Türkçe kelimelerin anlam dilbilimcilerin aratrmalar sonucu ortaya çkarlmtr. Herkesle paylalan bu incelemeler sayesinde Meyan kelimesi gibi pek çok sözcükle ilgili bilgilere ulalabilmektedir. Kiiler yaptklar aratrmalar neticesinde kelimelerin farkl anlamlara gelebildiini de görürler. Bu balamda aratrlan kelimeler arasnda bulunan Meyan, ne anlama gelir?
Meyan TDK sözlük anlam u ekildedir:
"Meclis azalar meyanndan aykr birtakm prensiplere temayül gösterenler zuhura balamt." - Atatürk
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Majör. Majör (büyük) aralık ve tonları ifade eden kısaltma.
Minör. Minör (küçük) aralık ve tonları ifade eden kısaltma.
Ara seslere verilen ad.
Ağırbaşlı bir havada çalınmayı öngören nüans terimi. Fiero, Fiaremente (it.).
Çalış ve söyleyiş bakımından yaşadığı bölgenin tüm özelliklerini bünyesinde barındıran yerel müzisyen.
Klâsik Türk müziğinde, müzik eserlerinin ezber yöntemiyle öğrenildiğini ifâde eden terim.
Âşıkların söyledikleri deyişlerin (şiirlerin) son kıtalarında kullandıkları ve bir tür imza niteliği taşıyan takma isimleri, lâkap.
Azeri müziğinde türkü, şarkı, ezgi, mâni anlamlarını veren terim.
1. Klâsik Türk müziğinde tiz sekizlideki küçük mücenneb bemolü almış fa ve bakiye bemolü almış sol sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan makam. İki çeşidi mevcuttur. Bunlardan ilki bazı teorisyenlere göre aktarılmış (şed) bir makam olarak tanımlanmıştır. Çârgâh makamının temel dizisinin (Bkz. Çârgâh) rast (sol) sesi üzerine aktarılmasıyla meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi rast, güçlü sesleri gerdâniye (sol) ve nevâ (re)'dır. Asma kararları, çargâh sesi üzerinde (yerinde) Çârgâh ve hüseynî aşîrân sesi üzerinde Bûselik çeşnileridir. Diğer çeşidi ise birleşik makamdır. Rast (sol) sesi üzerine aktarılmış inici bir Çargâh makamı dizisine rast sesi üzerinde (yerinde) inici bir Rast, Acem'li Rast, inici Hüseynî ve inici Beyâtî dizilerinin eklenmesiyle ve karışık olarak kullanılmasıyla meydana getirilmiştir. Karar sesi rast (sol), güçlü sesleri gerdâniye (sol) ve nevâ (re)'dır. Asma kararları çargâh (do) sesi üzerinde (yerinde) Çârgâh, gerdâniye (sol) sesi üzerinde Çârgâh, Rast ve Bûselik, hüseynî (mi) sesi üzerinde Bûselik ve Uşşak, nevâ (re) sesi üzerinde Çârgâh, Rast ve Bûselik, bûselik sesi üzerinde Kürdî, segâh sesi üzerinde Ferahnâk ve Segâh, dügâh sesi üzerinde Bûselik, Uşşak ve Hüseynî, rast ve yegâh sesleri üzerinde Çârgâh ve Rast çeşnileridir.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâhûr makamı çeşidi. Mahur makamının pest tarafına aşîran (fa) sesi üzerinde bir Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde İsmail Hakkı Bey tarafından yapılmış olan birleşik makam. Mâhur ile Hicâz çeşnilerinin birbirine eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi Bûselik (si)'tir.
Müzikte tonlar, aralıklar ya da akorlar için bir niteleme terimi olarak kullanılır ki, büyük anlamındadır.
Türk müziğinde çeşitli seslerin bir araya gelerek oluşturdukları bütün; ses örgüsü. Bir ses dizgesindeki durak, güçlü, asma karar gibi önemli perdeler etrafında dolaşarak yapılan seyir.
Üç tür makam vardır: 1-Basit makam 2- Şed Makam 3- Birleşik Makam
Kanunun tellerini birkaç milim yukarı kaldırıp aşağı indirerek tellerden çikan seslerin değişmesine, dolayısıyla makam oluşturmaya yarayan aparat. Telleri tutan burgu anlamını da verir.
Trakya ve Balkanlarda 2+2+ 3=7 süreli bir oyun havası ve bu oyuna eşlik eden ezgi.
Yedili hece ölçüsü ile ve bağımsız dörtlükler halinde ezgi eşliğinde söylenen halk edebiyatı ve müziği türü. Mâni, meani, m'ani gibi söylenişleri de vardır. Halk müziğinde gerek türkü kıtalarının oluşumunda gerekse bu kıtaların arasında icrâ edilen bağlantı bölümlerinin kurgusunda mânilerden sıklıkla yararlanılır. Bu açıdan bakıldığında Türk halk müziği repertuarı içinde birbiriyle ilişkili veya birbirinden bağımsız binlerce mâni yer alır. Atışma şeklinde söylenen mâniler de vardır.
1. Klasik Türk müziğinde, diyapozonun la'sına karşılık gelen düzen.
2. Bir ney çeşidi.
Yürüyüş müziği. Temposu ve biçimi bir grup insanın aynı anda yürümesine fon oluşturabilecek niteliktedir. Bu sebeple genellikle askeri müzik toplulukları tarafından icrâ edilir ve bu alanda kullanılır. Ancak asker olmayan besteciler de marş türünde eserler vermişlerdir. Askeri müzik türü dışında varolan bir de ulusal marşlar vardır ki, Türk ulusal marşı, "İstiklal Marşı" adıyla bilinir.
Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Hümâyûn makamına Nihavent makamının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi rast (sol)'tır.
Doğu ve Güney Anadolu'da bilinen bir uzun hava türü.
Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Uşşak makamına Segâh makamının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi segâh (koma bemolü almış si), güçlü sesi Nevâ (re)'dır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Mâye makamının dizisine, Aşîrân (Uşşâk) dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Büzürg makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Hicâz makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Hüseynî makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Irâk makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Isfahan makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Kûçek makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Nevâ makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Rast makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Rehâvî makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Uşşâk makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Mâye makamı çeşidi. Bazı teorisyenler tarafından segâh (koma bemolü almış si) sesinde karar veren Zengûle makamı olarak tanımlanmıştır. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Büyük zilsiz def. Daha çok dinî müzikte kullanılan bu vurmalı çalgıdan dört beş tanesi bir araya gelip özel bir topluluk oluştururlar. Mevlevî, Kadirî ve Rufaî dergahları başta olmak üzere açık zikir yapan pek çok tarikat tarafından kullanılır.
Davulun ince ses çıkaran çubuğuna verilen isim.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Irak makamının dizisine yegâh sesi üzerine aktarılmış bir Uşşâk makamının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi yegâh (re)'tır.
Azerîler arasında fasıl müziğine verilen isim.
Güfte antolojisi. Türk müziği tarihinde çoğu Arap hafleriyle yazılmış bu türden güfte antolojilerinin sayısı yüzlerle ifade edilebilir. Buna karşın bu mecmuaların büyük bir çoğunluğunun günümüz harflerine transkripsiyonu yapılmamış; yeni versiyonları yayımlanmamıştır.
Klâsik Türk müziğindeçalgı müziği formu. Kısa süreli bir peşrev formu diyebileceğimiz medhal, iki kısımdan oluşur ve genellikle aksak olmayan küçük usûllerle ölçülmüştür. Peşrev formundan daha serbest bir yapıya sahiptir.
Klâsik Türk müziğinde genellikle bir şahsı, bazen de bir padişahı övme amacıyla bestelenmiş sözlü eser.
Boğazda deniz üzerinde icrâ edilen müzik türü.
1. Osmanlı askeri müzik takımının genel adı.
2. Halk arasında yerel müzisyen gruplarına, özellikle de davul-zurna takımlarına verilen isim.
Osmanlı Devleti'nde, Osman Gazi'den Sultan II. Mahmud'a kadar ki dönemde () toplumsal ve siyasal bir işlevi de olan geleneksel askerî müzik. Daha çok üflemeli ve vurmalı sazlardan oluşan topluluk, geleneksel köklerini iç Asya'daki Türk müziğinin nevbet geleneğinden alır. Düzenli müzik takımını askerî ortamda, özellikle savaş sırasında kullanan Türklerin bu geleneği Avrupa devletleri tarafından da benimsenmiş ve modern bandonun nüvesini mehter takımı dolayısıyla mehter müziği etkilemiştir.
Yer yer konuşma kesitleri içeren ve çalgı müziği ile desteklenen konulu sahne eseri.
Ege ve Akdeniz Tahtacıları'nda ibadet dışında (Âyîn-i cem haricinde) daha çok gençler tarafından dönülen semah türü.
Ağıt. Daha çok ünlü ve toplum tarafından önem atfedilen kişilerin ölümünün ardından söylenen ağıtlara bu isim verilir.Çoğunlukla serbest tartımlı bir tarzda icrâ edilen mersiyeler, çeşitli edebi formlardaki şiirlerle söylenir.
Mersiye okuyan kişiye verilen isim. Genellikle erkek icrâcılar arasında yaygındır. Bkz. Mevlid-hân.
Klâsik Türk müziğinde usûllerin hız derecesi anlamına gelmekle birlikte, genel müzik terminolojisinde ölçü birimi anlamında kullanılan terim.
Şanlıurfa'da okunan bir uzun hava türü.
1. Klâsik Türk müziğinde eserlerin seslendirme yoluyla öğrenilmesi ve hafızaya alınması yöntemi. Müziğin içerisindeki temel bilgilerin edinilmesi büyük ölçüde, repertuvardaki eserlerin belleğe alınması ile sağlanır.
2. Eğlenmek, muhabbet etmek için yapılan müzikli toplantı.
Klâsik Türk müziğinde bestecilerin birbirleriyle meşk ederek yetişmelerinden hareketle, aralarındaki hoca-öğrenci silsilesini manevî bir şecere olarak düzenlemek.
Orta Karadeniz bölgesinde yaygın bir oyun havası ve bu oyuna eşlik eden ezgi.
Müziğin akışı sırasında vuruş hızını yani tempoyu ölçmeye yarayan alet. Metronomun üzerinde her tempo terimine ait olan numaralar vardır. Bu numaralar 1 dakika içerisindeki vuruş sayısını bildirir ve tempo bu vuruşun hızına göre ayarlanır.
Bkz. Evfer.
Türk dinî müziği başlığı altındaki tasavvufî müzik kısmının önemli bir kolu olup, Mevlevî tarîkatine özgü olan müzik türüdür. Âyîn-i şerifler içerisinde yer alan Mevlevî müziği, "Sema" denen Mevlevî raksının yapılması sırasında icrâ edilir. Klâsik Türk Müziği bestecilerinin önemli bir kısmı Mevlevî olup, bunların bir kısmı da "dede" denen Mevlevî dervişidir.
Mevlidhanlar tarafından serbest bir usûl anlayışıyla, çalgı eşliği olmadan seslendirilen ve Hz. Muhammed'in doğumundan ölümüne, tüm yaşam öyküsünü konu edinen şiirler üzerine bazı kalıp ezgilerle seslendirilen bir dinî müzik türü.
Mevlid okuyan kişiye verilen isim. Osmanlı-Türk müziği geleneğinde çoğunlukla erkekler tarafından yürütülen bu meslek, kadınlar arasında da yaygınlaşmış, kadın hanendeler içinde mevlid okumakla ünlenmiş çok sayıda kadın bunu bir meslek olarak yürütmüştür.
Arap müziğinde serbest tartımlı ezgi türü olmakla birlikte Türkçede bir müzik terimi olarak kullanılmamıştır. Bu sözcük daha çok halk arasında, "yalan söylemek", "hileli işlerle uğraşmak" manalarında kullanılır.
Doğu Anadolu'da yaygın olarak kullanılan kamışlı üflemeli bir halk çalgısı. 20 ile 40 cm arasında erik, kayısı gibi sert ağaçlardan oyularak yapılan bir gövdeye, cm uzunluğunda su kamışını yassı hale getirilmesiyle elde edilen kamışın eklenmesiyle meydana getirilir.
Klâsik Türk müziğindeincesaz denen icrâ topluluğundan daha geniş bir kadroyla seslendirilen fasıl müziği. Osmanlı kayıtlarında 'den fazla müzisyenin katıldığı meydan fasıllarına rastlanmaktadır. Bunlar daha çok düğünlerde ve büyük şenliklerde toplu olarak müzik icrâ etmekteydiler.
Bağlama ailesine mensup çalgıların ebat olarak en büyüğü.
Mırıldanır gibi. Mormorando (it.).
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış olan mûsîkar isimli nefesli çalgının diğer ismi. Günümüzde kullanılmayan bu çalgı pek çok kültürde karşımıza çıkan sıralı flütlere verilen seafoodplus.info Flüt.
Mıskal çalan kişiye verilen isim.
Güney ve Doğu Anadolu'nun birçok yerinde profesyonel çalgı takımlarına verilen isim. Çoğunlukla davul-zurna icrâ etmeleriyle bilinirlerse de bazen, darbuka, tambur, kaval çeşitlerini de eğlencelerde çalarlar. Mevlevilerdeki çalgı heyeti anlamında kullanılan Mutrıb ile karıştırmamak gerekir. Bkz. Mutrıb.
Telli çalgılarda, tellere vurmak veya sürtmek sûretiyle çalmayı sağlayan kemik, ağaç kabuğu, plastik gibi maddelerden yapılmış araç.
Mızrapla çalınan çalgılar. Mızraplı sazlar aynı zamanda telliler grubuna dahil olduğundan bu çalgıları Telli-Mızraplı olarak adlandıranlar da vardır.
Klâsik Türk müziğinde dinî bir tür. Hz. Muhammed'in miracı üzerine yazılmış sözlü eserlerdir. Daha çok Klasik Türk müziğinde ve şehir muhitinde kullanılan bu terimin taşrada kullanılan adı miraçlamadır. Bkz. Miraçlama.
Hz. Muhammed'in miraca çıkışını anlatan çeşitli biçimlerdeki şiirlere verilen isim ve bu şiirlerin beraberinde icrâ edilen ezgi. Bu tür pek çok tarikatta bilinmekle beraber Alevi-Bektaşî toplulukları tarafından daha fazla kullanılmaktadır. Bkz. Mirâciyye.
Ankara dolaylarının ünlü oyun havalarından biri ve bu oyuna eşlik eden ezgi.
Klâsik Türk müziğindeşarkı, peşrev, nakış semâi ve semâi formlarındaki eserlerin orta bölümüne verilen isim. Meyan kısmı eserin 6,7,8. derecelerinden başlar ve bazen daha dik perdelerde seyreder.
Çeşitli müzik kültürlerinde karşımıza çıkan ve muhtelif mikrotonları da bünyesinde barındıran ses dizgeleri. Bazı kaynaklarda mod ve makam kavramları aynıymış gibi gösterilse de makam, sistematiği ve düzenlenişi itibarı ile mod'dan ayrı değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Mod terimi daha çok ve doğru olarak eski Yunan müziği ses dizgelerini tanımlayan bir terimdir ve yapısal özellikleri bakımından bilinmezliklerle doludur. Mod sayısını 8, 12, 24 olarak gösteren kaynaklar varsa da bunlar kendi aralarında bir tutarlılık göstermezler.
Bir müzik eserinde belirtilen esas tondan ayrılıp başka bir tonda seyretmek.
Bir müziğin, ritmik ve armonik yapısından izler taşıyan ve bütün içerisinde kendini belli eden müzik fikri. Bir ezgiden, iki, hatta kimilerine göre tek bir sesten bile oluşturulabilir. Zaman zaman kendisini belirginleştiren bir ritimden yardım alabilir.
Irak Türkmenleri arasında hicaz makamındaki kalıp ezgiyle örülmüş Hoyrat (uzun hava) türü.
Azeri müziğinde kendine özgü yapısal özellikleri olan serbest tartımlı ezgilerin genel adı. Türk halk müziğindeki Uzun Havalar ile Klasik Türk müziğindeki Gazellere benzer.
Şarkı söyleyen kişi, teganni eden.
Eski bir telli çalgı. Tel sayısı ve biçimi pek çok kaynakta farklı olarak belirtilmektedir.
1. Klâsik Türk müziğinde kullanılmış makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
2. Klâsik Türk müziğinde 56 süreli büyük usûl. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
Maklûb usûlünün diğer ismi.
1. Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Nîkrîz makamına Segâh makamının eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi segâh (koma bemolü almış si)'tır. Asma kararları nîm hicaz (bakiye diyezi almış do) ve dik kürdî (bakiye bemolü almış si) sesleri ile rast (sol ) sesinde Nikrîz, ırak (bakiye diyezi almış fa) sesinde Ferahnâk dörtlüsüdür. Ayrıca yine ırak (bakiye diyezi almış fa) sesinde Hüzzâm'lı ve yegâh (re) sesinde Rast'lı asma kararlar da yapılabilir.
2. Irak Türkmen müziğinde bir hoyrat türü.
Klâsik Türk müziğinde 32 süreli büyük usûl. Sekiz tane Sofyân usûlünün birbirine eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Daha çok peşrev, kâr, beste ve ilâhîlerde kullanılmıştır.
1. Klâsik Türk müziğinde tiz sekizlideki la sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan basit makam. Dügâh (la) sesi üzerindeki (yerinde) Hüseynî beşlisine hüseynî (mi) sesi üzerine aktarılmış bir Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Hüseynî makamının inici şeklidir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesleri muhayyer (la) ve hüseynî (mi)'dir. Asma kararları neva (re) sesi üzerine aktarılmış Rast, çargâh (do) sesi üzerinde (yerinde) Çargâh ve Pençgâh, segâh (koma bemolü almış si) sesi üzerinde Segâh ve Ferahnâk çeşnileridir.
Klâsik Türk müziğinde kullanılan Muhayyer makamı çeşidi. Makama ilişkin tüm özellikler Muhayyer makamındaki gibidir. Seyre Muhayyer makamı sesleri ile başlanır ve karara yakın yerde Kürdî makamı sesleri ile karar verilir.
Klâsik Türk müziğinde kullanılan Muhayyer makamı çeşidi. Birleşik bir makamdır. Acem (fa) sesi üzerine aktarılmış bir Çargâh dizisi veya çeşnisine, Sabâ makamı dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesleri kürdî (küçük mücenneb bemolü almış si), çargâh (do)'tır. Asma kararları, acem (fa) sesi üzerine aktarılmış Çargâh, gerdâniye (sol) sesi üzerine aktarılmış Hicaz, acem (fa) sesi üzerine aktarılmış Nikrîz, dik hisâr (büyük mücenneb diyezi almış re) sesi üzerine aktarılmış Hüzzâm ve Segâh çeşnileridir.
Klâsik Türk müziğinde kullanılan Muhayyer makamı çeşidi. Muhayyer makamı dizisine Zengûle makamı dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesi hüseynî (mi)'dir.
Tasavvuf müziğinde zikr töreni.
1. Klâsik Türk müziğinde, bent adı verilen dört dizelik kıtalardan oluşan şiirlerin kullanıldığı form.
2. Eski bir vurmalı çalgı, bir tür def.
Müzik. Batı dillerinde "music" imlasıyla yazılan terim. Türkler arasında uzunca bir süre "Musiki" imlası kullanıldıysa da, cumhuriyetten sonra Türkçenin yapısına daha uygun geldiği düşüncesiyle, müzik terimi musikinin yerini almıştır. Günümüzde daha sıklıkla kullanılmaktadır. Bkz. Müzik.
İsmail Hakkı Bey'in kuruculuğunu ve müdürlüğünü yaptığı müzik okulu, bir çeşit konservatuvar.
Müziği seven ve bilen kişi.
Tasvirî müziğin zıddı olarak güzelliği esas alan müzik.
Sazendeler ve hanendelerden oluşan müzik topluluğu. Bu yalnızca saz topluluğu anlamında da kullanılmıştır. Bu terim yaygın kullanım alanını Mevlevi müziğinde bulmuş olmakla birlikte diğer tarikatlerde de vardır. Mevlevi mutrıbları arasında ney, kudüm, tanbur, ud, kanun, rebab, sine kemanı gibi pek çok farklı çalgı kullanılmaktadır. Bkz. Mıtrıp.
1. Klâsik Türk müziğinde kullanılmış makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.
2. Mutrıb heyetine verilen diğer isim. Çoğul manasıyla kullanılır.
Bkz. Asma Karar.
Devr-i kebîr usûlünün velveleli şekline verilen isim.
Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Bazı teorisyenlere bu makamın Çargâh ve Segâh makamlarının birbirine eklenmesiyle meydana getirildiğini ve karar sesinin segâh olduğunu belirtirken, bazıları ise karar sesinin sonradan dügâh olarak değiştiğini belirtir. Bu makamın günümüze örneği ulaşmamıştır.
Ezan okuyan kişi.
Klâsik Türk Müziği formlarında eserin birden fazla tekrar edilen kısmına verilen isim.
Hâne sonlarında tekrar edilen kısım.
Birleşik makam. Klâsik Türk müziğindeki 13 basit makamda bulunan özellikleri taşımayan, yani bunların dışında kalan tüm makamlar için mürekkeb (birleşik) makam ifadesi kullanılır. Basit (temel) makamların dışında yer alan bu makamlar geçki (Modulasyon) esasına dayanan makamlardır.
1. Klâsik Türk müziğinde Kemanî Hızır Ağa'nın meydana getirdiği 26 süreli büyük usûl.
2. Klâsik Türk müziğinde Kemanî Hızır Ağa'nın meydana getirdiği 26 süreli büyük usûl.
Klâsik Türk müziğinde diapozonun la'sını (dügâh), fa (acem) olarak kabul eden akort düzeni.
Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Segâh makamı ile benzerlik taşır. Segâh makamından tek farkı, Müstear dörtlüsü denen segâh (koma bemolü almış si) sesi üzerindeki Uşşak dörtlüsünün kullanılmasıdır. Asma kararları nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Bûselik ve Uşşak, dik hisâr (küçük mücenneb diyezi almış re) sesi üzerine aktarılmış Segâh ve Ferahnâk çeşnileridir.
1. Türk şiirinde bir form.
2. Mahur, Acemaşîran makamlarını andıran ve daha çok Doğu ve Güney Anadolu bölgesinde kullanılan bir makam türü.
Bağlama türü çalgılarda kullanılan bir düzen biçimi. Alt tel "la", orta tel "sol", üst tel "fa" seslerine akortlanır.
Klâsik Türk müziğinde birleşik makam. Aşîrân sesi üzerine aktarılmış bir Uşşak dörtlüsü ile karar eden bir Segâh makamıdır.
Seslerin belli bir estetik anlayışla düzenlenmesiyle oluşan sanat. Müziğin temel elemanı sestir. Sesin işlenmesiyle oluşan melodi ve bir tartım etrafında düzenlenmesiyle ritim meydana gelir. Melodi ve ritimden sonra gelen öğe armoridir. Müzik bu temeller üzerinde çeşitli formlarla işlenir. Bkz. Mûsiki.
Müzikoloji. Müziği tarihsel, sosyal ve estetik bir perspektifle inceleyen bilim dalı. Avrupa'da On Sekizinci Yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan bu bilim dalı doğu dünyasında çok daha erken dönemlerde ele alınmış fakat yeterli gelişimi gösterememiştir. Türk müzik bilimi erken dönemleri itibarıyla Safiüddin Urmevi, Farabî, Maragalı Abdülkadir gibi müzisyen düşünürler tarafından kurulmuştur ve çeşitli yönleriyle incelenmiştir. Türkiye'deki akademik anlamdaki müzik bilimi ise ancak 'lerden itibaren başlayabilmiştir. Bkz. Etnomüzikoloji.
Müzik eserlerini ve bunların icrâ ediliş biçimlerini çeşitli açılardan ele alıp inceleyen bilim dalı.
Estetik kavramını müzikal ifade bazında ele alan ve inceleyen, son yıllarda gelişmiş olan müzik bilimi alanı.
Daha çok halk müziklerinin köken, teknik ve türlerini inceleyen bilim dalı.
Müzikteki teorik konuları ele alan müzik biliminin bir dalı.
Müzik eğitimi ve öğrenimi.
Müziğin insan ruhu üzerindeki estetik ve estetik dışı etkilerini inceleyen bilim dalı.
Müzikteki teknik ve sosyal değişim süreçlerini ele alıp inceleyen müzik biliminin bir dalı. Müzik biliminin temel dayanakları arasında yer alan müzik tarihi müzik kronolojisi adı verilen disiplini de bünyesinde barındırır. Türk müziğinin tarihi hakkında maalesef günümüze kadar kapsamlı bir eser yazılımamıştır. Türk müziğinin geniş bir coğrafyadaki yayılımı ve teknik özelliklerinin karmaşıklığının yanında tarihsel derinliğini ve toplumların üzerindeki derin etkileri de müzik tarihinin konuları arasındadır.
Şarkı, Divan şiirinde bestelenmek için yazılan uygun ölçü kalıpları ile yazılan ve çoğunlukla 4 dizelik bendlerden oluşan nazım birimidir.
Kafiye düzeni; x: değişken aa xa şeklindedir. Türk Edebiyatında bestelenmek amacıyla yazılan milli bir nazım biçimidir. Halk edebiyatındaki türkünün karşılığıdır.
Aruz ölçüsünün her kalıbı ile kullanılır.Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir. Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bendlerden de oluşabilir. Üçüncü dizeye meyan, dördüncü dizeye nakarat denir. Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadimdir. Lale Devrinde ise en önemli temsilcisi Nedim dir.
En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır. Müzikte, türkünün karşıtı olarak, Şarktan gelen, batılı anlamında kullanılır.
Şarkı çeşitli ses sanatçıları tarafından söylenerek Türk toplumunun musikisinde önemli bir yer tutmaktadır. Şarkıda şair son bendde mahlasını söyler. Şarkıda her bentin üçüncü mısrası miyan(orta)miyanhanedir. Miyan daha çok şarkının en güzel ve dokunaklı bölümüdüseafoodplus.infoin en önemli bölümüdür. Şarkıların konusu genellikle aşk,sevgilinin güzelliği ,eğlence ve içkidir. Halk edebiyatında türkü türünün divan edebiyatına yansıması gibidir.
Divan şiirine Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir. Şarkıda ilk bendin dördüncü mısraı bütün bentlerde tekrarlanmaktadır. Nazım birimi, kafiye şeması bakımından koşmaya benzer. Ölçü, beste, dil ve anlatım yönünden koşmadan ayrılır. Buna nakarat denir. Şarkılar bestelenmek üzere yazılır. Bu sahanın ustası Nedimdir.
1. Halk edebiyatındaki türkünün karşılığıdır.
2. Kuruluşu ve kafiye düzeni yönüyle murabbaya benzer. aaaa, bbba, ccca.
3. Bestelenmek için yazıldığından fazla uzun değildir.
4. Dörtlüklerden oluşur ve dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir.
5. Şarkının konusu genellikle aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlencedir.
6. Geniş halk kitlelerine hitap ettiğinden dili genelde sadedir.
7. Şarkının en önemli isimleri Nedim, Enderunlu Vasıftır. Yakın dönem şairlerinden olan Yahya Kemâlin de pek çok şarkısı vardır.
8. Günlük dile ait söyleyişler ve halk deyişleri vardır.
Örnek Şarkı-1 (Nedim)
Kimlerüñ çeşmine ol sîne bu şeb nûr oldı
Nereye gitdi o her-câyî o meh-pâre aceb
Kimlerüñ yâresine merhem-i kâfûr oldı
Kandedür kande o zâlim o sitem-kâre aceb
(O sine, acaba bu gece kimlerin gözüne nur oldu? Acaba, o sebatsız, o ay parçası nereye gitti? O, kimlerin yarasına kafur merhemi oldu? O zalim, o sitemkâr neredelerdedir?)
Meclis-i Cem kurulaldan olagelmiş elbet
Câmdan sonra birer bûse verilmek âdet
Bari sen ey nigeh-i hasret edip bir cüret
Şunı bir söylesen olmaz mı kadeh-kâre acep?
(İçki meclisi kurulduğundan beri elbet Kadehten sonra birer öpücük vermek olmuştur adet. Ey hasretli bakış! Bari sen edip cüret Sakiye şunu söylesen olmaz mı acaba?)
Varup ol derd-şinas-ı dil ü cânı görsem
Hâk-i pâyine Nedîmâ yine yüzler sürsem
Gizlice arasam ağzın lebin emsem sorsam
Hiç bir çâre bilür mi dil-i bîmâre aceb
Örnek Şarkı-2 (Enderunlu Vasıf)
Sevdigüm bir hûb sadâdur
Mâil-i zevk u safâdur
Kârı uşşâka vefâdur
Meşrebümce dilrübâdurFirkati kesdi amânum
Göklere çıkdı figânum
Nola sevdümse a cânum
Çeşm-i mahmûrı elâdurSen gücenme dilpesendüm
Ben seni gayet begendüm
Kim demiş sevmez efendüm
Vâsıfa bu iftirâdur(Enderunlu Vasıf)
Örnek Şarkı-3 (Yahya Kemal)
Kalbim yine üzgün seni andım da derinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!
Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!Senden boşalan bağrıma göz yaşları dolmuş!
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş.
Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!(Yahya Kemâl)
Ayrıca bakınız ⇒
Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
Beyitlerle Kurulanlar:
Dörtlüklerle Kurulanlar:
Bentlerle Kurulanlar:
Divan Edebiyatı