nene hatun ülkemiz için neler yapmıştır / Nene Hatun neden kahramandir? – seafoodplus.info

Nene Hatun Ülkemiz Için Neler Yapmıştır

nene hatun ülkemiz için neler yapmıştır

Osmanlı tarihinin "93 Harbi" olarak adlandırılan en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşı sırasında beşikteki bebeğini bırakarak cepheye koşan kahraman Türk kadını Nene Hatun'un cesareti ve fedakârlığı, Türk kadınının kahramanlığını gözler önüne sermişti. İşte bu cesaret timsali Nene Hatun, 22 Mayıs 'te Hakk'ın rahmetine kavuştu. Nene Hatun'u vefatının 63'üncü yılında saygı ve rahmetle anıyoruz.

Osmanlı tarihinin en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşı, Osmanlı açısından büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmıştı. Söz konusu dönemde Rus ordusunun baskınla aldığı kent merkezi yakınındaki Aziziye Tabyaları, Erzurum halkının da yardımıyla yapılan karşı baskınla Ruslardan geri alınmıştı.


CESARET VE KAHRAMANLIK TİMSALİ: NENE HATUN

RUSLARA KARŞI ERZURUM'DA DİRENEN KAHRAMAN

yılında Erzurum'un kuzeydoğusundaki kent merkezine 25 kilometre mesafede yer alan Çeperli köyünde doğan Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin gitti.

O dönemde Osmanlı, büyük harplerin ve siyasi gerginliklerin yılgınlığı içerisindeydi. 93 Harbi yılında patlak verdi. Rus akınlarına karşı Osmanlı'da muazzam bir direniş vardı. Plevne'de Osman Paşa, bugün bile akıllardan silinmeyecek bir mukavemet gösterdi. Kafkaslar'da ise Ahmet Muhtar Paşa'nın namı dört bir yana yayılmıştı. Ahmet Muhtar Paşa üç taburla Topdağı'na çıktı. Oranın kumandanı Müşir Hasan Tahsin Paşa'nın da ne olup bittiğine dair bilgisi yoktu. Bulunduğu tepeden Ahmet Muhtar Paşa gözlerini Aziziye istihkâmlarına dikti. Tabyaların birinde boğazlaşma sürüyor, diğer ikisinden ses seda çıkmıyordu. Sessizliğe gömülü olanların el değiştirmiş olabileceğini tahmin etmesine rağmen fazla emin olamıyordu. Duruma göre hareket etmesini emrederek ihtiyat kuvvetlerinin kumandanı Kaptan Mehmet Paşa'yı, Aziziye Tabyası'na gönderdi.

Aziziye Tabyası'nda gittikçe yoğunlaşan top tüfek gümbürtüleri Erzurum halkını uyandırmıştı. Bütün camilerden halkı savunmaya teşvik edici konuşmalar yapılıyor, Ayaz Paşa Camii'nin müezzini, 80 yaşındaki Hacı Abdullah da gür sesiyle ortalığı inletiyordu:

"Ey ahali! Ey Erzurumlular! Moskof kâfiri Aziziye'yi bastı. Allah'ını seven, eli silâh tutan herkes, askerimizin yardımına koşsun! Vatanını seven yetişsin!"

AZİZİYE TABYASINA ANIT DİKME PROGRAMINDA NENE HATUN'UN ÖZEL GÖRÜNTÜLERİ

SAKIN CANLI TESLİM OLMAYIN!

Nene Hatun'un Eşi Nalbant İbrahim, baltasını kaptığı gibi dışarı fırladı. Üç beş adım attıktan sonra geri döndü:

"Nene, Rus tabyalara girmiş. Sen evde kal, çocuğa sahip ol, peşimizden gelme! Ben düşmanın üzerine gidiyorum. Biz Rus'u durdururuz, ama eğer düşman bizi çiğner de şehre girerse; siz kendinizi boğun; sakın canlı teslim olmayın!"

Nene Hatun'un dillere destan olan hikâyesi bu sırada başlayacaktı. Nene Hatun, 3 aylık bebeğini evde bırakarak "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar" diyerek bebeğini beşikte bırakıp satırı kaptığı gibi o da dış kapıya fırladı. Ellerinde taş, sopa, balta, kazma, tırpan bulunan müthiş bir kalabalık Kars kapıya, Kavak kapıya doğru akıyordu. Nene Hatun, Köse Mehmet Ağa'nın karısı Şerife'yi, Kara Fatma'yı, Topal Gülizar'ı kalabalığın arasında görünce, ölüme giderken can yoldaşlarını bulmuş gibiydi. Ayaz Paşa Camii imamının gür sesini kalabalığın ancak bir kısmı duyabiliyordu.

Halk, omuz darbeleri ile tabyanın demir kapısını devirip içeriye girdi. İlk girenler düşman ateşi ile yere serilmişti; fakat şehitlere basarak hücuma devam eden ahali, kısa sürede Rus askerinin boğazlarına sarılmaya başlamıştı. Rus askerleri ardı ardına yıkılıyor, kışla kan gölüne dönüyordu. Sonunda Aziziye kurtarılmış, 'e yakın Moskof askeri öldürülmüş, binlercesi de yaralanmıştı. Halktan da çok şehit ve yaralı vardı. Nene Hatun da yaralanmış, elinde satırı olduğu halde dövüşürken aldığı yaranın etkisiyle kanlar içinde yere yıkılmıştı. Fakat baygın bulunduğu o anlarda dahi kanlı satırını sımsıkı kavramıştı… Göğüs göğüse geçen bir muharebe sonunda Ruslar, Aziziye Tabyasından uzaklaştırıldı. (Mehmed Niyazi Özdemir/Yeni Şafak)

NENE HATUN'UN FEDAKÂRLIKLARI

Nene Hatun'un 4 erkek, 2 tane de kız çocuğu olmuştu. 93 Harbi sonrasında Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı derken oğullarından ikisini de cephede şehit verdi. Fakat Nene Hatun ve onun hikâyesi esasında yılında, 93 Harbi gazileriyle yapılan bir röportaj vasıtasıyla tanındı. O günden sonra da asla unutulmadı.

Geçim sıkıntısı çeken Nene Hatun, yılında ulusal kadın kahramanlardan Name Hanım ile birlikte cumhurbaşkanına bir dilekçe yazarak yardım istemiştir. Nene Hatun, yılından itibaren Aziziye Anıtı yapılması çalışmaları sırasında yeniden gündeme geldi. 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Refik Koraltan ve karargâhı Erzurum'da bulunan Üçüncü Ordu'nun Komutanı Nurettin Baransel Paşa, dönemin belediye başkanı, Erzurum valisi ile TBMM'nin Nene Hatun'a sahip çıkmıştır. yılında 30 Ağustos Zaferi kutlamalarında kendisine "3. Ordunun Nenesi" unvanı verildi. Türk Kadınlar Birliği'nin girişimi ile Türkiye'de ilk defa Anneler Günü'nün kutlandığı yılında Birlik kendisine "Yılın Anası" unvanı verdi.

Nene Hatun, zatürre teşhisiyle tedavi gördüğü Erzurum Numune Hastanesi'nde 22 Mayıs günü 98 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi, resmi törenle Aziziye Şehitliği'ne defnedilmiştir.

"ÇÜNKÜ KAHRAMAN OLARAK YARATILMIŞLARDIR"

Kore'de Türk süngüsünün bütün dünyanın gözlerini kamaştırmasından sonra, Erzurum'a gelen NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in Nene Hatun'u cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öpmesi, kahraman Türk kadınının vatanı için tüm fedakârlığı yapabileceğini gösteren Nene Hatun isminin çok daha fazla tanınıp bilinmesini sağladı.

General Ridgway (Riçey) kerpiç bir evde, tertemiz bir odada yatan Nene Hatun'un yatağına yaklaşır ve yanındakilere dönerek şunları söyler:

"Birçok millet kahramanlarını sadece kahramanlık sanatı olan orduların içinde arar ve ancak bu şekilde bulur. Türklerde ise hakiki kahramanlar, akla gelmeyen mütevazı köşelerin iddiasız sakinleridir. Mamafih kahraman olmaya ihtiyaçları da yoktur; çünkü kahraman olarak yaratılmışlardır. Nene Hatun'un elini bu duygularla öpüyor, onu tanımış olmakla iftihar ediyorum."

Nene Hatun kimdir? Kısaca Nene Hatun'un hayatı

Haberin Devamı

Cesareti ve fedakarlığı ile Türk kadınının kahramanlığını gözler önüne seren Nene Hatun, Osmanlı tarihinin "93 Harbi" olarak adlandırılan en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşı sırasında beşikte bebeğini bırakarak cepheye koşmuş, o günden bu yana yaptığı bu fekadarlık nesiller boyu gelecek kuşaklara aktarılmıştır. İşte, Erzurumlu Nene Hatun'un kısaca hayat hikayesi

Erzurum'un kuzeydoğusundaki kent merkezine 25 kilometre mesafede yer alan Çeperli köyünde yılında doğan Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin gitti. Kahraman Türk kadını Nene Hatun, Osmanlı tarihinin "93 Harbi" olarak adlandırılan en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşına 22 yaşında gencecik bir kadın olmasına rağmen "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar" diyerek bebeğini beşikte bırakıp Erzurum halkıyla cepheye koştu.

Haberin Devamı

Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran, Türk kadınının kahramanlığının simgesi olan Nene Hatun'un bugün de dillerden düşmeyen bu cesareti nesilden nesle aktarılıyor.

NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in Erzurum'da Nene Hatun'u cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öpmesi, kahraman Türk kadınının vatanı için tüm fedakarlığı yapabileceğini gösteren Nene Hatun isminin çok daha fazla tanınıp bilinmesini sağladı.

Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını alan Nene Hatun'un dördü erkek, ikisi kız altı çocuğu dünyaya geldi.

İlk çocuğu Nazım'ı ve sonradan doğan iki oğlunu 1. Dünya Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle kaldırıldığı Numune Hastanesinde 22 Mayıs 'te vefat etti. Hayatının son günlerinde 8 Mayıs 'te "yılın annesi" seçilen kahraman Türk kadını Nene Hatun'un mezarı, Erzurum'da kahramanca mücadele ettiği Aziziye Tabyaları'nda bulunuyor.

Cesaretin Timsali Nene Hatun kimdir, neler yapmıştır, Nene Hatun hikayesi kısacası Nene Hatun hakkında bilmek istediğiniz her şeyi bu yazıdan bulacaksınız. Türk Tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan ve Cesaretin timsali olarak görülen Nene Hatun’un hikayesi adeta yüreği yaralayacak cinsten. Peki Nene Hatun kimdir ve Neler yapmıştır? Birçok okula, hastaneye adını veren bu şanlı anamızın hikayesine bir göz atalım.

Türk Tarihine’93 Harbi’ adını yazdırmış olan ve Türk-Rus Savaşlarında Erzurum‘un Aziziye Tabyası’nda gösterdiği kahramanlıkla tarihin altın sayfalarına adını yazdırmış olan Nene Hatun efsaneleşmiş bir annemizdir.

Nene Hatun Ne Zaman, Nerede Doğdu?

Nene Hatun, tarihinde Erzurum’un Pasinler ilçesi Çeperler Köyü’nde dünyaya gözlerini açtı. Daha 20’li yaşlarda bir gelinken, yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda ( Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak geçmektedir.) Aziziye Tabyası’nı taş, kazma, sopa ve kürekle savaşarak Rus Askerlerine meydan okuyanların başında gelmiştir.

Erzurum ilimizdeki Aziziye Tabyası’nın savunulması aşamasında örgütlenmenin başında olan, insanların morallerini yüksek tutan ve kahramanca mücadele ederek adını tarihe yazdıran Nene Hatun’u diğerlerinden ayıran en önemli özellik 3 aylık küçücük kızını ve yine 3 yaşındaki oğlunu bırakarak yurdun savunmasına kahtamanca katılmasıydı. Kahramanlık kanında olacak ki küçük oğlu Mehmet Çanakkale savunmasında şehit düşmüştür.

yılınnın 8 Kasım gecesinde bölge halkından hayinler içerisinde bulunan Osmanlı vatandaşı Ermeni çeteleri Erzurum Aziziye Tabyası’na gizliden sızarak, Tabyayı savunan Türk askerlerini uykuda yakalayarak kılıçtan geçirerek öldürdüler. Bu esnada arkadan gelen Rus askerleri herhangi bir savunma ile karşılaşmadan tabyayı ele geçirdi. Nu katliamdan kurtulan askerlerden biri Erzurum Halkına Rus askerlerinin tabyayı ele geçirdiği ve Erzurum’a doğru ilerledikleri haberini ulaştırdı.

 

Nene Hatun Kimdir, Neler Yapmıştır?

Haberi alan Kahraman Erzurumlular, kadın erkek olmalarına ve yaşlarına bakmadan ellerinde ne varsa Tüfek,  sopa, balta, tırpan, satır ne aldılarsa Tabyaya doğru ilerlemeye başladılar.  Nene Hatun eline aldığı Satır ile saflara karıştı. Erzurumlular şehirlerini savunmak için ağır silahlanmış Rus askerlerine karşı savaşmaya gittiler.

Rus askerleri halk üzerine silahlarla ateş açtılar. yaklaşık olarak kişi bu yaylım ateşinde yaşamını yitirdi. Az sayıdaki Erzurumlu, Aziziye Tabyası’nın demir kapısını kırarak tabyanın içerisine girerek buradaki ’den çok Rus’u sopalarla, satırlar ile öldürerek Tabyayı geri aldılar. Bu savunmanın başından sonuna kadar savaşan Nene Hatun çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. 

Nene Hatun ve beraberindeki kahramanların tüm bu mücadelesi vatan savunması uğruna  tüm düşmanın yurttan atılmasına kadar devam etti. Nene Hatun hem savaştı. Hem de yaralı vatandaşlara yemek pişirerek, hemşirelik yaparak, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak tarihimizin destanlaşan şahsiyetlerinden biri haline geldi.

Nene Hatun Ne Zaman Nerede Kaç Yaşında Öldü

Türk tarihine adını yazdıran bu cesaret timsali annemiz Nene Hatun,  Senesinde yani 98 yaşında Erzurum’da zatürre hastalığından ötürü yaşama gözlerini yummuştur. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesinde büyük başarılar kazanılmasına sebep olduğu Aziziye Tabyası’na defnedilmiştir. Ölmeden birkaç yıl önce yılın annesi ödülünü almıştır.

Originally posted

İlginiz Çekebilir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir