mustafa kemal atatürk hangi cephelerde savaşmıştır / Atatürk´ün Katıldığı SavaÅŸlar - Burhaniye Ä°lkokulu

Mustafa Kemal Atatürk Hangi Cephelerde Savaşmıştır

mustafa kemal atatürk hangi cephelerde savaşmıştır

MUSTAFA KEMAL’İN İLK SAVAŞI: Trablusgarp Savaşı

Mustafa Kemal, yılında kurmay yüzbaşı olarak ordudaki görevine başladıktan sonra çeşitlihizmetlerde bulunmuş; 13 Eylül ’de İstanbul’da Genelkurmay’da bir göreve tayin edilmişti 1.

Mustafa Kemal’in İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleriyle arası açıktı. Bazı konularda onlar gibi düşünmüyordu. Ordunun siyasetle uğraşmasına kesinlikle karşıydı. Bunu zararlı görüyor ve bu uğurda mücadele veriyordu. Fakat, o günkü politikacılar, henüz bu fikrin doğruluğunu kavrayacak olgunluğa erişememişlerdi. Mustafa Kemal, bunu gördüğü için kendisini tamamen askerlik mesleğine verdi.2

Mustafa Kemal, İstanbul’da Genelkurmay Birinci Şubeye tayin edilmesine rağmen devrin Harbiye Nazın Şevket Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ileri gelen subaylarına yaranmak için O’na burada hiçbir iş vermemiş, yani fiilen işsiz bırakmıştı3. İşte tam bu sıralarda, İtalyanlar uzun süredir göz koydukları Trablusgarp ve Bingazi’ye saldırdılar.

Osmanlı Devleti’nin bir vilâyeti olan Trablusgarp ve Bingazi müstakil sancağı, son derece savunmasız ve İtalyan işgaline açık bir durumda bulunuyordu. Osmanlı Devleti’nin, burada İtalyanlar’la savaşacak gücü yoktu; asker ve malzeme gönderemiyordu. Bütün Ege ve Akdeniz, İtalyan donanmasınınkontrolü altındaydı. Osmanlı donanması ise, yok denilebilecek kadar zayıftı. Bu bakımdan Trablusgarp’a deniz yolundan ulaşmak, hemen hemen, imkânsız gibiydi. Bunu gören devrin genç ve yıldız subayları, Osmanlı Devleti’nin gizli desteğini sağlayarak, birer ikişer, Mısır ve Tunus yoluyla Trablusgarp’a gittiler. İstanbul’da işsiz bırakılan Mustafa Kemal de Trablusgarp’a gitmek istedi. Mahmut Şevket Paşa’nın karşı koymasına ve İngilizler’in kendisini Mısır’dan geçirmeyeceklerini söylemesine rağmen, gitmekte direndi; Mahmut Şevket Paşa da razı oldu. Daha sonra, Atatürk’e ümitsiz ve sonuç bakımından faydasız olan bu işe neden giriştiği sorulduğunda: “Bunun böyle olduğunu o sıralarda ben görüyordum. Ancak, orduda ve akranım olan subaylar arasında maddî ve manevî sıramı muhafaza etmek için buna mecburdum. Esasen İstanbul’da beni fiilen işsiz bırakıyorlardı” cevabını vermişti.4

Mustafa Kemal, aslında bu savaşın akıllıca bir iş olduğuna inanmıyordu. Çünkü, daha büyük bir tehlikenin Balkanlar’dan geleceğini biliyordu. Fakat, savaş alanındaki başarıları O’nun parti içindeki durumunu sağlamlaştırabilirdi. Bundan başka, Mahmut Şevket Paşa, O’na İstanbul’da göz açtırmıyordu. Ayrıca kendisinden önce Kuzey Afrika’ya giden Enver Bey’den geri kalmak da istemiyordu. 5

Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal’in komutanlık ve teşkilât kurmadaki üstün niteliğini gösterdiği ilk yer olmuştu. 6 Mustafa Kemal, Gazeteci Mustafa Şerif adıyla, sahte belge ve pasaportlarla İstanbul’dan 15 Ekim ’de Naci, Hakkı ve Yakup Cemil Beyler ile yola çıktı. Yolda paraları bitti; hiçbir yerden yardım görmediler. Genel merkezden üçyüz lira istediler, birinci cevapta “para yok, Enver’e ulaşın” denildi. Sonra, Mustafa Kemal’in senediyle Naci Bey7, Ömer Fevzi Bey’den ikiyüz İngiliz lirası aldı ve yola devam edildi. Mustafa Kemal, yolda hastalandı ve İskenderiye’ye döndü; onbeş gün hastahanede yattı. Bu arada, Nuri (Conker) ve Fuat (Bulca) Beyler de onlara katıldılar. Tekrar, hep birlikte yola çıktılar. Mustafa Kemal ve arkadaşları, çok zor bir yolculuk yaptılar. O şartlarda Trablusgarp’a ulaşmak için en uygun yol, İngiliz yönetiminde bulunan Mısır yoluydu. Muharebe sırasında Mısırlılar’ın gösterdikleri yardımlar da dikkate değer. Bunlar, Türkler’e gerek bizzat cepheye gönüllüler göndererek, gerek Türkler’in silâh ve cephane geçirmesine müsaade ederek yardımcı olmuşlardı. Mısır gazeteleri, Türkler’in haklı davalarını çok güzel anlatıyorlardı8. Ayrıca, Mısır’da Trablubgarp için Müdafaa-i Vataniye Cemiyetleri kurulmuş, bunlar, Mısır Fevkalâde Komiserinin de yardımıyla gönüllü, erzak vb. göndermişlerdi9. Mısır’da İngilizler de, Türklerin sempatisini kazanabilmek ve Müslüman halk üzerinde olumlu bir etki bırakabilmek için, gayriresmi olarak, sınırdan silâh ve cephane geçirilmesine izin vermişlerdi İngilizler, savaşın başında tarafsız olduklarını ilân etmişler ve üç tarafı da bu şekilde idare yoluna gitmişlerdi.

Mustafa Kemal ve arkadaşları, Trablusgarp’a giderken birçok maceralar yaşadılar. Mısır’da, tanınmamak için Arap kıyafetlerine hüründüler; fakat, Mustafa Kemal’in açık renginden ve askerce yürüyüşünden, bir sivil olmadığını anlamak zor değildi. İki defa tutuklanma tehlikesi geçirdiler. Mustafa Kemal’in becerikliliği ve yerine göre tavır koyma özellikleri sayesinde bunları atlattılar. Çöldeki tren istasyonuna ulaştıklarında, Mısırlı bir subay gelerek beş Türk subayını tutuklamak için emir aldığını söyledi. Mustafa Kemal, sadece Arap kıyafetlerine bürünmekle bu subayı atlatamayacaklarını anlayınca, ona gerçeği söyledi; güzel ve akıcı bir konuşma yaparak onun dinî duygularına hitap etti. Bundan çok etkilenen Mısırlı subay, uzlaşmaya razı oldu. Ertesi gün serbest bırakıldılar. Tren hattının gerisindeki kamptan at, deve, su, yiyecek gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, çöl ortasında, deve sırtında 1 hafta yol aldılar. Sınıra geldiklerini zannederek, üzerlerindeki Arap kıyafetlerini çıkarıp üniformalarını giydiler. Fakat, başlarında İngiliz ve Mısırlı subayların bulunduğu bir müfreze ile karşılaştılar. Mustafa Kemal, onları tehdit edici bir tavırla, “buranın Osmanlı toprağı” olduğunu söyledi. Onlar da, “kısa bir süre önce sınırın değiştiğini11 ve buranın Mısır toprağı olduğunu” ileri sürdüler. Mustafa Kemal, yine kafa tutarak, “ateş açtıracağını” söyledi. İngilizler, aradaki sayı farkına gülmekle beraber, çekildiler Nihayet, Mustafa Kemal ve arkadaşları, iki gün sonra Tobruk dışındaki Türk karargâhına ulaştılar

Mustafa Kemal, Kasım ayı süresince Arap önderleriyle görüşmelerde bulundu. 3 Kasım ’de Harbiye Nazın Mahmut Şevket Paşa, Trablus Tümen Komutan’ına yazdığı bir mektupta, Mustafa Kemal’in bazı şeyhleri ve Sünusîleri teşkilâtlandırmak için Calu’ya gittiğini, buradan topladığı yerli kuvvetleri Bingazi ve Trablus’a sevk edeceğini bildiriyordu Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta şeyhler ve aşiret reisleriyle toplantılar yapıyor ve düzensiz kalabalığı teşkilâtlandırmaya çalışıyordu. Bunların bir kısmına din kardeşim diye hitap ediyor ve kâfirlere karşı savaşmaya çağırıyordu. Katılmak istemeyenlere daha değişik yöntemler kullanıyordu; meselâ, onları İtalyan casusu olmakla itham ediyor ona göre muamelede bulunacağını söylüyordu Burada görüldüğü gibi Mustafa Kemal, Sünusîleri ve yerli Arap kabilelerini teşkilâtlandırmak gibi çok önemli bir görevi yüklenmiş buluyordu. O’nun teşkilâtçılıktaki başarısı, Sünusîlerin ve diğer yerli Arap kabilelerinin, savaşın sonuna kadar Türkler’in yanında yer almalarıyla ortaya çıktı.

Mustafa Kemal’in uzun süredir beklediği terfi, nihayet burada iken geldi. Genelkurmay 3. Şube’den, Enver Bey’e 30 Kasım tarihiyle gönderilen telgrafta, Erkânıharbiye Kolağası Mustafa Kemal Bey’in Binbaşılığa terfi ettirildiği bildiriliyordu

Mustafa Kemal, 22 Aralık’ta Tobruk’ta başarılı muharebe yaptı 30 Aralık ’de Yüzbaşı Nuri Bey ve diğer arkadaşlarıyla birlikte Derne’ye geçti Mustafa Kemal, Derne’de önce Şark Kolu Komutanı oldu (1 Ocak ) Derne’de, 16 Ocak muharebesinde gözünden yaralandı Bir ay Hilâl-i Ahmer Hastahanesi’nde tedavi gördü; tamamen iyileşmeden hastahaneden çıktı. 4 Mart ’de yapılan genel savaş, çok zor şartlarda cereyan ettiğinden, gözündeki rahatsızlık tekrarladı; 15 gün yataktan kalkamadı. Mustafa Kemal, bu arada, 6 Mart ’de Derne Komutanı oldu

Mustafa Kemal’in 22 Mayıs ’den 5 Ağustos ’ye kadar geçen sürede Derne Komutanı olarak verdiği emirler, emr-i yevmî (günlük emir) adlı defterde bulunmaktadır

Derne Komutanı Mustafa Kemal ve Binbaşı Nuri Bey, Balkan Savaşı’nın başlamasıyla, bu savaşta vazife almak üzere Trablusgarp’tan ayrılmalarına müsaade edilmesini istediler (13 Kasım ) 24 Ekim ’de Enver Bey, Harbiye Nezareti’ne çektiği bir telgrafta Mustafa Kemal’in Trablusgarp’taki çalışmalarını övmüş, İtalyanlar’la sulhun imzalanması dolayısı ile sulh şartlarının tatbiki sırasında O’nun, Trablusgarp’ta işsiz kalmaması için, gönderildiğini bildirmişti Mustafa Kemal, Mısır’a geçti. Burada parası bittiği için Harbiye Nezareti’nden harcırah talep etti (10 Kasım ) Mısır’da iken Selanik’in düştüğü ve Bulgarlar’ın Çatalca önlerine geldiği haberini aldı. Avusturya-Romanya yolu ile İstanbul’a döndü

Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal’in de belirttiği, gibi, ümitsiz bir savaştı. Fakat onun bu savaşa katılması, birçok yönlerden kendisine fayda sağlamıştı. Öncelikle, O’nun Trablusgarp’a gitmesi, akranı olan subaylar arasında maddî ve manevî sırasını muhafaza etmesini sağlamış; harp sahasında iken binbaşılığa terfi ettirilmişti. Ayrıca Trablusgarp Savaşı, onun ilk savaşıydı, burada gayri nizamî harb taktiklerini öğrenmişti.

Otorite tesis etmek, başkalarını ateş altında idare etmek, yokluklar içinde savaşı sürdürmek, teşkilâtçılık, az kuvvetle iş görmek, insiyatifle hareket ve ruhsal yönleri ile askeri idare etmek gibi savaşın incelikleriyle ilgili niteliklerini geliştirmiş ve pratiğini artırmıştı Trablusgarp Savaşı, bu yönleriyle Mustafa Kemal’e çok önemli şeyler kazandırmıştı.

BELGELER

 

Belge No : 1

Trablusgarp Komutanlığı’na

Mısır’da Trablusgarp içinde müdafa-i vataniye cemiyetleri teşekkül etmiştir. Trablus’a gönüllü erzak gönderecektir. Mısır Fevkalâde Komiseri onlarla teşrik-i mesai eyleyecektir. Buradan müşarünileyhe para dahi gönderilmiştir. Tunus ‘tan dahi Ataşemiliter Fethi Bey vasıtasıyla erzak tedarik ve şevki çaresine tevessül edilecektir. Muamaileyh ve Mısır komiserliği ile tesis-i irtibat ederek erzak ve saire celbi hususunda mütekabilen sarf-ı mesai, ittihaz-ı tedabir ve emr-i müdafaada cansiperane hareket ediniz- 25 Eylül

Erkân-ı Harbiye Dairesi

Dosya No :

Klasör No : 48

Fihrist: 11

 

Belge No : 2

Teşrinisani

Enver Bey’e Telgrafname

Erkân-ı Harbiye Kolağası Mustafa Kemal Bey’in sırasıyla umum meyanında Erkân-ı Harbiye memuriyetinde istihdam edilmek üzere binbaşılığa terfi ettirilmiştir.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye

Dairesi, 3. Şube

Dosya No : 42

Klasör No : 9

Fihrist : 8

 

Belge No : 3

Harbiye Nezareti ‘ne

Mısır Fevkalâde Komiseri Rauf Paşa Hazretleri’nden gelen 7 Kânunusani tarihli şifreli telgrafın hallidir.

Erkân-ı Harbiye Binbaşısı Enver Bey’den, Deme Komutanı Yüzbaşı Şükrü Bey’den mevrud 11 adet şifreli telgrafname açık mahalleri komiserlik şifresiyle bilâ numara sırasıyla aynen dere olunur.

8. Erkân-ı Harp Binbaşısı Mustafa Kemal Bey ve Yüzbaşı Nuri Beyler ile rüfekası 17 Kanunuevvel Deme ‘ye muvasalat ettiler Dosya No :

Klasör No : 34

Fihrist: 20

 

Belge No : 4

Harbiye Nezareti ‘ne

21 Şubat

Deme Şark Kolu Kumandanlığı’nı ifâ etmekte olan Erkân-ı Harbiye Binbaşısı Mustafa Kemal Bey, Deme Komutanlığı ‘na memur olmuştur.

Bingazi Umum Komutanı Enver

Dosya No : 73

Klasör No : 17

Fihrist: 11

 

Belge No : 5

Umum Başkumandanlık Erkân-ı Harbiye Dairesi’ne

3 Teşrinievvel

Hadisat-ı ahire üzerine Deme Kumandanı Mustafa Kemal ve Bingazi Kuvva-i Umumiyesi Erkân-ı Harbiye Reisi, Erkân-ı Harp Binbaşısı Nuri Beyler, Makedonya dâr-ül harekâtında îfâ-i hizmet harp etmek üzere, hareketlerine müsaade buyrulması istirham ve bu babdaki emr-i nezaret penahilerine intizar eylemekte oldukları maruzdur. 1 Teşrinievvel

tarihli şifre

Umum Kumandan Enver Bey

Dosya No :

Klasör No : 46

Fihrist: 3

 

Belge No : 6

11 Teşrinievvel Harbiye Nezareti’ne Erkân-ı Harbiye Binbaşısı Mustafa Kemal Bey Hakkında

Erkân-ı Harbiye Binbaşısı Mustafa Kemal Bey, 5 Kânunuevvel tarihinde arzu-i zatiyesiyle orduya iltihâk etti. Evvelce Deme Şark Kolu Kumandanlığı ‘nda bilâhare Deme Kumandanlığı’nda bulunarak fevkalâde surette hüsn-i idare ve iktidar gösterdiği gibi, gözlerinin rahatsızlığına rağmen, son zamana kadar îfâ-i hüsn-i hizmet eylemiş, bu defa esbab-ı mâlûme dolayısı ile akd-i sulh edildiğinden şerait-i sulhiyenin tatbiki müddetince burada âtıl kalmamak üzere hareket ettirildiği maruzdur. Mutasarrıf ve Umum Bingazi Kumandanı Enver Dosya No: Klasör No: 61 Fihrist: 17 Belge No : 7 Harbiye Nezareti ‘ne,

Mısır Fevkalâde Komiseri Rauf Paşa Hazretleri’nden gelen 28 Teşrinievvel tarihli şifreli telgrafın hallidir.

Deme Kumandanı Binbaşı Mustafa Kemal Bey, buraya vasıl oldu. Dersaadet’e azimet edeceğinden bahisle harcırah talep ve daha yüz kadar zabit ve memurun Derne’den hareket etmek üzere olduğunu ifade etti. Bu gibi mesarif için tahsisat olmayıp bunların burada kalmaları sefaletlerini mucip olacağı ve su-i tesir edeceği cihetle Enver Bey’e gönderilen meblağdan lâzım geldiği takdirde işar ve olmadığı takdirde ayrıca telgraf poliçesiyle irsal buyrulması müsterhamdır.

Dosya No :

Klasör No : 37

Fihrist : 2

 

1 Hamdi Ertuna Osmanlı İtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, Ankara , s. 49

2 Uluğ İğdemir, Atatürk’ün Yaşamı, Ankara , c. I, s.

3 Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk, Hayatı ve Eseri, Ankara , s.

4 Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., s.

5 Lord Kinross, Atatürk, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, İstanbul , s.

6 Hamdi Ertuna, a.g.e., s.

7 Hamdi, Ertuna, a.g.e., s.

8 İsmail Hakkı Babanzade. “Mısırlılar ve Muhabere”, Tanin, 13 Kasım

9 ATASE Arşivi, Dosya No : , Klasör No : 48, Fihrist, 8 Ekim

10 Orhan Koloğlu, Trablus-garb Savaşı ve Türk Subayları, Ankara , s.

11 İngiltere, Mısır sınırına çok yakın olan Sollum limanının İtalyanlar’a geçmesini istemiyordu. Buranın Mısır’a bağlanması için Osmanlı Devleti’ne başvurdu. Oraya Mısır ordusundan bir birlik yolladı. Osmanlı Vükelâ Heyeti, buranın durumunu ilerde tetkik etmek üzere, şimdilik muvakkaten Mısır tarafından idaresine karar verdi (Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâp Tarihi, c. 2, kısım 1, s. ).

12 Lord Kinross, a.g.e., s.

13 a.g.e.,s.

14 Hamdi Ertuna, a.g.e., s.

15 Lord Kinross, a.g.e., s.

16 ATASE Arşivi, Dosya No : 42, Klasör No : 9, Fihrist No : 8.

17 Hamdi Ertuna, a.g.e., s.

18 ATASE Arşivi, Dosya No : , Klasör No : 34, Fihrist No :

19 Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., s.

20 Hamdi Ertuna, a.g.e., s.

21 ATASE Arşivi, Dosya No : 73, Klasör No : 17 Fihrist No : 11

22 Bu defter, Çankaya Köşkü’ndeki Atatürk Arşivi’nde bulunmaktadır.

23 ATASE Arşivi, Dosya No : Klasör No : 46 Fihrist No : 3.

24 ATASE Arşivi, Dosya No : , Klasör No : 61, Fihrist No : 17

25 ATASE Arşivi, Dosya No : , Klasör No : 37, Fihrist No : 2.

26 Uluğ İğdemir, Atatürk’ün Yaşamı, c. I, TTK Ankara, s.

27 Atatürk’ün Jeopolitik ve Stratejik Görüşleri, Harp Akademileri Komutanlığı Yay. İstanbul , s.

Prof. Dr. Hale Şıvgın

Kaynak: ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 10, Cilt IV, Kasım

Fotoğraf kaynağı: ATATÜRK,T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Hazırlayan; Mehmet Özel (Güzel Sanatlar Genel Müdürü). Sayfa: 25

 kiÅŸi beÄŸendi

Facebook

WhatsApp

Pinterest

E-Mail

Mustafa Kemal Atatürk 1. Dünya Savaşında üç farklı cephede savaşmıştır. Bu cepheler Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cepheleridir. Mustafa Kemal Atatürk bu cephelerden Çanakkale cephesinde verdiği taktiklerle çok büyük zafer kazanarak çıkmıştır. Diğer iki cephede ise düşman birliklerinin ilerlemesini durdurmuştur. Mustafa Kemal&#;in Çanakkale cephesinde aldığı zaferler Milli Mücadelenin en büyük kıvılcımı olmuş itilaf devletlerinin bütün planlarını altüst etmiştir.

Atatürk&#;ün savaştığı cepheler, Kafkas Cephesi (), Çanakkale Cephesi (), Suriye (Sina) ve Filistin Cephesi ()’dir.

Bu cepheleri aşağıda detaylı bulabilirsiniz.

1- Kafkas Cephesi ()

Kafkas Cephesi, diğer adıyla Doğu Cephesi, yılında Rus ordusunun saldırması ile, Enver Paşa yönetiminde Rusya&#;ya karşı açılan bir cephedir.

Cephenin Açılma Nedenleri:

2- Çanakkale Cephesi ()

Çanakkele Cephesi, Birinci dünya savaşında Osmanlı devleti açısından en önemli ve büyük cephesidir. Birinci dünya savaşı başladığında, Osmanlı devleti ilk önce bu savaşa girmek istemişse de Almanya’nın kurnaz oyunu sayesinde savaşın içine çekilmiştir.

Cephenin Açılma Nedenleri:

İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı’na saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat ). Mayınlı boğazlardan İtilaf Devletleri geçememiştir. İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker çıkarmıştır. Türk askeri Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir Mustafa Kemal bu cephede başarılar kazanmıştır. Düşman askerleri sekiz ay sonra savaştan çekilmek zorunda kalmıştır (9 Ocak ).

Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları:

3- Suriye ve Filistin Cephesi ()

Suriye Filistin cephesi, yılından itibaren faal olarak savunma yapılan bir cephedir. Bu cephe Bağdat’ı geri kazanabilmek amacıyla 7. Ordunun kurulması ile faaliyet kazanmıştır.

Cephenin Açılma Nedenleri:

Atatürk&#;ün Katıldığı ve Savaştığı Savaşlar Nelerdir?

Atatürk&#;ün Katıldığı ve Savaştığı Savaşlar:

TechWorm

atatürk'ün çanakkale'de savaştığı cepheler, atatürkün savaştığı cepheler, atatürkün savaştığı cepheler 8 sınıf, atatürkün savaştığı cepheler kısaca, atatürkün savaştığı cepheler kronolojik sıralama, atatürkün savaştığı cepheler ve rütbeleri, atatürkün savaştığı cepheler vikipedi, atatürkün savaştığı ilk cephe, atatürkün savaştığı savaşlar, atatürkün savaştığı yerler

29 Eylül ’te Bulgarlarla İstanbul Antlaşması imzalandıktan sonra Mustafa Kemal Bey, 27 Ekim ’de Sofya’ya askerî ataşe olarak atandı. Bu göreve 11 Ocak ’te verilen ek bir görevle Belgrad ve Çetine askerî ataşeliği de dahil edildi. 1 Mart ’te yarbaylığa terfi etti. 28 Temmuz ’te I. Dünya Savaşı başladığında askerî ataşe olarak bulunduğu Sofya’da savaşın gelişmelerini yakından takip etti. ’te arkadaşı Dr. Tevfik Rüştü (Aras) Bey’e yazdığı bir mektupta savaşın uzun süreceğini, girmekte geç kalınmayacağını ve bundan korkup acele edilmemesi gerektiğini vurguladı. Muhtemelen Kasım veya Aralık’ında da Salih (Bozok) Bey’e yazdığı bir mektupta Almanların bu savaşı kazanacaklarına kesinlikle inanmadığını belirtti.

Osmanlı Devleti’nin 11 Kasım ’te resmen savaşa girmesiyle Sofya’da kalmak istemedi. Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa’ya bir mektup yazdı ve aktif bir görev almak arzusunu “Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde ateş hatlarında bulunurken, ben Sofya’da ataşemiliterlik yapamam…” sözleriyle ifade etti. Bu mektuptan kısa bir süre sonra Enver Paşa’nın Sarıkamış dönüşü Erzurum’dan Harbiye Nezareti’ne gönderdiği telgraf emri üzerine Tekirdağ’da kuruluş halinde bulunan Fırka Kumandanlığına 20 Ocak ’te atandı. 2 Şubat ’te Tekirdağ’a geldi. Fırkanın talep edildiği tarzda kuruluşuna zaman kalmadan İtilaf Devletlerinin Çanakkale Boğazı’nda tehditkâr bir vaziyet almaları üzerine fırkanın sadece Alayı ile 25 Şubat ’te Maydos’a hareket etmeleri emrini aldı. Ece Limanı, Seddü’l-Bahir ve Morto Limanı dahil arasındaki sahilin muhafazasını Fırka Kumandanlığı üzerinde kalmak üzere Maydos Mıntıkası Kumandanı olarak üstlendi. İtilaf Devletlerinin 25 Nisan ’te Arıburnu, Seddü’l-Bahir ve Kumkale’ye asker çıkarması üzerine inisiyatifini kullanarak fırkasını Kemalyeri’nden harekete geçirdi. Giderek artan düşman kuvvetlerinin ilerlemesini Kocaçimen ve Conkbayırı (Çanak) mevkilerinde verilen savunma savaşlarıyla durdurmayı başardı. 26 Nisan’dan 19 Mayıs’a kadar Arıburnu Cephesi Kumandanı olarak (17 Mayıs ’te Fırka Kumandanlığı görevine geri döndü.) saldırı ve savunma savaşlarıyla giderek artan düşman birliklerinin ilerlemelerine fırsat vermedi. Onları kararlı ve sorumluluktan çekinmeyen yüksek komuta yeteneği ile Arıburnu’nun daracık şeridinde kalmaya mahkûm etti. 1 Haziran ’te albaylığa terfi etti. Düşmanın hareketlerini Conkbayırı istikametinde ağırlık kazandırması üzerine bölgenin tek komuta altına alınması tavsiyesinde bulundu ve 8 Ağustos ’te Anafartalar Grubu Kumandanlığına atandı. 9 Ağustos’ta başlayan ve I. Anafartalar Muharebesi adını alan savaşta emrindeki kuvvetleri Anzaklara karşı harekete geçirdi. Türk askeri üzerindeki mevcut kuşatmayı kaldırarak düşman saldırılarını durdurdu. Kireçtepe ve Azmak arasındaki İngilizleri Tuzla Gölü’ne kadar sürdü Ağustos’ta Conkbayırı’ndaki yoğun çarpışmalar sırasında göğsüne bir şarapnel parçası isabet etti ve göğsündeki saati parçaladı. Bu saati daha sonra V. Ordu Kumandanı Liman von Sanders Paşa’ya hediye etti. 21 Ağustos’ta başlayan II. Anafartalar Muharebesi’nde Kocaçimen ve Cokbayırı’nı ele geçirmek isteyen düşman kuvvetlerinin teşebbüsünü bir daha taarruza cesaret edemeyecek şekilde sonuçsuz bıraktı. Bu arada rahatsızlandı. 10 Aralık’ta Anafartalar Grubu Kumandanlığını Fevzi (Çakmak) Paşa’ya bırakarak cepheden ayrıldı. Çanakkale Savaşlarındaki başarısıyla “İstanbul’u Kurtaran Kumandan”,“Arıburnu ve Anafartalar Kahramanı” olarak anılan ve tarihe mal olan bir isim oldu. Yine onun bu savaşlardaki başarısı İngiliz resmî Tarihçisi Cecil Faber Aspinall-Oglander’in ve ’de yayınlanan iki ciltlik “Military Operations, Gallipoli” adlı eserinin bir yerinde şu takdir sözleriyle kayda geçti: “Tek bir kumandan tarafından sarf edilen gayretin ayrı ayrı üç defa yalnız bir harbin veyahut bütün harekât-ı harbiyenin neticesi üzerine değil, bir milletin mukadderatı üzerine bu derece müessir olduğu tarihte görülmemiştir.”(Bu eser, 21 Mayıs ’de İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir George Rusell Clerk tarafından Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Çankaya Köşkü’nde İngiliz hükümeti adına ithaflı olarak takdim edilmiş, eseri memnuniyetle kabul eden Mustafa Kemal Paşa, büyükelçiye harekât hakkında kitaptaki haritalar üzerinden açıklamalarda bulunmuştu.) Mustafa Kemal Bey, Çanakkale’den ayrıldıktan sonra bir süre İstanbul’da kaldı ve bazı işlerini yoluna koymak üzere Sofya’ya gitti. Burada iken karargâhı Edirne’de bulunan Kolordu Kumandanlığına atandığını öğrendi. 27 Ocak ’da Edirne’ye gelerek kolordunun komutasını ele aldı. Kolordusunun Doğu Cephesi’nde görevlendirilmesi üzerine 11 Mart’ta Edirne’den ayrıldı. 27 Mart’ta karargâh erkânıyla Diyarbakır’a geldi. 1 Nisan’da generalliğe terfi etti. Bitlis ve Muş’u ele geçiren Ruslara karşı iç hat manevrasını uygulayarak bu iki şehri kurtardı ve Rus ordusunu geri çekilmeye mecbur bıraktı. Bu sırada 7 Kasım Aralık tarihleri arasını kapsayan günlük notlar tuttu. (Daha sonra yaveri Şükrü Tezer’e verdiği bu notlar Atatürk’ün Hatıra Defteri adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı.) yılı sonlarında izinli olarak İstanbul’a giden Ahmed İzzet Paşa’nın komutasındaki seafoodplus.info’ya bir süre vekâlet etti. Şubat ’de “Hicaz Kuvve-i Seferiyesi” adı altında kurulacak olan yeni bir orduya komuta etmek emrini alınca Şam’a gitti. Ancak bu ordunun teşkilinden vazgeçilmesi üzerine 7 Mart ’de 2. Ordu Kumandanlığına vekâleten atandı. Görevi 16 Mart’ta asalete çevrildi. Bu arada Filistin ve Bağdat üzerine yapılacak seferler için Yıldırım Ordular Grubu adıyla bir ordular grubu teşkil edildi ve başına da Alman General Erich von Falkenhayn getirildi. Mustafa Kemal Paşa da bu gruba dahil olan 7. Ordu Kumandanlığına 5 Temmuz ’de atanarak Halep’e geldi. Ancak General Falkenhayn’ın askerlik ve iç politika noktasında takip ettiği usul, tavır ve hareketini beğenmediğinden anlaşmazlığa düştü. Generalin Sina Cephesi’ne bir taarruz planını paylaşmayarak görüşlerini kapsamlı bir rapor haline getirdi. I. Dünya Savaşı’nın önemli belgelerinden biri olan ve siyasî nitelik taşıyan bu raporu hem Başkumandanlık Vekâletine hem de Sadrazam Talat Paşa’ya gönderdi. Görüşlerine önem verilmemesi üzerine 7. Ordu Kumandanlığından çekildi. Merkezi Diyarbakır’da olan 2. Ordu Kumandanlığına tekrar tayin edildiyse de bu görevi de reddetti. 11 Ekim’de izinli olarak İstanbul’a gitmek üzere Halep’ten ayrıldı ve 15 Ekim’de İstanbul’a geldi. 7 Kasım’da Genel Karargâh emrine verildi. Bu arada Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa’nın Veliaht Vahideddin’in Almanya seyahatine ordu temsilcisi olarak katılma önerisini kabul etti. 15 Aralık ’de veliaht ve oluşturulan heyetle Almanya’ya gitmek üzere İstanbul’dan hareket etti. Heyet, 19 Aralık’ta Alman Genel Karargâhının bulunduğu Bad Kreuznach’a geldiğinde Kaiser II. Wilhelm, Alman Orduları Başkumandanı Mareşal Paul von Hindenburg ve 7. Ordu Kurmay Başkanı General Erich Ludendorff tarafından karşılandı. Almanya seyahati sırasında Alsas bölgesindeki Güney-Batı Cephesi ve Essen’deki Baron Gustav Krupp von Bohlen’in sahibi olduğu Krupp Fabrikaları ziyaret edildi. 23 Aralık’ta Berlin’e geçildi. Heyet on gün kadar Kaiser Wilhelm’in konuğu olarak Adlon Oteli’nde ağırlandı. 1 Ocak ’de İstanbul’a hareket edildi. Mustafa Kemal Paşa heyette askerî müşavir ve tercüman olarak bulunan Albay Naci (Eldeniz) Bey de olduğu halde Vahideddin’in kompartımanında birkaç kez bir araya geldi. Bu toplantılarda Almanya’nın sanıldığı kadar güçlü olmadığını savaşı kaybetme ihtimalinin büyük olduğunu askeri değerlendirmeleriyle ortaya koydu. Almanya hakkında mevcut ve gelişen düşüncelerini Sofya’da kendilerini karşılamaya gelen Büyükelçi Ali Fethi (Okyar) Bey’e “Şuna kesin olarak inandım ve yerinde gördüm ki Almanya savaşı kaybetmiştir. Biz ne yapıp yapıp ayrı bir barış imzalamalı savaştan en az zararla sıyrılmalıyız” sözleriyle açıkladı. Ayrıca 21 gün süren bu seyahat boyunca geleceğin padişahını yakından tanıma fırsatı buldu.

İstanbul’a döndükten sonra böbreklerinden rahatsızlandı. Tedavi olmak için Viyana ve Karlsbad’a gitti. Karlsbad’da iken 30 Haziran Temmuz tarihleri arasını kapsayan ve geleceğin Türkiye’sinin siyasî ve sosyal inkılâplarının fikri tohumlarına ait düşüncelerinin yer aldığı hatıralarını kaleme aldı. Bu arada V. Mehmed Reşad’ın ölümü üzerine 4 Temmuz ’de tahta çıkan VI. Mehmed Vahideddin’in Yaver-i Ekremi Ahmed İzzet Paşa’nın daveti üzerine 2 Ağustos ’de Viyana’dan İstanbul’a döndü. Yeni padişah ile dört kez bir araya gelip görüştü. 7 Ağustos ’de yeniden Filistin’de bulunan 7. Ordu Kumandanlığına atandı. Nablus’taki karargâhına gelerek komutayı ele aldı. Filistin ve Suriye üzerindeki üstün düşman kuvvetlerine karşı yer yer savaşa devam ederek geri çekilme taktiği ile orduyu yıpratmadan Şam bölgesine intikal ettirdi. Bu arada geri çekilen düzensiz birliklerle Şam bölgesinin savunulamayacağını, Rayak’ın kuzeyinde savunmaya geçilmesini önerdi. Şam’ın 30 Eylül’de düşmesi üzerine önerisi dikkate alındı ve bütün kuvvetlerin Rayak bölgesinde toplanarak kumandası altında yeniden düzenlenmesi emri verildi. 15 Ekim ’de Halep’e geldi. Önce Halep’te sonra Halep’in kuzeyinde savunma hattı kurdu. 26 Ekim’de Halep’te taarruza geçen düşmanı püskürttü. Halep’in kuzeyi ile Antakya hattını tutarak Anadolu yolunu kapadı. 30 Ekim ’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanması ve Alman kumandanlarının Suriye Cephesi’nden ayrılmasıyla Adana’ya gelerek Yıldırım Ordular Grubu Kumandanlığını Liman von Sanders Paşa’dan 31 Ekim’de devraldı. Mütarekenin orduya tebliğiyle açık olmayan ve çeşitli yorumlara yol açabilecek noktalarının uygulamadaki muhtemel zararlarını önlemek için yetkilileri uyarmaktan çekinmedi. Ancak kararsızlık ve zaaf içinde olan hükümet bu eleştirilerden rahatsız oldu. Sonunda padişah iradesiyle Yıldırım Ordular Grubu Kumandanlığı 7 Kasım ’de kaldırıldı, kendisi de Harbiye Nezareti emrine alındı. Bu haberin 10 Kasım’da tebliği üzerine aynı günün akşamı Adana’dan ayrılarak 13 Kasım ’de İstanbul’a geldi.

Mustafa Kemal Paşa, I. Dünya Savaşı sırasında başarılı hizmetlerinden dolayı 1 Şubat ’te Üçüncü Rütbeden Osmani Nişanı, 23 Mart ’te Bulgaristan Hükümeti tarafından Saint Aleksandr Nişanı’nın Komandör Rütbesi, 30 Nisan ’te Gümüş İmtiyaz Madalyası, 15 Temmuz ’te Harp Madalyası, 1 Eylül ’te Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası, 28 Aralık ’te Alman Demir Salip Nişanı, 17 Ocak ’da Muharebe Altın Liyakat Madalyası, 27 Temmuz ’da Avusturya-Macaristan Üçüncü Rütbeden Muharebe Liyakat Madalyası, 12 Aralık ’da İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı, 1 Şubat ’de İkinci Rütbeden Osmani Nişanı, 9 Eylül ’de Alman Birinci ve İkinci Demir Salip Nişanları, 9 Eylül ’de Avusturya-Macaristan İkinci Rütbeden Muharebe Liyakat Madalyası, 16 Aralık ’de Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı, 19 Şubat ’de Alman İmparatoru tarafından Kron de Prus Nişanı, 23 Eylül ’de Fahri Yaver unvanı ile taltif edildi.

Serpil SÜRMELİ

KAYNAKÇA

Akşam, 28 Mayıs , No

ATAY, Falih Rıfkı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Sel Yayınları, İstanbul

AYDEMİR, Şevket, Tek Adam Mustafa Kemal, I, , Remzi Kitabevi, İstanbul

BIYIKLIOĞLU, Tevfik, Türk İstiklâl Harbi I, Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, Genelkurmay Basımevi, Ankara

BORAK, Sadi, Atatürk’ün Özel Mektupları, Kaynak Yayınları, İstanbul

GÖRGÜLÜ, İsmet, On Yıllık Harbin Kadrosu , Balkan Birinci Dünya ve İstiklal Harbi, TTKB, Ankara

İĞDEMİR, Uluğ, Atatürk’ün Yaşamı, I, , TTKB, Ankara

İNAN, Ayşe Afet, Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, TTKB, Ankara

Lord Kinross, Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Türkçesi: Necdet Sander, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul

Lütfi Simavi, Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim Sultan Mehmed Reşad Hanın ve Halifenin Sarayında Gördüklerim, Örgün Yayınevi, İstanbul

MACLEOD, Jenny, Gelibolu’nun Öteki Yüzü, Türkçesi: Sinem Hocaoğlu, Güncel Yayıncılık, İstanbul

MANGO, Andrew, Atatürk, Türkçesi: Füsun Doruker, Sabah Kitapları, İstanbul

Mustafa Kemal, Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe, Yay. Uluğ İğdemir, TTKB, Ankara

On Yıllık Savaşın Günlüğü Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşları Orgeneral İzzettin Çalışlar’ın Günlüğü, Haz. İsmet Görgülü, İzzettin Çalışlar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul

ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Almanya Gezisi, 15 Aralık Ocak , Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara

SANDERS, Liman von, Bir Alman Paşasının Çanakkale ve Filistin Hatıraları, Askeri Tarih Encümeni’nin Cevaplarıyla Türkiye’de Beş Sene, Yeditepe Yayınevi, İstanbul

ŞAHİN, Enis, Çanakkale Savaşları Kronolojisi (3 Kasım Ocak ), Çanakkale, IV, Değişim Yayınları, İstanbul

Takvim-i Vekayi, 24 Eylül , No

TETİK, Ahmet, Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal’in Raporları (KasımKasım ), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara

TEZER, Şükrü, Atatürk’ün Hatıra Defteri, TTKB, Ankara

Türk İstiklal Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Genelkurmay Basımevi, Ankara

ÜNAYDIN, Ruşen Eşref, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat, Varlık Yayınevi, İstanbul

VİLLALTA, Jorge Blanco, Atatürk, TTKB, Ankara

24/06/ tarihinde seafoodplus.info adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir