Mustafa Kandıralı sanat hayatının yılını doldurduğu 24 Aralık 'da Büyük Kulüp'te jübilesini yapmıştı.
Fotoğraf: seafoodplus.info
Birkaç kuşak için "klarnet" denillince akla ilk gelen isimlerden sanatçı Mustafa Kandıralı 90 yaşında hayatını kaybetti.
Kandıralı'nın torunu Güneş Aybek, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, dedesinin kalp ve astım rahatsızlıklarından dolayı yaklaşık 1,5 yıldır tedavi gördüğünü söyledi. Aybek, sanatçının tedavi gördüğü hastanede yaşlılığa bağlı olarak dün akşam saatlerinde hayatını kaybettiğini aktardı.
Fotoğraf: AA
Sanatçının cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
TRT'de bayram ve yılbaşı programlarının vazgeçilmez ismi olan Mustafa Kandıralı sanat hayatının yılını doldurduğu 24 Aralık 'da Büyük Kulüp'te jübilesini yapmıştı.
Fotoğraf: Uzelli arşivi
Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde 'da dünyaya gelen ve gerçek soyadı Kadıoğlu olan sanatçı, ilkokulu bitirmesinin ardından ailesinin ekonomik şartları nedeniyle ortaokula devam edemedi.
Amatör düzeyde klarnet çalan babası bir uğraş edinmesi için Mustafa Kandıralı'yı Kandıra Halkevine yazdırdı. Klarnete duyduğu ilgiyi, radyoda Şükrü Tunar'ın klarnet taksimini dinlerken kazandı.
Mustafa Kandıralı, ailesinin onayını alamayacağını bildiğinden 15 yaşında İstanbul'a kaçtı ve burada kendine bir iş bulabilmek için müzisyenler kahvesinin yolunu tuttu.
İlk olarak yılında Tepebaşı Kibar Gazinosu'nda 4 lira yevmiye ile çalışmaya başladı. Biriktirdiği parayla Ermeni müzisyen Agopos Alyanak'tan dersler almaya başladı. Bu dersler sayesinde tekniğini ve repertuarını geliştirdi.
Çalışmaları ard arda devam ettiği ve gazino döneminin en parlak olduğu yıllarda; 'da Salacak'taki Üsküdar Gazinosu'nda Perihan Altındağ Sözeri'ye, 'de Taksim Maksim Gazinosu'nda Mediha Demirkıran'a yine aynı yıl içinde Taksim Belediye Gazinosu'nda Behiye Aksoy'a ve daha nice ses sanatçısına eşlik etmeye başladı.
yılından itibaren radyoda da çalmaya başladı. yılında ''Salon Çiftetellisi'' adlı ilk plağını Pate-Odeon Plak'tan çıkardı. Mustafa Kandıralı İstanbul Radyosunda çalıştığı yıllarda Klasik Türk Müziği ve Oyun Havalarının yanı sıra yılında küçük orkestra'da şef Orhan Borar ile Batı müziği tarzında çalışmalar yapmış ve beğeni kazanmıştır.
Mustafa Kandıralı sanat yaşamında ulusal ve uluslararası birçok ödüle değer görüldü.
Türkiye'de almış olduğu ödüllerin yanı sıra yılında Almanya'da katıldığı Caz Festivali'nde Nefesliler Katagorisi'nde birinci oldu. Ödül olarak ise "Mustafa Kandıralı and Ensemle Caz Roman" adlı CD yapıldı.
Sanat hayatı boyunca Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Zeki Müren gibi değerli yorumculara eşlik eden Kandıralı, ABD'li dünyaca ünlü caz müzisyeni, trompet sanatçısı Louis Armstrong ile de beraber çalmıştı.
Kaynak: Uzelli Müzik, AA
(AÖ)
İstanbul - BİA Haber Merkezi
28 Aralık , Pazartesi
LGS kapsamında 4 Haziran'da gerçekleştirilen "Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav" sonuçları açıklandı.
Buna göre, Kurttaş tüm soruları doğru yanıtlayarak puan alan öğrenci arasında yer aldı.
Karamürsel Akçakoca Anadolu İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Kurttaş, AA muhabirine, sınavda 2 Türkçe sorusunda zorlandığını belirterek, şu an hangi liseye gideceğine karar vermediğini söyledi.
Cep telefonu kullanmadığını dile getiren Kurttaş, şöyle devam etti:
"Ailem ve öğretmenlerimden çok büyük destek aldım, onlara teşekkür ediyorum. Sınava hazırlanırken bireysel çalışmadan yana oldum ve bireysel çalıştım. Kendi programlarım doğrultusunda çalıştım. Boş vakitlerimde basketbol ve futbol oynadım, yüzdüm ve bol bol kitap okudum. Ben telefon ya da bilgisayarda oyun ya da video izlemekten yana olmadım.
Sınava girecek arkadaşlarıma kendilerine mutlaka bir hedef belirlemelerini, kesinlikle sosyal medyaya bakmamalarını ve verimli çalışmalarını tavsiye ediyorum."
Okul Müdürü Cemil Kılıç, ailesini, öğretmenlerini ve okulunu gururlandırdığını belirttiği Kurttaş'ı başarısından dolayı tebrik etti.
Baba Derviş Kurttaş, çok mutluğu olduğunu ifade ederek, "Hislerimi tarif edemiyorum. Sınav hazırlığında başlarda çabalama oldu ama sonlara doğru hız kazandı. Şu anda Allah'ın izniyle gereken sonucu aldık, çok mutluyuz." dedi.
Anne Fatma Kurttaş, oğluna her zaman destek olduğunu anlatarak, "Yalnız çalışmasını sağladık, bol bol kitap okudu. Babasının, öğretmenlerinin, dershanenin destekleri çok oldu, gururluyuz. Ailelere tavsiyemiz; çocuklarıyla aynı ortamda zaman geçirmeleri çok önemli ve onunla konuşmaları, dertlerini, sıkıntılarını dinlemeleri de önemli." diye konuştu.
Kaynak: İHA
#karamürsel
Güncelleme Tarihi:
ERKAN AKTUĞ [email protected]
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Meşhur hikâyedir ’lı yılların başı Mustafa Kandıralı henüz yaşlarında cebinde az bir parayla evden kaçar. İzmit-Kandıra’dan yürüyerek İstanbul’a doğru yola çıkar. Hayali ilk kez 9 yaşındayken dinleyip hayran kaldığı Şükrü Tunar gibi klarnet sanatçısı olmaktır. Akşama doğru Gebze’ye varır ve geceyi burada bir otelde geçirir. Ertesi gün İstanbul’dadır; Karaköy’de ‘müzisyenler kahvesi’ olarak bilinen Olimpiyat Kıraathanesi’ne girer ve hayatı değişir: “Selahattin Pınar, Saadettin Kaynak, Necati Tokyay, Hakkı Derman Hepsiyle bu kahvede tanıştım. Karaköy’e vardığımda bir Yahudi beni tanıdı. O Yahudi ve adamları ’ların başında Kandıra’da yol yapıyordu. Adam beni oradan hatırladı. Oteli varmış müzisyenler kahvesine yakın. Onun otelinde 2 sene bedava kaldım. Allah ondan razı olsun, beni korudu kolladı. İstanbul’da yetiştim, piştim. İlk müzik derslerini Kandıra’da berber Rahmi’den aldım. Bugüne kadar plağım çıktı. Devlet beni her yere gönderdi.”
Gerçek soyadı Kadıoğlu olan Mustafa Kandıralı, ’da Kandıra’da doğar. İlkokulu bitirir ama ekonomik nedenlerle ortaokula devam edemez. Amatör olarak klarnet çalan babası bir uğraş edinmesi için onu Kandıra Halkevi’ne yazdırır. Seçme hakkı bırakılmadığından eline ud verilir. Radyoda Şükrü Tunar’ın klarnet taksimini dinledikten sonra bu enstrümana sempati duymaya başlar ve gizli gizli babasının klarnetiyle çalışır. Bir süre sonra Halkevi’nin kendisine yetmediğini idrak eder ve ailesine haber vermeden o uzun İstanbul yürüyüşüne başlar. Kadıköy’deki Olimpiyat Kıraathanesi’nde tanıştığı müzisyenler sayesinde iş bulur ve ilk olarak yılında Tepebaşı Kibar Gazinosu’nda 4 lira yevmiyeyle çalışmaya başlar. Biriktirdiği parayla Akopos Alyanak’tan ders alır, tekniğini ve repertuvarını geliştirir.
ZEKİ MÜREN’İN EKİBİNDE YER ALDI
Artık önü açıktır Kandıralı’nın yılında Müm Çakır Gazinosu’nda Esma Engin’e eşlik eder. Müzisyenler arasında tanınmaya başlayınca ’da Salacak’ta Üsküdar Gazinosu’nda dönemin efsanelerinden Perihan Altındağ Sözeri’nin ekibine katılır. ’de Taksim Maksim Gazinosu’nda Mediha Demirkıran’la, yine aynı yıl Taksim Belediye Gazinosu’nda Behiye Aksoy’la birlikte çalışır. Hamiyet Yüceses, Mefharet Yıldırım, Mustafa Çağlar ve Münir Nurettin Selçuk gibi üstatlarla tanışır.
’den itibaren radyo günleri başlar Kısa sürede radyoda hafta sonu, bayram ve yılbaşı programlarının vazgeçilmezi olur. İstanbul Radyosu’nda çalıştığı yıllarda klasik Türk müziği ve oyun havalarının yanı sıra yılında Küçük Orkestra’da şef Orhan Borar ile Batı müziği tarzında çalışmalar yapar. Şükrü Tunar ölünce yılından itibaren Zeki Müren’in kadrosuna katılır ve zaman içinde Safiye Ayla’dan Müzeyyen Senar’a dönemin hemen hemen bütün büyük şarkıcılarına eşlik eder.
LOUIS ARMSTRONG’LA AYNI SAHNEDE
EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI
Mustafa Kandıralı, söyleşilerinde hayattaki en büyük pişmanlıklarından birinin ‘devlet sanatçısı’ unvanını reddetmesi olduğunu belirtmişti. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Kandıralı devlet sanatçısı unvanıyla onurlandırılmak istenmiş, ancak Kandıralı “Ben halkın sanatçısıyım” diyerek kabul etmemişti. Kandıralı daha sonra “Ukalalık ettim” sözleriyle pişmanlığını dile getirmişti.
DÜNYA ÇAPINDA BİR USTA
Hüsnü Şenlendirici: Klarnet enstrümanının büyük efsanesi Mustafa Kandıralı üstadı kaybettik. Yakınlarının ve tüm klarnetçilerin başı sağ olsun.
Serkan Çağrı: Çocukluğum, gençliğim onun büyülü nefesiyle hayat buldu. Uluslararası Klarnet Festivali’nde kendisine “Ustaya Saygı” gecesi düzenleyerek son kez sahneye çıkmasına vesile olmuştuk. O gece yaşadıklarım gözümün önünden hiç gitmiyor ve yıllarca da gitmeyecek. Çocuk gibi heyecanlı ve mutluydu. Sahneye çıktığında salondaki tüm nefesler kesildi ve sadece onun güzel nefesinin anlattıklarına kulak verdik. Sözün, mütevazılığın, beyefendiliğin diğer adı Mustafa Kandıralı idi. Onun güzel nefesi sonsuza dek kalplerimizden çıkmayacak. Son nefesini de Yaradan’a ulaşmak için üfledi.
Ata Demirer: Dünya çapında bir ustaydı. Mekanı cennet olsun.