nasrettin hocanin meslegi / Nasreddin Hoca Biyografi.info

Nasrettin Hocanin Meslegi

nasrettin hocanin meslegi

Nasreddin Hoca'nın Hayatı Ve Fıkraları - Nasrettin Hoca Kimdir, Ne Zaman ve Nerede Yaşadı?

Nasrettin Hoca, Akşehir – Hortu bölgelerinin arasında bir ömür yaşamış, Anadolu Selçukluları dönemine denk gelmiş bir zaman diliminde bulunduğu bölgeler ve ilgilendiği faaliyetlerle tanınmış bir kişiliktir. Kendisi esasen çok özel bir karakterdir. Akşehir bölgesindeyken dervişlik gibi özel bir görevi olan Hoca, Yesevilik, Mevlevilik ve Rufailik yollarında iyi bir takipçi olmuştur. Onun günümüzde anlatılan esprili kişiliği yanında bir de böyle derin bir yanı mevcuttur.

Nasrettin Hoca Kimdir?

Nasrettin Hıca, Akşehir ile Hortu bölgeleri arasında, Anadolu Selçuklu dönemine denk gelen bir zaman diliminde yaşamış olan, ünü hala yaşayan efsane bir kişidir. Genellikle hazır cevap olma özelliğiyle bilinen ve mizah anlayışı ile de çok sevilen Nasrettin Hoca ciddi anlamda dünya çapında bir üne sahiptir. Bazı kişiler Nasrettin Hoca'nın hiç yaşamadığını ileri sürerler. Fakat onlardan daha kalabalık bir güruh da Nasrettin Hoca'nın yaşamış olduğunu savunur, çünkü belli başlı belgeler vardır.

Nasreddin Hoca Hayatı

1208 yılında Hortu Köyü'nde doğan Nasreddin Hoca, İlkokul ve Ortaokul'dan sonra Sivrihisar'da bulunan bir Medreseye gitmiş ve burada eğitim almıştır. Babası vefat ettiği zaman kötüne dönen ve burada imamlık vazifesine başlayan Nasreddin Hocaya, bir vakit sonra Akşehir bölgesine doğru göç etmiştir. Burada dervişlik yapmış, Mevlevilik, Yesevilik ve Rufailik yollarına kendini adamıştır. Akşehir'de belli başlı mülki vazifelerde çalışmış ve Akşehir etrafındaki bölgelerde kısa süre dahi olsa bulunmuştur.

1284 yılına gelindiğinde kendisi Akşehir'de vefat etmiş ve bunun üzerine bir türbeye defnedilmiştir. Nasreddin Hocanın kazandığı geniş ün, onun adına anlatılan hikayeler yani fıkralar ile büyümüştür. Nasreddin hocanın esas kişiliği ve hikayelerinde yansıtılan bazı yarım akıl özellikleri, günümüzde ona atfedilmiş olsa bile zaman içerisinde dillerden dillere aktarılarak bugüne gelmiş olan bu hikayelerin bazıları, gerçeklik oranı oldukça düşük hikayelerdir.

Nasreddin Hoca'nın kendisine ait olan ve bilinen el yazması ilk eseri olan Saltukname adında bir eseri vardır. Aynı zamanda Poves O Hoco Nasreddine isimli bir eser de vardır, bu zamanında çok satmış olan bir Nasreddin Hoca Derlemesidir. İsmi geçen eserde derlenmiş fıkralarla birlikte mitolojik bazı unsurlar, özellikler vardır ve içerdiği mesajlar da kitabın çok fazla sayıdaki ülkede eğitim ve öğretim alanında kullanılmasını sağlamıştır. Nasreddin Hoca, meşhur cümleleri ile günümüzde hala yaşar.

Nassrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca'yı günümüzde tanınır kılan efsanevi fıkraları aşağıdaki gibidir.

  • Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası
  • Ya Tutarsa Fıkrası
  • Kazan Doğurdu Fıkrası
  • Gönlüm Razı Olmadı Fıkrası
  • Bugün Ayın Kaçı? Fıkrası
  • Allah'ın Rahmetinden Kaçılmaz Fıkrası
  • Kim Daha Büyük? Fıkrası
  • Sesimin Arkasından Koşuyorum Fıkrası
  • Hanımla Muhabbet Fıkrası
  • İnsanlar Gibi Düşünür Fıkrası
  • Akıl Sır Ermiyor Fıkrası
  • Mesele Çatallaştı Fıkrası
kaynağı değiştir]
Bölgesel adıTopluluk
Afandi, AfantiÇinliler
Aslani HocaKıbrıs Rumları
Cuhâ, CohâAraplar, Ermeniler
Melayê MeşhûrKürtler
EfendiTacikler
Gasdani HocaKıbrıs Rumları
Hoca Nasreddin, Nasreddin HocaAlmanlar, Bulgarlar, Fransızlar, Macarlar, Sırplar, Sefarad Yahudileri, Ruslar, Yunanlar
Molla NasreddinPakistanlılar, Ruslar
Molla NesartÇeçenler
Molla NesreddinErmeniler, Farslar, Gilekler, Gürcüler, Mazeniler
Nasra HocaErmeniler
NasradinSırplar
NasrudinBoşnaklar, Hersekliler

Bulgaristan'da ders kitaplarına da giren Nasreddin Hoca ile Bulgarların millî güldürü tiplemesi Hitar Petar fıkraları birbirlerine karışmıştır. Bulgarca ilk Nasreddin Hoca kitabı Nayden Yovanoviç tarafından 1853'te Belgrad'da Povesti Zaborni i Lüpopıyni na Nasradin Hoca i Hasekiy adıyla yayınlanmıştır. Bulgarlar gibi bir Balkan ulusu olan Makedonlar arasındaki fıkralarında Nasreddin Hoca zeki, kurnaz ve hiciv ustası olarak halkın yanında ve haksız iktidar sahiplerine karşı resmedilmiştir. Makedon güldürü tiplemesi İtar Pejo'ya da esin kaynağı olan Nasreddin Hoca ile bu karakterin fıkraları da Hitar Petar örneğinde olduğu gibi birbirlerine bağlanmıştır. Makedon edebiyatında da yer edinen Nasreddin Hoca, Mustafa Karahasan tarafından Nasreddin Hoca'nın Hikâyeleri ve Sevim Piliçkova tarafından Nasradin Hodza i İtar Pejo gibi kitaplarda incelenmiştir. Bulgaristan ve Makedonya'nın yanı sıra eski Yugoslavya ulusları Arnavutlar, Hırvatlar, Karadağlılar ve Sırplarda da yer edinen Nasreddin Hoca ile ilgili onlarca çalışma hazırlanmıştır.[120][121] Bunların arasında 1771 yılında Sırpça-Hırvatça hazırlanan kitap en eski derlemelerden biridir. Balkanlarda Nasreddin Hoca'nın en az bilindiği ülke olan Yunanistan'daysa Türk azınlık arasında Akın, Azınlık Postası, İleri gibi gazeteler aracılığıyla Nasreddin Hoca fıkraları yaşatılmaktadır. Buna karşın Yunanca ilk Nasreddin Hoca kitabı 1848 yılında İzmir'de basılmış, bunu Atina'da yayınlanan 1884 ve 1904 tarihli iki kitap takip etmiştir. Ayrıca Karamanlıca olarak Atina'da 1908 yılında Yoanis Nikolaidis tarafından Meshur Nasradin Hoca ve Pelagati Mezhake adında bir kitap da yayınlanmıştır.[124] Ayrıca Yunan kültür ögelerini barındıran değirmenci, oğlu ve eşeği gibi bazı Ezop Masalları ile Nasreddin Hoca anlatıları arasında benzerlikler bulunmaktadır.[125]

Nasreddin Hoca ve fıkralarının Uygurlar vasıtasıyla tanındığı[126] Çin'de Nasreddin Hoca'ya dair en eski çalışmalardan biri olan Littérature Chinoise dergisindeki makalede Nasreddin Hoca Doğu Türkistanlı bir Çinli olarak tanıtılmış ve dokuz fıkrasına yer verilmiştir. Çin gibi bir Uzak Doğu ulusu olan Japonlarda Nasreddin Hoca kültürü bulunmamakla birlikte Nasreddin Hoca üzerine akademik çalışmalara rastlanmaktadır. Buna dair ilk örnek Japon Türkolog Masao Mori'nin 1965 yılında üç bölümden oluşan Nasreddin Hoca Monogatari: Toruko No Çie Banaski adı altında yayınladığı kitaptır. Mori, kitabının ilk bölümünde Nasreddin Hoca'nın hayatına, ikinci bölümde ise 465 fıkraya yer vermiştir. Halkbilimci Mitsuko Kojima da 1996'da Nasreddin Hoca: No Varai Banaşi adlı bir eser hazırlamıştır. Kojima ayrıca Japon güldürü tiplemesi İkkyu ile Nasreddin Hoca karşılaştırmasına yer verdiği bir de yüksek lisans tezi hazırlamıştır.[129]

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenice ve Türkçe olarak İstanbul, İzmir ve Tiflis'te çeşitli Nasreddin Hoca kitapları yayınlayan Ermeniler arasında hem yazılı hem de sözlü olarak bir Nasreddin Hoca geleneği bulunmakta ve Nasreddin Hoca'nın Erivan'da yaşamış bir Ermeni olduğuna inanılmaktadır. Bir diğer Kafkas ulusu Gürcüler arasında anlatılan fıkralar Azericenin kültürel etki sahasında bulunan Gürcistan'a bu yolla girmiştir.[131] Fıkraların kaynaklarıysa ülke dışındaki yayınların Gürcüceye çevirisi ve ülke içerisindeki Türkçe konuşan toplulukların yaptığı derlemelerdir. Gürcistan'daki en eski kaydına 17. yüzyılın sonunda Sulhan-Saba Orbeliani tarafından yazılan Tsigni Sibrdzne Sitsruisa adlı eserde görülen[131] Nasreddin Hoca anlatıları 19. yüzyılın başında Zagafgaziya gazetesinde de neşredilmiş, Nasreddin Hoca fıkralarına dair müstakil ilk kitapsa 1884'te Molla Nesreddin Ehvalatları adıyla M. Ahpatelov tarafından yayınlanmıştır. Bu örneklerin ardından da çalışmalar gelmeye devam ederek çeşitli antoloji ve şiirleştirilmiş hikâye kitapları yayınlanmıştır.[131] Özellikle Aleksandr Şahbaratov, İosif Grişaşvili, Mihail Cavabişvili, Lado Mrelaşvili gibi yazarların 19. ve 20. yüzyıllardaki çalışmaları ile birlikte Nasreddin Hoca çağdaş Gürcü edebiyatında kendine yer edinmiştir.[131]

Sovyetler Birliği döneminde Türk cumhuriyetlerinde konu üzerine yapılan çeşitli araştırmalar Rusçaya çevrilmiş, Rusça filmler çekilmiş ve Ruslar arasında Nasreddin Hoca fıkraları tanınır hale gelmiştir. N. Osmanova'nın 1970'te Farsçadan Rusçaya çevirdiği 535 fıkra ihtiva eden Molla Nasreddin 100.000 adet basılmış; Nasreddin Hoca'nın hayatının roman tarzında anlatıldığı ve Orta Asyalı bir kişilik olarak ele alındığı Leonid Solovyov'un Povest o Hoce Nasreddine adlı iki ciltlik eseri ise çeşitli dillere çevrilerek yayınlanmış ve bir buçuk milyon tiraj ile şimdiye kadar bir Nasreddin Hoca kitabının ulaştığı en yüksek satış sayısına ulaşmıştır.

Karamanlıcaolarak 1908 yılında yayınlanan Meshur Nasradin Hoca ve Pelagati Mezhake.

Nasreddin Hoca hakkında birçok çocuk kitabının yayınlandığı Pakistan'da Seyyid Said Ahmet'in Molla Nasreddin Fıkraları adındaki Urduca 76 fıkra içeren kitabı bilimsel içeriği ile öne çıkmaktadır.[134] Çavduri Serdar Muhammet Han Aziz'in Nasreddin Hoca'nın hayatına ve 194 adet fıkrasına yer verdiği Molla Nasreddin kitabı ise ülkede konu üzerine yayınlanmış önemli eserler arasındadır. 1982'de Türkiye'ye göç eden Pakistanlılar arasında da Nasreddin Hoca fıkraları tespit edilmiş, İsveçli Türkolog Gunnar Jarring tarafından tespit edilen sözlü geleneğe ait bazı fıkralar yazıya geçirilmiştir.Tacikistan'da anlatılan Nasreddin Hoca fıkralarının ise İran ya da Türkmenistan yoluyla ülkeye girdiği düşünülmektedir. Ülkede yer alan Türklerin sözlü geleneğinde yer edinen Nasreddin Hoca'nın fıkraları Taciklerin millî güldürü tiplemesi Müşfikî ile birbirlerine bağlanmış durumdadır.

Batı Avrupa'da özellikle oryantalizmin etkisiyle Nasreddin Hoca üzerine çalışmalar hazırlanmıştır. Konu üzerine ilk eğilenler Fransızlar olup Fransa'da Nasreddin Hoca'ya dair ilk çalışma 1742 yılında İstanbul'da görevli bir diplomat olan Dominique Fornetty tarafından yapılmıştır.Antoine Galland ve Jean-Paul Garnier'in de üzerine çalıştığı Nasreddin Hoca fıkralarına dair yazmaların çoğunluğu günümüzde Fransa Millî Kütüphanesinde yer almaktadır. Almanya'da da Nasreddin Hoca ile ilgili çalışmalar yayınlanmış, ilk eser 1857 yılında 126 fıkra içerir halde yayınlanmıştır. Konuyla ilgili en geniş çalışma ise Albert Wesselski tarafından 1911 yılında Der Hodscha Nasreddin adıyla iki ciltlik eser halinde yapılmıştır. İlk ciltte Anadolu'daki Nasreddin Hoca ile ilgili bilgiler yer alırken ikinci ciltte Arap ülkeleri, Berberi ülkeleri, Malta, Sicilya, Calabria, Hırvatistan, Sırbistan ve Yunanistan'daki Nasreddin Hoca kültürleri ele alınmıştır. Paul Horn, Martin Harmann gibi Alman oryantalistler de konu üzerine yayınlar yapmıştır. Ayrıca Alman güldürü tiplemesi Till Eulenspiegel ile Nasreddin Hoca arasında ye kürküm ye gibi ortak anlatılar bulunmaktadır. Bir başka Avrupa ülkesi İtalya'ya Balkanlar, Romanya ve Yunanistan aracılığıyla giriş yapan Nasreddin Hoca fıkraları İtalyan güldürü tiplemeleri Bertoldo ve Giufà ile benzerlik taşımaktadır.Macarlarda da Nasreddin Hoca ile ilgili eserler hazırlayan araştırmacılar olup ilk Macarca eser Kitâb-ı Mukaddes'i de Macarcaya çeviren György Káldi tarafından 1631 yılında verilmiştir.[140] Ancak Nasreddin Hoca anlatılarının eğitici unsurları nedeniyle Orta Çağda dinî vaazlarda kullanıldığı bilinmektedir.[140] Nasreddin Hoca anlatılarının dinî anlatılarla karışması nedeniyle de Nasreddin Hoca fıkralarına benzer ancak baş karakterinin din adamı olduğu birçok Macar fıkrası bulunmaktadır.[140]János Munkácsy, Bertalan Szemere gibi araştırmacılar tarafından derlenen ve János Arany gibi şairlere ilham kaynağı olan Nasreddin Hoca fıkraları hakkında Macaristan'da yapılan en önemli yayınlar Türkolog Ignác Kúnos tarafından 1890'larda yapılmıştır.[140]

Nasreddin Hoca Kürtçe sözlü edebiyatta da yer edinmiş olup Melayê Meşhûr adıyla bilinmektedir.[141] Kürtçede söylenegelen fıkralar 1967'de Gîwî Mukriyanî, 1986'da ise Emîn Bozarslan tarafından derlenip kitaplaştırılmıştır.[142]

Sanat ve popüler kültürde Nasreddin Hoca[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir