nisa 58 ayet tefsiri / Nisa 58 Elmalılı Tefsir

Nisa 58 Ayet Tefsiri

nisa 58 ayet tefsiri

Nisa 58 Elmalılı Tefsir

Nisa 58 - Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adalete uygun tarzda hüküm vermenizi emreder. Allah bununla, size ne de güzel öğüt veriyor! Şüphe yok ki Allah semî ve basîrdir (sözlerinizi de, hükümlerinizi de hakkıyla işitir, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görür).

EMANET: Aslında insanın emin (güvenilir ve itimad edilen kimse olması) yani kendisine maddi veya manevi her hangi bir şeyin gönül rahatlığı ile korkusuz bir şekilde teslim edilebilir ve istendiği zaman eksiksiz alınabilir bir şekilde bulunması anlamına masdar ve kısaca masdar olduğu gibi insanın emin olma durumuna, gerek Allah ve gerek insanlar tarafından herhangi bir şekilde bırakılmış olan şeye de ismi meful (edilgen ortaç) mânâsına gelen masdarın ismi olmuştur ki, burada emanet bu mânâyadır. Ve bunların sahiplerine verilmesi ile insanlığın, Allah'ın bir emaneti olan şeref ve namus emanetinin korunması emredilmiştir. "Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, onun sorumluluğundan korktular; onu insan yüklendi; (bununa beraber onun hakkını tam yerine getirmedi) çünkü o, çok zâlim, çok cahildir." (Ahzab, 33/72), yüce âyeti gereğince insan, Allah Teâlâ'nın emanetini taşıyan bir emini, bir vekili olmayı üstüne alan yegane yaratıkdır ki, bu sayede diğer yaratıklar üzerinde hüküm ve tasarruf etmeye güç yetirebilir. Bu sayededir ki, insanlar da birbirinden emin olarak birbirlerine karşılıklı olarak ve sıra ile birçok hakları ve emaneti bırakırlar. İşte insanlar, gerek Allah'a ve gerek kullara karşı emanetle ilgili bu şereflerini ne kadar güzel korurlar ve emaneti ne derece yerli yerine koyabilirlerse o oranla değer ve iyiliklerini artırmış bulunurlar ve bu şekilde Allah'ın devamlı gölgesine (himayesine) girerler ve halk arasında açıktan ve gizli olarak etkili bir hakimiyet şerefini elde etmiş olurlar. "Ey Davud! Biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık. İnsanlar arasında adaletle hükmet, keyfine uyma, sonra seni Allah'ın yolundan saptırır" (Sâd, 38/26) buyurulmuştur. Sırf emanet, aslında hiçbir şeyle telafi edilebilecek değildir. Emanetlerin bir garantisi varsa, o da hainlik veya hainlik şüphesi ile emanetin yüce onurunun kırılması veya kaybedilmesi ve emniyet ile vekilliğin garantisinin düşmanlığa dönüşmesidir. Bunun için eminliği kötüye kullananlar Allah'a ve kullarına karşı başkalarının hakkını gasbedenler ve eşkiyalar gibi itibardan düşerler ve dış görünüşe göre olmasa bile, içten kalblerde düşmanlıkla mahkum olurlar. Güvenilir olmakla hakimiyetin bu önemli ilişkisine dayanan bu âyette, emaneti sahibine vermek ile adaletle hükmetmek ayrı ayrı olarak emredilmiş ve güvenilir olma emri, hükmetme emrinden önce zikredilmiştir. Bundan dolayı insanın Rabbine ve kendine ve halka karşı olmak üzere üç çeşit güvenilirlik muamelesi vardır. İlk önce Rabbine karşı emanete riayet etmesi Allah'ın hükümlerinin ve kanunlarının tatbikatı yani vazife meselesi ile ilgilidir ki, bütün uzuvların vazifelerini içine alır. İbnü Mesud hazretleri demiştir ki: "Emanet her şeyde lazımdır. Abdestte, cünüplükte, namazda, zekatta, oruçta vs. de." İbnü Ömer hazretleri de demiştir ki: "Allah insanın tenasül uzvunu yarattı ve buyurdu ki, 'Bu bir emanettir, senin yanında sakladım, bundan dolayı bunu muhafaza et. Ancak hakkıyla (helâl yerde) kullanılması hariç." İşte bütün organların da böyle birer emanet olan vazifeleri vardır. Kendine karşı din ve dünya emanetinde, kendine en faydalı ve en uygun olanı seçmesi, öfke ve şehvet veya cahillik ile sonunda zararlı olan şeyleri yapmamasıdır. Halka karşı, hakların emanetini gözetmek, alış verişte aldatmamak, zarar veren olmamaktır ki idarecilerin halka adaleti, âlimlerin halkı batıl taassuba sevketmeyip dünya ve ahirette faydalı olan amellere ve doğru inançlara sevketmesi, halkın da onlara karşı hainlik yapmaktan sakınması, aynı şekilde kocanın karısına, karının kocasına karşı sadakatla (doğrulukla) ırzlarını ve çocuklarının soylarını korumaları ve çocukların terbiyesine dikkat etmeleri bunların içindedir. 

Bu şekilde ister Allah'a ait haklarda ve ister insan hakları, başka bir ifade ile ister genel haklar ve ister özel haklardan insanların emanet zimmetleri ile ilgili fiilî veya sözlü veya inançla ilgili, maddî veya manevî, malî ve malî olmayan hakların hepsini kapsadığı gibi hitabının hükmü de bütün mükellefleri kapsar. Özel haklarla ilgili ve emniyetle bırakılan emanet ve diğer şeyler, emanetlerden olduğu gibi, kamu işlerine ve haklarına ait olan yönler, makamlar, velayet (valilik), imamlık ve hüküm sürmek, nasihat ve fetva vermek de emanetlerdendir. Bir de kelimesi sahip ve ehliyetli mânâlarını kapsadığı için bu emir, verilmiş olan emanetlerin sahibine geri vermek ve ulaştırmaktan başka, emanet edilecek şeylerin de ehline ve hak etmiş olanlara emanet ve havale edilmesi mânâsını da ifade eder. Ve bu mânâ kamu hakkından olan emanetlerde önem arzeder ve ancak o itibarla emredilmiş bir vazife olur. Öyle olmakla beraber bu da Allah'a ait haklardan olan emanetleri sahibine vermek ve ona ulaştırmak demektir. Nitekim bu âyetin iş başında bulunan kimseler hakkında indiği de rivâyet edilmiştir. 

Âyetin indirilmesinin sebebi hakkında meşhur olan rivâyet şudur: Mekke'nin fethi günü Resulullah Mekke'ye girdiği zaman Kâbe'nin anahtar taşıyıcısı olan Osman b. Talha b. Abdüddar kapıyı kilitlemiş, anahtarını Resulullah'a (s.a.v.) teslim etmekten kaçınmış, "Allah'ın elçisi olduğunu bilseydim engel olmazdım." demiş. Derhal Hz. Ali de Osman'ı tutmuş, kolunu bükmüş anahtarı alıp Kâbe'nin kapısını açmış ve Resulullah (s.a.v.) Kâbe'ye girip iki rekat namaz kılmış idi. Çıktığı zaman, amcası Hz. Abbas anahtarın kendine verilmesini ve eskiden sorumluluğunda bulunan Zemzem sakalığı (hacılara su dağıtma vazifesi) ile beraber sedanetin (yani Kâbe kapıcılığının) birleştirilmesini istedi. Bunun üzerine bu âyet indirildi. Bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.v.) anahtarları Osman'a geri vermesini ve ona teslim etmesini ve kendisinden özür dilemesini Hz. Ali'ye emretti. Hz. Ali de anahtarları götürüp özür dileyince Osman: "Beni zorladın, bana eziyet verdin, sonra geldin (hatanı) düzeltmeye çalışıyorsun." dedi. Hz. Ali de: "Senin hakkında Allah Teâlâ Kur'ân indirdi." deyip âyeti okudu. Bunun üzerine Osman, diye şehadet getirerek hemen müslüman oldu. 

Kabe kapıcılığının (anahtarının taşınması görevinin) ebedî olarak Osman'ın zürriyetinde kalması hakkında bir de vahiy geldi. Sonra Osman Mekke'den hicret edip anahtarı biraderi Şeybe'ye verdi ki bugün de Kâbe'nin anahtarı Şeybe'nin torunlarındadır. Şüphe yok ki sebebin özel olması, hükmün genel olmasına engel değildir. Aksine bu sebep "emanetlerin" pek genel kapsamlı olduğunu gösterir. Bakınız, Allah size ne güzel öğüt veriyor! Emaneti sahibine vermek, adaletle hükmetmek, bunlar ne güzel şeylerdir. Ve sizin için ne kadar faydalıdır. Her zaman (mutlaka) bu emirleri tutmalı, hainlik ve zulümden sakınmalı. Çünkü "Allah her şeyi işiten ve görendir." Bundan dolayı hükümlerinizi işitir, emanet hakkında yaptıklarınızı görür. 

Bu şekilde idarecilere ve hakimlere, işin başında bulunan herkese genel olarak veya özel bir şekilde emanetleri sahiplerine vermek ve adalet ile hükmetmek ve memleketi idare etmek emredildikten sonra, şimdi de diğer iman ehline bunları yapan idarecilere itaat etmeyi ve fakat kayıtsız bir şekilde değil, Allah ve Peygambere itaat etme içinde şu genel hitabı ile emrediyor.


إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الْأَمَانَاتِ إِلَىٰ أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ أَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ ۚ إِنَّ اللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ سَمِيعًا بَصِيرًا
İnnellahe ye´müruküm en tüeddül emanati ila ehliha ve iza hakemtüm beynen nasi en tahkümü bil adlv innellahe niımma yeızuküm bih innellahe kane semıam basıyra
4-Nisa Suresi  Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
&#;. NASUH&#; B&#;LMEN MEALLER&#; VE TEFS&#;R&#; : 'Kur'an&#; Kerimin T&#;rk&#;e Meali Alisi ve Tefsiri'
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  MEAL&#;:Muhakkak Allah Teâlâ size emrediyor ki, emanetleri ehline veriniz ve nâs arasında hükmedince adâletle hükmediniz. Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok Allah Teâlâ bihakkın işitici ve bihakkın görücüdür.
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  TEFS&#;R MEAL&#;: Muhakkak Allah Teâlâ size emrediyor ki: Emanetleri ehline veriniz ve insanlar arasında hüküm edince adaletle hüküm ediniz. Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok ki Allah Teâlâ hakkıyla işitici ve tam anlamıyla görücüdür.
&#; NASUH&#; B&#;LMEN  TEFS&#;R&#;:
'Kur'an&#; Kerimin T&#;rk&#;e Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de müsIumanların üzerlerine düşen en mühim vazifeleri bildirmektedir. Ve emanete, adalete, itaate, iyi geçinmeye ait en lüzumlu esasları öğretmekte ve telkin buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey mükellef olan insanlar!. (Muhakkak Allah Teâlâ size emir ediyor ki, emanetleri ehline veriniz) insanların üzerine üç kısım emanet yönelmektedir. Birinci kısım, Cenâb-ı Hak'ka karşı olan emanetlerdir ki, bunlar Allah tarafından emir olunan şeyleri yerine getirmek yasaklanan şeyleri bırakmak suretiyle ifa edilir. İkinci kısım, insanlara karşı olan emanetlerdir ki, onlara ait borçları, emanetleri vermekle onlarla iktisadî muamelelerde zararlarına hareket etmemekle ve onların kusurlarını insanlar arasında yaymam akla ve âmirlerin halka karşı adaletle hareket etmeleriyle, âlimlerin de insanları güzelce aydınlatıp ve irşada çalışıp onları bâtıl taassuplara sevk eylem em es iyi e temin edilir. Üçüncü kısım da, insanların kendi nefislerine karşı olan emanetlerdir ki, bunlar da her insanın kendi nefsi için din ve dünyaca en faydalı, en iyi olan şeyleri tercih etmesiyle ve şehvet, gazab dünya sevgisi gibi şeyler ile kendisini ııhrevî zararlara sevk etmemesiyle meydana gelir, (ve) ey hakimler!, (insanlar arasında hükmedince adaletle hükmediniz) yani: İnsanların hukukunu temine çalışınız, duruşma esnasında iki tarafa karşı eşit davranınız. Usulü dairesinde sabit olacak hakları ortaya çıkararak sahiplerine veriniz. (Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla) emanetleri ehline eda ediniz ve adaletle hükm eyleyiniz diye (ne güzel öğüt veriyor.) sizi irs ad ediyor, hakkınızda hayır istiyor. (Şüphe yok ki. Allah Teâlâ hakkıyla işitici) dir. Bütün sözlerinizi işitir, bilir (ve) bütün fiil ve hareketlerinizi (hakkıyla görücüdür) artık ona göre hareket ediniz, Cenâb-ı Hakkın büyüklük ve yüceliğini düşünerek gösterdiği doğru yoldan ayrılmayınız. § Rivayete göre Mekke'i mükerreme fethedildigi gün Kâbe'i mııazzama'nın anahtarcısı bulunan Osman İbni Talha Kabe'nin anahtarını Rasülü Ekrem'e vermekten kaçınmış, ben onun Peygamber olduğunu bilseydim anahtarı vermekten çekinmezdim demiş. Hz. Ali ise onun elini sıkarak anahtarı almış, Kâbe'i Mııazzama'nın kapısını açmış, Rasülü Ekrem de içeri girerek iki rekât namaz kılmıştı. Rasülü Ekrem'in amcası Hz. Abbas, öteden beri zemzem suyu ile ilgili işlere bakıyordu. Bu defa anahtarcılığında kendisine verilmesini istemiş, anahtarı almak arzu eylemişti. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil o muş, emanet olarak alınmış olan anahtarın sahibi olan Osman İbni T al haya veri I m es i n e iş âret olunmuştur. Bunun ü zeri ne H z. Ali al m ı ş olduğu p eyg am b er em ri g ereğ i an aht arı Os m an' a verm iş ve özür dilemişti. Os m an ise: "Y a Al i!. Sen b an a eziyet edip anahtarı zorla elimden aldın, şimdi de gelmiş yumuşaklık ile muamele yapıyorsun" demiş, Hz. Ali de: "Cenâb-ı Hak senin için bir Kur'an âyeti indirdi" demiş, bu âyeti kerimeyi okumuş, bunun üzerine Osman, İslâm dininin yüceliğine, emanetlere ne kadar riâyet edilmesini emir eylediğini anlayarak kel i m e'i ş eh ad et i okuyarak müslüman olmuştu. Bunu müteakip Cibril Emin gelmiş, Kâbe'i muazzama anahtarcılığının ebediyen Osman ile onun hanedanına ait olacağını bildirmiştir. Gerçekten de bu anahtarcılık h i zm et i d ai m a o h ân ed ân d a b ıı I ıı n m ıı şt ıı r. Bu âyeti kerimenin nüzul sebebi böyle bir hâdise olmakla beraber hükmü umumidir, bütün emanetleri kapsamaktadır. § Emanet, eminlik, doğru, davranışlarda doğru olmak ve başkasına ait olarak bir kimsenin yanında bulunan şey demektir. Bir şey korunmak için verilmiş olursa "vedia" adını alır. Noksansız ve geciktirmeksizin mükellefe yerine getirilmesi vacip olan dinî vazifeye de Allah'ın emaneti denilir. Hayatımız, akılımız, namus ve haysiyetimiz de bizim için birer Allah emanetidir ki, bunlara da güzelce riâyet etmek bizim için bir farizedir.

Nisâ Suresi Ayet Meali

۞ إِنَّ ٱللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤَدُّوا۟ ٱلْأَمَٰنَٰتِ إِلَىٰٓ أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ ٱلنَّاسِ أَن تَحْكُمُوا۟ بِٱلْعَدْلِ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِۦٓ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ سَمِيعًۢا بَصِيرًا

İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).

Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

TürkçesiKöküArapçası
  • size emreder
  • ا م ر
  • يَأْمُرُكُمْ
  • vermenizi
  • ا د ي
  • تُؤَدُّوا
  • emanetleri
  • ا م ن
  • الْأَمَانَاتِ
  • hükmettiğiniz
  • ح ك م
  • حَكَمْتُمْ
  • hükmetmenizi
  • ح ك م
  • تَحْكُمُوا
  • adaletle
  • ع د ل
  • بِالْعَدْلِ
  • size öğüt veriyor
  • و ع ظ
  • يَعِظُكُمْ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
  • Diyanet Vakfı: Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Haberiniz olsun ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah işiten ve bilendir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.
  • Ali Fikri Yavuz: Gerçekten Allah, size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hüküm vermenizi emreder. Hakikaten Allah bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphe yok ki Allah, hükümlerinizi hakkıyle işitici, emanete ait işlerinizi hakkıyle görücüdür.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Haberiniz olsun ki Allah size şunları emrediyor: Emanetleri ehline veresiniz ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakıt adaletle hükmedesiniz, hakikat Allah size ne güzel va´z veriyor, şüphesiz ki Allah semi´, basir bulunuyor.
  • Fizilal-il Kuran: Allah size emanetleri, onları taşıyabilecek olanlara yüklemenizi ve insanlar arasında hüküm verirken adalete uygun hüküm vermenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor! Hiç kuşkusuz Allah işiten ve görendir.
  • Hasan Basri Çantay: Şübhesiz ki Allah size emânetleri ehil (ve erbâb) ına vermenizi, insanlar arasında hükmetdiğiniz zaman adaletle hükmeylemenizi emreder. Allah bununla size, gerçek, ne güzel öğüd veriyor! Şübhe yok ki Allah (sözlerinizi, hükümlerinizi) hakkıyle işidici, (bütün yapdıklarınızı) hakkıyle görücüdür.
  • İbni Kesir: Şüphesiz ki Allah; size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah; bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah; Semi´, Basir olandır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Muhakkak Allah Teâlâ size emrediyor ki, emanetleri ehline veriniz ve nâs arasında hükmedince adâletle hükmediniz. Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok Allah Teâlâ bihakkın işitici ve bihakkın görücüdür.
  • Tefhim-ul Kuran: Hiç şüphe yok Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.

Nisâ  Suresi Ayet, Resimli

Necm suresi ayet tefsiri ve meali nedir? Necm suresi ayeti okunuşu ve anlamı

Mekke döneminde indirilmi&#; olan Necm suresinin sadece Ayetinin Medine’de indirildi&#;ine inan&#;l&#;r. Kuran-&#; Kerim’de s&#;rada yer alan bu sureden önce Tur suresi ve sonra Kamer suresi vard&#;r. Cüz 27’de yer alan Necm suresi, toplam 62 ayetten olu&#;ur. Surenin ad&#;, ilk ayette geçen ve y&#;ld&#;z anlam&#; olan en-Necm kelimesinden gelmi&#;tir. Secde ayeti bulunan bu surede dinin temel konular&#;na de&#;inilir. ayet ise çok önemlidir. K&#;sa bir ayet olan Necm suresi ayeti ezberlemek de oldukça kolayd&#;r.

Necm suresi ayet nas&#;l okunur?

Necm suresi ayet okunu&#;u pek çok ki&#;inin merak etti&#;i konulardan biridir. K&#;sa bir ayet olan bu ayetin Türkçe ve Arapça okunu&#;lar&#; s&#;kça ara&#;t&#;r&#;lmaktad&#;r. Necm suresi ayet Arapça okunu&#;u &#;u &#;ekildedir:

necm58

Arapça okunu&#;u ö&#;rendikten sonra Türkçe okunu&#;u da merak edilmektedir. Necm suresi ayet Türkçe okunu&#;u ise &#;u &#;ekildedir:

  • Leyse leh âmin dûni(A)llâhi kâ&#;ife(tun)

Necm suresi ayet ne anlama gelir?

Kuran-&#; Kerim okuyanlar&#;n ve bu alanda ara&#;t&#;rma yapanlar&#;n büyük önem verdi&#;i Necm suresi ayet, anlam olarak çok önemlidir. Necm suresi 58 ayet Türkçesi ö&#;renilerek bu ayetin ne anlama geldi&#;i hakk&#;nda bilgi edinilebilir. Necm suresi ayet anlam&#; a&#;a&#;&#;daki gibidir:

  • Onu Allah’tan ba&#;ka ortaya ç&#;karacak yoktur.

Necm suresi ayet tefsiri nedir?

Necm suresi ayet meal olarak ö&#;renildikten sonra bu ayetin tefsiri merak edilir. Çünkü bu ayetin Türkçesine bak&#;ld&#;&#;&#;nda, Kuran-&#; Kerim’de yer alan önemli ayetlerden biri oldu&#;u görülebilir. Necm suresi Ayet tefsiri a&#;a&#;&#;daki gibidir:

Bunca nimet, hat&#;rlatma ve uyar&#;ya ra&#;men Allah’&#;n birli&#;ini ve âhiret hayat&#;n&#;n varl&#;&#;&#;n&#; tart&#;&#;ma konusu yapma küstahl&#;&#;&#;n&#; gösteren, Kur’an’&#;n verdi&#;i bilgi ve ça&#;r&#;lar kar&#;&#;s&#;nda ak&#;l ve iz‘an&#; harekete geçirmek yerine gaflet içinde oyalanmaktan haz alanlar ele&#;tirilmektedir. Buna ra&#;men âyette k&#;sa ve etkileyici bir ifadeyle herkes Allah’a kulluk etmeye ve O’na olan sayg&#;s&#;n&#; belli etmeye ça&#;&#;r&#;lmakta, böylece sûre as&#;l mesaj&#;n tekrar edilmesiyle bitirilmektedir.

âyeti “Bu, önceki uyar&#;lar gibi bir uyar&#;d&#;r” &#;eklinde de çevirmek mümkündür. Burada Hz. Muhammed’in, Kur’an-&#; Kerîm’in, önceki toplumlar hakk&#;nda verilen haberlerin veya müteakip âyette yer alan k&#;yamet uyar&#;s&#;n&#;n kastedildi&#;i yönünde yorumlar yap&#;lm&#;&#;t&#;r. âyette k&#;yametin her an biraz daha yakla&#;t&#;&#;&#; uyar&#;s&#; yap&#;ld&#;ktan sonra âyette onu Allah’tan ba&#;ka aç&#;&#;a ç&#;karacak veya onun zaman&#;n&#; ve nas&#;l olaca&#;&#;n&#; bilecek yahut onu engelleyebilecek kimse bulunmad&#;&#;&#; bildirilmektedir (&#;evkânî, V, ; Elmal&#;l&#;, VII, ). Âlimlerin ço&#;unlu&#;una göre son âyette secde etmek gerekir. (Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: )

Necm suresi ayet fazileti nedir?

Necm suresi 58 ayet fazileti ve s&#;rlar&#; aras&#;nda en önemlilerden biri ki&#;inin ruhsal s&#;k&#;nt&#;dan kurtulmas&#;n&#; sa&#;lamas&#;d&#;r. Bu ayetin faziletleri &#;u &#;ekilde s&#;ralanabilir:

  • Hasta ve özellikle felçli olan ki&#;ilerin &#;ifa bulmas&#;nda etkilidir.
  • Zalimlerinden zulmü ve &#;erlerinden kurtulmak için okunmal&#;d&#;r.
  • Herhangi bir bela ve musibetin ortadan kalkmas&#; için okunur.
  • Hakk&#;n al&#;nmas&#; için bu surenin bu ayetinin okunmas&#; söylenir.
  • Helal olan murada ermek için okunmal&#;d&#;r.
  • &#;&#;sizlik ve r&#;z&#;k s&#;k&#;nt&#;s&#;ndan kurtulmak ve bu s&#;k&#;nt&#;lar&#; çekmemek için okunmal&#;d&#;r.

Necm suresi ayet kaç defa okunmal&#;?

Necm suresinin ayetinin faziletlerinin gerçekle&#;mesi için kaç defa okunmas&#; gerekti&#;i merak edilir. Bu ayet-i kerimeyi 70 bin ya da bin defa okuyan kimseler, Allah’&#;n birçok lütfuna nail olur. Birkaç gün içinde bu hatmi tamamlayan ki&#;i, sonraki günler de en az defa ayeti okumaya devam etmelidir. Ayet-i kerimeyi okumadan önce elbiselerin ve mekan&#;n temiz olmas&#; gerekir. Necm suresi ayet fazileti kaç defa okunmal&#; sorusunun yan&#;t&#; bu &#;ekildedir.

Necm suresi ayeti niçin okunur?

Necm suresi ayet çok faziletli bir ayeti- kerimedir. Bu yüzden çe&#;itli durumlarda okunmas&#; gerekti&#;i söylenir. Ruh s&#;k&#;nt&#;s&#;ndan, hastal&#;ktan ve felçten kurtulmak için bu surenin bu ayetinin okunmas&#; tavsiye edilir. Borçlardan en k&#;sa zamanda kurtulmak ve hakk&#;n al&#;nmas&#; için de Necm suresi ayet okunabilir. Ayr&#;ca hapisten, i&#;sizlikten ve bekarl&#;ktan kurtulmak için de etkili oldu&#;u söylenir.


ANASAYFAYA DÖNMEK &#;Ç&#;N TIKLAYINIZ

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir