nikol odabaşı / Nikol Odabaşı Haberleri - Son Dakika Nikol Odabaşı Haber Başlıkları

Nikol Odabaşı

nikol odabaşı

Odasında aradığı kızını bahçede ölü buldu

Küçük kızın hayatını kaybettiğinin anlaşılması üzerine olay yerine Asayiş ve Olay Yeri İnceleme Ekipleri sevk edildi. Ölüm nedeni ise Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak olan otopsinin ardından ortaya çıkacak.İstanbul'da bugün iddiaya göre sabah okula gitmesi için 14 yaşındaki kızı Nikol Odabaşı’nı uyandırmak isteyen annesi odasına girdi. Küçük kızın odada olmadığını gören anne panik halinde etrafta kızını aradı ve arka bahçede 14 yaşındaki küçük kızını hareketsiz bir şekilde yatarken buldu. 6. kattan aşağıya düştüğü tespit edilen Nikol Odabaşı’nın olay yerinde hayatını kaybettiği anlaşıldı.Küçük kızın hayatını kaybettiğinin anlaşılması üzerine olay yerine Asayiş ve Olay Yeri İnceleme Ekipleri sevk edildi. Asayiş ekipleri çevrede güvenlik çemberi oluştururken, olay yeri inceleme ekipleri ise küçük kızın düştüğü bahçede ve evinde incelemeler yaptı. İncelemelerin ardından hayatını kaybeden kızın cesedi, Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Küçük kızın kesin ölüm nedeni Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak olan otopsinin ardından ortaya çıkacak.'NASIL DÜŞTÜĞÜNÜ BİLMİYORUZ'Vefat eden küçük kızın torunun arkadaşı olduğunu söyleyen Kıymet Atsız, "Okuldan tanıyorum. Annesi sabah kalkmış kızımı kaçırdılar demiş. Sağa sola bakmış sonra arkaya bakmış. Kızımı kaçırdılar demiş. Evin içinde bulamamış. Kızı yerde görmüş. Nasıl düştüğünü bilmiyoruz" dedi.

HYETERT &#; İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları&#;nın düzenlemiş olduğu Öykü Yarışması&#;nda Özel Feriköy Merametciyan Ermeni Okulu 5. Sınıf öğrencisi Nikol Odabaşı yazmış olduğu &#;Acı Çeken Bir Kalem&#; isimli öyküsü ile birincilik ödülü almıştır.

Bu yıl seafoodplus.info düzenlenen yarışma Orhan Kemal&#;in ölümünün Yılına ithaf edilmişti. Orhan Kemal&#;in &#;Eskici ve Oğulları&#; adlı eserinden &#;Yıllar kırık plaklarda kalmış çok eski türküler gibi geldi, geçti.&#;  sözünden yola çıkılarak yazılan “Yaşam” konulu öyküler; Yazar Işık Öğütçü, Yazar Feyza Hepçilingirler, Yazar Tolga Gümüşay, İTÜ Geliştirme Vakfı Özel Beylerbeyi Ortaokulu Türkçe Bölüm Başkanı Ekrem Çakır tarafından değerlendirildi. 

İstanbul genelindeki okullardan gelen birbirinden güzel ve değerli öykülerin arasından Nikol Odabaşı&#;nın birinciliğe layık görülen öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz.

ACI ÇEKEN BİR KALEM  
5 yıl önceydi. Kocaman yeşil mi yeşil, yaşlı bir ağacın parçasıydım. Bir gün ormana baltalı adamlar geldi. Yanımdaki yaşlı ağaçları kestiler. Tam kurtuldum sanmıştım ki beni de kesmek için yanıma geldiler. Bir baltayla bana vurmaya başladılar. Testereyle vücudumu kökümden ayırdılar, canım çok yanıyordu. Sanki kanlar akıyordu her yerimden! Ama bu kadar çok acı çektiğimi kim bilecek! Beni de ağaç arkadaşlarımın yanına kamyona koydular. Araba yola çıktı. Diğer ağaç arkadaşlarıma çarpıyordum. Sonra bizi çok büyük bir binaya götürdüler. Koskocaman, dev gibi bir bina. Sonradan fabrika olduğunu anladım&#;
Burada bir sürü makine vardı. Hepsi harıl harıl çalışıyordu. Kim bilir ne kadar yoruluyorlardı. Bu sefer bizi bir makineye koydular. Makine bizi parçalara böldü. O sırada sanki derimden parçalar koparılıyordu! Anlatılmaz bir acım vardı. Sonra bir kutuya düştüm. Oradan bir adam beni aldı ve başka bir makineye koydu. Bu makine ise içimi oydu. O sırada sanki karnıma bir bıçak saplanıyordu! Anlatamam! Başka bir adam geldi içimdeki oyuğa siyah bir şey koydu. İşte o sırada bir kalem olduğumu anladım. Renksiz bir kalemim diye düşünürken biri gelip beni ve arkadaşlarımı çeşitli renklere boyadı. Bana turuncu düşmüştü. Artık turuncu, altıgen ama maalesef dümdüz bir kurşun kalemdim. Beni bir koliye koydular. Sonra sarsılmaya başladık. Bir kamyonda olduğumuzu anladım. Bir müddet geçtikten sonra karanlık koli açıldı. Tatlı bir adam, beni ve arkadaşlarımı alıp raflara yerleştirdi. Benimle yolculuk yapan arkadaşlarımdan bazılarını başka raflara koymuştu. Onlara uzak düşmüştüm. Kendime yakın hissettiğim kırmızı kalem köşedeki rafta duruyordu. Ona seslendim, beni duydu, iyi olduğunu söyledi, manzarası da güzelmiş. Benim manzaram gri bir duvardı. Yanımda başka renkte kalemler, karşı komşumda ise silgiler vardı. Uzun zaman geçti, raflar boşalıp duruyordu ama kimse yüzüme bakmıyordu, bu yüzden tatlı adam beni alıp rafın arkasına bıraktı. Tam 4 yıl orada bekledim. Ümidimi yitirmeye başlamıştım&#;
Kırtasiyeye tatlı bir kız geldi. Sarı saçları, mavi gözleriyle o kadar güzel görünüyordu ki anlatamam. Uçlu kalemler rafına bakıyordu. Kız kırtasiyeci amcaya “Bu kalem kaç lira?” diye sordu. Kırtasiyeci amca “20 lira, kızım.” dedi. Ama kızın avucunda sadece 10 lira vardı. O da başka kalemlere bakmaya başladı. Derken rafın en arkasında yalnız başıma durduğumu gördü. Göz göze gelmiştik. Turuncuyu seven biriydi belli ki. Bu yüzden uzanıp beni eline aldı. Beni almaya karar vermişti. Kırtasiyeci Amca’ya fiyatımı sordu. “5 lira” dedi kırtasiyeci. Kız sevinçle parayı uzattı ona. Ben artık onun kalemiydim. O kadar sevinmiştim ki eteklerim zil çalıyordu. Sonra beni evine götürdü. Odasına gittik. Odası mor duvarlı küçük ama şirin bir odaydı. Masasındaki kalemtıraşı aldı. Beni kalemtıraşa soktu ve çevirmeye başladı. Yine tıpkı fabrikadaki gibi parçalarım benden kopuyor ve canım çok ama çok acıyordu. Ama bu kız benim canımın acıdığını nereden bilsin! Ben acı içinde kıvranırken bana dedi ki “Canının acıdığını biliyorum ama bunu yapmak zorundaydım.” Beni anlamasına şaşırdım. Demek ki beni sevmişti. Birini seven insanlar, kimsenin görmediğini görürler.
Canımın acısının yerini mutluluk almıştı. Artık turuncu ve sivri uçlu bir kalemdim. Beni bir defterin yanına bıraktı. Defter pembe kapaklı küçük bir defterdi. Kız defteri açtı. Beni eline aldı. Tam bir şey yazacaktı ki odasına ablası girdi. Kız hemen beni ablasına gösterdi. Ablası “Bula bula, bunu mu buldun?” dedi ve beni kızın elinden aldı ve kırmaya çalıştı. Kırılmamak için kendimi zor tutuyordum. Nihayet başardım, abla beni sinirle masaya fırlattı ve dışarı çıktı. Kız da beni alıp bir kez daha öptü, sonra masasına oturdu ve bir şiir yazmaya başladı.
Şiirde: 
“Benim bir kalemim var,
Beni hayallerime uçuran,
Beni uzaya kadar çıkarabilen,
Sihirli bir kalemim var” yazılıydı.  
O bana baktı ben ona baktım. Bana çok güzel ve şefkatle bakıyordu. Artık emindim ben ona aittim ve hep onun olacaktım.

NİKOL ODABAŞI
ÖZEL FERİKÖY İLK VE ORTAOKULU
5. SINIF ÖĞRENCİSİ

Kaynak: seafoodplus.info?type=3&theater

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir