Doğum eyleminin gebelik haftası tamamlanmadan önce başlamasına erken doğum tehdidi (EDT), eylemin bebeğin doğumuyla sonuçlanmasına preterm (zamanından önce) doğum ya da erken doğum adı verilir. Zamanından önce doğan bebek prematüre (olgunlaşmamış) olarak adlandırılır.
Tüm gebeliklerin yaklaşık %8'i erken doğum ile sonuçlanır.
Prematüre bebekte organ sistemleri ve özellikle de akciğerler tam olarak olgunlaşmamıştır ve bu nedenle erken doğum, bebeğe yoğun bakım uygulanmasını gerektiren ve/veya bebeğin doğumdan sonra erken dönemde kaybedilmesine yol açan nedenler arasında en ön sırada yer alır.
Erken doğum eylemi tanısı erken konursa durdurulabilir. Bu yüzden her anne adayının erken doğum tehdidi hakkında bilgi sahibi olması ve belirtilere karşı duyarlı olması önemlidir.
Doğum eylemi çoğu durumda kendi kendine başlar. Anne ve/veya bebek hayatının tehlikede olduğu durumlarda ise doktor tarafından erken doğum kararı verilir ve induksiyon (suni sancı) ya da sezaryen yolu ile doğum gerçekleştirilir.
Doğum eylemini erken başlatan çok sayıda etken vardır. Bunlar arasında en etkili olanlar çoğul gebelik ve polihidramniyostur (bebeğin sıvısının normalden fazla olması). Bu iki durum rahimin kapasitesinden daha fazla gerilmesine ve bu büyük yükten "kurtulmak için" miyad dolmadan kasılmasına yol açabilir. İkiz gebelikte doğumun tekil gebeliklerden daha erken başlaması kuraldır ve bazı durumlarda eylem haftadan önce başlayabilir. Suların miyad dolmadan erken gelmesi, yani erken membran rüptürü (EMR) de doğum eylemini başlatan diğer bir etkendir. Suların gelmesiyle açığa çıkan bazı maddeler ve olaya eklenen enfeksiyon erken doğum eylemini tetikler.
Genital sistem enfeksiyonları (özellikle B grubu streptokoklarla meydana gelen enfeksiyonlar, bakteryel vajinozis ve trikomonaslara bağlı vajinit, klamidyalar, anaerob bakteriler, ureoplasma ve mikoplazmalarla oluşan enfeksiyonlar ) ve üriner sistem (idrar yolları) enfeksiyonları erken doğum eylemini başlatabilir.
Placenta previa (plasentanın doğum kanalını kapatması), ablatio placenta (plasentanın erken ayrılması) gibi durumlarda da doğum eylemi daha erken başlayabilir.
Anne adayının beslenmesinin yetersiz olması, sosyoekonomik seviyesinin düşük olması, yaşanılan coğrafi bölgenin özellikleri, anne adayında ciddi anemi (kansızlık), sigara kullanımı gibi etkenler de doğum eylemini başlatmada etkili olabilmektedir.
Tüm erken doğumların yaklaşık %30'luk kısmı doktor kararıyla gebeliğin sonuçlandırılması şeklinde gerçekleşir.
Anne hayatının tehlikede olduğu her durumda bebeğin olgunlaşma derecesine bakılmaksızın doğum indüksiyon (suni sancı) ile ya da sezeryan uygulanarak gerçekleştirilir. Gebeliğin devamının sakıncalı olduğu ağır preeklampsi, eklampsi, HELLP sendromu gibi durumlar, anne adayının ağır kalp hastalığının olması, ya da aşırı kanamalı durumlar (placenta previa ve ablatio placenta) bu duruma örnek olarak verilebilir.
Fetusun rahim içinde yaşamaya devam etmesinin sakıncalı olduğu durumlarda da doğum gerçekleştirilir. Bunun en iyi örneği fetal distres (oksijensiz kalma olasılığı) gelişmesidir. Bebek için ağır oksijensiz kalma riski gelişmesi durumunda bebek ölmeden ya da asfiksi gelişmeden önce gerekirse sezeryan ile doğum acil olarak gerçekleştirilir ve bebeğe doğduktan sonra gerekli tedavi yapılır.
Anne adayına rahim kasılmalarını sağlamak amacıyla damar yoluyla serum içinde oksitosin hormonu verilmesinden ibarettir. İndüksiyon öncesi rahim ağzı olgunlaşmasına bakılır ve olgun olmayan rahim ağzının olgunlaşmasını sağlamak amacıyla gerekirse bölgeye prostaglandin uygulanır. Rahim ağzı olgunlaştıktan sonra indüksiyona geçilirse indüksiyonun başarıya ulaşma şansı (doğum eylemini başlatma şansı) çok yüksektir.
Doğum eylemi indüksiyon ile başlatıldığında sonuç alınamazsa sezaryen ile doğum yolu seçilir.
Çok acil durumlarda (aniden gelişen fetal distres gibi) indüksiyon denenmeksizin direkt olarak sezeryan ile doğum gerçekleştirilir.
Görünürde obstetrik (gebelikle ilgili) ya da tıbbi hiçbir problemi olmayan, düzenli doktor kontrollerine devam eden bir anne adayının erken doğum yapma riski düşüktür.
Doğum eyleminin zamanından önce başlaması başta rahim kasılmaları olmak üzere anne adayı tarafından farkedilebilen çok çeşitli belirtiler verir. Bu belirtilerin her anne adayı tarafından bilinmesi gereklidir.
Erken doğumun gerçekleşmesi için temel şart rahim kasılmalarının olmasıdır. Kasılma olmadan rahim ağzı açılmaz. Kasılmalar bazı anne adaylarında kendini ağrıyla belli ederken bazı anne adaylarında hiç bir ağrıya yol açmayabilir.
Kasılmalarınızın olup olmadığını anlamak için avcunuzun içini karnınıza hafifçe dokundurunuz.
Avucunuzun altında rahiminizin "toplanıyor" hissi yaratması kasılma belirtisidir. Bu esnada ağrı duyulması şart değildir.
Bu kasılmaların sıklığını ve süresini ölçünüz. Saatte dört kez ya da daha sık ortaya çıkan kasılmalarda mutlaka doktorunuza haber veriniz.
Erken doğum tehdididinin diğer önemli belirtileri arasında pelviste dolgunluk hissi, adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar, pozisyon değiştirmekle geçmeyen bel ağrıları, vajinal akıntının artması ya da niteliklerinin değişmesi (daha müköz, daha sulu ya da kanlı akıntı ortaya çıkması), ishalle beraber olan ya da tek başına ortaya çıkan barsak krampları yer alır.
Bu durumda yine kasılmalarınızı elle kontrol ediniz.
Bu belirtiler kasılma olmadan tek başlarına bir anlam taşımazlar.
Ancak bu belirtilerden biri varsa ve kasılmalarınızın olup olmadığından emin değilseniz yine doktorunuza başvurmalısınız.
Gerçek Erken Doğum Tehdidi (EDT) tanısını koymak her zaman kolay değildir. Gerçekte EDT olmayan bir anne adayına EDT tanısı koymak anne adayının yan etkileri ciddi olabilen ilaçlarla tedavi görmesine ve uzun süreler hastanede yatmak zorunda kalmasına yol açar. Aksine EDT olan adayına tanının konamaması ise prematüre bir bebeğin doğumuyla sonuçlanır. Prematüre bebek ise yoğun bakım gerektirecek durumlarla ve hatta ölüm riskiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle çok hassas davranılmakta ve muhtemelen gerektiğinden daha fazla sayıda olguda EDT tanısı konmaktadır. EDT şüphesinde anne adayının risk faktörlerinin ve klinik bulgularının dikkatlice değerlendirilmesi gereksiz yere EDT tanısı konan olguların sayısını azaltabilir.
İlk incelemeler:
Kasılmalarla başvuran bir anne adayında vajinal kanama yoksa ilk yapılacak inceleme genel anamnez ve gebelik muayenesi sonrası steril vajinal tuşedir ("alttan muayene"). Vajinal tuşe yapılmadan hemen önce rahim ağzına spekulum ("metal alet", artık plastikten yapılmaktadır) yerleştirilerek vajinanın derinliklerinden sıvı örneği alınır. Bu alınan sıvıda pH ölçümü yapılarak (AMNİSURE) erken membran rüptürü (EMR), yani suların boşalıp boşalmadığı, anne adayının suyunun gelip gelmediğinin araştırması yapılır. Bu inceleme önemlidir zira erken doğumların bir kısmı gebe tarafından fark edilen ya da fark edilmeyen EMR sonrası başlayabilir. Tüm anne adaylarına yapılan rutin incelemeler (tam kan ve tam idrar tetkiki, idrar kültürü) dışında gerekirse gonore, B grubu streptokok ve klamidya bakterileri için vajinal kültür alınır.
Vajinal muayenede rahim ağzı açılması belli bir seviyenin üzerindeyse (yaklaşık dört cm.) EDT tanısı kesindir. Bu açıklıkta ilaç tedavisiyle doğum eylemini durdurma şansı çoğunlukla olmadığından doğum eylemi kendi seyrine bırakılır. Doğumun prematüre bebeğe yoğun bakım olanaklarının olduğu bir hastanede gerçekleşmesi gerekir.
Tuşede rahim ağzı açılması varsa ve açıklık dört cm. altındaysa, rahim ağzında silinme (incelme) varsa kasılmalar takip edilir. Bu amaçla ya elle kasılma takibi yapılır ya da kardiyotokografi cihazından (NST) faydalanılır. Yapılan 20 dakikalık incelemede dört ya da daha fazla sayıda kasılma saptanması durumunda EDT tanısı kesindir. Anne adayı hastaneye yatırılır ve tokoliz (doğum eylemini durdurma) tedavisine başlanır.
Kasılmalarla başvuran ve takipte etkin kasılmaları olan ancak rahim ağzı bulguları çok hafif ilerleme gösteren olgular tanıda problem yaratır. Bu durumda tanıyı kesinleştirmek için hastanede takip yapılır. Anne adayı sol yanına yatırılarak damar yolu açılır ve sıvı verilir. İki sattlik aralarla yapılan vajinal muayenelerden herhangi birinde rahim ağzı açıklığındaki değişiklik ilerliyorsa EDT tanısı kesindir ve tokoliz tedavisi başlanır. Rahim ağzı açıklığında değişiklik saptanmadığı sürece tuşelere iki sattlik aralıklarla devam edilir. Değişme oluştuğu anda tokoliz başlanır. Bu takip kasılmalar durana kadar devam eder. Değişme olmazsa kasılmalar kendi kendine durana kadar takip devam eder.
Şartlar uygun olduğunda erken doğum eylemini durdurmak ve bebeğin büyümesi için zaman kazanmak mümkündür. Ancak kullanılan ilaçlar (nifedipin (Nidilat), ritodrin (Pre-Par) ve magnezyum sülfat gibi) yan etkileri ciddi olabilen ilaçlar olduğundan erken doğum tanısının doğru konması ve tedaviyi alması sakıncalı ya da gereksiz olabilecek anne adaylarının belirlenmesi önem kazanır.
Bu amaçla erken doğum tehdidi konan anne adayının rutin antenatal tetkikleri yapılır, ultrason ile gebelik haftası belirlenir ve anomali araştırması yapılır. 28 haftanın üzerindeki gebeliklerde kardiyotokografi cihazı ile fetusun iyilik hali ve kasılmaların seyri değerlendirilir (NST). Tokoliz tedavisinin başarısız olma olasılığı göz önünde bulundurularak tedavi mutlaka prematüre doğan bir bebek için yoğun bakım şartlarının bulunduğu bir hastanede yapılır.
Kanaması olan ve kanamasının nedeni tam belirlenemeyen, ablatio placenta (plasentanın erken ayrılması) şüphesi olan, koryoamnionit (suların erken gelmesine bağlı rahim iltihabı) bulguları olan, bebeği ölü olan, bebeğinde gelişme geriliği olan, bebeğinde yaşamla bağdaşmayan anomalisi (sakatlığı) olan (anensefali gibi), ciddi fetal distres (bebeğin uzun zamandırn oksijensiz kalması) bulguları olan anne adaylarında erken doğum bulguları olsa da tedavi başlanmaz.
gebelik haftasını tamamlamış olan anne adaylarında ve rahim ağzı açıklığı dört santimetre ve üzerinde olan anne adaylarında da doğum çoğunlukla kendi seyrine bırakılır.
Tokoliz (erken doğumu durdurucu tedavi) uygulanması:
Tokolizde rahim kasılmalarını durdurmaya yönelik farklı ilaçlar kullanılır. En sık ağız yoluyla nifedipin (Nidilat) ve magnezyum sülfat kullanılır. Tedaviye başlandığında ayrıca anne adayına "kalçadan akciğer olgunlaşmasını sağlayıcı iğne" (Celeston) uygulanır. Bu kortizon enjeksiyonu, sanıldığının aksine kortizon hormonunun klasik yan etkilerinin oluşmasına neden olmaz, zira bu doz yüksek bir doz değildir, amaç bebeğin akciğer gelişimine katkıda bulunarak bebek erken doğduğunda yaşama olasılığını artırmak ve küvözde geçireceği süreyi kısaltmaktır.
İkinci seçenek olarak kullanılan magnezyum sülfat preeklampsi tedavisinde de kullanılan ve kendine özgü ciddi yan etkileri olabilen bir ilaçtır. Özellikle çoğul gebeliklerde, anemisi olan gebelerde, tokoliz uygulamasının sakıncalı olduğu durumlarda yapılan uygulamalarda, kalp hastalığı olan anne adaylarında, tanısı konamamış koryoamniyonit ya da ablatio placenta varlığında, yaşı ileri olan (35 yaş üzeri) anne adaylarında, intravenöz tedavinin 24 saatten daha uzun sürmesi durumunda ilaca bağlı ciddi yan etkilerin ortaya çıkma olsılığı artar.
Tedavi esnasında anne adayının tansiyon, nabız, ateş gibi yaşamsal bulguları kontrol altında tutulur.
Kasılmalar tümüyle durduktan sonra tedaviye 12 saat daha devam edilir ve kasılmaların bittiğinden emin olunduğunda intravenöz uygulamaya son verilerek aynı ilacın ağızdan alınan tablet şekliyle tedaviye geçilir. Muhtemel bir tedavi başarısızlığı ve erken doğum olasılığı gözönünde bulundurularak fetusun akciğerlerinin olgunlaşmasını hızlandırmak amacıyla anne adayına steroid içerikli ilaç enjeksiyonu bu aşamada çoktan yapılmış durumdadır.
Tokoliz tedavisi şartlar elverdiği sürece gebelik haftasına kadar devam ettirilir ve bu süre içerisinde anne adayı hastanede sıkı takip altında tutulur. Tokoliz tedavisine rağmen kasılmaların durmaması ve rahim ağzı değişikliklerinin ilerlemesi durumunda tedavi başarısız kabul edilerek kesilir. gebelik haftası bittiğinde artık bebek olgunlaşmış kabul edildiğinden tedavi kesilir ve anne adayı evine gönderilir. Doğum eylemi başlamadığı sürece haftalık rutin antenatal kontrollerine gelmesi önerilir.
Tedavi genellikle baştan sona kadar hastanede uygulanır. Ancak bilinçli hastaların tedavilerine evde sürdürmelerine izin verilebilir. Evde tedavisi uygun görülen anne adaylarının kullandıkları ilaçların yanetkilerine karşı hassas olmaları gerekir. Bu anne adaylarına elle kasılma takibi öğretilir ve EDT belirtileri ortaya çıktığında hemen başvurmaları öğütlenir.
EDT tedavisinde ilaç kullanımı yanında istirahat edilmesi de çok önemlidir. Yeterli beslenme ve özellikle yaz aylarında yeterli sıvı alınması çok büyük önem taşır.
Düzenli olarak gebelik kontrollerine gidilmesi ve bertaraf edilebilen risk faktörlerinin saptanarak giderilmesi (anemi, idrar yolu enfeksiyonları, rahim ağzı ve vajinadaki enfeksiyonlar gibi) EDT riskini azaltabilir. EDT açısından yüksek risk altında olan anne adaylarının daha sık doktor kontrollerine gitmesi önemlidir.
ERKEN DOĞUMLA İLGİLİ DİĞER KONULAR:
İLGİLİ KONULAR:
NDCARD' aadaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eer;
Ölümcül bir hipertansiyon türü olan malign hipertansiyon ve dolaan kan hacminin veya plazmann anormal derecede azalmas durumu olan hipovolemi bulunan diyaliz hastalarnda kan basnc belirgin derecede düebilir.
Kalp krizine (miyokard enfarktüsü) yönelik ikincil koruma amacyla kullanlmamaldr.
NDCARD' aadaki durumlarda DKKATL KULLANINIZ
Eer,
Aadaki durumlardan birini fark ederseniz doktorunuza söyleyiniz:
Ayrca, aadaki durumlar da doktorunuza bildiriniz:
Bu uyarlar, geçmiteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza dannz.
NDCARD'n yiyecek ve içecek ile kullanlmas
NDCARD' yemekler ile birlikte veya yemeklerden bamsz olarak alabilirsiniz.
lac greyfurt suyu ile birlikte almaynz.
Hamilelik
lac kullanmadan önce doktorunuza veya eczacnza dannz.
Nifedipin tedavisi gerektiren klinik koul olmadkça, NDCARD hamilelikte kullanlmamaldr.. Hamilelikte yalnzca doktorunuz tarafndan özel durumlarda önerildiinde NDCARD kullanabilirsiniz.
Tedaviniz srasnda hamile olduunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacnza dannz.
Emzirme
lac kullanmadan önce doktorunuza veya eczacnza dannz..
Emziriyorsanz NDCARD kullanmaynz. Emziriyorken NDCARD kullanmanz gerekiyorsa, ilac kullanmadan önce doktorunuza dannz
Araç ve makine kullanm
NDCARD ba dönmesi, baylma, yorgunluk ve göz bozukluklarna sebep olabilir. Eer bu belirtiler sizde varsa, araç ve makine kullanmaynz. Özellikle tedavinin banda ve tedavi deitirildiinde ve alkolle birlikte alndnda dikkatli olunmaldr.
NDCARD'n içeriinde bulunan baz yardmc maddeler hakknda önemli bilgiler
NDCARD, metilhidroksi benzoat sodyum içerdiinden alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmi) sebebiyet verebilir.
NDCARD, sunset yellow içerdiinden alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir.
Dier ilaçlar ile birlikte kullanm
Baz ilaçlar ile birlikte kullanldnda NDCARD'n ya da kullanlan dier ilacn etkisi deiebilir.. Aadaki ilaçlar kullanyorsanz lütfen doktorunuza söyleyiniz bildiriniz:
Eer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilac u anda kullanyorsanz veya son zamanlarda kullandnz ise lütfen doktorunuza veya eczacnza bunlar hakknda bilgi veriniz.