Koronavirüs mutasyon geçirmesi ile beraber mutasyonlu koronavirüs hakkında merak edilenler hızla artıyor. Öncelikle İngiltere'de ortaya çıkan mutasyonlu koronavirüs hızla Dünya'ya yayılmaya başladı ve devam ediyor. Covid taşıyıcızı kişilerin belirlenerek yayılımın önlenmesi açısından hayati öneme sahip Covid- 19 PCR testi sağlığınızı güvende tutuyor.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, koronavirüs (Covid) ile alakalı doğru bilinen yanlışları açıkladı!
Öncelikle bu virüs, yeni değildir. Koronavirüs, SARS (Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu) ve ilk kez Ürdün ve Suudi Arabistan’da görülen MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu) olaylarından sorumlu olan virüstür. Koronavirüs tehlikeli bir hastalıktır ancak dünya üzerindeki en tehlikeli hastalıktır diyemeyiz.
Her koronavirüs hastası, hayatını kaybetmemektedir. Bu oran, sanıldığı kadar yüksek değildir. Normal grip hastalığından ölen kişiler, koronavirüsten ölenlerden 60 kat daha fazladır. Koronavirüsün ölümcül seyrettiği hastalar genellikle; bir hastalık nedeniyle bünyesi zayıf olan kişiler ve yaşlı hastalardır. Bu kişilerin, virüsten korunmaya daha çok dikkat etmeleri ve bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri gerekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nden ilk olarak; hastalık belirtileri (öksürmek, hapşırmak, burun akıntısı, yüksek ateş) olan kişilerden 1 metre uzak kalınması gerektiğini açıklamıştı. Ancak şu anda hastalığın yayılmasına bağlı olarak uygun olan, hastalık belirtisi olan kişiden en az 2 metre uzaklıkta kalınmasıdır.
Gerekli tedbirleri aldığınız zaman korunabilmek mümkündür. Hastalığın başlıca bulaşma yolu öksürük-aksırık esnasında solunum yolu ile ortama saçılan damlacık enfeksiyonu ile olduğundan, bulaşmayı engellemek için solunum yolu enfeksiyonlarından korunma önlemlerine uyulması önerilir. Bunun ilk şartı; insandan-insana yakın temastan kaçınılmasıdır. Yakın temasın anlamı, hasta bireye yaklaşık 2 metre mesafede bulunmak, öksürük-aksırık esnasında solunum yolu ile saçtığı damlacıklara maruz kalmak, öpüşmek, sarılmak gibi durumlardır. Çünkü böylelikle virüs; yakındaki kişinin ağız, burun, göz mukozasına ulaşabilir. El hijyeni, tüm hastalıklarda olduğu gibi koronavirüste da önem taşımaktadır. Eller yıkanamıyorsa alkol bazlı dezenfektan tercih edilmelidir. Öksürürken veya hapşırırken, ağzınızı ve burnunuzu dirseğinizle veya bir kağıt mendille kapatın, ardından mendili kapalı bir çöpe atın ve ellerinizi yıkayın. Soğuk algınlığı, ateş veya öksürük gibi grip semptomları olan kişilerle yakın temastan kaçının. Ateş, öksürük, solunum güçlüğü gibi belirtiler gösterirseniz en yakın sağlık kurumuna veya doktorunuza hemen gidin.
Maske ve özel kıyafetler genellikle hastalığın kesin olarak görüldüğü alanlarda uygulanmaktadır. Bunun dışında günlük hayatta, bunlara gerek yoktur. Ancak kişiler yine de önlem olarak toplu alanlarda maske kullanabilir. Yukarıdaki korunma yöntemlerine dikkat edilirse, koronavirüsten korunabilmek mümkündür.
El hijyeni koronavirüsten korunmadan önemlidir ancak tek başına yetersizdir. Diğer korunma önerilerine de dikkat etmek gerekir.
Maskeler genellikle tek kullanımlıktır. 2 kere dahi kullanılmamalıdır.
Çin’den gelen malzemeleri kullanmayalım! (Yanlış)
Uzun süre yolda kalmış kuru ürünlerde koronavirüsün taşınması mümkün değildir. Virüs bahsettiğimiz gibi kişiden kişiye yakın temas halinde bulaşmaktadır.
Koronavirüsün yarasa ve karıncayiyen üzerinden bulaşıldığı düşünülmektedir. Virüs ilk etapta hayvanlardan bulaşmış olsa bile, özellikle evcil hayvanlar için şu anda böyle bir durum söz konusu değildir.
Herhangi bir besinin şu an için koronavirüsten koruması mümkün değildir. Kişiler tek bir besine odaklanmak yerine, genel olarak sağlıklı beslenerek bağışıklık sistemlerini güçlü tutmalıdırlar.
Her virüste olduğu gibi, SARS-COV-2 virüsü de çoğalırken ve insanlar arasında yayılırken mutasyona uğrayabilir. Bu doğal sürecin bir sonucu olarak, SARS-COV-2 virüsünün 'da ortaya çıkmasından bu yana soy kümelerinde de binlerce mutasyon ortaya çıkmıştır. Meydana gelen bu mutasyonların çok küçük bir kısmı hatırı sayılır bir değişikliğe sebep olma riskine sahiptir.
’nin son aylarında İngiltere'de, SARS-COV-2’nin mutasyona uğramış bir türü olan, B adı verilen bir virüs saptanmıştır. SARS-COV-2 virüsünün VUI /01 varyantının B soy kümesi olan bu virüsün, 'de yeni bir küresel dalgalanmaya neden olabileceği ihtimaller dahilinde gözükmektedir.
Son yirmi yılda betakoronavirüslerin sebep olduğu üç büyük salgın görülmüştür. ’te şiddetli akut solunum sendromu koronavirüsü (SARS-COV) salgınında, enfekte vakalardan yüzde 11’i ölüm ile sonuçlanmıştır. ’de ise Orta Doğu solunum sendromu koronavirüsü (MERS-COV) salgını, yaklaşık %35’lik ölüm oranına sebep olmuştur. Üçüncü salgın olan SARS-COV-2 ise şiddetli solunum yolu hastalığı olan COVID hastalığına neden olup, kısa sürede hızla yayılarak yıkıcı etkiler gösteren bir pandemi haline gelmiştir.
29 Aralık itibariyle dünya çapında SARS-COV-2 virüsü nedeniyle vaka, ölüm gözlenmiştir. Bu virüsle ilgili aşılama ve ilaç çalışmaları günümüzde son hızla devam etmektedir. Bununla beraber, virüste oluşan mutasyonlar da yakından takip edilmektedir.
SARS-COV-2 araştırmaları devam ederken, Eylül ’de İngiltere’de bu virüsün mutasyona uğramış bir türü tespit edilmiştir. Bu virüs ile enfeksiyon vakaları görülme hızla artmış ve Aralık ayında İngiltere’deki çeşitli sağlık organizasyonları tarafından kişinin mutasyona uğramış olan bu virüsten etkilendiği açıklanmıştır. Bu varyant, Aralık 'de ilk kez VUI/01 (VUI; İngilizcede “Variant Under Investigation”, Türkçede “araştırılmaya devam eden tür”) adını almış ve 17 değişiklik veya mutasyondan oluşan bir setle tanımlanmıştır.
Bu virüsün, insanlardaki ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim) reseptörüne bağlanan diken proteinindeki NY adı verilen bir mutasyon sebebiyle, ACE2 reseptörlerine daha iyi bağlandığı şu anda araştırılmaya devam edilen teorilerden biridir. Bu durum, virüsün daha hızlı bulaşmasına sebep olacak bir faktör olabilir. Ancak araştırmacılar, henüz İngiltere’deki bu durumun mutasyona uğrayan virüsten kaynaklı olup olmadığı hakkında kesin bir sonuca varılmadığının altını çizmektedir.
Tüm virüsler zamanla mutasyona uğrarlar ve yeni varyantları ortaya çıkar. Bu, beklenen ve doğal bir durumdur. SARS-COV-2’de de salgının ortaya çıkışından bu yana binlerce mutasyon izlenmiştir. Bu mutasyonlardan dikkat edilmesi gerekenler, hücrelere viral girişle ilişkili olan diken proteinlerini kodlayan gendeki mutasyonlardır. Çünkü bu mutasyonlarda, yeniden enfeksiyonlarda artışa veya aşı başarısızlığına neden olabilecek kombinasyonlar görülebilmektedir.
COVID aşıları, virüsün diken proteinindeki birçok bölgeye karşı antikor üretilmesini sağlar. Bu sebeple, virüste oluşacak tek bir mutasyonun aşıyı daha az etkili hale getirmesi olası değildir. Sadece, virüste daha fazla mutasyon meydana gelmesi durumunda aşının değiştirilmesi gerekli olabilir.
B virüsünün ne kadar kolay bulaşabileceğini, şu anda uygulanmakta olan aşıların insanları buna karşı koruyup korumayacağını ve bu varyant hakkında daha pek çok şeyi öğrenmek için çalışmalar son hızıyla devam etmektedir. Şu anda, B virüsünün daha ciddi hastalığa veya artan ölüm riskine neden olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Her geçen gün B virüsünün virolojik, epidemiyolojik ve klinik özelliklerine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam etmektedir.