Büyü ve sihirden korunmak için ne yapılmalıdır?
Sihir veya büyü literatürde el çabukluğu, göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi ya da şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası şeklinde tanımlanmıştır. (Bkz. “Sihir”, DİA, XXXVII, ). Sihir faaliyetlerinin, dini değerlerle bir bağlantısı olmadığı gibi bu işlerle uğraşanlar ahlaki bir amaç da gözetmezler. Bu tür uğraşılardaki temel hedef, çıkar sağlamaktıseafoodplus.info dini, büyük günahlar arasında saydığı sihri şiddetle yasaklamış, Kur’an-ı Kerim’de sihir yapanların ahiretten nasibi olmadığı ve bunu yapanların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği vurgulanmıştır (Bakara, 2/; Felâk, /4). Hz. Peygamber (s.a.s.) de sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman, ).Cahiliye devrinde sihir/büyü çok yaygındı. Cincilik, kâhinlik, yıldızlardan hüküm çıkarmak, fal oklarına başvurmak, iplere düğüm atıp üflemek gibi işlemler yapılırdı. Müşrikler bu durumun da etkisiyle işi, Kur’an’ın bir sihir eseri olduğunu ileri sürmeye kadar vardırmışlardı (Sâd, 38/4; Zârîyât, 51/52).Büyücülerin her şeyi bildiği, başaramayacakları şeylerin bulunmadığı şeklindeki inançlar İslam’a aykırıdır. Bu yüzden bazı müslüman bilginler, gerçekliği bulunmayan bir aldatmaca ve safsata olduğu gerekçesi ile büyünün gerçekliğini reddetmişlerdir (Bkz. Cassâs, Ahkâmü’l-Kur‘ân, I, 51; Nevevî, Ravda, IX, , ).Sihire ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah’a sığınmak ve ona güvenmektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), her şeyin şerrinden Allah’a sığınarak sürekli Felâk ve Nâs sûreleri ile Âyete’l-kürsî’yi okumuştur (Buhârî, Vekâle, 10; Fezâilü’l-Kur’an, 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 3). Ayrıca o, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’i (r.a.) nazar, büyü ve benzeri olumsuzluklardan korumak için şu duayı okumuştur:أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ ، وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّة “Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsu’l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36).Bunun yanında büyüye maruz kalan kimsenin, şifayı Allah’tan umarak güvendiği insanlara müracaatla kendisine Kur’an okutması ve dua ettirmesinde bir sakınca yoktur. Din İşleri Yüksek Kurulu 28 Eylül tarih ve sayılı kararında, Cenab-ı Hak’tan şifa umarak hastalara Kur’an-ı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumanın câiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu belirtmiştir.
Göz değmesine karşı nazar boncuğu takmak caiz midir?
Nazarın mahiyeti ve keyfiyeti kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen de kabul edilmektedir. Bir hadis-i şerifte, “Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.” (İbn Mâce, Tıb, 32) buyrulmaktadır. Resûlullah’ın (s.a.s.) nazar değmesine karşı Âyete’l-Kürsî ile İhlas ve Muavvizeteyn (Felâk, Nâs) sûrelerini okuduğu; ashabına da bunları okumalarını tavsiye ettiği; bunlardan kurtulmak için ayrıca doğrudan Allah Teâlâ’ya yakardığı rivayet edilmektedir (Buhârî, Tıb, 32, 38; Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 32, 36; Kamil Miras Tecrîd Tercemesi, XII, 90).Nazar konusunda Hz. Peygamberin tavsiyelerini uyguladıktan sonra sonucu yüce Allah’tan beklemek İslam inancının gereğidir. Dinimizde nihai etkiyi Allah’tan başkasına atfeden tutum, davranış ve inanışlar yasaklanmıştır. Bu sebeple nazar boncuğu ve benzeri şeylerin, bunlardan medet ummak amacıyla boyuna veya herhangi bir yere takılması caiz değildir. Bu tür davranışlarda bulunanlar hakkında Resûlullah (s.a.s.) “Kim nazarlık takarsa Allah onun işini tamama erdirmesin” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXVIII, ) buyurmuştur. Diğer bir hadiste ise nazarlık takan ve nazarlığa koruyucu etki atfeden kimsenin Allah’a ortak koşmuş olacağı ifade edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXVIII, ). Nazardan korunmak için böyle hurafeleri terk edip Hz. Peygamberin öğrettiği duaları yapmak gerekir (Buhârî, Tıb 38; Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 32; Kamil Miras Tecrîd Tercemesi, XII, 90). Bu çerçevede Felak ve Nâs sureleri yanında Hz. Peygamberin torunlarına yaptığı şu dua da okunmalıdır: “Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsu’l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36).
Vefk nedir? Yapılması ya da yaptırılması caiz midir?
Türkçe’de uyum anlamına gelen vefk, bir dörtgen şekil içindeki bölümlere birtakım sayı ve harfler yazılarak meydana getirilen şekil olup, bunu yapanlar, vefk aracılığıyla Allah’ın kendilerini koruyacak bir cin görevlendireceğini iddia seafoodplus.info dini, tevhid inancına zarar verdiği için falı, tılsımı ve büyüyü kesin olarak yasaklamıştır (el-Fetâvâ’l- Hindiyye, V, ).Cinlerden ve şeytanlardan yardım isteme anlamına gelen ve manası anlaşılmayan sihir ve tılsımlar insanı şirke kadar götürebilecek işlerdir (Nevevî, el-Mecmu’, IX, 66). Zira bu gibi işlerde hep aldatma, kötülük ve zarar söz konusudur (Cassâs, Ahkâmu’l-Kur’an, I, 61).
Muska kullanmak caiz midir?
Muska; hastalık, göz değmesi, afetten korunmak veya kurtulmak gibi amaçlarla insanların yanlarında taşıdıkları, içinde bazı ayet, hadis ve duaların yazılı bulunduğu metindir. Çok kere koruyucu bir malzemeye sarılı olarak kullanılıseafoodplus.infoan, nazardan korunmak, bazı hastalıklardan şifa bulmak için dua etmek, Kur’an-ı Kerim’den âyetler okumak, caizdir (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’an, 9; İbn Mâce, Tıb ). Âyet ve dua gibi metinlerin bir şeye yazılıp, insanların bedenlerine asılması veya iliştirilmesi konusunda Hz. Peygamberden bir rivayet yoktur. Ancak Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamberin (s.a.s.) “Sizden biriniz uykuda korkarsa ‘Allah’ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden, eksikliği olmayan Allah’ın sözlerine sığınırım.’ desin. O takdirde, hiçbir şey ona zarar vermez.” buyurduğunu bildirmiş ve Abdullah b. Amr’ın da bu duayı temyiz çağına gelen çocuklarına öğretip, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp boyunlarına astığını rivayet etmiştir (Ebû Dâvûd, Tıb, 19).Bazı fıkıh kaynaklarında, Kur’an-ı Kerim’den âyetler yazılıp muska yapılarak takılmasında sakınca görmeyen âlimler bulunduğu belirtilmektedir (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, ). Bununla birlikte, muskadan medet umma, onu koruyucu olarak algılama, Allah’tan beklenilecek şeyleri muskadan bekleme gibi olumsuzluklara sebep olacaksa muska kullanılması caiz değildir. Bu bağlamda insanların duygularını istismar edenlere karşı da uyanık olunmalıdır.
Yoga yapmanın hükmü nedir?
Yoga, Hinduizm ve Budizm’de kişiye birtakım ilâhî bilgiler ve yetenekler kazandırarak, onun arınmasına ve hakikate ulaşmasına aracı olması amacıyla uygulanan bir yöseafoodplus.info yıllarda ülkemizde bedensel egzersiz ve psikolojik terapi faaliyetleri görünümünde yaygınlaşan yoga merkezlerinin önemli bir kısmı kendilerini bu dinlerden ayrıştırarak bağımsız yoga uygulayıcısı oldukları söylemiyle faaliyet göstermektedirler. Ancak yoganın dinî bir yönünün bulunmadığı ve zihinsel arınmayı amaçlayan alıştırmalar olduğu söylemi tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Hint dinlerinde yoga, dinî bir uygulama olarak varlığını sürdürmektedir. (“Brahmanizm”, DİA, VI, )Buna göre bir Müslümanın, başka bir dinin inanç ve ibadetlerine dayandığını bilerek, yoga yapması uygun değildir.
Sihirin hakikati var mıdır? Bu işlerle uğraşanların dinî bakımdan durumları nedir?
Sihir veya büyü literatürde el çabukluğu, göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi ya da şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası şeklinde tanımlanmıştır. (Bkz. “Sihir”, DİA, XXXVII, ). Sihir faaliyetlerinin, dini değerlerle bir bağlantısı olmadığı gibi bu işlerle uğraşanlar ahlaki bir amaç da gözetmezler. Bu tür uğraşılardaki temel hedef, çıkar sağlamaktıseafoodplus.info’an-ı Kerim’de sihir olgusuna atıfta bulunmuş (Bakara, 2/; A’râf, 7/; Tâhâ, 20/66). Hz. Peygamber de (s.a.s.) sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İmân, ).Büyücülerin her şeyi bildiği, başaramayacakları şeylerin bulunmadığı şeklindeki inançlar İslam’a aykırıdır. Bu yüzden bazı müslüman bilginler, gerçekliği bulunmayan bir aldatmaca ve safsata olduğu gerekçesi ile büyünün gerçekliğini reddetmişlerdir (Bkz. Cassâs, Ahkâmu’l-Kur’an, I, 50; Nevevî, Ravda, IX, , ).Sihire maruz kalan bir kişi, çare olarak Hz. Peygamberin önerdiği korunma yöntemleri ile yetinmeli, cinci ve üfürükçülerin tuzağına düşmemelidir. Kendisine büyü yapıldığını sanan ruhsal problemli insanların doktor veya psikiyatri uzmanına müracaat etmeleri uygun olur.
Sihir veya büyü literatürde el çabukluğu, göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi ya da şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası şeklinde tanımlanmıştır. Sihir faaliyetlerinin, dini değerlerle bir bağlantısı olmadığı gibi bu işlerle uğraşanlar ahlaki bir amaç da gözetmezler. Bu tür uğraşılardaki temel hedef, çıkar sağlamaktır.
İslam dini, büyük günahlar arasında saydığı sihri şiddetle yasaklamış, Kur’an-ı Kerim’de sihir yapanların ahiretten nasibi olmadığı ve bunu yapanların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği vurgulanmıştır (Bakara, 2/; Felâk, /4). Hz. Peygamber (s.a.s.) de sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman, ).
Cahiliye devrinde sihir/büyü çok yaygındı. Cincilik, kâhinlik, yıldızlardan hüküm çıkarmak, fal oklarına başvurmak, iplere düğüm atıp üflemek gibi işlemler yapılırdı. Müşrikler bu durumun da etkisiyle işi, Kur’an’ın bir sihir eseri olduğunu ileri sürmeye kadar vardırmışlardı (Sâd, 38/4; Zârîyât, 51/52).
Sihire ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah’a sığınmak ve ona güvenmektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), her şeyin şerrinden Allah’a sığınarak sürekli Felâk ve Nâs sûreleri ile Âyete’l-kürsî’yi okumuştur (Buhârî, Vekâle, 10; Fezâilü’l-Kur’an, 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 3).
Peygamberimiz (s.a.v) torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’i (r.a.) nazar, büyü ve benzeri olumsuzluklardan korumak için şu duayı okumuştur:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ ، وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّة
“Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsu’l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36).
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِۙ ﴿١﴾ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَۙ ﴿٢﴾ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ ﴿٣﴾ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِۙ ﴿٤﴾ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ ﴿٥
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’l-felak. 2- Min şerri mâ halak.
3- Ve min şerri ğâsikın izâ vekab.
4- Ve min şerri’n-neffâsâti fi’l-ukad.
5- Ve min şerri hâsidin izâ hased.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
1- De ki: ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe sığınırım,
2- Yarattığı şeylerin şerrinden,
3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
4- Düğümlere üfleyenlerin şerrinden,
5- Ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden. (Allah’a sığınırım).
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ ﴿١﴾ مَلِكِ النَّاسِۙ ﴿٢﴾ اِلٰهِ النَّاسِۙ ﴿٣﴾ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ ﴿٤﴾ اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِۙ ﴿٥﴾ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ ﴿٦
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’n-nâs. 2- Meliki’n-nâs.
3- İlâhi’n-nâs.
4- Min şerri’l-vesvâsi’l-hânnâs.
5- Ellezî yuvesvisu fî sudûri’n-nâs.
6- Mine’l-cinneti ve’n-nâs.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
1- De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
2- İnsanların malikine,
3- İnsanların (gerçek) ilahına;
4- İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden.
5- O ki, insanların göğüslerine (kötü düşünce, şüphe) vesvese verir.
6- Gerek cin, gerekse insanlardan (olan vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım.)
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اللّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
“Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
1- Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yü-hîtûne bi'şey'in min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.
Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla.
1- Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları
Duaları okumanın yanında büyüye maruz kalan kimsenin, şifayı Allah’tan umarak güvendiği insanlara müracaatla kendisine Kur’an okutması ve dua ettirmesinde bir sakınca yoktur.
Din İşleri Yüksek Kurulu 28 Eylül tarih ve sayılı kararında, Cenab-ı Hak’tan şifa umarak hastalara Kur’an-ı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumanın câiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu belirtmiştir.
İslam ve İhsan
Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Nazar, sözlükte kelime olarak 'bakmak, görmek, düşünmek' anlamlarını taşır. Kıskançlık duygusunun eşlik ettiği zarar verici bir etkiye sahip olan nazardan korunmak için okunacak dualar vardır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s) okuduğu nazar duası ve nazar ayeti bu noktada akıllara gelen ilk seçenektir. Özellikle hamileler ve bebeklerin nazardan daha çok etkilendiğine inanılırken, bebekler için ve kendine nazar duası okumak isteyenler nazara karşı okunacak dualar için doğru yerdeler. İşte, aileye, eve, bebeklere Nazar duası Arapça yazılışı, Türkçe anlamı ve nazar ayetleri!