parselde yer almak yılında yaptırıl- .Cami-tevhidhane, Sultan ILI. Selim tarafından m/h, ı tamir ettirmiş ve mıştır. m,/h yılında ise Şair Pertev Paşa, bu binay Mustafa İzzet hat- yanına şeyh evi, derviş hücreleri inşa ettirmiştir. Yesârizâde Kangırılı (Çankırılı) yla yazılan tarihli kitabe bugün mevcuttur. İlk şeyh Nakşi-Müceddidi ayini Abdullah Efendi'den 6. şeyh M. Said Efendi'ye kadar Erbili tayin edilmiş, ancak icra edilen tekkeye m/h yılında M. Es'ad ederek oğlu Muhammed Erbili kendisi Kelâmi Tekkesi'nde bulunmayı tercih -Halidi usulünce ayine Ali Efendi'yi bu tekkeye göndermiş ve böylelikle Nakşi kitabında 'te son şeyh Mu- başlanmıştır. Carl Vett, Derviş Günlüğüisimli aki binaların güzelliğinden söz hammed Ali Efendi'yi ziyaret ettiğinden ve burad yanısıra m/h yılında etmektedir. Muhammed Ali Efendi bu tekkenin ne de şeyh tayin edilmiş Haseki?deki Kadiriyye'ye mensup BayrampaşaTekkesi' cra etmiştir. Tekkelerin seddo- olup Cuma geceleri orada Kadiri usulünce ayini ini sürdürmüştür. Cami lunmasısonrasında tevhidhane kısmı cami olarakfaaliyet leri ortadan kalkmış, Per- yanında yer alan Hünkârkasrı şeyh evi ve derviş hücre maniye Kütüphanesi Pertev tev Paşa'nın yaptırdığı kütüphanedeki kitaplar Süley olarak kullanılmaya başlanmıştır. Paşa bölümüne nakledildikten sonra imam evi göre tekke arsasının bir kısmınıteşkil Mustafa ÖZDAMAR»ıN naklettiği bilgiye 0 liraya Feyzullah Asiltürk'e eden ada 6 parsel, tarihinde etzade) Tekkesi ile Bandırmalı satılmıştır*", Tekke haziresinde Bezcizade (Himm bulunmaktadır. Tekkesi haziresinden nakledilmiş kabirler e 46 Özdamar, Uluslararası Seyyid Tâhâ-i Hakkâri Sempozyumu SİNAN ERDEBİLİ TEKKESİ Fatih (eski Eminönü), Cankurtaran Mh. Alemdar Cd. Caferiye Sk. No:2, 52 ada 15,17 parseldedir. Cemaleddin-i Aksarayi'nin halifesi Sinaneddin Erde- bili tarafından m/h yılında bir Halveti tekkesi olarak tesis edilmiştir". Halveti Sünbüli meşayıhındanolan tekkenin son şeyhi Halil Sırri Efendi, Mu- hammed Es*ad Erbili*den Nakşi-Halidihilafeti de almıştır”, Tekkeler seddolun- duktan sonra son şeyhve ailesi meşrutada ikametini sürdürmüştür. Günümüzde tekkenin meşrutası son şeyhin torunlarınca ticarethane olarak kullanılmakta- dır. Tevhidhane kısmı arasında Akıncılar Derneği tarafından Vakıflar İdaresi'nden kiralanarak merkezolarak kullanılmıştır. >den sonra ise burası mesken olarakkirayaverilmiştir. yılları arasında gerçekleştirilen res- torasyonsonrasında Cafer Ağa Medresesi'nde yapılan sanateserlerinin satış yeri olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. KAŞGARİ (MURTAZA EFENDİ) TEKKESİ Eyüp Merkez Mh. Piyer Loti Cd. Hüsam Efendi Sk. No, 35 ada 2 parseldedir. Yekçeşm Hacı Murtaza Efendi (v/) m/h yılında bu tekkeyi inşa ettirmiş olup ilk şeyhi Kaşgari Hace Abdullah Nidai Efendi'dir” €w/). Nakşibendiyye'nin Ahrariyye şubesine mensup Hace Azhar Kaşgari”nin halifesidir. Seyyid Taha-yı Hakkâri'nin halifesi Seyyid Fehim”den m/h yılında hilafet alan Seyyid Abdu”l-hakim Arvasinin (ÜÇIŞIK) (w) m/h yılında bu tekkeye postnişin olmasıyla Nakşi-Halidi usülü ayinicrasına başlanmıştır. sonrasında tekkenin yanındaki meşrutada ikametini sürdüren Seyyid Abdu”I-hakim Efendi, dini vaazlarından rahatsız olan çevrelerin etkisiyle Eylül 'te tutuklanarak İstanbul'dan İzmir'e götürüldü. Hastalığı sebebiyle Ankara'daki akrabalarının yanına gidişine izin verildikten sonra 27 Kasım 'te vefatetti. Tekkenin tevhidhanesi günümüzde cami ola- rak faaliyet göstermektedir. Derviş hücreleri yıkılmış olup türbe ve hazire kısım- ları günümüzde ziyaret edilmektedir. 47 Ayvansarayi,c.1, 48 Sosyolog Müfid Yüksel'debulunan Halil Sirri Efendi'nin icazetnamesinin fotokopisi 49 Ayvansarayi,e.L
Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır.Lütfen sayfayı geliştirinveya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasındabir yorum yapın.
