kaynağı değiştir]
Müsâmeretnâme (Osmanlıca: مسامرتنامه), Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir.
Toplam yedi hikayeden oluşan Müsameretname, yılları arasında on iki cüz halinde yayımlanmıştır. Modern Türk hikayesinin ilk örneklerinden olan bu eser, gerek üslubu ve gerekse anlatı tekniğiyle bizdeki halk hikayeleri ile Batılı hikayenin özelliklerini bir arada taşımaktadır.
Emin Nihat BeyMüsâmeretnâme / YazarıEmin Nihat Bey Türk yazar. Uzun zamana kadar hayatı hakkında pek bilgi bulunmazken Selim İlerinin yazdığı bir yazıyla yazarın hayatı öğrenilmiştir. Yazmış olduğu Müsameretname, Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri sayılmaktadır. Nihat, memurluk yaptığı dönemde kullandığı mahlasıdır. Vikipedi
Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithatın te basılan Kıssadan Hisse ve Letaif-i Rivayat adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.
Küçük Şeyler (Osmanlıca: كوچك شيلر), Samipaşazade Sezainin de yayımlanan hikâye kitabıdır. Kısa hikâyenin, Batı edebiyatındaki hikâyelerle benzer özellikler gösteren Türk edebiyatındaki ilk örneği olarak kabul edilmektedir.
Türk Edebiyatında yazılmış olan ilk hikaye denemesi Ahmet Mithat Efendiye ait bir eser olan Letaif-i Riyavet olmaktadır. Türk edebiyatında ilk hikaye denemesini yapmış bir isim olan Ahmet Mithat Efendi hem yazarlık hemde gazetecilik yapmış olup aynı zamanda da Edebiyat ile iç içe bir yaşam sürmüştür.
Ahmed Midhat (; Tophane, İstanbul 28 Aralık , İstanbul), Türk yazar, gazeteci ve yayıncı. Tanzimat dönemi yazarlarındandır. Türk edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler yazarıdır. te Devir (Çağ) adıyla bir gazete çıkardı ancak ilk sayıda kapandı.
Türk edebiyatında modern öykücülüğün başlangıcı Sezainin de kısa öykülerini bir araya getirdiği Küçük Şeyler adlı eseriyle olurken, yazarın hassas kişiliği ve detaycılığından izler taşıyan öykülerinde, günlük yaşamın içerisinde dikkat çekmeyen silik karakterler yer aldı.
Selim İlerinin kaleme aldığı “Müsâmeretnâmenin Bilinmeyen Yazarı” adlı makalesi ile Emin Nihat Beyin yaşamına dair birçok husus netleşmiştir. 12 cüzden oluşan Müsâmeretnâme () adlı hikâye kitabı, Batı etkisindeki Türk edebiyatının hikâye türünde ilk eseri kabul edilmektedir.
Dünya edebiyatındaki ilk hikaye, İtalyan bir şair ve yazar olan Giovanni Boccaccio tarafından yazılmıştır. Giovanni Boccacci yılında yazmaya başladığı öyküsünü yılında bitirmiştir. Giovanni Boccacci XVI. Yüzyılda yazmış olduğu Decameron Hikayeleri adlı eseriyle ilk hikaye örneğini vermiştir.
Samipaşazade Sezainin Küçük Şeyler adlı eseri Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin başlangıcı kabul edilmektedir. Halid Ziya Uşaklıgilin de yazdığı Bir Muhtıranın Son Yaprakları ile Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası adlı çalışmaları Avrupaî tarzda ilk hikâyeler kabul edilmektedir.
Dünya edebiyatındaki ilk hikaye, İtalyan bir şair ve yazar olan Giovanni Boccaccio tarafından yazılmıştır. Giovanni Boccacci yılında yazmaya başladığı öyküsünü yılında bitirmiştir. Giovanni Boccacci XVI. Yüzyılda yazmış olduğu Decameron Hikayeleri adlı eseriyle ilk hikaye örneğini vermiştir.
Türk edebiyatında modern öykücülüğün başlangıcı Sezainin de kısa öykülerini bir araya getirdiği Küçük Şeyler adlı eseriyle olurken, yazarın hassas kişiliği ve detaycılığından izler taşıyan öykülerinde, günlük yaşamın içerisinde dikkat çekmeyen silik karakterler yer aldı.
Tanzimat döneminin en genç yazarı olan sanatçı, “Küçük Şeyler” adlı kitabı ile Servet-i Fünûn yazarlarını etkiledi. Namık Kemalin etkisiyle birçok hikâyesinin dilini süsledi, uzun cümleler kullandı. Yazılarında romantizm ile realizmi birleştirdi. “Sanat için sanat” anlayışıyla eserler verdi.
Türk edebiyatında batılı tarzda olan ilk hikaye denemesi kitabı ise, Sami Paşazade Sezai tarafından tarihinde kaleme alınmış olan Küçük Şeyler isimli eseridir. Türk Edebiyatında yazılmış olan ilk hikaye denemesi Ahmet Mithat Efendiye ait bir eser olan Letaif-i Riyavet olmaktadır.
Eser hakkında yapılan eleştirilerde geleneksel hikâyeden ayrılıp yeni hikâyeye geçiş yaptığı belirtilmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Müsâmeretnâme'nin teknik bakımdan Doğu'daki geleneksel anlatma tekniğiyle oluşturulduğunu, üslup bakımından Ahmed Midhat Efendi'nin çözük üslubuyla halk hikâyelerinin arasında kaldığını ancak bazı olayların tertip şekli, kahramanlarla etraf arasında kurulmak istenilen alâkalar, hadiseler üzerinde duruş tarzı ve bazı fikirlerle geleneksel hikâyelerden ayrıldığını belirtmişseafoodplus.info Naili Boratav, "her türlü sanat endişelerinden uzak bir eser" olarak gördüğü Müsâmeretnâme'nin Tutiname ve Binbir Gece hikâyeleri tarzında bir çerçeveli hikâye külliyatına sahip olduğunu yazmıştır.[14]Cevdet Kudret, birinci hikâyenin başı ve sonunda yer alan notlarda toplantıya katılan herkesin geceleri birer hikâye anlatmasının, Floransa'daki veba salgınından kaçan on kişinin on gün boyunca birer hikâye aktarmasıyla oluşan Giovanni Boccaccio'nun Decameron'uyla arasındaki benzerliğin dikkat çekici olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Emin Nihat'ın hikâyelerinde Divan edebiyatı ile halk edebiyatı hikâyelerinden yeni hikâyeye geçişin belirtilerinin kendini gösterdiğini yazmıştır.[27]Selim İleri eserin, Ahmed Midhat Efendi'nin Letaif-i Rivayat'ı ile Osmanlı toplumunun bireysel ya da toplumsal sorunlarına eğilmekten uzak olduğunu söylemiş ve şu sözleri eklemiştir:[30]
" yılları arasında yayımlanan Müsâmeretnâme, okunduğunda, gerçek bir düş kırıklığı yaratıyor. Emin Nihat, Aziz Efendi'yle çeviri romanların, ilk Batı ürünü yapıtların, özellikle uyarlanmış çevirilerin içinden çıkılmaz bir karışımı bence."