükçe ac çoğalyordu sanki. Bütün etraf batmşt ne yazk ki.
"Ayyy! Mucize çok özür dilerim ya. Yandn m?"
Acs yaylmasn konuşamadm bir süre.
"Mucize iyi misin?"diye kalkp yanma geldi Umut.
"Tamam, önemli değil. Ben yukar çkar, hallederim bunu."diye ortam yatştrmaya çalştm. Sümeyye'nin gözleri dolmuştu.
"Ben de seninle geleyim."
"Gerek yok. Sen git yemeğini ye. Ben üstümü değiştirip gelirim tamam m?"diye içini rahatlatmak için göz krptm. O da muhtemelen Can'a rezil olduğunu düşündüğü için utangaç bir bakş atp koşa koşa mutfağa girdi. Eminim orada kendini yiyecekti. Ah ah! Hatice'yi de Sümeyye'yi de çok iyi anlyordum. Çünkü ben de onlarla ayn duyguyu taşyordum ve bir duygu ancak bu kadar ağr olabilirdi
"Ben de seninle geleyim."diyen üzerime endişeyle bakan bu sefer Umut ile düşüncelerime ara verdim. Bazen bir şeyi düşünmek saliseler alrken bazen de saatler alyordu. nsan düşünürken zaman kavramn yitiriyordu demek ki.
"Vallahi gerek yok. Çok yanmad zaten. Hemen değişip geleceğim."diye ona da göz krptm istemsizce. Sanki az önce ona hiç kzp krlmamşm gibi. Bu onun da tuhafna gitmiş olacak ki bana şaşkn gözlerle bakyordu. Tabi ben de hemen utanmş ve gözlerimi kaçrmştm. Utanmamn bir sebebi de babam, sadk babam, ağabeyim ve Can'n burada olmasyd. Nasl onlar buradayken kocamla bu kadar rahat konuşabiliyordum? Ne kadar onlardan uzak bir yerde konuşsak da sonuçta bir arada olduğumuzu biliyorlard.
"Umut hadi gidip yemeğini yesene sen ya? Masadakilere ayp oluyor. Böyle gizli gizli buluşuyormuş gibi!"deyince Umut güldü. Bunun üzerine ben de tek kaşm kaldrdm.
"Bazen çekilmez şmark birine, bazen de çok tatl bir kz çocuğuna dönüşüyorsun. Seni çözmek gerçekten zor."diye gülümseyerek ve uzun uzun gözlerime baktğ için 'Çekilmez şmark' lafna kzamamştm bile. Ben de seni çözemiyorum Umut. Sanrm birbirimizi tanmak için zamana ihtiyacmz vard.
Umut öyle bakmaya devam edince dayanamayp yukarya çktm hzl hzl. Çok tuhaf olmuş ve utanmştm. Onun ise arkamdan güldüğüne emindim. Batan üstümü bile unutmuştum. Hzlca kyafet değişip çkyordum ki kapnn üstünde dolaşan bir böcek fark ettim. Böcekten öte bu basbayağ hamam böceğiydi. Küçüklüğümden beri en büyük fobilerimden biri olmuştur böcekler ve işin hikmeti ise sürekli karşma çkmalaryd.
Yeryüzünde yaratlan hiçbir şey yoktur ki amaçsz ve boşuna yaratlmş olsun. Bir yerde hamam böcekleri ile ilgili çok güzel bir yaz okumuştum. Biyologlar, hamam böceklerinin ekosistemin bekas için çok önemli olduğunu ifade etmişlerdi. Hamam böcekleri genelde çürümekte olan organik şeylerle beslenirdi. Bu gdalarda da bol miktarda azot vardr. Bu azot hamam böcekleri vastasyla toprağa verilir, oradan da bitkiler tarafndan kullanlr. Hamam böceklerinin olmamasnn bitki türleri arasnda büyük tesirleri olur. Bu yüzden hamam böceklerinin ayn zamanda kuşlar ve fareler gibi küçük hayvanlar için besin kaynağ olarak da önemli işlev gördüğü görülmüştür.
Böceğe zarar vermeden buradan nasl çkarm diye düşünürken -ki zararsz bir canly öldürmek caiz değildi- telefonum çald. Güney'di arayan!
Niye bu kadar şaşrmştm bilmiyorum ama bir süre açamadm telefonu. Öylece bakştk telefon ile. Acaba ne istiyor olabilirdi? Ya başna kötü bir şey geldiyse, bu yüzden aryorsa? Diye düşünürken dayanamayp sonunda cevapladm aramay.
"Efendim Güney?"dedim ksk sesle. Umut'la evli olduğumuzu öğrendiğinden beri ondan daha bir çekinir olmuştum.
"Neden okula gelmiyorsun?"dedi direkt. Sesi çok donuktu, canszd.
"Şey Annemler birkaç gündür bizi ziyarete gelmişti de o yüzden."
"Sen orada o herifle sürekli birlikte vakit geçirirken ben en azndan bir yüzünü görürüm, sesini duyarm diye sürekli okula geliyorum ama yoksun. Çünkü umrunda değilim!"
"Hayr! Yok öyle bir şey Güney."dedim hemen. "Bak Benim yüzümden üzülmeni istemiyorum artk-"
"Bunun için beni yokluğunla m cezalandryorsun!"dedi sözümü keserek.
"Güney yalvarrm böyle konuşma. Sen böyle konuştukça kendimi daha da kötü hissediyorum."
"Sen benim sevgimi anlayamazsn Mucize. Ben sana sradan bir duygu beslemedim hiçbir zaman. Sen, şu ksack zaman diliminde bile beni derine battğm o koca okyanuslardan çkarp nefes verdin, hayat verdin, yüzümde yeniden bir gülümseme yerleştirdin. Bu yüzden senden o kadar kolay vazgeçememi bekleme. O herif seni hak etmiyor, seni mutlu etmediğini görüyorum. Seni kazanana kadar durmayacağm. Bu, evinin önünde beklememi gerektirse bile!"
Bu ne demekti şimdi? lk başta konuşmasn sessiz, sakin dinleyip biraz etkilensem de sondaki cümlesi içime bir kurt düşürmüştü.
çimden gelen o yoğun dürtüyle pencereye koştum ve Güney'i gördüm. Kulağnda benim gibi telefon, yukarya; şaşkn gözlerime bakyordu. Sanki bu camn benim odamn cam olduğunu önceden hep bilirmiş gibi
Umut görürse onu biterdim!
Endişe hzl vücudumu yalayp yutarken telefondaki sesi kulaklarmda yankland.
"Seni çok özledim Mucize"
-Bölüm sonu-