|
Halidilik adını Halid Bağdadî'den alır. İslâm dinine bağlı bir Sünnîtarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.
NakşibendiTarikâtı'nın Hâlidilik Kolu ile ilgili, Hâce Şâh Ghulam Ali Dehlevî'ye kadar Nakşibendi tarikâtı ile aynı silsileyi tâkip etmektedir. Türkiye'nin doğusu, Kuzey Irak ve Suriye'de yaygın olan bu kol adını Mevlânâ Hâlid-î Bağdâdî'den almaktadır.
Ana maddeler: Hakkân’îyye, Tarikât, Silsile, Halid Bağdadî ve Silsile-i saadat
Ana maddeler: Halid Bağdadî, Nakşibendiye, Tarikât, Silsile ve Gümüşhanevi Dergahı
#K/H | Adı | Mezarı | Doğum Tarihi | Vefât Tarihi |
---|---|---|---|---|
1 | Seyyîdina Muhammed | Medine, Suudi Arabistan | 12 Rebiülevvel (/ CE) | 12 Rebiülevvel 11 AH (5/6 Haziran CE) |
2 | Seyyîdina Ebû Bekr-î Sıddık | Medine, Suudi Arabistan | 22 Cemaziyelahir 13 AH (22 Ağustos C.E) | |
3 | Seyyîdina Salmân-ı Fârisî | Medain, Irak | 10 Receb 33 AH (4/5 Şubat C.E) | |
4 | Imām Kâsım bin Muhammed bin Ebû Bekr, Ebu Bekr-i Sıddık'ın oğlunun oğlu | Medine, Suudi Arabistan | 23 Şaban 24 AH (22/23 Haziran C.E) | 24 Cemaziyelahir // AH |
5 | Imām Jafar Sadiq, Ebu Bekr-i Sıddık'ın büyük kız-torunun oğlu | Medine, Suudi Arabistan | 8 Ramazan 80 AH (5/6 Kasım C.E) | 15 Receb AH (6/7 Eylûl C.E) |
6 | Hâce Bayazid-î Bestami | Bistam, Semnan Eyaleti, İran | AH ( C.E) | 15 Şaban AH (24/25 Mayıs C.E) |
7 | Hâce Ebû’l Hasan Harakânî | Harakân, Bistam, Semnan Eyaleti, İran | AH ( C.E) | 10 Muharrem AH (5/6 Aralık C.E) |
8 | Hâce Ebû Ali Farmadî | Tus, Horasan, bugünkü İran. | AH (/ C.E) | 4 Rebiülevvel or AH (10 Temmuz / 6 Temmuz ) |
9 | Hâce Ebû Yakûb Yusuf Hamadānī | Merv, Türkmenistan | AH (/ C.E) | Receb AH (Şubat/Mart C.E) |
- / 10 | Ebû’l Abbas, el-Hidr (Sadece Hakkani Silsilesi) | |||
10/11 | Hâce Abdul Halik Ghujdevanî | Ghajdawan, Buhara, Özbekistan | 22 Şaban AH (24/25 Mart C.E) | 12 Rebiülevvel AH (17/18 Ağustos C.E) |
11/12 | Hâce Arif Reogari | Reogar, Buhara, Özbekistan | 27 Receb AH (15 Eylûl C.E) | 1 Şevval AH (10/11 Aralık C.E.) |
12/13 | Hâce Mahmûd Anjir-Faghnavvî | Buhara, Özbekistan | 18 Şevval AH (18/19 Ağustos C.E) | 17 Rebiülevvel AH (29/30 Mayıs C.E) |
13/14 | Hâce Azîzan Ali Râmitenî | Harezm, Özbekistan | AH ( C.E) | 27 Ramazan or AH (25/26 Aralık or 20/21 October ) |
14/15 | Hâce Muhammad Baba Samasî | Samaas, Buhara, Özbekistan | 25 Receb AH (5/6 Temmuz C.E) | 10 Cemaziyelahir AH (2/3 Temmuz C.E) |
15/16 | Hâce Seyyid Amir Kulal | Sauhaar, Buhara, Özbekistan | AH (/ C.E) | Wed 2 Cemaziyelahir AH (21/22 Aralık C.E) |
16/17 | Hâce Muhammad Bâha'ûddin Nakşbend Buharî | Kasr-ı Arifan, Buhara, Özbekistan | 4 Muharrem AH[1] (8/9 Mart C.E) | 3 Rebiülevvel AH (2/3 Mart C.E) |
17/18 | Hâce Ala'uddin Attar Buhari, Muhammad Baha'uddin Nakşibend'in dâmadı | Jafaaniyan, Maveraünnehir (Özbekistan) | Wed 20 Receb AH (23 Şubat C.E) | |
18/19 | Hâce Yakûb Çerhî | Gülistan, Duşanbe, Tacikistan | AH (/ C.E) | 5 Safer AH (21/22 Nisan C.E) |
19/20 | Hâce Ubeydullah Ahrar | Semerkand, Özbekistan | Ramazan AH (Mart/Nisan C.E) | 29 Rebiülevvel AH (19/20 Şubat C.E) |
20/21 | Hâce Muhammad Zahid Vahşi | Belh, Belh ilçesi, Belh Vilayeti, Afganistan | 14 Şevval AH (11/12 Aralık C.E) | 1 Rebiülevvel AH (3/4 Kasım C.E) |
21/22 | Hâce Derviş Muhammad, Hâce Muhammad Zahid Vakşhi'nin kızkardeşinin oğlu | Asqarar, Özbekistan | 16 Şevval AH (17/18 Şubat C.E) | 19 Muharrem AH (18/19 Eylûl C.E) |
22/23 | Hâce Muhammad Amkanaki, Hâce Derviş Muhammad'in oğlu | Amkana, Buhara, Özbekistan | AH (/ C.E) | 22 Şaban AH (8/9 Mart C.E) |
23/24 | Hâce Muhammad Bâkî Billah Berang | Delhi, Hindistan | 5 Zilhicce or AH (14 Temmuz / 3 Temmuz ) | 25 Cemaziyelahir AH (29/30 Kasım C.E) |
24/25 | Şeyh Ahmed el-Farûkî el-Sirhindî, Imâm Rabbânî | Sirhind-Fategarh, Hindistan | 14 Şevval AH (25/26 Mayıs C.E) | 28 Safer AH (9/10 Aralık C.E) |
25/26 | Imām Hâce Muhammad Masum Farukî, Imām Rabbānī'nin üçüncü oğlu | Sirhind-Fategarh, Hindistan | AH (/ C.E) | 9 Rebiülevvel AH (13/14 Ocak C.E) |
26/27 | Hâce Muhammad Saifuddin Farukî, Muhammad Masum Farukî'nin oğlu | Sirhind-Fategarh, Hindistan | AH (/ C.E) | 19 or 26 Cemaziyelevvel AH (Nisan C.E) |
27/28 | Sayyid Nûr Muhammad Badayuni | Delhi, Hindistan | 11 Zilkade AH (12/13 Ağustos C.E) | |
28/29 | Şehîd Mirza Mazhar Can-ı Cânân , nâm-ı diğer Şems-ud-Dīn Habīb Allāh | Delhi, Hindistan | 11 Ramazan AH (2/3 Mart C.E) | 10 Muharrem AH (Cuma, 5 Ocak C.E) |
29/30 | Hâce Abdullah Dehlevî, nâm-ı diğer Şâh Ghulam Ali Dehlevî | Delhi, Hindistan | AH[2] ( C.E) | 22 Safer AH (15/16 Ekim C.E) |
30/31 | Hazrat Mevlânâ Muhammed Hâlid-î Bağdâdî, Zia-ûd Dîn (Hâlid'îyye silsilesi buradan sonra pek çok kola ayrılmaktadır. Altın Zincirler Nakşîbendî-Silsile-i Zeheb, Hâkkanî Silslilesi ve aşağıda gösterildiği şekilde Dağıstan Nakşîbendî-Mûceddîdî Hâlidîye-Mahmûdîye Silsilesi olarak devam etmektedir.)[kaynak belirtilmeli] | Karadağ, Süleymaniye, Irak | ( C.E) | ( C.E) |
Abdullah el Mücaviru fi Beledillah (Kuddise sirrahu)
Muahmmed Musatafa İsmet Garibullah (Kuddise sirrahu)
Halil Nurullah el Zağravi (Kuddise sirrahu)
Ali Rıza el Bezzaz (Kuddise sirrahu)
Ali Haydar El Ehishevi (Kuddise sirrahu)
Şeyhuna MAHMUD EL OFİ (KaddessAllahu Teala Esrarahum) Mahmud Ustaosmanoğlu
Seyyid Tâhâ-i Hakkârî
Seyyid Fehîm Arvâsî
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî(Bu silsile burada son bulmaktadır. Yerine halife bırakmamıştır.)[3]
Devamı Palevi kolunun ana silsilesidir. Şeyh Ali Sepdi'den itibaren halifelerin kendi silsileleri mevcuttur.)[4][5][6][7]
Şeyh-ul Meşayih Seyyidina Ali Es-Sebdi Palevi Diyarbekiri
Şeyh Mahmud Fevzi Efendi Palevi
Şeyh Muhammed Said Efendi Palevi
Şeyh Ali Rıza Efendi Palevi
Şeyh Muhammed Emin Efendi Palevi
Ana maddeler: Dağıstan, Halid Bağdadî, Nakşibendiye, Tarikât ve Silsile-i saadat
Devamı Dağıstan Nakşibendi-Mahmûdîye kolunun silsilesidir.
İsmail el-Kurdumeri
Muhammad Salih Şirvani
İbrahim Kudkaşani
Hacı Yunus Effndi Lalali ed-Dağıstani ( - H)
Mahmud Efdndi ad-Daghestani
Cebrail Afandi ad-Daghestani
Abdurrahman Hacı Asawi ad-Daghestani
Hasan Hilmi Efendi ad-Daghestani ( M)
Muhammad Ya`sub ad-Daghestani
Humayd Efendi Handiqi ad-Daghestani ( M)
Husenil Muhammad Efendi `Uribi ad-Daghestani ( M)
Muhammad Arif bin Hasan Hilmi al-Kahibi ad-Daghestani ( M)
Muhammad Sa`adu Hajj Efendi Batluhi ad-Daghestani ( M)
Abdulhamid Efendi al-İnhi ad-Daghestani
Hamzat Efendi Tlaqi ad-Daghestani
Muhammad Efendi Huçadi ad-Daghestani
Badrudin Efendi al-Botlihi ad-Daghestani
Shaykh Said Efendi al-çirkavi ad-Daghestani ( M)
Abdulcelil Efendi ad-Daghestani ( - M)
Seyyid Abdullah Şemdini
Seyyid Taha Hakkari
Seyyid Sıbgatullah Arvasi
Şeyh Abdurrahman Tagi
Şeyh Fethullah Verkanisi
Şeyh Muhammed Ziyaeddin Nurşini
Şeyh Ahmed Haznevi[8]
Anadolu'nun, özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun sosyal hayatını ve davranış biçimlerini son birkaç yüzyıl içerisinde en fazla etkileyen kişilerden bahsedildiğinde, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin mutlaka zikredilmesi gerekir.
Temelleri, Buharalı bir Türk olan Bahaüddin Şâh-ı Nakşibend tarafından asırda atılan Nakşibendîliğin "Hâlidiyye" kolunu kuran ve aslen Kuzey Iraklı bir Kürt aileye mensup olan Mevlânâ Hâlid, 'da Irak'ın Süleymaniye bölgesinde doğdu ve 'de Şam'da vefat etti.
Mevlânâ Hâlid'e göre, kişilerin İslâm'ı içlerine hapsetmemeleri ve dini günlük hayatlarında da yaşamaları gerekirdi. Kitaplarında, meselâ "Şemsü's-Şümûs", yani "Güneşler Güneşi" isimli eserinde bunu anlatmış, talebesine ve halifelerine de bu görüşü hayata geçirmelerini öğretmişti.
O zamana kadar kendi hâlinde bir tarikat olan Nakşibendîlik, Mevlânâ Hâlid'den sonra siyasî bir kimlik kazanınca, devlet Nakşibendîliğe, daha doğrusu Hâlidîliğe ilk tepkiyi İkinci Mahmud döneminde, Hâlid-i Bağdâdî'nin daha sağlığında gösterdi. Mevlânâ Hâlid'in İstanbul'a gelmiş olan halifeleri şehirden çıkartılıp memleketlerine gönderildiler ama bazı devlet adamlarının, meselâ Şeyhülislâm Mekkîzâde Mustafa Âsım Efendi'nin de Hâlid-i Bağdâdî'nin görüşlerini benimsemelerinden sonra, Hâlidîlik hiçbir engele uğramadan yayıldı.
KUZEY IRAK'TAN ANADOLU'YA
İlk yayılma, Sünnî Kürtler arasında oldu. Hâlidîlik, Kuzey Irak'tan Anadolu'nun güneydoğusuna ilerledi ve tarikatin halifelerinin o zamanın payitahtı İstanbul'a yeniden gelmelerinden sonra Anadolu'da ve Rumeli taraflarında da rağbet gördü.
Türkiye'de dinin siyasete de hâkim olması çabasının gerisinde, işte Hâlidî doktrininin İslâmiyet'in günlük hayatta da hâkimiyeti düşüncesi vardır.
Büyük Millet Meclisi'nin 30 Kasım 'te çıkarttığı sayılı kanunla tekke ve zaviyeleri kapatmasından sonra, şiddetli bir şekilde izlenen tek tarikat, Nakşîler'in Hâlidî kolu oldu. Zira, Osmanlı zamanından itibaren devletle çatışmaya giren dinî grupların neredeyse tamamı, özellikle de 31 Mart ayaklanmasının önde gelen isimleri ve Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki Şeyh Said ve Dersim ayaklanmaları gibi hareketlerin liderleri, Nakşî yahut Nakşîlikten kaynaklanan diğer kolların mensubuydular.
Nakşıbendîliğin Hâlidiyye kolu, bütün bu denetimlere ve engellemelere rağmen, özellikle 12 Eylül sonrasında siyasî alandaki etkisini daha da artırdı ve sadece siyasetçilere değil, İslâmî sermayeye de hâkim olan en güçlü tarikat hâlini aldı.
NORŞİN VE MEDRESELER
Ama, bu süreçte bir tuhaflık yaşandı:
Kurucusu bir Kürt aşiretinin mensubu olan ve ilk zamanlarda Kürtler arasında yayılan Hâlidîlik, siyasetteki gücünü hissettirip iktidar etkili olmaya başladığı sırada, dinî çevrelerin sosyal kimliklerinde önemli değişiklikler yaşandı. Meselâ, İslam dünyasının en yaygın tarikatlerinden olan, Bağdad taraflarından yayılan ve Ortadoğu'da kabile ve aşiret liderlerinin aynı zamanda "şeyh" olmaları sayesinde geçmişte epey güç kazanan Kadirîliğin, Türkler ve Kürtler arasındaki siyasî etkisi azaldı ve Kadirîlik daha ziyade bir inanç ve kültür sistemi haline geldi.
Buna karşılık, aslen bir Türk tarikati olan ama Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî ile halifelerinin öğretileriyle yeni bir kimlik kazanan Nakşibendîlik ve tarikatin Hâlidî kolu, siyasette tartışılmaz bir güç haline gelirken, Güneydoğu'daki şeyhlerin etkisiyle eski Türk kimliğini kaybetti ama tuhaf bir bir şekilde Kürt değil, Arap etkisine girdi. "Kıt'a Arabistanı çerçevesindeki bir köy İslâmı" şeklinde yaşanan bu değişiklik, şimdi çocuklara verilen isimlerden ezanın okunma tavrına, Kur'an'ın telâffuzuna ve hattâ bazı evlerde duvarlara asılan objelere kadar, İslâmî çevrenin hemen her yerinde görülüyor.
Kürtlerin hayatında Türkler'de olduğu gibi dinin ve buna ilâveten medrese öğretiminin önemli bir yeri vardır ve bu hafta gündeme gelen Norşin, Kürtler'de dinî gelenek bakımından önem taşır. Yer isimlerinin değiştirilmesi konusunun tartışılmaya başlanmasıyla Norşin'in üzerinde önemle durulmasının sebebi, Norşin ve çevresindeki medreselerin Hâlidî geleneğindeki yeridir. Hâlidîlik buralardan yayılmıştır ve "Hâlidî" kavramı bölgede yaygın şekilde kullanılmasa da, "din" ve "amel" gibi kavramlar konuşulduğunda, kastedilen mânâ hep Nakşî-Hâlidî yoludur.
Kürt açılımının hayata geçmesi hâlinde Hâlidîliğin etkisinin daha da artacağından eminim.