mustafa eraslan zayıflama / KARAR /() REKLAM KURULU, / D. NUMARALI KARARI

Mustafa Eraslan Zayıflama

mustafa eraslan zayıflama

seafoodplus.info Platformu
TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsinizBuraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. mami Mesaj Gönderim Zamanı: , #1

  2. asadas05 Mesaj Gönderim Zamanı: , #2

  3. mami Mesaj Gönderim Zamanı: , #3

  4. ENFAL ASUDE Mesaj Gönderim Zamanı: , #4

  5. mami Mesaj Gönderim Zamanı: , #5

  6. mert. Mesaj Gönderim Zamanı: , #6

  7. mysterious Mesaj Gönderim Zamanı: , #7

  8. zaferim Mesaj Gönderim Zamanı: , #8

  9. umut Mesaj Gönderim Zamanı: , #9

  10. veydel Mesaj Gönderim Zamanı: , #10

  11. mert. Mesaj Gönderim Zamanı: , #11

  12. muntada al ansar Mesaj Gönderim Zamanı: , #12

  13. mert. Mesaj Gönderim Zamanı: , #13

  14. aşka_sabıkalı Mesaj Gönderim Zamanı: , #14

  15. bLaCkRaCe Mesaj Gönderim Zamanı: , #15


 Erciyes Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERREM) Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Atak, virüsle mücadelede manevi olarak güçlü olmanın önemli olduğunu belirterek, "Koronavirüs karşısında yaratıcıya tevekkül etmek ve teslimiyet içerisinde bulunmak yaşanan yoğun stresten korur ve bireyin kafasındaki kara bulutların dağıtılmasında çok önemli bir etkiye sahiptir" dedi.

Atak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın, II. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük küresel sorunla karşı karşıya olduğunu belirterek, yeni tip koronavirüs (Kovid) salgını nedeniyle dünya genelinde yüksek oranda can kaybı yaşandığını ve devletlerin yerinde geliştirilen büyük önlem aldığını söyledi.

Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerde gerekli tedbirleri aldığını ve medya yoluyla bilinçlendirme-bilgilendirme faaliyetlerinin yürütüldüğünü ifade eden Atak, "İşin özü teknik anlamda çeşitli önlemler alınmış ve diğer ülkelere nazaran genel anlamda daha başarılı bir mücadele stratejisi içine girilmiştir. Salgınla mücadelede teknik mücadele kadar psikolojik mücadele de önemli ve gereklidir fakat psikolojik mücadeleyi zorlaştıran en önemli etmen anksiyete ve panik bozukluk gibi duygu durum bozukluklarıyla sonuçlanabilen aşırı stres ve kaygı halidir." diye konuştu.

Mustafa Atak, hayatın her aşamasında karşılaşılan zorluklara karşı gereken tedbirleri almak için bireyde belirli düzeyde bir stresin olması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Stres aşırı hale gelirse vücutta kortizol maddesi artar ve bağışıklık sistemi virüsle savaşmakta zorlanır. Dikkat edilirse virüsle mücadelede vurgulanan en önemli unsur bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır. Bağışıklık sistemi zayıfladığında mücadele zorlaşır. Kaygı, endişe ve stresi yoğun olan kişilerin hastalıklara yakalanma riski fazladır. Bu hal bazen ruhu daraltır, bazen de kalbe ve mideye zarar verir. Peygamberimiz de, 'Bir kimsenin kaygısı çok olursa bedeni hasta olur. Her kimin gamı, kederi çok olsa kendini hasta eder.' buyurmuştur. Koronavirüs karşısında da yaratıcıya tevekkül etmek ve teslimiyet içerisinde bulunmak yaşanan yoğun stresten korur ve bireyin kafasındaki kara bulutların dağıtılmasında çok önemli bir etkiye sahiptir. Medyada görüldüğü üzere hastalığı yenip taburcu olan bireyler morallerini yüksek tuttuklarını, korkmadıklarını, iyileşeceklerine olan inançlarını hiçbir zaman yitirmediklerini ve sürekli olumlu düşündüklerini ifade etmektedirler."

Toplumsal moral ve motivasyonun önemli olduğuna dikkati çeken Atak, "Sosyal medyada bazı kişi ve çevreler sürekli bir karamsarlık havası estirmektedir. Abartılı ve yalan haberlerle insanlarda korku, kaygı ve panik duygusu oluşturmaya çalışmaktadır. Bu zorlu süreçte özellikle manevi ve dini duyguların güçlü olması karşılaşılan yoğun stres durumlarında hem psikolojik dayanıklılık sağlar hem de zihnimizdeki olumsuz tabloyu olumluya çevirmemize, yarınlara umutla bakmamıza katkıda bulunur. Ruh sağlığı ve maneviyat ilişkisi konusunda Batıda yapılan birçok araştırmada maneviyatı kuvvetli ve dindar insanların iyilik hissi, umut, amaç, özgüven gibi olumlu özelliklerinin, maneviyatı az ya da hiç olmayan insanlara göre yüzde 80 oranında daha fazla olduğu görülmüştür." dedi.

"Dua, ruh sağlığımızı korur, yalnızlığımızı ve ümitsizliğimizi giderir"

Mustafa Atak, yaşanan olumsuz olaylardan sonra tevekkül ve teslimiyet gibi hallerin kaygı, korku ve panik gibi olumsuz faktörleri azaltıcı bir özelliğe sahip olduğunu dile getirerek, "Bu süreçte duanın gücünü göz ardı edemeyiz. Dua ruh sağlığımızı korur, yalnızlığımızı ve ümitsizliğimizi giderir, bireye iyimser bir bakış açısı kazandırır, yaşanan keder ve acılara karşı dayanma gücü verir. Dua etmenin tedavi ve iyileşmede etkisini araştırmak için bir grup hasta ile yapılan bir çalışmada dua uygulanarak tedavi edilen hastaların dua uygulanmayan hastalara göre ağrılarında azalma ve daha hızlı iyileşme olduğu görülmüştür." şeklinde konuştu.

"Evde kal" çağrılarına uyarak bir nevi uzlete çekilen toplumun bu süreci başarıyla geride bırakacağını dile getiren Atak, şunları ifade etti:

"Yaşanan bu süreçten farklı, olumlu kazanımlarla da çıkmak mümkündür. Özellikle yoğun bir tempoda çalışan insanlar bu izolasyon sürecinde bir boşluk duygusu içerisine girebilir. Bu boşluk duygusu ve can sıkıntısı, beraberinde depresyon ve anksiyete bozukluğu potansiyeli olan bireylerin, depresyon ve kaygısının gün yüzüne çıkmasına yol açabilir. Bu durumdan nasıl kurtulacağımızı yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim çok güzel ifade etmiştir. İnşirah suresi 7. ayetinde 'O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul' mesajı, sürekli hareket halinde olma ve meşguliyetin, evde kalma sonucu yaşanabilecek kaygı ve depresyona ilaç niteliğinde olduğuna vurgu yapmaktadır. Bu zorlu sürecin Türk toplumunun güçlü bir biçimde derununda bulunan yardımlaşma ve dayanışma duygusunun açığa çıkmasına vesile olacağını ve bu duygunun yaşanmasıyla toplumsal dayanışmayı sağlayacağını, toplum bireylerinin depresyon, panik bozukluk ve kaygıdan kurtulmasına da vesile olacağına inanıyorum."

"Halkımıza 'Evde kal' ama 'Sakın boş kalma' diyorum"

Atak, zor durumu aşmak ve süreçten kazanımlarla çıkmak için yapılacakların en başında tevekkül ve teslimiyet içerisinde olmanın yer aldığını anımsatarak, "Yalan yanlış haberlere itibar edilmemeli, maneviyata ve ibadete yönelmeli, bol dua edilmeli, sürekli faaliyet ve çalışma içerisinde olarak aktif kalınmalı, infakta bulunmalı, sosyal dayanışmaya önem verilmeli ve yaşlılarımıza destek olunmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

İnsan zihninde kurgulanan en kötü senaryonun, gerçekte var olmadığı farkındalığına erişilmesi gerektiğini vurgulayan Atak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ancak anksiyete arttığında bu farkındalık kaybedilir. Bu durumda Hz. Mevlana'nın musibetle yüzleşmek suretiyle psikolojik direnç kazandıran, 'Karşı karşıya kalabileceğin muhtemel bir musibet için en kötü ihtimal ne olabilir sorusunu kendine sor. Sonra bu muhtemel sonuca kendini alıştır, ona tahammül etme konusunda kendine telkinde bulun. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Ayetini tedebbür ederek bu hali sakin bir şekilde iyimser bir tabloya dönüştürmeye bak.' önerisi uygulanabilir. Halkımıza 'Evde kalın!' diyorum ama bir psikolojik danışman olarak da 'Sakın boş kalmayın' diye ilave etmek istiyorum. Hz. Mevlana'nın, 'Derdin ne olursa olsun bir abdest al, nefes gibi. Ve bir seccade ser odanın bir köşesine, otur ve ağla. Dilersen hiç konuşma. O seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma. Dua ederken O'na kırık bir gönülle el kaldır. Çünkü Allah'ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar. Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır. Allah tozunu alıyor diye, niye kederlenirsin ey can!' ifadelerini de her daim hatırımızda tutmak ve örnek almak önemlidir."

 Öğr. Gör. Mustafa ATAK,








Karar Konusu: say&#x;l&#x; Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü f&#x;kras&#x;ndaki; Gizli ticari iletişime izin verilemez. hükmünün ihlali. (KANAL ÇAY- KANAL ÇAY D&#x;J&#x;TAL TV VE RADYO H&#x;ZMETLER&#x; A.Ş.)

İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın tarihli ve sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;

Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;

“Kanal Çay TV logolu medya hizmet sağlayıcı yayın kuruluşunda her gün muhtelif saatlerde sunuculugunu Cavit Özdoğan'ın yaptığı ve Dr. Mustafa Eraslan'ın konuk olarak katıldığı "Ab-ı Hayat" isimli bir sağlı programı yayınlanmaktadır. Söz konusu programın 05/09/ tarihinde saat da yayınlanan bölümünde, Dr. Mustafa Eraslan hastalıkların tedavisinde modern tıbbın yetersiz kaldığını ileri sürerek, modern tıbbın alternatif tıpla birlikte hareket etmesinin daha doğru olduğunu savunmakta ve sunucu Cavit Özdoğan da yer yer konuşmalara katkıda bulunarak Dr. Mustafa Eraslan'ın başarılarından bahsetmektedir.

Programın başlarında Dr. Mustafa Eraslan: "Bana göre dünya üzerinde her hastalığın şifası vardır. Şuanda bilsekte tedavisine bilmesekte. Bizim yaptığımız nedir? Bizim yaptığımız olay dünya üzerinde tarihte hiç kimse damarların açıldığını iddia edemedi ispatta edemedi. Biz hem iddia ederiz hem ispat ederiz. Kime göre bunu söylüyorum. Ben dünya üzerideki her doktora her insana bunu rahatlıkla söylerim. Amerika Birleşik Devletlerinden biri gelse söylese ne söylüyorsun sen ben onu elimin teresiyle onu iterim. Veya Türkiyeden biri çıksa dese ki veya çok çıkıyorlar. İşte damarlar açıldı diye bir iddianız var böyle bir şey olmaz dese ben onu redderim. Niye redderim kardeşim. Damarlar açılır. Damarların açılmaması Allah'ın Şafi ismine bir kere haşa aykırı. Şafi ismi her şeyi kuşatan her şeye şifa veren demek. Damar açılmıyorsa demek ki şifasını haşa veremiyor öyle şey mi olur. Biz dinimizin gereği inancımız gereği her hastalığın şifa bulacağına inanıyoruz. Ve ilmimiz gereğide bunları becerdik." şeklindeki sözleriyle modern tıbbın aslında hastalıkları tedavi sürecinde yetersiz kaldığı ve tek başına yeterli olmadığını ileri sürmektedir.

Telefonla programa bağlanarak Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle tedavi olduğunu iddia eden Ramazan Yılmaz Dr. Mustafa Erasla'ın öneri ve tavsiyeleriyle iyi olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir: "Mustafa hocam bana 13 Eylül'de yani bundan yedi sekiz ay önce Aort anevrizması ve mitral kapak yetmezliği teşhisi konmuştu onu alıp başka bir özel hastanede de onaylattım. Daha sonra televizyonda sizin yayınları izlerken işte çeşitli nedelerle görüştükten sonra işte raporlar istendi raporları gönderdik. Üç aydan sonra tekrar bir rapor daha gönderdik. Raporda düzelmenin olduğu ilk ölçümlerin 42 milim milim olarak ölçülmüştü. İkinci üç ayda yani biraz daha düzelmenin olduğu görüldü. En son bir anjiyo yaptırmıştık Konyada Üniversite Hastanesinde burda hiçbir sorunun olmadığı Aort mitral kapak yetmezliği veya herhangi bir Aort anevrizması rastlanmadığı yönünde bir rapor verildi bana ve raporlarımın ve raporlarım düzelmiş sizinde gördüğünüz gibi bu şekilde bir iyileşme süreci yaşandı. Hem ekibinize hem size yani Allah razı olsun hem ailem bunla ilgili hem yaşım genç benim 34 yaşındayım bunun verdiği bir sıkıntı vardı bunu aştık sizin sayenizde" şeklindeki sözleriyle Dr. Mustafa Eraslan'ın tedavisini övdüğü ve rahatsızlıklarından onun sayesinde kurtulduğunu vurgulamaktadır.

Telefon bağlantısından sonra Mustafa Eraslan; "Bakın Aort anevrizmasından bahsediyosun yetmezlikten bahsediyosun damar tıkanıklığından bahsediyosun şeker hastalığından ayak kesilmesinden bahsediyosun emesten bahsediyosun bunların hepsini biz defalarca konuştuk yüzlerce binlerce kez konuştuk. Ben şu programda ne isterim biliyomusunuz. Kardiyoloji derneği kardiyoloji vakfı Türk kardiyolok tamamı gelsin hocam bunu nasıl yaptın desinler ya nasıl oluyor. Napıyolar biliyomusun bunu söylemiyolar aman biz bu insanın nasıl konuşmasını engelleriz. Şuanda yaptıkları tek şey bu yaptığım işi biliyorum ben ya ben bu ilmin sahibiyim. Herkes bir ilmin sahibi olabilir. Ben damar açılması konusunda ilim sahibiyim yani ben bunu bilimsel olarak neyi nasıl olduğunu biliyorum. Ben size geçen bahsedeyim. Fuara gittik. Amerikadan bir şirketin CEO'su geliyor bacağını açtı milletin içinde kişiyiz. Diyor ki hocam diyor ben ayağım kesilecekti diyabete bağlı altı buçuk yıldır kapanmayan yaram vardı ve iyileşti diyor. Bakın Amerikalı bir CEO bahsettiğim gıda tavsiyeleri üreten bir şirketin CEO'su. Bunu söylüyor ben bu hastayı görüyorum ya sadece orda biraz alacalık var sadece rengi bir parça değişik ama bildiğiniz normal kapanmış bir yara bunlar o kadar önemli olaylar ki. Margarinler vücudsa feydalı mı zararlı mı? Son derece zararlı. Tüm dünya şu anda margarinlerin zararlı olduğunu kabül ediyor. Sebebide şu damarları tıkıyor. Peki ya damarlarla ilgili kalp krizini tetikliyor. Dadamarlarla ilgili kalple ilgili ilim dalı kime ait şimdi kardiyologların. O zaman ben ne derim biliyomusunuz. Ey kardiyologlar sevgili kardeşlerim siz margarinlerin üzerine niye biz buna kefiliz diye kendi şeyinizi neydi ambleminizi koydunuz. Türk kardiyoloji derneği vakfı neydi şuan hatırlamıyorum niye koydu herkesin rahatlıkla margarinleri yemesine vesile oldunuz ondan sonra herkes kalp kırizi herkes damar tıkanıklığı bir kere bunun için töğbe istiğfar etsinler herkesten özür dilesinler helallik istesinler ölenlerden de nasıl isteyecekler bilmiyorum arkasından da diyecekler ki ey doktor Mustafa Allah razı olsun sen bir iş yaptın gel bunu bize öğret desinler. Ben bunları söylüyorum. Arkasından ne yapacaklar? Soruşturma. Açsınlar ya " sözleriyle modern tıbbın yetersizliğine vurgu yaparak kendi çalışmlarının modern tıbba karşı üstünlüğünü iddia ettiği görülmektedir.

Yine benzer şekilde programa telefonla bağlanan Erdal Yılmaz adlı kişinin Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle iyi olduğunu belirterek, "Mustafa hocam siz bizi büyük bir dertten kurtardınıseafoodplus.info razı olsun. Şimdi benim kızım geçen sene hasta olmuştu. Boğazında zehirli guatır vardı. Kara kara düşünüyorduk. Gece saat üçlere dörtlere kadar ne yapacağız ne yapacağız diye. Kızım zayıflamıştı biranda düşmeye başladı. Moralimiz çok bozuldu. Sizin tavsiyelerinizi tedavilerinizi uyduk şuan çocuğumuz çok iyi. İlaç bile kullanmıyor. Onu (Kızımı) düşünürken biz kendimiz hasta olduk. Ailemde sülalemizde yokken şeker hastası olduk. Onunda sayenizde tedavisini bulduk sizin tavsiyelerinizle. Eşi dostada tavsiye ettik eşi dostu da iyi ettiniz siz. Bir yakınının olduğunu yürürken zor yürüyordu nefes alamıyordu neredeyse. Mustafa hocamızla görüştürdük. O da tedavi oldu. O da iyi oldu. Şimdi benden hızlı yürüyor."ifadelerini kullanmış olduğu, Dr. Mustafa Eraslan'ın tedavi yöntemlerini övdüğü ve çeşitli hastalıklardan olumsuz etkilenen kişileri Mustafa Eraslan'a yönlendirdiği görülmüştür.

Görüldüğü üzere programa telefonla katılan tüm konuklar Dr. Mustafa Eraslan'ı övmekte ve Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleri ile kendilerinin ya da yakınlarının tedavi olduklarını iddia etmektedirler. Sunucu Cavit Özdoğan da yer yer konuşmalara katılarak Dr. Mustafa Eraslan'ın başarılarına vurgu yapmaktadır. Programda her ne kadar ürün ismi kullanılmamış olsa da, telefonla programa katılan kişiler, sağlık sorunlarına farklı sağlık kuruluşlarında çözüm bulamadıklarını belirterek, Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleri ve programlardaki yönlendirmeleri sayesinde kendilerinin ya da yakınlarının şifa bulduklarını ifade etmektedirler. Ayrıca, program esnasıda 00 60 no'lu telefon numarası sürekli ekranda görülmektedir. Söz konusu numara arandığında ise arayanların telefon numaraları alınmakta, Dr. Mustafa Eraslan'ın danışma hattından kendilerine dönüş yapılacağı söylenmektedir.

Söz konusu program yayını değerlendirildiğinde, Mustafa Eraslan'ın, izleyicileri modern tıbbın önerdiği tedaviler yerine alternatif tıbba ve bitkisel tedavi yöntemlerine yönlendirdiği, bu savını gerek kendi ifadeleriyle, gerekse programa bağlanan insanların ifadeleriyle desteklediği görülmektedir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yazılarından da hareketle, söz konusu program yayınının toplumun genel sağlığına zarar verebilecek davranışları teşvik ettiği; izleyiciyi yanıltıcı, istismar edici ve izleyicilerin sağlığına ve çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,

KANAL ÇAY logolu yayın kuruluşu söz konusu yayını ile sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; '' Genel sağlığa zarar verecek davranışları teşvik edemez.'' ve 9'uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan '' Gizli ticari iletişime yer verilemez.'' hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,

Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.

Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;

Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "Sağlık sorunlarına alternatif çözümler" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür

Söz konusu kuruluşa tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun tarih ve /52 sayılı toplantısında alınan 26 nolu kararıyla sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasıuyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştıseafoodplus.info itibarla; aynı fıkranın tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.

Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere KANAL ÇAY logosuyla yayın yapanKANAL ÇAY DİJİTAL TV VE RADYO HİZMETLERİ A.Ş.unvanlı kuruluş hakkında; sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki; “Gizli ticari iletişime izin verilemez.” hükmününtekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;

1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos ayına ait ticari iletişim gelir beyanının ,69 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası (onbin) ( yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,

2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 00 no’lu hesabına “ sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/ tarihli ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,

Oy birliği ile karar verildi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir