Türkiye ve Dünyada sayısız firma, Afrika Mangosu içeren mucize (!) zayıflama ilacı ile fazla kilolarından kurtulmak isteyenleri avlıyor.
Uzun bir zamandır Yalansavar ekibi olarak bitkisel destek ürünler ve mucize zayıflama ilaçları konusunda eğilmeyi planlıyorduk. Ancak bundan birkaç gün önce Radikal Gazetesinde rastladığımız üzücü bir haber, bu konuya acilen değinmemiz gerektiğini bize anımsattı.
Televizyon izleyenler görmüşlerdir. Son dönemde gerek Türkiye, gerek tüm dünyada bir Afrika Mangosu özü ile zayıflama furyası var. Her yaz olduğu gibi, pek çok kişi fazla kilolarından kurtularak, plajlarda boy gösterme sevdasında. Bu zayıflama furyası bu sene genç bir insanın canına mal olmuş durumda:
Balıkesir ’de 35 yaşındaki N.G’nin zayıflamak için internetten satın alarak kullandığı ‘gıda takviyesi’ adıyla satılan mango özlü ilaç, 4 drajelik kullanımdan sonra N.G.’nin kalbinin durmasına yol açtı. Genç kadın halen yoğun bakımda ölüm kalım savaşı verirken, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, son günlerde benzer olayların peşpeşe yaşandığını belirterek, “Bu ürünlerin analizlerde mango, acaiberry, altınçilek gibi tamamıyla bitkisel olduğu iddia edilen ürünlerin içinde hiç bulunmaması gereken ve önemli bir ilaç etken maddesi olan ‘sibutramin’e çok yüksek oranda rastladık. Sibutraminin aşırı dozu kalp kaslarında, kardiyolojik toksik etki yaratarak kalp durmasına yol açıyor” dedi.
Çok üzücü bir olay, ancak bu olaydan birkaç ders çıkararak benzer kayıpların olmasını önleyebiliriz belki.
Bu trajedinin ortaya çıkmasında birden çok faktör üst üste binmiş durumda, gelin bunları teker teker inceleyelim:
Kilo vermenin yolu az yemek ve egzersiz. Ne yazık ki, hem yiyip hem kilo verdirecek bir mucize ilaç yok.
Gerek yazılı gerek görsel basında sık sık rastladığımız bir konu mucize diyetler. Elbette, canımızın istediğini yiyip içtikten sonra, sihirli bir hap alıp fazla kilolarımızdan kurtulabilsek süper olurdu. Kim istemez suçluluk duymadan kocaman bir dilim pasta yiyip, gönül rahatlığıyla mayo bikini giymeyi?
Kilo almak, aslında vücudumuza ihtiyacı olandan daha fazla kalori içeren besinler almamızın kaçınılmaz bir sonucu. Fazla kalori içeren besin maddeleri, vücut açısından en verimli enerji depolanma şekli olarak yağa dönüştürülüp, vücut yapımıza göre bel, göbek, kalça, bacak vs bölgelerde depolanıyor.
Bu süreci durdurmanın son derece basit iki yolu var: Ya vücudumuzun ihtiyacından fazla kalori almayacağız ( hatta kilo vermeye çalışıyorsak, ihtiyacımızdan daha düşük kalori alacağız), ya da vücudumuzun daha çok kalori yakmasını sağlayacağız. Yani kilo vermenin anahtarı son derece basit: az yemek ve daha çok hareket etmek.
Bu basit denkleme rağmen piyasa, çoğu bitkisel ürünler olan mucizevi zayıflama ürünleri ile kaynıyor. Hemen her zaman albenili ambalajları üzerinde tamamen doğal olduklarını belirten ibarelerle ve ünlü birinin adı ve yüzü kullanılarak, mucize ilaç olarak piyasaya sürülüyorlar. Reklamlara bakarsanız hepsi metabolizmayı hızlandırıyor, hepsi yağ yaktırıyor, hepsi diyet ve egzersiz yapmadan kilo verdiriyor!
Bu ibarelerle satılan bu sözde mucize ilaçların bir çoğu hiç bir işe yaramıyor ve para tuzağı olmaktan ileri gidemiyor. Ancak bazıları paranızdan çok, sağlığınızı da çalmaya aday. Zira bu tip diyet ilacı üreticileri, ilaçları alan kişilerin bu ilaçları kullanırken gerçekten de kilo vermesini istiyor. İlacı kullanan kişi kilo vermeli ki, yakınlarına ürünün reklamını yapabilsin, inanamazsın şekerim, hiç bir yediğimden kısmadım, iki haftada 5 kilo verdim! diyebilsin.
Bu etkiyi sağlamak için bu ilaçların içine genelde hızlı ve sağlıksız kilo vermeyi sağlayacak çeşitli bileşiklerin ve bitkilerin karıştırıldığını görüyoruz. En sık rastlanan uygulama ilaçların içine müshil veya diüretik (idrar söktürücü) etkisi veren maddelerin eklenmesi. Müshil veya diüretik etkili bileşenleri alan kişinin vücudu su kaybına uğruyor, böylece terazi üzerine çıktığında kilosunda kilo düşme gözlüyor. Bu durumun kilo vermeyle ilgisi yok, sadece vücudun kaybettiği suya bağlı bir hafifleme. Aradan bir iki gün geçip kişinin vücudundaki su miktarı eski halini aldığında kaybolduğu sanılan kilolar geri geliyor.
Diüretik veya müshil ile vücuttan su atmanın ise riskleri büyük. İki yöntem de vücut ve kan kimyasının bozulmasına neden olarak mineral ve sıvı kaybına bağlı ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Yaşanan mango hapı trajedisinde, ilaca eklenen şey müshil veya diüretik etkili maddelerden çok daha ciddi bir bileşen: sibutiramin.
Sibutiramin, beyindeki yeme merkezini etkileyerek kilo vermeyi sağlayan bir ilaç. Yakın zamana dek Türkiyede de Burna, Nadyak, Reductil ve Zelium adlarıyla pazarlanan ve şişmanlık tedavisinde kullanılan bu ilaç, yılında özellikle kalp ve damar sistemiyle ilgili neden olduğu ciddi yan etkiler nedeniyle önce FDA ( ABDde ilaç düzenlemelerinden sorumlu Food and Drug Administration kurumu) tarafından ABDde yasaklandı, hemen ardından da tüm dünyada piyasadan çekildi.
Haberde bahsi geçen hastanın kullandığı Afrika Mangosu tabletinin üreticileri, mangonun mucizevi(!) zayıflatıcı gücünü yeterli bulmamış olacaklar ki, yılında yasaklanmış olan bu ilacı, etiketlerinde belirtme ihtiyacı görmeden tabletlerine eklemişler.
Mango tabletlerine çaktırmadan eklenen Sibutiramin aktif maddesi, yaşanmış olan bu üzücü olaydaki bir diğer problemli konuya parmak basmamızı gerektiriyor: Bitkisel ilaçlar ve bu alandaki regülasyon eksikliği.
Bitkisel ürünler, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ilaç düzenlemelerine tabi olmadan, Tarım Bakanlığı izni ile besin takviyesi adı altında satılıyorlar.
İlaç sektörü ile ilgili ciddi problemler var, ama bu sorunlara rağmen, herhangi bir ilaç firmasının sattığı ilacın içeriğini eksik bildirmesi, ilacın içindeki aktif maddeyi ilaç prospektüsüne yazmaması gibi bir uygulama olması söz konusu bile değil. Hangi ilaç firması olursa olsun, böyle bir şey yaptığı anda çok ciddi yasal yaptırımlara tabi olacak, belki de ruhsatını bile kaybedecektir.
Ancak bitkisel destek ürünlerde bunun tersini görüyoruz. İlaç firmaları çok ciddi kontrol ve yaptırımlara tabi iken, bitkisel ilaçlar genelde Sağlık Bakanlığı onayına bile tabi değil. Ne içerikleri, ne kullanım alanları ile ilgili hemen hemen hiç bir regülasyon olmadan, Tarım Bakanlığı onayı ile besin takviyesi adı altında satılıyorlar.
Gün geçmiyor ki, bir bitkisel ürünün içinden halk sağlığını ciddi anlamda tehdit eden tehlikeli ve bir o kadar da garip maddeler çıkmasın. Güney Koredeki bitkisel ilaçların içinden çıkan kurutulmuş insan embriyosu tozundan tutun da içine ağır metaller ( civa, kurşun, hatta arsenik) karışmış bitkisel destek ürünlere kadar pek çok olay geçtiğimiz yıllarda basına yansıdı.
Türkiyede yaşanan bu olaydakine benzer başka vakalar da var. Geçtiğimiz yıllarda, dünyanın pekçok yerinde tamamen doğal sloganı ile satılan pekçok mucize diyet hapında benzer aktif maddeler tespit edilmiş durumda. O kadar çok bitkisel zayıflama ürününden sibutiramin veya benzer maddeler bulunmuş ki, FDA bu konuda bir duyuru yayınlamış ve bu konuya bir sayfa ayırmış. Bu ürünlerin çoğuna eklenen ve listelenmeyen aktif maddelerin kalp yetmezliği, taşikardi ( kalp çarpıntısı), felç gibi yan etkilere neden olduğu konusunda tüketiciler uyarılmış.
Bu ilaçları üreten ve pazarlayan kişiler, doğaya yönelim safsatasını(Naturalistic Fallacy) kullanarak, bu ilaçların tamamen bitkisel olduğunun üzerine basarak müşteri toplamaya çalışıyorlar. Ancak bunu yaparken de ilaçların içine insan sağlığını tehdit edecek maddeler eklemekten çekinmiyorlar.
Afrika Mangosu ile ilgili ürünleri internette aradığınızda, karşınıza binlerce sayfa çıkıyor. Bu sayfaların hemen hepsinde ise tanıdık bir isim var: Türkiyede ve dünyada satılan hemen tüm Afrika Mangosu tabletlerinde aslında bir kalp damar cerrahı olan Dr. Mehmet Özün ya adı, ya da resmi geçiyor.
İnternette satılan tüm Afrika Mango tableti reklamlarında Dr. Özün adı veya resmi mevcut.
Amerikadan popüler kadın kuşağı programlarının vazgeçilmez ismi haline gelmiş olan, ve eskiden tıp doktoru kimliğiyle boy gösterirken son yıllarda doktor kimliğini bir kenara bırakıp sözde-bilimin savunucusu olmuş bir isim Dr. Mehmet Öz. Konuk olarak çıktığı programlarda artık bilimsel, tıbbi önerilerden çok mucize ilaçların tanıtımını yapıyor, garip ve egzotik meyvelerin süper güçlerinden bahsediyor, duayla iyileşme, medyumlar, dil okuma, feng-shui, reiki gibi sözde-bilim yöntemlerinin promosyonunu yapıyor.
Daha önceki promosyon ataklarını yakından takip ettiğim Dr. Özün zayıflamak için Afrika mangosu kullanımını önerip önermediğini epey araştırdım.
Gördüğüm kadarı ile, Dr. Mehmet Öz, First For Women dergisinin Ocak sayısında Afrika Mangosunun mucizevi kilo verdirici özelliğinden bahsetmiş. Yalnız bu derginin yazısındaki önerisi piyasada sıklıkla görülen diyet tabletleri için değil, meyvenin kendisi içinmiş. Ancak Dr. Özin web sitesine baktığımızda, kendisinin olmasa da ekibindeki doktorlardan biri olan Dr. Tanya Edwardsın Irvingia ismiyle satılan Afrika Mangosu tabletlerini kilo vermek isteyenlere tavsiye ettiğini ve bu tabletlerin yan etkisi olmadığını yazdığını görüyoruz. Gene aynı sitede Dr. Özin programında Afrika Mangosunu görüp, kullanıp kilo verenlerden geri bildirim toplamak amacıyla düzenlenmiş bir anket de var. ( Sayfanın uçma ihtimaline karşı ekran görüntüsü almayı ihmal etmedim 🙂 )
Dr. Mehmet Öz, daha sonra Afrika mangosu tableti pazarının çığ gibi büyüdüğünü farkedip, bu işin içinde bir bit yeniği olabilir diye düşünmüş olmalı ki, yukarıdaki sayfalara rağmen bu ürünleri tavsiye etmediğini, ve bu tip tabletlerin sahtekarlık olduğunu kendisi de net olarak açıklamış.
İzleyelim:
Ancak, buna rağmen bu ürünler Dr. Özün tavsiyesi adıyla satılmaya devam ediyor. Kilo verme hevesindeki kişileri, Bir Bilen Safsatasıyla (Argument from Authority) avlama niyetinde olan uyanık tücarlar, insan hayatını hiçe sayarak bu ürünleri satmaya devam ediyorlar.
Bu acı olaydan çıkarılacak pek çok ders var.
Bizim ve yakınlarımızın başına benzer olayların gelmemesi için, bu hususlara dikkat etmekte, çevremizi ve yakınlarımızı bilgilendirmekte, bilinçlendirmekte, ve bu tip ürünlerin olası tehlikeleri konusunda uyarmakta fayda var.
BeğenYükleniyor
Bekunis Nedir? Ne için Kullanılır?Bekunis ile Zayıflama Mümkün Mü?Bekunis Kullanarak Zayıflamak Doğru Mu?Bekunis İlacı ile Kaç Kilo Verilir?Bekunis Zarar Verir Mi?Sık Sorulan Sorular
Sindirim sisteminin daha hızlı çalışmaya ihtiyacı mı var? Bekunis ile zayıflama nasıl gerçekleşir? Doktor Kontrolü Şart Mıdır?
Bekunis temelinde kabızlığı giderici etkiye sahiptir. Kabızlığı gidermenin yolu ise bağırsak hareketlerini hızlandırmaktır. Bağırsak hareketlerinin hızlanması sonucu kabızlık durumu hızla ortadan kalkmaktadır. Bağırsak hareketlerinin hızlanması sadece kabızlığı gidermekle kalmaz, aynı zamanda kilo vermeyi de sağlar. Bağırsak hareketlerinin hızlanması ile sindirim hızlanır ve kilo artışı durup yavaş yavaş kilo verme durumuna geçilir.
Bekunis temelde kabızlığı gidermek için kullanılır ama Bekunis ile zayıflama olası bir durumdur. Ancak her şeyin azı karar fazlası zarardır. Bekunis ilacının fazla kullanımı ya da düzensiz kullanımı bağırsaklarda bir takım sorunlara sebebiyet verebilir. Bağırsakların fazla hızlı çalışması ishale sebep olur. İshal vücutta su ve tuz kaybına sebep olur ve defa susuz kalan vücut enerji kaybetmeye başlar ve bununla bağlı olarakta yağları yakamama derecesine gelir. Bu seferde vücut tekrar kilo almaya başlar. Bekunis gerektiği zamanda ve gerektiği dozda doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Aşırı doz kullanımı sonrasında bağırsaklarda akıl almaz bir ağrıya sebep verdiği kullanıcılar tarafından kaydedilmiştir. Aynı zamanda ishale sebebiyet verdiği için sürekli tuvalete çıkma durumu söz konusudur. Böyle bir durum da hayat kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Bekunis ağız yoluyla alınan bağırsak hareketlerini hızlandıran draje türü bir ilaçtır. Mutlaka doktor kontrolünde alınması ve doktorunuzun önerdiği talimatlara uyularak kullanılması gerekmektedir.
Fazla kilolardan şikâyetçi olan insanlar zayıflamak için Bekunis ilacını yöntem olarak düşünmektedirler. Bekunis ile zayıflama mümkün mü?, sorusu bir kere daha akıllara geliyor. Bekunis ile zayıflama fikri aslında Bekunis ilacının temel işlevi ile meydana gelmiştir. Bekunis ilacının temel işlevi kabızlığı gidermektir. Bekunis ilacı kabızlığı bağırsakları çalıştırma ile giderir. Yani temelde Bekunis ilacı bağırsakları çalıştırmaktadır. Böylece kabızlık sorunu ortadan kalkar. Bağırsakların çalışması sadece kabızlığı gidermekle kalmaz, aynı zamanda metabolizmanın da daha hızlı çalışmasını sağlayarak kilo vermeyi de sağlar. Bu sorunun yanıtı evet olarak verilebilir.
Bekunis’in her şeyde olduğu gibi fazlası zarar teşkil edebilir. Bekunis ile zayıflama düşüncesi ile fazla Bekunis almak doğru değildir. Bu sefer ters etki yaratabilir. Bağırsakların fazla çalışması ishale yol açar. İshal de vücuttaki su ve tuzun kaybolmasına sebebiyet verdiği için daha fazla kilo alınmasına sebep olabilir.
Bekunis ile zayıflama yöntemi yeni yeni toplumda yerleşen bir yöntemdir. Bekunis ile zayıflama mümkündür. Çünkü temelinde Bekunis ilacı, kabızlığı gidermek maksadıyla üretilmiştir. Bekunis ilacı, kabızlığı bağırsakları çalıştırarak gidermektedir. Bağırsakların çalışması aynı zamanda sindirimin de hızlanması demektir ve böylece yağ yakılarak fazla kilolardan da kurtulmuş olunur. Ancak Bekunis ile zayıflama göründüğü gibi basit değildir. Bekunis, kabızlığı giderdiği gibi fazla tüketimi ile ishale de yol açabilmektedir. İshal durumunda vücutta tuz ve su kaybı yaşanır. Bu da vücudun susuz kalmasına ve yağ yakma konusunda eskisi kadar başarılı olamamasına sebep olur. Bekunis ile zayıflama doğrudur ancak gerektiği kadar kullanılırsa bu durum geçerlidir. Aksi halde faydadan çok zararı dokunacağını bilmekte fayda var.
Bekunis ile zayıflama son zamanlarda sıklıkla başvurulan yöntemlerden biridir. Ancak dikkat edilmelidir ki Her şeyin azı karar, fazlası ise zarardır.
Fazla kilolardan yakınan birçok insan bunun için çare aramaya başlıyorlar. Kimi spor yapıyor, kimi yediklerine dikkat ediyor, kimi ise doğru ilaçları keşfedip bunlar ile zayıflamayı tercih ediyor. Bu üç yöntemin her biri de oldukça etkili bir yöntemdir. İlaç ile zayıflamak isteyenler Bekunis ilacını tercih edebilirler.
Bekunis ile zayıflama oldukça basittir. Ayda 9 kiloya kadar zayıflamak Bekunis ile mümkündür. Draje olarak kullanılan Bekunis ilacı kısa süre içerisinde bağırsakların çalışmasını sağlayarak zayıflamayı kolaylaştırıyor.
Bekunis ile zayıflama, zayıflamanın en kolay yollarından bir tanesidir. Bekunis ile 3 ayda 27 kilo verildiği kaydedilmiştir. Bu da Bekunis ilacının oldukça etkili olduğunu gözler önüne sermektedir. Bekunis bağırsakları çalıştırdığı için fazla tüketilmemelidir. Gereğinden fazla Bekunis tüketilmesi bu sefer ishale yol açabilir. İshal de vücutta su ve tuz kaybına sebep olduğu için vücut susuz kalabilir. Vücudun susuz kalması durumunda yağ yakmanın zorlaştığı bilinmektedir. Bu yüzden Bekunis doğru zamanda yeteri kadar kullanılmalıdır. Her şeyin olduğu gibi Bekunis’in de fazlası zarar oluşturabilir. Bu yüzden mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini sizler için tekrardan yinelemek isteriz.
Kullanılan ilaç vücuda belirli ölçüde zarar verebilir bunlar,
Bu ilaç tipik olarak günde sadece bir kez kullanılır. Ancak doktorunuz veya eczacınız sizin için daha uygun olan farklı bir program önermiş olabilir. Genellikle sadece ihtiyaç duyulduğunda kullanılır.
Önemli: Etiketteki talimatları izleyin. Bu ürünü belirtilenden daha fazla veya daha sık kullanmayın. Bu ilaç yemekle birlikte veya yemeksiz alınabilir. Bu ilacı kullanırken bol su içilmesi tavsiye edilir.
Etki mekanizması, kolonik geçişi (gıdanın kolondan geçmesi için gereken süre) hızlandırmaya ve sıvının dışkıdan emilme olasılığını azaltmaya yardımcı olan kolonik motiliteyi uyarmayı içerir. Buna ek olarak, kolondan sıvı salgılanmasını teşvik etmeye yardımcı olur, böylece müshil etkisine yol açar. Müshil etkileri ilk birkaç günden sonra ortadan kalkacaktır ve tuvalet düzenliliği sağlıklı bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Sadece ağızdan kullanım için
Maksimum günlük hidroksiantrasen glikozit dozu 15 mg’dır. Bu 2 tablete eşdeğerdir.
Doğru bireysel doz, rahat bir yumuşak biçimli hareket üretmek için gereken en küçük dozdur.
12 yaşından büyük yetişkinler, yaşlılar ve çocuklar: 2 tablet
yaş arası çocuklar: 1 tablet
6 yaşından küçük çocuklar: Önerilmez
Tabletler yatmadan önce alınmalı ve bağırsak alışkanlığı düzenli hale geldikçe doz azaltılmalıdır.
Bitki kökenli müshil sinameki dar yapraklarından elde edilen antraglikositlerin toplamından oluşur. Bağırsak mukozasının reseptörlerinin tahriş olmasına neden olur, bağırsakların daha hızlı boşalmasına yol açan peristalsis refleksini arttırır, bağırsağın normal işleyişini geri kazandırır, bağımlılık yapmaz, sindirimi etkilemez. Eylem uygulamadan saat sonra gerçekleşir. Yüksek dozlarda uzun süreli kullanımda, kardiyak glikozitlerin etkisini arttırır ve hipokalemi gelişme olasılığı nedeniyle antiaritmiklerin etkisini etkiler. Tetrasiklinlerin emilimini ihlal eder.
Bekunis bağırsak tıkanıklığı bulunan ya da kesin tanısı henüz koyulmayan, karın içi yanmalardan şikayet eden hastalar için kullanılmaması gereken bir ilaç olarak bilinmektedir. Ayrıca şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon rahatsızlığı bulunan bireylerde kullanılmadan önce doktora danışılması tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde bekunis kullanımı, vücutta olumsuz komplikasyonların görülmesine neden olabilir.
Örneğin Bekunis bitki çayı ara sıra kabızlık için ihtiyaç duyuldukça tüketilebilirken Bekunis tablet ve Bekunis Drajeler kabızlığı gidermek için genellikle kısa süreli (genellikle gün) alınır.
Uzun süreli veya aşırı müshil kullanımının vücut üzerinde bağımlılık, dehidrasyon ve elektrolit dengesizlikleri dahil olmak üzere olumsuz etkileri olabileceğini belirtmekte fayda var. Bu nedenle, laksatifleri yalnızca belirtildiği şekilde kullanmak ve kabızlık devam ederse veya kötüleşirse bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
Uzm. Diyetisyen Tuğba Yaprak
Kilo verme sürecinde sindirim sistemi çok önemlidir. İyi çalışan sağlıklı bir sindirim sistemi sonucunda kilo vermek oldukça kolaydır. Fakat birçok kişi sindirim sisteminin önemini fark etmediği için gereken optimum sağlık düzeyini sağlayamaz. Kötü beslenme, yanlış diyetler, hareketsiz yaşam, yararlı bakterilerin azlığı, gebelik, ilaç kullanımı, stres, yaşlılık vb. durumların sonucunda konstipasyon oluşur ve kilo verme süreci olumsuz yönde etkilenir. Konstipasyondan dolayı kilo verme hızı yavaşlar hatta durabilir. Bunun sonucunda hastalar doktora gittiğinde durumunun kronik veya akut olmasına göre doktor önerisi sonucu laksatif ilaç kullanımına başlayabilir.
Laksatif ilaçlar, dışkıyı yumuşatarak bağırsak hareketlerini arttırır ve müshil etkisi gösterir. Sindirim sisteminin rahatlaması durumunda kilo verme hızı tekrar artışa geçer.
Bu durumu gören birçok kişi son zamanlarda bağırsak hareketleri normal olsa dahi bu ilaçları kullanarak zayıflamaya çalışmaktadır. Fakat ilaç müdahalesi sağlıklı bir seçenek değildir. Normal çalışan sindirim sistemine dışarıdan etki yapmak doğru değildir. Bir süre sonra sindirim sisteminin temelleşmesine neden olmaktadır. Konstipasyon sorunu olan kişiler de bile uzun süreli kullanımı uygun değildir. Uzun süreli kullanımında bağırsak tembelliği yaparak ve bir süre sonra beklenen etkiyi göstermeyecektir.
Doktor önerisi olmadan kullanılmaması gereken laksatif ilaçların yerine doğal olarak faydalanılabilecek besinler vardır. Doğal yollardan tedaviyi denemek ise ilk seçeneğiniz olmalıdır. Laksatif ilaçlar yerine bol posalı besinler tüketmek, bol su içmek, fiziksel aktivite düzeyini arttırmak doğru bir seçim olacaktır.
Meyve ve sebzelerin suyu yerine kendisini kabukları ile tüketmek, tam tahıllı ekmeklerden yararlanmak, bol su içmek ve laksatif yönde etki eden besinlerden yararlanmak konstipasyon sorununuzu ortadan kaldıracaktır.
Laksatifler (müshiller) bağırsak boşalmasını teşvik eden ilaçlardır. Farklı özelliklere ve değişen tolere edilebilirliğe sahip çok çeşitli maddeler kullanılmaktadır. Laksatifler çok sayıda dozaj formunda mevcuttur. Bunlar örneğin tabletler, damlalar, fitiller, tozlar, granüller, solüsyonlar, şuruplar ve lavmanları içerir. Laksatifler tek tip bir kimyasal yapıya sahip değildir. Bununla birlikte, farklı gruplar tanımlanabilir.
Sindirim sisteminin olağan işlevinde çalışması kilo vermek için oldukça önemlidir. Ancak sindirim sistemi problemi yaşayan hastalarda kilo vermek güçleşir ve bu yüzden bir uzmandan yardım almak gerekebilir. Uzmanlar böyle durumlarda laksatif ilaç kullanımını önerebilir. Laksatif ilaçlar sindirim sisteminin rahatlamasına yardımcı olurken aynı zamanda kilo vermeyi de hızlandırır. Bu sebeple belirli bir oranda laksatif ile zayıflama mümkündür diyebiliriz.
Kalori alımı amacıyla tüketilen besinler ilk önce dişler tarafından kabaca parçalanır. Yemek borusu aracılığı ile mideye ulaştırılır. Midedeki asitler yardımıyla kıvamlı bir sıvı haline dönüştürülür, iyice parçalanır. Mideyi takip ederek bağırsaklara gönderildiklerinde ise yararlı maddelerinden ayrılarak bir miktar sıvı içeren dışkıya dönüştürülürler. Son olarak ise anüsten dışarıya atılırlar. Tüketilen besinin kabaca yolculuğu bu şekildedir. Dışkının oluşum süreci boyunca birçok bakteri ve durum sürece müdahale eder. Laksatif olarak adlandırdığımız ilaçlar ve doğal yöntemler de tüketilen besinin vücuttan atılma sürecini hızlandırarak daha az kalori alınmasını sağlamaktadır. Doyma hissi aynı olmasına rağmen alınan kalorinin düşük olması da kilo verilmesini sağlamaktadır. Bu süreç kontrollü olduğunda bir miktar fayda sağlayabilmekle beraber kesinlikle tavsiye edilmemektedir. Uzun sürelerde bağırsakların dengesizleşmesine, laksatif kullanımı olmasa bile ishal oluşumunun görülmesine sebep olmaktadır.
Laksatifin kimyasal bir ilaç mı olduğu yoksa doğal mı olduğu; ne miktarda kullanıldığı verilecek kilo miktarını belirlemektedir. Ayrıca kilo verme sürecinde etken değilmiş gibi görünse de alınan besin miktarı da verilecek kiloların miktarını belirlemektedir. Dengeli bir kullanım sayesinde ayda altı – yedi kilo verilebileceğini söyleyebiliriz. Çoğu zaman hastalık boyutuna varan kullanımlardan dolayı on – on iki kilo vermek mümkündür ancak oldukça sağlıksız şekilde kilo verildiğinden dolayı kesinlikle tavsiye edilmez. Kalorilerle birlikte vitaminler ve mineraller de bağırsaklar tarafından emilmeden vücuttan atılır. Sıvı kaybından dolayı dehidrasyona bağlı sorunlar ortaya çıkabilir.
Bekunis, bağırsak mukozasına etki eder , bağırsak hareketlerini arttırır. Dışkıyı yumuşatarak atılmasını sağlar. Laksatif yönde etki eden ilaçlar türevindendir. Konstipasyon tedavisinde kullanılmaktadır. Doktor önerisi sonucunda gece yatmadan önce 1 draje kullanılması uygundur.
Bekunis 12 yaşın altındaki çocuklar kullanmamalıdır. Hamilelik düşünenler, gebeler yaklaşık 3 ay boyunca diyet egzersiz tedavisi sonucunda kontipasyon sorunu düzelmediyse doktor kontrolü altında kullanabilir. Emzikli annelerinde doktora danışmadan kullanması uygun değildir.
Kontipasyon, zayıflama sürecine olumsuz etki edip kilo vermeyi yavaşlatacağından veya durduracağından dolayı bekunis bu süreçte kilo vermeyi hızlandırır olumlu etki gösterir. Fakat sindirim sistemini hızlandırması dışında bilinen bir zayıflatıcı etkisi yoktur. Diğer laksatif ilaçlarda olduğu gibi uzun süreli kullanımında bağırsak tembelliği yaparak süreci olumsuz etkiler .Sadece zayıflamak için kullanılması uygun değildir. Sağlıklı bir sindirim sistemi olmadan kilo vermek mümkün değildir. Bekunis gibi laksatif ilaçlar ile bağırsak tembelliği yapılmamalı ve doğal yollar ile bağırsak sağlığı korunmalıdır.
Lavman, kalın bağırsakların temizlenmesini sağlayan tıbbi bir tedavi yöntemidir. Ameliyatlardan ve doğumdan önce kullanılmaktadır .Ancak günümüzde kilo vermek amacıyla ve bağırsak detoksu adı altında bilinçsiz bir şekilde kullanılmaktadır. Sabun, hint yağı ve sıvıdan oluşan bir karışım kişinin özel hazırlanmış kitler sayesinde, anüs yoluyla bağırsağa gönderilmesiyle işlem başlatılarak ve şiddetli bir karın ağrısı ile bağırsak hızlı bir şekilde boşaltılır. Bağırsağın bu şekilde boşaltılmasıyla toksinlerin atıldığı düşünülerek bu işleme bağırsak detoksu da denilmektedir. Boşaltılan, temizlenen bağırsak sayesinde kişilerin sindirim sisteminin iyileştiği zayıflama sürecini hızlandıracağı düşünülüyor. Ancak durum sanıldığı kadar da sağlıklı tercih edilesi bir yöntem değildir.
Ameliyat, doğum ve konstipasyon tedavisi dışında kullanılan lavmanın yarardan çok zararları bulunmaktadır. Lavman yapılan bağırsakta , yaşam için gerekli olan yararlı bakterilerin tümü de yok olmaktadır. Bu yararlı bakterilerin faydaları saymakla bitmeyecek kadar fazladır. Bu bakterilerin yok olmasıyla birlikte bir süre sonra bağırsak tembelliği ortaya çıkmakta, bağışıklık sistemi güçsüzleşmektedir. Bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesi ise birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Bunun yanı sıra vücutta vitamin eksiklikleri başlamaktadır . Tüm bu olumsuz nedenlerden dolayı lavman asla bir zayıflama yöntemi olarak kullanılmamalıdır. Gerekli durumlarda doktor önerisiyle kullanılabilen tıbbı bir tedavi yöntemidir. Kilo verme sürecinde sindirim sisteminden yararlanmak için, posalı meyve ve sebzeler, tam tahıllı ekmekler, laksatif etki gösteren besinler, baharatlar başta gelen seçenekler arasında olmalıdır. Bunların yanı sıra bol su tüketimi ve günlük düzenli egzersiz unutulmamalıdır.
Lavman temelde sadece belirli durumlar için uygulanan (ameliyat hazırlığı gibi) ve sık tekrarlanmaması gereken bir bağırsak boşaltma işlemidir. Bağırsakların tamamen boşaltılması kişiye kısa süreli bir rahatlama ve çıkan bağırsak içeriği kadar bir kilo kaybı verebilir. Fakat sık uygulanması zararlıdır. Ayrıca bu, yağ dokunuzdan kaybetmeniz anlamına da gelmez. Sadece, zaten boşaltacağınız bağırsak içeriğini daha erken boşaltmanızı sağlar. Bu daha fazla yağ yakmanıza yol açmaz. Dolayısıyla lavman sonrası tartıda bir fark görseniz bile bu, vücudunuzdaki yağların azaldığı anlamına gelmeyeceği için gerçek manada zayıflamaya yol açmaz.
Lavman sadece bir doktorun gözetimi altında ya da tavsiyesi ile yapılmalıdır. Bununla birlikte, sık sık lavman uygulamak sağlık açısından kötü sonuçlara neden olabilir. Aşağıda lavmanın neden olabileceği başlıca sorunları görebilirsiniz:
Bağırsak fonksiyonlarının doğal olmayan yollar ile köreltilmesi ve dışkı üretiminin katıdan sıvıya çevrilmesine sebep olur müshiller. Normal bir dışkılama sürecinde dışkının içerisinde iki yüz mililitre kadar su barındıran katı bir form olması gerekir. Bu forma yakın dışkılama var ise kişinin besinlerden yeteri kadar yararlandığını söylemek mümkündür.
Bağırsaklar tüketilen besinlerdeki yararlı maddeleri süzerek kana karıştırmaktadır. Mineraller, vitaminler, proteinler, karbonhidratlar ve yağlar bu süzme işleminin sonucu olarak kana karışır. Birçoğu da alınan kalori miktarının artmasına sebep olur. Müshiller ile emilim süreci tamamen bozulur. İçilen bir hap yardımıyla bağırsak dokuları su tutamaz hale gelir. Mevcut suyu da boşaltarak dışkının oldukça sıvı bir formda, herhangi bir işleme tabi tutulmadan atılmalarını sağlarlar. Bu durum başlarda hızlı şekilde kilo verdirir. Verilen kilonun iki sebebi vardır. Bunlardan birincisi kalori alınamıyor olmasından dolayı vücutta depolanan yağın, karbonhidratın ve proteinin yakılması iken ikincisi ishale bağlı olarak vücudun su kapasitesinin azalıyor oluşudur.
Müshil ile kilo vermeye çalışmak bazı psikolojik rahatsızlıkların en net belirtisidir. Tüm kilo verme yöntemleri arasında belki de en kalıcı hasarlara sebep olan yöntem budur. Bağırsak ve mide florası tamamen bozulur. Müshil kullanımı kesilse dahi uzun süre ishalden kurtulmak mümkün değildir. Ayrıca su kapasitesinin azalmasına bağlı olarak cilt sorunları, böbrek sorunları ve hormon sorunları ortaya çıkmaktadır. Kilo verilir fakat beyin fonksiyonlarında da azalmalar görülür.
Normal beslenme düzeninde veya diyet dönemlerinde tüketilen besinlerin vücutta oluşturduğu etkilere bağlı olarak kabızlık gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Dışkının büyük miktarda katı form kazanmasından dolayı dışkılama başta olmak üzere vücudun birçok fonksiyonunda zayıflamalar görülür. Dolaşım başta olmak üzere sindirim sistemi de sorunlar yaşamaya başlar. Tüm bu sorunun en büyük etkisi ise psikolojik olmaktadır. Kişinin diyete ve beslenme alışkanlıklarına olan bağlılığı azalır. Diyetten vazgeçmeye kadar gelişen bir süreç ile karşı karşıya kalınabilir.
Böyle durumlarda, doğal yollar ile kabızlık ortadan kaldırılamıyor ise müshillerin kullanılması gerekmektedir. Kimyasal yapılarından dolayı bağırsak florasını bozmalarının yanında bağırsaklardan kanallara doğru olan su akışını da artırırlar. Büyük oranda katı forma bürünmüş olan dışkının yumuşayarak atılmasını kolaylaştırırlar. Ayrıca dolaylı yoldan da olsa bağırsak kanallarının esneme payını da artırırlar.
Bilindiği üzere müshil kullanımı ile zayıflamak oldukça tehlikelidir. Kilonuz kaç olursa olsun başvurmamanız gereken yolların başında müshil ile zayıflamak gelmektedir. Müshilin tek kullanımı kabızlığın ortadan kaldırılması için olmalıdır. Bunun dışındaki her türlü kullanımı oldukça zararlı ve kalıcı hasar vermeye meyillidir. Özellikle bağırsaktaki bakterilerin doğal yaşam alanlarının korunması için kullanılacak müshil türüne ve miktarına özel önem verilmelidir. Kabızlık durumunda dahi fazla müshil kullanımı ciddi su kaybını ortaya çıkarabilir. Ortaya çıkan su kaybına bağlı olarak da başta böbrek fonksiyonları olmak üzere birçok bölgede ciddi sorunlar gelişir.
Müshillerin doğru kullanımı kabızlığı ortadan kaldırmak içindir fakat bazı insanlar kilo vermek amacıyla da kullanmaktadır. Müshilin kilo vermek amacıyla kullanımı oldukça tehlikelidir ve vücudu birçok olumsuzlukla baş başa bırakabilir. Müshilin kilo vermek amacıyla kullanılması halinde ortaya çıkabilecek olumsuzluklar şunlardır:
Obezite boyutuna ulaşmayan, vücut kitle indeksinin kırkı aşmadığı durumlarda kilo vermek için kullanılabilecek onlarca sağlıklı yöntem bulunmaktadır. Müshil kullanımından, kusarak zayıflamaya çalışmaktan veya kimyasal ilaçları kullanmaya başlamadan önce büyük bir azimle bu sağlıklı yolların denenmesi gerekmektedir. Bu sağlıklı yolların başında da diyet gelmektedir. Ayrıca spor egzersizleri de bir diğer yoldur. Bu iki sağlıklı yolun beraber kullanılması ve azimli bir şekilde ilerlenmesi halinde hastalıklara veya hormon dengesizliklerine bağlı olarak alınmayan her türlü kilonun verilmesi mümkündür. İyi bir diyet listesini kişisel özelliklerinize göre uzman bir diyetisyene hazırlattıktan sonra kararlılıkla bu listeyi uygulamanız, kaçamaklar yapmamanız ve diyeti spor egzersizleri ile desteklemeniz gerekmektedir. Süreç boyunca dikkat etmeniz gerekenler şunlardır:
Bunlara ek olarak onlarca öneri daha sıralanabilir. Bu önerilerin tamamı doğal olmayan tüketimlerin ortadan kaldırılması yönündedir. Olabildiğince doğal ve organik beslenmek kilo verme sürecini tetiklemektedir. Diyet ve spor egzersizleri boyunca günde en az iki litre; tercihen de üç litre su tüketmeniz faydanıza olacaktır. Şehir yaşamından, iş yaşamından kısa sürelerle de olsa uzaklaşmak psikolojik motivasyonunuzu artıracaktır.
Uzm. Diyetisyen Tuğba Yaprak