namaz ibadetinin önemini ifade eden ayet / Namaz İbadetinin Önemini İfade Eden Ayet ve Hadis – Forum Sınıf

Namaz Ibadetinin Önemini Ifade Eden Ayet

namaz ibadetinin önemini ifade eden ayet

Namaz İbadetinin Önemini İfade Eden Ayet ve Hadis

Namaz İbadetinin Önemini İfade Eden Ayet ve Hadis

Namaz İbadetinin Önemini İfade Eden Bir Ayet ve Bir Hadis

Namaz ibadeti İslam dini için çok önemli bir ibadettir. Namaz ibadeti Kur&#;an-ı Kerimdeki ayetlerde ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)&#;in Hadis-i Şeriflerinde sıklıkla önemine rastlanmaktadır.

Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şerifinde namaz ibadetinin önemini şöyle açıklamıştır: “Dinin başı Kelime-i Şehadet getirmek, direği ise namazdır.” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, )
Bu Hadis-i Şerif İslam dininde namaz ibadetinin olmazsa olmaz bir ibadet olduğunu belirtmiş ve namaz olmadan imanımızın sağlam olmayacağı vurgulanmıştır.


“Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Resüle itaat edin ki size merhamet edilsin.” (Nûr Suresi, Ayet)

Nur Suresi&#;nin ayetinde olduğu gibi diğer onlarca sure ve ayetlerde Allah c.c namazın önemi ve ciddiyetini pek çok defa vurgulamıştır. Bu ayet-i kerimde ise en başta namaz vardır. Namazı kıldıktan sonra diğer ibadetleri yerine getirebiliriz.

Ders ve Çalışma kitabı cevapları aramalarınızda internet sitemizi daha üst sıralarda listelemek için aramalarınızın sonuna "forum sınıf" yazabilirsiniz.
Örnek Kullanım: 6. sınıf matematik öğün yayınları sayfa 40 forum sınıf

Facebook'ta Paylaş

Linkedin'de Paylaş

  • İlknur Kınık cevap yazdı

    Namazla İlgili Ayetler: Namazın &#;nemini Anlatan Hadisler Nelerdir?

    Haberin Devamı

    Ailene ve ümmetine namazı emret. Bunda kararlı ol. Biz senden rızk istemiyoruz. Sana rızk veren biziz. Sorumluluk takva ehlinindir. 

    Namazın Önemini Anlatan Hadisler Nelerdir?

     1- Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi: Misk koku, kadın ve gözümün nuru namaz. 

     2- Cehennem ateşi, güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılanlara dokunmayacaktır.

     3- Namaz tüm günahları def eden bir nurdur. 

     4- Sabah namazını kılanlar Allah'ın koruması altındadır. 

     5- Cennet kapılarının anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir. 

     6- Allah, namaz esnasında edilen duaların hepsini kabul eder. 

     7- Namaz, kıyamet gününde birçok kişi için kurtuluş vesilesi olacaktır. 

    Farz Olan Namazlar Hangileridir? 

     Beş vakit namaz, ergenlik çağına gelmiş her Müslüman için farzdır. 

    1- Sabah Namazı: 

     2 rekat farz, 2 rekat sünnet 

    2- Öğle Namazı: 

     4 rekat ilk sünnet, 2 rekat farz ve 2 rekat ikinci sünnet 

    3- İkindi Namazı: 

     4 rekat farz, 4 rekat sünnet 

    4- Akşam Namazı: 

     3 rekat farz ve 2 rekat sünnet 

    5- Yatsı Namazı: 

     4 rekat farz ve 4 rekat sünnet 

     Cuma namazı farz, Cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. 

    Vacip ve Nafile Namazları Nelerdir? 

    Vacip namazlar: 

     1- Bayram namazı: 2 rekat 

     2- Vitir namazı: 3 rekat 

    Nafile Namazları: 

     1- Teravih namazı: 20 rekat 

     2- Kuşluk namazı: 4 ya da 8 rekat kılınabilir. 

NAMAZIN ÖNEMİ NEDİR?

Siyer kitaplarındaki mevcut bilgilere göre, ilk vahyin sonrasında Hz. Peygamber'e (SAV) risâlet yüküne dayanmasını, sabretmesini öneren âyetler gelmiş ve bunu izleyen fetret döneminden sonra namaz farz kılınmıştır. Namazın daha önceki dinlerde de emredilmiş olduğu hatırlanınca, namazın güçlüklere direnç göstermede bir fonksiyonu bulunduğu anlaşılmaktadır.

SABAH, ÖĞLE, İKİNDİ, AKŞAM, YATSI, VİTİR NAMAZI KAÇ REKAT?

Günlük namaz rekatları toplamda 40'tır. Bu namazların 17 rekatı farz, 20 rekatı sünnet ve 3 rekatı da vacip olan vitir namazıdır. Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayette namazın önemine işaret edilmiş, müminler için vakitleri belli bir fariza olduğu belirtilmiş ve kılınacağı vakitlere değinilmiştir. Namaz ibadeti akli denge muhakemesi olmayanlar haricinde her Müslümana farzdır. Günlük namaz rekatları tablosu…

Namaz rekatları, namaz nasıl kılınır? 5 vakit namaz tablosu

Nitekim bir âyette;"Ey inananlar sabır ve namaz (salât) ile yardım isteyin" (el-Bakara 2/) buyurulmaktadır.

Bakara suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Namaz farz kılınınca Cibrîl, Hz. Peygamber'e (SAV) gelerek onu vadi tarafına götürmüş, orada fışkıran su ile önce Cibrîl sonra Hz. Peygamber (SAV) abdest almış ve beraberce iki rek'at namaz kılmışlardır.

◾ Hz. Peygamber (SAV) mutlu bir biçimde eve gelmiş, eşi Hatice'nin elinden tutarak oraya götürmüş ve aynı şekilde Hatice ile birlikte abdest alıp iki rek'at namaz kılmışlardır.

◾ Kimi bilginlere göre İsrâ sûresindeki; "Namazda yüksek sesle okuma"(el-İsrâ 17/) âyeti, bu gizli namaz dönemiyle ilgilidir.

İsra suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

İslâm'ın başlangıç yıllarında namaz, sabah ve akşamleyin kılınan ikişer rek'attan ibaret iken, yaygın kabul gören görüşe göre, Mi'rac olayından sonra beş vakit namaz farz kılınmıştır.

"Kendi nefsinde bir yakarış ve ürperiş içinde ve pek yüksek olmayan bir sözle sabah ve akşam Rabbini an; gafillerden olma"(el-A'râf 7/) âyeti namazın başlangıçtaki durumuyla ilişkili görülmektedir. Yine yaygın kabule göre, Cibrîl'in Hz. Peygamber'e(SAV)) Kâbe'de, namazın vakitlerini göstermek üzere imamlık etmesi Mi'rac olayının ertesi günü olmuştur.

A'râf suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Her din, yaratıcı kudret karşısında boyun eğmek ve kutsal ile bağlantı kurmak temeli üzerine kurulur ve her dinde bunu sağlamak üzere öngörülen merasimler bulunur. İslâm dininde yüce yaratıcı Allah'a (CC) yaklaşmanın yolu, ona yükselmenin basamağı ve bu bakımdan en parlak ve önemli ibadet, namaz ibadetidir. Bu özelliğinden dolayı namaz diğer bütün ibadetlerin özü ve özeti sayılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (SAV) bir hadislerinde "Namaz dinin direğidir"(Tirmizî, "Îman", 8; Müsned, V, , ; Aclûnî, Keşfü'l-hafâ, I, ) buyurmuş, Secdeyi de kulun Allah'a en yakın olduğu hal olarak nitelendirmiştir (Müslim, "Salât", ; Nesâî, "Mevâkýt", 35).

Kelime-i şehâdetten sonra İslâm'ın en önemli rüknü olan namaz, günde beş ayrı zaman diliminde olmak üzere kadın ve erkek her müslüman için bir görevdir.

◾ Esasen namaz ibadetinin hiçbir amaç ve hikmeti olmasa bile, diğer ibadetlerde olduğu gibi, namaz ibadetini sırf inanılan dinin bir gereği, yüce yaratıcının bir emri olduğu için, hiç değilse bunun için yerine getirmelidir. İbadetler, akla aykırı olmamakla birlikte, yapı ve muhtevaları itibariyle akıl yoluyla kavranabilir, açıklanabilir konular dışında yer alırlar.

◾ Fakat namazın, salt emredilmiş şekillerden ibaret anlamsız bir şey olmayıp amaç ve hikmetlerinin bulunduğuna işaret eden âyet ve hadisler bulunmaktadır. Bir kere, namaz diye tercüme ettiğimiz salât kelimesi, Arapça'da "dua etmek, övmek, tâzim etmek" gibi anlamlara gelmektedir. İlgili âyet ve hadislere göre namazın farz kılınmasındaki hikmetlerden biri de, namaz kılan kimsenin Cenâb-ı Allah'ın kudret ve kuvvetini, azabını, rahmetini, hayal ve hâfızasına nakşederek nefsini tehzip etmesi ve bu suretle kendisini her türlü fenalıklardan, hatalardan, suçlardan alıkoymasıdır. Allah (CC) düşüncesi ve kalbi Allah'a (CC) bağlama, insanı her türlü fenalıktan alıkoyar. Namaz da Allah'ı(CC) sürekli hatırlamanın en büyük vesilesidir.

◾ Nitekim âyette "Beni hatırlamak/anmak için namaz kıl" (Tâhâ 20/14) buyurulmaktadır.

Tâhâ suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Namaz emrini, Allah Teâlâ'nın yeryüzüne melek aracılığıyla göndermeyip Mi'rac gecesi Hz. Peygamber'in (SAV) huzuruna çıktığında ona tebliğ etmesi de (Buhârî, "Salât", 1) Müslim, "Îmân", ), bu ibadetin müslümanın dinî ve ruhanî hayatı açısından önem ve anlamını göstermektedir.

◾ Bu sebeple de dinî literatürde namaz ibadetinin bu yönünü, namazın kulun Allah'a(CC) ulaşması, kavuşması yolunda önemli bir araç olduğunu anlatmak için "Namaz müminin Mi'racıdır" denilmiş, ümmetin namazla ilgili ortak bilinç ve değerlendirmesi âdeta bu cümleyle özetlenmiştir.

◾ Namaz belli eylemler ve özel rükünler ile yüce Allah'a(CC) kulluk etmektir. Namazın dış görünüşü birtakım şekiller ve zikirden ibaret ise de, içerisi ve gerçek mahiyeti, yüce yaratıcıya münâcât etmek, O'nunla konuşmak, O'na yakınlaşmak ve O'nu müşahede etmektir. Bu özelliğinden dolayı, yani yüce yaratıcı ile teklifsiz, aracısız buluşma ve konuşma anlamına gelişinden dolayı, namaz ilâhî bir lutuf olarak kabul edilmiştir.

◾ Namazı terk etmek, kılmamak büyük günahtır. Peygamberimiz(SAV), kıyamet gününde hesabı sorulacak ilk amelin namaz olacağını bildirmiştir (Tirmizî,"Salât", ). Namaz kılmak, Müslümanlığın dışa yansıyan temel göstergelerinden biri sayıldığı için İslâm bilginleri farziyetini inkâr etmeksizin namazı terk eden kimse için, mevcut bazı rivayetleri de kendi anlayışlarına göre değerlendirerek, bazı müeyyideler öngörmüşlerdir. Gayet tabiidir ki namaz ve diğer ibadetler Allah (CC) rızâsı için ve içten gelerek yapıldığında anlamını ve amacını gerçekleştirmiş olur.

◾ Bunun dışında birtakım zorlamalarla veya gösteriş için kılınan namazların bir değeri olmadığına göre, namazı terk edenler için fakihlerin kendi zamanlarına göre öngördükleri müeyyideleri kamu düzeni ve genel ahlâk ilkesi açısından değerlendirmek gerekir. Esasen bu müeyyidelerin dayandırıldığı hadislerin büyük çoğunluğu, namazın terkedilmesinin müeyyidesini değil, İslâm dininde namaz ibadetinin önemini gösterme amacına yönelik bulunmaktadır.

◾ Kimsenin kimseyi zorla müslüman etme hak ve yetkisi bulunmadığına göre, bu dine mensup olanlar kendi özgür iradeleriyle bu dini seçmiş olacaklar ve bu dinde oldukça önemli bir yeri bulunan namaz ibadetinden haberdar olacak ve bunu zevkle yerine getireceklerdir.

◾ Namaz insanın maddî ve mânevî temizliğinin vasıtası olmaktadır. Çünkü namaz kılmak için gerekiyorsa gusül abdesti almak, normal durumlarda abdest almak suretiyle bir nevi vücut temizliği yapılmış olduğu gibi, ayrıca elbisenin ve namaz kılınacak yerin de temizlenmesi gerektiği için bir üst baş temizliği yapılmış olur.

◾ Daha da önemlisi namaz günahlardan arınmanın da bir yoludur. Namaz esas itibariyle insanı günah işlemekten alıkoyar, günahtan uzaklaştırır. Nitekim bir âyette "Sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl; çünkü namaz çirkin ve kötü işlerden alıkor.

◾ Allah'ı(CC) zikretmek en büyük şeydir. ''Allah (CC) yapıp ettiklerinizi bilir"(el-Ankebût 29/45) buyurulmaktadır.

Ankebût suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Ayrıca namaz, işlenmiş hata ve günah kirlerinin giderilmesini de sağlar. Peygamberimiz (SAV) günde beş vakit namazı, bir insanın kapısının önünden akıp giden bir ırmağa, namaz kılmayı da bu ırmakta her gün beş kere yıkanmaya benzetmiş ve şöyle demiştir:

"Ne dersiniz, birinizin kapısının önünden bir ırmak geçse ve o kimse orada günde beş kere yıkansa bedeninde hiç kir kalır mı?" Sahâbîler, "Kalmaz, ey Allah elçisi" deyince Peygamberimiz "İşte beş vakit namaz buna benzer. Allah namaz sayesinde günahları siler" demiştir.(Buhârî,"Mevâkýt", 6; Müslim, "Mesâcid", ).

NAMAZIN BİÇİMSEL OLARAK SAHİH OLUŞU

◾ Fakat asla hatırdan çıkarmamak gerekir ki, sayılacak olan şartlar, namazın sadece dış görünüşünü sağlam yapmaya yeterli olacağı gibi, namazın sayılacak olan sünnetleri ve âdâbı da onun dış görünüşünün süslenmesini ve güzel görünmesini sağlamaya yeterli olacaktır.

◾ Fakat bu şartları yerine getirmek, namazı ikame etmek, ayakta tutmak sayılmaz. Namazın özü, kalbin huşû ve huzur içinde olmasıdır. Kalbin huzur ve huşûu yoksa kılınan namaz, bir heykeltraşın özene bezene ve tüm sanatkarlığını ortaya koyarak yaptığı bir insan heykelinden farklı olmayacaktır. Allah(CC) bu noktayı şöyle belirtmektedir: "Beni anmak için namaz kıl"(Tâhâ 20/14).

Tâhâ suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Bu âyetle namaz Allah'ı anmanın bir yolu olarak önerildiği gibi, aynı zamanda namazın Allah'ı (CC) anmaktan ibaret olduğu da vurgulanmaktadır. Çünkü Allah'ı (CC) anmak için namaza duran kişi, namaz boyunca Rabbin huzurunda durduğundan gaflet ederek namaza hakkını vermemiş ise nasıl Allah'ı (CC) anmış sayılabilir?

◾ Devlet başkanıyla görüşmek, ondan bir şeyler talep etmek isteyen kişi, bu imkânı bulup onun huzuruna çıktığında onunla görüşmek yerine, orada bulunan eşya ile ilgilense veya yanında getirdiği kitabı okusa veya bir şarkının veya şiirin sözlerini mırıldansa, o devlet başkanının muhtemel tepkisini bir tarafa bırakalım, buna görüşme denir mi, gelen kişi arzusunu iletmiş olur mu? Bu basit örneğin de gösterdiği gibi namaza duran kişi, Allah'ın huzurunda olduğunu bilmeli, bunu hissetmelidir.

"Ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın"(en-Nisâ 4/43) ifadesi ne dediğinden haberi olmayan sarhoş kimselere yönelik olmakla birlikte namazda tam bir şuur ve huşûun gerektiğini de anlatmaktadır.

Nisâ suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Yine Kur'an'da, namaz kılarken gaflet ve ciddiyetsizlik içinde olanlar ağır bir üslûpla zemmedilir (el-Mâûn /).

Mâûn suresini okumak ve dinlemek için tıklayın

◾ Allah(CC) insanların kalıplarına değil kalplerine bakar. Fakihler, zahire göre hüküm verdikleri ve görünür şartların düzgün şekilde yerine getirilmesiyle ilgilendikleri için namazın şartlarından bahsederken namazda huşû ve huzuru, namazın olmazsa olmaz şartları arasında saymamışlar, sadece bu yönde öneri ve uyarıda bulunmakla yetinmişlerdir. Çünkü ihlâs, kalp huzuru ve huşû, kalbin ameli olup gizli, bâtınî bir durumdur.

◾ Namazın bâtınî-derunî şart ve gayelerinin gerçekleşmesi mükellefin kendi seviyesiyle, gayret ve hassasiyetiyle ve biraz da ortamla alâkalı sübjektif bir hal olduğundan bu konuda herkes için ortalama bir çizgiden söz etmek ve buna namazın şartları arasında yer vermek doğru olmaz. Namazda sözü edilen iç huzuru ve kalbî bağlılığı yakalamak, ruhun maddî âlemden Allah'ın (CC) huzuruna yükselişini hissetmek herkes için kolay olmadığı gibi arzu etmekle elde edilebilen bir sonuç da değildir.

◾ Böyle bir mükellefiyet, insana gücünün üzerinde bir yük yüklemek anlamına gelir. Fakihlerin, zâhirî şartların yerine getirilmesiyle mükellefin uhdesinden namaz borcunun düşeceğini ve bunun dünyevî hükümler bakımından yeterli olacağını söylemeleri bu sebepledir. Kılınan namazın kabul olunup olunmaması, âhirette fayda verip vermeyeceği fıkhın konusu değildir.

◾ Ayrıca fakihler fetva verirken, insanların kusur ve eksikliklerini de dikkate almışlar, mükellefiyet şartlarını ideal değil ortalama ölçülerde tutmaya çalışmışlardır. Bu gerekçe ve mülâhazalar sebebiyledir ki, namazın ruhu olan kalp huzuru namazın tamamında şart koşulmamış, namaza başlarken yapılan niyetteki ihlâs ve yöneliş yeterli görülmüştür.

NAMAZIN ÖNEMİ İLE İLGİLİ AYETLER

Bir zamanlar biz isrâiloğulları'ndan, "yalnız allah'a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diyerek söz almıştık. sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz.''el-Bakara 2/83

Bakara suresi ilgili ayetin tefsiri

Mûsâ'ya ve kardeşine şöyle vahyettik: "Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın, evlerinizi ibadet mahalli yapın ve namazı kılın. (Ey Mûsâ!) İnananları müjdele." Yûnus 10/87

Yûnus suresi ilgili ayetin tefsiri

Kavmi ise, "Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeylerden yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana ibadetin (dinin) mi emrediyor? Oysa sen uyumlu ve akıllı birisin!" dediler. Hûd 11/87

Hûd suresi ilgili ayetin tefsiri

Ey rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kâbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki rabbim, namazı kılsınlar. İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler. İbrâhim 14/37

İbrâhim suresi ilgili ayetin tefsiri

Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et. İbrâhim 14/40

İbrâhim suresi ilgili ayetin tefsiri

Cevabı çocuk verdi: "Ben Allah'ın kuluyum; O bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. Meryem 19/30

Meryem suresi ilgili ayetin tefsiri

Nerede olursam olayım, o beni kutlu ve bereketli kıldı; yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı ve anneme saygılı olmayı emretti; beni zorba ve isyankâr yapmadı. Meryem 19/31

Meryem suresi ilgili ayetin tefsiri

Bu kitapta İsmâil'i de okuyup an. O gerçekten sözüne sadıktı; elçi-peygamberdi. Meryem 19/54

Meryem suresi ilgili ayetin tefsiri

Halkına namazı ve zekâtı emrederdi ve rabbinin rızâsına ermişti. Meryem 19/55

Meryem suresi ilgili ayetin tefsiri

Kuşkusuz ben, yalnız ben Allahım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl." Tâhâ 20/14

Tâhâ suresi ilgili ayetin tefsiri

İbrâhim'e İshak'ı ve üstüne bir de armağan olarak Ya'kūb'u lütfettik; her birinin sâlih insan olmasını sağladık. el-Enbiyâ 21/72

Enbiyâ suresi ilgili ayetin tefsiri

Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılıp zekât vermeyi vahyettik. Onlar, bize hep kulluk ettiler. el-Enbiyâ 21/73

Enbiyâ suresi ilgili ayetin tefsiri

"Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir." Lokmân 31/17

Lokmân suresi ilgili ayetin tefsiri

Namazın Fazileti ile İlgili Ayet ve Hadisler

Namaz ibadetinin önemi ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Namazların fazileti ile ilgili ayet ve hadisler.

Namaz ibadetinin önemi ve fazileti hakkında ayet ve hadisler

NAMAZIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ AYET

“Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebût sûresi, 45)

Âyet-i kerîmenin tamamının anlamı şöyledir: “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”

Âyette hayasızlık ve kötülük diye tercüme edilen “fahşâ” ve “münker” kelimelerinin anlamı daha kapsamlıdır. Fuhşiyat, açıktan ve alenî işlenilen bütün çirkinlikleri, edepsizlikleri ve ahlâk dışı davranışları ifade eden bir kelimedir. Münker de, aklın ve şerîatın beğenmediği bütün uygunsuz davranışları ve günahları ifade için kullanılır. Öncelikle namaz içinde böyle şeyler yapılmaz, onun gerektirdiği bütün edeplere uyularak namaz kılınır. Gerçekten şuurla ve hakikatına erilerek, farkında olunarak, ne olduğu bilinerek kılınan bir namaz, namaz dışında da insanı her türlü çirkinlikten, uygunsuz davranıştan, edep dışı hareketlerden alıkoyar. Onun için Resûl-i Ekrem Efendimiz: “Kim namaz kılar da o namaz kendisini hayasızlıktan ve kötülükten alıkoymazsa, o namaz olsa olsa onun Allah’tan daha fazla uzaklaşmasını sağlar” buyurmuştur. (Münâvî, Feyzü’l-kadîr, VI, ) Kur’an’ın namazla ilgili birçok âyeti vardır. Nevevî’nin konuyla ilgili olarak sadece bu âyetle yetinmesinin sebebi, onun kapsayıcılığından olsa gerektir.

NAMAZIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

“Allah Beş Vakit Namazla Günahları Silip Yok Eder” Hadisi

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

“Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbîler:

– O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:

“Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid Ayrıca bk. Tirmizî,  Emsâl 5; Nesâî, Salât 7; İbni Mâce, İkâmet )

“Beş Vakit Namazın Benzeri” Hadisi

Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak gibidir.” (Müslim, Mesâcid )

Hadisleri Nasıl Anlamalıyız?

Peygamber Efendimiz, her iki hadisinde namazı temsîlî yolla, günümüz öğretim ve eğitim sistemindeki adıyla “örnekleme metodu” ile anlatmıştır. Çünkü bu, insanların bir konuyu öğrenip anlamalarında en kolay ve en etkili bir yoldur. Nitekim buradaki benzetmeyi düşünen kimse, günde beş defa bir nehirde yıkanan insanın üzerinde kirden pastan hiçbir eser kalmayacağını anlamakta güçlük çekmez. Çünkü insan görülen ve hissedilen pisliklerle bedeni ve elbisesi kirlendiğinde, onları bol su ile yıkamak suretiyle temizler. Peygamber Efendimiz herkesin bildiği ve kabul ettiği bu gerçekten hareketle namazın da insanı manevî kirlenme demek olan günahlardan ve hatalardan öylece temizleyeceğini haber vermektedir. Sadece namaz kılmak değil, abdest almak suretiyle aynı zamanda maddî temizlenme de sağlanır. Daha önce abdestin faziletlerinden bahsederken onun birtakım küçük günahlara ve hatalara keffaret olduğunu görmüştük. Böylece hem abdest hem de namaz insanı maddî manevî yönlerden temizlemiş olmaktadır. Buradaki ifadeler mutlak olduğu için, küçük büyük bütün günahları kapsayıcı nitelikte görünmektedir. Hadis şârihlerinin önde gelenlerinden  biri olan İbni Battâl, Resûl-i Ekrem’in ifadelerinden küçük günahların anlaşıldığını söyler. Çünkü o, kir tabirini kullanmıştır. Oysa insanın vücudundaki yara berelere göre kir küçük bir şeydir. Büyük günahlar ise yara bereler gibidir. Fakat burada şu hususu gözden ırak tutmamak gerekir: Büyük günahlardan korunmak öncelikle beş vakit namazı kılmakla mümkün olur. Nitekim konunun başındaki âyet, gerçek namazın insanı her türlü hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyacağını ifade etmektedir. Âyette geçen fahşâ ve münker tabirleri genelde büyük günahları ifade eder. Beş vakit namazı kılmayan büyük günahlardan korunmuş olmaz; çünkü namazı terketmenin bizzat kendisi büyük günahlardan biridir. Netice olarak namaz bilinciyle günde beş vakit Allah’ın huzuruna çıkan bir insanın, kendisini namaz hali dışında da her an Allah’ın huzurunda hissederek hareket etme şuuruna ulaşması umulur. Böyle bir kimse bilerek günah işlemez. Bilmeyerek işlediklerine ise abdesti ve namazı keffaret olur.

Hadislerden Öğrendiklerimiz

  1. Beş vakit namaz, her akıl bâliğ müslümanın üzerine farz olan en önemli ve en faziletli günlük ibadettir.
  2. Namazı Allah’ın huzurunda olduğumuzun farkında ve şuurunda olarak kılmak gerekir.
  3. Beş vakit namaza bilinçli olarak devam etmek insanı büyük günahlardan korur.
  4. Kıldığımız namazlar, bilmeyerek ve farkında olmayarak işlediğimiz küçük günahların Allah tarafından affedilmesine vesile olur.
  5. İnsanları hayra davet ederken ve onlara İslâm’ı tebliğ ederken güzel öğütler ve hikmetli sözlerle, misâllerle konuşmak Peygamber Efendimiz’in üslûbudur. Bizler de aynı şekilde davranmalıyız.

“İyilikler Kötülükleri Giderir” Hadisi

İbni Mesut radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam bir kadını öptü. Sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip durumu haber verdi. Bunun üzerine: “Gündüzün iki yanında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir” (Hûd sûresi, ) anlamındaki âyet nâzil oldu. Adam:

– Bu sadece bana mı mahsus yâ Resûlallah, dedi? Resûl-i Ekrem:

“Ümmetimin tamamı içindir” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 4, Tefsîru sûre (11) 6; Müslim, Tevbe Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre, 11)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

İbni Mesut’un bahsettiği bu kişinin kimliği hakkında şârihler çeşitli isimler verir. Büyük bir ihtimalle o, Akabe biatlarında ve Bedir Gazvesi’nde bulunmuş olan Ebü’l-Yeser Kâ’b İbni Amr’dır. Nitekim Tirmizî’nin rivâyetinde olay bizzat Ebü’l-Yeser’den nakledilmiş, kendisine hurma almak üzere gelen bir kadını içeride daha iyisi var diyerek kandırıp evine götürdükten sonra üzerine saldırıp öpmüştür. Bu zatın isminin Tirmizî’de Ebü’l-Yüsr diye kaydedilmesi, bir okuma hatasından kaynaklanmış olmalıdır. Kadının kimliği hakkında ise bir bilgiye sahip değiliz. Sahâbîler, işledikleri bir suçu, günah veya hatayı, daha sonra pişman olarak cezası ne ise çekmek üzere Resûl-i Ekrem’e gelip haber verirlerdi. Bu onların Allah korkusuna ve âhiret inancına ne kadar gönülden bağlı olduklarının bir göstergesi kabul edilmelidir. Çünkü bu dünyada çekecekleri cezanın âhiretteki cezayı affettireceği veya hafifleteceği inancına sahiptiler. Suçunu gizlemiş ve üzerinde kul hakkı kalmış olarak Allah’ın huzuruna çıkmak istemezlerdi. Bu olay, bilinen örneklerden sadece biridir.

Peygamberimiz, kendisine sorulan sorulara şayet o konuda daha önce bir vahiy gelmişse veya bildiği bir işse cevap verir, böyle olmadığı takdirde Cenâb-ı Hak’tan konuyla ilgili bir bilginin, bir hükmün gelmesini beklerdi. Bu olay üzerine de vahyin gelmesini beklediğini hadisin bazı rivayet tariklerinden açıkça anlamaktayız. Gelen âyet, öpmenin had yani cezayı gerektiren büyük bir günah veya büyük bir suç olmadığını, kılınan beş vakit namazın veya yapılan birtakım hayır ve iyiliklerin böyle küçük günahlara ve hatalara keffâret olacağını bildirmiştir. Büyük günahlar ve kul hakkına taalluk edenler bunun dışındadır. Çünkü onların cezaları ve hangi esaslar dahilinde tövbe edilirse affedileceği açıkça belirtilmiştir. Âyette geçen “iyilikler kötülükleri giderir” hükmü bunları kapsamaz. Bir sonra gelecek olan hadisten de açıkça anlaşıldığı gibi, Peygamberimiz de büyük günahlardan uzak durmak şartıyla, beş vakit namazın bu vakitler arasında işlenen küçük günahlara keffaret olacağını belirtmiştir.

Kendisi hakkında hüküm indirilen sahâbînin bu hükmün kendisine has olup olmadığını sorması üzerine, Efendimiz’in bütün ümmeti kapsadığını bildirmesi, bir soru veya bir olay üzerine indirilen bir hükmün, aksi sabit olmadıkça bütün ümmeti bağladığı da böylece anlaşılmaktadır.

Ayrıca bu âyetin, Kur’an’da beş vakit namaza delâlet eden ayetlerden biri olduğu kabul edilir. Çünkü sabah, öğle ve ikindi namazları gündüzün iki ucunda, akşam ve yatsı namazları da gecenin gündüze yakın olan kısmındaki namazlardır.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Cinsel ilişki olmadığı sürece öpmek, sıkmak, tutmak ve sarılmak gibi suçlara terettüp eden şer’î bir had yoktur. Bunlara ta’zir cezası verilir.
  2. Kendisinin helali olmayan bir kadını öpmek bir günah, bir suç ise de küçük günahlardan sayılır.
  3. Şer’î bir cezayı gerektirmeyen küçük günah ve hatalara beş vakit namaz, diğer ibadet ve tâatler,  yapılan hayırlar ve iyilikler keffâret olur.
  4. Herhangi bir soru veya olay üzerine inmiş olan hüküm, bütün ümmeti kapsamına alır. Prensipleştirilmiş fıkhî ifadeyle, sebebin husûsîliği hükmün umûmîliğine mâni değildir.

“Beş Vakit Namaz ile İki Cuma, Aralarında İşlenen Küçük Günahlara Keffârettir” Hadisi

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir.” (Müslim, Tahâret Ayrıca bk. Tirmizî, Mevâkît 46; İbni Mâce, İkâmet 79)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Faziletler kitabının başından beri açıklamaya çalıştığımız hadislerin bir kısmında abdestin, bir kısmında müezzinin okuduğu ezanın tekrarlanmasının ve ezan duasının, bir kısmında da beş vakit namazın ve cumanın küçük günahlara keffâret olacağı haber verilmektedir. Bu durumda akla şöyle bir soru gelebilir: Madem ki abdest küçük günahlara keffâret oluyor, öyleyse ezan neye keffâret olacaktır? Ezan ve duası keffâret oluyorsa , o halde namaz neye keffâret olacaktır? Namaz keffâret oluyorsa cuma neye keffâret olacaktır? Bu listeyi uzatmak mümkündür, çünkü diğer bir kısım hadislerde, başka birtakım ibadetler ve iyiliklerin günahlara keffâret olacağından da bahsedilmektedir. Bu şunu göstermektedir: Anılan ibadet ve tâatlerin her biri keffâret olmaya elverişlidir. Eğer günah varsa keffâret olur; yoksa bunlar kulun iyilik hanesine yazılır, Allah katında mertebelerinin yükselmesine vesile olur. Fakat bu tavsiye ve teşvikler, mü’minlerin anılan bütün hayır ve iyiliklere, güzel davranışlara ara vermeden devam etmesi halinde arınacaklarını, tertemiz olacaklarını müjdelemektedir. Çünkü büyük günahları işlememek kaydıyla, bu ibadet ve tâatleri, hayır ve iyilikleri yapan mü’minler daima bir ümit ve güven içinde yaşama hazzını tadarlar. Bu ise onları düzenli bir hayata sevkeder.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Büyük günahlardan ve haramlardan mutlaka uzak durmak gerekir.
  2. İbadetlerin her biri, özellikle de namazlar küçük günahlara keffârettir.
  3. İbadet hayatı düzenli olan mü’minler, hayatlarının başka alanlarında da huzurlu olurlar.

“Farz Namaz Önceki Günahlarına Keffâret Olur” Hadisi

Osman İbni Affân radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

“Bir Müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır, huşû içinde ve rükûunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffâret olur. Bu her zaman böyledir.” (Müslim, Tahâret 7)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Dinimizde ibadetlerin makbul olması birtakım esaslara bağlandığı gibi, büyük ve küçük günahların affı da bazı şartların yerine getirilmesine bağlıdır. Namaz için abdestin farz olduğu, abdestsiz namaz olmayacağı  her müslümanın bildiği bir gerçektir. Fakat farz olan bu abdesti alırken onun farzlarının yanında, sünnetleri, müstehapları ve birtakım edeplerine de riayet etmek gerektiğini düşünmeyen veya bunları önemsemeyenler olabilir. Şayet bunlar yerine getirilmezse, o abdest güzel bir abdest sayılmaz. Resûl-i Ekrem Efendimiz, abdesti güzel almaktan maksadının bu olduğunu hem bizzat ashabına göstererek hem bu yönde tavsiyelerde bulunarak açıklamışlardır. Şüphesiz güzel bir abdest, güzel bir namazın ilk şartıdır.

Huşû, namazın gerçek namaz olmasını sağlayan şartlardan biridir. Huşûdan maksat, kişinin  namaz esnasında bütün varlığı ve kalbiyle Allah’a yönelmesidir. Fakat bunun görünürdeki esası, namazın bütün rükünlerini hakkıyla yerine getirmektir. Nitekim, seafoodplus.infober’in namazda sakalı ve elbisesiyle meşgul olan birini gördüğünde: “Kalbi huşû duysaydı âzaları da huşû içinde olurdu” buyurmaları bu gerçeği ortaya koyar. (Ali el-Müttekî, Kenzü’l-ummâl, ) Resûl-i Ekrem Efendimiz’in huşûdan sonra rükûdan bahsetmeleri de, namazın zâhirî ahkâmına riâyet edilmesi gereğinin delilidir. Rükû ve secde biri ötekinden ayrı düşünülemeyen iki ibadet esasıdır. Rükûu tam yapmak gerekiyorsa, secdeyi de tam yapmak gerektiği anlaşılır. Rükû ve secde, huşûun gözle görülebilen tezahürleri sayılır. Peygamberimiz bütün bunlarla “Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermiştir. Onlar, namazlarında huşû içindedirler” (Mü’minûn sûresi, ) âyetine işaret etmişlerdir.

Bir insan bütün bunlara dikkat ettiği ve büyük günahlardan uzak durduğu takdirde, namaz küçük günahlara keffâret olmaya devam eder. Büyük günahların ise bundan müstesna olduğunu, onların şartları yerine getirilen tövbe veya Allah’ın lutfu ve merhametiyle bağışlanacağını bir kere daha hatırlamalıyız.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Beş vakit namazı devamlı kılmak ve asla aksatmamak gerekir.
  2. Abdesti farzlarına, sünnet ve müstehaplarına, edeplerine riayet ederek almak icap eder.
  3. Namazda huşûa riayet etmek rükû ve secde ile diğer gerekli rükünlere tam uymak gerekir.
  4. Şartları yerine getirilerek kılınan beş vakit namaz, günün diğer saatlerinde işlenen küçük günahlara keffârettir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Namaz Nedir?

Namazın Önemi, Fazileti ve Faydaları

Namaz Nasıl Kılınır?

Namaz İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir